24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 NİSAN 2007 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP lideri Baykal, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına hazırlandığını söyledi 5 ‘Kamuoyu oluşturuyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “ulusa sesleniş” konuşmasını değerlendirirken, “Sayın Başbakan’ın cumhurbaşkanı seçilmek istediği çok açık, böyle bir arayış, özlem içinde olduğu çok açık. Bir zemin yoklaması, adaylık için kamuoyu oluşturma çabası olarak görüyorum bunları. Ancak konu, son dakika konuşmalarıyla, sırt sıvazlamalarıyla geçiştirilecek noktada değildir’ dedi. Baykal, dün bir özel televizyondaki programa katılarak soruları yanıtladı. Baykal, kararsızlara, merkez sağdaki ve soldaki yurttaşlara “AKP’ye karşı dayanışma için” çağrıda bulunurken “AKP’ye karşı muhalefetin ana akımı CHP’dir. Kurumları, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) değil, sivil vatandaşları göreve çağırıyorum” mesajı verdi. Baykal, “Bu seçimin temel konusu sağcı ODTÜ’lüler nerede, darbeciler nerede? giremedi. 14 bin kişi Başkent kulislerinde yurttaşlıktan çıkartıldı. 30 geçen hafta darbe bin kişi siyasi mülteci girişimini anlattığı ileri olarak yurtdışına gitti. 300 sürülen günlük ile 9. kişi, kuşkulu bir şekilde Cumhurbaşkanı tutukluyken öldü. 937 film, Süleyman Demirel’in sakıncalı bulunduğu için “Nerede bu ODTÜ’lüler” yasaklandı. 3 bin 854 sözleri tartışıldı. TBMM öğretmen, üniversitede Genel Kurulu’nda görevli 120 öğretim üyesi Türkiye Cumhuriyeti ile ve 47 hâkimin görevine Şili Cumhuriyeti son verildi. Gazeteler 300 Hükümeti Arasında gün yayın yapamadı.” Askeri Alanda Eğitim, Savunma Sanayii, Teknik Süleyman Demirel. CHP’li Hakkı Ülkü kürsüde Pablo Neruda’yı ve Bilimsel İşbirliği andı: “Neruda, Şili’nin Anlaşmasının Uygun efsane lideri Allende’ye Bulunduğuna Dair Yasa karşı düzenlenen Tasarısı görüşülürken; darbeden on iki gün sonra Şili’deki faşist darbeden yaşamını yitirmiştir. Bizim yola çıkan CHP Hatay gençliğimizin idollerinden Milletvekili Gökhan olan Neruda’nın, Türkçesi Durgun 12 Eylül ‘Kazanacağız’ demek olan darbesinin bilançosunu ‘Venceremos’ adlı şiiri çok anımsattı: çarpıcıdır. Çünkü, şiirinde “650 bin kişi gözaltına ‘Venceremos alındı. Şu anda çatısı venceremos’, ‘zulme ve altında bulunduğumuz yoksulluğa paydos’ der. TBMM kapatıldı. Siyasi 1976 yılında TÜPRAŞ’ta partilerin kapısına kilit Pablo Neruda. yapılan bir direniş vuruldu. 1 milyon 683 kişi esnasında bu kelimeyi fişlendi. Açılan 210 bin ‘Tencerem boş’ diye davada 230 bin kişi anlayan bir grup, yürüyüş yargılandı; 7 bin kişi idam anında ‘Tencerem boş, cezasıyla yargılandı, 517 tencerem boş’ diyerek bu kişiye idam cezası verildi, türküyü, adeta Türkçeye 50’si asıldı. Bunun içinde, çevirmiştir.” CHP Ankara 17 yaşındaki Erdal Eren Milletvekili Yakup de vardı. Yine, asılanlar Kepenek de sözü içerisinde, Gaziantep’te “ODTÜ’lüler nerede” alelacele yargılanarak diyen Demirel’e getirdi: idam edilen ve ailesinin “Yani, son gelişmeler şu ana kadar dahi karşısında neden öğrenci mezarını bulamadığı hareketi görülmüyor insanlarımız, Hakkı Ülkü. demeye getiriyor. ODTÜ vatandaşlarımız da var. öğrencileri de bu 71 bin kişi TCK’nin 141, memlekette emperyalist sömürüye 142 ve 163. maddesinden yargılandı. karşı çıkanlar ve benzerleri de 12 388 bin kişiye pasaport bile Eylül’de ezildiler, onların üzerinden verilmedi. 30 bin kişi, sakıncalı 12 Eylül’ün paletleri geçti.” olduğu için işten çıkartıldı ya da işe DENİZ BAYKAL’DAN 1 NİSAN ŞAKASI Haber Merkezi CHP lideri Deniz Baykal, dün bir televizyon programında kendisine yapılan şakaya şakayla karşılık verdi. MYK toplantısında “cumhurbaşkanlığına aday olması” kararı çıktığına ilişkin sözler üzerine, Baykal da bu 1 Nisan şakasına katıldı. Baykal, “Sayın Başbakan dün MYK toplantısından önce beni arayıp, ‘Cumhurbaşkanlığı seçimi çok ciddi gerilim yaratıyor, sizin de sorumlulıksolculuk değildir, ulusal bütünlüktür, Cumhuriyet kazanımlarını ayakta tutabilmek, sahiplenebilmektir. Merkez sağdaki kişilerin benden hiçbir farkı yoktur. Onlar en az benim kadar Cumhuriyeti, Atatürk’ü, Türkiye’nin çağdaş siyasi kimliğini sürdürme, koruma kararlılığı içindedir” görüşünü dile getirdi. Baykal, Başbakan Erdoğan’ın “ulusa sesleniş” konuşmasının “cumhurbaşkanlığına adaylık” konuşması olarak yorumlandığı anımsatılarak yöneltilen luğunuz var, aday belirlemenizi istiyoruz, biz de destekleyeceğiz,’ dedi. Cumhurbaşkanlığına adayım. Kriz kalmamıştır” dedi. Daha sonra “İnönü Fotoğrafları Sergisi”ni gezen Baykal, bir gazetecinin “Başbakan Eskişehir’de Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladı. Sizin de destek vereceğinizi söyledi” şeklindeki sözleri üzerine gülümseyerek, “Bunu daha önce ben açıkladım” dedi. mesi gerekir” açıklamasını yaptı. Yargıda yaşanan son olaylara dikkat çeken Baykal, “Taktik gerilemeler içindeler. Fırsat bekliyorlar” dedi. Baykal, “Erdoğan aday olmayacak, olmamalı, olmaz” söyleminin demokrasi dışı yöntemlerle ilişkilendirilmesi konusundaki soruya “Demokrasi dışında kendisine bir siyasi konum tasavvur edemeyen biriyim. 12 Mart CHP’ye iktidar kapısını açmaya dönük bir hareketti, Sayın Ecevit’le birlikte onu reddettik. Bu o zaman sorular üzerine, “Sayın Başbakan’ın cumhurbaşkanı seçilmek istediği çok açık, böyle bir arayış, özlem içinde olduğu çok açık. Bir zemin yoklaması, adaylık için kamuoyu oluşturma çabası olarak görüyorum bunları. Ancak konu, son dakika konuşmalarıyla, sırt sıvazlamalarıyla geçiştirilecek noktada değildir. Türkiye Sayın Başbakan’ı tanımaktadır, eline fırsat geçince ne yapabileceğini örnekleriyle görmüştür. Başbakan’ın kişisel ihtirasına dur demeyi bil partimizde bölünmeye yol açtı. Biz, seçim, sandık, demokrasi, diyenler arasında yer aldık. 12 Eylül’de siyasi haklarım elinden alındı, tutuklandım, sürgüne gönderildim. Hiçbir zaman TSK’yi ülke içi siyasette unsur gibi kullanılması anlayışını kabul etmedim. Herkes işini yapsın” yanıtını verdi. Baykal, Türkiye’nin ulusal bütünlüğü, rejimi ile ilgili tereddütler bulunduğunu vurgularken sözlerini şöyle sürdürdü: “Barzani, Talabani kimi cumhurbaşkanı görmek ister? Bu soruları yok saymamız mümkün değildir. Biz laik demokratik bir Cumhuriyet olacağız, bu konuda herkes samimi mi? Bir Başbakanlık Müsteşarı var, ‘Cumhuriyeti, laikliği, milliyetçiliği dini temele oturtmamız lazım’ diyor. Türkiye bunu seyredemez. Elbette cumhurbaşkanını Meclis seçecek. Ama Türkiye’yi gerginliğe sokacak bir cumhurbaşkanlığı seçimi olmamalıdır.” Sarıgül’den Baykal’a eleştiri ? SAMSUN (AA) Eski Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın kayınvalidesinin cenaze törenine katılmak üzere Samsun’a gelen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Türkiye’nin yeni bir parti ya da yeni bir genel başkan aramadığını, Türkiye’nin yeni bir iktidar alternatifi aradığını söyledi. Türkiye’de sosyal demokrasinin tıkandığını savunan Sarıgül, “CHP veya Türkiye tercihi yapmak durumunda kalırsak, Türkiye’yi tercih ederiz. Atatürk’ün koltuğunda oturup yan gelip yatmak yok. Atatürk’ün mirası üzerinde oturup, yan gelip yatarsanız o mirası sizden gelir başkası teslim alır’’ diye konuştu. CHP’Lİ GÜNEŞ: Bağımsızlık hiçe sayılıyor İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Milletvekili Hasan Fehmi Güneş, AKP’nin ülke bağımsızlığını hiçe saydığını savunarak “Ne Kıbrıs konusunda, ne Ortadoğu’da, ne Güneydoğu’daki terör örgütü karşısında ülke çıkarlarını koruyacak bir tavır sergileyebilmişlerdir. Böyle bir iktidar Türkiye’nin yüz karasıdır” dedi. CHP İstanbul milletvekilleri, Eyüp ilçesindeki eğitimcilerle bir araya gelerek yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimini ve AKP iktidarının iç ve dış politikalarını değerlendirdiler. CHP Eyüp İlçe Başkanlığı’nın Grant Atmaca Salonu’nda düzenlediği toplantıya katılan emekli öğretmenler, AKP’nin eğitim alanında uyguladığı kadrolaşma politikasına dikkat çektiler. Toplantıyı yöneten CHP Eyüp İlçe Başkanı Ali Lütfü Gündoğdu, konuşmasında demokrasinin temel taşlarından olan laikliğin yıpratılmaya çalışıldığını vurguladı.. Aman ağaçlar homoseksüel olmasın!.. Belediyelerin kentleri yeşillendirmek için yurtdışından Türkiye’nin iklim yapısına uygun olmayan ağaçları getirmesi sık sık tartışma konusu olur. Bu ağaçlar, ya bir süre sonra kurur ya da bulunduğu yerin florasını bozar. Orman Bakanı Osman Pepe, kuliste gazetecilerle sohbet ederken geçmişte yapılan uygulamadan yakındı: “Geçmişte maalesef hatalar yapılmış. Karadeniz’e Korsika, Arjantin ve Şili’den fidanlar getirilip kara çamların yerine dikilmiş. Bu ağaçlar çabuk yetişiyor yetişmesine de görülmüş ki ne selülozda kullanılabiliyor ne de madenlerde direk olarak. Yani çabuk yetişmesinden başka bir işe yaramadığı ortaya çıkmış.” Pepe, bir gazetecinin “İthal ağaçlar getirildi, buranın iklimine uyum sağlayamayınca garip bir şey oldular. Ağaçların bile cinsiyeti değişti, homoseksüel oldu” demesi üzerine “Ben cinsiyetlerine karışmam” karşılığını verdi ve bir fıkra anlattı: “Temel, Almanya’ya yerleşmeye karar vermiş. Ama yakınları kendisini uyarmış, ‘Ula Temel, şimdi sen oraya gideceksin. Ama orada süte, yağa her şeye domuz eti karışır. Aman ha dikkat et’ demişler. Bunun üzerine kara kara düşünmeye başlayan Temel’in imdadına yine yakınları yetişmiş. ‘Niye o kadar düşünüyorsun, buradan bir keçi götür, o keçinin sütünden yoğurt ve peynir yapar, yersin’ demişler. Temel de bu fikri beğenip kamyonetin arkasına keçiyi atıp düşmüş yollara. Gümrük kapısına gelince, memurlar kamyonetin arkasında bir keçi görünce şaşırıp kalmışlar. ‘Bu ne’ diye sormuşlar. Temel de ‘O benim köpeğimdir’ demiş. Gümrük memurları ile Temel arasında başlamış bir tartışma, ‘Bu köpektir, hayır keçidir’ diye. En sonunda memurlar dayanamamış, ‘Eğer bu köpekse kafasında boynuzların işi ne’ demişler. Temel, yanıtı yapıştırmış: ‘Orası özel hayata girer, ben orasına karışmam’.” Eğitimcilerden mektup eylemi ? ANKARA(AA) Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Mali Sekreteri Ferhat Şahin, eğitim çalışanlarının mesleğine küskün olduklarını, emekli olmak ve kurum değiştirmek istediklerini savundu. Şahin, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e göndermek üzere hazırladıkları mektubu Kızılay’da okudu. Şahin, eğitim hizmetlerinin halka sunumunda emeği geçen hizmetli, şoför, bekçi ve hademe gibi eğitim çalışanlarının kendilerini üvey evlat olarak gördüklerini ifade etti. Şahin ve sendika yetkilileri Kızılay Postanesi’nin hafta sonu tatili nedeniyle kapalı olduğunu öğrenince Ulus’a giderek Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e yazılan mektubu postaya verdiler. Karayalçın: Sol birleşecek SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, soldaki partilerin tek başına iktidar olmadıklarını belirterek “Sol partilerin ittifakı bir kurtuluş reçetesidir” dedi. SHP İstanbul il örgütü “SHP Halkla Buluşuyor” etkinlikleri kapsamında üçüncü seçim bölgesi toplantısını Sefaköy’de gerçekleştirdi. SHP İstanbul İl Başkanı Beyzade Özkahraman “SHP, DSP ve 10 Aralık Hareketi ile solda birleşme için ön ittifakı gerçekleştirdik. Mustafa Sarıgül’ün de bize katılmasını umuyoruz” diye konuştu. Karayalçın ise solda partilerin tek başına iktidar olabilmeleri için çözümü birleşmede gördüklerini ifade ederek “SHP olarak tek başına iktidara gelemiyoruz, CHP de gelemiyor, DSP de gelemiyor. 2002 seçimlerinde ayrı otobüsle seçime gidildi, olmadı. Otobüs durdu. Biz birleşeceğiz, bunu gerçekleştireceğiz” diye konuştu. İl başkanı Özkahraman’ın “solda birleşme için ön ittifakı gerçekleştirdikleri” ifadesine dikkat çeken Karayalçın “Koşulumuz ittifakın yalnızca sol partiler arasında olmasıdır. Türk solu, sosyal demokratları, sosyalistleri bir araya gelmelidir. Güzel günler göreceğiz. Birleşme ilerleyen günlerde netleşecek” dedi. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerektiğini savunan Karayalçın CHP’yi “sinei millete dönmemekle” eleştirirken “Eğer CHP’liler koltuklarından kalkabilseydiler erken seçime gidilir, yeni cumhurbaşkanını, yeni Meclis belirlerdi” diye konuştu. (SELİN GÖRGÜNER) ‘İdeolojisi yok’ CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil de, hükümetin bazı yasaları IMF’nin baskısıyla çıkardığını anlatarak AKP iktidarının AB’ye girme süreci adı altında birçok koşulu kabul etmesine karşın asıl amaçlarının AB’ye üye olmak olmadığını söyledi. Güneş, AKP iktidarının dış politikasındaki uygulamalarına dikkat çekerek “AKP’nin belli bir ideolojisi yoktur. Bunlar parti olamadan iktidar olmuşlardır. Cahil, ulusal çıkarlara sahip olmayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Ne Kıbrıs, ne Ortadoğu’da, ne Güneydoğu’daki terör örgütü karşısında ülke çıkarlarını koruyacak bir tavır sergileyebilmişlerdir. ABD ne derse onu yapmaktadırlar” diye konuştu. SEDAT KURT Zeki Sezer: Başbakan sandıkta hesap verecek DENİZLİ DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, “Cumhurbaşkanlığı, iktidardayken yapılan kötülüklerin hesabını vermeden kaçılacak yer değildir” dedi. Partisinin Denizli İl Kongresi’nde konuşan Sezer, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesini “istemiyor gibi” yapmakla suçladı. Sezer, “Baykal, Erdoğan’ı milletvekili seçtirip, Başbakan yaptı. ‘Ben cumhurbaşkanı da yaparım ve meydan da ba na kalır’ diye düşünüyorsa hem yanılıyor hem de büyük bir hata yapıyor” diye konuştu. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmak istediğinin çok açık olduğunu savunan Sezer, “Başbakan, hangi yüzle cumhurbaşkanı olmak istiyor? Cumhurbaşkanlığı, iktidardayken yapılan kötülüklerin hesabını vermeden kaçılacak yer değildir. Kurtulamazsın Başbakan, yaptıklarının hesabını millete sandıkta vereceksin. Meydanlarda karşımıza çıkacaksın. Yüreğin yetiyorsa, oraya kaçıp kurtulmayı kendine hedef olarak seçmemişsen...” dedi. ‘Aday olacaklar ABD’ye gitmesin’ Cumhurbaşkanlığı seçimleri için geri sayım başlayınca, kulislerdeki tüm sohbetler de Çankaya Köşkü’ne endekslendi. Hatta bu konudaki duyarlılıklar, sohbetleri aşıp TBMM’de bir dizi önlem alınmasına kadar vardı. TBMM Başkanı Bülent Arınç, bazı programları erteleyip bazılarını iptal ederken TBMM KİT Komisyonu, seçim sürecinde denetim çalışmalarını askıya aldı. TBMM Başkanı Arınç, seçim sürecinde sorun çıkmaması için ABD’ye sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısına karşı kulis yürütmek için gidecek olan 3 milletvekili heyetininin gezi programının adaylık başvuru takvimine denk gelmesi nedeniyle önce heyete izin vermedi. Bunun üzerine TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü aradı. Gül’ün devreye girmesiyle sorun çözüldü ve heyetin 1421 tarihleri arasında ABD’ye gidişine izin çıktı. Dülger’in “Sayın Başkan, tarihler konusunda sanırım hassasiyet gösteriyor. Ama biz döndükten sonra da adaylık başvuruları devam edecek” demesi üzerine Gül, espriyi patlattı: “Aday olacaklar varsa onlar kalsın, aday olmayacaklar gitsin.” Genelkurmay ve Dışişleri ‘zamanlama’da anlaşamadı Ermeni iddiaları uluslararası yargıya taşınıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı ile Genelkurmay’ın sözde soykırımla ilgili Ermeni iddialarını Uluslararası Sürekli Hakemlik Mahkemesi’ne götürmek amacıyla yaptığı çalışma tamamlandı. Ancak çalışmanın uluslararası platforma götürülmesinin zamanlaması konusunda hükümet ve Genelkurmay arasında görüş ayrılığı olduğu öğrenildi. Ankara’nın sözde Ermeni soykırımı iddialarını uluslararası yargıya taşıma yönündeki hazırlığını tamamladığı öğrenildi. Bu kapsamda Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Genelkurmay Başkanlığı ve yabancı hukuk bürolarının da desteğiyle hazırlanan tezler Uluslararası Sürekli Hakemlik Mahkemesi’ne götürülecek. Buna göre Türkiye, kendi tezlerini içeren bir dosya ile Uluslararası Sürekli Hakemlik Mahkemesi’ne gidecek. Bu mahkeme tarafından saptanacak bilirkişiler her iki ülkeden de gerekli belgeleri alarak çalışma yapacak ve mahkeme kararını verecek. Hükümetin başvurunun bu ayın 24’ünde Nusaybin’de gerçekleştirilecek “toplu mezar açılışından sonra” yapılmasını istediği kaydedilirken TSK’nin, henüz gerekli zeminin oluşmadığını bildirdiği belirtildi. Başvurunun yakın zamanda yapılmasının Türkiye’nin elini zayıflatacağını vurgulayan TSK çıkacak sonucun Türkiye’yi hiç istemediği bir noktaya sürükleyeceğini belirtti. Etiyopya ile AKM’nin bağlantısı Politikacılar kürsüye çıkınca, sözü “uysa da uymasa da” istedikleri konuya getirmekte ustadır. CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek de geçen hafta Türkiye Cumhuriyeti ile Etiyopya Federal Demokratik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür, Eğitim, Bilim, BasınYayın, Gençlik ve Spor Alanlarında İşbirliği Anlaşmasının Uygun Bulunmasına İlişkin Yasa Tasarısı görüşülürken sözü AKM tartışmalarına getiriverdi: “Bu hükümet döneminde, hükümetiniz döneminde, maalesef tiyatronun tarihi sahneleri, Ankara Yeni Sahne yıkıldı, şimdi İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi ve Muhsin Ertuğrul Sahneleri yıkılmak isteniyor. (...)Etiyopya’dan buraya gelen sanatçıları, yeni yaptığımız binalarda mı, tarihi, kültürel derinliği olan ve kültür katmanlarından gelen bir ülkede mi karşılamamız gerektiğinin takdirini sizlere bırakıyorum.” Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan tbmmcum@ttnet.net.tr CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle