10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 ŞUBAT 2007 CUMARTESİ 6 HABERLER YÖK Başkanı Teziç’ten, kurumu bilime sınır getirmekle eleştiren Başbakan Erdoğan’a yanıt: Emir kipiyle konuşuyor Teziç, araştırma görevlileri kadrosunda Başbakanlık engeliyle karşılaştıklarını belirtti. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Okurdan Solda Birlik Mesajları… Geçen haftaki yazımı, bu sütunu solda birlik konusunda okurların görüşüne açacağımı bildirerek tamamlamıştım. Elektronik posta ve faks yolu ile beklediğimden daha çok yanıt aldım. Tek tek dikkatle okuduğum bu mesajlardan bu yazı içinde şimdilik ilk birkaç tanesini elden geldiğince özetleyerek yansıtmaya çalışacağım. Adını kaydetmemiş olduğumu üzülerek fark ettiğim bir okurum (kendisinden bunun için özür diliyorum), solda birleşmenin “hasretle beklenen” bir oluşum olduğunu, fakat bugünkü Seçim Kanunu partiler arasında seçim ittifakını yasakladığı için bunun ancak iki yolla mümkün olabileceğini yazıyor. Bu yollardan her ikisi de bir partinin, büyük olasılıkla da CHP’nin “şemsiyesi altında” bir araya gelmektir… Birinci seçenek, öteki partilerin kendilerini feshetmeleri, adaylarının CHP listesinden girip seçildikten sonra partilerini yeniden kurmaları… Sayın Baykal’ın “hülle” diye adlandırdığını anımsadığım bu seçeneğin gerçekleşmesi mesaj sahibi okuruma da pek olası görünmüyor. İkinci seçenek, şemsiyesi altında seçime girilecek partinin dışındaki sosyal demokrat ve sol partilerden toplumca tanınmış kimselerin partilerinden istifa edip bağımsız adaylar olarak (bu durumda CHP listesinden) seçime girmeleri. Okurum, bu seçeneğe de “Şemsiye sahibi parti elemanları sıcak bakar mı” diye soruyor ve başka ne yapılabilir sorusuyla mesajını noktalıyor. Bir başka okurum, Mustafa Karataş, bir emekçi. Sosyal Demokrat partiler arasındaki parçalanmalardan, gidiş geliş trafiğinden başı dönmüş. Yine de bugün için “tek adres” CHP’dir diyor ve bu parti nasıl “çekim merkezi” yapılabilir diye sorarak kendi sorusunu yanıtlıyor. Sayın Karataş’a göre bunun yolu, ekonomi, sosyal demokrasi ve ulusalcılık alanlarında toplumca tanınmış kimselerin, bu konuların uzmanlarının CHP listelerinden Meclis’e girmelerinin sağlanması… Sayın Karataş örnekler de veriyor. Buna göre, sözgelimi, CHP kurmaylarının yanı sıra ekonomi alanından Erdinç Yeldan, Hurşit Güneş vb, sosyal demokrasi alanından Ercan Karakaş, Seyfi Okyar vb. “ulusalcı”lardan Mümtaz Soysal, Erol Manisalı, Zekeriya Temizel vb. daha birçok tanınmış uzman CHP listelerinden Meclis’e girmelidir… Ankara’dan yazan 24 yaşındaki üniversite öğrencisi Kâmil Alantor’un mektubundan bir bölümü aynen alıyorum: “Sayın Ecevit’in cenazesinde müthiş bir kalabalık vardı. Ben Ankarayı hiç böyle görmemiştim. Baykal için de bence fırsat anı buydu. Ani bir kararla bütün olumsuzluklara rağmen risk alıp; DSP ile partiyi birleştirirdim. Sonra da o kürsüye Zeki Sezer’le birlikte çıkardım. İliklere işleyen bir konuşmayla da aşılmayacak engel kalmazdı. O günkü sinerji bir çığ gibi büyürdü. Şimdi de biz çok farklı şeylerden bahsediyor olurduk. Şimdi tek yol, benim de sempati duyduğum, herkesin burun kıvırdığı o küçük sol partileri birleştirip (tabiî ki düzgün; demokratik ve halkçı bir programla) Sayın Baykal’ı mecbur bırakmak. Maalesef başka çare ve kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Bu ülke bunları hak etmiyor.” Yine bir üniversite öğrencisi, Elbistan’dan yazan İlker Yıldırım partiler arasında bir ittifakın ancak iki turlu seçim sistemlerinde oluşabileceğini, yüzde10 barajı nedeniyle de bugün için oy verilmesi gereken partinin CHP olması gerektiğini söylemekle birlikte bu partiyi tam anlamıyla bir eleştiri bombardımanına tutuyor. Özetle: Gündemi AKP değil CHP oluşturmalıdır. Ulusal ve yerel olarak iki program oluşturulmalı, ulusal sorunların yanı sıra en küçük yerleşim birimlerine kadar ülkenin sorunlarının bir çizelgesi çıkarılarak somut çözüm yolları önerilmelidir. CHP kadroları göz doldurmalı, en çok izlenen TV kanallarına ve programlara (spor programları da içinde olmak üzere) sürekli olarak tanıtıcı reklamlar verilmelidir… İstanbul’dan yazan Zeynel Kip, “tek çıkış yolu”nu, tek çözümü, yıpranmış isimlerin bir araya gelmesi için boşuna harcanan çabada değil, aydınların önderliğinde bir “sol manifesto” düzenlenmesinde görüyor. Bu “manifesto”da, öncelikle kuramsal olarak solun ne olduğu tanımlanmalı, sağın yol açtığı yıkımlar sergilenmelidir. “Bu hareketin çıkış yeri, zemini ve çatısı”nın CHP olduğunu düşünen Sayın Kip sözlerini şöyle sürdürüyor: “ bugünkü parti yönetimi buna engel olabilir, ama bunu halka anlatabilirsek inanıyorum ki bu yönetim boyun eğecektir. İşte o zaman solda birleşme umudu da doğar…” ??? Yukarıda özetlemeye çalıştığım (ve ön elemesiz, sadece geliş sırasına göre ayırdığım) elektronik mektuplarda ileri sürülen düşünceler bunlar. Her birinde tartışılacak yönler bulunduğu kuşkusuz. Fakat bence asıl önemlisi, hepsindeki ortak noktaları görmektir. Bu mektuplarda CHP hem adres olarak gösterilmekte, hem ağır biçimde eleştirilmektedir. Hepsinde ortak olan bir başka yön, solda birlikteliğin, şu ya da bu yöntemle, fakat mutlaka başarılması gereken yaşamsal önemde bir olgu olarak altının çizilmesidir. Solda birliktelik konusunda gelen ve gelebilecek mektupları, mesajları özetleyerek yansıtmayı sürdüreceğim… ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, kurumu bilime sınır getirmekle eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt verdi. Erdoğan’ın araştırma görevlisi yetiştirme konusunda adeta “emir verdiğini” söyleyen Teziç, bu kadroların kullanımında sürekli Başbakanlık engeliyle karşılaştıklarını kaydetti. YÖK Genel Kurulu, Teziç’in başkanlığında toplandı. Teziç, gazetecilerin, Erdoğan’ın açıklamalarını anımsatması üzerine, “Bilim sözcüğünden ne anlıyoruz onu ortaya koymak gerekiyor” dedi. Bilimin 4 farklı öğesi bulunduğuna işaret eden Teziç, bunları bilimin akli temele dayanması, bilimsel ve riler kullanması, etik olması ve zarif bir üsluba sahip olması olarak sıraladı. Teziç, “Bu dört unsur aynı zamanda bilim adamının kimliğini de ortaya koyar. Bu unsurlara sahip olamayan birisi bilim adamı olamaz, Bu bakımdan bize yönelen beyinleri okuma ithamı karşısında şunu söylemek isterim, biz beyinleri okumayız. Bilim, bilim adamlarının beynini okur. Eğer ille de bir sınırlamadan söz edilecekse bu dediğim bilimin tanımı içinde mevcut olan sınırlamadır” dedi. Kadrolara sınırlama Başbakan’ın kendilerini yeni üniversitelerin kurulmasına fırsat vermemek le eleştirdiğini anımsatan Teziç, bilim insanlarının kaynağını araştırma görevlilerinin oluşturduğunu ancak, 2001’den itibaren bu kadroların sürekli azaldığını söyledi. Teziç, şöyle konuştu: “Burada dikkat etmemiz gereken yetiştirme sorumluluğu altında olduğumuz ki bize yapılan itham ‘yetiştir’ adeta emir kipiyle konuşma ki, burada araştırma görevlileri kadrolarında 2001’den 2007’ye kadar azalma mı, çoğalma mı, sınırlama mı olmuştur? Sınırlamadır. Bize tahsis edilen araştırma görevlileri kadrolarını kullanabilmek için Başbakanlık’ın genelgeleriyle de karşılaştık. Kadrolar veriliyor ancak kullanmaya geçtiğimiz za man genelgeyle deniliyor ki Başbakanlık’tan izin alın. İzin istiyoruz cevap çıkmıyor. Bize yetiştirmiyorsun diyenlere verilecek cevap bu.” ‘Seçim için üniversite açılmasın’ Yurtta dini toplantı dayatması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Maltepe Dershaneleri’nin, burslu okutmak için ailelerinin yanından aldığı maddi durumu yetersiz öğrencileri, kendi yerleştirdiği yurtlarda “zorunlu dini eğitime” soktuğu belirtildi. Tunceli’den burslu olarak Ankara’ya getirilen Yağmur Sariataş adlı öğrenci, haftanın 6 günü “çay sohbetleri” adıyla yapılan dini eğitimlere katılmak istemediği için yurttan atıldığını, rızasıyla yurttan ayrıldığına dair kendisine belge imzalattırılmak istendiğini söyledi. Sariataş, Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) konuya ilişkin şikâyet dilekçesi verdi. Maltepe Dershaneleri’nden kazandığı bursla ÖSS’ye hazırlanmak için Tunceli’den Ankara’ya gelen Sariataş’ın, 4 ayı aşkın bir süre barındığı Etlik’teki Hafsa Sultan Kız Yurdu’nda yaşadıkları, sivil toplum örgütlerini harekete geçirdi. Ankara Tuncelililer Derneği, Ankara Tunceli Eğitim ve Kültür Vakfı, Ankara 78’liler Derneği, DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, Halkevleri, KESK Ankara Şubeler Platformu, Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Öğrenci Velileri Derneği (ÖvDer) ve Özel Öğretim Kursları Derneği (ÖzDer) temsilcileri ile Sariataş’ın katılımıyla, Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde dün bir basın açıklaması yapıldı. Katılımcılar adına konuşan ÖvDer Genel Başkanı Enver Önder, “Gülen okulları laik eğitimi ortadan kaldırma çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor” derken, MEB’in söz konusu okulları çok sıkı şekilde denetlemesi gerektiğini vurguladı. Sariataş’ın, yaşadıkları sonrası, kendileriyle bağlantıya geçtiğini söyleyen G ülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Maltepe Dershaneleri’nin yurdunda kalan Yağmur Sariataş isimli öğrenci “zorunlu dini eğitime” katılmayı reddedince yurttan atıldı. Sivil toplum örgütleri olaya tepki gösterdi. Öğrenci Velileri Derneği Başkanı Önder, “Gülen okulları laik eğitimi ortadan kaldırma çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor” dedi. MEB’e şikâyet dilekçesini teslim eden Sariataş’a, sivil toplum örgütleri destek verdi. (Fotoğraf: KORAY AVCI) Önder, yurtta kalan öğrencilerin her gün dini eğitime tabi tutulduğunu, “Zaman gazetesi ile Genç Beyin ve Sızıntı dergileri” haricinde hiçbir basın organını takip etmelerine izin verilmediğini kaydetti. Tunceli’de yapılanma arayışı Önder, “Örgütlerimizin yaptığı araştırmalar, Gülen başkanlığındaki Nur cemaatine bağlı olan Maltepe Dershaneleri ve değişik birçok ad altındaki dershanelerin ve yurtların, Türkiye’nin hemen hemen her ilinde, hatta nüfusu fazla ilçelerinde bulunduğunu, ancak Tunceli’de halkın kiralık ve satılık yer vermemesi nedeniyle örgütlenemediklerini gösterdi” dedi. Buna karşın cemaatin, Tunceli’de “Munzur İlköğretim Koleji” adı altında yapılandığını dile getiren Önder, 1998’den bu yana Tunceli’den burslu öğrenci toplanmaya çalışıldığını kaydetti. Önder, “Öğrencileri genellikle 15 kişilik gruplar halinde Ankara, İstanbul, İzmir, Kayseri vb. illere dağıttıkları, ancak bu grupları da illerde birer veya ikişer kişi halinde dershane ve yurtlara dağıtarak birbirinden kopardıkları, ayrı odalarda kalmalarını sağlayarak yalnızlaştırıp kendilerine bağlı kılmaya çalıştıkları görülmüştür” vurgusunu yaptı. Önder, yurttan atılan Sariataş’a, “Biz muhafazakâr bir kurumuz. Çay toplantıları bizim için kuraldır, vazgeçilmezdir” dendiğine dikkat çekti. Basın açıklamasından sonra Sari 15 yeni üniversitenin sorunlar taşıyarak kurulduğunu belirten Teziç, bunların her birine yatırım bütçesi olarak yalnızca 500 bin YTL kaynak ayrıldığını anımsattı. “Bu bir zengileştirme midir yoksa sınırlama mı kısıtlama mıdır? Cevabı verilsin” diyen Teziç, siyasi iradenin bu üniversitelerdeki rektör atamalarına müdahil olmak istemesini de eleştirdi. Bugün için Türkiye’nin bilim merkezi olan TÜBİTAK’ın başında dava açma ehliyeti bile olmayan bir kişinin bulunduğunu belirten Teziç, konuyla ilgili yargı kararlarını anımsatarak, “Bunda ısrar etmek, üniversiteleri teşvik midir yoksa üniversitelerin TÜBİTAK ile yapacağı temaslarda bir sınırlama mıdır” diye sordu. Başbakan’ın 10 yeni üniversite konusunda YÖK’ün yanıt ataş, yaşadıklarına ilişkin şikâyetlevermemesini eleştirdiğini kayrini içeren bir dilekçeyi MEB Teftiş deden Teziç, kurum olarak, tüm Kurulu Başkanlığı’na iletilmek üzeillerde üniversite olmasını canı re bakanlığa teslim etti. gönülden istediklerini fakat kuDış dünyayla bağları kesiliyor rulu üniversitelerin sorunları çözülmezken yenilerini kurmanın Sariataş dilekçesinde, burslu okusorunu buyütmekten başka bir tulmak üzere Tunceli’den getirilen amaca hizmet etmeyeceğini kay15 öğrenciden biri oldudetti. Teziç, “Bir binaya levha ğunu, kendisi ve bir arkakoyarsınız üniversite adını tadaşının Maltepe Dershaşır. Bu, seçim öncesi size desnesi Kızılay Şubesi’ne bağtek sağlayabilir ama uzun valı Hafsa Sultan Kız Öğrendede kamu yararı amacıyla ci Yurdu’na yerleştirildikbaktığınız zaman sonradan lerini belirtti. düzeltilmesi zor olan durumSariataş, şunları kaydetlarla karşı karşıya kalabilirti: “Yurtta öğrencilerin siniz” diye konuştu. katılmasının zorunlu olduğu, ‘çay saatleri’ ismiyVakit ablukası le cumartesi dışında her Dinci Vakit gazetesi toplangün düzenli olarak 20.50 tıyı 2 muhabirle izledi. Gazete 21.30 saatleri arasında muhabirlerinden birinin, toplantılar düzenlenmektedir. Bu YÖK’ün sürekli siyasi konulartoplantılarda hiçbir eğitimci kimlila gündeme geldiğini savunağine sahip olmayan ve dışarıdan gerak, “YÖK bilimde ne konumtirilen tarikatçı insanlar tarafından da, uluslararı arenada ilk dini eğitim çalışması ve şeriat pro500’e giren üniversite var mı pagandası yapılmaktadır. Biz 2 ay yok mu” sorusu üzerine Teziç, önce bu toplantılara katılmak isteörtünme ve katsayı konularının mediğimize dair yurt yönetimine Türk üniversitelerinin iki sığ kodilekçe ile başvurduk. 15 gün sonnusu olduğunu söyledi. Türban ra dilekçemizin sonucunu sorduğukonusunda gerek ulusal gerekmuzda, işleme almadıklarını söylese uluslararası mahkemelerin diler. O günden sonra bu toplantıson kararını verdiğini anımsalara katılmadık. Bunun üzerine Yurt tan Teziç, “YÖK’ün şu veya Müdürü Sedef Başoğlu ve idarecibu biçimde üniversitelerde lerden Saadet isimli hoca bizi çağışöyle giyinilecek, böyle gelirarak ‘Ya bu toplantılara katılırsınız necek gibi talimatı olamaz. ya da sizi yurttan atarım’ diyerek tehOlsa olsa o kararların uygudit etti. Bunun üzerine arkadaşım layıcısı olabilir. Lütfen bu tartoplantılara katılmayı kabul etti. tışmalara son verelim” dedi. Ben ise laik eğitim sistemine aykırı Bunun üzerine gazetenin bir dibulduğum için bu toplantılara kağer muhabiri de, öğretim üyesi tılmayı reddettim. Bundan dolayı başına düşen yayın konusunda yurttan atıldım.” YÖK’ü eleştirdi. YÖK BaşkanYurttan ve dershaneden çıkışlarına vekili Prof. Dr. Aybar Ertepıizin verilmediğini, cep telefonuna el konar, muhabiri, “Bu oranlar Alnularak dış dünyayla olan bağlantısının koparıldığını anlatan Sariataş, yurt manya’nın iki katıdır. Lütfen ve dershane arasındaki ulaşımlarının bilmediğiniz konularda yoise servisle sağlandığını belirtti. rum yapmayın” diye uyardı. MARMARİS CUMOK ÇAĞRISI DÜŞÜNCE VE KANAAT HÜRRİYETİMİZE, HABER ALMA VE VERME HÜRRİYETİMİZE, İNCELEME VE DENETİM GÖRÜNTÜSÜ ADI ALTINDA BAŞLATTIĞINIZ VE ASLINDA BİTMİŞLİĞİNİZİ SERGİLEYEN HUKUK DIŞI BASKILARINIZ NE KANALTÜRK’Ü NE DE TÜRK HALKINI ASLA YILDIRAMAYACAKTIR. MARMARİS CUMOK YÜRÜTME KURULU ADINA SAİT BALCI www.cumok.org SÖYLEŞİ NİNNİLERDE ANNEMİZİN BEKLENTİLERİ “Anadolu Halk Kültürü” Konuşmacı Prof. İLHAN BAŞGÖZ Halk Bilimci Açılış Konuşması Prof. Dr. TÜRKAN SAYLAN ÇYDD Genel Başkanı Tarih: 25 Şubat 2007 Pazar Saat: 14.00 Yer: SHÇEK Çağdaş Çocuk Tiyatrosu Kocamustafapaşa 0212 529 54 52 ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ FATİH ŞUBESİ ataolb?cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 DOSYA NO: 2004/18 Satış Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri; Kadıköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 03.09.2003 tarih, 2002/554 Es., 2003/719 Kr. Sayılı kesinleşmiş kararı ile satışları suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilen İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Merdivenköy Mahallesi, Kasrıali caddesinde kain, 186 pafta, 722 ada, 46 parsel sayılı, 2763 m2 miktarlı, arsa üzerine tesis edilen kat irtifakı tesisine göre, 7. kat, 21 nolu daireye kat irtifaklı, 800/38400 arsa payı Kadıköy 7. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle satılacaktır. TAŞINMAZIN İMAR DURUMU: Kadıköy Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü’nün 03.10.2002 tarih ve 02/280906 sayılı imar durumu yazısından, söz konusu 186 pafta, 722 ada, 46 sayılı parselin, 1/1000 ölçekli, 11.04.1979 t.t.li imar planında, bina yüksekliği H: serbest irtifada, taban alanı kat sayısı TAKS: 0.25, kat alanı kat sayısı KAKS: 2.07 yapılanma şartlarında ayrık nizam iskân sahasında kaldığı anlaşılmıştır. TAŞINMAZIN EVSAFI: Kadıköy ilçesi, Merdivenköy Mahallesi, Eski Kasriali, yeni Hızırbey Caddesinde, mahallen eski 227, yeni 247 kapı nolu, betonarme karkas sistemde bir bodrum, bir zemin, onbeş normal katlı inşa edilmiş ÇAMLIK Apartmanı’nın yedinci kat 21 nolu dairesidir. Daireye girişte hol, solda balkonlu salon, bir oda, karşıda balkonlu mutfak, sağda biri koridorda, biri mutfakla aynı balkona açılan iki yatak odası, bir sandık odası, banyo ve ayrıca tuvalet mahalleri mevcuttur. Döşemeler ıslak zeminlerde sarı metal derzli mermerle, salon ve odalarda ahşap parke ile kaplıdır. Mutfakta tezgâh altı, üstü dolapları, banyoda küvet, klozet ve lavabo vardır. Daire takriben 140.00 m2 sahalıdır. Bina vasat üstünde malzeme ve işçilikle inşa edilmiş olup binada su, elektrik, kalorifer (doğalgaz yakıtlı) ve asansör tesisatları vardır. Bina her türlü belediye hizmetlerinden istifade eder konumda olup ulaşımı kolaydır. GAYRİMENKULLERİN KIYMETİ: Bulunduğu semt, semt içindeki yeri, imar durumu, inşa tarzı, halihazır vaziyeti, bu civardaki dükkan ve daire alım satım rayiçleri, kullanılan malzeme ve işçilik kalitesi, binanın yıpranma payı, kıymetine etki eden tüm hususlar ile günün iktisadi koşulları da göz önünde bulundurularak; 4 (186 pafta, 722 ada, 46 parseldeki) Yedinci kat, 21 nolu dairenin tamamı 350.000.(üçyüzellibin) YTL’sı kıymetindedir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 SATIŞ Merdivenköy Mahallesi, 46 sayılı parseldeki kat irtifakına göre 7. kat 21 nolu daireye kat irtifaklı 800/38400 arsa payının birinci satış günü 10.04.2007 Salı günü saat 14:0014:10 arasında, KADIKÖY 7. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDE açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla, Merdivenköy Mahallesi, 46 sayılı parseldeki kat irtifakına göre 7. kat 21 nolu daireye kat irtifaklı 800/38400 arsa payının ikinci satış günü 20.04.2007 Cuma günü saat 14:0014:10 arasında. Kadıköy 7. İcra Müdürlüğü’nde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istendiğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satım harcı, birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. İhale pulu, tapu alım harcı ve masrafları ve Katma Değer Vergisi (KDV), tahliye masrafları alıcıya aittir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile ONBEŞ GÜN İÇİNDE dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2004/18 Satış sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. (İİK: 126) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 9086 KADIKÖY 7. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle