Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 TEMMUZ 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Üretici, siyasi partilerden tarımda dış odaklı politikalara son verilmesini ve desteklerin artırılmasını istedi 13 EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Çiftçilerden seçim manifestosu ? AKP döneminde IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği’nin isteğiyle yapılan tarımla ilgili düzenlemelerin hiçbirinin üretici lehine sonuçlanmadığına yer verilen bildirgede her 50 saniyede bir çiftçinin iflas ettiğine dikkat çekildi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platformu, yayımladığı seçim bildirgesinde, her 50 saniyede bir çiftçinin iflas ettiğine dikkat çekerek tarımda dış odaklı politikaların izlenmesini istemediklerini vurguladı. AKP hükümetinin, IMF, Dünya Bankası (DB) ve AB’nin isteğiyle tohumculuk, üretici birlikleri, lisanslı depoculuk, organik tarım, tarım sigortası, tarım, ziraat odaları yasalarını çıkardığı anımsatılan bildirgede, bu düzenlemelerinin hiçbirinin üretici lehine olmadığına dikkat çekildi. AKP hükümetinin köylülere, “Gözünüzü toprak doyursun!”, “Ananı da al git!” söylemiyle yaklaştığının vurgulandığı bildirgede şöyle denildi: ? IMF, DB, Dünya Ticaret Örgütü ve AB güdümlü tarım politikaları terk edilsin. ? Çiftçilerin katılımıyla bağımsız bir tarım programı oluşturulsun. Kooperatifleşmelerin önü açılsın. ? Destekler gelişmiş ülkelerin seviyesine (yıllık 11.3 milyar Avro) çıkarılsın. ? Ürünlerin fiyatı, maliyetlerin üzerinden belirlensin. ? Tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin yasası yeniden düzenlensin. ? Çiftçilerin ve köylülerin bağımsız örgütlenmelerini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılsın. ? Üretici sendikalarının iç hukuk düzenlemeleri yapılsın. ? Tohumculuk Yasası derhal geri çekilsin. ? Tarım sigortaları, çiftçiler lehine tekrar düzenlenerek çıkarılsın. ? Çiftçiler ve köylüler eksiksiz sosyal güvenceye kavuşturulsun. Sermaye Birikirken “Sermaye Birikirken: Osmanlı, Türkiye, Dünya”, yurtdışından dönüşümde kitapçıların raflarında beni karşılayan ilk kitaplardan birisi oldu. Boğaziçi Üniversitesi’nde iktisat hocamız olan Prof. Dr. Oya Köymen’in bir yandan güncel Türkiye’yi analiz eden, bir yandan da kapitalizmin İngiltere’de sanayi devriminde yoğunlaşarak günümüze akan küreselleşmesini aktaran siyasi tarih çözümlemeleri ile akıcı bir gerilim romanı lezzetinde bir kitap. (Yordam Kitap, 1. basım, Mart 2007, 264 sf.) Yayınevinin notuyla, sermaye birikirken “ötekilere”, yani sermaye sınıfına dahil olmayan çoğunluğa neler olduğunu tarihsel ve güncel öykülerle sergileyen bu kitabı bir çırpıda bitirirken, bir yandan da geçen hafta içerisinde çoğunluk hissesinin gerçek sahiplerinin kimler olduğunun hâlâ anlaşılamadığı bir finansal spekülasyon ve rant şirketine birkaç yıllık kârlarının karşılığı satılıveren petrolkimya devi PETKİM’in şahsında, ulusal kaynaklarımızın nasıl talan edilmekte olduğunu gazeteler ve görsel medyadan izlemekteydim. Benim öğrenci olduğum 78’li yılların üniversite dünyasında anlaşılamayacak bir duyarsızlıkla, akademi dünyası 2000sonrasında giderek hızlandırılan özelleştirmeler skandallarına eklenen bu yeni örneğe karşı son derece kayıtsız ve ilgisiz davranmaktaydı. “Türkiye’ye artan yabancı sermaye ilgisi”, “PETKİM’i piyasanın beklentilerinin üzerinde fiyata sattık”, “IMF çıpası devam etmeli”... başlıkları altında sürdürülen bu kolektif emperyalist saldırıya Türkiye’nin 68’li ve 78’li yıllarda göstereceği kesin olan toplumsal direnç kırılmış, etkisizleştirilmişti. Oya Hoca’nın kitabı benim için bu yakın tarihçeyi çarpıcı örneklerle dile getiren bir başvuru kitabı oldu. Bu yakın tarihçenin önemli dönüm noktalarını bir çırpıda özetleyiveren dördüncü bölümünde Oya Hoca şu gerçeklerin altını çiziyordu: “Mali piyasaların bütünüyle kuralsızlaştırılması 1985’te resmen Londra’da açıklandı. Kuralsızlaşma, evrenin yaratılışına gönderme yapan ‘büyük patlama’ oluyordu. Artık her isteyen (bankalar, büyük mali kuruluşlar ve şirketler) borsalarda istediği gibi spekülasyon yapabilecek, borsa kazançları üstündeki vergiler düşürülecek, merkez bankalarının denetimi kaldırılacak, parasal sermaye bilgisayarlı iletişim sayesinde anında dünyadaki herhangi bir borsaya kolaylıkla girip çıkabilecek, borsalar arasındaki faiz ve kur farklarından havadan büyük kazançlar elde edilebilecekti. Bunun adına da dünya ekonomisi ve para piyasalarının küreselleşmesi dendi.” “Borsa spekülasyonu gerçek ekonomileri inanılmaz boyutlarda istikrarsızlaştırdı. Hisse senedi spekülasyonunun yanı sıra, devlet borçlanma tahvilleri de doğal spekülasyon konusuydu. Neoliberal politika paketinin bir parçası olarak zenginler ve sermayedarlardan alınan vergiler düşürüldüğü için, devletler askeri ve asgari harcamaları için bile sürekli borçlanma ihtiyacındaydı. Hangi devlet daha yüksek faiz verirse uluslararası fonlar oraya koştuğundan, bu bir yandan içinden çıkılmaz bir borç yükü ve kısırdöngü yaratıyor, öte yandan da yüksek faizli borçlar ancak yeni ve daha yüksek faizli borçlarla ödenebiliyordu.” “Borçların ödenebilmesi için ikinci kaynak, özelleştirmelerle devletlerin malvarlığını satmasıydı. Uluslararası sermaye, genellikle de yerli sermaye ile işbirliği içinde özelleştirme ihalelerini kazandığı zaman ülkeye döviz giriyordu. Bu paranın bir bölümü borç ödemeye, bir bölümü de ithalat artışına gidiyordu” (sf. 18687). ??? Oya Köymen Hoca 1983’te 5.000 kamu görevlisi ile birlikte “1402’lik olur” ve üniversiteden ayrılmak zorunda bırakılır. Yıllar süren hukuk mücadeleleri sonucunda 1990’da üniversiteye geri dönüşünde ise iktisat ders kitaplarında, akademik dilde ve üniversite yaşamındaki ortam, Oya Hoca’nın kendi deyişi ile “çarpıcıdır”. “Ders kitaplarında makroekonominin kurucusu Keynes dipnota atılmış, iktisatta giderek artan karmaşıklıktaki matematiksel modelleriyle neoklasik iktisat tam bir egemenlik kurmuştu. Ekonomi lisans programlarında ‘iktisat tarihi’ seçimlik derslerin arasında bile marjinalleşmiş durumdaydı. Artık akademik dilde ‘araştırmadan’ çok, ‘projelerden’ söz edilmeye başlanmıştı. ‘Üniversitesanayi işbirliği’ genel başlığı altında ‘araştırma projeleri’ dönemine girilmişti. Üniversite ya da bilimsel yayınevleri yerine artık araştırma projelerinin yayıncıları TÜSİAD, Odalar Birliği ya da Dünya Bankası gibi kuruluşlar olmaya başlamıştı. Bu ilişkinin bilimsel özgürlük ve özerklikle bağdaşıp bağdaşmayacağı tartışma konusu bile değildi. Çünkü bu hal sanki üniversitenin ‘doğal’ bir durumuymuş gibi sunulmaktaydı.” (Sf. 18) Bu koşullar altında Türkiye ve benzeri azgelişmiş ülkelerde yeniemperyalizmin özelleştirmeler, esnekleştirmeler ve kuralsızlaştırmalar ile sürdürdüğü “kolektif” saldırılara, üniversitelerden ve daha geniş olarak akademi ve bilim dünyasından herhangi bir tepkinin gelmesi beklenebilir miydi? BİRLEŞİK METALİŞ Petkim’in satışı sandığa yansır Ekonomi Servisi Birleşik Metalİş Sendikası, “Petkim’in çoğunluk hissesinin kimliği belirsiz bir sermaye grubuna ihale edilmesi ve bu mülkiyet devrinin 22 Temmuz genel seçimlerine 15 gün kala adeta apartopar yapılmasındaki gayret ve telaş kaygı vericidir” açıklamasında bulundu. Birleşik Metalİş’ten yapılan açıklamada, Petkim’in devlet elinde bulunan yüzde 51’lik payının kimliği bulanık bir uluslararası sermaye grubuna satılmasının, hem sendika hem de toplumda rahatsızlık yarattığı belirtildi. Açıklamada, “Elbette emekçiler bu talihsizliği, 22 Temmuz genel seçimlerinde sandığa yansıtacaklardır” denildi. Öte yandan Petkim ihalesini kazanan TranscentralAsia’nın büyük ortağı Troika, Rus basınına Petkim’deki hisselerini 46 yıl içinde satmayı planladığını açıkladı. İhale şartnamesi gereği konsorsiyumun ortaklık yapısının üç yıl boyunca değiştirilemeyeceğini vurgulayan Rus Troika Capital Partners şirketinin başkanı Sergey Skvortsov, “Ancak 46 yıl içinde projeden büyük bir kâr elde ederek çıkmayı planlıyoruz” diye konuştu. ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr Fındık fiyatı AKP’yle barıştırmadı ERDOĞAN ERİŞEN AHMET ŞEFİK ORDU / TRABZON Genel seçim öncesi fındık üreticileriyle barışmak isteyen AKP hükümeti, alışılmışın dışında olarak bir ay öncesinden fındık taban fiyatını açıkladı. Ancak fiyat, üreticiyi tatmin etmedi. Samsun’da bir araya gelen Fındık Maliyeti Tespit Komisyonu, 1 kilogram fındığın maliyetini 4.59 YTL olarak belirledi. Ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında önceki gün toplanan Bakanlar Kurulu, fındığa ki logram başına 5 ve 5.10 YTL fiyat verdi. Fiyatın randıman olarak ortalama TMO düzeyinde 4.5 YTL, serbest piyasada ise 33.5 YTL düzeyinde uygulanması bekleniyor. Değerlendirmeler şöyle: CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi: Geçen yıl 750 bin ton rekolteye 4 YTL fiyat verildi. Bu yıl üretim geçen yıldan düşük. Bu fiyat, fındığın üretim miktarını dikkate almayan bir fiyattır. Ordu Ziraat Odası Meclis Başkanı Mehmet Bayhan: AKP hükümeti bu yıl da üretici için değil, Başdanışman Zapsu gibi alivre ci ihracatçıların taban fiyatını açıklamıştır. TZD Başkanı İbrahim Yetkin: Seçim öncesinde AKP hükümetini üreticiyle barıştıran bir fiyat açıklanmamıştır. Üreticinin değerlendirmesi de şöyle: Celal Çeküç: Geçen yıl verdikleri para amele parasını karşılamadı. Bu yıl da olacağı bu. İbrahim Yıldız: Masrafları çıktıktan sonra yine cepte para kalmayacak. Beşir Arslan: 6 YTL gibi bir fiyat bekliyorduk. Yine mağdur olacağız. B İ L G İ T O P L U M U N A D O Ğ RU / ÖZLEM YÜZAK yerine yapılacaklar da var. Örneğin, küçük esnafın bir şemsiye altında toplanarak ekonomik güç oluşturması, hipermarketlere, gros ve zincir mağazalara karşı yüksek alım gücü yaratması. Böylelikle tüketiciye de ürünü rekabetçi koşullar altında sunabilmesi. İzmir esnafı bu konuda önemli bir başarıya imza atarak diğerlerine de Seçim öncesi furyası içinde belki de en gözden kaçan noktalardan biri esnafın umutsuz hali. Çünkü Türkiye uzun süreden beri yüksek faiz, düşük kur politikası gereği ithalata teslim oldu. Küçük ve orta ölçekli girişimci uluslararası sermayeyle rekabet edemiyor. Değişen koşullar ve küreselleşme küçük esnafın sermayesini eritiyor, hiper, gros ve zincir mağazalar karşısında elini kolunu bağlıyor. Artık mahalle bakkalını, kasabı, manavı görmek neredeyse imkânsız. Halk alışverişini büyük marketlerden yapmaya çoktan alıştı. O gün nerede hangi ürünler ucuzsa insanlar oraya koşuyor... Yazları geçirdiğim Büyükada’da esnafın geçirdiği değişim son derece çarpıcı. Birkaç yıl önce Dia’nın mağaza açma isteğine şiddetle direnmesine karşın başarılı olamayan esnafın işleri bir anda tersine döndü. Dia son 3 yılda inanılmaz bir ciro yaptı, kapısında uzun kuyruklar oluştu. Şimdi ise bir de BİM açıldı. Bu kez iki büyük arasında rekabet başladığı için bundan yine halk kazançlı çıkıyor. Tabii bunda “Ne yapalım, yılın ancak 34 ayı iş yapıyoruz” gerekçesinin ardına sığınarak yıllar boyu ada halkına fahiş fiyattan mal satan esnafın da payı var. Ancak ne Küçük Esnafı Ancak ‘Birlik’ Kurtarır olursa olsun, Türkiye’nin ve küresel dünyanın değişen koşulları karşısında farklı bir politika belirlemedikçe küçük esnaf daima kaybeden taraf oluyor ve olacaktır da... Ancak az önce de vurguladığım gibi “farklı politika” sözcüğü çıkış noktası. Ah’lar Vah’larla dövünüp durmak Ya Petrolİş Sendikası olmasıydı?.... Sendikaların ne yazık ki en itilip kakıldığı, işlevsizleştirildiği, horlandığı dönem. Ancak Petrolİş Sendikası yaptığı tüm itirazlarla, açtığı davalarla ve sürdürdüğü mücadele ile Türkiye’de emperyalizm tuzağına ve değerli kamu kurumlarının ne idüğü belirsiz yabancı şirketlere satılmasına engel olarak üstün bir sendikacılık başarısının altına imza atıyor. Hatırlarsanız bunu TÜPRAŞ’ın birinci özelleştirilmesindeki ilk ihalede de engellemiş ve tek başına bir mücadele yürüterek Efremov Kautschuk adındaki tabela şirketine satılmasının önüne geçmişti. Aynı mücadeleyi şimdi de PETKİM için veriyor. Acaba biz Petrolİş’e hak ettiği övgüyü verip arkasında ne kadar durabiliyoruz? örnek oldu. Bugün İzmir ve yöresinden 500 kadar esnafın ortak olduğu BESAŞ tedarik zinciri, küresel rekabet sürecinin dışında kalmamak için kurulan bir oluşum. Bugün yıllık cirosu 600 milyon dolara ulaşan BESAŞ’ın Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Susam aynı zamanda İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’nin de başkanı. Ayrıca bu seçim döneminde de CHP’nin İzmir adayları arasında 4. sırada. Susam “Esnafın örgütlü gücü olarak hizmet veren BESAŞ, esnaf sanatkârların istediği ve doğru organize olduğu takdirde nelere muktedir olduğunun bir göstergesi, sembolü oldu. Hipermarketler ve büyük alışveriş merkezleri bir dünya gerçeği. Bu gerçeği inkâr ederek ya da toplumsal devinime karşı çıkarak, küçük işletmeleri zor durumdan kurtarabilecek herhangi bir somut sonucun elde edilmesi mümkün değildir” diyor. EDREMİT l. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2005/2025 Borçlu Ahmet Bağcıoğlu’na ait ve bir borçtan dolayı (HACİZLİ) bulunan ve aşağıda tapu kaydı, kıymeti satış gün ve saati ve önemli özellikleri ile satış şartlan belirtilen; 1 Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Camivasat, Emin Kuyu mevkii, Ada: 568, Parsel: 29, C:25, S:2370 de kayıtlı 121,00 m2 arsa cinsi taşınmaz olup taşınmaz 10.0010.10 arasında, 2 Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Camivasat, Emin Kuyu mevkii, Ada: 568, Parsel: 30, C:25, S:2371 de kayıtlı 302,00 m2 arsa cinsi taşınmaz olup taşınmaz 10.2010.30 arasında, 3 Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Camivasat, Ada: 264, Parsel: 23, C: l, S:95 de kayıtlı 97,40 m2 arsa cinsi, 10/336 arsa paylı zemin kat 5 nolu çayocağı olup taşınmaz 10.4010.50 arasında, 4 Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Camivasat, Ada: 694, Parsel: 302, C: 31, S:2994 de kayıtlı 430,46 m2 arsa cinsi, 400/43072 arsa paylı zemin kat 20 nolu işyeri olup taşınmaz 11.0011.10 arasında Edremit Adliye Sarayı zemin kat salonunda açık arttırma suretiyle satılarak paraya çevrilecektir. 1 İİK.127. MD. GÖRE SATIŞ İLANI TEBLİĞİ; Adresleri tapuda kayıtlı olmayan (Mübrez tapu kaydmda belirtilen) alakadarlara gönderilen tebligatların tebliğ imkansızlığı halinde işbu satış ilamı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 2 SATILACAK TAŞINMAZIN TAPU KAYDI: 1 Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Camivasat, Emin Kuyu mevkii, Ada: 568, Parsel: 29, C:25, S:2370 de kayıtlı 121,00 m2 arsa cinsi taşınmaz olup taşınmazın beyanlar hanesinde komşu parselle tevhit edilecek ibaresi yer almaktadır. 2 Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Camivasat, Emin Kuyu mevkii, Ada: 568, Parsel: 30, C:25, S:2371 de kayıtlı 302,00 m2 arsa cinsi taşınmaz olup taşınmazın beyanlar hanesinde komşu parselle tevhit edilecek ibaresi yer almaktadır. 3 Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Camivasat, Ada: 264, Parsel: 23, C:l, S:95 de kayıtlı 97.40 m2 arsa cinsi, 10/336 arsa paylı zemin kat 5 nolu çayocağı, 4 Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Camivasat, Ada: 694, Parsel: 302, C:31, S: 2994 de kayıtlı 430.46 m2 arsa cinsi, 400/43072 arsa paylı zemin kat 20 nolu işyeridir. 3İMAR DURUMU: 1. 2. ve 4. Taşınmaz ile ilgili olarak Edremit Belediye Başkanlığı’nın 31/05/2006 tarih ve 41/228 sayılı yazısına göre “İlçemiz Camivasat mahallesi 694 ada, 302 parsel ile 568 ada 29 ve 30 nolu parsellerin ayrıntılı imar durumu yazımız ekinde sunulmuştur” şeklinde bildirilmiştir. 3.Taşınmaz ile ilgili olarak Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklanm Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün 09/10/2006 tarih ve 2118 sayılı yazışma göre “Balıkesir ili, Edremit ilçesi, Camivasat mahallesi 17 pafta, 264 ada, 23 parseldeki taşınmaz, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 14/03/1986 gün ve 2134 sayılı kararıyla tescilinin devamına karar verilen yapılardan olup Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 05/11/1999 gün ve 660 sayılı ilke kararına tabidir” şeklinde bildirilmiştir. 4 TAŞINMAZIN HALİHAZIR DURUMU VE EVSAFI: 1. Taşınmaz Kelebek Mobilya Satış Mağazası’nın yanında bulunan arsa vasfındaki taşınmaz komşu parsele tevhit edilecektir. 29 parsel üzerinde herhangi bir bina mevcut değildir. Arsanın yüzölçümü 121.00 m2’dir. 2. Taşınmaz Kelebek Mobilya Satış Mağazası’nın yanında bulunan arsa vasfındaki taşınmaz komşu parsele tevhit edilecektir. 30 parsel üzerinde herhangi bir bina mevcut değildir. Arsanın yüzölçümü 302.00 m2’dir. 3.Taşınmaz Eski Hükümet Binasının karşısında Cumhuriyet mahallesi, İnönü Cad. 2. geçit belde iş hanında bulunan taşınmaz binanın zemin katında mevcut çay ocağıdır. Yerleri seramik döşeli duvarları sıvalı ve kireç badanalıdır. Kapı ve pencere doğraması ahşaptan imal edilmiştir. Elektrik ve suyu mevcut olup kapalı kullanım alanı yaklaşık 10.00 m2’dir. Halihazırda boş olup kullanılmamaktadır. 4. Taşınmaz Cumhuriyet Mahallesi, Gençli Caddesi, Bulut Apt No:9/20 adreste olan taşınmaz betonarme karkas olarak inşa edilmiş zemin katı işyeri normal katları mesken olarak kullanılan apartmanın zemin katında, Aksu Market’in yanındadır. Zemini karo mermer mozaik döşeli olup, duvarları sıvalı ve badanalıdır. Dış cephe açıklıkları alüminyum doğramalı düz camlı olup, demir korkulukla kapatılmıştır. Taşınmazın iç kısmının bir bölümü pvc doğrama ile bölünmüştür. Ayrıca dükkan içinde wc mevcuttur. Kullanım alanı yaklaşık 25.00 m2 dir. 5 MUHAMMEN KIYMETİ: 1. Taşınmazın mevkii emsalleri alım satım rayiçleri nazara alınarak değeri 30.000,00YTL (Otuzbin YTL) olarak takdir edilmiştir. 2. Taşınmazın mevkii emsalleri alım satım rayiçleri nazara alınarak değeri 75.000,00YTL (Yetmişbeşbin YTL) olarak takdir edilmiştir. 3. Taşınmazın mevkii emsalleri alım satım rayiçleri nazara alınarak değeri 10.000,00YTL (Onbin YTL) olarak takdir edilmiştir 4. Taşınmazın mevkii emsalleri alım satım rayiçleri nazara alınarak değeri 70.000,00YTL (Yetmişbin YTL) olarak takdir edilmiştir. İhale damga pulu bedeli, tapu harçları, KDV , tahliye ve teslim masrafları alıcıya aittir. 6 SATIŞ ŞARTLARI: Yukarıda açık tapu kaydı, imar, halihazır durumu ve kıymeti belirlenen taşınmazın, l. satışı, 17/08/2007 günü 10.0011.10 arasında Edremit Adliyesi Zemin kat salonunda açık arttırma sureti ile yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla, 2. satış, 27/08/2007 günü aynı yer ve saatlerde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. a Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları ile katma değer vergisi, tahliye ve teslim giderleri alıcı tarafından ödenir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. b İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgelerle on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. c İhaleye katılıp, daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumlu olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın, Dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. d Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. e Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin (2005/2025) sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İİK. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 37604) Yoksullara yardım sözde kaldı Ekonomi Servisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dünya nüfusunun yüzde 14’ünü barındıran en az gelişmiş ülkelerin dünya gelirlerinden sadece yüzde 4’lük bir pay almasının kabul edilemez olduğunu söyledi. Birleşmiş Milletler’in düzenlediği “En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı”nda konuşan Hisarcıklıoğlu, “Sanayileşmiş ülkeler, 2005’te kalkınma yardımlarını 2010’a kadar iki kat artırma sözünü verdikleri halde bu yardımlar son 2 yılda yüzde 5 oranında azalmıştır” dedi. Hisarcıklıoğlu, Afrika ve AsyaPasifik’te bölgesel iş konseyleri kurmak istediklerini belirtti. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş ise “Doğru politikalar ve uluslararası destek ile 3040 yılda, yoksulluktan refaha ulaşabiliriz” dedi. CUMHURİYET 13 K