Katalog

SAYFA CUMHURİYET 23 NİSAN 2007 PAZARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER AÇI MÜMTAZ SOYSAL Geleceğimiz, Çocuklarımız... Prof. Dr. Muzaffer ERYILMAZ Çocuk Oyunları ARTIK klasikleşen 23 Nisan etkinliği yarının büyüklerini önemli makam koltuklarına oturtup devlet adamlığına özendirme oyunudur. Şimdi, eskiyen bu oyun yerine, büyük adamların küçük çocuklar gibi oyun oynamaları biçiminde bir gelenek gelişiyor galiba. Şu günlerde, bu oyunun oynandığı iki makam görmekteyiz. Biri, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlık makamıdır. Oradaki kişinin, Cumhurbaşkanlığı’na heveslendiği biliniyor ama, Cumhurbaşkanlığı seçimine birkaç gün kaldığı halde hâlâ adaylığını açıklamıyor ya da kendisi istemiyor olsa bile partisinden kimin aday olmasını istediğini belli etmiyor. Günler, sürpriz söylentileriyle geçmekte. Öbürü, yine aynı Cumhuriyetin ana muhalefet lideridir. O da, üzerinde bir oydaşma olmasını istediği adayın kim olduğunu söylememekte direniyor. Oysa, doğru dürüst demokrasilerde, o durumdaki kişinin Cumhurbaşkanlığı’na kimi layık gördüğünü söylemesi ve o kişi üzerinde oydaşma sağlamaya çalışması beklenir. abul edelim ki, bu oyunu oynamakta AKP daha başarılı. Kendi liderinin Cumhurbaşkanı olmasını istediği halde, bunu resmiyete dönüştürmüyor ve hâlâ birtakım aday söylentileri yayarak bu arada partinin görüntüsünü ya da siyasal imgesini değiştirmeye çalışmakta. Son söylenti, Sayın Nimet Çubukçu adının dolaştırılmasıdır. Kimilerinin ciddiye aldığı bu söylenti, gerçekleşmeyecek olsa bile, partinin çağdaşlığı da pekâlâ benimseyebileceğini göstermeye yönelik. Gerçekleşse, bu söylentiyi ciddiye alanlardan Ahmet Hakan’ın da yazdığı gibi, bir taşla birçok kuş vurulmuş olunacak: Bayan Çiller’den daha donanımlı bir aday gösterebilmekten tutun da, cumhuriyetçi kesimin Sayın Erdoğan konusundaki itirazlarını ve endişelerini böylesine bir buluşla karşılamaya varıncaya kadar. Ama herhalde en büyük taş, görüntü düzeltmekte bu ustalığı göstermeyip, sadece beklemekle yetinenlere yönelik olacaktır. ürkiye’deki bu çocukça oyunların, Fransa’daki cumhurbaşkanı seçimlerinin ilk turunun yapıldığı günlere rastlamış olması ilginçtir. Birçok yönünü benimsediğimiz Fransız anayasa geleneği, özellikle devlet başkanının seçiliş tarzını temel olarak alan bir numaralandırmayla şimdi “beşinci cumhuriyet” aşamasına gelmiştir. Tek ve değişmez olduğunu söylediğimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin, Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi önemli bir konuda bu çeşit oyunlara sahne olması gerçekten üzücüdür. Adaylık süreci sonuna yaklaşırken ortada hâlâ üzerinde tartışılan kişilikler ve devletin tepesinde onlara bağlı temel tutum seçenekleri söz konusu değil. Ortada bu kişilerin içine girecekleri kalıp olarak sadece 12 Eylül döneminde General Evren’ce çizilmiş bir kalıp var. O kalıbı çeşitli yönleriyle doldurmak, mümkün. Sayın Sezer, o kalıptaki hukuk ve atama alanlarını seçti ve bu bakımdan dönemini parlak bir biçimde sona erdiriyor. Aynı kalıpta, doldurulacak başka yönler de var; ama doldurabilecek kişiler hâlâ ortalıkta yok. Asıl düşündürücü olan, iktidar partisinin şimdiye kadar, Cumhurbaşkanı’nın doğrudan doğruya halkça seçileceği bir modelden sık sık söz etmiş olmasıdır. Hem yürütme sorumluluğu taşıyanlarca hem de anayasa komisyonu başkanı gibi yasamayla doğrudan ilgili olanlarca... Dolayısıyla, seçilecek devlet başkanının yönlendirişiyle yeni bir devlet düzeninin kurulması ve bir sistem değişikliğine gidilmesi büyük bir olasılık. Bu olasılık ortada dururken böyle bir konunun bu denli hafife alınması, gerçekten şaşırtıcıdır. [email protected] U K T lusun egemenlik tutkusunu, bir çocuk bayramıyla birleştirip çocuklara armağan etmek ancak bir dâhinin bulup dünyada “ilk”e çevirebileceği bir buluştu... Evet, politik ve toplumsal dehalar geleceğe bakarak ve günün acı ve sert gerçekleri içinde yaşayanlara şaşırtıcı, olağandışı ve hatta olağanüstü gelen olguları ön plana çıkarırlar ve bunların altına silinmez imzalarını atarlar... Bu imzaların mürekkebi daha kurumadan, o düş gibi görülen tılsımın gerçeğin tanrısıyla buluştuğu görülür... Böylelikle ilham perisinin dehaların kulağına fısıldadığı şeyin aslında toplumun bilinçaltında, toplumun damarlarında duran bir büyük dip akıntısı olduğu bir kez daha görülür... Mustafa Kemal’in Cumhuriyetimizi, varlığımızı ve geleceğimizi emanet ettiği çocuklarımız 23 Nisan’ın coşkun ve taşkın ırmağının genişliğine ve uzunluğuna hayran bir biçimde tüm neşeleri, tüm heyecanları ile bir arada olmanın, bu bayramı bayram olarak yaşamanın o her zaman anımsanacak lezzetini tadıyorlar... Bu ülkenin çocukları sımsıcak ve küçücük ellerini üzerine koymayı her zaman bildikleri kocaman kalplerinin içinde çarpanın ne olduğunu çok iyi biliyorlar... Bu yurdu, bu yaşta, bu denli sevmek ve savunmak, ulusun egemenliğini, kendi bayramlarını için Çankaya Belediye Başkanı de doyasıya yaşayarak, ken mamızı bize Fazıl Hüsnü di benliklerine yedirmek... İş Dağlarca’nın mısralarıyla te, Cumhuriyetin çocuklarını haykırıyordu: “Bir çocuk kaharekete geçiren temel ve de dar güzel olur/Başını göğe ğişmez dürtü budur.. Onlar doğru kaldıran” Cumhuriki milyonlarca göz olarak yetin çocuklara seslendiği o uluslarına göz dikenleri cay büyülü ve büyük dildeki andıracak enerjinin ta kendisi lamı, çocukların kendi sesledirler... Onlar ki bizim çocuklarımız, Onlar ki Mustafa Kemal’in çocuklarıdır... O halde bu ülke emin ellerde demektir... Türkiye’de, dünyanın ileriye aktığı bir gemide geriye doğru koşarak modası geçmiş bir tarihsel yazgıyı bu milletin çocuklarının alnına yazmak isteyenlerin hiç şansları yoktur... Onlar kilit mevkilerde, sımsıcak koltuklarında oturarak, genç dimağlarımızı zapturapt altında tutarak, ülkeyi germekten başka bir işe yaramayan gericileşmiş bir zihniyeti bizlere ve çocuklarımıza dayatmaya çalışmaktadırlar... Bu ülkenin teminatı çocuklarına sahip çıkmak için 14 Nisan’da Ankara’nın başkenti Çankaya’da alanlara çıkan on milyonların desteğine sahip milyon kişi neyi haykırıyordu acaba? Bu ülkeyi ve bu ülkenin o nazenin yürekli çocuklarını geriliğin ve gericiliğin kara baharına, kaba rüzgârına teslim etmeyeceklerini elbette... Çankaya’da ev sahipliğini yapmaktan gurur duyduğumuz o mahşeri kalabalığın gözlerindeki çocuksu coşku ile başını göğe çevirmesi, gökyüzüne çocuklar için talip ol rinden dinlemenin büyük sevincine ortak olmaya çalışacağız... İyi ki çocuklarımız var, iyi ki 23 Nisan var, iyi ki Ulusal Egemenliğimiz çocuklarımızın şirin dillerine, zambak kokulu gülüşlerine emanet edilmiş durumda... Çocuklarımız şen olmayı 23 Nisan’da amaçlarken, unu tulmamalıdır ki, asıl olarak onlar bizim amacımızdır... Biz çocukları, çorak ve kurak günlerin tam ortasında amaç yaparak yarınların Türkiye’sine bakıyoruz... Yarın da Türkiye, işte bilinçle, bilgiyle ve ilgiyle kendi varlığına sahip çıkan ve varoluşuna göz diken unsurları silip süpürme kararlılığındaki çocukların nefeslerinden beslenecektir... Sizler, yeri ve göğü teslim ettiğimiz geleceğimiz olan çocuklarımızsınız... Mustafa Kemal’in çocuklarısınız.. Çünkü Mustafa Kemal için sizler hem doğu hem batı, hem kuzey hem güney, hem ışık hem sevinç, hem güneş hem rüzgâr, hem bulut hem de umutsunuz... Çünkü umut sizsiniz, çünkü Türkiye sizsiniz... Bir büyük yazar, “Mutlu çocuk! Büyü bakalım dünyaya sığabilecek misin” der... Evet, sizler, geleceğin Mustafa Kemal’leri, büyüyünce dünyaya sığmayın istiyoruz... 2006/4192 Talimat Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: İstanbul ili Bağcılar ilçesi Kirazlı Köyü, Evren Mahallesi Gülbahar Caddesi’nden ayrılan Şirin Sokak’ta bulunan ve Şirin Sokak No: 33 olan 2 katlı binanın bitişik komşu parseli olan 245 DS 4B pafta, 2463 ada, 7 parsel sayılı, 150 M2 miktarlı boş arsanın borçlu adına kayıtlı olan tamamı 112.500,00 YTL. bedelle satışa sunulmuştur. ANILAN TAŞINMAZ ÜZERİNDE TEK LEHİNE 14.09.1992 tarih ve 8426 yevmiye ile İSTİMLAK ŞERHİ TESİS EDİLMİŞ OLUP İSTİMLAK ŞERHİ İLE YÜKÜMLÜ OLARAK SATILACAKTIR. TAPU KAYDI: Bağcılar tapu sicil Müdürlüğü’nün 03/07/2006 tarih ve 11869 yevmiye sayılı yazısına göre: Bağcılar ilçesi Kirazlı Köyü Evren Mahallesi 245 DS 4B pafta, 2463 ada 7 parsel sayılı 150 m2 miktarlı arsanın tamamının borçlu Recep Bahar adına kayıtlı iken taşınmazın kaydı üzerine haciz şerhinin tesis edilmiş olduğu belirtilmiştir. İMAR DURUMU: Bağcılar Belediye Başkanlığı’nın 10.11.2006 tarih ve 6137 sayılı yazısına göre: Bağcılar ilçesi, Evren Mah. 245 DS 4B pafta, 2463 ada, 7 parsel sayılı yer ve 19.10.2004 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kreş alanında kalmakta olduğu belirtilmiştir. HUDUDU VE SAHASI: Tapu kaydı ve dosyasında mübrez 29.09.2006 tarihli harita (plan) örneği mahallinde tatbik edilmiş olup, çapının zemine uygun olduğu tespit edilen parselin tüm sahası 150,00 m2 dir. GAYRİMENKULÜN HALİHAZIR DURUMU: Satışa konu taşınmaz, Bağcılar ilçesi, Kirazlı köyü, Evren Mah. Gülbahar Caddesi’nden ayrılan Şirin Sokak’ta bulunan ve Şirin Sok. N: 33 olan iki katlı binanın bitişik komşu parseli olan 245 DS 4B pafta, 2463 Ada, 6 parselden sonra gelen bitişik komşu olan 245 DS 4 B pafta, 2463 ada 7 parsel sayılı 150 m2 miktarlı boş arsanın tamamı satışa konudur. Taşınmazın etrafında 45 katlı yapılar mevcuttur, taşınmaz ve etrafı her türlü yol, su, elektrik ve altyapı gibi belediye hizmetlerinin tümünden yararlanmaktadır, Ulaşım imkânları kolay ve elverişli düzeydedir. Satışa konu 7 parsel ve komşu 8 parsel üzerinde 154 KV enerji nakil hattı geçmektedir. GAYRİMENKULÜN KIYMETİ: Satışa konu taşınmazın bulunduğu mevkii, imar durumu, konumu, alanı, semti, semt içindeki yeri, halihazır durumu, parselin halihazırda boş arsa olması, satışa konu parsel ve etrafının yol, su, elektrik gibi belediye hizmetlerinden yararlanma durum, bu civardaki emsal emlak alım satım rayiçleri ve günün iktisadi koşulları da göz önüne alınarak gayrimenkulun BOŞ ARSA OLARAK BU GÜNKÜ DEĞERİ ŞÖYLEDİR. ARSA DEĞERİ: 150 m2x 750,00 YTL/m2 = 112,500,00 TL dir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 1. Satış 28 /05/2006 günü saat 10.0010.20 arasında Bağcılar l. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartı ile 07/06/2006 günü aynı yer ve saatte ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacakları toplamını tahmin edilen değerin % 40’ını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış düşürülecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye ve resmi, ihale pulu, tapu harç, KDV ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergi borçları satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddiaları ve dayanağı belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden alıcı ve kefilleri müteselsilen mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/4192 Talimat sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları, İİK 127. rnd’si gereği bütün hissedarlara tebligat yerine geçmek üzere ilan olunur. (İİKm.126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 20882 BAĞCILAR l. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI CUMHURİYET 02 CMYK