24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MAYIS 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Dün polis saldırdı, bugün işten atıldılar 1 Mayıs olayları sırasında saldırıya uğrayan gazeteciler bugün de işten atılma saldırısıyla karşı karşıyalar. Sabah gazetesi editörlerinden Cengiz Erdinç ile atv muhabirlerinden Ozan Petek ve Burak Ersemiz’in sendikalı oldukları gerekçesiyle işten atıldığı belirtildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) olayı kınayan birer açıklama yaptı. Sendikadan yapılan açıklamada, Sabah ve atv’de örgütlenme çabalarının hız kazandığı ve sendikalaşma süreçlerinin tamamlanmak üzere olduğu hatırlatılarak adı geçen çalışanların iş akitlerinin feshedilmesinin, gazetecilerin örgütlenmelerini engellemeye yönelik açık bir tehdit ve Türk Ceza Kanunu’na göre suç olduğu dile getirildi. “Türkİş Genel Başkanı Salih Kılıç ile TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’ün 24 Nisan’da yaptığı görüşmede sendikal örgütlenme de gündeme gelmiş ve Ertürk bunu engellemelerinin söz konusu olmadığını ifade etmiştir” denilen açıklamada, işten atılmalarla ilgili olarak girişimlerin sürdürüldüğü belirtildi. İşten atılmaların kaygıyla karşılandığı dile getirilen TGC açıklamasında da 1 Mayıs’ta güvenlik güçlerinin yersiz saldırısına uğrayan basın emekçilerinin, Sabah grubunda başlayan işten çıkarmalarla bu kez de ekonomik zorluklarla karşı karşıya bırakıldığını vurgulandı. TMSF Başkanı Ertürk ise Sabah ve ATV’de sendikal nedenlerle işten çıkarmalarla ilgili bilgisi olmadığını, böyle bir durum karşısında çalışanların sendikadan ayrılmamaları için açık çağrı yapacağını söyledi. Konuyla ilgili bilgi almak istediğimiz Sabah Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akif Yaşin, görüş bildirmek istemedi. TGS İstanbul Şubesi’nin Olağan Genel Kurulu’nun ardından yönetim kurulunda görev bölümü yapıldı. Gürsel Eser Şube Başkanlığı’na, İ. Alper İzbul da sekreterliğe getirildi. GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Sırada Hangi Çubuk Var? Önce bir durum saptaması yapalım. “Erken seçim ihanettir” denildi. Olmadı. İhanetin “erken seçim” yerine “öne alınmış seçim” denilerek engellendiği sanıldı. Daha önce de “zamanında seçim” denilmişti. “Seçim 24 Haziran’da olacak” denildi. Olmadı. “22 Temmuz’da iki sandık olacak” denildi. Olmadı. “Seçilme yaşının 25’e indirilmesine ve bağımsız adayların da birleşik oy pusulasında yer almasına” ilişkin anayasa değişikliği ilk oylamadan sonra askıya alındı. Oysa öneri yapıldığında 24 Haziran’a yetişeceği sanılıyordu. Baktılar ki 22 Temmuz’a da yetişmiyor. “Cumhurbaşkanını bu Meclis seçecektir ve AKP’li olacaktır” denildi. Olmadı. “Cumhurbaşkanı imam hatipli olacaktır” denildi. Olmadı. “Cumhurbaşkanı dindar (bana göre laiklik karşıtı denilemediği için) ve eşi sıkmabaşlı olacaktır” denildi. Olmadı. “Cumhurbaşkanı seçimi için Genel Kurul’da 184 milletvekili varsa oylamaya geçilir” denildi. Olmadı. “Madem bize seçtirmediniz, halka seçtiririz” denildi. Fakat olamadı. Gerçi ikinci oylama bugün yapılacak ama ufukta halkoylaması zorunluğu göründü. Halkoylaması da 120 gün sonraki pazar günü yapılabileceği için seçim sonrasına kalacağından kadük olma tehlikesi de devreye girdi. “Cumhurbaşkanını halk seçsin” denilmesine karşın, adayları yine partiler ve dolayısıyla liderler belirleyeceği için halkın tercihine ambargo konulması bir kez daha gündeme getirildi. Yüzde 10 barajı nedeniyle halkın büyük bölümüne yapılan saygısızlık ortadayken, yeni yöntemi “halka saygı” kılıfına sokma çabaları lafta kaldı. Milletvekillerinin 48 saatte hazırlayarak anladığı ve oyladığı değişikliği, onları seçen (?) halkın 120 günde anlayacağını varsayan saygısızlığın giderilmesi gerektiği düşüncesi akıllara düşmedi. Uzun sözün kısası, baştan beri yazdıklarımın ciddiyet ve devlet adamlığı kavramlarına nasıl sığdırılabileceğini düşündümse de bulamadım. Kabahatin bende olduğunu da sanmıyorum. ??? İktidar partisinin yaklaşımını yorumlamak için bir fıkra yazmama izin verin. Gerçi geçmişte bir kez daha yazmıştım ama hem cuk oturduğundan hem de yeni okurların okuması için yinelemek istedim. Fi tarihinde mahallenin önde gelenlerinden biri bir akşam ziyafeti düzenlemiş. Yenilmiş, şerbetler içilmiş. Konakta sular musluklardan aktığı için leğenibrik ikramı yapılmamış. Herkes ellerini yıkayıp salona geçmiş. Kahvenin gelmesi beklenirken önceden doldurulmuş uzun tütün çubukları dağıtılmış. Ama fıkranın kahramanı işi biraz uzun sürdüğü için salona girince ortadaki büyük siniye uzatılmış çubukları görüp heyecanlanıvermiş. İlk adımda bir çubuk sizlere ömür. Ondan kurtulmak için hamle edince bir başkası daha gitmiş. Sonra bir diğeri, ardından biri daha. Ev sahibi, panikleyen misafiri yatıştırmak için “Efendi hazretleri” demiş, “şöyle buyrun.” Misafir bakmış ki salon değil, sandık odası görüntüsü var. Çaresiz pişkinliğe vurmuş. “Şurada bir çubuk kalmış. Onu da haklayıp geliyorum.” Bakalım seçime kadar daha ne çubuklar kırılacak? ??? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yasa yapma konusundaki duyarlığı, bir gelenek olarak da sürdürülmek istenilir. Bu nedenle de İçtüzük’e özel bir madde konulmuştur. 85’inci maddenin başlığı da “Tetkik kurulu ve maddi hatalar” olarak belirlenmiştir. İlk fıkrası da şöyle başlar: “Meclis Başkanlığı, kanun tasarı ve tekliflerini anayasa dili, kanun yazılış tekniği bakımından incelemekle görevli yeteri kadar uzmandan kurulu bir heyet teşkil eder. Bu heyet komisyonlara danışmanlık yapar.” Heyet mutlaka oluşturulmuştur. Ama anlaşılıyor ki siyasilerimizin böyle bir danışmadan yararlanma niyeti olmamıştır. Olsaydı böyle mi olurdu? Emeğin başkenti Zonguldak’ta son yılların en çekişmeli sendika başkanlığı yarışı yaşandı. Karaelmas’ta 2. Denizer dönemi başladı Kazanan ‘madenci’ olsun ? Zonguldak’taki kongrenin divan başkanlığını yapan Türkİş Genel Başkanı Salih Kılıç, zaman zaman sert tartışmaların yaşandığı Genel Kurulu, tecrübesi sayesinde sorunsuz yönetti. AYKUT KÜÇÜKKAYA KAZANAN DENİZER: 1990’lardaki gibi yöneteceğiz 6 Ağustos 1999 tarihinde evinin önüne kurulan pusuda öldürülen eski GMİS Genel Başkanı ve Türkİş Genel Sekreteri Şemsi Denizer’in kardeşi ilk mesajında, “Genel Madenİş’i ve Zonguldak’ı ağabeyim Şemsi Denizer’in hedefleri doğrultusunda mücadelenin öncüsü yapacağız” dedi. Denizer şöyle konuştu: “Bölgede 80 bin işsizimiz iş beklerken, biz 1.5 milyar doları dışarıya verip kömür alıyoruz. Sendikamızı, yeni bir anlayışla ve yeni bir heyecanla tıpkı 1990’lı yıllarda olduğu gibi yönetecek ve mücadeleyi yükselteceğiz.” Denizer, Türkİş Genel Kurulu’nda da Türkİş yönetimine aday olacağını da açıkladı. Emeğin başkenti Zonguldak’ta iki aydır süren heyecan fırtınası seçimleri Ramazan Denizer’in kazanmasıyla sona erdi. Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) 8. Olağan Genel Kurulu’nda 18 oy farkla genel başkanlığa seçilen Ramazan Denizer’le Karaelmas’ta “ikinci Denizer dönemi” başlamış oldu. Şemsi Denizer’in kardeşi Ramazan Denizer ile halasının oğlu olan Çetin Altun arasındaki seçim rekabeti son ana kadar sürdü. Tüm Zonguldak’ın ve Türkİş camiasının yakından izlediği seçim sonucunda Altun, 309 delegenin tamamının oy kullandığı genel kurulda 145 oyda kaldı. Ramazan Denizer ise 163 oy aldı. Genel Başkan Yardımcıları Rahmi Yaman ve Dursun Oğuz, Genel Sekreter Musta Önce gör, sonra çalış ürkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) alınacak 120 mühendis, tekniker ve teknisyen kadrolarına işbaşı yapmak isteyen adaylar, mülakata maden ocaklarında alınıyor. Zira bazı adaylar, maden ocağı koşullarını gördükten sonra çalışmaktan vazgeçebiliyor. TTK’ye, geçen yıl emekliye ayrılan 1.200 personelin yüzde 10’u kadar nitelikli işçi alımı için görüşmler yapıldı. (Fotoğraflar: AA) T KAYBEDEN ALTUN: İşçi eksiği var Seçimi 18 oy farkla kaybeden Türkİş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Çetin Altun şunları söyledi: “Göreve geldiğimiz 2000 yılında 57. hükümet döneminde 4 bin işçi alındı. 59. hükümet döneminde ise 1200 işçi aldırdık. Katkısı olan herkese teşekkür ettik...” fa Dağlıoğlu, Denizer’in listesinden yeniden seçilirken Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Ramis Muslu da Altun’un listesinden aynı göreve yeniden seçildi. Genel mali sekreterliğe Muharrem Sarıçam, genel eğitim sekreterliğine Eyüp Alabaş, Denizer’in listesinden seçildiler. Türkİş Genel Başkanı Salih Kılıç, ithal kömüre “hayır” denilmesi gerektiğini belirterek, “Türkiye, taşkömüründen vazgeçme dikçe Türkİş de GMİS’den vazgeçmez. Maden işçileri ve onların Sendikası Genel Maden İş, Türk işçi hareketinin ve demokrasi tarihinin önde gelen örgütüdür” şeklinde konuştu. DEVİR’DE AİLELERİYLE SAHADA OLACAKLAR Liman işçileri sesini yükseltti ABİDİN YAĞMUR MERSİN Geçen yıl özelleştirilen TCDD Mersin Limanı’yla ilgili olarak Limanİş Sendikası tarafından açılan davaların esastan karara bağlanmamasına rağmen limanın PSAAkfen ortaklığına devri işlemlerinin başlatılması, işçilerin tepkisine neden oldu. Şirketin görevlileriyle tartışan işçiler, önceki gün yaptıkları yürüyüşün ardından dün de vardiyalara toplu halde giderek tepkilerini gösterdiler. TCDD Genel Müdürlüğü ile alıcı arasındaki devir sözleşmesinin yarın imzalanması beklenirken işçilerin aile leriyle eylem yapacakları kaydedildi. Limanİş Şube Başkanı Recep Özbey, “Mersin Limanı çapulcular tarafından işgal edilmek isteniyor. Alıcı firma, özelleştirmeyle ilgili açılan davalar esastan sonuçlanmadan limanı almak istiyor. Şirketin görevlileri arkadaşlarımızı silahlarla tehdit ettiler. Bu çetevari tutum karşısında hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz. Bugün yaşanan tablo, savaş sonrası galip tarafın ganimet toplamasına benziyor. Dava esastan sonuçlanmadan Mersin Limanı’nın alıcı firmaya devredilmesine karşı çıkıyoruz” diye konuştu. ‘İşimiz, aşımız, onurumuzdur’ ersin Limanı’na gelen şirket görevM lileriyle tartışan liman işçileri, önceki gün Liman A Kapısı’ndan Liman İşletme Müdürlüğü binasına kadar yürüdüler. “İşimiz, aşımız, onurumuzdur” yazılı bir pankart taşıyan işçiler “Vur vur in lesin AKP dinlesin”, “Akfen şaşırma sabrımızı taşırma”, “İşte direniş işte Limanİş” şeklinde sloganlar attılar. Dün de servislerinden liman sahası dışında inen işçiler vardiyalara toplu halde giderek tepkilerini gösterdiler. oerinc?cumhuriyet.com.tr. Yunan basını grevde Yunanistan’da basınyayın organları çalışanları önceki gün ülke çapında genel greve gittiler. Gazetecilerin 24 saat süren grevi gazeteciler sendikasının çağrısı ve Atina günlük gazeteciler derneğinin desteği ile gerçekleşti. Hükümetin sosyal sigortalar fonlarını gereksiz yerlerde kullandığı ve kötü yönetildiği ileri sürülerek alınan grev kararına katılım büyük oldu. Grev süresince radyo ve televizyonlarından haber bültenleri kaldırıldı, ulusal hiçbir gazete yayımlanmadı. Yunanistan’daki basın kuruluşları demokratik anlamda haklarını arayan tüm sivil toplum örgütleri ile devlet kurumlarının aldığı kararlara destek vermesi ile biliniyor. (MURAT İLEM) Demiryolİş’ten 150. yıl kitabı Demir ağların 150. yılına basması dolayısıyla Demiryolİş Sendikası, bir kitap hazırladı. Sendikanın 53 yıldır sürdürdüğü mücadelesinin meyvelerini yeni yeni aldığını dile getiren Demiryolİş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Bugün Türkiye’de hâlâ demiryolu sektöründen gururla söz edebiliyorsak bunda en büyük paylardan biri demiryolu çalışanlarınındır” dedi. ILO: Ayrımcılık sürüyor Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), çalışma yaşamında ayrımcılığın önlenmesine karşı bazı ilerlemelere rağmen, cinsiyete, ırka, dine, toplumsal kökene, göçmenliğe, yaşa, cinsel tercihe, özürlülüğe, HIV/AIDS hastası olup olmamaya bağlı ayrımcılığın tüm dünyada sürdüğünü açıkladı. Avrupa’daki işletmelerde kadınlarla erkeklerin ortalama saat başı brüt ücretleri arasında kadınlar aleyhine yüzde 15 fark bulunduğu bildirilen raporda, kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 56.6’ya ulaştığı ifade edildi. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle