22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EKİM 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tek adayda anlaşamıyorlar ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP yönetimine bayrak açan muhalifler “tek aday”da uzlaşmakta zorluk çekiyor. Parti Meclisi (PM) toplantılarında yönetime bayrak açan muhalifler, il ve ilçe kongrelerinde güçlerini sınamaya hazırlanıyor. Samsun Milletvekili Haluk Koç’un perşembe günü adaylığını açıklaması beklenirken eski Ankara milletvekili Gülsün Bilgehan ve İzmir Milletvekili Oğuz Oyan da adaylık için nabız yokluyor. Koç, adaylığını açıklamadan önce Bilgehan’la uzlaşma aradı, ancak sonuç alamadı. Bayramdan önce yapılan görüşmede Bilgehan, “Kongreleri görelim, partililer kimin aday olacağına karar versin” mesajı verdi. Koç ile Bilgehan’ın önümüzdeki günlerde yeniden bir araya gelecekleri kaydedildi. 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Orgeneral Ergin Saygun: Sınır ötesi operasyon ile ilgili söylenecekler söylendi ‘TSK’nin tutumu belli’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sınır ötesi operasyonla ilgili tutumunun belli olduğunu belirterek “Böyle bir görev verilirse biz ne yaparız, ona bakarız” dedi. İspanya’nın Milli Günü dolayısıyla Büyükelçi Fernandez de la Pena’nın verdiği resepsiyona katılan Orgeneral Saygun, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Saygun, sınır ötesi operasyona ilişkin “tezkere”nin TBMM’den geçmesi halinde TSK’nin ne yapacağına ilişkin soruya, “Mevsime bakılır, başka şeylere bakılır, ihtiyaç nedir, ona bakılır. Ama şimdi hemen bir şey söylemek tabii ki mümkün değil” yanıtını verdi. Sınır ötesi operasyonun yararlı olup olmayacağı tartışmalarının anımsatılması üzerine de Saygun, “Böyle bir gö Gülen, Lordlar Kamarası’nda... BRÜKSEL Kültür ve Turizm Bakanlığı, Mevlana’nın doğumunun 800. yılı dolayısıyla Londra’da bir gece düzenledi. Davetiyeler salt Londra’da değil, bazı Avrupa ülkelerinin önde gelen siyasetçilerine, gazetecilere ve işadamlarına da gönderilmiş... Gönderilen davetiyelerin içinde Fethullah Gülen’in bir kitabını gördüm... Kültür ve Turizm Bakanlığı, üzerinde Türkiye yazılı çantalar dağıttı... Çantaların içinde neler mi var? Mevlana Müzesi albümü, ilahiler içeren CD, rozet, kalem, not defteri ve bir de “Rumi and his Sufi Path of Love” adlı kitapçık... Kitapçıkta Fethullah Gülen tanıtılıyor... Fethullahçılar son iki yıldır Avrupa’da “Mevlana” üzerinden din pazarlamacılığı yapıyorlar. Geçen yıl Almanya’da 300 bin Avro para harcayarak “Mevlana Kitabı” yayımladılar. Londra’da 2527 Ekim’de üç gün sürecek bir toplantı yapılıyor... Kim düzenliyor bu toplantıyı? Lordlar Kamarası, Londra Üniversitesi’ne bağlı Doğu ve Afrika Ülkeleri (S.O.A.S.) Kürsüsü ve Londra Üniversitesi... Bu toplantının adı şu: “Dinler Arası Diyalog ve Fethullah Gülen...” Bu işin arkasında her zaman olduğu gibi ABD ve İngiltere var... İngiltere’de 9 okulu, dershaneleri ve ışık evleri bulunan Fethullahçılar, Lordlar Kamarası’na sızmış durumdalar... ??? Brüksel’de, Londra’da yıllardır yaşayan Türk bilim insanlarıyla sohbet ediyorum... 12 Eylül 1980 sonrası... Askeri darbenin faşist mimarı Kenan Evren yakın çevresine şu buyruğu veriyor: “Nakşiler, Süleymancılar ve Nurcuları yanımıza çekmeliyiz...” Bir albay “Komutanım” deyip söze giriyor: “Fethullah Gülen bizimle ilişki kurmak istiyor. Gülen, Mehmet Kutlular’ın Yeni Asya kolunda. Turgut Özal’la arası çok iyi. 1977 seçimlerinde Necmettin Erbakan’ın partisinden İzmir’de aday olmuştu Özal. Turgut Özal Nakşi ama Gülen’le çok yakın dost.” Kenan Evren “O zaman halledin, 1982 Anayasası’nın halkoylamasında ona ihtiyacımız olacak” diyor albaya... Üç kurmay albay Fethullah’la konuşup şu sözü alıyorlar: “1982 Anayasası’na ‘evet’ diyeceğiz. Ancak TSK içindeki müritlerimize dokunmayın!” Brüksel’de konuştuğum bilim insanına bu öyküyü özetle anlatıyorum... O da bana şöyle yanıt veriyor: “Fethullah Gülen iktidarı ele geçirinceye kadar mahkum olmaktan kurtulmak ve gizli örgütünü güvenceye almak için ısrarla dış kaynaklardan destek aramaktadır ve bu çabasını sözüm ona ‘dinler arası diyalog’ gibi ulvi görünen bir amaç olarak sunmaktadır. Hatta bu konudaki ‘samimiyetini’ Hıristiyan ve Yahudi cemaatlerinin önde gelen kişilerine ispatlayabilmek için adamlarına Kuran’ı yeniden yazdırttığı ifade edilmektedir. Müritleri arasındaki inanca göre Gülen kendisini tüm Müslüman dünyasının halifeliğine hazırlamaktadır. Bu amaca yönelik mürit ve militanlar yetiştirmek üzere birçok ülkede devlet kontrolü dışında çalışan okullar açmışlardır. Fethullah Gülen’i yakından izleyenler, onun, büyük İslam dininin barışçı, ilerici ve insancıl karakterini vurgulayan bir din adamı olmaktan ziyade acımasız bir iktidar kavgası veren bir kişi olduğunu anlamakta gecikmeyecektir. Dolayısı ile onun durumunda olan bir kişinin kendisini ‘barış havarisi’ olarak sunması kadar mantık kurallarını altüst eden saçmalık olamaz.” ??? Serin bir Brüksel akşamında düşsel bir yolculuğa çıkmış gibiyim... Fethullah Gülen ABD’ye kaçırılmadan önce Cumhuriyet’te şu yazıyı (9 Mayıs 1997) yazmıştım: “Fethullah kapitalist bir önderdir. O uzun süreli bir yürüyüşün içindedir ve emperyalizmin maşasadır. Washington, Londra, Brüksel ve Telaviv güdümünde hareket eden, Saidi Nursi öğretisinin kapitalist önderidir.” Aradan 10 yılı aşkın bir süre geçmiş!.. Yazdıklarım, söylediklerim bir bir ortaya çıkıyor... Laik demokratik Cumhuriyet’in TBMM Başkanı Köksal Toptan, Fethullah’a iftar sofralarında övgüler düzüyor... Bülent Ecevit de hayattayken övgüler düzmüştü Fethullah’a... ABD’de “Moon tarikatı”yla ilişkilerini, Barzani’yle dostluğunu, Kuzey Irak’tan gelen dolarların, altınların Güneydoğu’da kimlere dağıtıldığını devletin istihbarat birimleri bilmiyor mu? Hrant Dink cinayetinin tetikçilerini hangi tarikat şeyhinin müritleri buldu; Malatya katliamının ardında kimler vardı, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı önünde sarı zarfları dağıtan kimdi? Hepsi uzun hikâyedir bunların... Bir kırmızı şarap ısmarladım kendime... Dedim ya serin bir Brüksel akşamındayım... Attilâ İlhan’ı anımsadım... “gözlerin gözlerime değince/ felaketim olurdu ağlardım/ beni sevmiyordun bilirdim/ bir sevdiğin vardı duyardım/ çöp gibi bir oğlan ipince/ hayırsızın biriydi fikrimce/ ne vakit karşımda görsem/ öldüreceğimden korkardım/ felaketim olurdu ağlardım” BÜYÜKANIT: GÜCÜMÜZÜN FARKINDA OLALIM ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Habertürk televizyonunun başlattığı şehit ailesi ve gazilere yardım kampanyasının ikinci gününde toplanan para 35 bin YTL’yi aştı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, kampanya ile ilgili olarak Türkiye’nin kendine güvenmesi gerektiğini belirterek “Gücümüzün farkında olalım” diye konuştu. Kampanyaya canlı yayına katılarak destek veren Orgeneral Büyükanıt şöyle konuştu: “Üzerinde yaşadığımız bir toprak parçası değil vatandır. Bu vatan üzerinde yaşayanlar ise millettir. Türk Silahlı Kuvvetleri bu vatan için vardır. Geriye kalan bizlere iki görev düşmektedir. Onların bize bıraktığı görevi devam ettirmek, ikincisi gazilerimize ve şehit yakınlarımıza sahip çıkmaktır. Eminim bu kampanya amacına ulaşacaktır.” rev verilirse biz ne yaparız, ona bakarız” dedi. “Tutumumuz belli. Sınır ötesi ile ilgili söylenecek söylendi” diyen Saygun, Irak’taki terörist faaliyetlerinin engellenmesi konusunda BM Güvenlik Konseyi kararları bulunduğuna işaret etti. Kısa bir süre önce Ankara’da temaslarda bulunan ABD Savunma Bakan Yardımcısı Eric Edelman ve Dışişleri Bakan Yardımcısı Dan Fried ile yapılan görüşmelere ilişkin bir soru üzerine Saygun, Edelman’ın Bağdat’a Ankara’nın bir mesajını iletmek için değil, başka bir amaçla gittiğini söyledi. İki bakan yardımcısına esas mesajı Dışişleri Bakanlığı’nın verdiğini, kendisinin de güvenlik sorunlarına ilişkin bilgiler aktardığını anlatan Saygun, “Tezkere kabul edildiği anda, hükümetin görev verdiği düşünülürse mevsim itibarıyla TSK operasyona başlar mı” sorusu üzerine bu konunun inceleneceğini belirtti. Saygun, DTP’lilerin, “Cudi ‘Kürdistan şehitleri’ için dua ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır’da geçen cumartesi günü toprağa verilen Kürt yazar Mehmed Uzun için okutulan Mevlit’te emekli imam Zeki Korkmaz Kürtçe, “Kürt ve Kürdistan şehitleri için el Fatiha’ diyerek Fatiha okuttu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Konukevi’nde okutulan mevlide, DTP İl Başkanı Hilmi Aydoğdu, Uzun’un eşi Zozan Uzun, kızı Zeyra Uzun ve Uzun’un yakınları katıldı. Mevlide Yılmaz Güney’in eşi Fatoş Güney de siyah çelenk gönderdi. arkamızda, Habur önümüzde” dediklerinin belirtilmesi üzerine de “Sadece onlar demiyor, başkaları da diyor” açıklamasını yaptı. ABD Temsilciler Meclisi’ndeki 1915 olaylarıyla ilgili tasarı hakkındaki soruları da yanıtlayan Saygun, tasarının geçmesi halinde ne gibi önlemlerin alınacağının sorulmasına karşılık, bunun hükümetin işi olduğunu söyledi. Avrupa Adalet Divanı’nın işin siyasi olduğuna dair kararının bulunmasına karşılık Avrupa Parlamentosu’nun da benzer kararlar verdiğini kaydeden Saygun, “Hal böyle iken niye bu konuyu istismar ediyorlar, anlamıyorum” diye konuştu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ABD’ye yönelik uyarılarının anımsatılması üzerine “Komutanımın ifadeleri” diyerek herhangi bir yorum yapmadı. Hükümet Sözcüsü Çiçek, tek hedefin PKK terör örgütü olduğunu vurguladı Tezkere TBMM’ye sunuldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon düzenlemesine olanak sağlayan tezkere dün TBMM’ye sunuldu. Tezkerenin yarın TBMM Genel Kurulu’nda ele alınması bekleniyor. AKP iktidarı ise tezkerenin gizli oturumda görüşülmesi seçeneği üzerinde duruyor. Bakanlar Kurulu dün Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yaklaşık 6 saat süren bir toplantı yaptı. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, tezkerenin kurulda ele alındığını söyledi. İmzaları tamamlanan tezkere TBMM Başkanlığı’na sunuldu. “Evvela temennimiz bu tezkerenin kullanılmasına hiç imkân olmamasıdır. İnşallah buna gerek kalmaz’’ diyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok uluslararası sözleşmeler bulunmasına rağmen, maalesef terör konusunda samimi, yapıcı bir uluslararası işbirliği söz konusu değildir. Suçluların İadesine Dair Sözleşme maalesef işlemiyor.’’ TEZKERE METNİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan ve bakanların imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan tezkere metninde şöyle denildi: “Türkiye, Irak’ın kuzey bölgesinde yuvalanmış bulunan PKK terör unsurlarından kaynaklanan ve halkının huzur ve güvenliğiyle ülkesinin milli birliğine, güvenliğine ve toprak bütünlüğüne yöneltilmiş ciddi bir terörist saldırı ve açık bir tehditle karşı karşıyadır. Dost ve kardeş Irak’ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfeden Türkiye, PKK teröristlerinin Irak’ın kuzeyindeki mevcudiyetine ve faaliyetlerine son verilmesini sağlamak amacıyla uzunca bir süredir yoğun siyasi ve diplomatik girişimlerde ve uyarılarda bulunmuştur. Bu çabalarımızdan istenilen sonuçların alınması bugüne kadar mümkün olmamıştır. Türkiye’ye yönelik terörist saldırılar ve tehdide karşı terorizmle mücadelenin bir parçası olarak uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli tedbirleri almak üzere, hudut, şümul, miktar ve zamanı hükümetçe belirlenecek şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının Irak’ın kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve saldırıların bertaraf edilmesi amacıyla sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere, Irak’ın PKK teröristlerinin yuvalandıkları kuzey bölgesi ile mücavir alanlara gönderilmesine ve görevlendirilmesine anayasanın 92. maddesi uyarınca bir yıl süreyle izin verilmesini arz ederim.” TBMM’ye gönderilen “Bakanlar Kurulu prensip kararı”nda da aynı ifadeler yinelenirken “anayasanın 92. maddesi uyarınca TBMM’den bir yıl süreyle izin istenilmesinin Bakanlar Kurulu’nca 15 Ekim 2007 tarihinde kararlaştırıldığı” bildirildi. ‘Operasyon yeni ölümler getirir’ ? İstanbul Haber Servisi DTP, EMEP ve HÖC’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi, Meclis’teki tezkere görüşmelerine işaret ederek “Bu topraklarda halkların kardeşliği için, ırkçılığa, şovenizme karşı tezkereye karşı duruyoruz” dediler. İHD İstanbul Şubesi’nde toplanan kurum temsilcileri adına yapılan açıklamada “Bizlere düşen görev, tıpkı 1 Mart’ta karşı durduğumuz için, bugün de çıkarılmak istenilen tezkereye en geniş cepheyle karşı durmaktır. Kürt sorununa şiddetle çözüm bulunamaz. Tezkereye evet demek yeni ölümleri onaylamak demektir” diye konuştu. Peşmergelere mesaj Tezkerenin hedefinin “sadece ve yalnızca” PKK terör örgütü olduğunu vurgulayan Çiçek, “Terör örgütü yarın bu tezkereyi çarpıtmak isteyecektir. Ama bilinmesi gereken iş, hükümet olarak aldığımız bu tezkerenin hedefi sadece ve sadece bu terör örgütüdür. Onun kan dökmesini önlemektir’’ dedi. Çiçek bu açıklamasıyla Kuzey Irak’taki peşmergelere hedefin kendileri olmadığı mesajını verdi. Terör örgütünün en büyük zararı Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan yurttaşlara verdiğini söyleyen Çiçek, zararın ekonomik boyutunun 300 milyar doları bulduğunu söyledi. GAP projesinin maliyetinin 3334 milyar dolar seviyesinde olduğunu anlatan Çiçek, terör nedeniyle Türkiye’nin bu büyüklükte 89 projeyi yaşama geçirme olanağından mahrum bırakıldığını ifade etti. Bakanlar Kurulu, Erdoğan’ın başkanlığında Başbakanlık Merkez Bina’da toplandı. (AA) Murat Özdil emekliliğini istedi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi’ne yönelik “Girdap Operasyonu’’ zanlılarından biriyle yaptığı telefon görüşmesi bir gazetede yayımlanan Yargıtay Ceza Genel Kurulu Yazıişleri Müdürü Murat Özdil, emekliliğini istedi. Özdil, dilekçesini Yargıtay Birinci Başkanlığı’na sunulmak üzere, Yargıtay Ceza Genel Kurulu Başkanlığı’na verdi. Özdil, dilekçesinde, 1980 yılından bu yana Yargıtay bünyesinde çeşitli kademelerde görev yaptığını belirterek “önceden tanıdığım biri kişi ile yaptığım görüşmeden dolayı kurumuma zarar gelmemesi ve hakkımdaki asılsız haberler nedeniyle hukuki haklarımı arayabilmek bakımından emekli olmak istiyorum’’ diye konuştu. ‘Hepsi Osmanlı vatandaşı’ “Bizim arzumuz, isteğimiz bu terör belasından hem Türkiyemizin hem de komşu ülkelerin bir an evvel kurtulmasıdır’’ diyen Çiçek, bununla ilgili yapılan antlaşmalar olduğunu ancak bunların kâğıt üzerinde kaldığını söyledi. Çiçek, bu ifaderlerle geçen günlerde Irak’la yapılan anlaşmanın sonuç suz kalacağını da kabul etmiş oldu. Irak’ta yaşayan herkesin “Türkiye’nin kardeşi” olduğunu savunan Çiçek, “Oradaki halk bizim dostumuzdur. Tarihin bir cilvesi olarak sınırın öbür tarafında yaşayanlara Irak halkı diyoruz, bu tarafta yaşayanlara da Türk halkı diyoruz. Ama, biraz geriye gittiğinizde bunların hepsi Osmanlı’nın vatandaşıdır. Zaman içinde aradan geçen sınır, iki ayrı halkın, iki ayrı devlet tarzında ortaya çıkması sonucunu doğurmuştur” dedi. Çiçek, buna karşın Iraklı yetkililerle bugüne kadar yapılan tüm görüşmelerin ve antlaşmaların sonuçsuz kaldığını söyledi. Operasyon kararı hükümetin Tezkerede operasyon bölgesi olarak “PKK’li teröristlerin yuvalandıkları Kuzey bölgesi ile mücavir alanlara” işaret ediliyor. Mücavir alanlar ifadesinin ise Kuzey Irak’ta PKK’nin bulun duğu tüm bölgeleri kapsadığı belirtiliyor. Tezkerede, operasyon düzenlenmesi tamamen hükümetin kararına bırakılıyor. Operasyonun hudut, şümul (kapsam), miktar ve zamanının hükümetçe belirleneceği vurgulanıyor. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, Kuzey Irak’a ilişkin konularda siyasi ve diplomatik ilişkilerin devam edip etmediğiyle ilgili bir soru üzerine, “Biz siyasi ve diplomatik yoldan bu konuyu konuştuk. Konuşmaya da devam ederiz, faydası olacaksa...’’ diye konuştu. “Beklenti nedir? Ne olursa tezkerenin gerekleri yerine getirilmez’’ sorusuna da Çiçek, “Bu sorunuzun cevabını biliyorum ama her şeyi söylememeye çalışıyorum. PKK, bugün önemli devletlerin istihbarat güçleri ile iç içedir, onların maşasıdır. Karşılığı olarak da birçok yerde barınıyorlar, para topluyorlar, oralarda icrai faaliyette bulunuyorlar” yanıtını verdi. Kuzey Irak’ta tedirginlik artıyor Haq haber ajansı Barzani’nin ailesini Necef’e gönderdiğini ve kendisinin de gitmeye hazırlandığını ileri sürerken Peyamne adlı internet sitesi Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki bazı köylere ateş açtığını iddia etti Haber Merkezi Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminin lideri Mesud Barzani’ye bağlı internet sitesi, Türkiye’nin topçu ve savaş uçakları ile Kuzey Irak’taki bazı köylere ateş açtığını iddia etti. Irak’taki Haq ajansı da Barzani’nin Türkiye’nin olası askeri operasyonu nedeniyle Erbil’deki karargâhından ayrılarak Necef’e kaçmayı planladığı öne sürüldü. “Peyamne” isimli internet sitesinin haberine göre Peşmergelerin komutanı Hüseyin Travnişi, Türk ordusuna bağlı topçu birliklerinin önceki gece saat 20.30 ile 00.30 saatleri arasında Dohuk’a bağlı Henişki, Kadişe bölgelerine aralıksız ateş açıldığını, Dohuk’a bağlı bölgelere 250 havan topu düştüğünü ancak can kaybı olmadığını öne sürdü. Travnişi, Türk Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçakların da çok sayıda köyü içine alan Sındi bölgesine bomba attığını ileri sürdü. Irak’taki Haq ajansının haberinde ise, bir grup peşmergenin Barzani’nin Irak Yüksek İslam Konseyi lideri Ammar el Hekim’in evinin yakınlarındaki bir bölgede geçici olarak ikamet etmesi amacıyla hazırlık yapmak üzere Necef’e gittiği belirtildi. Haberde, önceki gün bir Türk komando birliğinin Barzani’nin Erbil’deki evine hava operasyonu düzenleyeceği söylentilerinin yayılmasının ardından, Kürt Yönetimi liderinin ailesini Necef’e gönderdiği ve kendisinin de gitmeye hazırlandığı kaydedildi. Irak’taki Aswataliraq haber ajansı da, Türkiye’nin Kuzey Irak’a askeri operasyon düzenlememek için öne sürdüğü koşullar arasında PKK’yi destekleyen ve aralarında Barzani’nin de yer aldığı Iraklı Kürt liderlerin iadesinin de bulunduğunu iddia etti. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle