18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MART 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER TÜRKİŞ’TEN KRALİÇEYE MEKTUP Türkİş, Kayseri’yi ziyareti sırasında işçilerin örgütlenmesini soran Hollanda Kraliçesi Beatrix’e, örgütlenme durumu ve sorunları anlatan bir mektup yazdı. Mektupta, “Ülkemizde işçi ve memur olarak 10 milyonun üzerinde kişi istihdam edilmektedir. Kamuda çalışanların toplusözleşme hakkı bulunmamaktadır. İşçi statüsünde çalışan 6 milyonun üzerindeki istihdamın ancak yüzde 10’u sendikalarda örgütlüdür” denildi. Türkİş Başkanı Salih Kılıç imzalı mektupta, Kraliçe Beatrix’in Türkiye’de bulunduğu günlerde ve özellikle Kayseri ziyaretinde, çalışanların örgütlülüğüne ilişkin gösterdiği duyarlılığın büyük bir memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Mektupta, “İş güvencesinin olmaması, kayıt dışı istihdam, işsizlik, sendikalı işçinin gördüğü baskı, sendikal örgütlülüğü zorlaştıran uygulamalardır” değerlendirmesi yapıldı. 7 gelişim çizgisinden farklılıklar ve sosyal güçlerin yetersizliğinin, yaşanan sendikal krizin en önemli etkenleri arasında yer aldığını vurguluyor. Çelik, Epos Yayınları tarafından basılan kitapta yer alan makalesinde, sendikaların günümüzün ve geleceğin ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için esaslı reformların şart olduğunu ifade etti. SENDİKALARDA REFORM ŞART ‘Türkiye’de Sendikal Kriz ve Sendikal Arayışlar’ kitabının ‘Sendikaların Yeni Dünyası’ konulu ilk makalesine imza atan Aziz Çelik, ekonomide yaşanan uluslararasılaşma, neoliberal politikaların kabulü ve üretim rejimlerindeki yeniden yapılanmanın dünyada sendikalar için zor zamanların yaşanmasına yol açtığını, Türkiye’de ise Batı’nın sosyal GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Kadınlarımız... Dünya Çalışan Kadınlar Günü’nü kutlarken mutlu olduğunu söyleyebilen kaç kişi çıkar dersiniz? Yaşadığımız günlerde kadınların, özellikle de çalışan kadınların düşürülmeye çalışıldığı durumun iç açıcı bir düzeyde olduğunu söylemek gerçekten zor. Oysa 1926 yılında kabul edilen Yurttaşlar Yasası ile 1934 yılında yaşama geçirilen Seçme ve Seçilme Hakkı Türk kadınına seçkin bir yer sağlamıştı. Bugün ise kadınlara tanınan haklar, kâğıt üzerinde ve uygulamada birbirine zıt bir görünüm sergiliyor. Kendisini sevgi ve saygıyla andığımız Duygu Asena’ya öykünerek söylersek, kadının kendi var ama adı yok. ??? Hangi alanın sayısal verilerine bakarsak, bugünü ve geleceği pek de aydınlık olmayan gerçeğin izini sürebiliyoruz. Siz, sabah sabah daha karga kahvaltısını etmeden gerdan kırıp göbek atanlara aldanmayın. Onları böyle görüp eğlendiklerini varsaymak ve yadırgamak, insanın kolayına gidiyor. Kimi televizyon gazetecilerine bakarsak, onlar da bir grup çalışan kadın. Büyük çoğunluğu sabahın kör karanlığında servis araçlarıyla evlerinden alınıp stüdyolara getiriliyorlar. O andan itibaren de “çalışan kadın” sıfatını alıyorlar ve para kazanıyorlar. ??? Türkiye’nin nüfus sayısını bilmek olanaksız. Ama kimi sosyal bilimciler Türkiye’nin nüfusunun yaklaşık yüzde 52’sinin kadın olduğunu belirtiyorlar. Buna karşın kendilerine parlamentoda yer bulabilen kadın oranının yüzde 4.4 olması gibi bir acayiplik önlenemiyor. Kadınların yerinin evleri olduğu yolundaki çarpık yaklaşım, en çok eğitimsizliği körüklüyor. “Baba beni okula gönder” kampanyasını gönülden destekliyoruz. Ama madalyonun tersi, yani kızlarını okutmak istemeyen babaların varlığı da böylece utanç duyacağımız bir biçimde kanıtlanmış oluyor. İşçi ve işveren sendikalarının üst düzey yöneticileri, kadınların çalışma alanına katılma oranlarının her yıl biraz daha düşmekte olduğunu söylüyorlar. Kadınların erkeklere göre daha düşük ücretle çalıştırılmakta oluşu da acı bir gerçek. Ancak küreselleşmenin bu alandaki olumsuz etkileri yalnız bize özgü değil. Demokrasinin ve insan haklarının önde gelen ülkelerinden sayılan İngiltere’de bile kadınların sömürülmekte olduğu, araştırmalarla ortaya çıkıyor. Türkiye’nin bir başka önemli ayıbı da töre cinayetleri ve kadınlara uygulanan şiddetin hızını kesmeden sürmekte oluşu. Bağnaz çevrelerin kadına yönelttikleri örtünme baskısı da giderek yoğunlaşan bir ivme kazanıyor. İktidardakilere bakarsanız, kadınlarımızın bir elleri yağda bir elleri balda sanırsınız. Eşitlik konusunda da hiçbir ayrım yapılmadığına inanasınız gelir. Oysa gerçek öyle değildir. Ayaklarına gül serdiğimiz kadınlarımızın dertleri her gün biraz daha artmakta ve yoğunlaşmaktadır. oerinc?cumhuriyet.com.tr. Başta cinsel ayrımcılık olmak üzere pek çok sorun, her geçen gün artan oranlarda iş aramaktan uzaklaştırıyor Kadınların umudu kırık ünyanın yarısını ve tabii ki Türkiye’nin de nüfusunun yarısını kadınlar oluşturuyor. Sosyal hayatta yüklendiği sorunların yanı sıra bir yandan ekonomik bağımsızlık isteyen kadın, diğer yandan Türkiye’de çalışma koşullarının erkeklere oranla getirdiği haksız rekabet nedeniyle iş aramaktan bile vazgeçer hale geliyor. İstatistikler ve Türkİş, DİSK ve Hakİş tarafından hazırlanan raporlar, kadınların yasalaşan hakları bile kullanamadığını, eşit işe eşit ücret alamadığını, aynı biçimde üretken olsa bile erkekler kadar terfi D edemediğini çok açık bir biçimde ortaya koyuyor. Söz konusu raporlara göre, iş bulmaktan umudunu kesip artık iş aramayan, resmi istatistiklerin de işsiz olarak göstermediği 706 bin kişinin yüzde 41.8’ini kadınlar oluşturuyor. İşgücüne dahil olmayan 26 milyon 892 bin kişinin yüzde 7.8’ine denk gelen 2 milyon 87 binini iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar oluşturuyor. Bu kişilerin de 706 bininin iş bulma umudu yokken, 1 milyon 381 bini ise diğer nedenlerle iş aramayıp çalışmaya hazır durumda bulunuyor. Oysa iş bulmaktan umudunu kesen kadınların oranı 2004 yılı ortalamasında yüzde 32.2’lik oranla 113 bin kişi düzeyindeydi. İş bulmaktan umudunu kesip artık iş aramayanların sayısı 2005 yılı ortalamasında ise 549 bin kişi düzeyinde bulunuyordu. Bunların da yüzde 39.5’ine denk gelen 217 binini kadınlar oluşturuyordu.. Kentlerde çalışan kadınların kayıt dışı işlerde yoğunlaşması, kadınların evlilik, doğum ve çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi nedenlerle işten ayrılmaları ya da işlerinin kesintiye uğraması en büyük sorunlar olarak dikkat çekiyor. Tabii bunlara sendikaların örgütlenme çabalarının yetersizliğini ve sendikalarda kadınların temsil edilememesini eklemek gerekiyor. 1.3 milyar yoksulun yüzde 70’i kadın FIRAT KOZOK EMZİRME ODALARI SADECE YASADA K adınların çalışma hayatındaki sorunları ve hak ihlalleri ile ilgili bilgi almak için görüşlerine başvurduğumuz Havaİş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Eylem Ateş, öncelikle Türkiye’de kadınların işgücüne katılım ve istihdam oranlarının AB ülkelerine kıyasla çok düşük olduğuna dikkat çekti. Ateş’in verdiği bilgileri kısaca şöyle özetlemek mümkün: Kadın işgücünün istihdama katılım oranı hakkında daha da vahim olanı, alanda bir düzelme eğiliminin söz konusu olmaması. Tam tersine, eldeki veriler son 15 yıl içinde oransal olarak ciddi bir gerileme yaşandığına işaret ediyor. Avrupa Birliği müktesebatına uyum adına AB’nin asgari gerekliliklerini karşılayan yasalar, yönetmelikler hazırlanıyor ve kreş, emzirme odaları, hamilelik ve süt izni gibi düzenlemeler artık yasalarda ve yönetmeliklerde yer alıyor, ama bu sefer de iş verenler ağır yük getirdiği savıyla kadın istihdamından kaçınıyor. Diğer bir deyişle, işe alma, işten çıkarma ve yükselmede cinsiyet ayrımı bütün azametiyle yerinde duruyor. Uygulamadaki eşitsizliklerin en önemli nedenlerinden biri; Türkiye’de cinsiyete dayalı ayrımcılık hallerinde kanıt yükümlülüğüne ilişkin direktife karşılık gelen böyle bir mevzuat yok. Yeni İş Yasası ile bu alanda önemli bir adım atılmış; cinsiyet gerekçesiyle işten çıkarılmaya karşı güvence getirilmiş ve işin feshi halinde feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğünün işverene ait olduğu ifade edilmişti. Ancak mevzuatta düzenlenmesi gerekiyor. Türkiye’de kadınların yüzde 46’sı çalıştıkları işyerlerinde sigortalı. Bu oran İstanbul dışındaki diğer kentlerde iç göçün beslediği kayıt dışı ekonominin genişlemesi ile daha da aşağılara iniyor. ANKARA Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şenol Yaprak’ın yaptığı araştırma, çalışma yaşamında ve politikada kadının gelişmiş ülkelere göre ne kadar gerilerde olduğunu ortaya koydu. Kadınların parlamentolardaki oranları sıralamasında 126. sırada yer alan Türkiye’de, kadın istihdam oranı yüzde 25 düzeylerinde. Oysa bu konuda AB ortalaması yüzde 55’leri buluyor. Dünyadaki 1.3 milyar yoksulun yüzde 70’ini kadınlar oluşturuyor. Yaprak’ın araştırmasından çıkan çarpıcı sonuçlar ana hatlarıyla şöyle: Dünyada çalışma yaşamındaki 3 milyar insanın 1.1 milyarı kadın. Kadınlar, erkeklere göre daha düşük ücre aldıkları için yoksul kabul edilen 1.3 milyar insanın yüzde 70’i yine kadınlar. Türkiye’de kadın istihdam oranı yüzde 25 düzeylerinde. AB’nin 2010 yılı hedefi, üye ülkelerde kadın istihdam oranını yüzde 60’a çıkarmak. Avukatlık, öğretim üyeliği, eczacılık, öğretmenlik gibi bazı mesleklerde ise ülkemizde kadın oranı AB ülkelerinden daha fazla. Yaprak, şunları kaydetti: “Felçli bir toplum görüntüsünden kurtulup, sağlıklı olarak yaşamak için, kadınlara yönelik politikalara gereken önem verilmeli, bakış açısının olumlu yönde değiştirilmesi için çaba gösterilmelidir.” AB İŞ PİYASASINDA EŞİTSİZLİK Ücretler yüzde 15 daha düşük ELÇİN POYRAZLAR THY ile Havaİş arasındaki toplu iş sözleşme görüşmeleri 16 Mart’ta başlıyor Havada ücret pazarlığı ‘Hakkımızı almadan üretim yok’ ALİ AYAROĞLU ? 8 bin 936’sı THY’de, 2 bin 490’ı da Teknik AŞ’de olmak üzere toplam 11 bin 426 işçiyi kapsayacak sözleşmede öncelikle 2001’den beri reel kayıp olan yüzde 23.9 talep ediliyor. ürk Hava Yolları (THY) ile Havaİş Sendikası arasında 2007 Ocak ayından itiraberen geçerli olacak toplu iş sözleşme görüşmeleri 16 Mart tarihinde başlıyor. Sendikanın bu yıl ilk kez iki ayrı şirket üzerinden görüşmeleri yüreteceğini belirten Havaİş Genel Sekrete KADINLARA ÖZEL SAYI Havaİş, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla özel bir sayı yayımladı. Kadınların konuşup kadınların yazdığı dergide Sennur Sezer “Kadın Emek Sanatı”, Hülya Gülbahar “İşyerinde Cinsel Taciz”, Eylem Ateş, “Geleceği Yaratacak Kadınlar”, Özlem Ergun, “İktidar Törelerden Nasıl Besleniyor” konularında yazdı. Dergide Perihan Mağden, Suzan Samancı, Pınar Erol ve pek çok kadının yazı ve görüşleri yer alıyor. T ri Mustafa Yağcı sözleşmenin, 8 bin 936’sı THY’de, 2 bin 490’ı da Teknik AŞ’de olmak üzere toplam 11 bin 426 işçiyi kapsayacağını dile getirdi. 2001 yılından itibaren büyük bir reel kayıp yaşadıklarını anlatan Yağ cı, sözleşmede öncelikli olarak söz konusu yüzde 23.9’luk kaybın karşılanmak istediğini söyledi. Ücret talebi olarak çıplak ücretlerde ilk altı ay için yüzde 2427 dolayında bir artış öngörüldüğünü söyleyen Mustafa Yağcı, daha sonraki altı aylar için enflasyon artı 5 talepleri olduğunu ifade etti. THY’de kârlılık ve büyüme yaşanırken, iş yükünde ciddi bir artış söz konusu olduğunu vurgulayan Yağcı, aslolanın çalışanların hak ve menfaalarını geliştirecek sözleşme teklifinin işverene kabul ettirilmesi olduğunun altını çizdi. ZONGULDAK Yeryüzünün yüzlerce metre altına inerek kömür üreten Hema AŞ Alacaağzı Kömür İşletmesi’nde çalışan madenciler, 400 YTL ’lik maaşa isyan ederek, üretimden gelen güçlerini kullanıp başladıkları eylemi sürdürüyorlar. Pazar gününden bu yana eylemde olan işçiler şunları istiyor: Üretim işçilerinin maaşları 900 YTL olmak üzere, diğer işçilerin ücretleri işlerinin ağırlık durumuna göre kademeli olarak belirlensin. Yerüstü işçilikleri en düşük 600 YTL olsun. Yılbaşından itibaren fark verilsin. İşçi Sağlığı İş Güvenliği Koruma Kurulu oluşturulsun. İşyerinin ve yapılan işin koşullarına göre korunaklı ayakkabı, çizme, fosforlu iş elbisesi verilsin. Meslek hastalıkları için ilk yardım istasyonu kurulsun ve bir ambulans bulundurulsun. Sendikal kriz mercek altında ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sendikacılığın içinde bulunduğu durumun ve bu konudaki yeni açılımların masaya yatırılacağı “Sendikal Arayışlar” adlı sempozyum Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde başladı. “Türkiye’de Sendikal Kriz ve Sendikal Arayışlar” adlı kitap çerçevesinde düzenlenen sempozyum Mülkiyeliler Birliği ile Epos Yayınları’nın katkısıyla düzenleniyor. Yarın da sürecek etkinliğe TÜRKİŞ, DİSK, KESK, TÜRKİYE KAMU SEN, PETROLİş, T. MADENİş, Birleşik Metalİş, SES, Türk UlaşımSen, Dev. Sağlıkİş sendikalarının temsilcileri katılıyor. BRÜKSEL AB Komisyonu’nun Avrupa iş piyasasında kadınerkek eşitliği konusunda yayımladığı 2007 raporuna göre son dönemde kadın işgücünün artmasına karşın kadınlar erkeklere oranla daha az istihdam ediliyor ve daha az kazanıyor. Avrupalı kadınların ayrıca üst yönetim düzeylerine erişmelerinde de sorunlar bulunuyor. 2005 yılında AB genelinde kadın işçi istihdamının yüzde 56.3’e kadar yükselmesine karşın bu oran erkek işçi istihdamından yüzde 15 kadar geride. Raporda 2000 yılından bu yana AB içinde yaratılan 8 milyon iş fırsatının 6 milyonunu kadınların doldurduğuna dikkat çekiliyor. AB içinde yüksek eğitim alan kadınların erkeklerden fazla olmasına karşın kadınlar erkeklere oranla saat başı yüzde 15 daha az kazanıyor. İş hayatı ve özel hayat arasında denge sağlamada kadınların büyük zorluklarla karşılaştığının iletildiği raporda, eşler arasında ev ve aileye yönelik sorumluluklarda büyük bir eşitsizlik olduğu ortaya konuyor. 2049 yaşları arasındaki kadınların çocuk sahibi olmaları durumunda istihdamın yüzde 15 oranında düştüğüne işaret edilen raporda, aynı durumda erkeklerin istihdamının yüzde 6 yükseldiği gözlemlenmiş. 2006 yılındaki istatistiklere göre, kadınların yüzde 32.9’u parttime işlerde çalışırken bu oran erkekler için yüzde 7.7. Bir yılda 9 kadın gazeteci öldürüldü U Ankara Hilton’da grev kararı DİSK’e bağlı Türkiye Otel, Lokanta ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikası (OLEYİS) üyeleri, Ankara Hilton Oteli’ndeki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine otel girişine grev kararı astı. Sendika Genel Başkanı Kamer Aktaş, sendika üyeleriyle birlikte otel önünde yaptığı açıklamada, işveren tarafının önerdiği yüzde 5’lik üc ret zammının gerçekleşen enflasyon oranının yarısına karşılık geldiğine dikkati çekti. Aktaş, işveren tarafının, otel çalışanlarının kazanılmış bazı ekonomik ve sosyal haklarını geri almak çabası içinde olduğunu da savundu. Aktaş, işverenin uzun yıllardır kadrosuz çalışan işçilerin kadroya alınması yükünden kurtulma çabasında olduğunu öne sürdü. luslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) dünyada giderek daha fazla kadının gazeteciliği meslek olarak seçtiğini, ancak şiddete maruz kalan kadın habercilerin sayısında artış yaşandığını bildirdi. Geçen yıl öldürülen 102 haberciden 9’u kadın. Kadın gazetecilerden biri kayıp, 7’si hapiste. RSF, 8 Mart Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, kadın gazetecilere yönelik şiddet uygulamalarında artış yaşandığını bildirdi. RSF bu artışı, “Gün geçtikçe daha fazla kadın, gazeteciliği meslek olarak seçiyor, topluma daha açık görevleri seçiyor ve rahatsız eden araştırmalar yürütüyorlar” diye açıkladı. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle