18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 KASIM 2007 SALI 6 HABERLER Ankara Barosu Çocuk Bölümü Başkanı Asma, ‘TCY’ye rağmen çocuk istismarı engellenemiyor’ dedi SALI ORHAN BURSALI Yasa yeterli, uygulama zayıf ANKARA (AA) Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği 2. Başkanı ve Ankara Barosu Çocuk Bölümü Başkanı Türkay Asma, Türkiye’de çocuk istismarı konusundaki hukuki düzenlemelerin Avrupa ülkelerinden çok daha iyi olduğunu ancak uygulayıcılarda sorun yaşandığını söyledi. Asma, dünyada ve Türkiye’de çocuk istismarının, en çok cinsel taciz ve tecavüz olarak gerçekleştiğini belirtti. Asma, çocuk istismarı alanında 2005’te Türk Ceza Yasası’nda (TCY) bazı değişiklikler yapıldığını hatırlatarak yeni TCY’de “çocuğun ifadesi 1 kez ve uzman eşliğinde alınmalı” ifadesinin yer aldığını ve mağdur çocuklara avukat atandığını anlattı. Yasadaki yeni düzenlemeyle çocuğun cinsel istismarı konusunda herkese “ihbar zorunluluğu” getirildiğini bildiren Asma, “Türkiye, Avrupa’daki ülkelerden daha iyi bir ceza yasasına sahip ancak uygulayıcılarda sorun var. Çocuk istismarı, hukuk fakültelerinde ve Adalet Akademisi’nde ders olarak okutulmalı” diye konuştu. Asma, çocuklara en çok cinsel şiddet dava süreçlerinin zarar verdiğini öne sürdü. Kürtler ve İktidar 1) Ülkemizde Kürt Sorunu, her ne kadar Kürt milliyetçiliği veya etnik sorun karakteri taşıyorsa da, çok önemli bir yönüyle Kürt Feodalitesi sorunudur. Kürt Feodalitesi, ülkemizin en önemli demokrasi ve insan hakları sorunudur! (301 değil!) Doğu ve batısıyla “İki Türkiye” görüntüsünün aslı budur! Mesela Urfa’da toprakların yüzde 70 kadarı feodalitenin elinde! Köylü topraksız! Ağalar seçimlerde köylüleri yönlendiriyor! 2) Bunun iki nedeni var: a) Toprak ağaları ülkemizde toprak reformunu engelledi, bununla birlikte ülkede demokratikleşmeyi de! Kürt Sorunu’nun bir yönü budur! b) Kapitalistleşme sanayileşme Batı Türkiye’de gerçekleşti! Çünkü kapitalistleşmenin altyapısı öncelikle Batı’da gelişti! Avrupa’ya yakınlık! Kârlılık, güvenlik vb! 3) Kürt Feodalitesi, Türkiye’yi yöneten egemen sınıfların hep bir parçası olunca, Doğu da Doğu olarak kaldı! 4) Bizim “aydınyazar” kimlikli kişiler Kürt Sorunu der, ama bunun en önemli içeriğinin demokratikleşememe ve yapılamayan toprak reformu olduğunu söylemez! “Bizimkiler”, Kürt Feodalitesiyle ittifak halindedir, “Türk milliyetçiliği”nden ödleri kopar, “ulusalcı” sözünü duyunca pancurlarını indirir, perdenin kenarından dışarıya korkuyla bakar! Ama Kürt ırkçısıyla, milliyetçisiyle el ele kol koladır! ??? 5) Demokratik Toplum Partisi’nin ensesine PKK silahı dayalıdır! Son Kongre’den sonra PKK’nin tam esiridir! DTP’nin ensesinden bu silah çekilmediği sürece, sorun çözücü demokratik bir diyaloğun başlamasının koşulları sağlanamaz. Kürt siyasası, ensedeki bu silahla bir “ayrılıkçı bütünlük” halinde tutuluyor! Orada özgürlük yok! Oysa Kürt siyaset dünyasında çok farklı görüşler ortaya çıkmak zorunda. 6) Kürt Sorunu hakkında yazıp çizen Türkler “Demokratik çözüm”, “Sivil çözüm” diyor. Ama içerik yok! Çerçevesi nedir? Bu kervanda eski MİT yöneticisi Cevat Öneş de var. O da “sivil çözüm” diyor? Kimse de ona sormuyor, ne demek istiyorsun diye? Soran da yanıtlayan da korkuyor galiba!? 7) Kürt Sorunu’na demokratik bir içerik kazandırmanın zamanı geçti bile! Toprak Reformu ile çözülemeyen feodalite, bu defa bölgenin hızlı bir kapitalistleşmesiyle çözülmeli! 8) AKP geçen seçimler öncesi, bölgeye yönelik özellikle ekonomik açılımlarıyla, ayrılıkçı Kürtleri azınlıkta bıraktı! Kürt oyların çok önemli bir kesimi AKP’ye geçti! Bu ders doludur! Kürt nüfus büyük çoğunlukla Türkiye’ye bağlı! Eğer ekonomik ve kültürel insan muamelesi görürse, Türkiye’nin bir parçası kalacaktır! 9) AKP bölgede ne demokratikleşme sağladı, ne feodaliteyi çözdü, ne kapitalizmi ekonomik reformlarla yaygınlaştırdı! Sadece kendine yalancı bir kazanç sağladı! Oysa bu kazanç tüm Türkiye’ye sağlanmalı ve devlet öncülüğünde hızlı bir sanayileşme programı uygulanmalı! Zaten bölgede bunun örnekleri var! 10) “Bölge kapitalistleşir ve demokratikleşme artarsa, Kürt milliyetçiliği uyanışı ve ayrılıkçı düşünceler daha hız kazanır” gibi, tamamen Batı’dan kopya (Belçika, Bask vb.) düşünceler ileri sürülüyor! Her düşünce kendi yerel koşullarına uygun gelişir! Buna karşılık, bunca İmparatorluk ve Türkiye devlet geleneği, devlethalk ilişkisi ülkede farklı bir kültüre sahiptir! Kültürel ve ekonomik özgürlükler ve bireysellik geliştikçe, Kürtlerde Türkiye ile bağların güçleneceğini ileri sürüyorum! 11) CHP’nin yeni Kürt ve Doğu açılımı önemli ve doğrudur! CHP yönetimine son seçimlerde yön veren düşüncenin Kürt politikası iflas etmiş ve CHP çökmüştür! Ülkeyi oylarında bütünleştirmemiş, bölmüştür! 12) Türkiye’nin bölünmesine sadece PKK ve şiddeti yardımcı olmaz! Aynı zamanda Türkler arasındaki “Kürtlere” karşı bölücülük fikri ve uygulamaları, buna daha fazla hizmet eder! Bunlardan bol miktarda çevrenizde görürsünüz, hatta sizi okuyanlar arasında da! ??? PKK terörü şüphesiz AKP’nin geçmiş beş yıllık iktidar döneminde azdı! Türkiye’ye yöneten çevrelerin, Kürt feodalitesi ile işbirliği, vahşi liberal ekonomi uygulamaları, Kürt yurttaşları aç ve kimsesiz bırakması, kültürel ve ekonomik açılımları birlikte sürdürecek bir politika ve düşüncenin yokluğu, PKK’yi güçlendirdi ve DTP’yi bile esir almasına yol açtı! Bugünkü durum, AKP’nin politikalarının sonucudur! Ben, Kürt ve Türk feodal çevrelerle kucak kucağa olan AKP’nin, ciddi ve Türkiye’den yana bir çözüm bulabileceğini umamıyorum! ÇOCUK VAKFI Taslak, çocuk haklarını yansıtmıyor ANKARA (ANKA) Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin, yeni anayasa taslağının çocuk haklarını sınırlı ölçüde yansıttığına ve çocuk haklarını kavrayışı yönünden yetersiz olduğuna dikkat çekerek yeni anayasanın çocuk hakları kültürüne dayalı bir içerikle hazırlanmasını istedi. Çocuk Vakfı Başkanı Şirin, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, yeni anayasada, yalnızca sorunlara atıf yapılan bir içerik yerine, devletin çocukla bütün yönleriyle sözleşme imzalamasının ve taahhütte bulunduğunu beyan etmesinin gerektiğini vurguladı. Sivil toplum örgütlerince “Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Platformu” kuruldu.(Fotoğraf: NİHAN İNAL) ‘Önlem önceden alınmalı’ İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi Avukatı Seda Akço, devletletin çocuk ihmali ve istismarı konusunda yeterince önlem almadığını belirterek “Devlet, çocukları korumaya yönelik önlemler alıyor. Ama çocukların ihtiyaçlarının giderilmesi doğrultusunda bir politika izlemiyor. Çocuk parkı, oyun sahaları gibi çocukların okuldan arta kalan zamanlarında vakitlerini değerlendirebilecekleri olanaklar daha çok oluşturulmalı. Kurum bakımı son çare olarak görülmeli” dedi. Çocuk Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, İstanbul Tabip Odası, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Umut Çocukları Derneği’nin de aralarında bulunduğu 20’ye yakın Sivil Toplum Kuruluşu, “Çocuk İhmal ve İsleşmeleri imkânsız. Bu nedenle bu kişilere, yasaların tanıdığı imkânlar kullanılarak en ağır ceza verilmeli. Ayrıca özgür kaldıklarında izlenmeliler” diye konuştu. tismarını Önleme Platformu” kurdu. Taksim’deki İstanbul Barosu Orhan Adli Apaydın Salonu’nda dün düzenlenen basın toplantısında devletin çocuklara yönelik yapılan taciz ve şiddet konusunda herhangi bir önlem politikasının olmadığına dikkat çekildi. ‘ABD’deki sistem esas alınmalı’ Mağdur çocuğun Avrupa ve ABD’de davanın dışında bir öğe olarak korunduğunu ve ifadesinin bir uzman topluluk tarafından bir kez alındığını belirten Asma, “Türkiye’de çözüm için hukuk, sağlık ve sosyal hizmet çok iyi işlemeli. Aslında bizde yasa buna uygun, tıp fakülteleri bunun eğitimini çok iyi veriyor. Doktorlarımız harika bu konuda. Ama bazı hâkimlerin bakış açısı ve sosyal hizmette eksiklikler büyük” dedi. Asma, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizde de ABD’deki sistem kurulmalı. İstismara uğrayan çocuk, tek bir merkeze başvurmalı. Burada, uzman psikolog, avukat, savcı gibi alanla ilgili birimlerden kişiler olmalı. Orada gerekli işlemler hemen yapılmalı, ifade de o anda alınmalı. Ardından çocuk olayın dışına çıkarılmalı. Türkiye’de saldırıya uğramış çocuklar SHÇEK tarafından korunma altına alınıyor. Ancak bu çocukların istismara uğradığı herkesçe biliniyor. Cinsel istismarı bir kere yaşamaları, her tür kötülüğe açık hale gelmelerinin gerekçesi oluyor.” Asma, çocuğa karşı cinsel istismarda bulunanların “pedofil” olarak tanımlandığını hatırlatarak “Pedofillerin, bilimsel bakış açısına göre iyi Riskler belirlenmeli Toplantıda konuşan Akço, 20 Kasım gününün Dünya Çocuk Hakları Günü olduğunu ve bu nedenle platformla çocuk ihmali ve istismarına yönelik önlem alınması konusunda bir başlangıç yaptıklarını söyledi. Hedeflerinin çocuklara yönelik riskleri tanımlayarak sorunun kaynağını bulmak olduğunu belirten Akço, “Sorunu sadece anne ve babaların yetersizliği ve tacizi veya şiddeti yapan kişinin davrilen “Ana Babalar için Rehber” adlı bir kitapçığın eğitim çalışmaları sırasında dağıtıldığını bildirdi. Kitapçıkta cinsel istismara uğrayan çocukların gösterebileceği davranışlar şöyle sıralanıyor: “Korku ve güvensizlik hisseder. Uyku bozukluğu yaşar ve kâbuslar görür. İştah kaybı ve yeme bozuklukları başlar. Nedensiz ağlamalar, kızgınlık ve huzursuzluk yaşar. Güvendiği kişiden ayrılma korkusu taşır. ranışına indirgeyemeyiz, sorun bir sistem sorunudur. Türkiye’de çocuklar şiddete veya tacize maruz kaldıktan sonra önlemler alınıyor. Çocukların şiddetle ve tacizle karşılaşmadan önlem alınması gerekli” diye konuştu. Son zamanlarda gündemde olan Kuzey Irak operasyonunun çocuklar üzerindeki etkisine de değinen Akço “Ortamın kendisi çocuklar bakımında riskli bir ortam. Çocukları mayınlardan uzaklaştıracak ve onları mayın konusunda bilinçlendirecek bir yöntemin olmaması hepimizin ortak suçudur. Doğu’da yaşanan savaş ortamı o bölgenin ve Türkiye’deki tüm çocukların gelişimleri ve psikolojileri bakımından oldukça olumsuz bir ortam yaratmaktadır” diye konuştu. Oyun oynarken istismar olayını canlandırır. Cinsel organları için yeni terimler kullanır.” Kitapta, çocuğu cinsel istismara uğramış ebeveynler için de şu önerilere yer veriliyor: “Soğukkanlı olun ve çocuğunuza inanın. Çocuğunuzu suçlamayın, suçlanacak olan bunu yapan yetişkindir. Uzmandan yardım isteyin. Güvenliğini sağlayın. Eskisi gibi sevgi gösterin. ” ‘Açık vurgu yapılmalı’ Hazırlanacak anayasada, temel yaklaşımı yansıtan bir madde yanında, genel çerçeve içindeki maddelerde de çocuk konusuna bütün boyutlarıyla ve açık biçimde vurgu yapılması gerektiğini belirten Şirin, şu ifadelere yer verdi: “Temel madde, çocuk anayasası kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin ana kriterleri olan yaşama, gelişme, korunma ve çocuğun görüşünün alınması yanında, çocuğun öncelikli yüksek yararı ve çocuğa karşı her tür ayrımcılığın önlenmesi ilkelerine yer vermedikçe anayasa, çocuk hakları kavrayışından uzak kalacaktır.” Yeni anayasa taslağının çocuk haklarını sınırlı ölçüde yansıttığını, çocuk maddesi ve içeriğinin çocuk hakları kavrayışı açısından yetersiz olduğunu bildiren Şirin şunları kaydetti: Ebeveynlere öneriler Asma, Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği tarafından cinsel istismara uğramış çocuğun tepkilerinin anlatıldığı ve ebeveynlere öneriler ve Başbakan Erdoğan, 800 bin öğrenciyi kapsayacak ‘af’ için talimat verdi CHP’den affa şartlı destek Okullar, tek kişilik sıra istiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yurt genelindeki ilk ve orta dereceli okulların büyük bölümünde halen ahşap yazı tahtası ile tebeşir ve ikiüç, hatta kimi okullarda dört kişinin oturmak zorunda kaldığı sıralar kullanılıyor. MEB Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığı’nın anketi, bu durumun öğretmen ve öğrencileri memnun etmediğini ortaya çıkardı. Başkanlığın, kendine ait internet sitesinde yürüttüğü anketlerden birinde, katılımcılara “Okul/kurumlarımız için en uygun ve kullanışlı yazı tahtası sizce hangisidir” diye soruldu. Ankete katılanların yüzde 62’si “Beyaz emaye yazı tahtası (asetat kalemli)” yanıtını verdi. Yanıtlarda ikinci sırayı “Renkli laminant yazı tahtası (tebeşirli)” alırken, onu 235 oyla “Beyaz laminant yazı tahtası (asetat kalemli)” izledi. Son sıradaki tercih ise 181 oy alan “Renkli emaye yazı tahtası (tebeşirli)” oldu. Sıralarla ilgili ankette ise “Okul/kurumlarımız için hangi sıra takımı daha kullanışlıdır” sorusu yöneltiliyor. Ankete katılanların yüzde 68’inin tercihi “tek kişilik sıra” oldu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, lise ve üniversitelerden atılan 800 bin öğrenciyi kapsayacak af için düğmeye bastı. CHP de affa “şartlı destek” veriyor. Üniversiteden ilişiği kesilen öğrencilerin, geçen günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yolunu keserek öğrenci affı istemesi üzerine, Erdoğan’ın konuyla ilgili çalışmalara başlanması için talimat verdiği öğrenildi. Okula dönüş için af çıkmasını bekleyen öğrenciler bugüne dek MHP, CHP ve BBP’yi ziyaret ederek destek istemişti. Öğrenci temsilcileri son olarak AKP İstanbul Milletvekili Edibe Sözen ile de görüştü. Öğrenci temsilcileri, AKP’nin öğrenci affının çıkması için çalışmaları son aşamaya getirdiği bilgisini aldıklarını belirttiler. AKP MYK toplantısında da konunun gündeme geleceği, Başbakan’a af teklifinin içeriği ve kapsamı hakkında bilgi verileceği ifade ediliyor. CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat 19801981 öğretim yılından itibaren üniversiteden atılan öğrencilerin affı için yasa teklifi hazırlamıştı. Af bekleyen öğrenciler de sürecin hızlandırılması için internet üzerinden imza kampanyası başlattı. “www. af2007.com” adresi üzerinden kampanya yürütüyor. ‘44. madde yetersiz’ “Yeni anayasa taslağının 44’üncü maddesinin gerekçesi ve üç fıkralık taslak madde, çocuk haklarını ve çocuk gerçekliğini açıklamaya yeterli değildir. Taslak madde, çocukların himayesi, görüşlerinin alınması, çocuğun yüksek yararı, çocuğun annebabasıyla ilişki kurma ve sürdürmesine değiniyor. Yaşama, gelişme hakkına yer verilmediği gibi, çocuğa karşı her tür ayrımcılığın önlenmesi ilkesi de taslak metinde yer almıyor. Bu haliyle 44’üncü madde ve gerekçesi çocuk hakları felsefesini yansıtmaktan uzaktır.” Şirin, Çocuk Vakfı’nın çocuk ve yetişkinlerin görüşleri doğrultusunda hazırladığı Anayasa İçin Çocuk Maddesi Önerisi Taslağı konusunda 31 Aralık 2007 tarihine kadar çocuk ve yetişkinlerin görüşlerinin alınacağını, son öneri taslak maddeyi gerekçesiyle birlikte kamuoyuna ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı’na sunacaklarını belirtti. obursali?cumhuriyet.com.tr CHP: İnceleyeceğiz CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li Özbolat’ın konuyla ilgili yasa teklifini anımsatarak “AKP’nin hazırlayacağı çalışmanın kapsamının ne olduğunu bilemiyoruz. Ancak, her alanda affın çıktığı bir ortamda okumanın önünü kesmeyi de doğru bulmuyoruz. İnsanlar eğitimlerini tamamlayabilmeli” dedi. AKP İstanbul Milletvekili Edibe Sözen ise kendisinin sınırlı bir aftan yana olduğunu belirterek “Henüz partimizin net bir kararı yok. Zamanlama olarak şu aşamada gündeme gelmiş değil” dedi. Çubukçu, 2003’te 425, 2004’te 460, 2005’te 615, 2006’da 530, 2007 Ağustosu’na kadar 181 olmak üzere toplam 2 bin 211 çocuğun evlatlık verildiğini belirtti. 2007’de 386 çocuğun, evlat edindirilmek üzere aile yanına yerleştirildiğini bildiren Çubukçu, aile ve çocukların, 1 yıllık izleme süreci sonunda evlatlık işlemlerinin tamamlandığını kaydetti. Devlet Bakanı Çubukçu, evlat edinmek için halen 2 bin 121 ailenin sıra beklediğini kaydederek şöyle devam etti: “Ailelerin istediği çocukların özelliklerine baktığımızda; ‘terk edilmiş ve özellikle hiç kimsesi olmayan, 01 yaş grubunda, öncelikle kız çocuğu ve sağlıklı olması’ şeklinde taleplerinin olduğunu görmekteyiz.” HALUK KOÇ TEPKİ GÖSTERDİ CHP’den jet hızıyla 16 bin üye ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP genel başkan adayı, Samsun milletvekili Haluk Koç, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) kararıyla 16 bin 204 kişinin üye yapıldığını ve bunlar arasında “uyuşturucu satmak ve adam yaralamaktan mahkum olanların bulunduğunu” savunurken, “Değişime direnenler korkuyor. Yenileşme talebinin önünde duramazlar” dedi. Haluk Koç, girişinde “Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi” tabelası bulunan çalışma bürosunda gazetecilerle sohbet etti. Toplantıya Ali Topuz ve Ali Arslan’ın yanı sıra bazı eski milletvekilleri de katıldı. Koç, partideki “hukuk katliamlarını” izlemek için Erbaşar Özsoy’un başkanlığında büro kurduklarını aktardı. Delege seçimlerindeki hukuksuzluğun, Genel Başkan Yardımcısı Eşref Erdem’in istifasıyla sonuçlanan Çankaya ilçesi ile sınırlı olmadığını kaydeden Koç, bir soru üzerine Erdem’i arayıp kutladığını, saptamalarını paylaştığını aktardığını söyledi. Koç, kurultay sürecinde temel hedeflerini, “parti içi demokrasiyi sağlamak, önce CHP’de sonra solda birlik; sosyal demokrasinin iktidara taşınması; kurumsal yenilenme; tüm ülkenin partisi olma; ülkeyi AB’ye taşıma; yurtta barış cihanda barış” olarak sıraladı. Erbaşar Özsoy, Kahramanmaraş’ta MYK tarafından üye yapılan bir kişinin eşini dövmek ve uyuşturucu satmaktan mahkum olduğuna ilişkin belgeyi basına dağıttı. Evlat edinme 2 bini aşkın aile sıra bekliyor ANKARA (AA) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan (SHÇEK), 2003’ten beri evlat edinilen 2 bin 211 çocuktan sadece 4’ünün geri verildiği bildirildi. Kadından ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman’ın, evlat edinilen çocuklara ilişkin soru önergesini cevaplandırdı. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle