23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA SAĞLIK Fatma Demir’in ‘organ nakli’ umudu Türkiye’de bürokrasi engeline takıldı, Viyana’ya gidemezse yaşama şansı azalacak 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Umudu bürokrasiye takıldı Akıl ve Bilim... PROF. DR. COŞKUN ÖZDEMİR stanbul’da Akılcı İlaç Kullanımı ve Farmaekonomi Sempozyumu yapıldı. Akılcı ilaç kullanımı “Gerek hastalığın gerekse hastanın durumuna uygun akılcı ilaç tedavi yöntemlerinin gözetildiği tıbbi etkinlik” olarak tanımlanıyor. Görüldüğü gibi bu etkinlikte aklın, akılcılığın rolü öne çıkarılmıştır. Akla uygunluğa bilime uygunluğu da ilave edebiliriz. Yıllardır beni izleyenler iyi bilirler, yazılarımda çok sık yinelediğim bir yargım var. Atatürk’ün Türk milletine miras bıraktığı “Akıl ve Bilim”, 60 yıldan beri süregelen çok partili düzende, hemen hiçbir zaman iktidara gelememiştir. Bu nedenle, iç ve dış politikalarımız, kararlarımız, eylemlerimiz çok defa akla ve bilime uygun olmamıştır. Sağlık politikaları da böyledir. Akla ve bilime dayanmayan politikalar halkın yararına da olamaz ve olmamıştır. Bir büyük hekim ve bilim adamı olan Nusret Fişek’in öncülüğünde gerçekleştirilen ve toplum yapımıza çok uygun düşen sosyalizasyon ve sağlık ocakları modeli yönetimdekilerce benimsenmemiştir. Koruyucu hekimlik ve ilk basamak hekimliği geliştirilmemiştir. AKP tarafından öngörülen sağlıkta özelleştirmedir, vatandaşın sağlık hizmeti alabilmesi için cebinden gittikçe daha çok ödemeler yapmasıdır. Tabip odaları yıllardır halka karşı bu sağlık politikaları ile mücadele ediyorlar, ancak bazı geçici sonuçlar alabiliyorlar. Bakınız, akıllı ilaç sempozyumunda dile getirilen gerçekler nelerdir: 1 Ülkemizde hem kırsal hem kentsel kesimde yaşayan nüfusun yarıya yakın bir bölümü sağlık hizmetinden yararlanamıyor. 2 Türkiye’de sağlık için harcanan paranın hemen yarısı ilaç harcamalarına gidiyor. Bu oran Avrupa ülkelerinde yüzde 1520 arasındadır. 3 Sağlık karneleri çek karnesi gibi kullanılıyor. 4 Promosyonlar akılcı ilaç kullanımı önündeki ciddi engeller arasındadır. 5 Yetersiz tıp eğitimi, yetersiz sürekli tıp eğitimi, yetersiz yeni ilaç bilgilendirmeleri de bu sempozyumda öteki engeller olarak sıralanıyor. İşte yine yurdumuzda aklı ve bilimi, halktan yana politikaları kullanmayan, kullanamayan yönetimlerin yol açtığı doğal ve beklenen sonuçlar. Önümüzdeki seçimler için çeşitli siyasal partilerin sağlık programlarına bakınız, orada şunları göreceksiniz: Koruyucu ve temel sağlık hizmetleri eşitlik ve hakkaniyet prensiplerine uygun olarak kolay ulaşılabilir, kullanılabilir, hasta haklarına saygılı ve tatmin edici bir şekilde sunulacaktır. Birinci basamak sağlık hizmet birimleri güçlendirilecektir. Uygulamaya konulacak “Sağlık Reformu” ile sağlık hizmeti kapsamlı, yeterli, dengeli ve eşitlikçi, sürekli ve kaliteli bir şekilde yurttaşlarımıza sunulacaktır. Hemen tüm partilerin vurguladığı bu ilkeleri beğendiğinizi umuyorum. Ama sağlık ocaklarından söz edildiğine pek rastlamadım. Oysa bizler bu sağlık birimlerinin yeniden kurulması gerektiğine ve aile hekimliğinin onların yerini tutamayacağına inanıyoruz. Siyasi partilerin sıraladığı iyi niyetli amaçlara nasıl ulaşılacağı da belli değil. Ben her şeyin akıldan, bilimden ve halktan yana bir iktidarın işbaşına gelmesine bağlı olduğu inancındayım. AKP’ye Akil Adamlar Korosu Ertuğrul Yalçınbayır, 1980 öncesinde CHP’nin Bursa merkez İlçe Başkanlığı’nı yapıyordu. Parlamento ile tanışması 20. dönem seçimlerinde yine Bursa’dan ve ANAP Milletvekilliği ile başladı. 1 Temmuz 2001’de partisinden ayrılarak Abdullah Gül’ün Yenilikçiler hareketine omuz verdi. AKP’nin kurucuları arasında yer alan ve ilk genel sekreterliğini de üstlenen Yalçınbayır’ın partisi içindeki yıldızı, Başbakan yardımcılığına rağmen, 1 Mart tezkeresine ret oyu vermesinden kısa süre sonra da, liderin gözünden düşme dönemi başladı. 22 Temmuz seçimlerinde aralarında Abdullah Gül’ün de bulunduğu 8 AKP büyüğünün oyları ile Yalçınbayır da liste dışı bırakılan 167 kişi arasındaydı. Her genel seçimde, partilerin aday listelerinde göze çarpıcı değişiklikler oluyor. Seçmen karşısında kendi kadrolarını yenilenmiş, tazelenmiş göstermeyi amaçlayan bu değişiklikler, şayet partilerin demokratik yöntemler içinde ve örgüt tabanının oyları ile gerçekleşmiş olsa, kamuoyunun gelen tepkileri ciddiye alması beklenmez. Oysa genel başkanlar, bazen tek başına; bazen çekirdek bir çevre içinde, kimine çarpı işareti koyarak parti içinde kendisine başkaldıranları tarihin çöplüğüne göndermeyi bir görev olarak algılıyorlar. Bu tasfiyeleri yaparken de yeni seçim için yeni heyecan aktörleri olarak gazete fotoğraflarının, televizyon ekranlarının en önemli dekorları arasına yeni yüzler sunmaya özen gösteriyorlar. ? Yaklaşık on yıldır akciğer hastalığı ile mücadele eden Fatma Demir, tedavi edileceği günü bekliyor. Viyana’dan gelen “Organ nakli olabilir” haberi ile yaşama yeniden bağlanan Demir, Avusturya Büyükelçiliği’nden “Ucu açık olmak üzere beklemeye alındınız” yanıtını alınca tüm umutlarını kaybetti. EVRİM KAYA İ zun yıllardır interstisyel akciğer hastalığı (sebebi bilinmeyen akciğer hastalığı) ile mücadele eden 47 yaşındaki Fatma Demir’in Viyana’da “organ nakli” umudu, Türkiye’de bürokrasi engeline U takıldı. Fatma Demir’in 12 Haziran’da bu ülkedeki AKH (Allgemeines Krankenhaus Wien) Hastanesi’nde ilk muayenesinin yapılması için tüm işlemleri tamamlayan Demir ailesi, Avusturya Büyükelçiliği’nden gelen “Vize işlemleri için araştırma yapmamız gerekiyor. Ucu açık olmak üzere bek GÖRME ENGELLİLER İÇİN HAZIRLANAN GAZETENİN İLK SAYISI ÇIKTI Görülmeyen gazete zamanda Braille alfabesinin yaygınlaşmasını amaçlamaktadır” dedi. Oğuzhan, fırsat eşitsizliğine son vermek ve görme engellilerin haber alma haklarını yaşama geçirmek amacıyla böyle bir gazete çıkardıklarını vurgulayarak “Kentim gazetesinde yer alan haberlerin içeriği ile Görülmeyen Gazete’deki haberler aynı” diye konuştu. Türkiye Körler FeHaftalık yayın yapan yerel Kentim gazetesi yurttaşlar tarafından sevinçle karşılandı. derasyonu Başkanı Hasan Tatar, gazetenin görKentim gazetesi yanında ek olaSİBEL BAHÇETEPE me engellilerin dünyasında bir ışık rak ayda bir çıkarılacak gazetenin olacağını belirterek “Gazetenin adı ürkiye’de ilk kez bir gazeilk sayısının kapağında “TürkiGörülmeyen Gazete olsa bile hate, görme engelli yurttaşye’de bir ilk olduğu” belirtildi. yatın gerçeklerine, bilgiye ve günlar için Braille alfabesiyle Kentim gazetesi sahibi Saime Oğuzdeme parmaklarımızla dokuna(kabartma alfabe) hazırladığı bir han, Türkiye’de görme engelli ve az rak bizlere ulaşacaktır” dedi. gazete çıkardı. İstanbul’da haftalık gören yurttaşların çoğunun dünyaAltı Nokta Körler Derneği İsyayın yapan yerel Kentim gazetesi da kabul görmüş olan Braille alfatanbul Şubesi Başkanı Murat Detarafından geçe hafta ilk sayısı çıbesini yeterince tanımadığına ve mirok, görme engellilerin günlük karılan “Görülmeyen Gazete”, görkullanmadıklarına dikkat çekerek olaylardan haberdar olma hakkının me engelli yurttaşlar tarafından se“Başta akademik çevrelerde olbulunduğunu dile getirerek “Buvinçle karşılandı. İki görme engelmak üzere Braille alfabesini bilen güne kadar bu uygulamanın olli tarafından hazırlanan gazete, Türgörme engellilerin haber alma özmaması büyük bir eksiklikti. Devkiye’deki kütüphanelere, derneklegürlüklerini ve fikri iletişim ile let de bunu desteklemeli, bu gare ve isteyen görme engellilere ücdayanışmasını sağlamayı amaçzetelerin sayısı artmalıdır” diye retsiz olarak gönderilecek. layan Görülmeyen Gazete aynı konuştu. lemeye alındınız” yanıtı ile yıkıldı. Nefes alıp vermede dahi güçlük çeken ve hastalığı giderek ilerleyen Demir, İstanbul Süreyya Paşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi’nde 12 Haziran’dan önce gelecek “vize” yanıtını bekliyor. İnterstisyel akciğer hastalığı teşhisi konulan Fatma Demir’in yaşam savaşı yaklaşık 10 yıldır devam ediyor. Ordu’da yaşayan Demir’in ailesi, organ nakli ile tedavi umudu olduğunu öğrendi. Uzun süren uğraşların ardından Viyana’da AKH Hastanesi’nde akciğer nakli yapıldığını belirleyen aile, bu hastane ile temasa geçti. BağKur’lu olan Demir’e AKH’nin istediği ancak sosyal güvenlik kurumunun ödemediği çok sayıda test ve tahlil yapıldı. EKONOMİK GÜCÜ YOK T Ekonomik olarak bir hayli zorlanan aile, yine de yılmadı. Hastane, sonunda Demir’in Viyana’ya getirilmesini onayladı. Bunun için Avusturya Büyükelçiliği’ne davet yazısı çıkaran hastane, hastanın ilk kontrollerinin yapılması için bir an önce gönderilmesini talep etti. Çok çabuk ilerleyen bir hastalıkla karşı karşıya olan Fatma Demir’in 12 Haziran’da Viyana’ya gidebilmesi için harekete geçen Demir ailesi, karmaşık bir bürokrasi zinciriyle karşılaştı. Önce yurtdışındaki tedavi ücreti için Fatma Demir’in hesabına yaklaşık 40 bin Avro yatıran BağKur, “bu paranın yanlışlık sonucu hesaba yatırıldığı” gerekçesiyle parayı geri istedi. Paranın bir kısmını Demir’in tetkikleri için kullanan aile, aldığı borçlarla eksiği tamamlayarak parayı iade etti. Daha sonra BağKur İl Müdürlüğü’nden Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne, Ankara Üniversitesi’nden Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kadar çok sayıda kurumdan aldığı “bir yığın” belge ile işlemleri tamamlayan aile, Avusturya Büyükelçiliği’ne başvurdu. Tam Bir Kıyım AKP Genel Başkanı’nın 7 arkadaşı ile birlikte belirlediği yeni milletvekili adayları listesi için izlediği yöntemi bu açı altında ele almak gerekiyor. Yeni listenin iktidar partisi parlamento grubuna yönelmiş, tam bir kıyım olarak adlandırılacak boyutlara varması karşısında, Erdoğan’ı yeniden Başbakan olarak görmek isteyen çevrelerin, tek ses halinde harekete geçtikleri görülüyor. Televizyonların yorum ve tartışma saatlerinde, gazetelerin köşe yazılarında, tek adam ve yedi arkadaşından oluşan AKP cuntasının liste eylemine “Milli Görüş’te olanların tasfiyesi” gibi bir de isim bulundu. Bu buluşu, olabildiğince inandırıcı kılarak kararsız seçmenlerin de oyunu alabilmesi için Erdoğan’ın partisini merkeze kaydırma operasyonu senaryosu gündeme getirildi. AKP’nin, liderin ağzından zaman zaman Milli Görüş gömleğini çıkarmış olmaktan söz etmiş olunsa bile, kuruluşunda kabul ettiği programında en küçük bir değişiklik mi yaptı? Böyle bir imkân 2006 yılının Kasım ayında toplanan 2 büyük kongrede gerçekleştirilebilirdi. Söz konusu bile olmadı oysa. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın “tek adam”lıktan sapmadan 353 milletvekiline güvenerek izlediği strateji Anayasa Mahkemesi’nin kapısına çarparak tarumar olduktan sonra, bugün AKP’nin Milli Görüş gömleğini çıkartarak herkesi kucaklayan bir merkez partisi olma kararından söz eden akil adamlar korosu, milli egemenliğe, parlamentodaki 353 oya 27 Nisan Genelkurmay bildirisi ile dolaylı ipotek konulmak istenildiği masallarını yaydılar. Amaçlarının, Erdoğan ve partisini geniş kitleler önünde hakları yenilmiş, elleri kolları bağlanmış mazlumlar topluluğu olduğunu da saklamadan. Başbakan’ın, AKP’yi merkez partisi yapma niyeti için gösterebildiği tek ve son örneği ise herkes biliyor. YETKİLİLER İKNA OLMADI Yalçınbayır’dan helalleşme sözleri Üçü CHP ve DSP de yer almış, on kadar vitrin adayından sağlanacağı varsayılan taze kan, 22 Temmuz seçimleri için Erdoğan’ın umudu olarak AKP listesinde üst sıralara oturtulmuştur.. Tasfiye edilen 167 eski milletvekilinin yerlerine gelenlerin kefili de AKP Genel Başkanı’dır. Akiller korosu, bu değişimin gerekçesini fısıltı gazetelerine, “Dolmabahçe Görüşmesi”nin sonucu olarak yansıtıyorlar. Bunu yaparken Başbakan’ın AKP listesini Yüksek Seçim Kurulu’ndan önce, neredeyse Genelkurmay karargâhının onayından geçirmiş olduğu gibi çok tehlikeli bir silahla oynadıklarını bile fark etmeyecek kadar da kendilerinden geçmiş olduklarını da unutuyorlar. Erdoğan, önceki gece TV 24 adlı haber kanalındaki söyleşisinde “Milli Görüşçülerin tasfiye edilme” iddialarını “Kim söylüyor bunları” sorusu ile yalanlamak istiyor. Bu isteği, dereyi geçerken bir süre için ihtiyaç duyulan zaman molası olarak görmek de mümkün... AKP’nin kadrosunda uzun yolculuğa çıkarken “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısının ana koro kadrosu olan Milli Görüşçü ekibi daha fazla küstürmemek endişesinin varlığını anımsadığını söylemek de. ??? Yazıya başlarken kulaklarını çınlattığım Ertuğrul Yalçınbayır’ın, dünkü Hürriyet’te Şükrü Küçükşahin’e, Erdoğan’a adeta sitem helalleşmesi olarak isimlendirilebilecek sözleri ile bitireyim hafta sonunun Düzyazı’sını: “Her şeyi parti programına göre söyledim. Demokratik değerleri öne çıkarttım. Şimdi bütün o sözleri adaşım Ertuğrul Günay’a emanet ediyorum.” AKP’nin ilk genel sekreterinden, yeni gözdesine gönderilmiş olan bir yakar top değil mi bu sitemli sözler? 410 HAZİRAN EPİLEPSİ HAFTASI NEDENİYLE UZMANLARDAN UYARI: Stresten uzak durun Epilepsi Haftası kapsamında Sanofiaventis de “Epilepsi ve Ben” isimli bir resim sergisi düzenledi. ŞULE KÖKTÜRK ostoyevski, Çaykovski, Van Gogh ve Lord Byron gibi ünlülerin yaşamını da zorlaştırmış bir hastalık olan epilepsi (sara) bugün dünyada her yüz kişiden birinin yaşamak zorunda kaldığı bir hastalık. Beyindeki sinir hücrelerinin aşırı ve ani deşarjı ile nöbetler halinde ortaya çıkan epilepsi hastalığının görülme sıklığı 65 yaşından sonra artıyor. Uzmanlar, okuma, başa sıcak su D dökülmesi, parlak yanıp sönen ışıklar, yeme alışkanlıklarının epilepsiyi tetikleyebileceğini, ayrıca epilepsi hastalarının bir kısmında, uykusuzluk, yorgunluk, ateşli hastalık, regl, alkol kullanımı, stres gibi bazı çevresel faktörlerin nöbetlerin ortaya çıkışını kolaylaştırabileceğini vurguluyorlar. 410 Haziran Epilepsi Haftası nedeniyle uzmanlar, epilepsi hastalığına ve hastalıkla mücadele yöntemlerine dikkat çekiyorlar. Hafta nedeniyle sorularımızı yanıtlayan Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Çiğdem Özkara, epilepsiyi nedeni bilinen ve bilinmeyen olarak ikiye ayırarak nedeni bilinmeyen epilepsinin genetik nedenli olabileceğini, nedeni bilinen epilepsinin ise gelişimsel beyin bozuklukları, gebelik veya doğum sırasında ortaya çıkan hasar, inme, kafa travması, beyin cerrahisi girişimleri, enfeksiyonlar, tümörler ve inme şeklinde sıraladı. Epilepsinin nöbetler halinde ortaya çıktığına dikkati çeken Özkara, kesin epilepsi teşhisinin elektroensafalografi (EEG) ile konduğunu söyledi. Epilepsilerin yüzde 70’inin ilaçlarla kontrol altına alınabildiğini açıklayan Çiğdem Özkara, ilacın etkili olmadığı durumlarda cerrahi tedavinin mümkün olduğunu anlattı. Prof. Dr. Çiğdem Özkara, akraba evliliklerinin önlenmesinin kalıtımsal nedenlerin önüne geçilmesinde ilk adım olabileceğini ifade ederek beyin hasarına yol açan doğum sırasında veya sonrasında gelişen çeşitli metabolik, infeksiyöz veya travmatik olayların engellenmesi, trafik kazalarının azaltılmasının da epilepside etkili olabileceğini belirtti. Başvuruyu değerlendiren yetkililer, “ikna olmadıklarını” belirterek prosedür gereği ya avukat aracılığıyla bilgilendirilmek ya da hastanın kendisinin getirilmesi gerektiğini söyledi. BağKur’un ilaç ve tetkiklerin tamamını karşılamadığı için ekonomik çıkmaza giren aile, avukat ücretini karşılayamayınca Fatma Demir’i oksijen tüpleriyle Ordu’dan Ankara’ya götürdü. Fatma Demir’e bakan elçilik yetkilileri, aileye, “Vize işlemleri için araştırma yapmamız gerekiyor. Ucu açık olmak üzere beklemeye alındınız” yanıtını verdi. Ailenin, zamanlarının kalmadığını, uçak bileti, kalınacak otelin rezervasyon bilgileri de dahil olmak üzere istenilen tüm belgelerin hazır olduğunu belirtmesine karşın ikna olmayan yetkililer, Demir’i dokuz saat boyunca elçilik önünde bekletti. HASTANEYE YATIRILDI coskunoz@superonline.com Burada durumu ağırlaşan Demir, ailesi tarafından Ankara Numune Hastanesi’ne yatırıldı. Tüm işlemleri tamamlamış olmalarına karşın yurtdışına bir türlü çıkamayan aile, Viyana’ya İstanbul üzerinden gidecekleri için “Yanıt 12 Haziran’dan önce gelirse daha fazla vakit kaybetmeyelim” diye Demir’i İstanbul’a getirdi. Süreyya Paşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi’ne yatırılan Demir, “yaşam umudunun bürokrasi engelinden” kurtulmasını bekliyor. Faks: 0 216 302 82 08 obirgit?ekolay.net Görme engellilerden tepki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), Emirgân Altı Nokta Körler Rehabilitasyon Merkezi arazisinin boşaltılması girişimlerini vakıf üyeleri ve rehabilitasyon merkezi öğrencileri protesto etti. Belediyenin tebligat göndermesine tepki gösteren görme engelliler, Rehabilitasyon Merkezi’nde dün basın açıklaması yaptı. “Bu arsa kamunun. kamu da biziz”, “Belediye engelliye engel çıkarma” pankartları taşıyan görme engelliler adına konuşan Altı Nokta Körler Derneği Genel Başkanı Süha Sağlam, rehabilitasyon merkezinde 33 yıldır görme engellilere birçok dalda eğitim verildiğini belirtti. (Fotoğraf: HASAN PEKŞEN) CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle