27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2007 PAZAR 10 HABERLER ORHAN BURSALI Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Özdemir Özok, hükümeti sert bir dille eleştirdi PAZAR ‘Ülke krize sürüklendi’ KARAYALÇIN AÇIKLADI Irak’a Müdahale?.. Türk Silahlı Kuvvetleri Irak’a girmeli mi? Zor bir konu. Şüphesiz ki verdiğimiz şehitlerin intikamını almak için Irak’a girilmez. Zaten TSK’nin de bu amaçla Irak’a müdahaleyi savunduğunu kimse söyleyemez. Amaç, PKK’yi dağıtmak. Fakat bu amaca ulaşılabilir mi? Bütün mesele burada. Askeri güçlü olmak, amaca ulaşmak için yeterli değil. Başarı için başka koşulların da varlığı gerek. Burada en büyük sorun, PKK’nin Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani ve ABD’ce korunması. ABD şu anda PKK gibi bir “savaş gücünü” elinde tutmak istiyor. Bize karşı da ABD askerleri sınırımızın hemen ötesinde boy gösteriyor! Şu aşamada, Irak’ta salt PKK odaklı bir askeri operasyon yapılabilir mi? Terör örgütü sanıldığı yerde mi olacak, yoksa Kürt yönetimi “kardeşlerini” uygun yerlere mi kaçıracak? Kürt yönetimi ile bir çatışma kaçınılmaz olur mu olmaz mı? Bu, Iraklı Kürtler ile Türkiye arasında topyekun bir savaşa yol açar mı açmaz mı? ABD tarafsız mı kalır, yoksa Kürtleri korur mu? ABD, bunca yıldır inşa ettiği Kürt yönetiminin yıkılmasını ister mi? Biz gerekirse Kuzey Kürt yönetimini de devirmeyi mi istiyoruz? Sonra ne yapacağız? ABD ile çatışmayı da göze alıyor muyuz? “Bizim hedefimiz PKK yuvaları, kim engel çıkarırsa onunla da savaşırız” mı diyoruz? Savaş, siyasetin başka araçlarla sürdürülmesiyse, Irak’taki karmaşa karşısında, siyasi amacımız nedir? Tek yanlı bir kararla siyasi amacımıza ulaşabilir miyiz? Biz burada verdiğimiz şehitlere ağlarken büyük bir savaşın ardından ne yapacağız? Irak’a bir müdahalenin amaç ve kapsamını halk da bilmelidir! ??? Ordu bir savaş veya müdahale kararı veremez, vermemeli de. Bu, siyasi sorumluluk konusudur. AKP iktidarı, müdahalenin bütün sorumluluğunu ordunun üzerine yıkıyor. “Ordu bana bağlııııı!” diye borazan öttüren, Türkiye’yi yönetmekten aciz bir Başbakan ve rüyasını yitiren Gül, “Ordu istesin, biz karar çıkarırız!” diye dünyanın hiçbir “demokratik!!!” ülkesinde görülemeyecek kadar ucube düşünceler ileri sürüyor! İstediğin zaman “İktidar benim” de, istemediğin zaman iktidarı orduya devret!!! Dünyanın en büyük fırsatçı, ilkesiz, art niyetli politikacıları ülkemizde sürü sepet! AKP Irak’a müdahaleye karar veremez. Koşullar çok uygun olsa bile! Çünkü hamisi, ABD istemiyor! Fakat büyük tepkiyi yatıştırmak için bir “göstermelik müdahale” ortamı tezgâhlanabilir. Zaten bu da tartışılıyor: Sınırdan 10 km. derinlikte bir bölgeye girecek Silahlı Kuvvetler, orada arama tarama yapacaklar! Yersen, tabii! Öyle günlere girdik ki, Amerikalılar, AKP’nin iktidarı kazanması için her türlü herzeyi yiyebilirler! Seçime giderken birkaç PKK’linin teslimi bile konuşuluyor! ABD, Türkiye’de burnundan çekip çevireceği bir siyasi güce oynar hep! Avrupalı için de bu böyle! Bu ülkelerin çıkarlarına “embedded” (iliştirilmiş) gazetecileri, ellerine tutuşturulmuş listede adı olan, AKP yanlısı, destekçisi; TSK, hukuk sistemi ve üniversite kurumlarına, tabii özellikle Mustafa Kemal’e düşman, ülkesinden ruhen ipini koparmış, gazeteci, yazar ve akademisyen kılıklı kişi varsa bulup konuşuyorlar ve gazetelerinde AKP iktidarı=demokrasi olduğunu yazıyorlar! Tam bir rezil tezgâh, tıkır tıkır işliyor! ??? Türkiye’nin ulusal güçleri uyanık olmalı ve seçimlerde AKP’ye yarayacak hiçbir şey yapmamalı! En önemli kıstas bu! Ülkemizdeki teröre ve PKK’ye karşı en uygun koşulların oluşmasını beklemeli ve bu koşulların siyasi olarak yaratılmasını istemeliyiz. Türkiye’nin şüphesiz öz savunma hakkı var. Önemli olan, bunu en sonuç alacağı bir zamanda kullanması ve bu seçeneğini de en sona bırakması. Orduyu savaşın bataklığında yıpratılmış görmek istemez bu millet. Öncelikle, ayakları, ekonomisi, üretimi Türkiye topraklarına basan; yabancıların kendi çıkarlarına kullanamayacakları, yabancılara karşı da kendi çıkarlarını savunabilecek yetenekte bir ortamı yaratacak bir iktidar! obursali@cumhuriyet.com.tr SHP seçime katılmıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Parti Meclisi ve il başkanlarının kendisine verdiği yetki çerçevesinde, seçime katılmama kararı aldığını bildirdi. Karayalçın, seçime bağımsız adaylarla girilip girilmemesi konusunda da hafta içerisinde bir karar alacaklarını söyledi. SHP, 22 Temmuz’da yapılacak seçime katılmama kararı aldı. Karayalçın, yaptığı yazılı açıklamada partinin, yurttaşlara sol bir iktidar seçeneği sunulmasına katkıda bulunmak amacıyla yerleşik siyasi teamülleri zorlayarak, CHPDSP işbirliğinin içinde yer almak istediğini, tersi durumda bunun solda birliktelik olarak algılanamayacağını 6 Mayıs’ta açıkladığını belirtti. Partinin, 16 Mayıs’ta da milletvekilliği kontenjanı isteminde bulunmadığını kamuoyuna duyurduğuna işaret eden Karayalçın, CHP ve DSP cephesinden çağrılarına olumlu yanıt alamadıklarını dile getirdi. Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Karayalçın, seçime bağımsız adaylarla katılıp katılmama yönünde henüz bir karar almadıklarını söyledi. Karayalçın, “Bağımsız adaylıklar konusu, arkadaşlarımızın arasında tartışılıyor. Önümüzdeki hafta karar alınacak. Arkadaşlarımız, ‘Artık bizim için bölünmeyin uyarılarının gereği yok. Çünkü biz, bu birliktelik içinde yer almak istedik, fakat yer vermediler’ görüşünü seslendiriyorlar. Şu an için dinleme aşamasındayım. Ancak, bu konudaki kişisel görüşümü arkadaşlarıma ileteceğim” dedi. Bundan sonraki süreçte neler yapacaklarını da anlatan Murat Karayalçın, “Ben yalnızca sol partiler ittifak yapmalıdır düşüncesindeydim” diye konuştu. ? Nevşehir’de gerçekleştirilen TBB Olağan Genel Kurul, Mali Kurulu Toplantısı’na yurt genelinden yaklaşık 500 avukat katıldı. SELAHATTİN ŞAHİN NEVŞEHİR Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, “Siyasal iktidar, büyük sandalye gücüne karşın, demokratik geleneklere uymayan anlamsız dayatmalarla ülkeyi siyasi krize sürüklemiştir” dedi. Nevşehir’de gerçekleştirilen Türkiye Barolar Birliği 29. Olağan Genel Kurul, Mali Kurulu Toplantısı’na yurt genelinden yaklaşık 500 avukat katıldı. Toplantıyı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi üyeleri Franchois Toulkens, Mark Villager, Avrupa Barolar Konseyi ve Sofya Barosu Temsilcisi Petar Petrov da izledi. Toplantının açılışında bir konuşma yapan Türkiye Barolar Birliği Genel Başkanı Özdemir Özok’un hükümeti sert bir dille eleştiren konuşması katılımcılar tarafından büyük alkış aldı. Kapadokya Dedeman Oteli’nde düzenlenen toplantıda konuşan Özdemir Özok, eleştirilerini iktidara yöneltti. lerinin yanı sıra demokrasinin de en büyük düşmanı haline dönüşebilmektedir. Başka bir anlatımla, demokrasilerde de çoğunluk rakipsiz, seçeneksiz ve denetimsiz bir kuvvet durumuna gelince, aynı sonucu doğurmakta, tıpkı antidemokratik rejimlerde olduğu gibi keyfilik ve baskı politikaları egemen olabilmektedir. Bu tür yönetimlerde çoğunluğu elinde bulunduranlar uyguladıkları zorbalığı, baskıyı ve hukuk dışılığı yasallaştırmak için milli iradeye dayandıklarına önce kendilerini inandırmakta ve bu inançla kendilerini sınırlandıracak, başta hukuk olmak üzere, hiçbir engel tanımama yoluna girmektedirler” diye konuştu. sandalye gücüne karşın, demokratik geleneklere uymayan anlamsız dayatmalarla ülkeyi siyasi krize sürüklemiştir. Dileğimiz; bu yaşananların öncelikle siyasal iktidar temsilcileri olmak üzere, tüm siyasi partilerimize ders olması ve genel seçimlerin ülkemizde siyasi istikrar başta olmak üzere, toplumsal ve ekonomik istikrarın gerçekleşmesi yanı sıra huzur, barış ve güvenliğin güvencesi olan demokratik, laik hukuk devletinin güçlenmesine neden olmasıdır” dedi. Diktatörlük uyarısı Çağdaş, çoğulcu ve katılımcı demokrasinin asla oya, sandığa, sayısal üstünlüğe indirgenemeyeceğini vurgulayan Özok, “Günümüz demokratik düzenlerinde bir veya birkaç elde toplanan ve kabına sığmayan sınırsız güç, her koşulda insan hak ve özgürlük Birikimsiz iktidar Özok, AKP iktidarının Cumhuriyet tarihinin en büyük siyaset yanlışlarını ardı ardına yaptığını, diyalogdan uzak, benmerkezli tutum ve davranışlarıyla ülkeyi ciddi bir siyasi krizin eşiğine getirdiğini vurguladı. Özok, “Deneyimsiz ve birikimsiz siyasal iktidar, büyük CHP İl Örgütü’nün düzenlediği gecede soygun düzeninin sona ereceği vurgulandı ‘AKP’yi siz süpüreceksiniz’ İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul İl Örgütü’nün önceki akşam Grand Cevahir Otel’de düzenlediği iktidara yürüyüş yemeğinde, Atatürk devrimlerine bağlı bir iktidarın Türkiye’yi yeni bir yapılanmaya sokacağına dikkat çekilerek CHP döneminde soygun düzeninin, teslimiyetçiliğin sona ereceği, halkın ezilmediği bir siyasi anlayışın hâkim kılınacağı belirtildi. CHP’nin etkinliği Atatürk ve silah arkadaşları için saygı duruşu ile İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Avcılar Belediyesi Geleneksel Danslar Grubu’nun davul gösterisiyle başladı. Etkinlikte konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, CHP’nin artık ikinci parti olmayı kabul etmeyeceğini belirterek, “Türkiye’de rüzgârlar dahi artık ters esiyor. İz ? Onur Öymen, CHP’nin artık ikinci parti olmayı kabul etmeyeceğini belirterek “Türkiye’de rüzgârlar dahi artık ters esiyor. CHP artık birinci parti olacaktır” dedi. mir’de, Çağlayan’da, Ankara’da, Samsun’da esen rüzgâr sosyal demokratları iktidara taşıyacaktır. CHP artık birinci parti olacaktır” dedi. AKP’lilerin “süpürülmemek’’ için ABD ile görüştüğünü anımsatan Öymen, “AKP’yi ABD’li dostları değil meydanlardan gelen dip dalga yani siz süpüreceksiniz. Kadınlarımızın başlattığı bu hareket AKP’yi sandığa gömecektir” diye konuştu. CHP’nin Milli Görüşçü bir cumhurbaşkanı seçilmesini engellediğini vurgulayan Öymen, “Atatürk’ün mirası Çankaya’ya karşıdevrimci birisini çıkartmama sözünü’’ tuttuklarını söyledi. Öymen, AB ile ilgili olarak CHP’nin de bir planı olduğunu, onun da Atatürk’ün planı olan “tam bağımsız Türkiye planı’’ olduğunu ifade etti. Öymen, sözlerini şöyle sürdürdü: “22 Temmuz artık CHP dönemidir. Atatürkçülüğün diriliş günü, gericiliğin bittiği gündür. Soygun düzeninin bittiği, tesilimiyetçiliğin sona erdiği gündür. Türkiye ne ABD, ne AB ne de IMF’ye teslim olacaktır.’’ CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu da Türkiye’nin kısa bir süre önce, bugüne kadar hiç görmediği bir “başkaldırıyı’’ gördüğünü söyleyerek, “Türkiye’nin CHP’DE DENGE ARAYIŞI Aday olacak DSP’liler istifa ediyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’ye milletvekili adaylığı için toplam 1287 kişinin başvurduğu bildirilirken bugün 6 ilde yapılacak önseçimlerde 156 aday adayının yarışacağına dikkat çekildi. DSP’nin CHP’ye 75 aday adayının adını bildirdiği, bunların partilerinden istifa ederek CHP’ye adaylık başvurusunda bulunmaya başladığı da öğrenildi. CHP’de adaylık başvuruları 22 Mayıs’ta sona erdi. Ancak özellikle DSP’den aday gösterilmesi kesinleşen adayların başvuruları kabul ediliyor. CHP’de adaylık için en fazla başvuru yapılan yer, birinci seçim çevresi olan Çankaya oldu. Birinci bölgeden adaylık için başvuranlar arasında CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem, TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş, Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan, eski Ankara İl Başkanı Levent Gök, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Özel Kalem Müdürü Nesrin Baytok, CHP Ankara İl Başkanı Hakkı Süha Okay, TESK Başkanı Derviş Günday gibi isimler yer alıyor. Üç büyük kentteki listeleri doğrudan CHP lideri Deniz Baykal’ın biçimlendirmesi bekleniyor. Üç büyük kentte, listelerde DSP’lilere de yer verilecek. Mersin, Sıvas, Aydın, Muğla, Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta bugün yapılacak önseçimlerde toplam 156 aday adayı yarışacak. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in CHP’ye 75 ismin yer aldığı bir liste gönderdiği öğrenildi. Bunlardan 15 kadarının seçilme garantisi olan yerlerden aday gösterilmesi bekleniyor. Büyük kentlerde DSP’li adaylara yer verileceği, CHP’nin son seçimlerde hiç milletvekili çıkarmadığı illerde DSP’lilerin ağırlıkta olacağı, tüm illerde DSP’lilere yer verileceği kaydedildi. tek bir çıpası vardır, o da Cumhuriyet kadınlarıdır’’ dedi. Milletvekili adaylığı için il başkanlığından istifa eden Şinasi Öktem ise İstanbul’u karanlık zihniyetlerin elinden kurtarana kadar mücadelelerinin süreceğini belirterek, “Ne karanlıkta Karagöz oynatanlara, ne de bulanık suda balık avlamaya çalışanlara izin vereceğiz” diye konuştu. CHP İstanbul İl Örgütü’nün düzenlediği geceye, milletvekilleri Berhan Şimşek, Nurettin Sözen, Güldal Okuducu, Sırrı Özbek, Ali Rıza Gülçiçek, Hasan Fehmi Güneş, Cemil Ekşi, İsmail Ünal, Birgen Keleş, Halil Akyüz, milletvekili aday adayları ile partililer katıldı. Gece, sanatçılar Devrim Kaya, Nilüfer Sarıtaş ve Volkan Konak’ın parçaları ile sona erdi. AKP’ye yakınlığıyla bilinen hastanenin yöneticisi aday adaylığını dualarla açıklamıştı Özel hastanede diz boyu yolsuzluk ? Antalya’daki Özel Andeva Hastanesi’nin, faturada usulsüzlük yaparak haksız kazanç elde ettiği, günü geçmiş ilaçlar kullandığı ortaya çıktı. GÜRSU KUNT KPSS mağdurları eylem yaptı Hastanenin Sağlık Grubu Koordinatör Yardımcısı Doktor Aycan Aktaş geçen günlerde düzenlediği toplantıyla aday adaylığını açıkladı. Aktaş’ın adaylığını dualarla açıklaması dikkat çekmişti. ? İstanbul Haber Servisi Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelen Mağdur Öğretmenler ve Eğitim Emekçileri Derneği (MEDER) üyeleri KPSS’yi protesto ederek Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu uygulamadan bir an önce vazgeçmesi gerektiğini vurguladılar. Öğretmenler adına açıklama yapan Selda Öztürk, KPSS’nin aldatmaca olduğunu belirterek devletin yeterliliğe sahip kamu çalışanı almak gibi bir amacının olmadığını söyledi. ANTALYA Özel Andeva Hastanesi Sağlık Grubu Koordinatör Yardımcısı Dr. Aycan Aktaş, geçen günlerde aday adaylığını dualarla açıkladı. Ancak Aktaş’ın yöneticilik yaptığı ve AKP’ye yakınlığıyla bilinen hastanenin, faturada usulsüzlük yaparak haksız kazanç elde ettiği, hastalarda günü geçmiş ilaçları kullandığı, denetimi yapan ekibin de bu görevden uzaklaştırıldığı ortaya çıktı. Sosyal Güvenlik Kurulu Başkanlığı, hastanenin faturada usulsüzlük yaptığını tespit etti. Ardından da hastaneye yapılan 207 bin 765 YTL ’lik fazla ödeme tutarının yasal faizleriyle birlikte ödenmesini istedi. Ancak bu ödeme yapılmadı. Hastane sadece faturada usulsüzlükle kalmadı. Denetimleri yürüten ekip, hastalarda günü geçmiş ilaçların kullanıldığını tespit etti. 9 hastanın tedavisinde son kullanma tarihleri geçen tıbbi malzeme ve ilaç kullanıldığı ortaya çıktı. Özel hastanelerin sağlık hizmet ‘Kaybedenlerin listesini istiyoruz’ ? İstanbul Haber Servisi “Gözaltında Mücadele Haftası” kapsamında dün Galatasaray’da bir araya gelen Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (YakayDer) üyeleri, kayıplara karşı verdikleri mücadelelerini sürdüreceklerini yineleyerek faillerin bir an önce yargılanmasını istediler. “Kayıpların değil, kaybedenlerin listesini istiyoruz” diyen kayıp yakınları, Ankara’daki saldırıyı kınadıklarını belirttiler. leri ile ilgili yaptığı sözleşme gereği gerçeğe aykırı fatura düzenlenmesi, yapılmayan tedavilerin faturada gösterilmesi, sahte fatura kullanılması, belgeler üzerinde tahrifat yapılması, zamanı geçmiş tıbbi malzeme ve ilaç kullanılması durumunda, sözleşmenin feshedileceği hükmüne karşın Andeva, Antalya’da 2 hastane, 4 kliniği ile çalışmalarına devam ediyor. Tüm bu tartışmalar arasında hastanede belli sürelerde denetim yapan ekip de dağıtıldı. Uzun süredir hastanede denetim yapılmadığı belirtildi. Konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, hastane yönetiminin AKP’ye yakınlığını kullanarak yolsuzluklarına devam ettiğini söyledi. Tabip Odası ve Antalya Barosu’nu da göreve çağıran Kılıçdaroğlu, “Vatandaşlar dava açmaları halinde büyük tazminatlar kazanabilir. CHP İl Örgütümüz de savcılığa suç duyurusunda bulunacak” dedi. Andeva Hastanesi Sağlık Grubu Koordinatör Yardımcısı Aycan Aktaş’ın AKP’den milletvekili aday adaylığını da anımsatan Kılıçdaroğlu, “Yolsuzluk yapan bir insan parlamentoda olmayı nasıl içine sindirebilir? AKP yolsuzlukla mücadele sözünün arkasındaysa, bunların adaylığını düşürmeli. Düşürmüyorsa kendisi de bu yolsuzluğun içindedir. Bu kişinin aday adayı olduğunu biliyoruz, parlamentoya girip dokunulmazlık zırhına bürünmemelidir. AKP bugüne kadar kol kanat olmuş, ama bundan sonra hesabını soracağız” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, bütün bunları yapan bir kurumun, sağlık örgütü değil, olsa olsa mafya örgütü olabileceğini de ifade etti. 13 yıl sonra ölü olarak bulundu ? Yurt Haberler Servisi Diyarbakır’ın Bağcılar köyü yakınlarındaki Düzpelit Mezrası Kevrokok kesiminde bulunan toplu mezardaki 8 cesetten birinin 24 Mayıs 1994 tarihinde bölgede operasyon düzenleyen askerler tarafından gözaltına alındığı öne sürülen ve oğlu Adnan Orhan tarafından 13 yıldır aranan Mehmet Selim Orhan’a ait olduğu DNA testiyle ortaya çıkarıldı. Babası Mehmet Selim Orhan’ın cesedini yıllar sonra bulan Adnan Orhan, “Babam, amcam ve kuzenim askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha kendilerinden haber alamadık. 13 yıl sonra babamın kurşunlandıktan sonra yakılmış cesedini bulabildim” diye konuştu. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle