18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr ‘Nathalie’ son kez sahnede ? Kültür Servisi Philippe Blasband’ın yazdığı, Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği ‘Nathalie’ bugün ve perşembe günü saat 20.00’de Doğuş Üniversitesi Kültür Merkezi’nde son kez sahnelenecek. Aldatma, bozulan ilişkiler, kadın ile erkeğin rollerini konu alan oyunda, Tilbe Saran ile Zuhal Olcay rol alıyor. (0216 544 55 55) 15 KONSERE İLGİ BÜYÜKTÜ Nilüfer Verdi’den ‘İzhar Projesi’ ? Kültür Servisi Türkiye’nin ilk kadın caz piyanisti Nilüfer Verdi, ikinci albümü İzhar Projesi ile bu akşam saat 21.30’da İstanbul Jazz Center’da. Verdi, ilk albümü Mânâ gibi ikinci albümü İzhar’ı da kadınlara adıyor. Akustik olarak kaydedilmiş dokuz tanesi enstrümantal, on parçadan oluşan albümdeki yedi yapıt Nilüfer Verdi imzalı. İzhar’da Verdi’ye gitarda Kamil Özler, kontrbasta Kağan Yıldız, davulda Nedim Ruacan eşlik ediyor. (0 212 327 50 50) Gang Gang Dance Babylon’da ? Kültür Servisi Brooklyn’li deneysel müzik topluluğu Gang Gang Dance, Babylon’da sahneye çıkacak. Gecede Gang Gang Dance`tan önce sahne alacak isim ise zamansız melodileriyle deneysel müziğin yeni ve parlak sesi Proudpilot. Kaybolacağınız bir müzikal yolculuğa çıkacaksınız! Etkinlik yarın izlenebilir. (www.biletix.com) Boris Berezovsky dinleyenleri büyüledi Kültür Servisi Dünyaca tanınmış piyano virtüözü Boris Berezovsky, 23 Ekim’de rahatsızlığı nedeniyle gerçekleştiremediği konserini önceki akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda verdi. Kendine has üslubu ve hassaslığıyla piyanonun tuşlarını konuşturduğu konsere ilgi büyüktü. Sanatçı konserde, Chopin’in en güçlü ve en mükemmel olarak kabul edilen baladlarından, 1836’da yayımlanan “Op. 23 sol minör” birinci baladını, Liszt’in piyano için yazdığı tek sonat olan, “Tanrısal soylulukta bir yapıt” olarak nitelendirilen “si minör sonat”ını ve Mussorgsky’nin mimar ve ressam Hartmann’ın anısına, onun sergide yer alan 10 tablosunu yorumladığı “Bir Sergiden Tablolar”ı seslendirdi. Berezovsky, ilk başarısını1988 yılında Wigmore Hall’da sahneye çıktığı Londra’da elde etti. 1990’da Uluslararası Çaykovski Yarışması’nda Altın Madalya kazandı. Birçok ünlü orkestra ile birlikte konser solisti olarak çalışan, konser ve festivallere düzenli olarak katılan Berezovsky, 2006’da “BBC Müzik Dergisi Ödülleri”, 2005’te “Choc de la Musique”, “Gramophone” ve “Echo Classic” ödüllerine değer görüldü, Diapason d’Or’dan ise 4 yıldız aldı. Bu yıl altıncı kez düzenlenen Artistanbul 18 Kasım’a dek Salıpazarı’nda 5 No’lu Antrepo’da Sanat dolu günler... Kültür Servisi Bu yıl altıncısı gerResim, heykel, fotoğraf, yerleştirme, çekleşen Artİstanbul Sanat Günleri sa dijital sanat, gravür/kâğıt üzerine işler, natseverlerle buluşmaya devam ediyor. video, grafik çalışmalar ve sayılı baskı18 Kasım’a dek sürecek olan Artİstanbul lar dallarında çağdaş Türk sanatçıları ve 2007, İstanbul Bienali’ne de evsahipliği dünyanın önde gelen sanatçılarının yapıtyapan Karaköy 5 No’lu larına ev sahipliği yapan Antrepo’da sanatseverleArtİstanbul 2007’ye katı? Etkinlikte ri bekliyor. Sanat Galerilan galeriler, sanatçıların Türkiye’nin sanat cileri Derneği, dDf – yapıtlarını dünya ölçütleDream Design Factory rinde hazırlanan sergilesektörüne ayrılan ve İstanbul Büyükşehir me ünitelerinde sanatsepazarı genişletmeyi, Belediyesi işbirliğinde, ulusal ve uluslararası verlerin beğenisine sunaridf Uluslararası Fuarcılık ken; genç sanatçıların kakoleksiyonerler ile A.Ş. ile hayata geçen ettılımıyla düzenlenen yakinlik, uluslararası boyu yurtiçi ve yurtdışından rışmalar, önemli koleksigalerileri ve tuyla ülkemizin en önemyonerlerden seçki sergiler sanatçıları bir araya li sanat platformlarından ve sanata katkı ödülleriygetirmeyi ve yeni biri olma özelliğini taşıle Artİstanbul 2007’nin yor. İlginin çok büyük oliçeriği daha da zenginlekoleksiyoncular duğu Artİstanbul 2007, şiyor. İstanbul Bienali’nin kazandırmayı Türk sanatçılarının yurtgeleneksel yapılarından hedefliyor. dışına açılmasında köprü biri haline gelen Salıpagörevi üstlenmeyi, Türzarı Antrepoları, merkezi kiye’nin sanat sektörüne ayrılan pazarı konumu, endüstriyeltarihi dokusu ve genişletmeyi, ulusal ve uluslararası ko ulaşım kolaylığıyla tüm dikkatleri üzerileksiyonerler ile yurtiçi ve yurtdışından ne çekiyor. Ayrıca antrepoların İstanbul galerileri ve sanatçıları bir araya getir Modern Sanat Müzesi’nin yanında yer meyi ve yeni koleksiyoncular kazandır alması, çağdaş sanat adına önemli bir simayı hedefliyor. nerji ortamı yaratıyor. Paris’te süren 34. Sanat Fuarı çağdaş oluşumlara daha açık ‘Fiac’tan izlenimler KAYA ÖZSEZGİN ağdaş sanat fuarlarının öncülerinden biridir “Fiac”. En fazla ses getiren bir fuar olması, çağdaş sanat eğilimlerinin odaklandığı Fransa’da düzenlenmesi kadar, dünya ülkelerinin orada tanıtım ve pazar şansı aramasıyla da ilgilidir. Daha önce Paris’in uzak bir semtine taşınarak kitle ilgisinden bir ölçüde kopmuş görünen fuar, 34’üncüsünün yapıldığı bu yıl, eski yıllarda olduğu gibi gene merkezi ve saygın mekânlara (Grand Palais, Louvre’un Kare Salon’u ve Tuilerie) gelmekle, tarihsel işlevine de sahip çıkmış oluyor. Güncel olayların, politik gelişmelerin yoğunlaştığı, SarkozyCecilia çiftinin boşanma dedikodularının çevreyi sardığı, metro grevinin sürdüğü, rugby maçlarına ilginin arttığı bir döneme rastlaması, fuarın önemine hiç de gölge düşürmemişti. Ziyaretçi kalabalığı da bunu yeterince gösteriyordu. Gencinden yaşlısına herkes, basında çıkan, özellikle satış olanaklarının daha çok Fransa dışından fuara akın ettikleri öne sürülen alıcı kesimle (“art busines” bu kez de belirleyici) canlandığına dair yorumların da etkisiyle, standlar arasında gezinip duruyor, dikkatlerine takılan bir şey gördüklerinde orada oyalanıp zaman ayırıyor, yeni eğilimleri daha yakından anlayıp kavramaya çalışıyorlardı. Fuarların genel görünüşü, kuşkusuz burada da geçerliydi. Genel anlamda “çağdaş” ve “modern” gibi iki ana kategori çevresinde gruplandırılan, ama ayrımlara o kadar da itibar edilmeyen işler, bu kez, beklentilerin aksine, teknolojik olgulara fazlaca açık görünmüyordu. Örneğin video art örneklerine ya da benzerlerine fazla rast Ç lanmıyordu. 23 ülkeden (Türkiye yine yok) 179 katılımcı galerinin yer aldığı fuar, seçkinliği hedef almakla beraber, bu tür etkinliklerin doğasından kaynaklanan çeşitlilikle kendini açığa vuruyordu. Bu çeşitlilik içinde, katılımcı ülkelerin yerel kültürlerinden kaynakla ların bu özelliğe vurgu yapmaları, gene fuarların doğal yapısından gelen özellikler göz önüne alındığında, biraz abartılı görünebilir. Ama altı çizilmesi gereken asıl özellik şudur kanımca: “Fiac” da kendini yenileme ve çağdaş oluşumlara daha büyük ölçülerde katkıda bulunma çabasındadır. Bu fuarda bunu gözlemleme olanağı var. Her yıl olduğu gibi bu yıl da yeni isimlerin yanında tarihsel misyona sahip bilinen isimler (Dubuffet, Gabo, Sol Lewitt, Hockney, Rodchenko, Caro, Malevitch, Fabre, özellikle de birkaç yerde karşımıza çıkan Viallat vb.) var kaçınılmaz olarak. Yine bu anlamda gruplar da fuarı biçimlendirenler arasında dikkat çekiyor. ‘Her Yüzde Bir Mutluluk’ ? Kültür Servisi Şizofreni hastalarının topluma katılmasını sağlamak amacıyla Şizofreni Dernekleri Federasyonu ve Sanovel işbirliğinde Beyoğlu Cezayir Restoran’da bir basın toplantısı yapıldı. “Her Yüzde Bir Mutluluk” adlı kampanyanın açılış konuşmasını Sanovel yöneticilerinden Mehmet Kanbolat yaptı. Şizofreni hastalarının yaptığı resimlerden örneklerin ve gerçek hastaların oynadığı bir belgeselin tanıtıldığı toplantıda Kanbolat, bu tür çalışmalarla ‘toplum sağlığına’ katkıda bulunmanın önemini vurguladı. Türkiye’nin her tarafından toplanan resimlerin küratörlüğünü ise ünlü sanatçı Mehmet Güleryüz yaptı. Etkinliğin bu yılki izleği ‘Kültürlerarası Hoşgörü’ YAVRU FUAR... Fuarların, rekabetten kaynaklanan çoğalımı, bizde de örneklerine tanık olduğumuz gibi bu yıl yeni bir “yavru” fuarın devreye girmesiyle kendini gösterdi: Çeşitli nedenlerle “Fiac”tan dışlanan galeriler, Paris Belediyesi’nin kendilerine ayırdığı, Petit Palais ile Concorde arasındaki 3500 metrekarelik alanda, birbirine bağlı iki dev çadır içinde alternatif bir fuPeter Parkanyi Raab’ın ‘RiteRite’ ar oluşturuyorlardı. Çoğunluadlı ahşap yontusu. ğunu Fransa’dan galerilerin oluşturduğu bu protestocu nan çizgiler, Uzakdoğu dışında, topluluk, kendilerine bir de isim çok da öne çıkmıyor; David bulmuşlar: “Les Elysees de Tart”. Bu yılki fuarın bir başka şansı da Mach’a ait dev goril heykeli, bu yıl fuarın benimsenmiş simgesi hemen yanıbaşındaki Courbet serolarak görünüyor, fuarın iddialı gisi ile Lüksemburg’daki Arcimtavrıyla bu heykel arasında ilişki boldo, Pompidou’daki Giacometti olduğu izlenimi belleklerde yerini ve Jacquemart Andre’deki Fragonard sergileri gibi önemli etkinlikalıyordu. “Fiac”, bundan dolayı, bugüne lerle buluşmuş olması. Ama daha kadar düzenlenenlerin en ‘kozmo da önemlisi, uyandırdığı yankı ve polit’i diye tanımlanıyor. Fransız amacına ulaşması. Karikatür festivali’ne geri sayım Kültür Servisi Yeni Yüksektepe Kültür Derneği, geleneksel olarak düzenlediği İstanbul Uluslararası Karikatür Festivali’nin 5.’sinde “Kültürlerarası Hoşgörü” konusunu işliyor. Festivalde, dillerin farklılığını aşan karikatür sanatıyla; felsefi hayatı yansıtan “Kültürlerarası Hoşgörü” gündeme getirilerek, günümüzde insanlığın gereksinim duyduğu erdemlerin anımsatılması amaçlanıyor. UNESCO tarafından belirlenmiş, 15 Kasım’da kutlanacak olan Dünya Felsefe Günü ve 16 Kasım’da kutlanacak olan Dünya Hoşgörü Günü ile aynı tarihlerde festivalin düzenleniyor olması, bu etkinliğe ayrı bir önem kazandırmakta. Festivale şu ana kadar 43 ülkeden 145 karikatürist, 448 yapıtıyla katılmış. Hoşgörü konulu festival sergisi Caddebostan Kültür Merkezi’nde 22 Kasım 2007’ye kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. (0216 336 36 11) Kültür ve Edebiyat dergisi ? Kültür Servisi Şair İbrahim Tığ yönetiminde yayına hazırlanan ‘ŞEHİR’ kültür ve edebiyat dergisinin 28. sayısı (Kasım2007) çıktı. Şiir ağırlıklı derginin yeni sayısında Mehmet Güler’in ‘Cengiz Aytmatov ve Onun Şaşı Okurları’ başlıklı eleştirisi, ‘Parkta Soğuktu Gece’ öyküsüyle Erdal Atıcı ve yeni öykücülerimizden Kubilay Bürgan ‘Rıhtımda Kalan’ öyküsü ile dikkat çekiyor. Çeşitli şairlerin de şiirlerinin yer aldığı ‘ŞEHİR’ dergisi, kitabevi ve bayilerden temin edilebilir. ‘Küçükpazar’ belgeseli ? Kültür Servisi Yönetmenliğini ve yapımcılığını TRT Ankara Televizyonu Belgesel Programlar Müdürlüğü’nden Zafer Akturan’ın üstlendiği “Küçükpazar” adlı belgesel filmi, 16 Kasım Cuma günü saat 17.30’da Sultanahmet’teki İslam Eserleri Müzesi’nde gösterilecek. Filmin özgün müziklerini yapan Metin Kahraman’ın dinleti sunacağı etkinlikte, babası 15 yıl bekâr odalarında yaşayan Altan Bal’ın “Bekâr Odaları” adlı fotoğraf sergisi de izlenebilecek. GÖSTERİ 1718 KASIM’DA SAHNELENECEK Rus Devlet Balesi ‘Giselle’le CRR’de Kültür Servisi Rus Devlet Balesi, 1718 Kasım günleri saat 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda romantik balenin başyapıtlarından “Giselle”i sahneleyecek. Librettosunu Jules Henri Vernoy de Saint Georges ve Theophile Gautier’nin yazdığı, müziğini Adolphe Adam’ın yaptığı yapıtın başkoreografı Viatcheslav Gordeev. Giselle, bir köylü kızın, soylu bir erkeğe âşık olmasını ve yaşadığı aşk acısıyla intihar etmesinin öyküsünü anlatıyor. Rus Devlet Balesi, üstün başarısı ve “Giselle”in estetik duyarlılığıyla seyircileri duygusal ve büyülü bir dünyaya sürükleyecek. “Rus Devlet Balesi”, 2 ay süren Almanya turnesinde 100 binin üzerinde izleyiciye ulaştığı için “Altın Bilet”, göstermiş oldukları başarı için “Yılın En Muhteşem Performansı” gibi ödüllere değer görüldü; Batı Avrupa Emprezaryo Birliği tarafından da “Yılın En İyi Bale Topluluğu” olarak nitelendirildi. ABD, Fransa ve Meksika’daki birçok kent ise “Rus Devlet Balesi” dansçılarını onursal vatandaşları olarak seçti ve New Orleanslılar, “Rus Devlet Balesi Günü” adını verdikleri bir günü topluluk için tatil ilan etti. “Rus Devlet Balesi”, izleyicilerine hem geleneksel, hem de yeni koreografların yarattığı klasik ve modern baleden oluşan zorlu bir program sunuyor. Özellikle Gordeev’in folk ve Lionel Richie’nin “Hello” adlı şarkısı gibi pop şarkılarına yer verdiği repertuvarını izleyiciler her zaman coşkuyla karşılıyor. Aydın Esen Ghetto’da ? Kültür Servisi Aydın Esen, 15 Kasım akşamı saat 22.00’de Ghetto’da sevenleriyle buluşacak. Türkiye’nin yetiştirdiği dünya çapında en ünlü müzisyenlerden biri olan Aydın Esen, iki yaşında piyano çalmaya başladı. İstanbul Devlet Konservatuvarı piyano ve kompozisyon bölümlerinden mezun olduğunda caz müziği, çağdaş klasik müzik ve ana akım müzikleri bir araya getiren kendine has bir tarz ortaya koymaya başlayan Esen, Miroslav Vitous’dan Anthony Jackson’a, Peter Erskine’den Dave Liebman’a dünya çapında ünlü birçok besteci ve sanatçıyla aynı sahneyi paylaştı ve 10’dan fazla albüme imza attı. CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle