27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS 2007 CUMARTESİ 4 HABERLER Rahşan Ecevit, sol seçmenin istediğinin olduğunu belirtti, güç birliğinden beklentilerini açıkladı DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Her Şey Ortadayken İnkâr Ediyorlar... Ünlü mayo ve bikini firmaları önce kendi binalarının duvarlarına, sonra da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin denetiminde olan billboard’lara mayo ve bikini reklamları asmak istiyorlar. Ama girişimleri, Büyükşehir Belediyesi Tasarım Bölge Müdürlüğü’ne takılıyor. Gerekçe, “ahlak kurallarına aykırılık oluşturmak, tahrik unsuru olması, trafik kazalarına yol açacak olması”. Belediye, başvuruda bulunanların mayo ve çamaşır ilanlarına izin vermeyeceğini bildiriyor. Bırakınız billboard’ları kiralamak, üreticilerin kendi binalarının duvarlarına reklam panosu asmalarına bile izin vermiyorlar. Nelson firmasının sahibi Moris Eskinazi, kendi dükkânlarının vitrinlerindeki fotoğrafların bile kaldırtıldığını belirtiyor. Bu yasaklamalar, İstanbul Belediyesi’nde Tayyip Erdoğan döneminden beri devam ediyor. Anımsayacaksınız, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda, 2003 yılında, Zeki Triko’nun ilanları da hacı adaylarının başvurusu üzerine sansürlenmişti. Bütün bunlar biliniyor, ama AKP ve İstanbul Belediyesi yetkilileri inkâr ediyorlar. Sunset firmasının elinde, taleplerinin reddedildiğini gösteren belgeler var; gazeteler yayımladılar. Zeki Triko’nun sahibi Zeki Başeskioğlu, bu yasaklamanın Tayyip Erdoğan’ın başkanlığı döneminden beri sürdüğünü, kendilerini sürekli olarak oyaladıklarını, her başvurularında, işi zamana bırakıp, mevsim sonunda kendilerine yanıt verme yolunu tuttuklarını söylüyor. ??? AKP Türkiye’yi İran benzeri bir dinci rejimin sultası altına sokmaya çalışıyor, bunun için her alanda atılımlar yapıyor, kendi dünya görüşünü herkese dayatmaya çalışıyor, sıkışınca da inkâr yolunu tutuyor. Milli Eğitim Bakanlığı artık gencecik dimağların şeriat yoluna çekilmesi girişimlerinin fevkalade yoğunlaştığı bir örgüt haline gelmiş bulunuyor. Türkiye’de türban ile ilgili kararları yüzünden Danıştay üyeleri saldırıya uğruyor, içlerinden biri öldürülüyor, Meclis Başkanı “Dindar bir cumhurbaşkanı isterim” diyor. Sanki bundan önceki cumhurbaşkanları gâvur ya da kâfirmişler gibi. İnsanlar bikini giydikleri için haşemalıların saldırısına uğruyorlar, saldırganlar yakalanamıyorlar. Türkiye’de laik yaşam biçimi her yandan saldırıya uğruyor, buna karşılık AKP’liler ile yandaşlarının yanıtları hep aynı: Nereden çıkarıyorsunuz efendim, bütün bunlara somut örnek verin! Somut örnekler, yukarıda sıralanmış bulunuyor. AKP dikkatli ama kararlı adımlarla, laik demokratik düzeni din devletine dönüştürecek olan sivil darbesini sürdürüyor. Milyonlar sokaklara dökülüyor, Tayyip Bey tınmıyor bile, gerginlik politikasını sürdürüyor. Bu arada, sivil darbeyi gözden kaçırmak için dikkatleri olası bir askeri darbeye çeviriyor. Tayyip Bey’in iç ve dış destekleri, bu oyuna katkıda bulunmakta gecikmiyorlar. ??? Her şey ortadayken, külliyen inkâr yolu seçiliyor. Artık Türkiye, kimi aklıevvellerin mayolu resim görünce aptesti kaçtığı için reklam panolarının bile sansürlendiği bir ülke haline gelmiştir. Zeki Triko binlerce reklam hazırlattı. Üzerlerinde patlıcan, hıyar ve kabak resimleri bulunan ve yalnızca Zeki Triko yazan reklam panoları, eğer sansürlenmezlerse, büyük kentlerimizin binlerce noktasında boy gösterecekler. Oradaki hıyarlar, patlıcanlar, kabaklar neyi simgeleyecekler? Mayoları mı? Rejimimizin içler acısı halini mi? Bizi bu duruma düşürenleri mi? Artık siz nasıl algılarsanız öyle algılayınız... Ama Türkiye bir uçuruma doğru gidiyor. Hele hele önümüzdeki seçim süreci bir aşılsın, AKP tekrar tek başına ya da yanına sağdan bir stepne alarak iktidar koltuğuna kurulsun, Çankaya’yı fethetsin, o zaman görün siz olacakları. O zaman ne özgür basının kırıntısı kalacak, ne laiklik ne de hukuk devleti. Vatan gazetesindeki köşesinde değerli gazeteciyazar Mustafa Mutlu, mitinglere katılan öğrenciler hakkında polisin araştırma yapmaya başladığını, hangi üniversitelerden kimlerin soruşturulduğunun isim isim bilgilerinin elinde bulunduğunu yazıyor ve “Emniyet Genel Müdürü beni ararsa bu bilgileri kendisine iletirim” diyordu. Emniyet Genel Müdürü, Mustafa Mutlu’yu acaba arayacak mı? Yoksa o da sadece inkâr ile mi yetinecek? Türkiye hızla İranlaşmaya doğru gidiyor, yetkililer her şeyi inkâr ile yetiniyor, herkes her şeyi açıkça görüyor. ‘İşbirliği iktidar getirir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP’nin Kurucu Genel Başkanı Rahşan Ecevit, sol seçmenin güç birliği nedeniyle CHP ve DSP’ye şükran borçlu olduğunu vurgularken “Meclis’te güç birliği, ses birliği demektir. Güç birliğinden iktidar çıkar” dedi. Rahşan Ecevit, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in milletvekilliğine aday olmama kararıyla ilgili olarak da “Çok üzüldüm. Yaparsa hakkımı helal etmeyeceğimi söyleyeceğim” dedi. Rahşan Ecevit, dün OrAn’daki kütüphane olarak kullanılan evde düzenlediği basın toplantısında CHP ile DSP’nin seçim işbirliği kararını değerlendirdi. “Dirliği güç birliği sağlar” diyen Ecevit, şu açıklamaları yaptı: “Halkımız duygu ve düşüncelerini ilk defa seçim sandığına gitmeden önce meydanlarda bir şenlik havası içinde coşku ile dile getirdi. Soldaki seçmen seçimlerde partilerinin birlikte hareket etmesini, güç birliği yapmasını istedi. İstekleri oldu. İki sol parti bu sese kulak verdi. Meclis’e iki ayrı parti olarak girip bu güç birlikteliğini orada da sürdürme ka ol seçmen ve kendisinin güç birliği kararı alan CHP ve DSP’ye şükran borçlu olduğunu belirten Rahşan Ecevit, “Meclis’te güç birliği, ses birliği demektir. İki parti yan yana gelince daha güçlü ses verecektir” dedi. Sezer’in aday olmama kararına üzüldüğünü belirten Ecevit, “Yaparsa hakkımı helal etmem” dedi. rarı aldı. Meclis’te güç birliği, ses birliği demektir. İki parti yan yana gelince daha güçlü ses verecektir. Sol seçmen CHP ve DSP’ye şükran borçludur. Ben de şükran borçluyum.” Rahşan Ecevit güç birliğinden beklentilerini de 8 başlıkta özetledi. Ecevit, “IMF politikalarından vazgeçilerek milli bir ekonomik programın izlenmesi”, “AKP hükümetinin bölücü ve etnik milliyetçi bir yaklaşımla yürütmek istediği kimlik tartışmalarının önüne geçilmesi, Türk kimliğinin sulandırılmasına izin verilmemesi”, “AB ve Amerika’nın dayatmaları karşısında zayıf davranılmaması”, “KKTC’nin bağımsızlığının uluslararası camiada tanınmasının sağlanması”, “Ülkemizin AB ve Amerika’nın pazarı olmaktan kurtarılması”, “Yabancılara toprak satışlarının durdurulması”, “Irak’la ilgili politika oluşturulması” ve “Amerika’nın Ortadoğu projesi kapsamında kurulması düşünülen kukla Kürdistan’ın Türkiye’nin milli güvenliği ve ulusal çıkarları açısından tehlikeli olduğundan buna karşı çıkılması” isteklerini sıraladı. S Özbilgin’i andı Rahşan Ecevit, Danıştay saldırısının birinci yıldönümü olduğunu anımsatırken de “Geçen yıl bugün laiklik karşıtı bir zihniyetin Danıştay’a yaptığı saldırı sonucu hayatını kaybeden hâkim Mustafa Yücel Özbilgin toprağa verilmişti. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum ve laik Türkiye Cumhuriyeti’nin bir daha böyle durumlarla karşılaşmamasını diliyorum” dedi. Rahşan Ecevit, DSP’ye kaç milletvekilinin verileceğinin sorulması üzerine “O konularla hiç ilgilenmedim” dedi. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in milletvekili adayı olmama kararıyla ilgili soruya da Rahşan Ecevit, “Duyunca çok üzüldüm, bunu yapmamasını, yaparsa hakkımı helal etmeyeceğimi söyleyeceğim kendisine” yanıtını verdi. Ecevit, bir başka soru üzerine, DSP ve CHP seçim işbirliğinden “iktidar çıkacağını” söyledi. Ecevit, “Tek başına, demedim. Ama sol mutlaka iktidara gelecektir” dedi. SHP’nin de bu işbirliğinde yer alıp almayacağının sorulması üzerine Ecevit, “Onları konuşmadık aramızda. Önemli olan, bu iki büyük partinin güç birliği yapmasıydı. Belki ileride konuşulabilir” dedi. Rahşan Ecevit, iki ayrı grup olarak Meclis’e girmeyi hedeflediklerini söylerken “Seçim mitinglerine katılacak mısınız” sorusu üzerine “Hayır, ben yokum” dedi. SEZER KARARLI: Hakkını helal etmesini sağlarım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Parti Meclisi (PM) toplantısında oybirliğiyle 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak seçime katılmama kararı alındı. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Rahşan Ecevit’in “Aday olmazsa hakkımı helal etmem” sözleriyle ilgili olarak “Şok oldum. Ben sayın Rahşan Ecevit’le konuşurum, hakkını helal etmesini sağlarım. Aday olmama kararının arkasındayım” açıklamasını yaptı. DSP PM dün öğleden sonra toplanarak CHP ile seçim ittifakı kararını değerlendirdi. Sezer, toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Sezer, Rahşan Ecevit’in “Aday olmazsa hakkımı helal etmem” açıklamasıyla ilgili sorulara, “Şok oldum. Rahşan Ecevit’in, Ecevitlerin Türkiye’nin üzerinde, DSP’nin üzerinde ve benim üzerimde çok hakları var. O söz beni şok etti. Ama sanırım çok üzüldüğünü belirtmek içindir bu. Ben sayın Rahşan Ecevit’le konuşurum, hakkını helal etmesini sağlarım” yanıtını verdi. PM, seçimlere DSP olarak katılmama kararı aldı. DSP’nin yaklaşık iki buçuk saat süren PM toplantısının ardından yapılan açıklamada “DSP Parti Meclisi 18 Mayıs 2007 günü yaptığı toplantıda ülkenin içinde bulunduğu zor koşulları dikkate alarak 22 Temmuz 2007 günü yapılacak milletvekili genel seçimine katılmama kararını oybirliğiyle almıştır” denildi. Böylece oy pusulalarında DSP’nin yer almaması ve DSP’li milletvekili adaylarının seçimlere CHP listelerinden girmesi kesinleşmiş oldu. Öte yandan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DSP’nin PM kararının açıklanmasından sonra Zeki Sezer’i telefonla arayarak kutladı. Baykal, Anıtkabir’deki 19 Mayıs törenlerinin ardından saat 9.30’dan sonra Sezer’i, DSP Genel Merkezi’nde ziyaret edecek. asirmen?cumhuriyet.com.tr MEB’de cinsiyetçi kadrolaşma ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan okul yöneticisi ve yönetici yardımcısı atamalarının yüzde 94’ünün erkek olduğunu belirterek “Atamaların cinsiyet tablosu AKP iktidarının erkek egemen karakterini açık bir şekilde gözler önüne seriyor” dedi. Kadın yönetici atamalarının tamamına yakınının anaokulları ve kız meslek liselerine yapılanlardan oluştuğunu ifade eden Dinçer, kadınların yardımcı pozisyonlara atandığını, kadınların yaklaşık 4’te 1’inin müdür kadrosunda görevlendirildiğini ifade etti. Uçak takip edilmiyordu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, İran’ın Tebriz kentine gitmek üzere 13 Mayıs’ta Trabzon Havalimanından havalandıktan sonra düşen uçağın, Türk makamlarının takibinde olduğu haberlerini yalanladı. Bakanlık sözcüsü bir soruyu yanıtlarken, ‘’Anılan uçağın Türk makamlarının takibinde olduğu yönünde resmi yetkililerimize atfen basında yer alan haberler, gerçeği yansıtmamaktadır’’ dedi. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle