21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 HAZİRAN 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mumcu, Erdoğan’ın yeşil sermayeye hesap vermemek için İrtemçelik’i yuhalattığını söyledi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Utanç verici tablo’ Yıldırım’dan Danıştay yorumu ? ANKARA İhanet... Cumhuriyet’i hedef alan tehlikeler nelerdir? Deneyimli gazeteci, meslek büyüğüm Kurtul Altuğ, ‘‘Bir Numaralı Tanık’’ta (Doğan Kitap) Cumhuriyet’i hedef alan etnik ve dinsel isyanları, Sultanahmet’ten Ulusal Kurtuluş’a uzanan bir yolculuğu anlatıyor... Türkiye’nin sancılı dönemini tanıklarıyla, belgeleriyle ortaya koyuyor... Kuvayı Milliye’den Anadolu İhtilali’ne, Cumhuriyet’ten 27 Mayıs’a dek süren demokrasi serüveni ‘‘Bir Numaralı Tanık’’ın gözlemleriyle tarihe ışık tutuyor... Kurtul Altuğ, Mustafa Kemal Atatürk öldüğünde üç yaşındaymış... Altuğ, Atatürk’ün yüzünü hiç görmemiş... Sesini ise daha sonraları taş plakta dinlemiş ve yaşamı boyunca onun ilkelerinden esinlenmiş... Kurtul Altuğ, kendi deyişiyle ‘‘döneklik’’ ve ‘‘ihanet’’in kol gezdiği günümüzde sapla samanı karıştıran, ‘‘sıkmabaş’’ı , ‘‘Kuran kursları’’nı, ‘‘imam hatipler’’i, ‘‘tarikat şeyh ve şıhları’’nı savunan aymaz aydınlara da ders veriyor... Kitabı dört günde bitirdim... Sonra otuz yıl önceye doğru gittim. Bülent Ecevit’in o İzmir gezisindeki ‘‘İmbat Akşamları’’nı düşündüm... Kimler vardı ki masada? Kurtul Altuğ, Örsan Öymen, Ümit Gürtuna ve adını unuttuğum ‘‘O eski dostlar’’la körfezin üzerine düşen yıldızları saymıştık... Kurtul Altuğ’un kitabını masanın üzerine koydum ve düşünmeye başladım... Döneklik ve ihanetin kol gezdiği Türkiye’de ‘‘yurtseverlik’’ ve ‘‘ulusalcılık’’ kavramları Danıştay saldırısından sonra televizyonlarda ve gazete köşelerinde ‘‘derin ilişkiler’’ adı altında ‘‘çeteye’’ çıktı... ‘‘Kör milliyetçilik’’ kavramının ne olduğunu, ‘‘Kemalist devrimin’’ 12 Eylül 1980 sonrası içinin boşaltılıp darbeci generaller tarafından Atatürk’ün ‘‘putlaştırıldığı’’nı kaç kez yazdım, şimdi anımsamıyorum... O ayrı bir şey, ‘‘yurtseverlikulusalcılık’’ ayrı bir şey... ??? Zaten döneklik ve ihanet burada başlıyor... Cumhuriyet Gazetesi’ne ve Danıştay’a yapılan kalleşçe saldırının ‘‘tetikçisi’’ ve yamakları tutuklandı... Ben hâlâ Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in ‘‘sürprizi’’ni bekliyorum... Başbakan Erdoğan, Meclis kürsüsünden şöyle demişti: ‘‘İşin içinde derin komplo var!..’’ Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün açıklamasını ise unutmadım: ‘‘...Fotoğraflara bakın, kim olduğunu anlarsınız...’’ Televizyon kanallarına bakıyorum, aynı diyaloglar... Belirli isimler ‘‘demokrasi’’ adı altında dincilerle ‘‘derin devlet’’i tartışıp ‘‘komplo senaryoları’’ üretiyorlar. Hikâye hep aynı!.. Bombalar ve cinayet ‘‘AKP hükümeti’’ne karşı!.. Emin Çölaşan’ın önceki günkü yazısını kesip arşivime koydum... Ne diyordu Çölaşan: ‘‘... İslamcı medya, kendilerine el altından yapılan bu dolduruşların üzerine balıklama atladı. Atatürkçüler ve laikler darbe hazırlığında idi. Bunların örgütleri çözülmüştü. Gizli anayasaları bile vardı...’’ Tüm tezgâhlar bozuldu!... Emin Çölaşan’ın ‘‘Tarihe Düşülen NotlarUnutulmayan Söyleşiler’’i Doğan Kitap’tan çıktı... Dördüncü baskısı yapılan kitapta, Çölaşan’ın Hürriyet’in eski patronu Erol Simavi’yle yaptığı söyleşi ilginçti... Erol Simavi, ‘‘laiklik ve Atatürk’’ konusunda bakın ne diyor: ‘‘Tansiyonum laiklik meselesinde ve Atatürk’e sataşmalar olduğunda yükselir. Bunun dışındaki konular için gazeteyi ne istismar ederim ne de başkalarına istismar ettiririm...’’ ??? Acaba günümüzde kaç gazete patronu kaldı, Erol Simavi gibi ‘‘laiklik ve Atatürk’’ kavramlarından ödün vermeyen... Dönekler ve ihanet içinde bulunmuşlar yeni bir oyun peşinde... Yeni iddia şu: ‘‘Cumhuriyet’e atılan bombalar ordu malı!’’ Acaba bu bombaları İlhan Selçuk mu yoksa Doğu Silâhçıoğlu mu attırdı? Polis içindeki Fethullahçı yapılanma böyle günlerde kendisini gösterir, ha gayret!.. Zaman Gazetesi’nin ‘‘tıfıl’’ı çık televizyonlara yap bir açıklama, olay aydınlatılsın!.. Ya da Mehmet Ali Şahin bir ‘‘sürpriz açıklama’’ yapsın... (Cumhuriyet Bürosu) Basın mensuplarıyla PTT Genel Müdürlüğü’nde bir araya gelen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Danıştay’a yönelik silahlı saldırıyı gerçekleştiren kişinin yakalanmasının ‘‘tüm tezgâhları bozduğunu’’ savundu. Yıldırım, ‘‘Hükümetin bazı davranış ve tutumları bu saldırıya neden mi oldu’’ sorusuna ‘‘Hükümetin bu saldırıyı teşvik edici hiçbir tavrı olmamıştır’’ yanıtını verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya gezisinde Büyükelçi Mehmet Ali İrtemçelik’i azarlamasına ‘‘Yeşil sermayeye hesabını vermekten kaçmak için büyükelçiyi vatandaşın önüne yem diye sürdü. Erdoğan o andan itibaren Cumhurbaşkanlığı’nı rüyasında görse de hayra yormasın. Devlet olma bilincinden bu kadar bihaber, bu şuura bu kadar kasteden bir adamın Cumhurbaşkanlığı’nı rüyasında bile görmesi caiz değildir’’ diye tepki gösterdi. Mumcu, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, TOBB kongresinde liderlerin birlikte çektirdiği fotoğrafın ‘‘samimiyetsiz’’ olduğunu söyledi. Mumcu, ‘‘Erkan Mumcu niye o fotoğrafta yok, diyorlar. Allah’a şükür yok. Başbakan’a, TOBB Başkanı’na teşekkür ediyorum. Hem demokrasi anla ? Erdoğan’ın İrtemçelik’i azarlamasına sert tepki gösteren Anavatan Partisi lideri Mumcu, “Devletin manevi şahsiyetine saygıyı bilmeyen adamın siyaset yapma hakkı yoktur’’ dedi. Erdoğan’ın Almanya’daki tavrıyla artık Cumhurbaşkanlığı’nı rüyasında bile göremeyeceğini söyleyen Mumcu, Başbakan Erdoğan’ı yeşil sermaye olayının içinde olmakla suçladı. yışlarını ortaya koydular hem de bizi öyle bir şer karesinden azade tuttular’’ dedi. Mumcu sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Eğer samimiyseler o fotoğraftakiler, SPY değişsin, dokunulmazlık sınırlandırılsın. Hazır el ele tutuşmuşken şu Cumhurbaşkanlığı meselesini çözelim. Cumhurbaşkanını halka seçtirelim. Bu fotoğraf önceden Sayın Başbakan’a söylenmiş, Mumcu olursa ben olmam, demiş. Allah razı olsun. 2002’de ben TOBB Genel Kurulu’ndayım. Erdoğan grubu bulunan bir partinin genel başkanı olarak orada oturuyordu. Orada söz hakkı verilmedi. Ben, demokrasi buna izin vermez, ayıptır, dedim. Devlet protokolü uyguluyoruz, dediler. Ben de bırakın, devlet, devlet protokolü uygulasın, siz sivil toplum kuruluşunuz, dedim. Hükümet ortağıyken Erdoğan’ın siyaset hakkını sınırlamaya dönük bir tasarı geldi. ANAV ATAN grubu olarak kendi hükümetimizin tasarısına karşı çıktık, başı da ben çektim. Yaşasın demokrasi. TOBB camiası ile bu insanları birbirinden ayırıyorum. Her iktidara olduğu gibi bu iktidara da yaranmaya çalışıyorlar. Kendi şahsi çıkarları için.’’ Başbakan Erdoğan’ın son Almanya gezisinde yaşananları ‘‘utanç verici tablo’’ diye nitelendiren Mumcu, ‘‘Vatandaşın şikâyeti haklıdır. Ancak orada bir büyükelçi, Başbakan’ın kışkırtmasıyla vatandaşa yuhalatıldı. Erdoğan o andan itibaren Cumhurbaşkanlığı’nı rüyasında görse de hayra yormasın. Devletin manevi şahsiyetine saygıyı bilmeyen adamın siyaset yapma hakkı yoktur’’ dedi. Mumcu, Başbakan Erdoğan’ın ‘‘işi gücü bırakıp’’ Kemal Tahir’in Devlet Ana kitabını okumasını önerdi. Mumcu, ‘‘Türk devleti bu kadar aşağılık, baya ğı bir muameleye hiç tabi kalmadı. Yeşil sermayeye hesabını vermekten kaçmak için büyükelçiyi vatandaşın önüne yem diye sürdü. Bu utanmazlıktır, ayıptır’’ dedi. Başbakan Erdoğan’ın yurttaşlara ‘‘Bana mı sordun’’ demeye hakkı olmadığını vurgulayan Mumcu, sözlerini ‘‘Üstelik sen bu işin içindesin. Cem Uzan’dan hesap soruyorsun, bu vatandaşlardan kaçıyorsun. Bu millet bunların hesabını soracak. Gün gelecek, ya bu memleketten kaçacaksınız ya da bu memleketin Yüce Divanı sizi kodese tıkacak’’ diye sürdürdü. Mumcu, CHP lideri Baykal’ın sağa açılımla ilgili açıklamalarını da eleştirdi. Mumcu, ‘‘Siz ne zaman soldaydınız ki sağa açılıyorsunuz? Önce solda olmanın hakkını bir ver bakalım. Önce bir halkçı olun, cumhurbaşkanını halk seçsin diyoruz, kaçıyorsunuz. Bu nasıl halkçılık; devletçiliğiniz halkçılığınızın çok üstünde” dedi. Genç Parti’den büromuza ziyaret ? ANKARA DİYARBAKIR ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART YÜCE DİVAN (Cumhuriyet Bürosu) Genç Parti (GP) Başkanı Ayhan Özkul ve GP Merkez Kadın Kolları yöneticileri dün Ankara büromuza geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Özkul, rejimin çeşitli tehlikelerle karşı karşıya bulunduğunu belirtti. Gazetemize düzenlenen saldırılardan duyduğu üzüntüyü dile getiren heyet üyeleri de ‘‘Atatürk’ün 6 ok ilkesinden taviz verilmesi mümkün değil’’ görüşünü ifade etti. Baydemir’e bir dava daha DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) DTP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir hakkında görevini kötüye kullanarak kurumu 967 bin YTL zarara uğrattığı gerekçesiyle yeni bir dava daha açıldı. İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca görevlendirilen iki mülkiye başmüfettişinin 2005 yılında yaptığı inceleme sonucu hazırladığı rapor doğrultusunda, hakkında savcılık soruşturması izni verilen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Baydemir ve 9 belediye çalışanıyla ilgili iddianame tamamlandı. Böylelikle Baydemir hakkında 2 günde ikinci dava açılmış oldu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, önceki gün hazırladığı diğer iddianameyle, Baydemir’in, Mardin’in Derik kırsalında öldürülen bir PKK’linin cenazesine ambulans tahsis ettiği için cezalandırılmasını talep etmişti. Aydın’ın kayıtlarına inceleme ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Koray Aydın’ın ihalelerde usulsüzlük yapıldığı ve mal varlığında haksız artış olduğu iddiasıyla Yüce Divan’da yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, Aydın’ın ortağı olduğu Yolalan İnşaat Şirketi’nden taşınmaz satın alan Uzakdoğu İnşaat Şirketi’nin iki yetkilisi dinlendi. Şirketin ortaklarından Osman Öztürk, Yolalan İnşaat’tan 75 bin dolara 10 daire aldığını, ödemeler tamamlandıktan sonra 1997 sonunda tapuları aldığını belirtti. Aydın da satışın yapıldığı 1997 yılında sattığı dairelerin tapusunun verildiğini söyledi. Aydın, ‘‘ Ben cin miyim peri miyim? Ben nasıl bir şeyle karşı karşıyayım inanamıyorum. Benim sattığım dairelerin hepsi daha sonra icra yoluyla satılmış’’ diye konuştu. Aydın’ın sattığı taşınmazların belgelerinin tapudan istenmesine karar verilerek duruşma ertelendi. Hükümete ‘kefenli’ protesto ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Uşak’ın Ulubey ilçesine bağlı İnay köylüleri, Kışla Dağı’ndan siyanür kullanılarak altın çıkarılmak istenmesini Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde kefen giyerek protesto etti. Üzerlerine ‘‘Siyanüre geçit yok, ölüler altın takamaz’’ yazılı kefen şeklinde önlük giyen köylüler, ‘‘Siyanürcü şirket memleketi terk et’’, ‘‘Yolumuz suyumuz satılık değildir’’ sloganları attı. Çevik kuvvetin caddede barikat kurduğu eylemde köylüler adına konuşan avukat Tahsin Köse, AKP’nin yabancı şirketlerin Türkiye’deki madenleri talan etmesinin yasal zeminini hazırladığını belirtti. KUZEY IRAK’TA DTPPÇDK görüşmesi Dış Haberler Servisi Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde yapılan Sosyalist Enternasyonal Kürt Çalışma Grubu toplantısına katılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un, terör örgütü PKK’nin Irak’taki partisi Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi (PÇDK) yöneticileri ile görüştüğü bildirildi. Türk ve Tuğluk’un PÇDK’nin Genel Başkanı Faik Gulpi ile Erbil kentinde görüştüğü öğrenildi. Görüşmede, Türk’ün Irak’ın kuzeyinde yaşanan gelişmeleri olumlu bulduklarını, gelişmelerin diğer parçadaki Kürtler için de önem taşıdığını söylediği bildirildi. Türk’ün, PÇDK ile önümüzdeki dönemde iyi ilişkiler geliştirmek istediklerini dile getirdiği kaydedildi.Türkiye, PKK terör örgütünün yasal partisi olarak bilinen PÇDK’yi yakından izliyor. [email protected] ‘AKP’nin Köşk tercihi kriz çıkarır’ AKP çizgisinde bir ismin cumhurbaşkanı olmasının laikliği tehdit edeceğini vurgulayan CHP lideri Deniz Baykal, bunu engellemeye çalıştıklarını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ‘‘AKP’nin kendi siyasi çizgisinde bir cumhurbaşkanı seçmesi, Türkiye’de laikliği tehdit eder’’ dedi. Baykal, Reuters Haber Ajansı’na verdiği demeçte, AKP’nin kendi siyasi çizgisinde bir cumhurbaşkanı seçmesinin gerçek krize yol açacağını ve kendilerinin bunu engellemeye çalıştıklarını söyledi. AKP’ye, cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi konusunda, parlamentodaki diğer iki partiyle birlikte çalışması çağrısında bulunan Baykal, AKP’nin laik cumhuriyet konusundaki tutumunun, önceki hükümetlere göre daha olumsuz olduğunu belirtti. AKP’li bir cumhurbaşkanının, kamu daireleriyle üniversitelere türbanlı giriş yasağını ve dinle ilgili benzeri kısıtlamaları aşamalı olarak kaldırmasından endişe ettiğini kaydeden Baykal, ‘‘Bir belediye, başı örtmemenin günah olduğunu ifade eden kitapçıklar dağıttı’’ dedi. Baykal, muhalefetin AKP’nin parlamentoda daha az sandalyeyle temsil edilmesi ümidiyle erken seçim istediğini belirtti. Baykal, yeni cumhurbaşkanının, parlamento seçimlerinden sonra belirlenmesine yönelik çağrının, ‘‘Sorunu engellemeye yönelik bir teklif’’ olduğunu da ifade etti. Baykal, AKP’nin, erken seçime gidip gitmeme konusunda bir ikilem yaşadığını, seçime gitmelerinin, cumhurbaşkanının belirlenmesi konusunda kendilerini anlaşma zemini aramaya zorlayabileceğini, seçimi ertelemelerininse olası bir ekonomik düşüş ve Avrupa Birliği yolundaki sorunlar nedeniyle çoğunluğu kaybetmelerine yol açabileceğini söyledi. ‘CHP nasyonal sosyalist parti’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa, CHP’nin milli irade ve demokratik yöntemlerle iktidara gelme umudunu kestiğini ileri sürerek ‘‘CHP, sosyal demokrat bir parti olmanın ötesinde, nasyonal sosyalist parti görüntüsü ortaya koyuyor’’ dedi. AKP Grup Başkanvekili Fatsa, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol’un, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin açıklamalarını eleştirdi. Son yaşanan olayların, CHP’nin, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel insanları konularında sınıfta kaldığını gösterdiğini öne süren Fatsa, CHP’li yöneticilerin de devlet adamı sorumluluğunun kalmadığını ileri sürdü. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Başbakan Erdoğan, Ulusa Sesleniş’te, Danıştay saldırısına ilişkin yorumlarını değiştirdi ‘Saldırı Cumhuriyetin değerlerine’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay’a yapılan saldırının Türkiye’nin huzur ve istikrarına, Cumhuriyetin kurumlarına ve değerlerine karşı yapılmış bir saldırı olduğunu belirterek ‘‘Bu karanlık saldırı milletimizin vicdanında asla affedilmeyecektir’’ diye konuştu. Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında, bir süre önce uluslararası piyasaların tamamında görülen dalgalanmanın, Türkiye’de de kendini his ERDOĞAN: PARTİLERİN DİNİ OLMAZ SIV AS (AA) AKP Sıvas Kongresi’nde konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, ‘‘AKP’nin din eksenli bir parti olmadığını’’ ileri sürerek ‘‘Partiler tüzelkişiliktir. Dini olmaz. İlkeleri olur. Bizim partimiz insan eksenli’’ dedi. Özgürlüklerden geriye gitmeyi düşünmediklerini belirten Erdoğan, ‘‘Bazı şeyleri gündeme getirmek istiyorlar. Bize bir gömlek giydirme içerisine girenler var. Bu oyuna gelmeyeceksiniz’’ diye konuştu. settirdiğini belirterek ‘‘Tamamen doğal bir hareketliliktir. Türkiye artık, bu ve benzeri dalgalanmaları aşabilecek yapıya kavuşmuştur’’ dedi. Danıştay’a yapılan saldırıyı da değerlendiren Erdoğan, ‘‘Bu menfur olay, Türkiye’nin huzur ve istikrarına, Cumhuriyetimizin kurumlarına, değerlerine karşı yapılmış bir saldırıdır’’ dedi. Benzer provokatif eylemlere karşı sağduyunun sesinin yükseltilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kay detti: ‘‘Hükümetimiz, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni bu tür karanlık komplolara karşı savunmak için tam bir kararlılık içindedir. Türkiye’yi mutlaka, ama mutlaka Cumhuriyetimiz için de, demokrasimiz için de güvenli bir ülke haline getireceğiz. Anayasal kurumlarımızın dayanışmasıyla, toplumsal uzlaşma ve ortak akılla bu işin üstesinden de geleceğiz. Milletimizle birlikte şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da demokrasinin, adaletin, değişim ruhunun, hak ve özgürlüklerin arkasında dimdik durmaya devam edeceğiz.’’ CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle