18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 2006 PAZAR 4 DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN HABERLER Şemdinli’de büyük salona ret DHKPC üyesi yakalandı V AN (AA) Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde meydana gelen olaylarla ilgili davaya katılmak isteyen müdahil avukatların daha geniş bir duruşma salonu talebini reddetti. Mahkeme heyeti ayrıca 3. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna 330 avukatın sığmasının mümkün olmadığını belirterek ‘‘fiziki yapının imkân kıldığı sayıda vekilin duruşma salonuna alınacağını’’ duyurdu. Vicdani retçi Tarhan’a tahliye Haber Merkezi Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, askerlik yapmayı reddeden Mehmet Tarhan hakkında, emre itaatsizlikte ısrar suçlarından verilen 4 yıllık hapis cezası kararını usül ve yasaya aykırı bularak bozdu. Kurul, vicdani reddin birçok ülkede hak olarak kabul edilmesine karşın ülkemizde bağlayıcı bir kural olmadığını ve bu yönde bir hak tanınmadığını açıkladı. Kararın ardından 11 aydır tutuklu olan Tarhan tahliye oldu. Onurlu Büyükelçiler Sevgili, Geçenlerde cep telefonum çaldı. Karşı tarafta İstanbul Milletvekili Em. Büyükelçi Onur Öymen vardı. Onur, Galatasaray’dan sınıf arkadaşımdır. Ama vakti olmadığından, hoşbeşe falan girişmeden hemen sadede geldi. Konu Fransız Parlamentosu’nda 1618 Mayıs tarihlerinde görüşülecek olan ve Ermeni soykırımının varlığını yadsıyanlara hapis cezası verilmesini öngören yasa tasarısıydı. Öymen, bütün eski Galatasaraylıların bir baskı grubunu oluşturarak, Paris’i mektup bombardımanına tutmamızı öneriyor, daha neler yapılabileceğini tartışıyordu. Onur, bir parlamenter olarak konuyu TBMM’ye götürürdü, nitekim götürdü de. Ama, onunla yetinmiyor, salt iktidarın vurdumduymazlığını sergilemekle de sınırlı kalmıyor, kendisi çareler üretmek, insanları harekete geçirmek için işe koyuluyordu. Ardından yine İstanbul Milletvekili, yine Em. Büyükelçi Şükrü Elekdağ aradı, konu aynıydı. Basın toplantısı yaptığını bildiğimi, ama metnine ulaşamadığımı söyleyince, hemen eposta ile gönderdi. O da durumu anlatıyor ve bir şeyler yapılması için herkesi seferber olmaya çağırıyordu. Bu iki emekli büyükelçi, yasama görevleriyle, muhalefet işlevleriyle yetinmeyip, sanki iktidar kendilerinde imiş, hâlâ devletin temsilcileriymişçesine, gösterişsiz biçimde Fransa’ya karşı kamuoyu oluşturmaya çalışıyordu. ??? Daldım, yıllar öncesine, eskilere gittim. Bu iki onurlu büyükelçi, bana artık tarihe malolmuş, rahmetli başka iki onurlu büyükelçiyi hatırlattı. Yıl 1915’tir, Osmanlı’nın Washington’daki büyükelçisi Ahmet Rüstem, Amerikan basınındaki Fransız, İngiliz ve Rum kışkırtmasıyla yazılan, ABD’nin, Osmanlı karasularına donanma göndermesini isteyen ‘‘Hıristiyan soykırımı’’ yazılarından son derecede rahatsızdır. Kalkar, Washington Star gazetesine bir yazı yazarak, üzücü olayları, savaş halindeki ordumuzu arkadan vuran ve sivilleri öldürenlere uygulanan tehcir politikasını nedenleriyle anlatır. ABD Dışişleri Bakanı, rahatsız olmuştur. Ahmet Rüstem’den sözlerini düzeltmesini ister. O da bir yazı daha yazar ve durumu bir kez daha açıklıkla anlattıktan sonra, makalesini şöyle bitirir: ‘‘...Bir varsayım olarak diyelim ki, ABD’yi işgal etmek için, Japonların zencilerle gizli ittifaka girdikleri ortaya çıkmıştır. Acaba bu olaydan sonra zencilerin kaç tanesi sağ kalabilecektir ki, dünyaya burada neler olup bittiğini anlatabilsin?’’ Bu kadarı fazladır. Amerikan Dışişleri Bakanlığı, Ahmet Rüstem’e kendisini ‘‘persona non grata’’ (istenmeyen adam) ilan edeceklerini bildirir. Büyükelçinin yanıtı nettir: Hiç zahmet etmeyin, ben İstanbul’a bildirdim, zaten iki gün içinde ülkenizden ayrılıyorum. Sonra Ahmet Rüstem’i önce Sıvas Kongresi’nde delege, daha sonra da Birinci Meclis’te mebus olarak görürüz. Ahmet Rüstem tarihimizde, ‘‘Alfred Rüstem’’ olarak da anılır. Çünkü bu onurlu Türk büyükelçisi, bir Polonya göçmeninin oğludur. ??? Sözünü etmek istediğim ikinci onurlu diplomat, bir Cumhuriyet çocuğu. Cumhuriyet hükümetlerinde, dışişleri ve milli savunma bakanı olarak da görev yapmış bulunan Hasan Esat Işık’tır. Hem diplomatik hem de siyasal yaşamı boyunca hep ilkelerine bağlılığıyla tanınan Hasan Esat Işık, Paris’te büyükelçi olarak bulunduğu dönemde, Marsilya’da Ermeni anıtı açılması üzerine, kendi kararıyla Fransa topraklarını terk etmişti. Ne kadar isabetli davrandığını, zaman bize gösterdi. Kendisini tanımak mazhariyetine eriştiğim Hasan Esat Bey, diplomat ve politikacı yaşamı sona erdikten sonra, kendisi için çeşitli güçlüklerle dolu geçen, 12 Eylül döneminde, hayatının son günlerinde, tertemiz ama eski giysileriyle, koltuğunun altında dosyalarıyla, gazeteleri dolaşır, beni ve meslektaşlarımı uyarır, yazılar yazardı. Kenan Evren’in Rogers’a kanarak, Yunanistan’ın askeri kanadına, karşılıksız dönüşünü kabul etmemesi için harcadığı çabaları bugün gibi anımsarım. Hasan Esat Bey, türlü güçlüklerle dolu hastalık döneminde bile, kendisini hep devletin karşılık beklemeyen hizmetkârı, ulusun işlevi süren bir neferi olarak gördü. Görüyorsun, sevgili, tarihimiz boyunca onurlu büyükelçilerimiz var oldu, hâlâ da varlar. Dış Haberler Servisi Belçika’da, yasadışı DHKPC örgütü üyesi ve Sabancı suikastı sanığı Fehriye Erdal’la birlikte 4 yıl hapis cezasına çarrptırılan Bahar Kimyongür, Hollanda’da tutuklanarak Lahey hapishanesine götürüldü. Fehriye Erdal, kararın açıklandığı gün kaçmıştı. Açlık grevine başladığı öğrenilen Kimyongür’ün, Türkiye’nin iade talebi çerçevesinde pazartesi günü hâkim karşısına çıkarılacağı belirtildi. İran’ da Bekâr Kadınlar Stada Giremez İran’da muhafazakârlık kat kat. Dünyanın gericilikle suçladığı Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın kadınlarla ilgili aldığı bir kararın Ayetullahlar tarafından ‘‘şeriata aykırı’’ bulunması, insana beterin de beteri var dedirtiyor. Ahmedinejad geçen hafta kadınların stadyuma girmelerine izin verdiğini açıklamıştı. 1979’da İran’da İslami rejimin kurulmasından sonra kadınların statlara girişi yasaklanmıştı. Son yıllarda az sayıda insanın izlediği voleybol ve basketbol karşılaşmalarının bir kısmına kadınlar girebilmişlerdi. Almanya’da bu yıl haziran ayında yapılacak Dünya Futbol Şampiyonası’na katılma hakkını kazananlardan birisi de İran takımı. İranlı kadın taraftarlar, milli takımlarını desteklemek amacıyla geçen aylarda Tahran Azadi Stadyumu’na maçları izlemek amacıyla birkaç kez bilet alarak geldiler. Her seferinde polis tarafından coplandılar, gözaltına alındılar ve maçları izlemelerine izin verilmedi. Nükleer enerji programı nedeniyle büyük bir baskı altında kalan Ahmedinejad, 27 yıl sonra kadınların maçlara girmesine izin vereceğini sürpriz bir kararla açıkladı. Ne olduysa ondan sonra oldu. İran’ın muhafazakârları, Cumhurbaşkanı’nın kararına sert tepkiler gösterdiler. Bunlar arasında din adamları olduğu gibi milletvekilleri de bulunuyor. Ülkenin ne kadar büyük büyük Ayetullahı varsa sıraya girip tepkilerini ifade ettiler. ‘‘Hâşâ kadınlar stada giremez, çünkü kadınların çıplak erkekleri seyretmesi caiz değildir’’ dediler. Reformcu gazeteler ise kararı desteklediler. Muhafazakâr ağırlığın şiddeti karşısında Cumhurbaşkanı geriye doğru bir adım attı. Ahmedinejad’ın spordan sorumlu yardımcısı Ali Abadi, kadınların aile olarak stada girebileceklerini, bekâr kadınların stadyuma girmesine izin verilmeyeceğini söyledi. ??? İran’da özgürlük sorununun en kritik eşiğinin kadınlar olduğunu söyleyebiliriz. Kadınların toplum hayatına karışması, erkeklerle eşit sayılması ve örtünme yasağının kaldırılmasıyla İran rejiminin geleceği arasında bir bağ olduğu apaçık ortada. Üç yıl önce İran’a gittiğimizde, kadınların İslami rejimi zorladıklarına, kendilerine özgürlük alanı açmak için alttan alta etkin bir mücadele yürüttüklerine tanık olmuştuk. Bu üç yıllık zaman dilimi içinde İran’da reformcular ortak oldukları iktidar alanlarını kaybettiler, meydan muhafazakârlara kaldı. Bu, kadınlar açısından da mevzi kaybı anlamına geliyordu. İran’dan gelen haberler; kadınların bütün olumsuz koşullara rağmen direndiklerini, yaşam alanlarını genişletmek amacıyla çabalarını sürdürdüklerini gösteriyordu. Muhafazakâr Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın kadınların stadyuma seyirci olarak girmelerine izin vermesinin de kendiliğinden olduğu sanılmasın. Bunun arkasında da ciddi bir kadın mücadelesi olduğunu kabul etmeliyiz. ??? İslamcı hareket, gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, kadın sorununda hâlâ aşırı erkek egemen geleneklerini koruyor. Kadınları yaşam alanlarının dışına itmeye çalışıyor. En aşırı olduğu Afganistan gibi ülkelerde kadınların okullara gitmesine, sokakta dolaşmasına karşı çıkıyor; İran’da, Suudi Arabistan’da örtünmesini zorunlu sayıyor. Başka ülkelerdeki İslamcı hareketler de değişik düzeylerde, kadınları ikinci sınıf gören uygulamaları ve görüşleri savunuyor. İslamcı hareketlerin düzeyi açısından en sağlam ölçülerden birisi kadınlara olan yaklaşımlarıdır diyebilirim. Şehir Hatları vapurları... İstanbul Şehir Hatları vapurlarına katılacak yeni gemilerle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı kampanya bütün heyecanıyla sürüyor. Gemilerin hemen hepsi teknik olarak birbirlerinden farksız. Sorun estetik. Deniz üzerinde bu gemilerin nasıl görüneceği önem kazanıyor. Ben bu yazıyı yazdığım sırada 4 numaralı model yüzde 39 ile, yüzde 32 oy alan 8 numaralı modelin önünde gidiyordu. 4 numaralı model, geleneksel görüntülü, 8 numaralı model ise tamamen yeni bir dizayn. Gemiler de şehir mimarisinin bir parçası. Şehir Hatları vapurları, İstanbul’un görüntüsünün simgelerinden. Bu nedenle geleneksel görüntünün korunması öne çıkıyor. Bu nedenle oyumu 4 numaralı model için kullandım. Umarım şehrin görüntüsünün bir parçası olan geleneksel model kazanır. ??? Bugün İzmir Kitap Fuarı’ndayım. Saat 14.1515.15 arası II. Salon’da ‘‘Medyada Etik Savrulma ve 12 Eylül’’ üzerine okurlarımla sohbet edeceğim. Saat 16.0017.00 arasında ise Güncel Yayıncılık standında kitaplarımı imzalayacağım. İzmirli okurlarımı ve dostlarımı bekliyorum. asirmen?cumhuriyet.com.tr ORDU, SAMSUN VE KARAMAN 3 ile yeni vali atamaları yapıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ordu, Samsun ve Karaman valiliklerine atamalar yapıldı. Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in memleketi Karaman’ın valisi Hasan Basri Güzeloğlu Samsun’a atandı. Güzeloğlu’nun yerine ise İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdür Yardımcısı Fatih Şahin getirildi. Merkez Valisi Said Vakkas Gözlügöl de Ordu’ya atandı. Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı 1. Hukuk Müşavirliğine Selim Kuş, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyeliğine Ümit Ulvi Canik, Nevşehir Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Aydın Yalçın, Bitlis Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü’ne Ertuğrul Durak, Zonguldak Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü’ne Kemal Memiş, Kilis Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü’ne Ahmet Akaycan, Denizcilik Müsteşarlığı Müfettişliği’ne Türk Telekom AŞ Genel Müdürlüğü Müfettişi Gültekin Öztürk, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyeliğine Personel Genel Müdürü Bekir Ulubaş, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Nevşehir İl Müdürlüğü’ne Muhlis Atay, aynı bakanlıkta Bakanlık Müşavirliği’ne Mehmet Taşan atandı. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle