Katalog

28 OCAK 2007 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Trabzon’da olanları izlemekle yetinen hükümet, Altay’ı Emniyet Müdürü yapmıştı 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Asıl sorumlu hükümet’ Tedaviye olumlu yanıt veriyor ? İstanbul Haber Servisi Ölüm orucunun 293. gününde, Adalet Bakanlığı’nın F tipi cezaevlerindeki koşulları hafifleten genelgesi ile eylemine son veren avukat Behiç Aşçı’nın sağlığı iyiye gidiyor. Çapa’daki İstanbul Tıp Fakültesi’nin Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım’da tedavi altında bulunan Behiç Aşçı’yla ilgili sorularımızı yanıtlayan Anestezi ve Reanimasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Lütfi Telci, “Gidişatı iyi. Yoğun bakımda tedaviye olumlu yanıt veriyor. Ancak hayati tehlike geçmiş değil” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından kendi atadığı Trabzon Valisi ve Emniyet Müdürü’nü görevden almak zorunda kalan hükümet, kentte 2004’ten bu yana yaşanan olayları hep izlemekle yetindi. AKP iktidarı, Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay’ı 16 Mart katliamının kilit ismi olduğu bilinmesine ve Susurluk’ta adı geçmesine karşın bu göreve atamıştı. Daha önceki olaylar sırasında görev yapan Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek de Emniyet İstihbarat Dairesi’nin başına getirilmişti. Trabzon, 2004’te Yasin Hayal’in McDonald’s’ı bombalamasıyla gündeme gelmişti. Arkasından sırasıyla, Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Hicasi Cın Toprağın ve Yıldızların Kokusu... Nasıl kokar limon çiçekleri bilir misin? Nar dalında nasıl üşür? Nasıldır yaşam ve ölüm? Hangi tuzaklar ölüm sancağıdır görebilir misin? Kimi zaman Nâzım’ı, kimi zaman Doğan Öz’ü, Kemal Türkler’i, Orhan Yavuz’u, Necdet Güçlü’yü anımsayarak geçiyor yıllar... O kurulan pusular, ölümler, acılar, hüzünler... Yüreklerimiz hep vardiya yalnızlığı içinde. Umutlarımız çalınmış “Karaoğlan” peşinde. Bir yas kalabalığında geçmiş gençliğimiz. Sevinçler örtülmüş, yazgımız korkuya yenik düşmüş. Hüzün şarkısı hiç bitmiyor!.. Hani tan çiçekleri kuşanmış kurban ateşleri vardır ya, canilerin kara giysilerinden sıçrayan, işte bizimki öyle bir yaşam... Toprağın ve yıldızların kokusunu çoktan unutmuş bir toplum... İşsizlik ve yoksulluk... “Kurtlar Vadisi”nde yetişen 1990 doğumlu çocuklar!.. Aşkı unuttuk, sabah sevişmelerini de!.. André Breton’un dediği gibi, suçların okyanusunda şiir okumayı bile bıraktık: “Kalınlaşan bir duvardı aramızda gece Seçerdim o karanlıkta gözbebeklerini Mestolur, mahvolurdum nefesini içtikçe...” Şimdi, çok uzak bir iklimde okyanusu yudumluyorsun bildiğim kadarıyla... Yorgo Seferis’ten, Robert Desnos’tan şiirler okuyorsun!.. Çiçek açan mevsimleri, havuzlarıyla serin Corinzia’da eğilerek ürkekçe ısıran sazan balıklarını seyrediyorsun... Senin tedirginliğini yalnız ben anlarım, bilir misin? ??? Limon, şeftali, nar, iğde ağacında bir sevda olmalıydı yaşam!.. Ah gençliğimi, geleceğimi, umutlarımı çalan sol siyasetçiler!.. Yağmur dinmiş, ay ışığı vurmuştu odamın içine... Denize baktım, bir de gökyüzüne... Siyasi erk, son 50 yıldır aymaz ve vurdumduymazdı... Talan, soygun, çeteleşme!.. Gecenin soluk alıp verdiği bir saatte, bir otel odasının penceresinden kenti seyrediyordum... Yıllar önce bir yazı yazmıştım, “Git aç kapıyı” başlıklı... O geldi aklıma!.. Git aç kapıyı! Uzun uzun bak ağaçlara, kuşlara, çiçeklere, sulara, denizlere, ormanlara... Bak tomurcuklar açtı, aşk çiçeklendi; kokusu ve taç yaprakları ölü... Git aç kapıyı... Belki mavi bir rüzgârdır esen; bir çığlık, belki bir denizdir konuşan; ya da yitirilmiş aşklar durağında bir kadındır bekleyen... Git aç kapıyı!.. Gitmek için aşka, avlusu tarçın kokan evlere, o şehirlere; ama nerelere söyle? Açıp kapıyı gittim deniz kıyısına... Miroslav Holub’u aradım sabahın ilk ışıklarına dek... Ocak ölümlerini düşündüm... Ören’de DİSK’in o kendi halindeki Tatil Köyü’nde Türkler’le, Abdullah Baştürk’le konuştum uzun uzun... Aliağa’da sendikacı İsmet Ağabey’le, Necmettin Giritlioğlu’yla grev çadırında şarap içtim... Sabahın ilk ışıkları denize düşerken sessizce ağladım!.. ??? Git aç kapıyı!.. Bir delişmen çocuk ağlıyordur tek başına ormanda; bir genç kız kış güneşini bekliyordur doğan günle; bir aşk yeniden başlıyordur bilinmez türküler eşliğinde... Maviyle yaşanmış bir ocak pazarında kaptan dostum Ünal Benlialper’le teknede “suyun gücü”nü konuştuk uzun uzun... Masada “Cumhuriyet gazetesi” vardı... Elime alıp Orhan Tüleylioğlu’nun “Babam neden öldürüldü anne?” yazı dizisini okumaya başladım... Bedrettin Cömert’i anımsadım bir kez daha... Bahçelievler katliamını... 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü... O yürekli askeri savcı Nurettin Soyer’i, Uğur’u, Onat’ı... Sıvas kıyımını, Gazi Mahallesi’nde ölenleri... Kahramanmaraş katliamını... Hıçkırığım boğazıma düğümlendi... Zaten parmaklarım buza çoktan tutukluydu... ? Kendi atadığı Trabzon Valisi ve Emniyet Müdürü’nü görevden almak zorunda kalan hükümet, 16 Mart katliamının kilit ismi olan ve Susurluk’ta adı geçen Reşat Altay’ı göreve getirmişti. dık, ardından da Prof. Dr. Sadettin Güner ve oğlunu bir çete öldürmüş, tutuklu yakınlarının kurduğu TAYAD’ın üyeleri linç edilmeye çalışılmış, Doğulu işçilerin gittiği çay ocağına molotofkokteyli atılmıştı. Kentte ayrıca, MHP İl Başkanlığı önüne bomba bırakılmış, Trabzonsuporlu Fatih Tekke ve Gökdeniz Karadeniz’in otomobil ve işyerleri kurşunlanmış, İtalyan rahip Andrea Santoro 17 yaşındaki O.A. tarafından öldürülmüştü. Son olarak da 19 Ocak’ta İstanbul’da gazeteci Hrant Dink’i öldüren Ogün Samast Trabzonlu çıkmıştı. Kentte 2 yılda yaşanan bunca gelişme karşısında AKP iktidarı olayları sadece dışarıdan izlemekle yetindi. Yetkililer hakkında hiçbir girişimde bulunmayan iktidar, rahip Santoro cinayetinin ardından görevden aldığı Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek’i ise adeta ödüllendirmişti. Akyürek, görevinden el çektirilmesinden kısa süre sonra Emniyet Genel Müdürlüğü’nde Sabri Uzun’dan boşalan İstihbarat Daire Başkanlığı’na getirilmişti. Hükümetin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın deyimiyle “Trabzon hal kının huzuru için” görevden aldığı Emniyet Müdürü Reşat Altay, geçmişte 16 Mart katliamında başrolde yer almıştı. Altay’ın adı ilk olarak 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi çıkışında 100 kişilik öğrenci grubunun üzerine bomba atılmasıyla 7 öğrencinin öldüğü 47 kişinin yaralandığı ve tarihe 16 Mart katliamı olarak geçen olayda gündeme gelmişti. AKP iktidarının, İstanbul için sessiz kalması ise dikkat çekiyor. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Hrant Dink cinayetinin ardından, ortada hiçbir bilgi yokken, “Cinayetin herhangi bir siyasi boyutu ve örgüt bağlantısı yok. Zanlı, milliyetçi duygularla cinayeti işlemiş” demişti. Ancak, Cerrah’ın bu açıklaması İçişleri Bakanlığı’nın dikkatini çekmemişti. TRABZON VALİSİ YAVUZDEMİR ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ‘Uyum yasası’ gerekçesi görevden etti ? Trabzon Valisi Yavuzdemir’in, “Ortada yeni uyum yasaları var. Mahkeme kararı olmadan kişileri takip edemezsin” sözleri nedeniyle görevinden alındığını öne sürüldü. TRABZON (Cumhuriyet) Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir ve Emniyet Müdürü Reşat Altay’ın, Hrant Dink cinayetinden sonra yöneltilen eleştirilere “AB uyum yasalarını” gerekçe göstermesinin hükümette ciddi rahatsızlık yaratması nedeniyle görevden alındıkları öne sürüldü. İçişleri Bakanlığı’nca, yaklaşık 2.5 yıldır Trabzon’da meydana gelen olaylarla ilgili inceleme yapmak için görevlendirilen 2 mülkiye başmüfettişi, valilik ve emniyette çalışmalara başladı. Görüşmelere Trabzon İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Ali Öz ile Emniyet Müdür Yardımcıları da katıldı. Valilik makamında, merkeze alınan Vali Hüseyin Yavuzdemir ve Emniyet Müdürü Reşat Altay ile bir süre görüşen mülkiye başmüfettişleri Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç, daha sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü’ne gitti. Burada da bir süre görüşmelerde bulunan müfettişler daha sonra yeniden valiliğe döndü. Gerek Vali Yavuzdemir ve gerekse Emniyet Müdürü Altay eleştirilere AB uyum yasalarını gerekçe göstererek karşı çıktı. Yavuzdemir, “Yasin Hayal’in neden takip edilmediği” sorusuna şu karşılığı verdi: “Ortada yeni uyum yasaları var. Mahkeme kararı olmadan kişileri takip edemezsin. Polis ve jandarma da yasaların verdiği yetki çerçevesinde hareket ediyor.” Aynı soruya Emniyet Müdürü Altay’ın tepkisi ise şöyle oldu: “AB uyum yasaları çerçevesinde birtakım düzenlemeler yapıldı. Geçmiş dönemde istihbarat görevlileri bu tür konularla ilgili istihbari nitelikte takip ve delillendirme çalışmaları yapabilirken yeni mevzuat değişikliğiyle bunlar mahkeme kararıyla ancak mümkün olur hale geldi. İstihbaratta bunlardan kaynaklanan bir eksiklik olabilir. Bunların mevzuatla yeniden düzenlenmesi lazım. Hele ki devlet güvenliğine yönelik konularda mutlaka güvenlik kuvvetlerinin etkin çalışmasını sağlayacak düzenlemeler yapılması lazım.” Bu açıklamalar hükümetin tepkisini çekti. Göreve başladığı günden bu yana çetelere ve bazı önemli işadamlarına yönelik operasyonlar düzenleyerek halkın takdirini kazanan Altay hakkındaki karar tepkilere neden oldu. Altay’ın, ihalelere yönelik operasyonlar nedeniyle bu durum fırsat bilinerek görevden alınmış olabileceği iddia edildi. Trabzon’da birçok çevre ise İçişleri Bakanı’nın da istifasını istedi. Gökçek’e balonlu protesto ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) SHP Gençlik Meclisleri üyesi bir grup, Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’i, “kenti kötü yönettiği’’ gerekçesiyle dün balon uçurarak protesto etti. SHP Gençlik Meclisleri Genel Başkanı Mustafa Erdoğdu, Kızılay’daki eylemde yaptığı açıklamada, “Ankara’nın 13 yıldır kötü bir belediyecilik anlayışıyla yönetildiğini’’ vurguladı. SHP’liler, daha sonra “Melih’in balonları’’ adını verdikleri balonları uçurarak “kenti kötü yönettiğini’’ belirttikleri Gökçek’i protesto ettiler. Öğretmenler birbirine girdi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN) Olağanüstü Genel Kurulu’nda, EğitimSen ve Türk EğitimSen üyesi delegeler arasında sert tartışmalar yaşandı. Zaman zaman itişmelerin de olduğu genel kurulda İLKSAN’ın tasfiye edilmesine ilişkin önerge reddedildi. Türk EğitimSen üyesi delegelerin tek önergesi ile divan başkanlığı oluşturulduktan sonra EğitimSen Genel Başkanı Alaattin Dinçer bir konuşma yaptı. Dinçer, İLKSAN’ın yapısının son yıllarda çok eleştirildiğini ifade ederek “Siyasal iktidarlar İLKSAN’ı arpalık gibi kullandı. Bakanlığın sandık üzerinde etkin olması da doğru değil’’ dedi. musakart@yahoo.com Dink ailesi helva dağıttı Feriköy Surp Vartanos Ermeni Kilisesi’nde yapılan törene Dink’in dostları, Agos çalışanları ve çok sayıda yurttaş katıldı İstanbul Haber Servis iAgos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden 8 gün geçmesinin ardından ailesi, Feriköy Surp Vartanos Ermeni Kilisesi’nde helva dağıttı. Agos gazetesinin dün piyasaya verilen “Hrant Dink Özel Sayısı” bugün İstiklal Caddesi’nde aydınlar tarafından satılacak. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün yanı sıra Dink’in dostları, Agos gazatesi çalışanları ve çok sayıda yurttaşın da katıldığı helva dağıtımı sırasında zaman zaman izdiham yaşandı. Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, kızları Delal ve Sera ile oğlu Arat’ın da katıldığı törende dua okundu ve kilisenin mutfağında yapılan helva dağıtıldı. Dink ailesi akşam da yakın akrabalarına, Agos gazetesi çalışanlarına ve kilise çalışanlarına yemek verdi. Öte yandan Dink’in öldürülmesine tepki göstermek amacıyla “Çıplak Ayaklar Kumpanyası” oyuncuları Şişli’de gazete binasının önünde 10 dakika yerde yattılar. Tiyatroculara bazı yurttaşlar da katıldı. Bu arada Agos çalışanları ve Ermeni cemaatinden bazı kişiler artık gösteri yapılmasını istemediklerin ifade ettiler. Bir haftadır biriken çiçek ve mumlar da temizlik işçileri tarafından kaldırıldı. “Çıplak Ayaklar Kumpanyası” oyuncuları Agos önünde eylem yaptı. CHP’Lİ MUSTAFA ÖZYÜREK SAMSUN VALİSİ TALEP ETTİ hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ADD Genel Kurulu bugün sona eriyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Şener Eruygur, anayasal düzenin olmazsa olmazını teşkil eden Atatürkçü düşüncenin tehdit altında olduğuna işaret ederek “Kemalist ideolojiyi yüce Atatürk’ün öngördüğü şekilde uygulamaya koymanın yollarını aramak zorundayız” dedi. Genel kurulda yönetim, denetim ve disiplin kurulları için seçimler bugün yapılacak. ‘Celalettin Cerrah da görevden alınmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Trabzon valisi ve emniyet müdürünün merkeze çekilmesi, ana muhalefet partisi CHP tarafından “gerekli ama yetersiz” bulundu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın da görevden alınması gerektiğini bildirdi. Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir ile Emniyet Müdürü Reşat Altay görevden alınırken, muhalefet gerçek siyasi sorumluların ortaya çıkarılmasını istedi. CHP’li Özyürek, Dink suikasti gerçekleşmeden önce rahip Santoro cinayeti ve McDonalds’ın bombalanması olaylarının yeterince araştırılmadığını vurgudı. Özyürek şunları söyledi: “Bu üstüne gitmeyiş onların inisiyatifiyle mi oldu, yoksa yukarıdan birileri ‘üzerine gitmeyin’ diye yönlendirdi mi, talimat mı verdi? Bunların bilinmesi gerekiyor. İstanbul Emniyet Müdürü’nün de görevden uzaklaştırılması gerekiyor. Ancak siyasi irade ortaya konursa bağlantılar ortaya çıkar. Görmezden gelerek, geçiştirerek gerçek sorumlular bulunamaz.” Bayraklı fotoğrafı müfettiş araştıracak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazeteci Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın Türk bayrağı önünde görüntülenen fotoğrafının basında yer almasıyla ilgili olarak Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun İçişleri Bakanlığı’ndan müfettiş talebinde bulunduğu bildirildi. Samsun Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Samast’ın Türk bayrağı önündeki fotoğrafının ne şekilde çekildiği ve nasıl dağıtıldığı konusunun araştırılması amacıyla müfettiş görevlendirilmesi talebini dün İçişleri Bakanlığı’na iletti. Müfettişin, konuyu araştırmak üzere yarın Samsun’a gideceği belirtildi. Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, önceki günkü basın bilgilendirme toplantısında, Dink’in katil zanlısı Samast’ın fotoğrafının Türk bayrağı ve Atatürk’ün sözleri fon alınarak çekilmesi olayıyla ilgili soruya, “Söz konusu fotoğraf İstanbul’da değil Samsun’da çekilmiş. Samsun Emniyet Müdürümüzle görüştüm. Bu konuyla ilgili bir açıklama yapacaklarını söylediler” karşılığını vermişti. CUMHURİYET 05 K