23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 AĞUSTOS 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Mardin’den Muğla’ya atanan ‘kültür valisi’ Temel Koçaklar, ilk 6 ayında 6 yıllık gibi 15 ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Vali kolları sıvayınca... Yel değirmenleri... arihsel ve kültürel değerlerimizin ‘‘Özel İdare T kaynakları’’ ve ‘‘yerel kuruluşlar’’ın katkılarıyla yaşatılmasına yönelik olarak işte böylesine hum Duygu Asena’nın Adı Neden Var? Kimi yaşamların fizik varlığı son bulduktan sonra yapılan değerlendirmelerde, o yaşamların adandıkları hedeflerin çok ötesinde anlamlar taşımakta oldukları da anlaşılır. Tıpkı, Duygu Asena’nın yaşamı gibi... Yaşam yolu boyunca savunduğu davalar bağlamında sergilediği yürekliliği ölüme uzanan yolu boyunca da hiç yitirmeyen Duygu Asena’yı bundan böyle sadece Türkiye’de kadın hakları savunucuları arasında saymakla yetinmek ve onu bu kapsamda anmak, kanımca Duygu Asena adını, bu adın çatısı altında bir yaşam boyunca toplanmış savaşımları yeterince kavrayamamakla eşanlamlı olur. Evet, yasalardaki tüm çağdaş kurallara karşın, geniş kesimlerde kadının hâlâ gerçek yerini bulamadığı, töre cinayetlerinin alışılagelmiş haberler arasındaki yerini koruduğu bir ülkede bir kadın olarak ‘kadın’ın savunuculuğuna soyunmak, elbette başlı başına yürekli bir tutumdu. Gelgelelim Duygu Asena, yalnızca kadını savunmakla, onun tüm haklarının sözcülüğünü düşünülebilecek en geniş anlamda yapmakla yetinmedi. O, kanımca bundan çok daha önemli ve artık onun gerçek mirası diye değerlendirmemiz gereken bir eylemi gerçekleştirdi: Kadının kimliğini ve haklarını, kadınerkek ayrımını tümüyle yadsıyan, dışlayan bir insanlık onuru anlayışı adına savundu. Bir ilke diye de nitelendirilebilecek bu savaşım, kadının, hangi kapsamda ve ne adına olursa olsun, aşağılanmasına, toplumda geri plana itilmesine, yok sayılmasına ve yok edilmesine karşı çıkan, bütün bunların doğrudan insanlık onuruyla bağdaşmazlığı gerekçesiyle, bu davranışlara kalkışanların insanlık suçu işlemiş olacakları gerekçesiyle yürütülen bir savaşımdı. ??? Mustafa Kemal Atatürk, Milli Mücadele’nin zaferle sonuçlandırılmasından hemen sonra, yeni Türk toplumunda kadınerkek eşitliği meselesini ve kadının, bütün uygar toplumlarda olduğu gibi, bizim toplumumuzda da kendisine, o zamana kadar olduğu gibi, sadece yakıştırılan değil, ama gerçek anlamda yakışan yerini almasını bağımsız bir savaşım niteliğiyle sergilediğinde, bunu sadece kadını düşünerek değil, fakat olması gereken konumdaki kadını içinde yaşadığı toplum açısından bir uygarlık göstergesi saydığı için yapmıştı. Bundan böyle Duygu Asena’nın yaşam yolunu bir bütün olarak inceleyenler de aynı tabloyla karşılaşacaklardır. ??? Bu nitelikteki bir savaşımı Duygu Asena, yaşadığı sürece ülkesinde sadece buyurgan bir erkekegemen anlayışa karşı yalnızca erkeklere yönelik olarak değil, fakat gerçek anlamda kadın olabilmenin bilincini kadınlıklarına rağmen taşıyabilmekten henüz uzak bir kadın kesimine de yönelik yürüttü. Duygu Asena, hiçbir zaman kamusal yaşamda sözde kadınlıklarının haklarını sahiplenen, ama kendi yaşamlarının kuytuluklarında, kimi çıkarlar ve rahatlıklar uğruna, bütün dizginleri erkeklere bırakmakta sakınca görmeyen süslü kadınlardan olmadı. Duygu Asena, içinde yaşadığımız iklimde çoğu kadın tarafından en büyük övgü sayılarak baş tacı edilen ‘erkek gibi kadın!’ söyleminde gizli olan maçoluk tuzağına hiç düşmedi; o, her zaman ve tüm değerleriyle ‘kadın gibi kadın’ olabilmenin saygınlığını savundu. Duygu Asena için ‘kadının adı’, ancak kendi kadınlığının bilincine bütün insan değerleri bağlamında varabilmiş ve böyle bir bilincin kaçınılmaz biçimde beraberinde getireceği tüm sorumlulukları gizliden erkeğin korumasını asla aramaya kalkışmaksızınaçıkça, ödünsüz üstlenmeye hazır olan kadınlara yakışabilecek bir addı. Zaten Duygu Asena’nın da adı bu yüzden var, ve bu ad, varlığını yine bu yüzden hep sürdürecek. eposta: acem20?hotmail.com ahmetcemal?superonline.com ‘‘İnsanlığın kültür mirası...’’ ‘‘Akdeniz’le Ege’nin buluştuğu yeryüzü cenneti...’’ ‘‘Turizmdeki misafir odamız...’’ Bu tanımlamalar ‘‘Muğla’’ için... Yazarı ve ‘‘müellif’’i ise yeni valisi Temel Koçaklar. Yaklaşık 6 yıl görev yaptığı Mardin’in kültürel zenginliğini de aynı şiirsel söylemle sahiplendikten sonra, geçen ocak (2006) ayında atandığı Muğla’nın, tarihini ve doğasını işte bu sözlerle hemen ‘‘himaye’’sine almış gibi. Antikçağın ‘‘Karya’’sından öylesine etkilenmiş ki; ‘‘Yeryüzünde herkes için keşfedilecek ayrı bir Muğla vardır’’ diyor ve 320 arkeolojik, 71 doğal, 15 kentsel sit alanının bulunduğu yeni ‘‘il’’i için, ‘‘uygarlıkların beşiği ülke’’sini de gözeterek şunları ekliyor: ‘‘Türkiye’nin her yanı güzel, ancak; Muğla’nın KÜLTÜR ENVANTERİ DE TAMAMLANIYOR Vali Koçaklar’ın hemen ilgilendiği bir çalışma da önceki yıl başlanan Muğla Kültür Envanteri. Akyaka’daki Nail Çakırhan evleri de bu yıl tamamlanacak çalışmanın kapsamında (sağda altta). Eskihisar’daki Osmanlı dönemi köy merkezi terk edilmiş; ancak şimdi yeniden canlanacak (sağda üstte). 300 yıllık Eskihisar Camisi de kurtarılacak (üstte solda). doğası ve tarihi özeldir...’’ Üstelik bütün bunları özel sohbetlerinde ya da konuşmalarında söylemekle yetinmiyor, aynı sözler valiliğin ‘‘resmi çalışma raporu’’nda da aynen yer alıyor... Muğla’da henüz altı ayını dolduran Temel Koçaklar’a neler ‘‘tasarladı’’ğını soruyoruz. Meğer sözcüğü yanlış seçmişiz. Çünkü ‘‘beklenen’’ projelerine çoktan başlamış; bazıları da tamamlanmak üzere. Örneğin, önceki Vali Hüseyin Aksoy’un Muğla tarihi kent dokusunda yeniden yaşattığı, tarihi ‘‘Hacı Kadı Evi’’ni yalnız bırak mamak için, ‘‘Moralılar Evi’’ de restore ediliyor. Bozüyük’te bulunan Hacı Şükrü Evi’nin kültür turizmine kazandırılmak üzere başlatılan onarım çalışmaları yakında bitecek. Acil ‘‘kurtarma’’ kararı verilerek hemen projelendirilen bir başka yöresel mimarlık örneği ise müzeciliğimizin öncüsü Osman Hamdi Bey’in 19. yüzyıl sonlarında Yatağan’daki antik Lagina’yı incelerken kaldığı Turgut beldesindeki ev. Koçaklar, bunların dışında, 2 eski özgün evin daha elektrik ve makine mühendisleri odaları Muğla birimlerince hizmet binaları şeklinde kullanılmasına önderlik ediyor. Bodrum’da, belediyenin yanındaki tarihi bir evin restorasyonu için çalışmalar başlatırken, ‘‘Kaymakam Evi’’ de yerel mimariye uygun yapılacak. Eski ‘‘Hâkim Evi’’ binasının restorasyonu içinse proje çalışmaları sürüyor. Bu arada, Muğla’daki tarihi Kız Meslek Lisesi Binası’nın restorasyonu ihale edilmiş. ‘‘Kültür mirası’’ olan Vali Konutu’nun da onarım ihalesi yapılmak üzere. malı bir ‘‘coşku’’yla kolları sıvayan Vali Temel Koçaklar’ın, kendi deyimiyle en anlamlı projeleri arasında ‘‘yel değirmenleri’’ de var. Özellikle Bodrum ve Datça yarımadalarının bu yöresel ‘‘kimlik simgeleri’’ni de yok olmaktan kurtarmayı hedefleyen proje, hemen akla gelen ‘‘bar ve disco’’ gibi kullanımları öngörmüyor. Bodrum’da sayıları 37’yi bulan ‘‘metruk ama ayakta’’ki yel değirmenleri, öncelikle ‘‘el sanatları’’, ‘‘yöresel ürünler’’, ‘‘halıcılık, kilimcilik’’ vb. amaçlarla kullanılmak ‘‘koşul’’uyla, bunlarla bütünleşmiş ‘‘kafeterya’’ hizmetlerine de açık şekilde halkla ve turizmle buluşacaklar. Geceleri aydınlatıldıklarında da yarımadanın peyzajına özel bir zenginlik katacaklar. Bir başka özgün proje ise Yatağan Termik Santralı’na ait kömür ocaklarının arasında yıllardır ‘‘varlığı’’nı korumaya çalışan tarihi Eskihisar Köyü’nün zarif ahşap camisini, köy kahvesini ve meydanını yeniden yaşama kavuşturmak. Aynı yerdeki antik Stratonikeia kenti ile iç içe ve üst üste olan Eskihisar, 17. yüzyıl kırsal yerleşim karakterini ve mimari geleneklerini yansıtan eski dokusuyla kömür ve kül tepeleri arasında bir ‘‘kültür vahası’’ gibi... Antik kalıntılarla birlikte bu Osmanlı uygarlığı mirası da ‘‘birlikte’’ ziyaret edildiğinde, insan adeta ‘‘tarihin zaman tüneli’’nde gezinmiş gibi oluyor. ‘BARIŞ KÜLTÜRÜMÜZ OLSUN’ Kültür Servisi Çanakkale Uluslararası 43. Troia Festivali, 9 16 Ağustos tarihleri arasında yapılacak. Ana teması ‘Barış, Kültürümüz Olsun’ olarak belirlenen festival etkinlikleri, 9 Ağustos’ta Belediye Başkanlığı ile Cumhuriyet alanı arasında düzenlenecek festival yürüyüşüyle başlayacak. Festivale Slovakya, Gürcistan, Romanya, Ekvador, Bulgaristan, Polonya, Macaristan, Bosna Hersek, Hırvatistan, Rusya ile bazı illerden katılacak halkoyunları ekipleri, festival süresince kentin değişik mahallelerinde gösteriler sunacaklar. Festivalde ayrıca Zuhal OlcayBülent Ortaçgil, Hedon ve Sertab Erener ile çeşitli yerel sanatçılar ve topluluklar konser verecek, çeşitli sergiler açılacak. Çocuk ve büyüklere yönelik çeşitli tiyatro toplulukları oyunlarını sergileyecek. Etkinlikler kapsamında 10 Ağustos’ta Troia antik kentinde yapılacak açılış töreninde ise Troia Festivali Afiş ve Seramik Ürün Tasarımı Yarışması’nda dereceye girenlere ödülleri verilecek. Festival kapsamında, Çanakkale’nin kardeş kenti olan Almanya’nın Osnabruck Konservatuvarı sanatçıları da bir konser verecek. İstanbul Jazz Center’da ‘Üçüncü Dünya Aşkı’ Kültür Servisi Açıldığı günden bu yana dünyaca tanınan caz sanatçılarını İstanbul’a getiren Jazz Center, ağustos ayında da ünlü bir topluluğu ağırlıyor. Özellikle son dört yıldır İspanya, İsrail, Fransa va Amerika’da çok ünlü olan Third World Love, 8 12 Ağustos tarihleri arasında İstanbul Jazz Center’da müzikseverlerle buluşacak. Müziklerini caz, Ortadoğu ve Afrika müziğinin bir bireşimi olarak yorumlayan topluluk, basta Omer Avital, trompette Avishai Cohen, piyanoda Yonatan Avishai ve davulda Daniel Freedman gibi tanınmış müzisyenlerden oluşuyor. İlk olarak 2002 yılında topluluk olarak çalışmalara başlayan Third World Love, birkaç hafta süren ilk turlarının ardından ilk albümleri ‘Third World Love Songs’ için stüdyoya girdi. Kısa sürede Fransa ve İspanya’da ünlenen topluluk, 2004 yılında ikinci albümleri ‘Avanim’i çıkardı. Ardından Fransa, İspanya, İngiltere ve ABD’yi kapsayan bir turneye çıkan topluluğun, albümle aynı adı taşıyan parçaları büyük ses getirdi. Topluluğun ünlü trompetçisi Avishai Cohen İsrail’de doğup büyümüş. Müziği, genelde Ortadoğu ve İsrail müziğinin hem elektrik, hem de akustik cazla bir araya gelmesinden oluşur. Özellikle New York’un caz çevresinde çok ünlü olan Cohen, farklı müzik biçemi sayesinde folk/caz şarkıcısı Karen Ann, piyanist Jason Lindner, Roy Hargrove gibi müzisyenlerle ve kendi topluluğu Third World Love ile albümler yapma olanağı buldu. (0 212 327 50 50) KEÇİBORLU ASLİYE HUKUK AİLE MAHKEMESİ’NDEN SAYI 2006/10 / Esas. 2006/104 Karar Davacılar Mehmet Göl ve Ülkü Ayşe Göl tarafından davalı Nüfus Müdürlüğü aleyhine açılan isim tashihi davasının sonucunda. Afyonkarahisar ili, Dinar İlçesi Kabaklı Köyü 46 Cilt, Hani 41,43 BSN de nüfusa kayıtlı Mehmet ve Ülkü Ayşe kızı 21.07.2005 D.lu Hafıze Göl’ ün adının HAFİZE ALEYNA olarak TMK’nin 27. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMESİNE karar verildiği ilan olunur. 12.07.2006 Basın: 37874 ACI KAYBIMIZ Eğitimci, Diplomat, Bürokrat, Türkiye Yılın Öğretmeni, Kızılay Onursal Üyesi, Alman Liyakat Madalyası sahibi, İstanbul Barosu avukatlarından DİYARBAKIR 2.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN GAYRİMENKUL AÇIK ARTIRMA EK İLANI DOSYA NO : 2005/657 Talimat Daha Önce Cumhuriyet Gazetesinin 7 Temmuz 2006 tarihli sayısının 14. sayfasında yayınlanan ilanımıza ektir. İşbu ilanda sehven satış saatleri belirtilmediğinden 1.Satış 15.08.2006 günü saat 15:0015:10, 2.Satış gününün 25.08.2006 günü saat 15:0015:10 olduğu İİK 126. maddesi gereğince ilan olunur.31.07.2006 (İc. İf. K. 126) (İlgililer Tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir.) Basın: 38109 TURHAN CAVİT ÖZ aramızdan ayrılmıştır. Naaşı 4 Ağustos Cuma günü Erenköy Galip Paşa Camii’nde kılınacak öğlen namazını müteakiben ebediyete uğurlanacaktır. Eşi Müyesser Öz ve Evlatları KADIKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2005/811 Esas İstanbul Ticaret Odası’nın 276747224329; 470007417589 sicil numaralarında kayıtlı olup, mahkememizin 19.06.2006 gün ve 2005/811 Esas ve 2006/433 K. sayılı kararı ile davacılar Atlas Metal San. AŞ ve Atlas Mağaza Ekipmanları Paz. San. AŞ’nin iflaslarının ertelenmesine karar verilmekle, Keyfiyet İİK. 166/2. mad. gereği ilan olunur. 26.07.2006. Basın: 37363 2006/428 Esas Davacı Emir Güler, Meryem Balaban tarafından Dahili Davalı Kübra Çınar aleyhine açılan Miras Şirketine Temcilci atanması davasının yapılan açıkyargılamasının verilen ara kararı uyarınca; Mahkememizce Dahili Davalı KUBRA ÇINAR ‘a dahili dava dilekçesinde belirtilen Tekirdağ Merkez, Aydoğdu Mah. Dere Sok. No: 1014 adresine duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, belirtilen adreste tanınmaması gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dahili dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma Günü: 28/09/2006 günü saat: 10:50’da duruşmada bizzat hazır bulunmanız, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, Aksi taktirde H.U.M.K.’nun 3156 sayılı yasa ile değişik 213/2 maddesi uyarınca yargılamaya yokluğunuzda devam olunacağı hususu,Dahili Dava Dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur.23.07.2006 Basın: 38118 İLAN TC AYDIN 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle