22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 OCAK 2007 SALI CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 SİEMENS’TE 2007’NİN İLK SERGİSİ Merakla beklenen ‘Mutluluk’ Zülfü Livaneli’nin ‘Mutluluk’ adlı romanından aynı adla beyazperdeye uyarlanan filmi Abdullah Oğuz yönetti. Kültür Servisi Türkiye’de olduğu kadar dünyada da büyük yankı uyandıran Zülfü Livaneli’nin “Mutluluk” adlı kitabı, yönetmen Abdullah Oğuz tarafından sinemaya uyarlandı. ANS Prodüksiyon ve Yunan şirketi Highway Productions’ın ortak yapımı olan filmde başrolleri Talat Bulut, Özgü Namal, Murat Han, Lale Mansur, Mustafa Avkıran, Emin Gürsoy, Şebnem Köstem, Alpay Atalan gibi isimler paylaştı. Filmin mart ayında gösterime girmesi planlanyor. Meryem, Cemal ve İrfan’ın tesadüfler sonucu hayatlarının kesişmesiyle başlayan filmde töre, aşk, kaçış ve farklı hayatların buluştuğu yolculukta yaşananlar anlatılıyor. Nefes kesen bir takibin de yaşandığı filmin müzikleri Zülfü Livaneli tarafından yapılıyor. Filmin senaryosu Kubilay Tunçer, Elif Ayan ve Abdullah Oğuz imzası taşıyor. Filmin yönetmeni Abdullah Oğuz filmle ilgili şunları söyledi “Mutluluk’un kitabını okuduğumda ben bu hikâyeyi perdede de görmek istiyorum demiştim. Töre cinayetleri Türkiye’nin en büyük kanayan yaralarından biri. AB’ye girme arifesinde, Türkiye’nin bu utanç verici gerçeği ile yüzleşmesinde bu filmin önemi ve uluslararası platformdaki etkisinin büyük olacağını düşünüyorum. Filmin bu anlamda önemli bir özelliği de, Türkiye’nin hem geleneksel hem de çağdaş yüzünü bir araya getiren bir yolculuk ekseninde ilerlemesi.’’ Sanatçı gözüyle sanatpara ilişkisi Kültür Servisi Siemens Sanat’ta 2007’nin ilk sergisi bugün açılıyor. “Sanat ve Para” adını taşıyan serginin küratörlüğünü Marcus Graf yapıyor. Sergide sanatçıların resim, heykel, fotoğraf, video ve obje türündeki yapıtlarıyla “sanat ve para” ilişkisi sorgulanıyor. Sergide; Ragıp Basmazölmez, Ergun Yıldız, Recep Keçeli, Meryem Yıldız, Mehmet Ali Uysal, Ali Eker Kumtepe, Erkan Özdilek, Volkan Aslan, Aleks Buberoğlu, Gülriz Buberoğlu ve Volkan Ekşi’nin yapıtları yer alıyor. Eva Haule’nin ‘Tutsak Kadınların Portreleri’ fotoğraf sergisi Karşı Sanat Çalışmaları Sergi Salonu’nda Bir tutukludan özgürlüğün fotoğrafları kurumunun kilit vurarak hedeflediği şey, utanç ve suçun yüzlerini bir biçime Eva Haule’nin ‘Tutsak Kadınların sokmaktır. Biz fotoğrafları çekilenler, Portreleri’ fotoğraf sergisi Karşı Sanat halen özgürlüğe olan inancımızı bu biÇalışmaları sergi salonunda sergileniyor. çimde anlatmak istedik” diyor. 1998 2003 arasında AlmanyaPreunFotoğrafçı Orhan Cem Çetin şunları gesheim Cezaevi’nde çektiği fotoğraflarsöylüyor: “ ‘Bedenime sahip çıkabilirsin dan oluşan sergide ABD, Trinidad, Kolomama ruhuma asla!’ Çoğu kez gülüp geçbiya, İsveç, Bosna, Makedonya, Türkitiğimiz bu Türk filmi klişesi aslında ne ye’den 21 kadın tutuklunun portreleri yer kadar dikkate dealıyor. ğer bir gerçeği dile Haule onlar için, “Zor yaşamı ? Fotoğrafçı Orhan Cem Çetin şunları söylüyor: getiriyor. Bu kadınonur ve güzellikle sürdürüyorlarlar soyunarak fark‘Bedenime sahip çıkabilirsin ama ruhuma asla!’ dı; yaşadıkları her şeye karşın solılaşıyor, kimlikleriÇoğu kez gülüp geçtiğimiz bu Türk filmi klişesi kakta yaşamak, şiddete maruz ni ortaya koyma kalmak, hastalık, yoksulluk, çoaslında ne kadar dikkate değer bir gerçeği dile şansını buluyor. cuklarından ayrı kalmak yıkılMilyonlarca yıllık getiriyor. Bu kadınlar soyunarak farklılaşıyor, mamışlar, sinmemişler. Fotoğrafevrim sürecimizin kimliklerini ortaya koyma şansını buluyor. larını çekerken yüzlerinde gördübize bağışladığı evğüm bu duygulardı. Bu kadınlar rensel beden dili kuonlara saygıyla baktığımı, onları güzel toğraf çekebildiğimiz odamızda arka rabilme ve okuyabilme becerimiz sayebulduğum için fotoğraflarını çektiğimi planda ya beyaz duvarlar ya da astığı sinde bu fotoğraflar uzun birer görüşbiliyorlardı. Özgeçmişlerimiz tümüyle mız siyah bir bez oluyordu. Hiçbir re meye ve içten mektuba dönüşüyor.” farklı da olsa bizi birbirimize bağlayan simde hapishanede olduğumuz belli deGoethe Institutİstanbul ve Anadolu ‘içsel özgürlüğü ve canlılığı cezaevinde de ğil. Kimse bir pencereparmaklık önü Kültür AŞ’nin desteğiyle hazırlanan serkoruyabilmek için üretici olmak kesin bir ne geçip durmadı. Şunu anlatmak iste gide, demir parmaklıklar ardından fotoğzorunluluktur’ düşüncesiydi” diyor. dik: ‘Bu benim işte’.” raflarla bize gelen içten, sıcak, özgür mekCezaevine dışarıdan gelen iki gönüllü 1982’den beri hapishanede olan ve fo tubu 27 Ocak’a kadar, Eva Haule’nin fofotoğrafçıdan öğrenerek başladığı fotoğ toğrafı çekilen Christian Klar: “Cezaevi toğraflarından okuyabilirsiniz… YILDIZ ÇELİK ‘Kim Korkar Virginia Woolf’tan?’ ? Kültür Servisi Edward Albee’in 45 yıl önce yazdığı “Kim Korkar Virginia Woolf ’tan” adlı oyunu İstanbul Değişim Atölyesi Oyuncuları tarafından Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde sahneleniyor. “Kim Korkar Virginia Woolf ’tan?” oyunundaki karakterler bize gerçek yaşamın birer kopyasını anımsatıyorlar. Müge Saut’un yönettiği oyunda Tuğba Birincioğlu, Nevzat Süs, Metin Gökcan ve Müge Saut rol alıyor. “Kim Korkar Virginia Woolf ’tan” adlı oyun 27 Ocak günü saat 20.00’de izlenebilir. (Tel: 0 216 414 63 26) rafçılık içinse şöyle diyor: “Kadınlardan hiçbiri, fotoğrafları başkaları görsün diye değil, kendileri ve aile dostları için çektirdiler; bense bu fotoğraflardan bir sergi hazırlamak istiyordum. Ve hep burada yaptığım şey, beni buradan çıkarmalı diyordum. Bu hedefim için de beni desteklediler. Hapishanede olanaklar fazla değildi. Zaman geçirdiğimiz ve fo Brit Ödülleri adayları açıklandı ? Kültür Servisi Britanya müzik endüstrisinin en önemli ödülleri olan Brit’lerin bu yılki adayları açıklandı. Dört dalda birden ödüle aday gösterilen genç şarkıcı Lily Allen, ödüllerin en iddialı isimlerinden biri. Muse ve Gnarls Barkley üçer dalda aday gösterilerek Lily Allen’ı takip ettiler. “Yılın En İyi Britanya Albümü” ödülüne Lily Allen ve Muse’un albümlerinin yanı sıra Amy Winehouse’un “Back to Black”, Arctic Monkeys’in ‘Whatever People Say I Am, That’s What I’m Not’ ve Snow Patrol’ın ‘Eyes Open’ adlı çalışmaları aday gösterildi. Bob Dylan, Justin Timberlake, Christina Aguilera, Beyonce, Pink ve Red Hot Chili Peppers ise uluslarası dallarda aday gösterilen isimler arasında bulunuyor. Ödüller 14 Şubat gecesi Londra’da Earls Court’ta sahiplerini bulacak. DR. SEFA ULUKAN’IN FOTOĞRAF SERGİSİ DÜN 75. YIL SANAT GALERİSİ’NDE AÇILDI ‘En yakın Çin’ Sincan’da dört mevsim ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu (FIAP) sanatçısı Dr. Sefa Ulukan’ın FIAP Çin Fotoğraf Federasyonu’nun davetlisi olarak Ağustos 2006’da gittiği Çin Halk Cumhuriyeti Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çektiği fotoğraflardan oluşan sergisi dün Adana Büyükşehir Belediyesi 75. Yıl Sanat Galerisi’nde açılıdı. 31 Ocak’a dek açık kalacak sergide 90’ın üzerinde fotoğraf yer alıyor. Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin Çinli ve yabancı fotoğrafçıların gözüyle belgelenmesinin amaçlandığı “Sincan’da Dört Mevsim” konulu uluslararası tasarı kapsamında diğer ülkelerden gelen fotoğraf sanatçılarıyla birlikte 4 bin kilometrenin üzerinde yol alarak binlerce fotoğraf çeken Dr. Ulukan, bölgedeki deneyimini şöyle anlattı: “Türkiye’den kuş uçuşu binlerce kilometre ötede, çölün ortasında, annelerimizin, babalarımızın isimleri… Beş yaşındaki bebe ve yüz on beş yaşındaki dede ile anlaşabilme mutluluğu… Tanıdık bir damak tadı, sanki Adana… Tüylerimi diken diken eden tınılar, sazlar, sözler… Avrupalı, Ameyorduğu ellerini... Çekirdeksiz üzümler kurutulurken Turpan’daydım… Kaşgarlı Mahmut’un diyarındaydım… Tüm denizlere en uzak başkent Urumçi’deydim… İpek Yolu’nun başındaydım… İpeği ipek yapan eller dokurken ellere de, ipeğe de dokundum… Çöl ortasında bir Uygur düğününde çeyiz sandığı açılırken sanki buradaydım... Sözle anlatamazdım, fotoğrafladım.” 75. Yıl Sanat Galerisi’ndeki sergide 70 x 100 cm. boyutlarında doksanın üzerinde renkli fotoğrafının sergileneceğini söyleyen Dr. Ulukan, Adana Fotoğraf Amatörleri Derneği (AFAD) kurucularından ve 15 yıl yöneticilik yapmış. 1986’da Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu Sanatçısı (Artiste of FIAP) unvanını alan ilk Adanalı olmuş. 1983’te Kanada’da Dünya Üniversite Oyunları’nda fotoğraf dalında altın madalya; 1990’da Avustralya Vigex Fotoğraf Yarışması’nda, 1993’te UNESCO’nun ‘Aile’ konulu fotoğraf yarışmasında, 2005’te RomanyaArad Uluslararası Bienali’nde birincilik gibi pek çok uluslararası ödülü var. Şiirdir, iki cihanın dirliğidir ARİF DAMAR rikalı, Çinli fotoğrafçılara tercümanlık yapabilmenin hazzı. Sıcacık yürekli, dünya güzeli insanlar. Alışkanlıkları, düğünleri, mezarları, beşikleri, dansları, ilahileri, sazları, isimleri ile Çin’in en batısı, her şeyi ile bize en yakını… Yüz yaşını çoktan geçmiş dedem ‘Balam, sizin ecdat buralardan göçtü, Taklamakan’dan, Altay Dağları’ndan’ derken gözleri doldu, gözlerim doldu. Yaşlı bir nene bir daha görüşemeyiz diye arkamızdan ağlarken öpüp alnıma koydum yaşamın Aralık 2006 edebiyat dergilerinden: Akatalpa, Andız, Berfin Bahar, Deniz Suyu Kâsesi, Dize, Aşkın e Hali, Esmer, Evrensel Kültür, Etken, Hürriyet Gösteri, Hayal, İle, Kitaplık, Merdiven Şiir, Mor Taka, Sanat ve Hayat, Sözcükler, Şiiri Özlüyorum, Tavır, Tay, Üç Nokta, Varlık, Yasak Meyve ve Yazılı Kaya’da yayımlanan şiirleri okudum, inceledim. Hüseyin Ferhad’ın Sözcükler dergisinde yer alan “Ama Gel de Anlat” adlı şiirini Ayın Şiiri olarak değerlendirdim. Hüseyin Ferhad uzun yıllardan beri şiir yazıyor, yayımlıyor. Sanırım çıkmış kitabı, kitapları vardır. Ben yalnız dergilerde yayımlanan şiirlerini okudum, okuyorum. Ahmet Erhan’ın yakın arkadaşı olduğunu biliyorum. Ahmet Erhan (kendisine acil şifalar diliyorum) 1980’de Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü aldığı zaman kendisini tanımıştım. O yıllarda Ankara’da yaşıyordu. Şimdi, sanırım Adana’da yaşıyor. Türk destanlarına en çok ilgi duyan ve şiirlerinde de bu yönü açıklıkla görünen özgün bir şair. Okunduğunda çok kolaylıkla anlaşılacağı gibi yaşayan en büyük şairlerimizden Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya (kendisine sağlıklı uzun ömürler dilerim) bir övgü, bir saygı sunmadır. Hüseyin bunu beylik laflara düşmeden ince bir şiirsellikle, ustalıkla yapıyor. Çok eski bir şairle henüz genç sayılabilecek bir şairi birbirlerine yakınlaştıran, her ikisinin de Türk ulusunun bir bireyi olmaktan duydukları gurur ve mutluluktur diyebiliriz. Hüseyin Ferhad’a sevgi ve selamlarımı gönderirken bu şiirinden ötürü de kendisini kutlarım. AMA GEL DE ANLAT İki yol, İpek ve Baharat nerde kesişir? ve hangi nehir hangi nehirle çiftleşir onların zifaf döşeğinde? Bildimdi: Hayal ve Hâkikat kutsal bir denklem ve hayat o denklemin ş harfidir İki yol, İpek ve Baharat kalbimde kesişir, ve gölgem Asya’nın Ön’üne düştüğünde eğnimle yer değiştirir. Sordumdu: Aklın yolu bir İse neden gülşeni İrem cehennemden beter bir halde İki yol, İpek ve Baharat kalbimde kesişir, ve nerde seviştiyse Aslı’yla Kerem orada, aslının kanadığı yerde. Yasınızı tutmam dedimdi çağırmayın beni gelmem dedimdi ama gel de anlat İki yol, İpek ve Baharat kalbimde kesişir, ve ossaat bütün çöl ve stepler yeşerir. Nedir ş harfinden maksat unuttumdu, hatırladım şimdi: Dağ ol, ‘larca ol şair, diye başlar o hikayat SUNU Velev ki lal oldun, sesine muhacir, yürüdün yek başına o zilsiyah o som sessizliğe. Bir kitap Çocuk ve Allah okudun ve şerh düştün izleğine: şiirdir, iki cihanın dirliğidir ama diyeti bir defada ödenir ve çözüldün haznesine o yaşlı kurdun: artık ses bayrağın değildir Türkçe yurdundur yurdun HÜSEYİN FERHAD PORTRE / HÜSEYİN FERHAD Hüseyin Ferhad l954’te Hatay’ın Hassa ilçesinde doğdu. İlk ve ortaokulu Hassa’da okudu. 1972’de parasız yatılı Mersin İlköğretmen Okulu’nu bitirdi. İki yıl Urfa’da sınıf öğretmenliği yaptı. 1979’da Gazi Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümü’nden mezun oldu. Gazi Eğitim Enstitüsü’nde öğrenciyken girdiği filmradyotelevizyon ile eğitim merkezinde radyo program yazarı ve yönetici olarak on iki yıl çalıştı. Halen Adana’da yaşıyor. İlk şiiri “Kürt Çiçekleri” 1978’de Yeni Türkü’de yayımlandı. Aynı yıl Sanat Emeği’nde tekrar yayımlandı. Akabinde İngilizce, Hollandaca, Almanca ve Kürtçeye çevrildi. Ve Yürüdük Gecenin Ateşleri İçinden’le 1984 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü’nü Behçet Aysan ve Bedrettin Aykın’la paylaştı. Söyle Gölgen de Gitsin’le 1994 Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü, toplu şiirlerinin içinde yer alan Hazer İçin Birkaç Sarı Gül’le de 2001 Altın Portakal Şiir Ödülü’nü kazandı. Beşir Sevim’in hazırladığı Hüseyin Ferhad Şiirinin Kültür Sözlüğü Mersin Üniversitesi tarafından bitirme tezi olarak kabul edildi (2002). Antalya Kültür Sanat Vakfı’nca ödül alan kitabına ilişkin sempozyum metinleri Hüseyin Ferhad Şiiri (2003) adıyla kitaplaştırıldı. 2. Mediterrane Letteren Festival çerçevesinde “Akdeniz’in Sıfır Noktası” adlı şiirinin yedi bölümü Hollandacaya çevrildi (2003). Yom Sanat dergisi “Artık Gelmem Otağınıza” başlıklı bir Hüseyin Ferhad dosyası yayımladı (MartNisan 2004). CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle