25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2007 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Thomas Olbricht: ‘Anlaşılamayan çağdaş sanatı desteklemek koleksiyoncunun görevidir’ DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Özel koleksiyondan müzeye NECMİ SÖNMEZ Karanlık ve Edebiyat “Bir bebekten bir katil yaratan karanlık...” İçimizden silinmeyecek, etkileri on yıllar boyunca sürecek bir cümle. Bu karanlığın yaratılması için de yıllardır uğraşıldı, uğraşılıyor. Eğitim düzeni, çocuklara, gençlere aydınlanma kapılarını birer birer kapatarak koyu bir karanlığa sürükledi her birini. Edebiyattan, müzikten, tiyatrodan, resimden uzak; felsefe, toplumbilim okutulmayan, kafaları test sorularıyla hesap makinesine döndürülmüş genç kuşaklar egemen artık toplumumuza. İster Köy Enstitülerinin kapatılmasından başlatın bu süreci, ister öğretmen yetiştiren eğitim kurumlarının ırkçı gerici güçlere teslim edilişlerinden. İşte sonuç ortada. Yetmiş milyon nüfuslu, sekiz yıllık temel eğitimin zorunlu olduğu ülkede insanlarımızın eğitim ortalaması 4.6 yıl. Bu sayı aslında kimsenin okula gitmediğinin göstergesi. Gidenlerin okullarda nasıl bir eğitimle karşılaştığı da sonuçlarıyla ortada. ??? 1915 olaylarının edebiyatımızda ne denli işlendiğini düşünüyordum. Yaşar Kemal “Bir Ada Hikâyesi” adlı son üçlüsünde anlatmıştı o yıllardaki Doğu Anadolu’yu. Osman Şahin’in “Sonuncu İz” (Can Yayınları) adlı son öykü kitabı yeni çıkmıştı. Okumaya başladım. İnsanın yabanıl doğayla baş başa kaldığı öykülerdi okuduklarım. Jack London’ın “Ateş Yakmak, Vahşetin Çağrısı” gibi kitaplarındaki öyküleri çağrıştıran tadıyla doğainsan hesaplaşmaları. Kimi yazarlar yıllar içinde tanınır, sevilirler. Yazdıkları yavaş yavaş ulaşır geniş okur kesimlerine. Kimi yazarlar ise daha şanslıdır, ilk yapıtlarıyla bir anda ünlenirler. Osman Şahin işte böylesi yazarlardan. 1970 TRT Sanat Ödülleri’nde “Kırmızı Yel” adlı öyküsüyle büyük ödül almış, o öykünün gazetemizin “KültürSanat” ekinde yayımlanmasıyla da bir anda ünlenmişti. Sonra peş peşe kitaplar birbirini izledi. Sinemacılar için de önemli bir kaynak oldu Osman Şahin öyküleri. Yirmiden fazla öyküsü, sinemamızın önde gelen yönetmenlerince filme çekildi. ??? Sonuncu İz’i okurken “Lusik” adlı öyküde çakılıp kaldım. Yazarın anlatımına bakılırsa, 1915 olaylarına ilişkin, birinci elden dinlediği bir gerçek öyküyü yazıya dökmüştü: Muş’un Kuçu köyünde yaşayan Tenekeci Onnik ile ailesinin trajik öyküsüydü anlatılan. “Kuçu o zamanlar bir Ermeni köyü idi. Kafkasyalı, Çerkes, Gürcü, Türk, Kürt aileler de yaşardı Kuçu’da. Renklerimiz, giyitlerimiz, dilimiz biraz farklıydı. Hepimiz, Padişah’a, Sultan’a bağlıydık. Osmanlı tebasıydık. Birbirimizin düğünlerine, cenazelerine katılır, aynı çayı kahveyi içer, aynı sofralarda otururduk. Ayarımız, harcımız birdi.” Ancak Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ayrılık rüzgârlarının da güçlenmesine, kanlı çatışmaların gelişmesine yol açar: “Kuyu içleri insan leşleriyle doluydu. Yakınımızdaki Murat Suyu’nun ölülerle dolup taştığı, suyun yüzünde ölülerin aktığı, davul gibi şişmiş ölülerin su yüzünde kütükler gibi ağır ağır döndükleri, kimsenin sürüsünü Murat Suyu’nda sulamadığını, bir tek kadının suda çamaşır yıkamadığını, suyun çok kötü ve pis koktuğunu...” Savaştan kaçmak için göç etmeye karar verir aile. Ama yollar hiç de güvenli değildir ve o yıllarda kim bilir kaç günahsız insanın başına gelen trajik yazgı onları da bulur. Lusik, bir sonraki öyküde “Fatma” olarak sürdürecektir serüvenini. Osman Şahin, gazetemizin Kitap Eki’nde yayımlanan söyleşisinde, günümüz öykücülerinin hayattan uzak kalmalarından yakınarak “Koşu bandında koşarak atlet olunur mu” diye soruyordu. “Bir bebekten bir katil yaratan karanlık...” edebiyatçıların da gündemlerinden düşmemeli. turgay@fisekci.com Türkiye’deki ilk uluslararası çağdaş sanat koleksiyonuna sahip olan Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi, özel koleksiyoncuların sanata bakışlarını yansıtan etkinliklerini, ünlü Alman koleksiyoncu Thomas Olbricht’in bu akşamki saydam gösterili konuşmasıyla sürdürüyor. Ölüm, seks, yaşam temalarını içeren Olbricht koleksiyonu 2000’li yıllarda değişik Alman müzelerinde sergilendiğinde, tepki ve eleştirilerle karşılanmıştı. Koleksiyonuyla “kişisel tavrını” ortaya çıkaran iç hastalıkları uzmanı Prof. Thomas Olbricht ile İstanbul’a gelmeden önce bir söyleşi yaptık. Koleksiyoncular sürekli olarak hastalık noktasına varan tutkulardan, bağımlılıktan söz ederler. Siz bu konuda… THOMAS OLBRICHT Her koleksiyoncu, tutkuları arasında ileri geri hareket eden bir dinamizme sahiptir. Tutkuların doruk noktasına varılabileceği gibi, yükseklerden yere çakılmak da mümkündür. Bu yüzden her koleksiyoncu kendi yolunu bulmalıdır. Bu, hem tutkuların gerçekleşmesi hem de finansal çerçevenin belirlenmesi için gerekir. Dikkat edilmezse “bağımlılık” başlar, ki bu da sağlık için son derece zararlı olabilir! Sanat piyasasında bir dönem aşırı öne çıkarılan bir sanatçı on yıl sonra nerdeyse unutulabiliyor. Böyle durumlarda koleksiyoncuların farklı davrandıklarını görüyoruz. OLBRICHT Bu durumlarda “tematik” olarak koleksiyona kazandırılan yapıtlarla sanat piyasasında kendini gösteremeyen çalışmalar arasındaki ilişki önemlidir. Ben kendimi “dinamik koleksiyoncu” olarak tanımlarım. Yeni alımlarla koleksiyonumu geliştirirken yanlış yollara girdiğimi saptarsam, ne kadar pahalıya mal olsa da, bu sürecin arkasında dururum. Siz genelde tercihlerinizdeki “aşırı” eğilimlerle tanınıyorsunuz. Bir sanat yapıtını koleksiyonunuza katarken temel ölçütleriniz nelerdir? OLBRICHT Benim kişisel eğilimlerim daha önceden de olduğu gibi, birçok rengin yan yana geldiği tuvallerdir. Portrelerin koleksiyonumda özel bir yer aldığı söylenebilir, görünümlerin ise hemen hemen hiç ağırlığı yoktur. Devletin kültürel sorumluluklarını ihmal etmesiyle bu alanda doğan boşluğu büyük uluslararası firmaların, giderek koleksiyonların doldurduğu; en azından bu yönde bir tür “yeni görev dağılımlarının” gündeme geldiği görülüyor… OLBRICHT Görsel sanatlar kültürün parçası olarak her devletin temel yatırımlarından biridir. Ekonomik dinamikler özellikle “kurum kimliği” alanında kültürün ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardı. Büyük firmaların bu alanda kendilerini daha da etkinleştirecekleri kesindir. Özel koleksiyonların da, vergilendirme ve miras konularında kendilerine yardımcı olunursa, daha çok sorumluluk alacaklarını düşünüyorum. ENEYSEL ALANLARA YÖNELMEK Koleksiyonunuzun geleceği konusunda tasarılarınız neler? OLBRICHT The Olbricht Collection yıllardan beri dünyanın birçok müzesiyle ödünç yapıt verme konusunda yakın ilişki içinde. Müzeler restorasyon ve sergilemede üzerlerine düşeni yaptıklarında bizden istedikleri yapıtları ödünç alabilirler. Bunun ötesinde, koleksiyonun küçük çerçevelerde sürekli olarak gösterilmesini de düşünüyoruz. Bu alanda, önümüzdeki iki yıl içinde Berlin’de açacağımız müzeyle gerekli atılımı göstermeyi tasarlıyoruz. Bunun yanı sıra yaşadığım kent Essen’deki Museum Folkwang’la koleksiyonumun sergilenmesi konusundaki ilişki sürecek. Özel bir çağdaş sanat müzesinin temel görevi deneysel alanlara yönelmektir. Devletin kurumsallaşmış müzelerindeki sistemlerin ulaşamadığı deneysel alanlar, özel koleksiyoncuların hızlı ve kesin karar mekanizmalarıyla daha etkin bir hale getirilebilir. Ama bunun için büyük bir cesarete ve finansal karabasanlara dayanabilecek, ekonomik güce sahip olmak gerekir. Bu yüzden ben bir tür “orta yol”u yeğliyor ve kendini kanıtlamış genç sanatçıları da yakından izliyorum. Anlaşılamayan çağdaş sanatı desteklemek, topluma tanıtmak koleksiyoncunun görevidir. Bunu önemsiyorum. (0 212 281 51 50 ? Ünlü Alman koleksiyoncu Thomas Olbricht bu akşam 19.30’da Proje4L / Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi’nde uluslararası sanat koleksiyonculuğunun güncel eğilimleri üzerine bir konuşma yapacak. D ‘DİNAMİK KOLEKSİYONCU’ ‘Gitmo Savaşın Yeni Kuralları’ Kültür Servisi Osmanlı Bankası Müzesi Sineması’nda “Toplumsal Hafıza/Belgesel Sinema” başlığı altında, yönetmenliğini Eric Gandini ve Tarık Saleh’in yaptığı Gitmo Savaşın Yeni Kuralları adlı İsveç yapımı belgesel yarın akşam saat 19.00’da gösterilecek. Film, herkesin merak ettiği Guantanamo Körfezi’nde yaşananlar üzerine bir yapım. Gösterimin ardından, gazeteci, yazar ve Barış Girişimi İnisiyatifi Kurucusu Aydın Engin “Savaşın Yeni KurallarıSavaşın Yeni Yalanları” konulu bir söyleşi yapacak. Osmanlı Bankası Müzesi Sineması’nın Belgesel Sinemacılar Birliği danışmanlığında hazırlanan programı, her hafta farklı bir konuyu içeren filmler ve ardından yapılan söyleşilerden oluşuyor. (0 212 334 22 70) Hayatın ritimleri Cevdet Kudret Edebiyat darbukayla buluşunca... Ödülü’nün konusu tiyatro Kültür Servisi Hayatın ritminin peşinde bir darbuka üstadı olan Ahmet Yıldırım ya da Türkiye ve dünyada tanındığı ismiyle Mısırlı Ahmet 6 Şubat Salı günü Babylon’da İstanbullularla buluşacak. Mısırlı Ahmet, geleneksel Türk ve Mısır stillerinden farklı olarak kendi geliştirdiği ve daha sonra birçok darbuka ustasının kullanmaya başladığı tekniğiyle alışılagelmiş kalıpların dışına çıkarak dinleyenleri ritimler arası yolculuğa çıkaracak. Mısırlı Ahmet’in esin kaynakları arasında John McLaughlin, Zakir Hussain, Trilok Gurtu, Buddy Rich, Hariprasad Chaurasia ve Bismillah Khan gibi isimler bulunuyor. Sanatçının son olarak Avrupa Birliği kültür projesi olan MediMuses kapsamında ‘Great Mediterranean Masters’da (Akdenizli Büyük Üstatlar) albümü yayımlandı. (Biletix: 0 216 556 98 00 / www.biletix.com) Kültür Servisi Beş ayrı dalda dönüşümlü olarak verilen Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü’nün bu yılki konusu “Tiyatro” olarak belirlendi. Ödüle son beş yıl içinde yazılmış ve oynanmamış oyun metinleri aday olabilecek. Metin Balay, Yılmaz Öğüt, Seçkin Selvi, Dikmen Gürün Uçarer ve Engin Uludağ’dan oluşan seçici kurul, kararını ekim ayı ortasında açıklayacak ve ka zanan yazara ödülü TÜYAP Ki tap Fuarı’nda yapılacak bir törenle verilecek. Aday metinlerin en geç 1 Eylül 2007 tarihine kadar 6 nüsha olarak, yazarın kısa özgeçmişi ve adaylık başvurusu ile birlikte Cevdet Kudret Edebiyat Ödülleri, Amiral Fahri Engin Sok., Vaizoğlu Apt., No: 8/5, Rumelihisarı, İstanbul adresine ya da aysekudret@superonline.com elektronik posta adresine gönderilmesi gerekiyor. KÂMİL MASARACI K Ü L T Ü R ? Ç İ Z İ K ESAS NO: 2006/250 Davacı Kemal Tunç Vekili Av. Şenol Gülcemal tarafından, Hamit Er ve Sakine Duru aleyhine ikame edilen Tahliye davasının, yapılmakta olan duruşması sırasında: Üsküdar, Bulgurlu, Aydınoğlu sk. Boğaziçi Sitesi No: 12 adresinde bulunan davalı Hamit Er, belirtilen adreslerinde dava dilekçesinin tebliğ edilemediği, adres araştırmasında adı geçenin bulunamadığı, anlaşılmakla 7201 sayılı kanunun 2829 maddeleri hükmüne binaen dava dilekçesinin ilenen tebliğine karar verilmiştir. Davalının 06.02.2007 günü Saat: 9.30’da mahkememizde hazır bulunması, belli edilen gün ve saatte gelmedikleri ve kendilerini bir vekil ile temsil ettirmedikleri, mazeret de bildirmedikleri ve delilde ibraz etmedikleri taktirde HUMK.nun 213377 maddeleri gereğince, yargılamanın yokluklarında yapılacağı ve hüküm kurulacağı ve dava dilekçesi tebliğ yerine geçerli olmak üzere ilanen duyurulur. İş bu ilan yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ yapılmış sayılacaktır. 22.01.2007 (Basın: 4085) T.C. ÜSKÜDAR 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ İLAN ESAS NO: 2005/117 Davacı Ulaştırma Bakanlığı vekili Av. Birsel Dede tarafından, davalılar aleyhine mahkememize açılan Kamulaştırma Bedelinin Tespiti Tescil davası uyarınca; Dava konusu Kocaeli İzmit, Körfez Mah., 1858 ada, 1 parsel sayılı 46487 m2’lik taşınmazın 140 m2’lik bölümünün, İzmit Kent içi 4 hatlı Demiryolu inşaatı için, davacı Bakanlık tarafından kamulaştırılmasına karar verildiği, dahili AHMET CELALETTİN MAHMUTOGLU’nun, yapılan tüm aramalara rağmen bulunamaması nedeniyle, mahkememizce duruşmanın yapılacağı 14.02.2007 günü saat 10.00’da adı geçen dahili davalının mahkememizde hazır bulunması, ya da kendisini bir vekille temsil ettirmesi, duruşmaya gelmez ve kendisini bir vekille de temsil ettirmezse, duruşmalara gıyabında devam edileceği ve karar verileceği hususu İLAN OLUNUR. (Basın: 4230) T.C. KOCAELİ ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ İLAN CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle