23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 2007 PAZARTESİ 4 HABERLER CHP lideri Baykal, ‘Cumhuriyet Mitingi’nin her bakımdan muhteşem olduğunu söyledi 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK ‘Millet tehlikeyi gördü’ TÜREY KÖSE Atatürk Çankaya’da Bekliyor... Atatürk’ün Anıtkabir’de yattığını düşünerek yanılıyoruz. Elbette, ‘bedeni’ oradadır. Ama ‘ruhu’, ‘düşünceleri’, ‘gururu’, ‘idealleri’? Bunların hepsi de Çankaya’da yaşıyor. ‘O’nun ‘ulusu ateşleyen ruhu’, ‘yol gösteren düşünceleri’, ‘ulusu yücelten gururu’, ‘geleceği aydınlatan idealleri’ Çankaya’da yaşamaktadır. Atatürk’ten sonra Çankaya’ya çıkan bütün cumhurbaşkanları, onun vekilidirler. Belki de zaman zaman halefi de olabilmişlerdir. Atatürk Çankaya’da bekliyor. Yeni seçilecek ‘cumhurbaşkanı’ acaba ona ‘halef’ olabilecek mi? Soru da budur, sorun da budur. Yoksa bugünün başbakanının, kendisinin ya da göstereceği bir adayın oraya çıkıp çıkmaması sorun da değildir, çok önemli de değildir. Hatta, sayın Başbakan’ın kendisinin çıkması, ülkenin nereden nereye geldiğinin göstergesi olarak daha da uyarıcıdır. Çankaya’da değişik kişiler, değişik kişilikler görev yaptı. Kimisi, kendi partisinin adamı olduğunu göstererek orada oturdu: Celal Bayar. Kimisi, temsilcisi olduğu sınıfı hiç unutmadan görev yaptı: Süleyman Demirel, Turgut Özal. Süleyman Demirel, gene de devletin bütünlüğünü kavradığını göstermiştir. Turgut Özal, Çankaya’da bir şirketin patronu (Boss) gibi davranmıştır. Devlet ciddiyetine önem vermeyişi ‘sivilleşme işareti’ sayılmıştır. Asker kökenli cumhurbaşkanları kendi kişilikleriyle orada oturdular. Sayın Ahmet Necdet Sezer, Atatürk’ün halefi olarak görev yapmıştır. Kendisine şükran duyarız. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan ya da işaret edeceği kişi orada oturacak. Türkiye, Atatürk’ün Çankaya’sında bir ‘emirülmüminin’i mi ağırlayacak? Yoksa, oraya çıkan kişi Atatürk’ün halefi olmayı mı başaracak? Bunu göreceğiz. Çankaya’da ‘laik, bağımsız Cumhuriyet’in başkanı mı oturacak? Yoksa, ‘din siyasetiyle yükselen lideri’ mi? Bunu oraya çıkan yeni cumhurbaşkanının ‘ruhu’, ‘düşünceleri’, ‘gururu’, ‘idealleri’ belirleyecek. Atatürk Çankaya’da bekliyor. Oraya kim çıkarsa çıksın. Oraya çıkanı hangi meclis seçerse seçsin. Atatürk Çankaya’da beklemiştir, bekleyecektir. ‘Devir geçti, dönem değişti, şimdi bağımsızlık bir teranedir, laiklik ezberdir, Cumhuriyet demek çoğunluk demektir, onlar ne derse o olur’ denirse, yanlış olduğu görülecektir. Atatürk bugüne kadar Çankaya’dan inmedi. Zaman zaman canı sıkılmıştır, kaşlarını çatmıştır, bahçede gezinmiştir ama oradan ayrılmamıştır. Ama Atatürk Çankaya’dan inerse, önemli bir şey oluyor demektir. Çankaya’ya çıkacak cumhurbaşkanının ilk önemli işi, Atatürk’ün orada kalmasını sağlamaktır. Bu da,Türkiye’nin bütünlüğünü korumakla olacaktır, bağımsızlığını korumakla olacaktır, laikliği tam anlamıyla sağlamakla olacaktır. Bu da siyasal iktidarın üniversitelerle neden kavgalı olduğunu anlamakla olacaktır, yargıyla neden uğraştığını düşünmesiyle olacaktır, ‘bizden olan ve olmayan ayrımı’nın nelere yol açtığını anlamakla olacaktır. Ülke bölünme tehlikesiyle karşılaşırsa Atatürk Çankaya’da beklemez. Ülke ‘laikler ve dinciler’ ayrımıyla yaşamaya zorlanırsa Atatürk Çankaya’da beklemez. Ülke dış ülkeler tarafından yönetilmeye başlamışsa Atatürk Çankaya’da beklemez. Yeni cumhurbaşkanı öncelikle bu konuyu düşünmelidir: Atatürk Çankaya’da kalacak mıdır, kalmayacak mıdır? Soru da budur, sorun da budur. Bizim için de soru da budur, sorun da budur. Gözümüz Çankaya’da. Göreceğiz. Ve Atatürk’le beraber olacağız... email:[email protected] [email protected] www.erdalatabek.com ANKARA CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ‘Cumhuriyet Mitingi”nin cumhuriyet tarihinin en büyük mitingi olduğunu vurgularken “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkmaması için kurumsal uyarılar var, milli talep var. Bunlara rağmen cumhurbaşkanlığı elde edilirse meydan okuma olur, çatışmaya davetiye olur. Erdoğan’ın aday olmaması gerekir, olmayacak” dedi. Mitingde bir araya gelenlerin “yığılmış kalabalıklar değil, tehlikenin farkında olan” insanlar olduğuna dikkat çeken Baykal, “Millet tehlikeyi gördü. Bu mitingden aldığımız hızla, görmeyenlere de gösterece ? Tandoğan’da dün düzenlenen mitingi değerlendiren Baykal, “Erdoğan’ın adaylığı meydan okuma olur, çatışmaya davetiye olur. Erdoğan’ın aday olmaması gerekir, olmayacak” dedi. ğiz” görüşünü dile getirdi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhuriyet’in sorularını yanıtlarken “mitingin her bakımdan muhteşem olduğunu; katılımın sayısal nitelik açısından cumhuriyet tarihinin en büyüğü olduğunu, mitinge katılanların görev icabı, organize edilerek, birilerine çıkar sağlanarak bilinçsizce yığılmış bir yığın kalabalık değil, niçin geldiğini bilen bilinçli insanlardan oluştuğunu” vurguladı. ven hâkimdi, mizah duygusu hâkimdi. Mizah, haklılığın ve gücün yansımasıdır. Bunun altında Cumhuriyetin kazanımlarına yönelik ciddi bir tehlikenin olduğu teşhisi yatıyor. Bu, bizim 1.5 yıldır Türkiye’ye anlatmaya çalıştığımız teşhistir. Ben, Cumhuriyetin kazanımları tehlikede, herkesi göreve çağırıyorum, demiştim. Toplumda bunun giderek kabul gördüğünü anlıyoruz. Gelenler, tehlikeyi kavrayan insanlar, kendileri bu tehlikeye karşı çare olma bilincindeki insanlar. Birileri bir şey yapsın, diye görevi kurumlara havale eden bir anlayış içinde değiller, biz varız, meydandayız, diyorlar” açıklamasını yaptı. CHP Genel Başkanı Baykal, “mitingin siyasi liderinin bulunmadığı” değerlendirmelerine tepki gösterirken, “O mitingin altında ne yatıyor? Cumhuriyet tehlikede fikri. Bu teşhisi kim yaptı, bu teşhis kendiliğinden mi ortaya çıktı? Ben 2005 Temmuz’unda söyledim, sonra sizin gazeteniz, tehlikenin farkında mısınız, diye söyledi. Biz bunu söylediğimizde kimse paylaşmıyordu o teşhisi. Şimdi, o teşhis paylaşılmıştır. Bu önemlidir” dedi. ‘Kaygı duyuyoruz’ Liderliğin en yüksek noktada oturmak olmadığını söyleyen CHP lideri Baykal, “Liderlik, bir hareketin altındaki stratejiyi koymaktır. Cumhuriyet tehlikede, teşhisini kabul ettirmektir. CHP bunu başarıyla sergiledi. Bu tehlike karşısında CHP olarak, çare biziz, çare demokrasi, demokrasi içinde Cumhuriyeti sahipleneceğiz, dedik. Başbakan’ın adaylığından kaygı duyduğumuzu söyledik. CHP, bakın bu cumhurbaşkanı olacak, dedi. Nereden çıkarıyorsun, olmayabilir, dendi, yazıldı. Biz, olmaması gerektiğini söyledik. 34 madde söyledim. Mitingde o maddeler pankartlardaydı. Ne bu? Bunun bir siyasi yönlendirmesi, bilinci, stratejisi var. Biz bunu yaparken olayı hiç parti olayı olarak görmedik” diye konuştu. ‘Mizah duygusu hâkimdi’ Mitingin coşkulu, demokratik, hukuka saygılı bir anlayışla gerçekleştiğini kaydeden Baykal, “Müthiş bir özgü Mitinge gelen yurttaşları taşıyan bin otobüs Tandoğan’a giremedi BÜLENT TANLA: Aydınlık rejimin bir reçetesi İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Milletvekili Bülent Tanla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara’daki Cumhuriyet Mitingi’nde ortaya çıkan toplumsal tepkiyi iyi değerlendirmesi gerektiğini vurgulayarak “Bu miting, Türkiye’nin gelecekteki aydınlık rejiminin bir reçetesi niteliğindedir” dedi. Yüz binlerce yurttaş tarafından laik ve Cumhuriyetin değerlerine bağlı bir cumhurbaşkanı isteğiyle gerçekleştirilen Cumhuriyet Mitingi ile ilgili gazetemize açıklama yapan Tanla, Cumhuriyet tarihinin en büyük mitinginin AKP’li milletvekillerince “toplumun belirli kesiminin yer aldığı ve toplumun tamamının tepkisini yansıtmayan bir miting” olarak değerlendirilmesine tepki gösterdi. Ankara’ya sığamadılar ? Miting için Türkiye’nin çeşitli illerinden sadece ADD’nin organizasyonuyla 3 bin otobüs Ankara’ya geldi. ANKARA Çoğunluğu kadın ve gençlerden oluşan yaklaşık 1 milyon yurttaşın katıldığı “Cumhuriyet Mitingi” için Türkiye’nin çeşitli illerinden sadece ADD’nin organizasyonuyla 3 bin otobüsün Ankara’ya geldiği bildirildi. ADD dışındaki sivil toplum örgütleri ve partiler tarafından tutulan otobüsler de dahil edildiğinde rakam daha da yükseliyor. ADD Genel Başkanı Şener Eruygur, mitinge katılımın büyüklüğüne işaret ederek “Miting alanına giren kadar giremeyen de vardı” dedi. Eruygur, mitinge katılanların sayısına yönelik yapılan değerlendirmelere açıklık getirdi. Mitinge Ankara dışından toplam 3 bin otobüsün geldiğini ifade eden Eruygur, “Bunlar sadece ADD şubelerine yönelik organizasyonlarla gelenlerdir” diye konuştu. Eruygur, miting için Ankara’ya gelen 1000 otobüsteki yurttaşların ise katılımın yüksek olması nedeniyle Tandoğan Meydanı’na giremediklerini belirtti. Eruygur, “Sabah 08.30’da alan dolmuştu. Tandoğan Meydanı, ona bağlı cadde ve sokaklar ile Anıtkabir ve çevresi miting başlamadan yurttaşlarca kapatılmıştı. Miting bittiğinde bile hâlâ Tandoğan Meydanı’na varamamış on binlerce kişi vardı” dedi. ‘Sezer ve Büyükanıt aynı şeyi söyledi’ AKP’lilerin “Genelkurmay Başkanı iyi, doğru konuştu, Cumhurbaşkanı yanlış” değerlendirmeleri yaptığına dikkat çeken Baykal, şunları söyledi: “İkisi de aynı şeyi söylüyor. Bunu anlamazlıktan gelmek mümkün değildir. Genelkurmay Başkanı’nın mesajı eğer Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına yönelik uyarı değilse, Barzani’ye yönelik bir uyarı da yoktur! Üç kurumsal uyarı yapıldı, aslında bunlara gerek kalmamalıydı. Başbakan bu süreci yönetebilmeliydi. Muhalefetle ilişkiyi keserek olayı siyasal çerçeve dışına itti. Ana muhalefetle konuşacağız, anlayışında olsaydı kurumsal müdahalelere, açıklamalara gerek kalmazdı. Millet de ortaya çıktı, biz de istemiyoruz, dedi. En az 10’la çarpmak gerek Yurttaş sayısına ilişkin basın organlarında farklı bilgiler yer aldığını belirten Tanla, miting heyecanını yaşayan yurttaş sayısının önemli olduğuna dikkat çekti. Tanla, “Mitingdeki sayıları iyi değerlendirmek gerekir. Mitingde yaklaşık 1 milyon kişi, ellerinde telefonlarla aileleri, arkadaşları, kardeşi ve çevresi ile yurdun birçok köşesindeki insanlarla haberleşerek heyecanını paylaştı. Bu heyecanı duyan kitleyi hesaplamak için, miting alanındaki sayıyı en az sekiz, onla çarpmak gerekir” dedi. Cumhuriyet Mitingi’ni, “Türk demokrasi tarihinde bir milat” olarak adlandıran Tanla, Erdoğan’ın bu tepkiyi çok iyi değerlendirmesi gerektiğini dile getirdi. Tanla, “Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın, YÖK rektörlerinin, milletin, yargının ve sivil toplum kuruluşlarının, Cumhurbaşkanlığı konusundaki görüşleri ve düzenlenen miting Türkiye’nin gelecekteki aydınlık rejiminin bir reçetesi niteliğindedir” dedi. Eylemler gerekirse sürecek Eyleme katılamayacak yurttaşlara pencerelerine bayrak asması çağrısında bulunduklarını anımsatan Eruygur, “İstanbul başta olmak üzere tüm kentlerimiz miting başladığında bayraklarla donatılmıştı” değerlendirmesini yaptı. Eruygur, yurttaşın Cumhurbaşkanlığı konusundaki son sözünü söylediğini belirtirken, şöyle konuştu: “Bu ulusal uyanış olmuştur. Şimdi yapılması gereken, bu dalgaya karşı mesajın alınıp alınmayacağı. Bundan sonraki süreçte iş politikacılara düşüyor.” Eruygur, gerekirse eylemlilik sürecinin devam edeceğini de dile getirirken, bundan sonraki adımlarını politikacılar tarafından alınacak kararın oluşturacağını söyledi. ‘Milletin tavrı yok sayılamaz’ Bunlara rağmen cumhurbaşkanlığı elde edilirse meydan okuma olur, çatışmaya davetiye olur. Milletin tavrını yok saymak, çok daha tehlikleli bir kutuplaşmayı tahrik etmek anlamına gelir. Cumhurbaşkanlığı bütün kurumlarla, milletle kucaklaşılacak yer olmalıdır. Kurumların, milletin yalnızlaştırdığı bir cumhurbaşkanlığı olamaz” MUZAFFER ERYILMAZ Laik Cumhuriyetin değerlerine bağlı bir cumhurbaşkanı isteğiyle gerçekleştirilen Cumhuriyet Mitingi’ne katılan yüz binlerce yurttaş, AKP’yi Ata’ya şikâyet etti. (AFP) ‘Ülkesine sahip olan Cumhuriyetine sahip olur’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz, “Toprağına, diline sahip olan, ülkesine sahip olur. Ülkesine sahip olan, Cumhuriyetine sahip olur” dedi. Çankaya Belediyesi ve Kavaklıderem Derneği’nin ortak çalışmasıyla Kuğulupark’taki ağaçlara yaşları, cinsleri ve özelliklerinin yazılı olduğu kimlik kartları asıldı. Kuğulupark’ta düzenlenen törene katılan Çankaya Belediye Başkanı Eryılmaz, yerel yönetimlerin temel görevlerinden birinin, görev yaptıkları insanlarla iç içe olmak ve sorunları onlarla birlikte çözmek olduğunu dile getirerek, burada yalnızca “görevlerini” yaptıklarını ifade etti. Eryılmaz, “Burada yaptıklarımız, dün (önceki gün) Ankara’da da bütün Türkiye gösterdi, bazılarına çok ufak işler gibi görünebilir ama bugün burada yaptığımız, aslında çok önemli bir konudur. Çünkü toprağına sahip olan, diline sahip olan, ülkesine sahip olur. Ülkesine sahip olan, Cumhuriyetine sahip olur. Dolayısıyla hepsi birbirine bağlı olan şeyler” diye konuştu. Eryılmaz, Kavaklıderem Derneği’nin önemli bir işbirliği görevini yerine getirdiğini belirterek ağaçların tek tek “nüfus kâğıdına’’ kavuşturulduğunu söyledi. Ankara’da önceki gün gerçekleştirilen mitinge büyük bir katılım olacağı belliydi. Toplumun etkili bir kesiminin AKP yönetiminden tedirgin olduğu ve endişe içinde bulunduğu uzun zamandır gözleniyordu. Bu tedirginliklerini yansıtacakları bir ortama ihtiyaç duyuyorlardı. Ankara’da düzenlenen miting, bu tepki ve endişeleri, bir anlamda öfkeleri ortaya koyması bakımından dikkatle değerlendirilecek bir tabloyu gözler önüne serdi. Bu mitinge katılan geniş kitleler açısından bakarsak, ciddi kaygılardan söz edebiliriz. Toplumumuzun etkin bir kesimi, AKP hükümetinin Cumhuriyeti ve laikliği tehdit ettiğini düşünüyor. On binler, büyük ölçüde bu mitinge benzer kaygılarını dile getirmek için katıldılar. Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimi de bu kaygıları tetikledi denebilir. Mitingin dikkat çekici olan yanla 14 Nisan Mitinginden Sonra... rından birisi, kitlenin tepki ve öfkesini darbeci bir anlayışla özdeşleştirmekten kaçınmasıydı. Mitingin konuşmacılarının, kendilerine yönelik “darbeci” iddialarına cevap verirken bu mitingi bir örnek olarak ifade etmeleri ilginçti. Kürsüden söylenen şarkılarda ve şiirlerde ağırlığı, bir dönem otoriter rejimlerin mağdurları olan Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali ve Ruhi Su’nun eserlerinin oluşturması da dikkat çekici bir nokta olarak vurgulanabilir. Bazı konuşmacıların aşırı tepkisel vurgularıyla, kitlenin aşırılıklara prim vermeyen tutumu arasında da ilginç bir denge göze çarpıyordu. ??? Bu mitingden başka ne gibi sonuçlar çıkarılabilir: AKP’nin de çıkaracağı önemli dersler olduğu bir gerçek. İzledikleri siyasetlerle, bazı çıkışlarıyla toplumun bir kesiminde tedirginlik yarattıklarını, şüpheler ve kaygılar yarattıklarını görmeleri gerekiyor. İslami yaşam tarzını topluma yaygınlaştırma girişimleri, içkili mekânları şehir dışına sürme çabaları, merkezi alanlara cami yapma gayretleri gibi davranışlarının yarattığı gergin iklimi görmelidirler. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, bu seçimin en büyük aday adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkarması gereken önemli dersler olduğu da bir gerçek. Şunu unutmamak gerekir; AKP’ye oy verenlerin önemli bir kesimi, 2002 seçimlerinde sırf daha önceki iktidarlara tepkileri nedeniyle ve CHP’nin gerginlik siyasetinden hoşlanmadıkları için AKP’ye oy vermişlerdi. AKP, gerginliği artıran bir siyaseti tercih ederse daha önceki aldığı oyları kaybedebilir. ??? Türkiye 14 Nisan mitingiyle önemli birçok gerçeği ifade etmiş oldu. Mitingin hemen ardından Profesör Mümtaz Soysal şunları söyledi: “Katılım gösterdi ki Cumhuriyetin sahipliği artık vatandaşa mal olmuştur. Başkalarının ayrıca korumasına gerek yoktur.” Bu saptama çok yerinde ve içinde bulunduğumuz ortamı çok iyi ifade ediyor. İslami yaşam tarzını egemen kılma çabaları, toplumun önemli bir kesiminden tepki görüyor. Miting, böyle bir gelişmeyi engellemenin yolunun darbelere bel bağlayarak gerçekleşeceği beklentisini giderek aşmak gerektiğini de güçlendirmiş oldu. “Kurtarıcı”lardan kurtulmak da önem li bir eğilim olarak öne çıkıyor. ??? Sosyal demokratların da bu gösteriden çıkaracak dersleri olması gerekir. AKP’ye karşı toplum içinde ciddi bir muhalefet birikimi oluşuyor. Bu birikimi Meclis’e yansıtacak, toplumu ve solu kucaklayan ılımlı bir çizgiye ihtiyaç olduğu da ayrı bir gerçek. Sosyal demokratlar bir yerlerden “kurtarıcı” istemeyen toplumun uzlaşma ve birlik isteğini iyi anlamalıdırlar. Toplum gerginlik değil uzlaşma ve çözüm istiyor. Bu uzlaşmanın öncelikle sol içinde başlaması da ayrı bir ihtiyaç. ??? Sonuç olarak 14 Nisan mitingi ciddi ve önemli bir kitle gösterisidir. Bu mitingden herkesin alacağı dersler vardır. Umuyoruz ve bekliyoruz ki, Türkiye önündeki sorunlarına, demokrasi içinde, çoksesliliğini koruyarak ve gerginlikten uzak bir atmosfer içinde çözüm üretebilir. CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle