13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 AĞUSTOS 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Toprak Mahsulleri Ofisi ile FİSKOBİRLİK yöneticileri pazartesi günü bir araya geliyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Fındıkta çözüm arayışı ? FİSKOBİRLİK Başkanı Salih Erdem, TMO’nun öneri ve taleplerini dinleyeceklerini ve ortaklarla birlikte karar vereceklerini söyledi. OLCAY BÜYÜKTAŞ Kırk Katırla Kırk Satır Her zamanki gibi gazete, elektronik posta mektuplarının taramasından, izlenmiş televizyon haberlerinden, duyarlı Cumhuriyet okurlarının uyarılarından.. gündeme alınabilecek konulara ilişkin tuttuğum notlarımdan seçim yapmaya çalışıyordum. Oluşmuş upuzun listede bir tek olumlu, en azından insanın içini ısıtacak konunun bulunmadığını gördüm. ‘‘Kırk katır mı, kırk satır mı?’’ özdeyişine uyan bir yaklaşımla, en çarpıcı, bize göre en olumsuz gidişten konu seçimi yapma noktasındayız.. Okurumuz mektubuna Etibank’ın özelleştirmesine 40 milyon dolar biçildiği anımsatması ile girmiş. Tek alıcı şirket ABD’den. Etibank özelleştirildiğinde giderek önem kazanan en zengin kaynağın bizde olduğu Bor da elden gidecek. Türkiye’deki bor madenlerinin bilinen değeri 60 milyon dolar olarak hesaplanmış. Geleceğin bu çok önemli madenine dönük ABD’de geliştirilmiş 600 kadar önemli proje gündemde. Borla çalışacak otomobil projesi bile var.. Günümüzde insanın değeri, yaşam hakkı yerlerde, her şey çıkarlar üzerinden hesaplanıp tartışılıyor ya... En sıcak tartışmalardan biri İsrail’in Lübnan işgalinden hangi tarafın zaferle çıktığı. Bilindiği üzere ateşkesin ardından iki taraf birden kendilerini savaşın galibi ilan ettiler. Bu insanlık dışı hesabın nasıl yapıldığına ilişkin hiçbir fikrim yok, ama savaşın parasal bedelinde, Lübnan’ın kayıpları 2.53 milyar dolar, İsrail’in kayıpları 56 milyar dolar çıkmış. Buna göre de İsrail’in üstün silahlanma, askeri gücüne karşı nasıl olup da birkaç katı ağır kayba uğradığının, İsrail kamuoyuna yönelik tartışmaları, stratejik açıklamaları yapılmakta.. Karşılaştırmanın odağında İsrail’in daha önceki galip çıktığı yıldırım baskın niteliğindeki işgali ile kıyaslama da var. Çok daha teknik askeri donanıma, güce, ABD desteğine karşın, Lübnan’da Hizbullah’ın sivil halk arasına yerleşmiş konumu ile savaşta başarısızlık üzerine uzun ayrıntılı analizler var. Bizi ilgilendiren boyutu ile çıkan sonuç kuralsız düzenin kuralsız savaş koşullarında, ABD’nin Irak deneyimi örneğinde de olduğu üzere evdeki hesabın çarşıya uymaması. ??? Üstün teknolojik silahlarla çok yüksek sayılarda kadın, çocuk, sivil halktan ölenlerde büyük artışlar oluyor. Terör örgütüne yönelik verilebilen zararlar sınırlı kalıyor. İşgalci yönetimin insan hakları gibi bir kaygısı olmasa bile, üstün gücün acımasız, devlet terörü, sonuçta hedef alınan terör örgütü ile halk arasındaki dayanışmanın güçlenmesine yarıyor. Özetle üstün silah güçleri ile dünyayı yönetmeye kalkışmış başta ABD, tetikçisi ülkelerin askeri donanımları, ordularından çok, terör örgütleri ile mücadelede özel donanımlı, özel birliklere gereksinimleri olduğu ortaya çıkmış bulunuyor.. ABDİsrail askeri hesapları tutmadığı için de, baştan bu tek yanlı işgalde susturulan BM devreye sokulmuş, askeri gücü gündeme gelmiş bulunuyor. Lübnan barış gücü UNIFIL’in medyatik görev tanımı istediği kadar barış gündemli olsun. Lübnan’da oluşmuş yepyeni dengeler karşısında asıl işlevi İsrail’in işgal ve bonbardımanlarının gerekçesi çerçevesinde, Hizbullah’ın gelişmesini, en çok da silahlandırılmasını durdurmak oluyor. Dahası Lübnan halkının Hizbullah’tan nefret etmesi, Hizbullah’a destek gelmemesi gerekçeli, Lübnan’ın bombalarla yıkılan altyapısı, tersine etki ile İsrail askeri gücünün hareket olanağını yok etmiş. Yarım kalan işini, UNIFIL’in tamamlaması bekleniyor. Askerimizin içinde olması için Erdoğan hükümetinin iktidarının devamı da içinde her tür baskının kullanıldığı UNIFIL’in, ilk kez bölgeye gelebilen Lübnan askeri yanında Hizbullah karşısında tek askeri güç olacağı gerçeğini, görev tanımı ile birlikte değerlendirmek giderek daha büyük anlam kazanıyor.. Ülkenin bütün turistik kıyılarını kavuran, günlerce söndürülemeyen orman yangınlarına ilişkin bilgileri köşeye taşımanın pek bir anlamı kalmadı. Yangın sayısı, yanan ağaçlar, hektar olarak orman alanları saat saat büyüyor. Son haftanın yangınlarına ilişkin son rakamlar bizim anlayacağımız dilden yıllık ortalamanın yarısını geçmiş durumda... Kasımpaşa raconu ile estirip gürleyenler iktidar gücü olarak ortalıkta yoklar. Vücut dilinden anlayan kadrolaşmalarla göçertilmiş orman işletmeciliği, yangın söndürmeyi, yangın alanının içindeki tüm ağaçların yanması yöntemiyle gerçekleştiriyor. Tuzla Dersan Tersanesi’nde yaşanan iş kazasında 6 işçi yaralanıyor. Olayı protesto etmeye kalkışan, can güvenliği isteyen işçiler acımasız bir polis dayağının üzerine, sendika yöneticileri ile birlikte gözaltındalar. Polisin görevi, işçiyi bir daha kıpırdayamayacak ölçülerde sindirmek. Kitlelerin demokratik güç kullanımını engellemek... Fındık üreticilerini çatışmacı yöntemle dağıtmayan polis müdürünü görevden almakla övünen Başbakan’ın kendisi değil miydi?.. Notlar bitmez, yer biter.. soner?cumhuriyet.com.tr İki hafta içinde tamamlanır FİSKOBİRLİK olarak kredi görüşmeleri yürüttüklerini de duyuran Başkan Erdem, yalnız bir İngiliz bankasından değil, başka Avrupa kökenli bankaların yanı sıra Körfez ve İsrail menşeli bankalardan da teklifler geldiğini belirtti. Bir yandan söz konusu teklifleri, bir yandan faiz oranlarını incelettiklerini söyleyen Erdem, bir süre önce uluslararası bir finans kuruluşuyla anlaştıklarını ifade ederek kurumun kredibilite raporunun hazırlandığı bilgisini verdi. Erdem, görüşmelerin 15 günde tamamlanacağını umuyor. Üreticinin mağdur olmaması için ellerinden gelen her şeyi yapmaya hazır olduklarını belirten FİSKOBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı Salih Erdem, ancak 240 bin ortakları bulunduğunu ve kararların, mutlaka ortakların istekleri doğrultusunda alınacağını dile getirdi. Geçen hafta içinde TMO yetkililerinin önce şifahi olarak aradıklarını, daha sonra da yazılı çağrıda bulunduklarını anlatan Erdem, ‘‘Pazartesi günü Ankara’da bir araya geleceğiz. Öneri ve taleplerini değerlendireceğiz. Büyük olasılıkla depolarımızla ilgili talepleri olacak’’ dedi. FİSKOBİRLİK olarak 270 bin tonluk depoya sahip olduklarını belirterek ancak depoların dağınık olarak 100 bin tonluk kısmının dolu olduğu bilgisini veren Erdem, bu yıl en az 150 bin tonluk stok yapılması gerektiğini anlattı. Ortak ne derse o TMO fiyat açıkladıktan sonra kendilerinin de alım yapacağını söyleyen Salih Erdem, ‘‘TMO nerelerde ne isteyecek bilmiyoruz. Ayrıca hem biz alım yapacağız hem de ortaklarımız fındığını koymak isteyebilir. Biz yapacaklarımız konusunda ortaklarımızdan izin almak durumundayız’’ dedi. Fiyat istikrarı sağlamak için TMO’nun da stok yapması gerektiğini ifade eden Erdem, bu yılki rekoltenin 650 bin ton olduğunu, bunun da en az 150 bin tonluk kısmının stoklanması gerektiğini hatırlattı. Bir yandan fındık üretecileri ve Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (FİSKOBİRLİK), bir yandan fındık tüccarlarının birbirini suçlamasıyla başlayan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın FİSKOBİRLİK’i devre dışı bırakmasıyla devam eden fındıktaki kavgada çözüm arayışları başladı. AKP hükümetinin devre dışı bıraktığı FİSKOBİRLİK ile önce fındık alımı konusunda yetkili kıldığı, daha sonra da kararname çıkararak tüm ürünlerde yetki verdiği Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) pazartesi günü bir araya geliyor. TZOB Fındıkta fiyatı Türkiye belirler CEMİL CİĞERİM Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Koordinasyon Kurulu Başkanlığı’nca bir bildiri yayımlanarak ‘‘Fındık ürününün dünya fiyatı, Türkiye’nin ilan ettiği fiyattır’’ denildi. Bildiride, pamuk üreticilerini, buğday üreticilerini dünya fiyatlarıyla tehdit edip susturmak isteyenlerin fındık ürününde de ‘dünya fiyatları’ tehdidinde bulunmaya kalkışılmaması önerildi. 2006 sezonunun Türk fındığının kader yılı olduğunun altı çizilen açıklamada, ‘‘FİSKOBİRLİK yönetimi fındık sorununun çözümünde engel olarak gösteriliyorsa, yönetim değişikliği sağlanmalıdır’’ denildi. Bu arada TMO’ya alım yetkisi veren kararnamenin Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılacağı, fındık alımlarına da 15 Eylül’den önce başlanacağı belirtildi. TOFAŞ 1 milyon lira kuruluş sermayesinin 250 bin lirası bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından karşılanan Türkiye İş Bankası, en hızlı şubeleşme atağını 1928, 1929 yıllarında gerçekleştiriyor. (Fotoğraf: Cumhuriyet Arşivi) 782 milyon YTL’lik ihracat Ekonomi Servisi Tofaş’ın bu yılın ilk yarısındaki ihracat tutarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 34.8 artarak 782 milyon 240 bin YTL oldu. Tofaş’tan ilk 6 aylık sonuçlara ilişkin yapılan açıklamada, bu dönemde şirketin net satışlarının geçen yıla oranla yüzde 18.4 artarak 1 milyar 497 milyon YTL’ye yükseldiği, satış adedinin ise yüzde 16.1’lik artışla 99 bin 222 olduğu bildirildi. Geçen yıl 97 milyon 751 bin YTL olan vergi öncesi kârın bu yıl 109 milyon 986 bin YTL’ye çıktığı aktarılan açıklamada, Tofaş’ın geçen yıl 88 bin adet olan ihracat adedini 110 bine, ihracat tutarını da 1 milyar dolara çıkarmayı hedeflediği bildirildi. Yerli bir üretici olarak diğer markalara göre dalgalanmadan daha az etkilendiklerini belirten Tofaş Üst Yöneticisi (CEO) Alfredo Altavilla, ‘‘Önümüzdeki 3 yılda 800 milyon Avro’dan fazla yatırım yapacağız’’ dedi. İş Bankası 1924’ten bu yana yaptığı atılımlarla şube sayısını 875’e çıkardı Cumhuriyetin ilk bankası 82 yaşında Ekonomi Servisi ‘‘Vatanı kurtaracak ve yükseltecek tedbirlerin başında olarak, halkın doğrudan itibar ve itimadından doğup meydana gelen tam manasıyla modern ve milli bir banka kurulması...’’ 1924 yılının Temmuz ayında Bakanlar Kurulu’nu toplayan Mustafa Kemal, milli bir banka kurulması konusundaki arzusunu böyle dile getiriyor. Kurtuluş Savaşı sona ermiş, Cumhuriyet ilan edilmişti. Şimdi, yeni Türkiye devletini, aşılması gereken ekonomik ve sosyal sorunlar bekliyordu. Bu dönemde tasarrufu teşvik ederek toplanacak fonlarla bütün ekonomik faaliyet kollarını finanse edebilecek, gerektiğinde çeşitli alanlarda sanayileşme hareketinin başlatılmasına kendi kaynaklarıyla katılabilecek milli bir kuruluşun doğması ve milli bankacılık sisteminin oluşturulması ihtiyacı derin bir şekilde hissediliyordu. Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankası, Atatürk’ün direktifleriyle İzmir Birinci İktisat Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruluyor. Bu banka, bu yıl 82. yaşını kutlayan İş Bankası. İş Bankası ilk genel müdürü Celal Bayar’ın liderliğinde iki şube ve 37 personel ile hizmete başlıyor. Nominal lıyor. Açılış törenine devlet erkânı, hükümet üyeleri, mebuslar, kordiplomatik ve Ankara eşraf ve tüccarı davetli. Davetli sayısı 150’yi bulduğundan, bu kadar kişiyi alacak salon bulunmuyor, davetliler gruplar halinde ağırlanıyor. Törende limonata ve pasta dağıtılıyor, bu açılış için toplam 120 lira masraf yapılıyor. ‘‘Şimendifer gittikçe İş Bankası onu takip edecektir’’ sloganıyla en hızlı şubeleşmesini 192829 yıllarında yapan banka, iki yılda toplam 21 şube açarak 1929 yılında şube sayısını 27’ye çıkarıyor. Böylelikle banka plasmanlarını ülke düzeyine yaymaya, tütün, fındık, zeytin ve kömür gibi farklı ürün piyasalarını tutmaya çalışıyor. Bir başka deyişle şube bankacılığı yönünde ilk adımları atıyor. Bu yılın ilk yarısında 745 milyon YTL net kâr elde eden bankanın 30 Haziran 2006 itibarıyla aktif büyüklüğü 70 milyar 135 milyon YTL ’ye ulaştı. ? Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulan ve 1 milyon TL ile işe başlayan İş Bankası, sektörde liderliğini sürdürüyor. sermayesi 1 milyon TL’ydi. Bu sermayenin fiilen ödenen 250 bin TL’lik bölümü ise bizzat Atatürk tarafından karşılanıyor. FİNANSBANK KOBİ’lere ücretsiz danışmanlık Ekonomi Servisi KOBİ’lerin mesleki konulardaki bilgi kaynağı ihtiyacını karşılamak amacıyla Finansbank tarafından hazırlanan www.kobifinans.com.tr, yeni fonksiyonlarıyla hizmet kapsamını genişletti. KobiFinans üyelerine, İlan Panosu bölümünde ücretsiz ilanlarını yayımlamaktan, eğitim başvurusu yapmaya dek çeşitli hizmetler sunuluyor. KOBİ’lerin projelerine fon bulabilmeleri için bilgi edinebilecekleri KOBİ Destek Arama Motoru; firmaların eleman, ikinci el alımsatım, işbirliği vb. konulardaki ilanlarını ücretsiz olarak yayımlayabildikleri İlan Panosu; KOBİ’lere yönelik eğitimlerin duyurulduğu Eğitim Merkezi; KOBİ’lerin iş hayatında faydalı olabilecek dokümanlara yer verilen Kullanışlı Dokümanlar ve üyelerin portal üzerindeki kişisel uygulamalarını yöneteceği kişiye özel Hesabım modülü hayata geçirilen yenilikler arasında. Limonata, pasta... 9 Eylül 1924 günü, İstasyon Caddesi üzerindeki ilk binasında düzenlenen bir törenle bankanın açılışı yapı İş Bankası’nın çıkardığı 10 TL ’lik ilk senet. Türk yazılımı dünyaya açılıyor Ekonomi Servisi Yazılım ve danışmanlık firması UyumSoft, İngiltere, Azerbaycan, Arnavutluk ve İran pazarlarının ardından, birkaç yıl içinde Avrupa, Ortadoğu ve Rusya ülkelerine yazılım ihraç etmeye başlayacak. Bilişim, otomotiv yan sanayi, gıda, tekstil gibi sektörlerine yön veren, ilk 1000 içindeki firmaların bilgi teknolojileri altyapısını kurduklarını ifade eden UyumSoft Genel Müdürü Mehmet Önder, ‘‘Yazılım ve danışmanlıkta, Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi olmayı hedefledik. Bizim projelerimizi kullanan 300’ün üzerindeki firma, ülkemize 5 milyar doların üzerinde katma değer yaratıyor’’ dedi. İşletmelere; yazılım, iş süreçlerinin iyileştirilmesi, organizasyon yapılarının gözden geçirilmesi, nitelikli eleman kazandırılması, rekabet stratejilerinin üretilmesi, proje yönetimi gibi konularda hizmet verdiklerini anlatan Önder, işletmelerin 3, 5 ve 10 yıllık stratejik yol haritalarını hazırlamalarına katkıda bulunduklarını belirtti. Ersin Özince: Bilanço büyüklüğü bu yıl 50 milyar doları bulacak Ekonomi Servisi İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, bankanın 82’inci kuruluş yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, müşterilerin, hissedarların ve çalışanların en çok tercih ettiği Türk bankası olmanın en önemli stratejilerini oluşturduğunu vurguladı. Özince, İş Bankası’nın daha çok genç bir kuruluş olduğunu ifade ederek, ‘‘80 yaş insan ömrü için bir anlam ifade ediyor, ama İş Bankası gibi ? İş Bankası Genel Müdürü Özince, 82. yılda büyük hedefleri olduğunu, daha çok gelişme kaydedeceklerini söyledi. bir Cumhuriyet kurumunun daha en taze dönemleri... Daha çok gelişecek ve büyüyecektir’’ dedi. Bankanın ana sözleşmesinde bankanın yüzde 51’inin Türklere ait olacağına ilişkin madde yer aldığına değinen Özince, ‘‘Bence İş Bankası’nın milli bir kuruluş olarak kalması ve sermayesinin çoğunluğunun Türklere ait olması gereklidir, yararlıdır. İş Bankası’nın önümüzdeki dö nemde banka almasını gerektirecek bir eksikliği bulunmamaktadır’’ dedi. Özince, 2006 ile ilgili büyümenin öngörüleri doğrultusunda sürdüğünü belirterek, ‘‘Yıl sonunu, 50 milyar doları geçen bir bilanço büyüklüğü ile buluruz diye düşünüyorum’’ dedi. Banka olarak haziran sonu itibarıyla aktif büyüklük olarak sektörde ilk sırada yer aldıklarını hatırlatan Özince, ‘‘Bu konuda başa baş gitmekte olduğumuz Ziraat Bankası, çok saygın ve çok büyük bir rakip. Türkiye’nin en büyük bankası konumunda yalnızca Ziraat Bankamız değil, bir de biz varız’’ şeklinde konuştu. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle