23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 2006 PAZAR 6 HABERLER CHP TEHLİKEYE DİKKAT ÇEKTİ Öğrencilerin namaz kılmaya ve başını örtmeye zorlandığı okulda Cumhuriyet düşmanlığı yapılıyor Lisede şeriat propagandası İstanbul Haber Servisi Sıvas’taki Prof. Dr. Necati Erşen Anadolu Öğretmen Lisesi’nde ‘‘ağabey’’ ve ‘‘abla’’ adı verilen üniversite öğrencilerinin, okul idaresinin desteğiyle okula gelerek öğrencilere ders verme takıyyesi altında, Gülen cemaatinin propagandasını yaptıkları ve örgütledikleri öğrencileri diğer sınıflara temsilci olarak gönderdikleri iddia edildi. Öğrenci velilerinin Cumhuriyet’e yaptığı açıklamalara göre, öğrencilere Arapça yazılı hadisler dağıtılıyor. ‘‘Ağabey’’ ve ‘‘abla’’ adı verilen üniversite öğrencileri, okul idaresi Çevre Yasası kavga çıkaracak AYŞE SAYIN ? Sıvas’taki Prof. Dr. Necati Erşen Anadolu Öğretmen Lisesi’nde ‘‘ağabey’’ ve ‘‘abla’’ adı verilen üniversite öğrencilerinin, okul idaresinin desteğiyle okula gelerek, Gülen cemaatinin propagandasını yaptıkları ve örgütledikleri öğrencileri diğer sınıflara temsilci olarak gönderdikleri iddia edildi. nin desteğiyle okula gelerek öğrencilere ders verme takıyyesi altında, Fethullah Gülen cemaatinin propagandasını yapıyor. Bu kişiler, örgütledikleri öğrencileri daha sonra diğer sınıflara temsilci olarak gönderiyor. Kız öğrencilere ‘‘örtünme’’ baskısında bulunan ve abla olarak adlandırılan bu kişiler, aileleri örtünmeye, namaz kılmaya ve dini sohbetlere karşı olan öğrencilere, bu faaliyetleri ‘‘gizli olarak yapmaları’’ telkininde bulunuyor. Veliler, okuldaki tarih dersi öğretmenlerinden Ahmet Sevim’in de derslerde, öğrencilere, ‘‘Alevilerin cinsi sapıklık içinde bulunduğunu’’ anlattığını dile getiriyorlar. Öğrencilere, ‘‘Atatürk’ün put olduğunu’’, onu maske olarak kullandıklarını ve kendilerinin de aksi söylenmesi mümkün olmadığı zamanlarda Atatürk’ü maske olarak kullanabileceklerini anlattıklarını belirten veliler, okulda laik demokratik hukuk devletine karşı açıkça yürütülen bu mücadelenin Gülen cemaatinin örgütlenme sistemi olduğuna dikkat çekiyorlar. Okulda her katta bulunan dinlen me odalarının, ‘‘mescit’’ olarak kullanıldığını ve öğrencilerin ‘‘namaza zorlandıklarını’’ belirten veliler, okulun rehber öğretmenine sorunları aktardıklarını ve karşılığında şu yanıtı aldıklarını ifade ediyor: ‘‘Çocuğunuz namazı burada değil, evde kılsın.’’ ‘İdare göz yumuyor’ ÖZEL HASTANELERE UYARI İĞNELİ FIRÇA Erdoğan: Sağlık istismar edilemez İSTANBUL/TEKİRDAĞ (Cumhuriyet)Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özel hastanelerden hizmet alımı konusunda Sağlık Bakanlığı ile özel sektör ve vakıf hastanelerinin özel anlaşma yaptığını, ancak yapılan mutabakatların aşıldığını ve çiğnendiğini belirterek ‘‘Sağlığın istismarı olamaz, olmamalıdır. Bu, müteahhidin yüzde 60 kırım yapmak suretiyle inşaattan demir ve çimento çalmasına benziyor’’ dedi. Başbakan Erdoğan, dün Silivri’nin Çanta beldesinde yapılan Sanovel İlaç Fabrikası’nın açılış törenine katıldı. İlaç sektöründe önemli adımlar attıklarını söyleyen Erdoğan, Türkiye’de önce hastanelerde insanca muamele gerçekleştirilecek fiziki bir yapının oluşmasının şart olduğunu ifade etti. Hastaların zorda bırakıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: ‘‘Devletin ödeyeceği bellidir. Ama gittiği zaman özel hastaneye, bakıyorsunuz ki onun çok çok fevkinde rakamlar talep ediliyor. Bunlar da bize yansıyor, geliyor. Bu gerçekten insani değildir.’’ ‘Yobazlıktan kaynaklı sorunlar var’ Erdoğan, partisinin Tekirdağ İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada da Terörle Mücadele Yasa Tasarısı’nın Abdullah Öcalan’a af niteliği taşıdığı eleştirisinde bulunan CHP lideri Deniz Baykal’a yüklendi. Erdoğan, Baykal’a ‘‘Hani durumdan vazife çıkarmak var ya, öyle bir hasleti var sağ olsun ’’ suçlamasında bulundu. Dinde yobazlıktan kaynaklanan sorunlar yaşandığını belirten Erdoğan, ‘‘Muasır medeniyetler hedefinin üstüne çıkmak var ya... Cumhuriyetimizin banisi Atatürk’ün bize verdiği hedefe ulaşmak lafla mı olur, icraatla mı olur? Atatürk’ün irtica dediği olay budur. Eğer siz muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkamıyorsanız, eğer siz dünyadaki gelişime ayak uyduramıyorsanız, siz mürtecisiniz, gericisiniz. İşin aslı bu. Dinde gericilik var. İşin aslına bakarsanız yobaz da diyebiliriz. Onlar dinin yobazlarıdır. Onlar dindar falan değildir. Onlar dincidir. Onlar dinin bezirganlarıdır. Onlar farklıdır’’ diye konuştu. Bir Cumhuriyet okulunda yaşanan bu irticacı gelişmelerin sorumlularının zaman kaybetmeksizin belirlenerek haklarında gerekli yasal işlemin yapılmasını isteyen veliler, endişelerini gazetemize ulaştırdıkları mesajlarında şöyle dile getirdiler: ‘‘Çocuklarımızın okuduZAFER TEMOÇİN ğu bu okulda ülkemiz ve geleceğimiz açısından bizleri son derece tedirgin eden örnekler, bize ‘Ülkemiz nereye gidiyor?’ sorusunu sorduruyor. Artık Cumhuriyet karşıtı saldırılar ‘açıkça’ yürütülüyor. Bu ve diğer okullarımızdaki benzer anlayışlara ‘dur’ demenin zamanının geldiğine inanıyoruz. Cumhurbaşkanımızdan irticacıların listesini isteyenler, bunun gibi yüzlerce olayı niçin görmezlikten geliyorlar? Okul idaresi bu duruma nasıl göz yumuyor ve daha acısı, nasıl destekleyebiliyor? Köy Enstitüleri aydınlığından, çocuklarımızın eğitim gördüğü bu öğretmen lisesindeki karanlığa nasıl geldik? Laikliği, Atatürk devrimlerini kâğıt üzerinde ve tutulmamak için ettikleri yeminlerde anlayanlar, çocuklarımızın geleceklerini daha ne kadar karartacaklar? Tehlikenin farkında olanlar, bu yazdıklarımız size değil, hâlâ tehlikenin farkında olmayanlara. Amacımız, Atatürk ilke ve devrimlerine laikdemokratik Cumhuriyete bağlı biz velilerin acı çığlığını, Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sıvas’tan onlara duyurabilmek. Bu çığlığımızı tehlikenin farkında olmayanlara ancak siz duzafertemocin@postamatik.com yurabilirsiniz.’’ ANKARA TBMM’de kabul edilen Çevre Yasası’nın, madenpetrol jeotermal kaynak aramada, ‘‘çevre etki değerlendirme’’ (ÇED) raporu istenmesi zorunluluğunu kaldırması tartışma yarattı. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, düzenlemeyi ‘‘1 gram bile maden çıksa ÇED raporu istenecek’’ diye savunurken, CHP İzmir Milletvekili Türkan Miçooğulları, ‘‘Sadece mahkeme kararıyla yapılan aramalarda bile köylüler birbirine düşmüş durumda. Bu düzenleme nedeniyle çok daha büyük kavgalar yaşanacak’’ dedi. TBMM Genel Kurulu’nda 26 Nisan’da kabul edilen Çevre Yasası’nın 7. maddesinde ‘‘gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, ÇED Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. ÇED olumlu kararı veya ÇED gerekli değildir kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için gerekli yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez’’ deniliyor. Ancak aynı maddenin ikinci fıkrasında, ‘‘Petrol, jeotermal kaynaklar ve maden arama faaliyetleri ÇED kapsamı dışındadır’’ denilerek, Maden Yasası’nda bile konulamayan çok geniş istisna yasada yer alıyor. Hükümet böylece Maden Yasası’na koyduramadığı ‘‘zeytinliklerde’’ de maden araması yapılmasının yolunu açmış oldu. CHP İzmir Milletvekili Türkan Miçooğulları, önkoşulsuz arama faaliyetine izin verilmesinin yol açtığı sıkıntıyı kendi bölgesinde yaşadığı bir örnekle şöyle açıkladı: ‘‘İzmir’de Efemçukuru denilen bir köy var. Bu tam İzmir’in üstünde tepe noktada, etrafında Tahtalı, Seferihisar, Balçova barajları var. Burada daha önce altın aranmış ve tespit edilmiş ve mahkemenin ‘Maden araması yapılamaz’ kararına rağmen olumlu arama raporu verilmiş. Oraya gittik. Orada öyle güzel üzümler yetişiyor ki. Şimdi böyle bir doğa ve böyle verimli bir toprak var. Buradaki köylülerin yüzde 80’i altın çıkarılsın istemiyor. Ama bazıları da ikna edilmiş durumda. Biz oraya gittiğimizde, bizim gözümüzün önünde kavga ettiler, ‘çıkarılsın çıkarılmasın’ diye.’’ ‘MEDYADA EROZYON ARTIYOR’ İletişimcilerden ‘tepki’ çağrısı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Yazılı ve görsel basında, son yıllarda yaşanan erozyonun ivme kazanması, iletişim fakültelerinde eğitim alan kitlelerin kaygılarını arttırıyor. Medyanın günümüz koşullarında toplumsal sorumluluğu göz ardı etmesi, kamu yararını yok sayması ve kitleler üzerinde afyon etkisi yaratması en sık vurgulanan konu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunlarının oluşturduğu İletişim Vakfı’ndan yapılan açıklamada, ‘‘Gelinen noktada sadece RTÜK ve reklam verenleri değil kamuoyunu da yaşananlara tepki göstermeye davet ediyoruz’’ denildi. Gazetecilik mesleğinin toplumun çözülmesine yol açan bir araç haline getirilmesinin kaygıyla izlendiği belirtilen açıklamada, ‘‘Toplumsal sorumluluğu göz ardı eden ve toplum yararını gözetmeyen, milli ve dini değerleri istismar eden yayın anlayışının, sabah programlarından akşam saatlerinde yayımlanan eğlence programlarına kadar, günün her zaman dilimine nüfuz ettiğini görmekten rahatsızız’’ görüşüne yer verildi. Vakfın açıklamasında, haber programlarının gerçek çizgisinden saptığına da vurgu yapılarak şöyle denildi: ‘‘Haber dışında her şeyin verildiği haber programlarının ve eğlence dışında her şeyin sunulduğu eğlence programlarının korkutucu boyutlara vardığı kanısındayız. Televizyon ve radyo programları, kitapların, DVD’lerin ve gazetelerin aksine, ‘beğenmeyen izlemesin’ diye değerlendirilecek bir yapıda değildir. Sanatçının, gazetecinin, siyasetçinin ortak görevi, toplumun kültürel düzeyini yukarı çıkarmaktır. Halkın seviyesine inmek değil; tersine, halkın seviyesini yukarı çekmektir. Ancak üzüntü ile gözlenmektedir ki günümüzde bunun tersi işlenmekte ve üstelik, halkın seviyesine inelim derken, değer yargıları alaşağı edilmekte ve seviyesizlik egemen olmaktadır.’’ ‘Siyasi kriterler gündeme gelebilir’ Aşkın: Ben de YÖK kurbanıydım ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, müzakere sürecinde ‘‘Yargı ve Temel Haklar’’ ile ‘‘Adalet, Özgürlük ve Güvenlik’’ gibi bazı fasıllarda siyasi kriterlerin gündeme gelebileceğini söyledi. Babacan, Hazine Müsteşarlığı’nda Malların Serbest Dolaşımı ile Gümrük Birliği fasıllarında düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin siyasi kriterler konusunda minimum standartları yakalamış, kritik eşiği geçmiş ve teknik konularda müzakerelere hak kazanmış bir ülke olduğunu söyledi. Babacan, ancak siyasi reform sürecinin bitmediğini, uygulamanınsa daha ileri götürülmesi gerektiğini belirtti. Eğitim ve kültür faslına ilişkin olaraksa davet mektubunun geldiğini belirten Babacan, herhangi bir siyasi kriterin mektupta yer almadığını kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın, şu andaki YÖK’ün 1982’deki YÖK olmadığını belirterek ‘‘İlk kurulduğu dönemde kurban sayılanların içinde ben de vardım. YÖK, 1980 sonrası dönemde benim için de sorun olmuştur’’ dedi. CHP Gençlik Kolları’nın düzenlediği ‘‘Üniversite Özerkliği ile Yargı Bağımsızlığı Karşısında Siyaset Kurumu’’ konulu ‘‘Genç Sohbetler’’ adlı söyleşiye, YYÜ Rektörü Aşkın ile İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir konuk oldu. Aşkın, siyasi iktidarların işlevinin, üniversitelerin önünü açmak, üniversitelere kaynak yaratmak, rahat çalışılabilecek yasal düzenlemeleri yapmak olması gerektiğini belirtti.Aşkın, “Bunun tersi bir durum çıkmaz sokaktır, kim yaparsa yapsın’’ diye konuştu. İçtüzük değişikliği paketiyle ilgili çalışma tamamlandı AKP Arınç’a ‘katılamadı’ ilk dönem seçilecek TBMM Başkanı’nın 2 yasama yılı, ikinci döANKARA AKP, TBMM Başnem seçilecek başkanın ise 3 yasakanı Bülent Arınç’ın içtüzük değima yılı görevde kalmasını öngörüşikliği paketi üzerindeki çalışmayor. Arınç, bazı yasama dönemlesını tamamlayarak bir rapor hazırrinde 6 yasama yılı yaşanabildiğiladı. Arınç’ın, TBMM başkanlarıne dikkat çekerek ikinci dönem senın milletvekillerinin güvenoylaçilecek TBMM Başkanı’nın genel masıyla düşürülmesine ilişkin öneseçim sonuçlarının YSK tarafınrisini uygun bulmayan AKP, seçim dan resmi olarak ilan edileceği takararının savaş, sıkıyönetim ve serihe kadar görevini sürdürmesini ferberlik durumlarında ancak önermişti. TBMM kararıyla geri alın AKP, Arınç’ın TBMM ması gerektiğini bildirdi. başkanlarının milletvekilAKP, TBMM Başkanı Bü ? AKP, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın lerinin güvenoylamasıyla içtüzük değişikliği paketinde yer alan, lent Arınç’ın içtüzük değidüşürülmesine ilişkin öneşikliği paketi üzerindeki çaTBMM başkanlarının milletvekillerinin risini de uygun bulmadı. lışmasını tamamlayarak rapaketinde, güvenoylamasıyla düşürülmesine ilişkin Arınç’ın porunu Arınç’a sundu. AKP, ‘‘TBMM üyelerinin en az önerisine katılmadığını bildirdi. Arınç’ın birçok önerisine beşte birinin imzalı gerekçekatılmayarak mevcut içtüli önergesi ile TBMM Başzükteki hükümlerin korunmasını keyi olumsuz etkilemekte, hem de kanı hakkında güvensizlik önergeistedi. AKP’nin önerileri şöyle: Meclis’in itibarına gölge düşürmek si verilebilir. Başkanın görevden dü Yasa tasarı ve önerileri, TBMM tedir’’ denilmişti. şürülmesi, güvensizlik önergesinin, Başkanlığı tarafından belirlenecek Milletvekilleriyle ilgili doku üye tamsayısının salt çoğunluğunun bir karma komisyon tarafından gö nulmazlık dosyaları, karma komis gizli oyunun kabulüyle mümkünrüşülebilmelidir. yonda havale tarihinden itibaren en dür; oylamada yalnız güvensizlik Yasa tasarı ve önerilerinin gö geç 6 ay içinde görüşülmelidir. oyları sayılır. Önergenin kabulü harüşülmesi sırasında anayasaya ay Arınç’ın önerisinde, süre olarak 3 linde başkanın görevi sona erer’’ kırılık önergeleri dahil her madde ay öngörülmüştü. önerisi yer alıyordu. AKP, milletvekilleri hakkın AKP, TBMM Başkanı’nın göiçin en fazla 5 önerge verilmelidir. Seçimlerin yenilenmesi kara rev süresi ile ilgili öneriye katıl da Başkanlık Divanı bünyesinde rı, ancak sıkıyönetim, seferberlik ve mazken, içtüzükteki mevcut siste etik kurulu oluşturulmasına ilişkin savaş hallerinde Meclis kararıyla ge min korunmasını istedi. İçtüzükte, öneriyi ise olumlu buldu. EMİNE KAPLAN ri alınmalıdır. Arınç’ın önergesinde, yalnızca savaş halinde seçim kararının geri alınması önerilmiş, ancak kararın hangi kurum tarafından alınacağı konusunda bir mekanizma belirlenmemişti. Arınç’ın önerisinin gerekçesinde, ‘‘Uygulamada listelere giremeyen milletvekilleri, seçimin yenilenmesine dair kararın geri alınmasına yönelik toplu girişimlerde bulunabilmekte, bu ise hem seçim atmosferine girmiş ül TABİP ODASI GENEL KURULU Hekimler bugün sandığa gidiyor İstanbul Haber Servisi Yaklaşık 26 bin hekim üyeye sahip İstanbul Tabip Odası, Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi’nde bugün yapılacak seçimle yeni yönetim kurulunu belirleyecek. İstanbul Tabip Odası Genel Kurulu dün Cağaloğlu’ndaki İstanbul Tabip Odası’nda başladı. Bugün de devam edecek genel kurulda ‘‘Demokratik Katılım Grubu’’ başkan adayı Prof. Dr. Özdemir Aktan, ‘‘Hekim Hakları Grubu’’ başkan adayı Recep Güloğlu ve ‘‘Milliyetçi Hekimler Grubu’’ başkan adayı Mustafa Yenigün üyelere kendilerini tanıttı. Her 3 grubun üyelerinden, 100’e yakın katılımın olduğu genel kurulda gruplar yönetim kurulu adaylarını açıkladılar. İstanbul Tabip Odası’nın genel kurulu, bugün Sultanahmet’teki Ticaret Meslek Lisesi’nde yapılacak seçimlerle tamamlanacak. Seçimlere yüksek düzeyde katılım bekleniyor. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle