25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y Y A B B B Y 29 34 29 33 35 37 39 34 26 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y PB Y PB Y A 26 24 26 24 30 29 28 28 34 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A B B B B B B B Y 33 30 39 42 35 38 30 29 26 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı bulutlu, Marmara’nın güney ve doğusu, Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler parçalı az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar Samsun çevrelerinde etkili olacak. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 13 18 19 20 19 20 25 22 24 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y Y Y Y PB B B Y 30 32 34 28 34 31 31 34 31 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı PB PB Y B B Y Y B A 28 38 23 42 33 32 27 35 36 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada lerin yerini, bugün ABD’nin RTE’yi gözden çıkardığı yolundaki irdelemeler aldı. Başkan Bush’un, RTE’nin bayram değil, seyran değil, eniştem beni neden öptü’ye benzeyen alelacele görüşme istemine bu nedenle olumlu yanıt vermekten kaçındığı öne sürülüyor. ABD’de RTE’ye eski muhabbet yok! Beyaz Saray, ziyareti RTE’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde Amerika’yı ‘‘yanında taraf gibi göstererek’’ iç politikaya dönük siyasal bir manevra olarak kullanacağından kaygılanıyor. Doğal olarak görüşme istemini yanıtlamıyor. Ankara büyükelçiliği görevinden ABD Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı’na getirilen Eric Edelman’ın sekiz sayfalık uzun konuşmasında AKP’den bir tek kez söz etmesi ve RTE’nin adını bir kez olsun anmaması... ...Bugüne değin AB ile ilgili reform çalışmalarını AKP’nin tekelinde gören Başbakan’a karşı Ecevit hükümetinin bu konudaki çabalarına yer vermesi... ...Hatta reform sürecinin son üçlü koalisyon döneminde başladığının altını çizmesi, ABD’nin AKP’ye daha başka gözle baktığının somut kanıtları. ??? AB’de de ABD’dekine benzer görüşlerin giderek yaygınlaştığını yadsımak olanaksız. Daha önce kulislerde söylenenler yavaş yavaş resmi konuşmalara yansıyor. Lüksemburg başbakanından sonra Avusturya başbakanı da Türkiye’nin örgüte ancak ‘‘özel statü’’ ile üye olabileceğini söylüyor. Demokratik Toplum (Kürt) Partisi’nin büyük kongresinde Kürt sorununun çözümünde PKK’yi adres gösteren konuşmalar yapılırken, AB’de PKK ile masaya oturmamızı öneren veya terör örgütü ile diyalog kurulmasına yol gösteren ifadeler giderek yoğunlaşıyor. Orduya kısıtlamalar getirmeye yönelik dayatmalar da eskiye kıyasla daha dolgun ve olgun ifadeler içeriyor. Batı dünyasındaki ülke bütünlüğüne yönelen girişimlerle içimizdeki aynı doğrultuda girişimlere iktidar partisinin yanıt vermekten adeta kaçınarak sessiz kalması, gerginlik istemeyen yüksek siyaset gereği diye yorumlanabilir mi? ??? Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün’ün, içine düştüğümüz kuşatmayı Başbakan’ın ‘‘AB’ye karşı dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz’’ cümlesiyle birlikte ele alıp irdeleyen sözlerini yanlış, amaçlı diye nitelemek olanaklı mı? Başkan Aygün, ‘‘AB’ye girmek için her isteklerine boyun eğdik. İş işten geçtikten sonra elektrik direği gibi dik duruyor görüntüsü vermek ne anlam ifade eder?’’ diyor. Haksız mı? Hükümetle el ele veren, Kıbrıs’ta ‘‘çözüm politikası’’ izleyeceğini söyleyerek iktidara gelen, ne ki, geçen zaman içinde bir çuval inciri berbat eden MA Talat’a artık halkın güven duymadığını gösteren işaretler, önceki gün yapılan seçimlerde alındı. Lefkoşa gibi önemli bir merkezde Talat, belediyeyi yitirdi. Daha önemlisi, Kuzey Kıbrıs Türkleri sade insanın eğilimini yansıtan yerel seçimlerde en fazla yerel yönetimi, 10 belediyeyi muhalefetteki Ulusal Birlik Partisi’ne vererek Talat’a güvensizliğini gösterdi. Batıdan doğuya, doğudan batıya nereye, hangi soruna el atmışsa AKP hükümetinin beceriksizliğine, izlediği yanlış politikaların olumsuz sonuçlarına veya izlerine rastlanıyor. ‘Kara liste’ elde kaldı ZapsuKadı ilişkisine yönelik incelemenin Bakan Unakıtan’ın oluruyla kısıtlanması sonucunda teröre kaynak aktarımıyla ilgili 243 kişinin de araştırılamadığı ortaya çıktı İLHAN TAŞÇI GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oluruyla terör bağlantılı kişilere dönük araştırmanın da El Kaide finansörü Yasin El Kadı ‘‘kalkanı’’ nedeniyle yürütülemediği ortaya çıktı. Resmi Gazete’de yayımlanan 245 kişilik kara listeden Kadı ve Juliedan dışındakilerin incelenmesinin olanaksız hale geldiği vurgulandı. Unakıtan’ın da yöneticiliğini yaptığı Albaraka Türk’ün Rabıta’nın genel sekreteri ve Usame Bin Laden’in yanındaki üçüncü kişi olarak tanımlanan Juliedan’a 210 bin, Muwafaq Vakfı’na 210 bin dolar para transfer ettiği saptandı. Raporda, bankanın bu konuda bilgi vermediği vurgulanırken, bunun nedeninin araştırılması gerektiği kaydedildi. Albaraka Genel Müdür Yardımcısı Nihat Boz, gönderilen paraların banka kaynağı olmadığını, ‘‘müşterinin’’ ken disine ait olduğunu savundu. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın danışmanı Cüneyd Zapsu ile Yasin Kadı arasındaki ilişkilerin, Unakıtan oluruyla inceleme süresinin kısıtlanması nedeniyle kara listedeki 243 gerçek ve tüzel kişinin araştırılamadığı anlaşıldı. Maliye müfettişliğinin 25 Mart 2005 tarihli raporunda, teröre parasal kaynak sağladıkları gerekçesiyle çok sayıda kişi ve kurumun adının yer aldığı listelerin Resmi Gazete’de yayımlandığı, bunların arasında tüm para, mal, hak ve alacakları dondurulan 245 kişi bulunduğu anımsatıldı. Bu sayıya Resmi Gazete’de yayımlanmayan listelerin dahil olmadığına işaret edilen raporda, ‘‘Bu kişilerden yalnızca Yasin El Kadı ve Juliedan isimli kişiler ile bu kişilerle bağlantılı gerçek ve tüzel kişiler hakkında araştırma ve inceleme yapıldı. İncelemenin sona erdirilmesinin (Unakıtan oluruy la) diğer kişiler (243 kişi) nezdinde inceleme yapılmasının olanaksızlaştığı’’ vurgulandı. Albaraka Türk işlemi Bakanlar Kurulu kararıyla tüm hesapları dondurulan Yasin El Kadı’nın kendi hesabına 13 Ekim 1997’de nakit olarak 1 milyon dolar yatırdığı, bu meblağın bir gün sonra Albaraka Türk Dış İşlemler Müdürlüğü havalesi olarak işlem görerek hesaptan çekildiği, birçok işlemde Dış İşlemler Müdürlüğü şeklinde açıklamalar yer aldığı, Albaraka Türk AŞ yetkililerinden bu işlemlerin içeriğine ilişkin bilgi verilmediği kaydedildi. Merkez Bankası kayıtlarına göre Albaraka tarafından, hesapları dondurulan Juliedan’a 210 bin USD, Muwafaq Foundation isimli vakfa 200 bin USD para transfer edildi. Raporda, ‘‘adı geçen kişi ve vakfa başka bir ödeme veya havale olup olmadığının Al baraka Türk kayıtları üzerinde yapılacak bir incelemeyle tespit edilmesi gerektiği, söz konusu hesapların ve transfer işlemlerinin mahiyetinin ilgili başsavcılıkça soruşturulmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır’’ denildi. Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Boz ise sorumuz üzerine, ‘‘Kesinlikle ama kesinlikle gönderilen paranın Albaraka Türk’e ait olmadığını’’ kaydetti. Boz, Muwafaq Vakfı ile Juliedan’ın binlerce müşterinden birisi olduğunu ve tanımadıklarını aktardı. Boz, bu kişi ve kuruma bağış yapıp yapmadıkları sorusuna ise ‘‘Çok büyük bir meblağ, böyle bir şey olamaz. Tamamen bankacılık işlemi. Müşterinin kendi parasıdır. Albaraka’nın kaynağı değildir. Bilançolarımız ortada’’ karşılığını verdi. Boz, bu kişi ve vakıfla Albaraka arasında bir alışverişin de söz konusu olmadığını anlattı. EL KADI İNCELEMESİ Erdoğan’a Zapsu sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP milletvekili Ahmet Ersin, Başbakanlık Danışmanı Cüneyd Zapsu’nun, Yasin El Kadı’nın hesabına para yatırdığı yolundaki iddialarla ilgili olarak, Başbakan Tayyip Erdoğan’a, ‘‘Sık sık Türkiye’nin başını ağrıtan sorunlara neden olan bu danışmanınızı görevden alacak mısınız’’ diye sordu. Ersin, Erdoğan tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde, Zapsu’nun, El Kaide terör örgütünü finanse ettiği gerekçesiyle BM’nin ‘‘malvarlığı dondurulanlar listesinde’’ adı bulunan El Kadı’nın hesabına, nedeni ve kaynağı bilinmeyen yüklü miktarda paralar yatırdığının, MASAK müfettişlerinin raporuyla tespit edildiğini ifade etti.Basında yer alan raporun içeriğinden, müfettişlerin çalışmalarının engellendiği ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın önceden ortağı ve yöneticisi olduğu Al Baraka Türk’ün müfettişlerce istenen bilgileri vermediğinin anlaşıldığını belirtti. Kamuya ait parklarda kermes adı altında etkinlikler düzenleyen bazı tarikat vakıfları, dini kitaplar satıyor.Yakında cami olmasına karşın cüppeli kişiler parklarda toplu namaz kılıyor. Manavgat’ta öfke var ? Baştarafı 1. Sayfada Gaziantep’te İran manzaraları BEKİR ŞAHİN elde edilen gelirler de bütçenin pembeleştirilmesinde kullanıldı. Bu yöntemle, ödedikçe artan dış borçlar fazla göze batmadı. Satış sürecinin AKP’ye sağladığı bir avantaj da şu oldu: Türkiye ekonomisini gözlemleyenler, AKP’nin hesapsızkitapsız, kaygısızsaygısız satışları başardığını görünce, ‘‘Aman’’ dediler, ‘‘bu satış ritminin bir süre daha devam etmesini sağlayalım...’’ Bu yaklaşımın sonucu olarak da Erdoğan hükümetinin temsilcileriyle nerede, ne zaman karşılaşsalar şunu söylediler: ‘‘Muhteşemsiniz... Çok iyi gidiyorsunuz... Size hayranız...’’ Bunları dinleyen hükümet temsilcileri de satışın listesini, atışın dozunu arttırdılar... Ben, yabancılar ‘‘Çok iyi gidiyorsunuz’’ dediğinde korkarım, çünkü iyi gidiş bizim için değil onlar içindir! ??? Bugünkü tablo için şunu söyleyebiliriz: Varlık satışı bitti, sıra döviz satışına geldi! Tabii varlık satışı bitti derken, tıkır tıkır işleyen, garantili kâr getiren kurumların çoğunun satılmış olmasından söz ediyoruz. Yoksa, Türkiye üzerinden rant sağlamak isteyenlerin daha yapabileceği çok şey var! Para Politikası Kurulu pazar günü toplandı ve pazartesi için hazırlık yaptı. Zira pazartesinin nasıl başlayacağını onlar da bilmiyordu. En azından ‘‘kararlı’’ olunduğunu, ‘‘önlemler’’ hazırlandığını anlatabilirlerdi. Çıkan kararlar gazetelere şu başlıklarla yansıdı: Merkez, faiz silahını büyüttü! Merkez silahını çekti! Sert önlemler... Merkez demir yumruğunu vurdu... Bütün bu başlıklar, Para Politikası Kurulu’nun faizleri 2.25 puan arttırma ve döviz satış kararına ilişkindi. 15 Haziran’da faizler 1.75 puan arttırılmış, bu artış yüksek ve radikal bulunmuştu. Aradan 10 gün geçti, daha yüksek bir artış yapıldı. Dünkü tabloya baktığımızda ise piyasaların gazete manşetlerine kulak asmadığını gördük! Merkez Bankası’nın sıkı önlemleri, büyük silahı pek işe yaramamış; atış sıkı değil, kurusıkı çıkmıştı... Dalgalı kur politikasının yeni adını da şöyle koyabiliriz: Çırpınan kur! ??? Bütün bu olupbitenler karşısında Başbakan’ın, dalgalanmanın geçici olduğunu vurguladıktan sonra bir de bürokrasiden yakınmasını yadırgamadık desek yalan olur. Devletin tüm kurumlarını, yeteneğine bakmaksızın kendi adamlarıyla dolduran, ele geçiremediği kurumları da batıran AKP’nin kadrolaşacak yeri mi kaldı? Bu salgın, ekonomiyle ilgili kurumlar için de geçerli... BDDK’nin açılımı ne? Başbakanlık Düzenleme ve Dayatma Kurumu! TMSF’nin açılımı ne? Tayyip’in Memnuniyetini Sağlama Fonu! Merkez Bankası’nı da bu kurumlara benzettiler... AKP, ekonomi kurumlarının tümünü ele geçirince ekonomiyi daha iyi yöneteceğini düşündü, ama olmadı... Şimdi her yerini ele geçirdikleri ekonominin her yeriyle oynuyorlar, her düğmeye basıyorlar, ama bir türlü ilerleme düğmesini bulamıyorlar. Kriz tırmanınca da feryat ediyorlar: Düğmeye kim bastı? Kim olacak? Siz! ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘Çalışmalar neden kısıtlandı?’ Bu olayların, kamuoyunun kafasını karıştırdığını belirten Ersin, şu soruların yanıtlanmasını istedi: ‘‘Yasin El KadıCüneyd Zapsu ilişkisini tespit eden söz konusu rapor, hangi tarihte MASAK’a teslim edildi? Rapor ne zaman Maliye Bakanlığı’na intikal etti? Bakanlık, raporu hangi tarihte savcılığa gönderdi? Müfettişlerin çalışma grubundaki vergi denetmenleri neden bu görevlerinden alındı? Müfettişlerin çalışma süreleri ve koşulları neden kısıtlandı?’’ rine bir mesaj vermek istiyorum. Neden PKK’yi destekliyorsunuz? Neden terörü engellemiyorsunuz?’’ dedi. Patlamada Norveç uyruklu Marvik, Macar uyruklu Ankis Attila, patlamanın meydana geldiği restoranda garson olarak çalışan Cemal Kaya ile uyruğu ve kimliği henüz belli olmayan 5055 yaşlarındaki bir kadın öldü. Durumu ağır olan yaralıların Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, hafif yaralıların da Manavgat Devlet Hastanesi ve özel hastanelerde tedavileri devam ediyor. Öte yandan, olayın hemen ardından Manavgat Şelalesi’ne giden ve çekim yapmak isteyen gazetecilerin dövülmesi ve makinelerinin kırılmasıyla ilgili tartışma sürüyor. Gazetecilere saldırdıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 3 kişi dün ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Bu sırada ellerinde Türk bayrakları ile adliye önünde toplanan grup sloganlar attı. Polis, Hükümet Konağı ve adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri aldı ve grubu sakinleştirerek dağılmalarını sağladı. GAZİANTEP Gaziantep’te son zamanlarda bilboard ve parklarda İran’ı aratmayan görüntü ve ilanlar dikkat çekmeye başladı. Kamuya ait parklarda kermes adı altında etkinlikler düzenleyen bazı tarikat vakıfları, dini kitaplar satıyor. 10 metre ileride cami olmasına karşın cüppeli kişiler parklarda toplu namaz kılıyor. Daha önce Kutlu Doğum Haftası nedeniyle Büyükşehir Belediyesi’ne ait reklam panoları ve bilboardlara aralarında Fettullah Gülen’in sözlerinin de bulunduğu dini içerikli yazıların olduğu afişler asıldı. Şimdi de Hasan Hoca İlim Yayma Vakfı kent merkezindeki Kırkayak Parkı’nda Küçük Sanayi Sitesi’nde yapımı süren camiye maddi kaynak sağlamak için kermes düzenledi. Parkın ortasına mangallar konuldu, çimlerin üzerinde ayakkabı gibi malzemeler satıldı, dini yayın stantları açıldı. Parkın 10 metre ilerisinde cami olmasına karşın vakıf üyeleri parkta toplu namaz kıldı. IŞIL ÖZGENTÜRK CHP: Laik Türkiye’ye yakışmıyor CHP Gaziantep İl Sekreteri İrfan Kaplan, bu görüntülerin Gaziantep’e yakışmadığını belirterek ‘‘Adı ne olursa olsun, kamuya ait parkların böyle işgal edilmesi, dini faaliyetler adı altında kullandırılması doğru değil. Bunlar mollaların idare ettiği ülkelere benzeyen görüntüler. Ama laik Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmıyor’’ dedi. Adı ‘Çaresizlik’Olan Bir İşkence Türü ? Baştarafı Arka Sayfada şöyle anlatmıştı: ‘‘Ankara’dayız, 12 Eylül darbesi olmuş, Erdal Eren’in yaşını büyüttüler, onu asacaklar, yakınlarını çok iyi tanıyorum, ama elimden, elimizden hiçbir şey gelmiyor. İdam edildiği gün ben çaresizliğin ne olduğunu anladım. O zamanlar okul müdürüyüm ve müfettişlerin teftiş zamanı, yani okula gitmesem olmaz, çaresiz gidiyorum ve sadece dua ediyorum, müfettişlerin karşısında ağlamamak için dua ediyorum.’’ Pek çoğumuz bu duyguyu hayatımızda pek çok kez yaşamışızdır. Kimi zaman donup kalırız, kimi zaman kendimizi yeriz. Hiç unutmam, o zamanlar Cihangir’de oturuyorum, arka tarafta karanlık, çalılarla kaplı bir bölge var. Gece yarısı canhıraş, hiç durmayan bir çığlık bütün mahalleyi uyandırıyor. Ses çalılıktan geliyor, tinerci bir çocuk, orada hiç durmadan çırpınıyor, çığlık atıyor. Ve biz hiçbir şey yapamıyoruz. Polise haber vermek olmaz, kim bilir nasıl dayak ver, nasıl aşağılanır, Umut Çocukları Vakfı o saatte kapalı. Bize de öğretmişler, tinercilere pek yaklaşmayın, tehlikeli olabilirler. Bütün mahalle donup kalıyoruz ve tinerci çocuk çığlıklarını sürdürüyor. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte vakfa haber veriyoruz, işin uzmanları onu yatıştırarak bulunduğu yerden çıkarıyorlar. Öyle, işkence sadece fiziksel bir şey değil, bir ruh örselenmesi; evimin yakınlarında bir ev var, ne zaman önünden geçsem onu görüyorum, evin balkonunda tekerlekli sandalyede oturan o gencecik çocuğu. Öylece gelip gideni izliyor. Biliyorum, tek başına hiçbir şey yapamaz. Tekerlekli sandalyesine binip parka gidemez, kahveden içeri giremez, tiyatro izleyemez, çünkü bu ülkede sakatlar kimsenin umurunda değil, varsın evlerinde otursunlar. Ne yazık ki böyle... O orada öylece oturacak ve yurttaş olarak ben ve pek çok kişi, her gün onun bu çaresizliğine ve kendi çaresizliğimize tanık olacağız. Balkondaki güllerin kokusu ansızın yitip gidecek. Bu kadar karamsarlık yeter. Evet, işkenceyi önleyebiliriz, bu hayat Büyük Birader’lere bırakılmayacak kadar güzel. Uzmanlar, Tarım Bakanlığı’nı göreve çağırdı Dışişleri: Cesaretiniz varsa masaya oturun Mühendisköylü bağının kesilmesi keneyi tetikledi ZEYNEP ŞAHİN ‘Soykırım var’diyen Karekin II’ye sert yanıt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Fener Rum Patriği Bartholomeos ve Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan’ın daveti üzerine Türkiye’ye gelen Ermeni Genel Patriği Karekin II’nin, bilim insanları tarafından 90 yıldır soykırım sorununun tartışıldığını dile getirip ‘‘Ama bizim halkımız için soykırım araştırma konusu değil. Bu gerçekleşmiş bir olay, tanınmalı’’ diye konuşmasına Dışişleri Bakanlığı sert tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, ‘‘Bizim beklentimiz Ermenilerin de kendi tarihlerine göz atıp mağdur kimliği üzerinden siyasi kazanımlar sağlamaya çalışmak ve kendi toplumlarını bu siyasi amaç doğrultusunda tahrif edilmiş tarih bilgileriyle beyinlerini yıkamak yerine, teklifimiz uyarınca belgeleriyle masaya oturup neyin olup olmadığına birlikte bakma cesaretini göstermeleridir’’ dedi. Yetkili, Karekin’in sözlerine ilişkin olarak da ‘‘İki ülke ilişkilerinin normalleşmesi gerektiğinden söz eden bir dini liderin böyle demeç vermesi, en azından talihsizliktir’’ değerlendirmesini yaptı. Karekin II’nin, özellikle diasporadaki Ermeni cemaatiyle yakın ilişkide olduğu, yaptığı açıklamalarda da diaspora Ermenilerinin mesajlarını verdiği biliniyor. ‘Kaymakam ve polis seyirci kaldı’ Konuyla ilgili olarak Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Sekreteri Erdoğan Kahya bir açıklama yaptı. Manavgat Kaymakamı Fikret Dayıoğlu’nun olaya seyirci kaldığını ve müdahale etmediğini savunan Kahya şunları söyledi: ‘‘Manavgat’ta görevlerini yaparken halkın saldırısına uğrayan gazetecilere polis seyirci kaldı, en önemlisi Kaymakam Dayıoğlu, yardım isteyen gazetecilere, ‘Sizi ben mi davet ettim, gelmeseydiniz’ demekle yetindi. İkisi ağır, yedi gazetecinin yaralanması ile sonuçlanan olaylar Vali Alaaddin Yüksel’in müdahalesiyle sonuçlandı. Aksi halde gözü dönmüş kişiler gazetecileri linç edecekti.’’ Manavgat Kaymakamı Dayıoğlu ise iddiaları reddederek ‘‘Sizi ben mi çağırdım demedim. Eğer böyle bir şey söylediğim iddia ediliyorsa bunu söyleyen yalancıdır’’ dedi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Haber Kameramanları Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği Antalya Şubesi de saldırıya tepki gösterdi. ANKARA Kene ısırması sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Yozgat’ın Çekerek ilçesinde KırımKongo Kanamalı Ateşi hastalığı nedeniyle Ankara Numune Hastanesi’ne sevk edilen bir kişi daha hayatını kaybetti. Hastaneye kaldırılan ve yaşamını yitiren kişilerin sayısındaki artış, ‘‘sorunun temelinde yatanın ne olduğu’’ konusunu gündeme getirdi. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, kene popülasyonundaki artışın nedenini ‘‘kuş gribinde yaşanan senaryonun tekrarlanması’’ olarak açıkladı. Sıcakların erken bastır masının da dahil olduğu birçok nedenin kene artışını tetiklediğine dikkat çeken Günaydın, veteriner hekimlerin ve ziraat mühendislerinin kırsalla bağlantısının kesilmesinin sonuçlarının görüldüğüne işaret etti. Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin ise kırsaldaki ilaçlama ve bilgilendirme faaliyetlerinin yetersizliğine dikkat çekerek Tarım Bakanlığı’nı göreve çağırdı. Bilimsel Kurul toplantısı Öte yandan Sağlık Bakanlığı, hastalıkla ilgili yapılan çalışmaları değerlendirmek ve gerçekleştirilecek faaliyetleri planlamak amacıyla 29 Haziran’da Bilimsel Kurul’u toplayacağını duyurdu. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle