22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 OCAK 2007 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Trabzon emniyetindeki değişikliğin ekipler arasında çekişme yarattığı savunuldu 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İstihbarat boşluğu mu? Baskın Oran’a yakın koruma ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Agos gazetesi yazarı ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Baskın Oran’a tehdit mesajlarıyla ilgili başvurusunu değerlendiren Ankara Valiliği, bir yakın koruma gönderdi. Oran, önceki gün Ankara Cumhuriyet Savcısı Hasan Dursun’la yaptığı görüşmede savcının kendisine, “ölümle tehdit eden kişilerle uzlaşıp uzlaşmayacağını” sorduğunu söylemişti. Oran, bunun üzerine mesajları yollayan kişilere kamu davası açılmasını istediğini belirtmişti. ANKARA(ANKA) Hrant Dink cinayeti sonrasında ortaya çıkan “Polis muhbiri” tartışması sürüyor. Cinayete ilişkin 11 ay önce bilgi verdiği belirtilen tutuklu Erhan Tuncel’in, iddialarının İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından ciddi bulunmadığı için sonuçsuz kaldığı ifade edilirken, istihbaratçılar Trabzon’da yaşanan olayların tek nedeninin İstihbarat Şubesi’ndeki değişiklikten kaynaklandığını iddia ettiler. İddiaya göre, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’in ekibi Tuncel’in suikast ihbarını dikkate alarak İstihbarat Daire Başkanlığı’na bildirdi. İstihbarat Dairesi ise Yasin Hayal’in suikast için gideceği adresi ve eldeki bilgileri İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bildirdi. Hayal’in Dink’e yönelik saldırıyı gerçekleştirmek için geleceği adrese giden İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, akra Evet.. Ben Bir Yurtseverim!.. Ölümle tehdit edilen bir bilim insanı... Prof. Dr. Baskın Oran!.. Oran, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurup Hasan Dursun’la görüşüyor... Cumhuriyet Savcısı Dursun, Baskın Oran’a şöyle diyor: “Sizi ölümle tehdit eden kişilerle uzlaşmaz mısınız?” Baskın Oran şaşırıyor!.. Çünkü Oran’ın elinde belgeler var. Tehdit eden kişilerin telefon ve faks numaraları bulunuyor Oran’ın elinde. Haberi gazetelerde okudunuz!.. Elbette siz de benim gibi paniklediniz!.. Bir savcı nasıl “Sizi ölümle tehdit edenlerle uzlaşın” diyebilir? Diyebilir, çünkü burası Türkiye... Savcı, Baskın Oran’a “Size koruma verelim” diyor ve ekliyor: “Aman kendinize dikkat edin!” Türkiye “kör milliyetçi çizgiye” doğru sürüklenmek isteniyor... Bu coğrafyada yaşayan Türkler, Kürtler, Ermeniler, Süryaniler, Aleviler yıllarca barış, kardeşlik içinde yaşamadılar mı? İzmir’de, İstanbul’da Hıristiyan, Musevi ve Müslüman mezarlıkları karşı karşıyadır... Malatya’da, Mardin’de, Diyarbakır’da, Elazığ’da aynı yemeği yediler, aynı çayı içtiler, aynı şarkıları, türküleri söylediler Türkler, Süryaniler, Ermeniler, Kürtler, Aleviler... Sahi ne oldu bize? Ben, Ermeninin, Süryaninin, Rumun, Türk’ün, Kürt’ün ırkçısına karşıyım... Çünkü ben Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıyım... ??? Kimi meslektaşlarımızın yazılarını okuyorum... Irkçı temele dayalı faşist milliyetçi köfteci Nihat Acar’la yurtseverleri aynı kefeye koyuyor... Yurtsever olmak eline silah alıp adam öldürmek, Elazığlılar gibi “Ne Ermeniyiz ne Malatyalıyız. Biz Elazığlıyız; Türkiye sevdalısıyız” sloganı atmak değildir... İnsan olmanın koşulları vardır... Birinci koşul din, dil, ırk, renk ve mezhep ayrımı gözetmeksizin her alçak cinayet, suikast karşısında tavır alabilmektir... Gelibolu’daki köfteci Nihat Acar, bir lümpendir ve onun yurtseverlikle ilişkisi yoktur. Hrant Dink cinayetinin tetikçisi ve azmettiricisi gibi, dincimilliyetçi faşisttir... Yakın tarihimiz böyle “vatansever”lerle doludur elbet!.. Ortada salt Hrant Dink cinayeti yok!.. Uğur Mumcu’dan Ahmet Taner Kışlalı’ya; Musa Anter’den Metin Göktepe’ye; Onat Kutlar’dan Necip Hablemitoğlu’na dek pek çok kanlı cinayet var... Necip Hablemitoğlu cinayetinin tetikçileri ise hâlâ yakalanmadı... 1993 yılına döneyim... Uğur Mumcu’nun katledilmesinden sonra İstanbul’da Savaş Buldan, Behçet Cantürk, Hiram Abas, avukat Medet Serhat, Ankara’da Yusuf Ekinci cinayetleri işlenmedi mi? Peki kim öldürdü onları? Bize kimler unutturdu o kanlı cinayetleri? ??? Medya bu faili meçhul cinayetlerin üzerine tüm gücüyle gitmedi!.. Aradan yıllar geçti, faili meçhul cinayetler unutuldu... Hrant Dink cinayetinden sonra ise bir “bilgi kirliliği” yaratıldı... Bu ülkede “vatanmillet” diyen lümpen tetikçi, eylemci bulmak çok kolaydır... Bırakalım birbirimizle uğraşmayı, gerçek yurtseverlerle alay etmeyi... Unutmayın her sosyalist, her devrimci, her solcu yurtseverdir!.. İsterseniz bir gün Güney Amerika’yı, orada solun nasıl ivme kazandığını anlatırım!.. Baskın Oran’ın yaşadıklarına şöyle bir bakıp; yargıdan eğitime dek devlet kadrolarının dincifaşistkör milliyetçi kadrolarla kuşatıldığını artık görün.. Biraz da dilinize, kaleminize sahip çıkın!.. Hep birlikte kan gölünden beslenenlerin gerçek kimliğini ortaya çıkaralım!.. ? Eski Trabzon Emniyet Müdürü Akyürek’in İstihbarat Daire Başkanlığı’na getirilmesiyle ilde istihbarat boşluğu doğduğuna dikkat çeken üst düzey bir emniyet yetkilisi, Trabzon’a atanan Reşat Altay’ın “teamüle aykırı olarak” istihbarat müdürünü de getirdiğini, böylece personelin işe küstürüldüğünü söyledi. Yetkili, bu şekilde eski istihbarat müdürüne bağlı çalışan Erhan Tuncel’le bağlantının kesildiğine dikkat çekti. basının evini bir süre izledi. Yapılan teknik takip ve dinlemede “belirtilen konuya ilişkin bir hazırlık görülmemiştir” denilerek işin peşi bırakıldı. Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, konuyla ilgili iddiaları “Benim dönemim olabilir. Ben hatırlamıyorum, kaldı ki bu bilgiler bana gelmez. Aşağıda şube müdürleri seviyesinde gereği yapılır. Gereği de yapılmış” diye yanıtladı. Uzun, “Bu kurum asla böyle bir şeyi atlamaz. Bilgi değerlendirilir, ilgili kurum ya da kuruluşa iletilir” dedi. yet yetkilisi, “Spontane yapılmış bir ihbardır. İncelenmiş bir şey bulunmamışsa inisiyatif ilin görevlilerinindir. Ama daha sonrasında aynı grubun takipten çıkarılması yanlış atamalardan kaynaklanmıştır” diyerek ilginç bir iddiayı gündeme getirdi. Akyürek’in, İstihbarat Daire Başkanlığı’na atanmasının ardından ilde ciddi boşluk doğduğuna dikkat çeken emniyet yetkilisi, “İstihbarat şubesinin atamaları daireden yapılır. Ancak Trabzon’a atanan Reşat Altay yanında istihbarat müdürünü de getirdi. Böylece teamüle aykırı bir hareketle şubede ciddi sorunlar oluştu. İşin kötüsü, hatanın telafisi için açıkta kalan şube müdürü de daireye transfer edilmedi. Hem müdür, hem de şube personeli işe küstürüldü” iddiasında bulundu. Bu gelişmeyle eski istihbarat şube müdürüne bağlı çalışan Erhan Tuncel ve irtibatlı grubun polisle bağlantısı kesildiğine dikkat çeken yetkili, “Boş kalan gruba ilişkin yeni istihbarat müdürüne de bilgi verilmedi. İçerdeki huzursuzluk böyle ciddi bir hatalar zincirini doğurdu” dedi. ‘10 yıldır ekilen biçiliyor’ Öte yandan konuya farklı açıdan bakılması gerektiğini vurgulayan bir başka terör uzmanı ise, “10 yıldır ekilen şimdi biçiliyor” diyerek şunları söy ‘Sorun yanlış atamalar’ Konuyla ilgili değerlendirme yapan bir üst düzey emni ledi: “Trabzon ve yakın illere ilişkin yapılan çalışmalar bizzat devletin psikolojik harekâtıdır. Özellikle bölücü ve sol örgütlerin bölgeye açılımını engellemek amacıyla, başta bu il olmak üzere düzenli olarak bölgede milliyetçi akımlar desteklenmiş ve beslenmiştir. Bu da devletin temel politikası arasında en üst kurumların kararı olarak yapılmıştır. Şimdi kale olarak planlanan illerde bu tip kişilerin kendilerini vatanın sahibi gibi görüp hareket etmelerinden kimsenin rahatsız olmaması gerekiyor. BakuTiflisCeyhan petrol boru hattının güvenliğinin sağlanması için bölgedeki milliyetçi unsurları yıllardır kamçılayanlar, Çatlı benzeri kişilerin de çıkacağını hesap etmeliydi. Milli güvenliği sağlayalım derken, iç güvenlik unsurlarıyla oynanmış ve maalesef bu sonuç ortaya çıkmıştır.” ‘Ülkeyi çeteler ele geçirmiştir’ ? İstanbul Haber Servisi SHP Genel Saymanı Mehmet Yula, Hrant Dink cinayeti sonrasında ortaya çıkan gelişmeler ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “derin devlet” değerlendirmesine ilişkin olarak, “Türkiye’yi çeteler ele geçirmiştir. Başbakan beş yıldır çetelerle iç içe yaşıyor. Şimdi kalkmış şikâyetçi oluyor” dedi. Yula, “Kendi iktidarı döneminde işlenen siyasi cinayetleri aydınlatmayıp derin devletin arkasına sığınmak Başbakan’ı sorumluluktan kurtarmayacaktır” diye konuştu. Prof. Yüksel Ersoy: 301. maddedeki asıl amaç hakaret ve aşağılamayı cezalandırmaktır ‘Yargı etki altında kalıyor’ ? TCY’nin 301. maddesine ilişkin uygulamanın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Yüksel Ersoy, keyfi yorumla, her eleştiri, olumsuz değerlendirmede dava açılması için 301. maddenin vesile olarak görülmesinin sorun yarattığını kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ceza hukukçusu Prof. Dr. Yüksel Ersoy, 301. maddedeki düzenlemenin “ırksal” bir yaklaşım sergilediğine işaret ederek bu nedenle keyfiliğin ve bazı etkiler altında kalınarak yargılamaların yaşandığını vurguladı. Ersoy, 301. maddeye ilişkin aklın yolunu izleyerek adil şekilde ve amacına uygun uygulamaya yönelinmesinin sorundan kurtulma yolunu açacağını kaydetti. Prof. Dr. Yüksel Ersoy, 301. madde düzenlenirken “Türklük” kavramının kullanılmış olmasının bir tercih olduğuna işaret ederek kavramın bir yönüyle geniş, bir yönüyle ise dar olduğunu kaydetti. Ersoy, “Çünkü düzenleme ırksal açıdan bir bakış sergiliyor. Türkiye dışında, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları dışında, Türk kökeninden gelenlerin de bu kapsam içerisinde bulunacağı belirtiliyor. Türk milleti denilmesi de düşünülebilirdi” dedi. Küba 68’liler dayanışması Küba’nın Ankara Büyükelçiliği Birinci Sekreteri Alejandra Simanees Narin, 68’liler Birliği Vakfı yöneticilerini ziyaret ederek, Büyükelçi Erneste Gomez Abaseal’in Vakıf Başkanı Sönmez Targan’a hitaben yazdığı özel mektubu yöneticilere iletti. İki ülkenin dostluğunun daha da güçlenmesi gerektiğini vurgulayan Narin, “Biz Küba Devrimi’ni gerçekleştirirken deniz yolunu kullandık. Önderiniz Mustafa Kemal de, Türkiye’yi işgalden kurtarmak için denizyoluyla Samsun’a çıktı. Bu açıdan her iki ülkenin tarihsel bir benzerliği bulunmaktadır” diye konuştu. DYP’den Misakı Milli haritası ? BALIKESİR (Cumhuriyet) DYP Balıkesir Merkez İlçe Başkanı Mehmet Birol Şahin, “Atatürk’ün mirası” dediği “Misakı Milli” haritasından 1000 adet çoğaltarak, bunları işyerlerine ve evlerine asması için yurttaşlara dağıttıklarını bildirdi. Şahin, haritanın Musul ve Kerkük’ü de kapsadığını söyledi. Şahin, “Hiç kimse Misakı Milli sınırlarını ve bu sınırları gösteren haritayı gündeme getirmedi. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri silkelenmek ve gücünün farkına varmak durumundadır” dedi. ‘Hakaretin yaptırımı olmalı’ Asıl sorunun fiilin cezalandırılıp cezalandırılmayacağı olduğuna vurgu yapan Ersoy, “Tamamen bir hakaret, aşağılama eyleminden söz ediyoruz. Kişiye karşı yöneltilen aşağılama suç teşkil ederken bu kişilerin oluşturduğu toplumun, milletin hakarete uğramasının yaptırımsız kalmasını kabul etmek mümkün değil. Yaptırım nasıl olmalı? İtalya 2006 yılında yaptığı değişiklikle, idari ihlal diyebileceğimiz bir duruma getirerek para cezası getirdi” diye konuştu. Uygulamanın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Yüksel Ersoy, keyfi yorumla, her eleştiri, olumsuz değerlendirmede dava açılması için 301. maddenin vesile olarak görülmesinin sorun yarattığını kaydetti. Ersoy, “Birtakım etkiler altında soruşturma yapılırsa, mahkemelerde de ceza verme yoluna gidilirse madde gerçek amacından saptırılır. Gelinen noktada böyle bir durumla karşı karşıya olduğumuz söylenebilir” dedi. Aklın yolunu izleyerek, adil şekilde, amacına uygun uygulamaya yönelmenin sorundan kurtulma yolunu açacağını kaydeden Ersoy, “Bunun için de gerek savcıların gerekse hâkimlerin hem kişisel olarak bağımsız ve tarafsız hareket etmeleri hem de birtakım makamların onları etki altında tutmalarından kurtulmasıyla mümkün olabilir. Suç için bir yaptırım olması gerektiğini düşünüyorum. Ama uygulanmasında keyfilik yerine hukukilik öne çıkarılarak” değerlendirmesini yaptı. Sezer, Atacanlı’yı uğurladı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Tokyo Büyükelçiliği’ne atanan Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Başdanışmanı ve Özel Kalem Müdürü Sermet Atacanlı’yı yeni görev yerine uğurladı. Sezer dün saat 14.00’te, sivil plaka takılmış makam otomobiliyle Esenboğa Havalimanı’na geldikten sonra, bir süre yeni iç hatlar terminali VIP Salonu’nda bekledi. Daha sonra Atacanlı’yı yeni görev yerine yolcu eden Sezer, aynı otomobille Esenboğa Havalimanı’ndan ayrıldı. AKP: Muhalefet timsah gözyaşları döküyor ANKARA (ANKA) AKP, gazeteci Hrant Dink’in yaşamını yitirmesinden sonra gündeme gelen TCK’nin 301. maddesi ile ilgili tartışmalarda muhalefeti suçladı. AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa: “Sivil toplum örgütlerine ve muhalefete açık çek verdik. Gelin görüşlerinizi ve katkılarınızı sunun dedik. CHP’nin kapısını çaldık. Deniz Baykal bize, ‘Kapımızı çalmayın, çalarsanız hadi oradan başka kapıya deriz’ dedi. Şimdi Hrant Dink öldürüldü. Mahcup oldular. Timsah gözyaşları döküyorlar” dedi. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu da, “301. madde ifade özgürlüğünü sınırlayan bir madde. Savcıların daha dikkatli davranarak, mevcut halini dikkate alarak eski alışkanlıklarından vazgeçmeleri gerekir. Savcıların dava açmayı istisnai hale getirmeleri lazım” diye konuştu. Özdemir Özok’tan 301 için toplantı çağrısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok, 18 sivil toplum örgütünü, TCK’nin 301. maddesiyle ilgili ortak görüş belirlemek için toplantıya çağırdı. Özok, aralarında TOBB, Türkİş, Hakİş, DİSK, KESK, TİSK ve TMMOB’nin de bulunduğu sivil toplum örgütlerine gönderdiği çağrı metninde “TCK’nin 301. maddesi ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan ve Adalet Bakanı, sivil toplum örgütlerinin öneri getirmediğini ısrarla beyan etmektedirler’’ ifadesine yer verdi. Özok, TBB ve baroların, kanunların hazırlanma aşamalarında ve sonrasında düşüncelerini bildirmekle birlikte, bu aşamada, bu konudaki ısrarlı beyanların tüm sivil toplum örgütlerine yönelik bulunması nedeniyle 2 Şubat’ta TBB binasında toplantı düzenlenmesine karar verildiğini kaydetti. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ‘S UÇLANAN NASIL TERFİ ETTİ?’ Ertem’in atanması Meclis gündeminde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gümrük Müsteşar Vekilliği’ne Bülent Ertem’in atanması, Meclis gündemine taşındı. CHP Adana Milletvekili Ziya Yergök, kaçakçılık olayında takipsizlik kararına itiraz edilmemesi için resmi yazı gönderen Ertem hakkında görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle işlem yapılması gerekirken terfi ettirilerek müsteşarlığa getirilmesinin nedenini sordu. Yergök, Gebze’deki kaçakçılık olayına adı karışan gümrük görevlilerine ilişkin atamalardaki ölçütleri açıklaması istemiyle Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’e bazı sorular yöneltti. Yergök, önergesinde şu sorulara yanıt istedi: ? Danıştay kararı üzerine kaçakçılığa yardım suçlamasıyla hakkında soruşturma yolu açılan Gümrük Müsteşar Vekili Mehmet Şahin’in istifa etmek zorunda kalmasına karşın, aynı olayda Kartal Ağır Ceza Mahkemesi’nce kaçakçılığa yardım eylemleri nedeniyle haklarında dava açılması istenilen İzmit Gümrük Başmüdür Vekili Şükrü Keleş ile Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Remzi Akçin halen görevde midir? ? Kaçakçılık olayında başsavcılığın takipsizlik kararına itiraz edilmemesini talimatlandıran yazıyı imzalayan Gümrük Müsteşar Yardımcısı Bülent Ertem hakkında görevi kötüye kullanma suçu nedeniyle işlem yapılması gerekirken, adı geçenin adeta terfi ettirilerek Gümrük Müsteşar Vekili yapılmasının gerekçesi nedir? ‘Hükümet 301 için çalışıyor’ Başbakan, maddeye ilişkin değişiklik önerilerine açık olduklarını, ancak sivil toplum örgütlerinden bu yönde bir teklif gelmediğini yineledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, TCY’nin 301. maddesine ilişkin sivil toplum örgütlerinden teklif gelmediğini belirterek hükümet olarak ayrı bir çalışma yaptırdıklarını açıkladı. Etiyopya’dan Ankara’ya gelişinde havalimanında açıklama yapan Erdoğan, 301. maddeye ilişkin düzenlemenin ertelenip ertelenmeyeceği sorusu üzerine, bazı sivil toplum örgütlerinin 301’in kalkması teklifiyle geldiğini söyledi. Erdoğan, “Değişiklik önerilerine açık olduğumu söyledim. Ama kim ‘301 kalksın’ diyorsa önce kendine bakacak. Değerlerimize saldırıların kabul edilebilmesi bizim tarafımızdan kabul edilemeyeceği gibi dünyanın diğer ülkelerinde de buna benzer maddeleri göreceklerdir’’ dedi. nin huzur ve istikrarın ne kadar önemli kazanımlar olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyledi. Erdoğan, “Gelin hep birlikte interneti silaha dönüştüren, uyuşturucuya, cinsel sapkınlığa dönüştüren sanal çetelere savaş açalım” dedi. Çeşitli çevrelerin “vatanseverlik kılıfı altında” Türkiye’yi birbirine düşürmek istediğine işaret eden Erdoğan, “Elbette başarıya ulaşmaları mümkün değildir. Ancak sosyal yapımızı tahrip etmelerine de izin veremeyiz” dedi. Erdoğan’ın koruma yeğeni ? ANKARA(ANKA) İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, CHP’li Mustafa Özyürek’in, Başbakan’ın yakın koruması ve yeğeni Ali Erdoğan’ın kadrosuna ilişkin önergesini yanıtladı. Aksu, Ali Erdoğan’ın, Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü emrinde Genel İdare Hizmetleri sınıfında Basın Halkla İlişkiler Müşaviri olarak görev aldığını belirtti. ‘Sanal çetelere savaş açalım’ Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında ise, Hrant Dink cinayeti CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle