27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 2007 PAZARTESİ 10 DIŞ BASIN DEĞİŞEN DÜNYADAN HÜSEYİN BAŞ Kutlay Erk, 196374 arasında hiçbir Türk’ün öldürülmediğini öne süren Papadopulos’u yanıtlıyor Başkasının suçunu yüklenmek ALEKOS KONSTANTİNİDİS Demokrasi Üzerine Çeşitlemeler Cumhurbaşkanlığı seçimi ve yasama seçimleri yaklaştıkça, AKP iktidarının ülke yönetimiyle ilgili anlayış ve uygulamalarına bakanlar bu iktidarın dilinden düşürmediği ‘demokrasiyi’ sorgulamadan edemiyorlar. Kötüler arasında en iyisi olarak da tanımlanan demokrasinin günümüzdeki gizlenemeyen çarpıklığının sorumlusu, kuşkusuz, salt AKP iktidarı değil. 1950’lerden bu yana gelip geçen tüm iktidarların, darbe dönemleri de dahil, büyük payı var. Ayrıca bu çarpıklık salt bize özgü de değil. Dünya ülkelerinin ezici çoğunluğunda demokrasi, gerçeklerin gizlenerek oligarşinin iktidarını sürdürmesinin aracı olarak kullanılmaktadır. Demokrasinin beşiği sayılan, bu yüzden de tüm dünyaya örnek olarak sunulan Birleşik Devletler ve Avrupa’nın çoğu ülkesinin kendi yurttaşlarına olduğu gibi başka ülkelerin insanlarına reva gördükleri haksızlıklar ve saldırılar göz önüne alındığında sözü geçen ülkelerde hak ve hukukun, insanı ve emeği en yüce değer sayan, gelir dağılımı hakça yapılan, sosyal dayanışma, eşitlik ve özgürlüğün baş tacı edildiği gerçek bir demokrasiyle yönetildikleri söylenemez. Bu açıdan yaklaşıldığında demokrasiyi, uygulanagelen biçimiyle, neredeyse kötüler arasında en iyisi olmaktan çok, kötülerin en kötüsü olarak tanımlamak gerekiyor. Ama doğrusu bunu hak etmiyor. Zira her şey onun nasıl ve hangi amaçla kullanıldığına bağlı. İleri götürülerek gelişkin bir rejim haline geldiğinde sorun yok. Yozlaştırılıp araç olarak kullanıldığında ise tüm kötülüklere açık. Demokrasinin bir başka zaafını ise bazen diktaya giden bir yozlaşmayı bile gözlerden kaçırılmasına yardımcı olacak esnekliğe sahip olması oluşturmaktadır. AKP’nin dört yıllık iktidarında, böylesi bir hedefe varmak için tüm hazırlıkları yaptığını görmemek için kör olmak gerekir. Aslında ‘ılımlı’ dedikleri İslam da tıpkı uygulanagelen demokrasi gibi her yanı sırıtan bir kamuflajdan ibarettir. Artık hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortada olan ve salt ülkeyle sınırlı bir dinci düzene değil, yapılanlara bakılırsa, bir yandan Birleşik Devletler ve Avrupa’ya bağımlılığı geliştirirken bir yandan da bir tür İslam dünyası şeriat birliği hedefine kilitlendiği izlenimi vermektedir. Sayın Bekir Coşkun, Hürriyet’deki köşesinde (30.03.07) ‘Böyle Köye Böyle İmam’ başlığıyla yayımlanan sağlam kanıtlara dayanarak kaleme aldığı özgün yazısında, AKP demokrasisinin ipliğini pazara çıkarıyor: ‘Eğer Türkiye gerçekten demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olsaydı Tayyip Erdoğan asla orada oturan Başbakan olamayacaktı’ derken yerden göğe haklıdır. Bu tür ‘demokrasinin’ günahları çok. Ama bu günahlar arasında en önemlisi ‘kaynaktaki günahtır’. Bekir Coşkun’un da altını çizdiği gibi ‘AKP yüzde otuz oyla, parlamentonun yüzde 60’ını ele geçirmiştir’. Kaynakta var olan bu çarpıklığın üzerine gerçek bir demokrasinin bina edilmesi ise, tabiatıyla mümkün değildir. Tüm yozlaşmaların önde gelen temel nedenlerinden biri de budur. 1998 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ünlü Portekizli yazar Jose Saramago, Le Monde gazetesinin kitap ekinde 84. yaşı ve yeni kitabı ‘La Lucidite’nin (Uyanma) yayımlanması vesilesiyle yapılan söyleşide ‘demokrasi’ konusunda ilginç açıklamalar yapıyor (Le Monde, 24 Kasım, 2006, Chiristine Rousseau). Saramago, ‘Körlük’ romanından(1) sonra yayımlanan ‘Uyanma’da: “Kurguladığım bir kentte insanların beklenmedik ‘körleşmesiyle’ çektiği acıların ancak olayların bilincine varılmasıyla tedavi edilebileceğini düşündüm. Bu eğretileme aracılığıyla bakışın olayları salt yüzeysel olarak gördüğünü anlatmaya çalıştım. Oysa biraz durup oturmak, sükunet içinde o anda geçerli olan körleşmenin sadece sonuçları üzerinde değil, nedenleri üzerinde de düşünmek gerekmektedir. Her şeyin tartışıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Ama garip bir biçimde demokrasi tartışılmıyor. Kimse demokrasi nedir, neye yarar, kime yarar’ı sorgulamaya yanaşmıyor. Demokrasi sanki Azize Meryem. Tartışmaya cesaret eden yok. Oysa demokrasinin uluslararası ölçekte tartışılmasının öğütlenmesi gerekmektedir. Aksi halde içinde yaşadığımız demokrasinin sadace bir dış görünüş olduğu sonucuna varacağız. Kuşkusuz bu düşüncelere, yurttaşlar oylarıyla bir hükümeti ya da bir cumhurbaşkanını değiştirebilmektedir, diye karşı çıkmak mümkündür. Ancak hepsi bu kadar. Daha fazlasını yapmamız olanaksızdır. Zira gerçek iktidar Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası kurum ve örgütler aracılığıyla ekonomik ve finansal güçlerin denetimindedir. Bu plütokrasi’den (zenginler yönetimi) başka bir şey değildir. Eskinin ‘Demokrasi, halkın halk için hükümetidir’ bilgisi ‘zenginlerin zenginler için hükümeti’ne dönüşmüştür.” Saramago’nun en politk ve isyancı romanım dediği ‘Uyanma’ özetin özetiyle, kurgusal bir kentte, ‘Körleşmenin’ ardından yapılan ve sürprizlere sahne olan bir belediye seçiminde yüzde 70’e varan oranda ‘beyaz oy’ çıkmasının ilginç öyküsüdür. Bu beklenmedik sonuç karşısında şaşıran hükümet seçimlerin bir hafta sonra yenilenmesine karar verir. Ancak yenilenen seçimde ‘beyaz oyların’ oranı bu kez yüzde 80’e ulaşır. Halk göstermelik demokrasiye ‘Beyaz Devrim’le karşı çıkmıştır. (1) Körlük, Can Yayınları. C umhurbaşkanı Tasos Papadopulos, Halic Times gazetesine verdiği demeçte (ki bu mülakat en ifşa edici ve en eğlendirici demeçlerden biriydi), 1963’ten 1974’e kadar bir Kıbrıslı Türk’ün bile öldürülmediğini iddia etti. Papadopulos’a “1963 yılından 1974 yılına kadar kaç Kıbrıslı Türk öldürüldü” diye soruldu. Bu soru, retorik (güzel söz söyleme sanatı) bir soruydu ve bu soruya Papadopulos şu yanıtı verdi: Hiç kimse öldürülmedi! Retorik sorular, yanıt vermek için değil, mecaz yapmak için zür dilemiyor sorulmaktadır, ancak Papadopulos gazeteye, 19631974 arasında tek bir Kıbrıslı Ancak sözcüye göre, Türk’ün bile öldürülmediğine Cumhurbaşkanı Papadopulos açıklık getirmek için retorik “hiçbir şeye karışmadığı sorusuna yanıt vermeyi tercih için” kendini o dönemde etti. Gerçekte 1963’ten işlenen cinayetler 1974’e kadar yüzlerce konusunda özür dilemek Kıbrıslı Türk öldürüldü ve zorunda hissetmiyor. Tasos Papadopulos’un, “Sadece suçlular, mea Akritas’ın liderlerinden culpa* diye haykırırlar.” biri olarak bunu bilmesi Hangi suçlular? gerekirdi. Bir de, henüz 10 Alithia yaşında katliam gazetesinden sonrasında babasını bir muhabir, kaybeden Kutlay işmanlık Hükümet Sözcüsü Erk’i dinleyiniz: duymadan Hristodulos “Kıbrıslı Türkler ‘Sorumluluk Paşardis’ten, ve Kıbrıslı Rumlar taşımıyorum’ olarak birbirimize Papadopulos’un diyen açıklamasını yeterince acılar yorumlamasını yaşattık. Ben insanlarla istedi. Paşardis, Kıbrıslı Rum barışçı birkaç gün kayıp ailelerini gelecek gecikmeyle, biliyorum ve kurulamaz. Cumhurbaşkanı Kutlay Erk Papadopulos ile olarak onlardan konuştuktan sonra özür diliyorum. şu açıklamayı yaptı: Sorumluluğum var mıydı “Cumhurbaşkanı, 1963 yok muydu diye yılından 1974 yılına kadar tartışmadan, üzerime elzem tek bir Kıbrıslı Türk’ün bile mi değil mi diye bakmadan, öldürülmediğini söylerken, benim özür dilemem ne ifade ‘savaş operasyonları edecek diye sorgulamadan ve sırasında tek bir Kıbrıslı çekinmeden özür diliyorum. Türk’ün öldürülmediğini’ Son yarım yüzyılda yaşanan ima etmiştir.” kanlı olaylardan dolayı Kıbrıs adasında yaşayan avaş operasyonları herkesten özür diliyorum.” Sadece Kutlay Erk gibi Paşardis, bunu söyledikten insanlarla Kıbrıs için ortak sonra şu retorik soruyu sordu: barışçı bir gelecek ümit “Bu zaman dilimi içerisinde, edilebilir... Sadece kendi Kıbrıslı Türklerin ölmesi kişisel dramına rağmen ya da kaybolması için başkalarının suçlarından herhangi bir savaş dolayı da olsa özür dileyen operasyonu yapıldığını mı insanlarla… Pişmanlık düşünüyorsunuz?” duymadan “ben hiçbir Kısacası Papadopulos, sözcüsü sorumluluk taşımıyorum” aracılığıyla, belki de bunun diyen insanlarla hiçbir farkına varmadan, 19631974 umut yoktur. arasında öldürülen Kıbrıslı Türklerin savaş operasyonları İngilizceden çeviren: Reşat Akar sırasında değil, o dönemde (Cyprus Dialogue, 1623 Mart) birçok Kıbrıslı Rum’un öldürüldüğü gibi soğukkanlı (*) Kutlay Erk, eski Lefkoşa bir şekilde öldürüldüklerini Türk Belediye Başkanı ve eski açıkladı. Böylece, Parisinos CTP Dış İlişkiler Sekreteri. bölgesindeki toplu mezara (*) Mea culpa: Suçlu benim gömülen Kıbrıslı Türklerin, (Latince) savaş operasyonları sırasında değil, Ayvasıl’daki toplu mezarda gömülü olan Kıbrıslı Türkler gibi soğukkanlı bir şekilde öldürüldüklerini öğrenmiş olduk. Kutlay Erk’in* babası, savaş operasyonları sırasında öldürülmedi. Aralık 1964’te kalp krizi geçirdikten sonra Lefkoşa Genel Hastanesi’ne kaldırılmıştı. İzini orada kaybettiler. Cyprus Conspiracy kitabının yazarları da Kutlay Erk’in babası gibi, o dönemde Genel Hastane’de bulunan Kıbrıslı Türklerin öldürülmesinden ve kaybolmasından, Ayvasıl’daki Türklerin öldürülmesinden bahsetmektedir. Ö P AB Kosova’yı üstleniyor Sırbistan’dan toprak gaspı Brüksel tarafından ‘tüm zamanların en büyük sivil kriz yönetimi girişimi’ olarak sunuluyor. WERNER PİRKER 1 S 991 yılında Batı’nın Yugoslavya’nın içişlerine yoğun müdahalesiyle ki o zamanlar Almanya bu işin en önündeydi başlayan bir şey, şimdilerde, Sırbistan’ın toprak bütünlüğünün paramparça edilmesiyle son buluyor. Güney Sırbistan eyaleti Kosova, Birleşmiş Milletler (BM) Özel Temsilcisi Marti Ahtisaari’nin planı gereğince, bağımsızlık yolunda serbest bırakılacak. Bu niyet BM Güvenlik Konseyi’nin kararı olsun veya olmasınuygulanacaktır kuşkusuz. Bloklar karşıtlığı sona erdiğinden bu yana bir alışkanlık hukuku haline gelen uluslararası hukuktaki ihlallerin en büyüğü, Kosova’nın Sırbistan devlet bütünlüğünden koparılmasıdır. Bu, bir suç ve bu suçtan önce bir başka suç olan savaş NATO’nun 1999’da Yugoslavya’ya saldırısıbulunmaktadır. Ancak o savaş bile BM kararına dayanan bir barışla sona ermişti ve o kararda Kosova bölgesinin Sırbistan’a ait olduğu onaylanmıştı. Bu bölge üzerine, İkinci Dünya Savaşı’ndan beri bir devletten ilk ayrılma örneğinin önkoşullarını yaratan bir rejim kuran da aynı BM idi. Tıpkı 1991’de olduğu gibi, AB yine Avrupalı bir BM üyesi ülkeye yönelik saldırının önündedir. AB, Kosova’yı bağımsızlık yoluna sokma işini görev edinmiş durumdadır. Bu öyle bir bağımsızlıktır ki, Batılı hegemonyacı güçlere yoğun bir bağımlılık üzerinde yükselecektir. Emperyalizmin merhametinden bağımsız Kosova’nın her şeyden önce bir Avrupa projesi olması gerekiyor. AB, ayrılma sürecinin denetimindeki esas yükü üstüne almak istiyor. Sırbistan’dan toprak gaspı ise Brüksel tarafından “tüm zamanların en büyük sivil kriz yönetimi girişimi” olarak sunuluyor. Avrupa’nın büyük güçleri, kendi suçları bir Balkan krizinin yönetimindeki en büyük beceriksizler olduklarını böylece unutturmak istiyorlar. Büyücünün çırağı gibiler, halkların birbirine nefretini tetikleyen güçleri çağırdıktan sonra, durumu denetim altına almadılar. Yugoslavya trajedisinin esas sorumlusu, Almanya’ydı. Bugün Berlin hiç de öyle ön planda oynuyor değildir, ama o dönemde Almanya’nın büyük devlet olma hesap ve çıkarlarının izlenmesiyle başlayan şey, bugün AB bayrağı altında pek de övülemeyecek bir finali yaşıyor: Sırbistan diz çöktürülüyor. Çocukça fikir çürüyor Bütün bunlar Avrupa Birliği’ni, saldırgan Amerikan siyaseti karşısında bir karşıt ağırlık olarak gören çocukça fikri de çürütüyor. Ancak Avrupalıların, Balkanlar’da Amerikalılardan inisiyatifi tekrar geri aldığını düşünmek de bundan daha az ahmakça değildir. Dayton ve bombardıman savaşı Pax Americana’yı (Amerikan Barışı) kurdu. Bu barış, şimdi Avrupalı sömürge yöneticileriyle de işliyor. Almancadan çeviren: Osman Çutsay (Junge Welt, Almanya, 30 Mart) DOSYA NO: 2005/386 Talimat Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazılı iki gruptan oluşan mallar satışa çıkarılmıştır. Birinci artırma l. Grup Menkul Mallar için: 25.04.2007 Çarşamba günü 09.3009.40 saatleri arasında (Haciz Mahallinde) Ulamış Mahallesi İzmirSeferihisar Karayolu üzerinde bulunan Ata Ambalaj olarak bilinen yerde yapılacak ve o günü kıymetlerinin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 2. Artırma 30.04.2007 Pazartesi günü aynı yer ve saate yapılacak 2. Grup Menkul mal için: 1. artırma 25.04.2007 Çarşamba günü 10.4010.50 saatleri arasında Camikebir Mahallesi Hükümet Konağı Arka Bahçesi Seferihisar adresinde yapılacak ve o günü kıymetlerinin %60’ına istekli bulunmadığı takdirde 30.04.2007 Pazartesi günü aynı yerler ve saatlerde alıcısı çıkmayan mallar için 2. artırma yapılarak her iki grup menkul mal yönünden de en çok fiyat verene, muhammen kıymetinin %40’ını ve paraya çevirme masraflarını geçmek şartı ile satılacağı ve şartnamenin icra dosyasından görülebileceği, KDV ve yasalarca alıcıya yüklenen her türlü vergi ve giderler ile teslim masrafı, mahcuzların ihale sonrasında mahalden alınmasıtahliyesi, teslimi ile bu işe dair mahcuzların bulunduğu mahale zarar vermeksizin lüzumlu işlerin yapılmasıyaptırılması, mahalde yapılacak her türlü giderler, bakımonarım, mahallin eski hale getirilmesi ile ilgili giderler ile işe dair sarfı gereken her türlü bedel alıcıya ait olacağı, masrafı verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, ihaleye katılanların dosyada mevcut 15.12.2005 ve 19.02.2007 tarihli tutanağı okumuşbilir, ayrıca yine ihaleye Katılanların şartnameyi görmüşokumuş, satışa konu malları görmüşbilir kabul edilecekleri, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 26.02.2007 SATIŞA KONU 1. GRUP MENKUL MALLARIN Muhammen Kıymeti ADEDİ Cinsi, Mahiyeti, Önemi ve Özellikleri YTL., YKR. 1.200,00 265,00 12.150,00 33.300,00 1 Lt’lik çakma kapaklı beyaz yağ şişesi (kapağı yok) 2 Lt’lik vidalı kapaklı hazır durumda beyaz meş rubat pet şişe (kapağı yok) 67.500 1 Lt’lik vidalı kapaklı yeşil meşrubat şişesi (ka pağı yok) 222.000 0,50 Lt’lik meşrubat, yeşil tipi vidalı kapaklı pet şişe (kapağı yok) SATIŞA KONU 2. GRUP MENKUL MALIN ADEDİ Cinsi, Mahiyeti, Önemi ve Özellikleri 1 35 SAP 22 Plakalı 1998 Model KİA Minibüs Teknik Özellikleri: Pregio Van Tipi, Gümüş (Silver Rengi) Dizel, Hususi, Motor Silindir Hacmi: 1600cc Fiziki Durumu : Aracın her yönden darbe leri ve kaportada bu darbelere bağlı yüzey sel oksitlenmeler mevcut, ön cam çatlak, Aaka tampon darbe li ve eskice telle bağ lanmış vaziyette, lastikler aşınmış ve eski ce, çelik jantlı, iç arka koltuklar sökülmüş ve şaseye bağlı değil, araç bu hali ile boya ve motor bakımı istemektedir. Basın: 16725 10.000 1.150 SEFERİHİSAR İCRA DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN MENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI Muhammen Kıymeti YTL., YKR. 10.000,00 Dosya No: 2006/397 A) Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Bursa İli, Yenişehir İlçesi, Kurtuluş Mah. Adnan Menderes Cad. 33 pafta, 190 ada, 15 parselde 220,03 m2 miktarında avlulu kârgir ev vasfı ile tapuda kayıtlı taşınmazdır. Belediye imar durumunda parselin konut sahasında kaldığı, inşaat şeklinin bitişik nizam olduğu, bina yüksekliğinin (en fazla) 12.50 m., arka bahçe mesafesinin H/2 olduğu, parselin 6 m2’lik bölümünün yola terkininin olduğu bildirilmiştir. Taşınmaz batı cephesi tarafından tek katlı, briketten yapılı, içerisinde 1 giriş antresi, 1 salonsalomanje, 1 oturma odası, 1 misafir odası, 1 yatak odası, 1 mutfak, 1 banyoWC bulunan, kapı doğramaları ahşaptan, tavanı tahtadan, çatısı Marsilya tipi kremitten, ön cephe camları PVC’den yapılı, halen kullanılır bir ev, yine parselin doğu cephesi tarafından yine tek katlı, içerisinde 1 giriş holü, 1 salon, 1 mutfak, 1 oturma odası, 1 yatak odası, 1 yüklük bulunan, çatısı marsilya tipi kiremitten, tavanı kontralitten yapılı, ikinci bir ev ile ikinci eve bitişik tek katlı, çatısı marsilya tipi kiremitten, kapı ve pencere doğramaları demir profilden yapılı ardiye bulunmaktadır. Parselin doğu cephesindeki ev ve ardiye kadastral paftada gözükmektedir. Taşınmaz; mahal ve mahaldeki emsalleri, konumu, göz önüne alınarak günümüz serbest piyasa rayiçlerine göre arsa ve üzerindeki binalar dahil toplam değeri. 45.000,00 YTL’dir. 127. mad. göre satış ilanını tebliği: Adresleri tapuda kayıtlı olmayan alakadarlara gönderilen tebligatların tebliğ imkânsızlığı halinde işbu satış ilanı tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. İİK’nun 151, 142. md. göre sıraya itiraz: Alacağa mahsuben ihalenin yapılması halinde veya satış bedelinin İİK’nun 138. mad. cümlesinde ipotek alacaklısına ödenmesi durumunda alakadarların satışı takip ederek İİK’nun 142 mad. göre itirazları olanın bu hakkını 7 gün içinde kullandıklarına dair dosyaya derkenar ibraz etmeleri, İİK’nun 83, 100, 142, 151. ve MK’nun 855, 873, 889, 851, 684, 862, 789, 777 mad. göre ayrıca ilanen tebliğ olunur. B) Satış Şartları: Satışa çıkarılan taşınmazların 1. açık artırması: 21.06.2007 tarihinde, saat 13.30/13.40 arasında Yenişehir Belediye Mezat Salonu’nda açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada malın tahmin edilen kıymetinin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklıların mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartı ile taşınmazın ikinci artırmasının 31.06.2007 tarihinde ve yukarıda belirtilen saatlerde aynı yerde ikinci açık artırması yapılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış masraflarını geçmesi şartı ile kıymetin % 40’ını bulması halinde ihale olunur. 2. Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20 nispetinde pey akçesi veya bu miktar milli bir bankanın teminat mektubunu vermesi lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga vergisi, tellaliye, KDV, tapu harç ve masrafları ile taşınmazın teslim masrafları alıcıya ait olup, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddiaları dayanağı belgeler ile on beş gün içinde müdürlüğümüze bildirmeleri lazımdır. Aksi halde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4. Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra İflas Kanunu 133. mad. gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve yasal faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5. Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için müdürlüğümüzde açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6. Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2006/397 E. sayılı dosya numarası ile başvurmaları ilan olunur. 26.03.2007 (İİK: 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 16909 T.C. YENİŞEHİR İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI VEFAT Merhum Dr. Selahattin Yakal ve merhume Zeynep Yakal’ın kızı; Ferahşat Yakal, Türkan Vidin, Kutluk Yakal ve merhume Sevim Gürler’in kız kardeşi; Naz Gülesin, Selim Vidin ve Sinan Gürler’in teyzesi; Zeynep Şengör’ün büyük teyzesi; merhum Prof.Dr. Metin Bara’nın sevgili eşi, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof.Dr. GÖNÜL BARA vefat etmiştir. Cenazesi 2 Nisan 2007 Pazartesi (Bugün) öğle namazından sonra Teşvikiye Camii’nden kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilecektir. AİLESİ T.C. ANTALYA ASLİYE 3. HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ANTALYA 3. İCRA VE İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN DÜZELTME İLANI ESAS NO: 2004/479 Davacı Orman İşletme Müdürlüğü vekili tarafından davalı Süleyman Karaoğlan aleyhine açılan davada, davacı AntalyaMerkezDuraliller köyü 1930 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi istenmiş olup, Davalı Süleyman Karaoğlan adına Duraliler köyü Antalya adresine çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edildiği ve yaptırılan zabıta araştırmasında ise adresinin tespit edilemediği anlaşılmakla adı geçen davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Adı geçen davalının mahkememiz duruşma günü olan 10.07.2007 günü saat 9.55’e mahkememizde hazır bulunması ve kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde davaya yokluğunda devam olunacağı ve karar verileceği ilanen dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. 26.03.2007 Basın: 17051 1999/321 TAL. Müdürlüğümüzün 1999/321 Tal. sayılı dosyasına ait gayrimenkul satış ilanı Cumhuriyet Gazetesinin 20.03.2007 tarihli sayısının 13. sayfasında yayımlanmış olup ilanın birinci paragrafında “civarında imar yolları açılmıştır” şeklinde yer alan ifadenin “civarında imar yolları açılmamıştır” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiş olmakla bu ibarenin “civarında imar yolları açılmamıştır” şeklinde düzeltildiğine dair düzeltme ilanıdır. 27.03.3007 Basın: 17054 CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle