19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EKİM 2007 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y PB 24 20 22 18 21 21 24 22 23 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB PB PB PB PB PB PB Y 25 25 25 22 24 21 23 21 26 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB B B B PB PB PB 29 29 27 28 25 26 20 19 18 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege ve Batı Akdeniz yağmurlu ve sağanak yağışlı. Diğer yerler az bulutlu geçecek. Yağışlar Marmara’nın batısı, kıyı Ege ve Denizli çevrelerinde etkili olacak. Hava sıcaklığı yurdun doğu kesimlerinde 24 derece artarken, Marmara ve Ege’de yağışla birlikte 24 derece azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo B 9 Helsinki B 9 Stockholm B 10 Londra B 12 Amsterdam PB 10 Brüksel Y 8 Paris PB 9 Bonn B 6 Münih Y 8 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB Y Y Y Y Y Y Y Y 10 13 23 7 16 15 18 22 9 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB PB PB PB PB PB PB Y A 11 21 6 25 19 19 18 33 31 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada 12 askerimizin PKK baskını ile şehit olduğu haberi, pazar günü sabahın erken saatlerinde bütün iletişim organları kanalıyla duyuruldu. Fakattt; 11’inci, oyunu kullanmak için üstelik devletin özel uçağıyla Kayseri’ye gitme kararından vazgeçmedi. İstanbul’da bulunan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı sıfatını taşıyan RTE ise hemen başkente dönerek Cumhuriyet hükümetinin görev başında olduğunu kanıtlamak gereğini duymadı. Bunlar yetmiyormuş gibi RTE’nin, Çankaya Köşkü’nde iki buçuk saat süren, terör zirvesi diye adlandırılan toplantıdan sonraki açıklamalarında öncelik verdiği konu referandum oldu. Referandum sonuçlarını açıklarken gözleri parlıyor, her sözcüğü büyük bir zevkle, zafer kazanmış bir komutan gibi altını çizerek söylüyor ve sonra “günün diğer konusuna” geçiyor: 12 askerimizi şehit eden PKK saldırısına. Dakikalarca süren sudan, tam bir laf salatası. Kararlıyız da, kinimiz, öfkemiz büyük de.. falan filan. Son saldırı şayet söylediği gibi bardağı taşıran son damla ise, ulusun sabrı kalmadı, ne yapacaksan söyle de PKK’ye karşı ayağa kalkan halkımız rahat bir nefes alsın, diye bağırası geliyor insanın… Yok, hayır. Söylemedi, söyleyemez. Bir söylediği bir söylediğini tutmuyor. “Türkiye’nin herhangi bir yerden izindi, şuydu buydu ihtiyacı yok” diyor; beri yandan kasım ayı başında Beyaz Saray’da görüşeceği Başkan Bush’la PKK terörüne karşı ne yapılabileceğini konuşacağını, daha açıkçası ABD’nin Kuzey Irak’a askeri harekâta izin verip vermediğini saptamaya çalışacağını ifade eden söylemlerde bulunuyor. ??? Kamuoyundaki heyecanı ve tepkiyi yatıştırmak için tezkereyi Meclis’ten geçirdi. Geçirdi ama, askere göndermesi gereken yazılı politik talimat ortada yok. Olamaz da. Bu hükümet Kuzey Irak’ta ne yapacağını bilmiyor. Tezkerenin hedefini özenle PKK’ye karşı bir önlem diye takdim ediyor. Oysa Kuzey Irak’ta düşman bir değil iki: PKK ile Barzani! Hâlâ askeri bir harekâtın Barzani’ye karşı olmadığı güvencesini veriyor… Hem içimizdeki düşmana hem de dış dünyaya. 12 şehit olayından sonra Barzani ve ikiyüzlü Talabani’nin açıklamaları, hükümetin tezkere ile birlikte izlediği politikanın beş paralık değeri olmadığını kanıtladı. Barzani, Ankara’yı, PKK terörünü sona erdirmenin siyasal uzlaşmadan geçtiğini, Talabani ise PKK elebaşlarının teslim edilmesi koşuluna, değil bir PKK’liyi, PKK’linin kedisini bile teslim etmeyeceklerini açıklayarak yanıtladı. Yalancı kimliğindeki bu adamı, Talabani’yi, Çankaya’daki 11’inci Türkiye’ye resmen davet etmeye, kırmızı halı üzerinde yürütüp Türk askerinin, katillerin suç ortağı konumundaki bu ikiyüzlü adama selam durmasını sağlamaya hazırlanıyordu. ??? 11’inci, Kayseri’de, azgınlaşan PKK terörünü “akılla çözeceklerini” söyledi; İstanbul’daki RTE, telefonla devleti yönetmeyi sürdürdü. Tezkerenin asıl amaçlarından biri olan sıcak takibin bu adamların elinde soğuk takibe dönüştüğünü gördük. Olay bir gece söylendiğine göre saat 00.20 dolaylarında gerçekleşti; bu hükümet ile cumhurbaşkanları, olay duyulur duyulmaz askere eski Terörle Mücadele Özel Temsilcisi Edip Başer’in tabiri ile“öncelikle bu köpek sürülerini” geldikleri topraklara kadar hemen, derhal kovalamayı içerecek sınır ötesi sıcak takip kararı verecekleri yerde, terör zirvesini 24 saat sonraya aldılar. Görünen hedef sadece PKK değil, PKK’nin müttefiki, terörü himaye eden, kışkırtan, boyuna bosuna bakmadan Türkiye’ye durmadan posta koyan Ertuğrul Özkök’ün bile dayanamayıp düşman ilan ettiği Molla Mustafa’nın oğlu, Ankara kapılarında dolar ve silah dilencisi Mesud Barzani! Bir iki gün daha süre isteyen muş mu puş mu her ne ise.. bir de işte o! Sen ey RTE; bu akılla gidersek askere… ??? K. Irak’a dokunmuyorsun, PKK’nin sınırı geçmesini demokratik düzen içinde engellemeyi başaramıyorsun; hiç değilse Irak sınırını güvenceye al be adam! Bir önlem, ama nasıl önlem mi? Al sana önlem: Irak’la sınırı olan iki ilde (Hakkâri ve Şırnak’ta) derhal sıkıyönetim ilan etmek ve dışarıdaki düşman kadar içimizdeki düşmanlara karşı savaş vermek! Tezkereye, sınır ötesi harekâta karşı çıkamayanlar, kimi ilim irfan sahipleriyle köşe yazarları şimdi, operasyonu önlemek için fırsat buldular. Ekranlarda, “PKK bu saldırıları yaparak Türkiye’yi K. Irak bataklığına çekmek istiyor” diyorlar. BarzaniTalabani “gelme” diyor, içimizdeki Barzani’ler, Talabani’ler “gitme” diyor. Demokratik özgürlüklerin bedeli bu: İhanet! PKK, Kürt yönetimi ile DTP’nin diyalogda muhatap kabul edilmesini istiyor GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Teröristlerin tuzağı MEHMET FARAÇ DİYARBAKIR Hakkâri’de 12 askeri şehit eden PKK’lilerin, 8 askeri ise hava saldırılarından korunmak ve siyasal beklentilerinde koz olarak kullanmak üzere kaçırdıkları ileri sürülüyor. Askerleri kalkan olarak kullanan teröristler, Talabani ve Barzani’nin önceki gün yaptığı uzlaşma çağrılarına “siyasi çözüm” talebiyle yanıt veriyor. Güneydoğu’da ise terörün yarattığı yılgınlık, çaresizliğin sınırsız girdabında kilitleniyor. Dağlıca bölgesinde 12 askerin şehit edilmesi batı kentlerinde infiale yol açarken, Güneydoğu’da hâkim olan endişeyi de doruğa çıkarıyor. Bölge insanının terörden kaynaklanan yılgınlığı artıyor, çaresizlik ancak suskunlukla dışa vuruluyor. Bölgenin en büyük kenti Diyarbakır’da yayımlanan Güneydoğu Ekspres gazetesi, “Vahşet: 12 fidan kesildi, 16 fidan kırıldı” manşetinin altında “İtidal...” diyerek terörün “ağır bir sosyal travmaya yol açtığı”na dikkat çekiyor. Bu başlık siyasal beklentilerini teröre endeksleyenler dışında aslında bölge halkının çok büyük bölümünün duygularını da yansıtıyor. Kent sokaklarında konuştuğumuz Diyarbakırlılar, “Bıktık artık” diye isyan ediyor, ülkenin tüm etnik gruplarının geçmişte olduğu gibi kardeşçe birbirlerine sarılması gerektiğini vurguluyor. Ancak tüm bunlara karşın son 15 günde 25 askeri şehit eden PKK bu yılgınlığı görmek istemiyor. Toplumda yaşanan kaosu göz ardı eden örgüt, 23 yıldır kanla çizmeye çalıştığı siyasi haritaya yeni güzergâhlar eklemek istiyor, terörü tuzak olarak kullanmaya devam ediyor! sıyla dışa vuruyor. Barzani’nin öncek gün Hewler’de Talabani ile birlikte, Türkiye’nin “barışçıl bir plan sunmasını” istemesi de PKK’nin bu planına hizmet ediyor. Örgüt, yan kuruluşlarından Kürdistan Toplumlar Birliği (Koma Civaken Kurdistan KCK) aracılığıyla “siyasi çözüm projesini görüşmeye hazır olduklarını” duyurarak adeta alay ediyor! PKK, salt iki peşmerge liderinin çağrısına sarılmıyor, Kuzey Irak’taki federal hükümet ile TBMM’deki DTP’lilerin bu konudaki bir diyalogda muhatap kabul edilmesini de istiyor. Örgüt, Kuzey Irak’taki kukla devlet ile DTP arasından çıkış bulmaya çalışıyor. Bu çağrılar, PKK’nin “şiddet yoluyla siyaset”i dayatma stratejisini bir kez daha deşifre ediyor. Yani örgüt hangi koşulda olursa olsun, siyasi çözüm uğruna eylemlerin süreceği tehdidini de savurmuş oluyor. Dağlıca’daki saldırı sonrası 8 askerin kaçırılması da bu tuzak, tehdit ve dayatma politikasına hizmet ediyor. Örgüt yoğun çatışmalara rağmen hem saldırı sonrası gelişecek hava operasyonlarından etkilenmemek hem de siyasal çıkarlarında baskı unsuru olarak kullanmak için 8 askeri kaçırmayı göze alıyor. Askerlerin, TSK birliklerinin sınır ötesi operasyon düzenleyeceği Kandil Dağı ve çevresindeki PKK karargâhlarında kalkan olarak kullanılacağı tahmin ediliyor. Hatta 12 askerin şehit edildiği son saldırının salt rehine almak üzere gerçekleştirildiği ihtimali de ağırlık kazanıyor. Bu olasılık örgütün aslında nasıl bir çaresizlik içinde olduğunu gösteriyor. PKK, eylemle aynı zamanda uluslararası kamuoyuna bölgede bir savaş olduğu izlenimi de vermeye çalışıyor. Korku ve kalkan!.. Nitekim bu tuzağın bir başka boyutu da askerlerin kaçırılma Saldırının üç nedeni... Mayınlı saldırılar, tuzaklar, vurkaç eylemleriyle hedefine ulaşamayan PKK, 200’den fazla militanla saldırı gerçekleştirerek güçlü ve organize olduğunu vurgulamaya çalışıyor. Kalabalık gruplar yalnızca bu endişeyi değil örgütsel çözülme ve yılgınlık ekseninde PKK’ye yönelik olumsuz propagandayı da yıkmayı amaçlıyor. Aynı zamanda bu kitlesel saldırı yöntemi, örgüt tabanına sınır ötesi operasyonun püskürtülebileceği yolunda anlamsız ve sonuçsuz bir mesajı da iletiyor! Geçmişte PKK içinde uzun süre mücadele veren bir kaynağın mail aracılığıyla yaptığı uyarılar örgütün son eylemlerinin belki de en önemli gerekçesini anlatıyor: “Amaç, Türkiye’de etnik milliyetçiliği körüklemek, TürkKürt çatışması yaratarak,Türkiye’yi terör batağının içine çekmektir. Son dönemde yaşanan mantık, ‘terör için terör’ amacı taşıyor.Asıl gözden kaçırılmaması gereken nokta, marjinalleşen ve tabanını kaybeden PKK’nin, bugün paramiliter ve taşeron bir örgüt haline geldiği gerçeğidir. Kalıcı çözüm; PKK’nin, terörle mücadele konsorsiyumu tarafından tek hamlede tasfiye edilmesidir!” OPERASYONLAR SÜRÜYOR Hakkâri’de 12 askerin şehit olduğu saldırı sonrasında bölgede operasyonlar sürüyor. Teröristlerin kaçış güzergâhını oluşturan Oramar olarak adlandırılan 250 kilometrelik dağlık sınır kesimine sürekli askeri personel, araç, mühimmat ve korucu taşınıyor. Tüm sınır kesimine obüs olarak adlandırılan uzun menzilli toplar da gönderildi. (REUTERS / AP) pılması gereken bu yerin kapatılmasıdır. Tek başına terörün, teröristin aktığı yeri kapatmak da yetmez, bir daha akmaması için de her şeyin yapılması gerekir. Soruyla girdik, öyle devam edelim: Barzani ve Talabani neden bu kadar rahat? Şundan: 1 Saldırının üzerinden saatler geçtiği halde Türkiye’de hükümetin hâlâ kılını bile kıpırdatmamış olduğunu gördüler. Böylece AKP’nin Irak’a girme iradesinin olmadığını bir kez daha fark ettiler. 2 ABD; siz üzülmeyin aslanlarım, Türkiye size bir şey yapamayacak, garantisi verdi. Bunun üzerine sahneye çıkan ikili, “PKK terörist değildir” diye başlayıp, “Türkiye’ye kedi bile vermeyiz” diye devam ettiler. Son iki günkü tablo dileriz herkese şunu öğretmiştir: PKK ne ise Barzani ve Talabani de odur! ??? Son saldırılar karşısında BarzaniTalabani ikilisinin tutumuyla birlikte ErdoğanGül ikilisinin terörle mücadele yöntemi bir kez daha çöktü! ErdoğanGül, Talabani’ye her görüşte sarılıp, “Dostum, kardeşim” diye yaklaşmıştı. 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Talabani’yi devlet başkanı olarak davet etmesi için bastırmışlardı. Sezer, “Talabani, Türkiye’ye tamamen güven verecek bir çizgiye gelmeden, davet etmem” demişti. ErdoğanGül ikilisi de “Uluslararası ilişkilerin güzelleşmesini engelliyor” diye Sezer’e ters düşmüştü. Haydi bakalım, buyursunlar “kardeşleri” Talabani’yi Türkiye’ye davet etsinler! Erdoğan’ın önceki gün öğle saatlerinden gece yarısına kadar terörle ilgili yaptığı her saptama yanlıştı. “Öfke ve kin doluyuz ama, içimize hapsetmeliyiz” diyor. Hayır, bizim önde gelen duygumuz, içine düştüğümüz durumdan çıkma çabası ve kararlılık olmalı. “Bedel ödemeye hazırız” diyor. Hayır, bizim bedel ödemeye değil, ödetmeye hazır olmamız gerekli! ??? Şu saptamayı yapmakta yerden göğe kadar haklıyız: Türk toplumu hükümetten daha kararlı ve duyarlı! Bakanlar Kurulu olaydan saatler, günler sonra toplandı. Toplum ise olayın duyulmasıyla birlikte tepkisini ortaya koymanın yollarını aramaya başladı. İşte en önemli durum bu: Toplum duyarlılığını nasıl gösterecek? Bize göre bir toplum için en kötü durum, duyarlılığını tümüyle yitirmesidir. En iyi durumsa elbette duyarlılığını bir hedefe dönük olarak harekete geçirmesidir. Böylesi günlerdeyiz... Türkiye, 21. yüzyılda bütünlüğünü koruyup ileriye yürüyecekse bunun ilk şartlarından biri şudur: İç düşman üretmemek! Bu bağlamda kimilerinin iddia ettiği gibi asıl bataklık Irak’a girmek değil; birbirimize girmektir! Böyle bir tablo ortaya çıktığı gün, bataklığın tam ortasına saplandık demektir. Terörü bütün bir ulus olarak kınamalı, özellikle büyük kentlerimizde farklı bölgelerden göç edenlere farklı gözle bakmamalıyız. Bunu sağlamanın başlıca yolu, hükümetin topluma güven verici adımlar atmasıdır. Bu olmuyorsa, örgütlü kesimlerin bu yapıya öncülük etmesidir. Erdoğan’dan şu aşamada bunu beklemek zor. Hâlâ, 5 Kasım’da Bush’la yapacağı görüşmeye umut bağlıyor. Yoksa Erdoğan için şöyle bir tanım mı üretmeli: Bush’ta gezer! ankcum?cumhuriyet.com.tr Muhalefet liderleri Köşk’e çıktı. Baykal ‘zaman yitirilmesin’ uyarısı yaptı: Kullanılmayan güç, güç değildir ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Hakkâri’deki terör saldırısının ardından dün muhalefet liderleri ile görüştü. Gül, önce ana muhalefet lideri Deniz Baykal’ı kabul etti. Görüşme yaklaşık 35 dakika sürdü. Gül daha sonra MHP lideri Devlet Bahçeli, DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, DSP lideri Zeki Sezer, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve ÖDP lideri Ufuk Uras’ı kabul etti. Baykal ve Bahçeli, çıkışta açıklama yapmak yerine, partilerinin genel merkezlerinde açıklama yapmayı tercih ettiler. Baykal, “Gül’ün girişiminin terör karşısında bir milli politika oluşturulması açısından yetersiz olduğunu” vurgularken “milli platform, milli politika oluşturulması” çağrısını yineledi. Baykal, Türkiye’nin bölgenin, Avrupa’nın ve dünyanın çok önemli bir askeri gücüne sahip olduğunun altını çizdi ve “Türkiye böyle bir silahlı kuvvetleri bu durumlara düşmemek için hazırlamıştır. Türkiye’nin güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olmanın, eğer Türkiye’ye kazandıracağı bir şey varsa, işte şimdi ona ihtiyaç vardır. Zamanında kullanılmayan güç, güç değildir. Türkiye gücünü eğer bir gün kullanma durumunda olacaksa, o gün artık Türkiye için gelmiştir” dedi. Baykal, “Harekete geçmenin bedeli vardır, ama harekete geçmemenin be IŞIL ÖZGENTÜRK ? Baştarafı Arka Sayfada kişilik timin topraklarımıza girdiği, her türlü üstün haber alma teknolojisiyle donatıldığını düşündüğüm istihbarat birimleri tarafından neden tespit edilemiyor? Bu, istihbarat birimlerinin çok açık bir zaafı. Adamlar 250 kişilik bir grup halinde giriyor, köprü uçuruyor, mevzi alıyor ve istihbarat birimleri hiçbir tespit yapamıyor. Yoksa köstebekler mi var? Uzmanların sözlerini dinledikçe sorular artıyor; öğrendiğim kadarıyla, daha önce yapılan sınır ötesi operasyonlardan kısmi faydalar sağlanmış. En azından “Türkiye Cumhuriyeti buradadır” denilmiş. PKK moral açısından zayıflatılmış.. ama şimdi yapılacak bir operasyon o kadar da kolay gözükmüyor. Çünkü görülen o ki, PKK yani ABD, Türkiye’yi Kuzey Irak’a çekmeye çalışıyor. Sokaktaki çocukların bile görebileceği klasik bir savaş taktiği bu: “Benim bildiğim topraklara gel ve benim oyunumu oyna.” Sorular var, acaba sınır ötesinde bizleri neler bekliyor? Öncelikle söylemek gerek, ABD istihbarat birimleri kuş uçurtmazlar.Yani bizim ne zaman, nereden sınırı geçip nereye gideceğimiz adım adım izlenecektir. Peki, ya geçeceğimiz o yollar en sinsi savaş silahı mayınlarla döşeliyse.. Çukurca’dan daha büyük bir felaket bizi bekliyor olamaz mı? ABD F16 yazılımları bile bize verilmedi, uçaklarımız ne kadar başarılı olacak? Ayrıca hemen hemen haklı olduğumuz her konuda Türkiye’nin karşısında olan uluslararası örgütlerin tavrı ne olacak? İnanılmaz bir yalnızlığa sürüklenmemiz an meselesi... İnsan işte burada derin bir ‘’ah’’çekiyor. Geldiğimiz bu nokta, yıllardır sürüp giden IMF ve ABD yanlısı ekonomik ve siyasal politikaların sonucu; şimdi yoksul bir ülke olmasaydık, yani üretimi sağlam, insanının karnı doyan bir ülke olsaydık, ne PKK, ne ABD, ne de AB böyle pervasız ve arsız davranabilirdi... Yapılacak ilk iş, sınır ötesinden önce bağımsız ekonomik programlarla, kendi yağımızla kavrulup üreten bir toplum haline dönüşmek; silahlardan değil, üretimden güç almayı hedef bellemek ve bu hedefe ulaşmak için aramızdaki nefret tohumlarını bereketli dostluk tohumlarına dönüştürmek. Şehit aileleri için düzenlenen kampanyalar bana umut verdi, şu baş belası IMF’den de kurtulmamız mümkün, Brezilya ve Arjantin’in yaptığı gibi. Ekonomik bağımsızlık bizi gerçek Türkiye’ye götürecek; o zaman belki gene PKK olacak ama.. dengeler değiştiğinden bu meydan okumayı asla yapamayacak. DIŞ BASIN: SINIR ÖTESİ OPERASYON FELAKET OLUR Dış Haberler Servisi Dünya basını PKK’nin son saldırısına geniş yer verdi. Haberlerde gerçekleşme olasılığı artan sınır ötesi operasyonun felakete yol açacağı yorumları yapıldı. Amerikan New York Times gazetesi, sınır ötesi operasyonun, Irak’taki askeri kontrolü elinde tutan ABD için “çok mahcup edici” olacağını bildirdi. Gazete, Türkiye’nin operasyon yapmamak için büyük çaba gösterdiğini de kaydetti. Washington Post, son saldırının operasyon konusunda Türk hükümeti üzerindeki baskıyı artırdığı görüşünü dile getirdi. İngiliz Independent gazetesi, başyazısında PKK’nin bölgede geniş çaplı bir çatışmadan “bir şey çıkarmayı” umduğunu belirtti. Gazete, “böylesine tehlikeli bir senaryonun önlenebilmesi için sadece Ankara değil,Washington deli artık daha ağır, daha yüksek olacaktır” dedi. Devlet Bahçeli, Gül ile yaptığı görüşmede, Türkiye’nin, Kuzey Irak’a karşı eşzamanlı olarak askeri güç kullanımını ve zorlayıcı yaptırımlar uygulamasını öngören bir stratejinin derhal uygulamaya koyması gerektiğini söyledi. Bahçeli, bunun için Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ABD’ye yapacağı ziyaretin beklenmemesi gerektiğini bildirdi. DTP’li Türk, Gül ile görüşmeye Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ile birlikte gitti. Basına kapalı gerçekleşen ve yaklaşık 1 saat süren görüşmede Türk, Gül’e, DTP yöneticilerine dönük ve Brüksel’deki NATO karargâhında da soğukkanlılıkla ve hızlı düşünmek gerektiğini” yazdı Daily Telegraph gazetesi, Türkiye’de uzun yıllardan sonra en kanlı çatışmaların yaşandığını kaydederek “PKK,Ankara’nın stratejik çıkarlarına zarar vermek amacıyla Türkiye’yi sınır ötesi operasyona sürüklemeye kararlı görünüyor” görüşünü dile getirdi. Times gazetesi de, operasyonun Irak’ın tek istikrarlı bölgesi olan Kuzey Irak için bir felaket olacağını öne sürdü. Gazete, “Türkiye, dostu olması gerekenler tarafından terk edilmiş hissettiği için uzlaşmaz bir ruh hali içinde” diye yazdı. Fransız Le Figaro, “Türkiye savaş yolunda” başlıklı haberinde Türk ordusunun, uğradığı ağır kayıplara karşı sınır bölgesinde PKK’nin izini sürdüğünü belirtti. dan gerekli olduğunu Gül’e aktardığını’’ ifade etti. Sezer, “Bu harekât bir an evvel yapılırsa, inisiyatif ve psikolojik üstünlük sağlayacağımızı, PKK üstleri ve liderlerini de karar alma noktasında zorlayacağımızı ifade ettik. Örgütün dengelerinin bu yolla bozulacağı görüşümüzü aktardık’’ dedi. Gecikmeden, birkaç küçük harekâtın hemen yapılmasını, ardından duruma göre büyük harekâtın da kararlaştırılıp yapılması önerisini dile getirdiğini anlatan Sezer, “Kürt kökenli yurttaşlarımızın incitilmemesi gerektiği görüşümüzü de Cumhurbaşkanımıza ilettik” dedi. MGK yarın toplanıyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı, yarın saat 14.00’te yapılacak. MGK’nin 2 ayda bir yapılan olağan toplantısı, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilecek. Başta terörle mücadele olmak üzere iç ve dış gelişmelerin değerlendirileceği toplantıya, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ilk kez başkanlık edecek. Yeni MGK Genel Sekreteri Tahsin Burcuoğlu da toplantıya ilk kez katılacak. ‘İkinci emeklilik’ yasasına onay ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2000 yılından önce emekli olanların, aylıklarını kestirip kısa süre çalıştıktan sonra yüksek emekli maaşı alabilmek için yeniden emekli olmalarını engelleyen yasayı onayladı. Yasayla, SSK ve BağKur’dan yaşlılık, malullük aylığı alırken, sigortalı olarak çalışmaya başlaması nedeniyle aylıkları kesilenlerden yeniden aylık talebinde bulunanların aylıklarının hesabına ilişkin esaslar yeniden düzenleniyor. 2 kişiye 76’şar bin YTL ? ANKARA (AA) On Numara’da numaralar “6, 10, 15, 16, 22, 24, 26, 27, 28, 33, 38, 39, 41, 43, 53, 55, 59, 60, 70, 71, 75 ve 79” olarak belirlenirken, 10 bilen 2 kişi 76 bin 309’ar YTL kazandı. 9 bilenler 997’şer YTL, 8 bilenler 60’ar YTL, 7 bilenler 9’ar YTL, 6 bilenler 1 YTL 75’er YKr, hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler ise 1 YTL 40’ar YKr ikramiye kazandı. gözaltılar ve binalarına yapılan saldırıların dökümünün yer aldığı bir de rapor sundu. Raporda “DTP ağır baskılarla ve saldırılarla karşı karşıya kalmaktadır. Bazı politikacı ve devlet yetkililerinin hedef gösteren açıklamaları da bu tablonun oluşmasında pay sahibidir. Hükümetin ve diğer siyasi partilerin, genel merkezimize yönelik silahlı saldırı karşısında suskun kalması üzüntü vericidir” görüşüne yer verildi. Raporda, birçok valiliğin de protokol listesine DTP’yi almadığı kaydedildi. Sezer, Köşk’ten çıkışta gazetecilere açıklama yaptı. Sezer, “sınır ötesi harekâtın askeri açı CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle