19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MAYIS 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Dünden bugüne Bir sözde sosyal güvenlik reformu da 1999’da DSPMHPANAP koalisyonu sırasında kabul edilmişti. Aşağıdaki alıntılar, TBMM Tutanak Dergisi’nin 16 Ağustos 1999 tarihli sayısından: ‘‘Abdüllatif Şener (Sıvas) İşbu mezarda emeklilik tasarısı, doğrudan doğruya bir zulüm tasarısıdır. Bu, yalnızca bizim kanaatimiz değildir, tüm kamuoyunun inancı da bu yoldadır. Bizim hükümete tavsiyemiz şudur: Yol yakınken, bu tasarıyı, hemen, bir an önce çekmeleri gerekmektedir. Bu perişan halka sıkıntılı günler ve kâbuslar yaşatmak, hiç kimsenin hakkı değildir; hele, halktan oy alarak işbaşına gelen bir iktidar, böyle bir tutum sergileme hakkına hiç sahip değildir. Diyoruz ki, bu tasarıyı çekin, bundan vazgeçin ve kendinize de, halka da işkence yapmaktan vazgeçin; çünkü, işkence anayasal bir suçtur ve işkence bir insanlık suçudur. Abdullah Gül (Kayseri) İçinde üyesi olduğum Refahyol dönemindeki hükümetimiz de, Türkiye’de bir sosyal güvenlik yasası çıkarma, bir reform yapma ihtiyacını duymuştu. 5055 yaş, ek aktüaryel dengeler açısından yeterli görülmüştü o zaman. Şimdi, geçen bu iki sene içerisinde neler değişti, neler oldu ki Türk ekonomisinde de, bu bürokratlarımız şimdi, 58 ve 60 yaşların ancak ek aktüaryel dengeyi sağlayacağını söylüyorlar?’’ Bu sözlerin üzerinden yaklaşık 7 yıl geçti. Aynı isimler, bakan olarak daha ağır koşullar içeren bir ‘‘sosyal güvenlik reformu’’nu Meclis’e sundular ve geçirdiler. Ailede huzur SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Test ÖSS, OKS sınavlarına az kaldı. Ne oyun, ne eğlence... Gençler, çocuklar habire test çözüyorlar... Onlardan birinin babası, Selim Soydemir, hem sınava hazırlanan çocukların, hem de velilerin içinde bulundukları ruhsal durumu pek güzel yazıya dökmüş: ‘‘Sınav, adaleti sağlasın diye getirildi. Böylece torpilin önüne geçilecekti. Torpil yapabilecekler veya iletişim imkânları güçlü, zengin, yaygın olanlar avantajlı konuma gelmeyeceklerdi. Ama sonuçta galiba sistem tam tersine işledi. Özel imkânlarıyla ders alabilen, iyi dershanelere giden öğrencilere yol açıldı. Şikâyet ediyoruz ‘Yazı yazmasını bilmiyorlar. Kitap okumuyorlar’ diye. Ama, test dünyasında yazıya gerek yok ki. Kendini ifade etmek için uğraşmaya gerek yok ki. Kitap okuma bir artı sağAKP’nin sözde sosyal güvenlik reformunun Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından bir sosyal devlet dersi niteliğindeki gerekçeyle Meclis’e geri gönderilmesi akademik çevrelerde çok olumlu karşılandı. Prof. Dr. Alpaslan Işıklı, ‘‘Sayın Cumhurbaşkanımız, ülkemizin kaderinde tarihsel bir rol oynamayı sürdürüyor’’ dedi bize ve devam etti: ‘‘Birçok alanda tam bir teslimiyet politikası hüküm sürerken ulusun ve ezilen halk kesimlerinin yararılamıyor. Çünkü daha fazla test çözmek yeterince artı sağlıyor. Kitap okumak onların zamanını çalıyor. Rakipleri (Arkadaşları mı demek daha doğru?) bu arada iki test daha çözdüler. Geçmiş olsun. Kız arkadaş, erkek arkadaş ne demek? Onlar yasak. Tam şiir okuyup aşklarını birbirlerine ifade edecekleri sırada ‘Haydi çocuğum sen test çöz’ diyoruz, ‘Bak arkadaşın çözüyor’. Tam fiziksel ve ruhsal gelişmelerinin oluşacağı ve yerleşeceği bir dönemde çocuklarımızı her türlü aktiviteden ayırıyoruz. Biz sokaklarda çelik çomak oynardık. Çocuklarımızın sokağa çıkacak zamanı mı var?’’ Her şeyin farkındayız. Ama o acımasız yarış sürüyor. Çocuklarımız, gençlerimiz yaşamlarının en güzel günlerinde başlarını kaldırmadan, öfleye püfleye test çözüyorlar: a, b, c, d, eeee sonra? Mehir Vakfı, Konya’da kurulu bir vakıf. Başlıca amacı, gençleri evlendirmek olan Mehir Vakfı, ‘‘ailede huzur ve mutluluğun derecesini yükseltmeye ve kaliteli bir aile yapısını sağlamaya’’ yönelik programlar da düzenliyor. Mehir Vakfı’nın kurucuları arasında, son günlerde eşini dövdüğüne ilişkin haberlerle gündeme gelen AKP Konya Milletvekili Doç. Dr. Halil Ürün de yer alıyor. Halil Ürün’ün Mehir Vakfı’ndaki en son görevi ise Haysiyet Divanı üyeliği... Brüksel’den ‘Lanet’, İktidar’dan Sükut... ‘‘Komisyon, alçakça saldırıları sert biçimde lanetliyor. Eylemi yapanların adalet önüne çıkmalarını ümit ediyoruz. Bu eylemler demokraside kabul edilemez. Avrupa’da terorizme yer yoktur.’’ Brüksel, Cumhuriyet’e yapılan saldırıları anında, olabilecek en sert ifadelerle kınadı. Ya T.C. Başbakanı ne dedi? Neden sonra, o da Bali’den, bu konuda kendisine soru yönelten gazetecilere, ‘‘eli mahkum’’ şöyle bir cevap verdi: ‘‘Bombalar tasvip edilemez!’’ Bir AB Komisyonu’ndan gelen tepkinin hızına ve dozuna bakın; bir Başbakan’ın yanıtına... Aradaki mesafe bundan daha açık, daha çarpıcı olabilr mi? Muhabirimiz lE ç i n P o y ar z o ğ uBrüksel’in l tepkisini aktarırken haberin altına şu saptamayı da eklemişti: ‘‘Komisyon, Türkiye’de medyaya yönelik silahlı saldırılarla ilgili ilk kez bu türden bir açıklama yapıyor...’’ Acaba neden? Her şeyden önce, önceki günkü yazımda da belirttiğim gibi, ‘‘bir gazeteye bombalı saldırı’’; terör eylemini, tek tek gazeteyi yapan, çıkaran şahısların ötesinde farklı bir düzleme taşır. Gazeteye vücut veren ‘‘fikirler bütünü’’ ‘‘düşman’’ seçildiğinde; o fikirleri benimseyen, o fikirlerin arkasında duran ‘‘kitle’’ de simgesel anlamda hedef alınmış olur. Bu, demokrasinin kalbine nişan almak demektir. AB bunun ayırdında olduğu için, hiç vakit geçirmeden yukarıdaki sert açıklamayı yapmak ihtiyacı duymuştur. Bu, sıradan bir saldırı değildir. AB bunu görüyor. Gençlik kurultayı Ankara Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Toplulukları, 19 Mayıs günü, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde ‘‘Türkiye Gençlik Kurultayı’’nı topluyorlar. Atatürk’ün ‘‘Bir gün bağımsızlığı ve Cumhuriyeti savunma mecburiyetine düşersen, içinde bulunduğun imkân ve şartları düşünmeyeceksin’’ sözüne uyarak... lığa ilişkin pek çok hizmeti özelleştirmekte ve yeni özelleştirmelerin de kapısını açmaktadır. Düzenlemeler, anayasanın sosyal devlet ilkesine aykırı olduğu gibi, Türkiye’nin onayladığı uluslararası sosyal politika belgelerine de aykırıdır. Sayın Cumhurbaşkanı yasanın önemli maddelerini TBMM’ye geri göndererek sosyal hukuk devletinin yılmaz savunucusu olduğunu bir kez daha göstermiştir.’’ Çalışanların örgütlerinden benzer çıkışlar duydunuz mu hiç? Biz duymadık da... Sosyal hukuk devletinin savunucusu na olan tavrı, Sayın Cumhurbaşkanı’nın kararlarında, değerlendirmelerinde görmek her yurtsever için başlıca bir umut ve inanç kaynağı oluşturmaktadır. Anayasanın öngördüğü sosyal devlet ilkesi tümüyle unutturulmak istenmekte. Kanımca Sayın Cumhurbaşkanı bu gidişe karşı sağlam bir direnç kalesi olarak her konuda gerekeni yapmaktadır.’’ Dr. Seyhan Erdoğdu da Cumhurbaşkanı’nın kararını sevinçle karşılayanlardandı: ‘‘Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, nüfusun yoksul kesimlerini sosyal güvenlik hakkından dışlamaktadır. Sosyal güvenlik hakkından yararlanma koşullarını zorlaştırmakta, koruma düzeyini geriletmektedir. Yasayla korunması gereken hakları idarenin tasarrufuna bırakmaktadır. Sosyal güvenliği bir yurttaş hakkı olmaktan çıkararak yurttaşı müşteri saymaktadır. Sosyal güvenlik ve sağ ‘İslamcıları güçlendirmemek için...’ Tabii bir de uluslararası konjonktür var. 11 Eylül sonrasında teröre karşı, özellikle de ‘‘İslamcı teröre’’ karşı antenleri hassaslaşan Avrupa başkentleri; rE d o ğ a n’ın bu konuda öteden beri soru işaretlerine yol açan ‘‘Ne şiş yansın, ne kebap’’ duruşundan rahatsız. Hatırlayacaksınız, iki yıl önceki ‘‘sinagog saldırıları’’ ve İngiliz Konsolosluğu ile HSBC Bank’a atılan ‘‘bombalar’’ karşısında ‘‘İslamcı terör’’ ifadesini kullanmaktan şiddetle kaçınan, bu ifadelere karşı çıkan Başbakan Avrupa kamuoylarında tepki almıştı. ‘‘Erdoğan, İslamcıları gücendirmemek adına ‘İslamcı terör’ tanımını kullanmıyor...’’ türü yorumlar yapılmış; AKP’nin ‘‘ılımlı kimliği ve demokratik değerlere bağlılığı üzerinde’’ en iyimser çevrelerde bile kuşkular uyanmıştı. AB Komisyon görevlileri, Cumhuriyet’e yapılan ‘‘alçakça saldırıları lanetlerken’’, bu arka planı göz önüne almamış olamaz. Söz konusu ‘‘arka plan’’, gazetemize yapılan saldırıyı başını öte yana çevirerek geçiştiren Erdoğan’ın günler alan ‘‘sessizliği’’ karşısında belleklerde bir kez daha tazelenmiştir. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Bir Kamu Avukatının Emekli Aylığı SORU : Avukatlar da, hâkimler ve savcılar gibi yargılamanın, sav, savunma ve karar sürecinde, adaleti gerçekleştirmek, bir hakkın ‘‘ihlâlini’’ önlemek üzere birbirlerinin tamamlayıcı unsuru olarak görev yapmaktadırlar. Ben kamu avukatlığından 1. derece 4. kademeden ve 35 yıl 3 ay hizmetten sonra emekli oldum. Hâkimler ve savcılar için 1. dereceye verilen ek gösterge 4.000 (dört bin) olmasına karşın, 1. dereceye yükselen kamu avukatlarına verilen ek gösterge uzun yıllardan bu yana hiç değişmeden 3.000 (üç bin) olarak kaldı. 35 yıl 3 ay üzerinden bana bağlanan emekli aylığı 857 YTL ’dir. Yedek subaylık hizmetimle, sigortalı geçen çalışma sürelerimi de birleştirerek, emekliliğe esas alınması gereken hizmetimi 42 yıl 8 ay 10 güne çıkarmış bulunuyorum. Bu durumda bana bir kamu avukatı olarak, 42 yıl 8 ay 10 gün üzerinden 1. derece 4. kademeden bağlanacak emekli aylığının tutarı ne olacaktır ? ( A.C.) YANIT : 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası, ‘‘adli yargı hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile idari yargı hâkim ve savcıları hakkında’’ uygulanmaktadır. İdari yargı hâkim ve savcılarının, ‘‘hak ve ödevlerini, aylık ve ödeneklerini(...) ve diğer özlük işlerini’’ düzenleyen 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası’dır. Yasanın 102. maddesine göre hâkimler ve savcıların ‘‘aylık ve ödenekleriyle diğer mali, sosyal hak ve yardımları” 2802 sayılı yasanın ‘‘hükümlerine tabidir’’ 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 1. maddesinde, avukatlık mesleğinin niteliği: ‘‘Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Avukat, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder.’’ denilerek yapılmıştır. Kamu kurumlarında görev yapan avukatlar, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası kapsamına alınmıştır. 657 sayılı Yasa Devlet memurlarını on hizmet sınıfına ayırmıştır. Bu hizmet sınıflarından biri de ‘‘Avukatlık Hizmetleri Sınıfı’’ dır. 657 sayılı yasaya göre hizmet sınıfları I. Genel İdare Hizmetleri Sınıfı : II Teknik Hizmetler Sınıfı, III Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfı , IV Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfı, V Avukatlık Hizmetleri Sınıfı, VI Din Hizmetleri Sınıfı: VII Emniyet Hizmetleri Sınıfı, VIII Yardımcı Hizmetler Sınıfı, IX Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfı , X Milli İstihbarat Hizmetleri Sınıfı, olarak belirlenmiştir. Bu on hizmet sınıfından biri olan Avukatlık Hizmetleri Sınıfı: ‘‘Özel kanunlarına göre avukatlık ruhsatına sahip, baroya kayıtlı ve kurumlarını yargı mercilerinde temsil yetkisini haiz olan memurları kapsar.’’ Uzun yıllardan bu yana 1. Derece 4. kademeden aylık alan avukatlara uygulanan ek gösterge 3.000’dir. ‘‘Ek göstergesi 2200 (dahil 3600 hariç) olanlarda, emekli aylığına uygulanan özel tazminat oranı yüzde 70 olarak saptanmıştır. 5437 sayılı ‘‘2006 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’’ Madde 22’de 2006 yılında uygulanacak ‘‘Katsayılar, yurtdışı aylıkları, ücret ve sözleşme ücreti’’ belirlenmiştir. a) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Kanunun 154’ üncü maddesi uyarınca, 1/1/200630/6/2006 döneminde aylık gösterge tablosunda yer alan rakamlar ile ek gösterge rakamlarının aylık tutarlara çevrilmesinde uygulanacak aylık katsayısı (0,04265), memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak taban aylığı katsayısı (0,53377), yan ödeme katsayısı (0,01353) olarak; 1/7/ 200631/12/2006 döneminde ise aylık katsayısı (0,04373), taban aylığı katsayısı (0,54711), yan ödeme katsayısı (0,01387) olarak uygulanır.’’ Bu verilere göre 42 yıl 8 ay 10 gün hizmetten sonra emekli olan bir kamu avukatının 2006 yılında alacağı emekli aylığı: Emekli Aylığı Birimleri 1) Genel Aylık 2) Ek Göst.Aylık 3) Kıdem Aylık 4) % 70 Özel Taz. Taz. 5) Taban Aylık 2006 Yılı Gösterge 1500 3000 500 9500 1000 1 Ocak30 Haziran Katsayı Aylık 0, 04265 59,34 0, 04265 118,67 0, 04265 19,78 0,04265 0, 53377 Toplam 263,06 495,07 955,92 YTL 1 Temmuz31 Aralık Katsayı Aylık 0,04373 60,84 0,04373 121,68 0,04373 20,28 0, 04373 0,54711 Toplam 269,72 507,44 979,96 YTL ‘AKP ılımlı İslamın reklamı olamaz!’ ‘‘Türkiye’nin İslamcı kampa kayması ihtimali’’, bugün Avrupa başkentlerinde düne göre çok daha derin ve güçlü biçimde duyulan, etkili çevrelerce paylaşılan bir korku. Bir buçuk ay önce bu sütunda, Financial Times’in Avrupa editörü F r e e d c r i k S t u e d m a n n S c h u l e n gr ’la u b ‘‘ABTürkiye Gazeteciler Konferansı’’ vesilesiyle yaptığım görüşmeyi aktarmıştım. Schulenburg, ‘‘Avrupa’da hissedilen en büyük endişenin, Türkiye’nin İslamcı kampa kayması olduğunu’’ söylemişti. O gün bugün yurtdışında kiminle görüşsem, aynı endişeyi dile getiriyor. Belli başlı AB yayın organları bu korkuya parmak basıhayatepik?mynet.com yor. ‘‘Economist’’in son başyazısı örneğin, ‘‘AKP, ‘Ilımlı İslam’ adına artık iyi bir reklam sayılmaz!’’ diyor. AKP’nin ‘‘kadrolaşma’’ hareketine ve dış politikadaki ‘‘İslamcı hamlelerine’’ dikkat çeken dergi, ‘‘Avrupa ile Türkiye’nin bir yol ayrımına’’ gelmiş olabileceğinden söz ediyor (6 Mayıs). HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 15 Mayıs www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Susamyağı. 2/ 1 Yurdumuzda kurulmuş yirmi 2 bir köy enstitü 3 sünden biri... 4 Mezar. 3/ Eski dilde su... Üni 5 versite öğretim 6 üyelerinin giydiği, geniş be 7 denli, uzun ve 8 bol kollu giysi. 9 4/ Resim ve hey1 2 3 4 5 6 7 8 9 kel sanatlarında varlıkların biçimi... Avrupa 1 M U H A M M A R A Birliği’nin kısa yazılışı. 2 A L A Z A S O R 5/ Açık alanlardan ve ka 3 K E M P A S T A labalık yerlerden aşırı 4 İ M K O R O derecede korkma. 6/ Kes 5 AME T İ S T tanerengi... Yalnız iki ge 6 A R İ F E N niş yüzü testereyle düzel7 K E N A N A R A tilmiş tahta. 7/ Bir göz İ B İ Ş rengi... Aynı ahır adına 8 A M A T koşan yarış atlarına ve 9 Y U V A R L A M A rilen ad. 8/ Güzel, hoş, latif... Sağlıklı. 9/ Kızartılmış ekmeği et suyuyla haşlayarak yapılan yemek... Akım şiddeti birimi kiloamperin kısa yazılışı. 42 yıl 9 ay (% 92,75 Oran) YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk dilinde ayçiçeğine verilen ad. 2/ Karakter... Yanlış sözcük ya da söz. 3/ Radon elementinin simgesi... Ispanak, semizotu gibi sebzeleri pirinç ya da bulgurla pişirerek yapılan yemek. 4/ Futbolda savunma oyuncusu... Utanılacak şey, ayıp. 5/ İstanbul’un eski adlarından biri. 6/ İzmir’in Kemalpaşa ilçesinin eski adı... Engel. 7/ Hatay ilinde bir ırmak... Kısa namlulu bir top. 8/ Türk müziğinde bir makam. 9/ Rus halk destanı ya da epik şarkısı. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle