Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 MART 2006 CUMA 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN CHP, hükümetin mali suçları araştıran kurulun yetkilerini daraltma istemine karşı çıktı En Büyük Talihsizlik Gazeteci arkadaşlarım iyi bilirler, ne zaman bir Türk gazetecisi, yabancı meslektaşları tarafından yoğun bir biçimde aranmaya başlansa, Türkiye’de bazı şeyler iyi gitmiyor demektir. Bu olguda gazeteci için iyi gelişmenin değil, kötü hadiselerin olay olmasının rolü bulunduğu kadar, Türkiye’nin görüntüsündeki olumsuzluğun da payı olduğu kuşkusuzdur. Diyarbakır’daki olayları iyi izlemek ve doğru okumakta yarar var. Kimse son olayların beklenmediğini söylemesin! Aylardır bunlar bekleniyordu. Şemdinli olayları bugünkü gelişmelerin bir provasıydı. Ne yazık ki, iktidardakiler, bunları doğru okumayı beceremediler. Buradaki iktidar sözcüğünün hükümetten çok daha geniş bir kapsamı içerdiğini, resmi görevi olmadığı halde, iktidar erkine ortak olan çevreleri de kapsadığını belirtmeye gerek yok sanırım. Bu geniş iktidar odağının Kürt sorununu doğru okumayı umursayıp umursamadığı da ciddi olarak sorulması gereken bir sorudur. Ülkeyi ‘‘inananlar’’ ve ‘‘inanmayanlar’’ (kendilerince, bütün laiklik yandaşı kişi ve kurumlar bu gruba girmektedir) diye karnıyarık gibi ortadan ayırmayı hedeflemiş olanların öbür ayrılıkçı hareketler karşısında duyarlılık göstermelerini beklemek abestir. Hatta bunların, ayrılıkçıları, alt edilmesi ya da soyutlanması gereken bir grup mu, yoksa bir müttefik mi olarak gördüklerini kestirmek de oldukça güçtür. ??? Şemdinli’de belli olan, son olaylar ertesinde ayan beyan ortaya çıkan gerçek, PKK’nin, artık yeni bir aşamaya vardığı ve Kürt sorununu terörü de hem içeren, hem de onun da sınırları aşan daha geniş bir kapsama ulaştırma noktasına geldiğidir. Artık amaçlanan, sivil güçlerin katılımıyla eylemli bir kalkışma provasıdır. Şemdinli’de başlayan bu gelişme sürüyor ve terör örgütü yöneticilerinin arzuladıkları boyutta olmasa bile, yine de küçümsenmeyecek sonuçlar verebilecek gibi görünüyor. Bu durumda, soruna yeni gelişmelerin ışığında eğilmek ve her türlü olasılığı ciddi olarak inceleyen yeni bir politikayı oluşturmakta yarar vardır. Hemen belirtmek gerekir ki Türkiye Cumhuriyeti Kürt vatandaşlarını, bütün öbür kökenli uyruklar gibi, tam haklara sahip eşit vatandaşlar olarak kabul etmektedir, resmi görüş bu olduğu gibi uygulama da bu yöndedir. Ama bir an için, karşı görüşün, yani Kürtlerin azınlık oldukları düşüncesinin geçerli olduğunu düşünsek bile, kimilerinin cehaletten, kimilerininse kasten yaptıkları yanlışa düşmemek gerekir. Bu olasılığın kabulü halinde bile, self determination kurumu burada uygulanamaz, BM’nin 1960 tarihli 2625 sayılı bildirgesi gereğince, bu durumda da söz konusu yerlerde temsili kurumların bulunması halinde, self determination hakkı mevcut değildir. Bırakın böyle bir hakkı, ayrılık yönünde barışçıl gösteriler bile hak olarak kabul edilmemektedir. ??? Bu açıklamaların ışığında, kimi bölge seçilmişlerinin (dilerseniz Kürt seçilmişlerinin diyebilirsiniz) yasadışı tahriklerinin ve çağrılarının herhangi bir dayanağı olmadığı ortadadır. Son gelişmeler ışığında, bazı gerçekler daha açık biçimde ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz: 1 Bütün kültürel haklar talepleri birer göstermecedir. Bu tanıyı koymak, bu hakların, bireysel temelde kabul edilmemelerini istemek anlamını taşımıyor. Ama daha önce de belirttiğimiz gibi bireysel temelde bunların kabulü, yeni ve gerçek taleplerin gelmesini engellemeyecektir, nitekim olayların da gösterdiği gibi, engellememektedir. 2 Ekonomik koşulların düzelmesiyle etnik talepler arasında birebir bir bağlantı bulunmamaktadır. Bütün dünyadaki örnekler bu gerçeği gözler önüne seriyor. Bıkmadan usanmadan belirttiğimiz gibi, Belçika’da Flamanların ekonomik durumunun eskiye oranla fevkalade düzelmiş olması ve bunların Valonlardan daha varlıklı bir düzeye yükselmeleri de onların ayrılıkçı taleplerini azaltmamış, arttırmıştır. Bu gerçekleri doğru bir şekilde görmek ve sonucu değiştirmeyecek önlemleri çare zannetmemek, ilk yapılacak iş olmalıdır. Yapılması gereken şey, yeni gerçeklerin ışığında geniş görüşlü, geniş kapsamlı bir politikayı oluşturmak ve yürürlüğe sokmaktır. Türkiye’nin en büyük talihsizliği ise şu anda bu güç işi başaracak bir iktidarın işbaşında olmamasıdır. MASAK pasifize ediliyor ? Yürürlükteki yasal çerçevede ‘‘şüpheli işlem bildirimleri, analiz, inANKARA Kara paranın aklanmaceleme, adli mercilere destek’’ şeklinsı ve terörün finansman kaynaklarıydeki olan yapı, tasarı ile ‘‘şüpheli işla mücadelede önemli görev üstlenen lem bildirimi, analiz’’ yapısına indirMali Suçları Araştırma Kurulu (MAgenmekte, ayrıca daha fazla sayıda SAK), TBMM Plan ve Bütçe Alt Ko‘‘şüpheli işlem bildirimi’’ alınmasına misyonu’nda görüşmeleri süren yasa dı. Hamzaçebi, mevcut yasaya göre suretiyle MASAK’ı sadece koordinas elemanları vasıtasıyla doğrudan dene yönelik bazı ek düzenlemeler yapılMASAK’ın kara para aklama suçu yonla görevli bir kurum haline getiri tim ve inceleme yetkilerinin bulunma maktadır. tasarısıyla ‘‘pasifize’’ ediliyor. CHP’li TBMM Plan ve Bütçe Ko nun izlenmesi ve soruşturulmasında yor. Oysa kara para aklanması suçu sı bu görevin içini doldurmaktadır. Bir başka açıdan bakıldığında, yümisyonu üyesi Akif Hamzaçebi, mev cumhuriyet savcılıklarıyla birlikte ça nun tespit ve takibi uzmanlık isteyen MASAK bu konularda başka bir yer rürlükteki MASAK’ın ayrıntılara fazcut yasaya göre MASAK’ın denetim lışma yapabilme olanağına sahip ol bir iştir. O nedenle sadece bu suçun tes den bilgi gelmesini beklemeden de lasıyla indiği yapı yerine, ayrıntıya elemanları aracılığıyla kara para ak duğuna dikkat çekti. MASAK’ın ma piti yükümlülüğünü cumhuriyet sav harekete geçmek durumundadır. inmeme yapısı ikame edilmektedir. ? Yeni kanun tasarısında MA Şüpheli işlem bildirimi toplama ve lama suçunu soruşturma yetkisine sa liye müfettişleri, hesap uzmanları gi cılıklarına bırakmak yanlıştır’’ dedi. hip olduğuna dikkat çekerek ‘‘Alt ko bi denetim elemanları aracılığıyla ka Hamzaçebi, hazırladığı raporda şu de SAK’ın mali suçları araştırma konu analiz kapasitesinin arttırılması gesundaki operasyonel yetki ve görev rektiği açıktır. Ancak bu yaklaşım, misyonda görüşmeleri süren tasarıy ra para suçlarını soruşturabildiğini ve ğerlendirmelere yer verdi: lerine ilişkin tüm düzenlemelerde, kendiliğinden harekete geçebilen, ini? MASAK’ın görevleri yalnızca hazırladığı raporu, cumhuriyet savcıla, MASAK, bir ‘koordinasyon kurulu’ haline döşüştürülüyor. Bu da hü lıklarına ilettiğini belirten Hamzaçe çeşitli birimlerden intikal eden şüphe hiçbir memurun kara para aklama su siyatif kullanabilen, ciddi durumlakümetin kara para ile mücadele poli bi, ‘‘Tasarı, MASAK’ı bu konumun li işlemleri analiz etmekten ibaret de çunun araştırılması ve incelenmesi rın üzerine gidebilen ve yerinde incetikasından vazgeçtiği anlamına geli dan çıkararak kara para aklama su ğildir. Kanuna göre MASAK, kara konularında 4208 sayılı Kanun’daki leyebilen, gerektiğinde olayları mali yor’’ dedi. Hamzaçebi, tasarının ‘‘sa çunun kovuşturulmasını mühhasıran para aklama ile ilgili inceleme ve araş (MASAK Kuruluş Yasası) anlamda yönden ayrıntılı biçimde inceleyebikıncaları’’yla ilgili bir rapor hazırla cumhuriyet savcılıklarına bırakmak tırma yapmakla görevlidir. İnceleme yetkilendirilmiyor. len yapıdan vazgeçilmesini izah etmemekte ve haklı göstermemektedir. 7 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI ? Ayrıca halen alınan ‘‘şüpheli işlem bildirimi’’ sayılarının son derece yetersiz olduğu ve kısa vadede bunların yeterli düzeye çıkarılmasının güçlüğü dikkate alındığında, tasarıda yetkilerin daraltılması ve hareket noktasının burada önlemler alabilirdi. MURAT UYGUN şüpheli işlem bildirimi olaAncak almadı.’’ ADAPAZARI Adaparak belirlenmesi nedeniyDTP Kocaeli İl Başkazarı’nda Mahir Çayan’ın nı Birol Görmez ve berale, başka hareket noktalaposterini asan iki üniversi berindeki bir grup da Adarından yola çıkılarak çalışteli gence linç girişiminin pazarı İl Örgütü’nü ziyaret ma yapılamayacak, dolaardından kentte gerginlik etti. Görmez, ‘‘Ben Kıbrıs yısıyla fiili olarak MAdün de devam etti. 7 kişi gö gaziziyim. Yaşanan olaylaSAK’ın hareket alanı zaltına alındı. önemli ölçüde daraltılara üzüldüm. Partimize haTHKPC’nin kurucusu sar verildi. Hiç istemediğicaktır. Mahir Çayan’ın ölüm yıl miz olaylar yaşandı. Herke? Diğer taraftan ilgili birimlerin yalnızca kendi dönümü nedeniyle Çark si sağduyuya davet ediyogörev alanlarında ve aklaCaddesi’ne poster asmak ruz’’ diye konuştu. DTP’lima suçu ile ilgili herhanisteyen iki üniversite öğren ler parti binasından ayrılgi bir yetki ve görevleri cisini ‘‘PKK’li sanarak’’ maları sırasında bir gruolmadan yapacakları inlinç etmek isteyen kalaba bun saldırısına uğradılar. celeme ve araştırma solık kitle, ardından DTP İl Emniyet Müdürlüğü’nde 20 ilden İçişleri Bakanlığı’na gönderilen mektuplarda olayın aydınlatılması istendi. (Fotoğraf: ÖZLEM GÜVEMLİ) nucunda konunun savcılıÖrgütü’ne yürüdü. Öfkeli izinler kaldırılırken, DTP ğa intikal ettirilip ettirilmekalabalık, parti binasının önünde sürekli olarak poyeceği hususunda bir kakapısını kırarak toplantı lis ekibi beklemeye başlanaate varılması çoğu dusalonunu, mutfağı talan et dı. Kürt kökenli vatandaşrumda mümkün olmayati. Partinin Merkez İlçe ların oturduğu bölgelerde caktır. Başkanı Aziz Koçak yaşa de önlemler arttırıldı. ? Tasarı ile MASAK’ın nan olayları talihsizlik olaOlayla ilgili cumhuriyet koordinasyon fonksiyonu İSTANBUL/ADANA (Cumhuriyet) Kızıldere kat siyasi kaderine damgasını vuran Kızıldere katliamırak niteleyerek şunları söy savcılığınca soruşturma ağırlık kazanmaktadır. liamının 34. yıldönümü nedeniyle operasyonda ha nın karanlıkta kalan gizli tarihi açığa çıksın istiyoruz’’ ledi: başlatıldı. Emniyet MüMASAK doğrudan denededi. Operasyonda sağ ele geçirildikten sonra öldüyatını kaybedenlerin yakınları, avukatları ve dostla‘‘Bütün evraklarımız ya dürü Mustafa Aydın olaytim fonksiyonu olmadan rı; Bilgi Edinme Yasası kapsamında olayın aydınla rüldüğü ortaya çıkan Saffet Alp’in kız kardeşi Fikret kılmış. Yasal bir şey orta lar sonrasında 2’si afiş asan bu koordinasyon fonksiyotılması için 20 ilden İçişleri Bakanlığı’na mektup Karacan da, ‘‘Operasyondan sağ kurtulan Ertuğrul da kalmamış. Ellerine ne 5’i de olaylara karışan olnunu yerine getiremez. gönderdi. Mektupta operasyonda sağ ele geçirilen Kürkçü’nün beyanları, 10 kişiden bazılarının sağ yageçtiyse yok ettiler. Çiçek mak üzere 7 kişinin gözeHalihazırda uygulanan kalandığı ve sonradan öldürüldüğü yönünde kuşkuSaffet Alp ’in yasadışı bir şekilde infaz edilmesiyle illerimize varıncaya kadar tim altına alındığını belireğitim, kimlik tespiti, şüplar yaratmıştı. Dönemin Başbakanı Nihat Erim’in gili açıklama yapılması istendi. yakıp yıkmışlar. Savcılığa terek ‘‘Çekilen görüntü ve heli işlem bildirimi, bilgi Galatasaray Meydanı’nda toplanan 78’liler Girişi anılarını yazdığı kitabında da bu olayı doğrular nitebaşvuracağız. Emniyetin fotoğraflar incelenerek olayve belge verme yükümlümi adına açıklama yapan girişimin sözcüsü Celalet likte açıklamalar var’’ diye konuştu. görevini yapmasını isteye lara karışan kimse, onları lükleri, MASAK’ın bunTürkiye Halk Kurtuluş PartisiCephesi (THKPC) tin Can , Kızıldere katliamında yaşamını yitiren 10 kiceğiz. 3 polis parti binası tek tek gözaltına alacağız. lara ilişkin doğrudan hiçşinin ailelerinin yıllardır sorularına yanıt beklediği lideri Mahir Çayan ve arkadaşları, Adana’da da çena dikilseydi bunların hiç Bunun için kaset ve fotoğbir denetim yetkisi olmani belirterek ‘‘Türkiyeli devrimcilerin ve Türkiye’nin şitli etkinliklerle anıldı. biri olmazdı. Olaylar sıra raf taramaları yapıyoruz’’ dan gerektiği gibi yönetisında emniyet müdürlüğü dedi. lemez. Dünya uygulamalarında MASAK’a tekabül eden birimlerin birçoğunda bu yetki bulunmaktadır. MASAK bünyesinde doğrudan yükümlülük denetimi yetkisi olmalıdır. ? Denetim yetkisi alınV AN (Cumhuriyet) Yüzüncü vam edildi. Dünkü oturumda mağ tılan YYÜ Tıp Fakültesi Temel Tıp çentlik kadromu 14 yılda alabildim. madığı ve inceleme yetYıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü dur sıfatıyla dinlenen YYÜ Tıp Fa Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Kadro beklemekle mağdur olu kisinden vazgeçildiği takProf. Dr. Yücel Aşkın, bazı aka kültesi Araştırma Hastanesi Baş Dr. Mehmet Ramazan Şekeroğlu nuyorsa en büyük mağdur benim. dirde, başka bir bakanlığa demisyenlerin kadrolarını gecik hekimi Doç. Dr. Hüseyin Avni Şa ise fakültede 1 yıldır kadro alama Şekeroğlu benim için ‘Sevdikleri bağlanma olasılığı artatirdiği yolundaki iddialarla ilgili hin ile eşi Tıp Fakültesi Kadın yan öğretim görevlilileri bulundu ne kadro veriyordu’ diye bir ifa caktır. Bunun birinci nedede kullandı. İddianamede benim ni yeterli performans gösolarak ‘‘Ben de doçentlik kadro Hastalıkları Bölümü Öğretim Üye ğunu da söyledi. Şekeroğlu’nun ardından söz aleyhime ifade verenlerin hepsi terilememesi riski, ikinci mu 14 yılda alabildim. Kadro bek si Doç. Dr. Güler Şahin, bir mağlemekle mağdur olunuyorsa, en duriyetlerinin söz konusu olma alan Rektör Yücel Aşkın, şunla nin kadrosunu ben verdim. Ama nedeni de fonksiyonları bunlarla aramda sevgi bağım yok zayıflatılmış bir birimin dığını, Rektör Yücel Aşkın döne rı söyledi: büyük mağdur benim’’ dedi. başka bir bakanlığa kaydı‘‘Ankara Üniversitesi’nde ben de tur.’’ Prof. Dr. Yücel Aşkın ile 9 sa minde hiçbir baskıyla karşılaşDuruşmaya bugün de devam rılmasının kolaylaştırılma19691983 yılları arasında doçentnık hakkındaki davaya dün Van 3. madıklarını ifade ettiler. Yücel Aşkın. sıdır. Duruşmaya müdahil olarak ka lik kadrosu bekledim. Ben de do edilecek. Ağır Ceza Mahkemesi’nde deAYŞE SAYIN ? Halen kara para aklama suçunun takibi ve soruşturmalarında etkin rol alan MASAK, pasifize edilerek görevi “koordinasyon”la sınırlanıyor. TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu’nda çalışmaları süren tasarıyla ilgili rapor hazırlayan CHP’li komisyon üyesi Akif Hamzaçebi, tasarının bu haliyle yasalaşmasının ‘‘kara para aklamayla mücadele yönünden geriye gidiş’’ olacağını bildirdi. Adapazarı’nda gerginlik sürüyor Katledilenlerin yakınları bakanlığa mektup gönderdi ‘Kızıldere aydınlatılsın’ Rektör Yücel Aşkın, ‘doçentlik kadrolarını geciktirdiği’ iddialarına yanıt verdi ‘En büyük mağdur benim’ asirmen?cumhuriyet.com.tr LİMAN ABD’LİLERE KİRALANIYOR İskenderun ‘deniz üssü’ olacak AKIN BODUR İSKENDERUN ABD’liler Irak işgali sırasında iki kez kullandıkları TCDD İskenderun Limanı’nın ‘‘deniz üssü’’ olması için görüşmelere başladı. Limanın ABD’lilere uzun süreli kiralanması konusunda anlaşmaya varıldığı öne sürüldü. 9 kişilik üst düzey ABD askeri heyeti, önceki gün İskenderun Kaymakamlığı ve TCDD İskenderun Liman İşletme Müdürlüğü’nde iki ayrı görüşme yaptı. ABD’li heyetin Kaymakam Cengiz Horozoğlu, Deniz Üs Komutanı Dnz. Kurmay Kd. Albay Reşat Küçükerol ve diğer askeri yetkililer ile görüştükten sonra İskenderun Limanı’nda incemele yaptığı öğrenildi. Heyetin TCDD İskenderun Limanı İşletme Müdürü Cumhur Öztürkler’le yaklaşık 5 saat görüştüğü belirlendi. Görüşmede, ABD askerlerinin İskenderun Limanı’nı ‘‘deniz üssü’’ olarak kullanmak istediği ve Romanya’daki üssü de kapatarak, İskenderun’a taşımayı talep ettikleri belirtildi. Yetkililer, İskenderun’un ABD deniz üssü olmasıyla, Mersin bölgesinden Irak ve Ortadoğu’ya yapılacak operasyon sevklerin de İskenderun’a kaydırılacağını söylediler. Görüşmelerde kesin sonuç alınmadığı, limanın uzun süreli ABD kullanımına verilmesi yönünde kiralama anlaşmasına ‘‘evet’’ denilmesi üzerinde anlaşmaya varıldığı vurgulandı. 1112 Mart tarihlerinde Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen, ‘‘Türkiye’nin Kürt Meselesi’’ konferansındaki 58 konuşmacının üzerinde en çok durduğu nokta, sorunun ‘‘şiddetten arındırılması’’ydı. Bölgeden gelen haberler iç açıcı değildi. Şemdinli’de doruğa çıkan karşılıklı tırmanış, yeni olayların da haberini veriyordu. Diyarbakır ve çevre illerde yaşanan son olaylar, artık alarm zillerinin çaldığını gösteriyor. PKK’nin olayların bu şekilde gelişmesini arzu ettiği görülüyor. Yapılan bütün ‘‘silahları bırakın’’ çağrılarına rağmen, onlar şiddeti tırmandırmayı tercih ediyorlar. Şiddet, bütün Türkiye’ye zarar verirken, en çok Kürtleri vuruyor, onları perişan duruma sokuyor. ??? PKK’nin şiddeti neden tırmandırmak istediği, neden işin askeri boyuta çekilmesini arzu ettiğini az çok tahlil edebiliyoruz. Bu yolla yasal zeminde siyaset yapan Kürt hareketinin hareket alanı sınırlandırılıyor. Yasal mücadeledeki Kürt siya Güneydoğu’da Kritik Eşikteyiz... setçileri, mikrofonların dışında terörden nasıl yaka silktiklerini ifade ediyorlar. Mikrofon karşısına gelince sesler kısılıyor. PKK, yasal alandaki Kürt siyasetçilerini tamamen kendi kontrolünde tutabilmek için bastırıyor, onları tabi olmaya zorluyor. Karşı çıkanlar ise gözden düşüyor, etkinliği ortadan kalkıyor. Bu olaylarda da benzer bir tabloyla yüz yüzeyiz. PKK terörü yükselterek inisiyatifi kendi eline alıyor. Bu da bölgedeki her türlü çözüm imkânının ortadan kalkması anlamına geliyor. ??? Kürt sorununu şiddet sarmalına sokmak isteyen PKK olduğuna göre, Türkiye’yi yöneten iradenin de ne yapması gerektiği açıkça ortaya çıkıyor. Şiddet tecrit edilebilmelidir. Kürtleri şiddeti desteklemekten uzaklaştıracak, yasal mücadele zeminine çekecek siyasi önlemler alınması gerekiyor. Bölgede yeniden Olağanüstü Hal ilan edilmesini isteyenler olduğunu görüyoruz. Bazı çevreler, alınan güvenlik önlemlerini yetersiz buluyorlar. Daha fazla güvenlik gücünün, daha sert yöntemlerle gösterilerin üzerine gitmesini istiyorlar. Güvenlik güçleri tabii ki kanunsuz gösterilerin üzerine gidecek, gereken önlemi alacak. Nitekim ilk günün sonunda 3 kişi yaşamını yitirdi. Ölü sayısının artması, olayların daha da tırmanmasını beraberinde getirebilir. Eğilim o yönde. Bunu da en çok PKK’nin istediği anlaşılıyor. ??? Toplumsal sağduyuyu işletmeliyiz. Yeteri kadar kışkırtıcı bir ortam içindeyiz zaten. Daha fazla kışkırtmadan ülkemizin bir yararı olabilir mi? Önceki gün Adapazarı’nda bildiri dağıtan solcu gençleri, ‘‘PKK’li’’ diye linç ettirmek isteyen ülkücü topluluk, belli ki kendisine durumdan vazife çıkarıyor. Türkiye’nin önünde iki yol var. Birinci yol bu sorunu demokrasi, insan hakları, özgürlükler temelinde ve barışçı yöntemlerle çözmek. Yasal siyaset alanını güçlendirmek, önünü açmak. İkincisi ise, sorunun yeniden bir askeri sorun haline dönüşmesini isteyen PKK’nin çizdiği sınırlara doğru ilerlemek. Bu yönde güçlü bir eğilim olduğu anlaşılıyor. Yeni bir felaket döneminin eşiğindeyiz. Güneydoğu’da Kürt milliyetçiliğinin, terörün ve ölümün artması, kaçınılmaz olarak bu yangının ülkemizin diğer bölgelerine sıçramasını da beraberinde getirecek. Türkiye’nin batısında yükselen tepkiler ve artan Türk milliyetçiliği, tehlikeyi haber veriyor. Hükümet, yaklaşan seçim dönemi nedeniyle yükselen milliyetçi rüzgârdan korkuya kapılmış gibi görünüyor. Bu nedenle şoven milliyetçiliğe sesini çıkarmak istemiyor. Kürt sorununu da bu dönem içinde tamamen askere terk edebilir. Asker, kendi yöntemleriyle bu mücadeleyi sürdürür. Peki çözüm ne olacak? Çözümü siyasi irade üretmek zorunda. Üstelik hemen şimdi güvenlik önlemleriyle sınırlı olmayan yeni önlemlere gerek bulunuyor. PKK’nin tahriklerini arttıracak önlemlerden çok bu tahriki tecrit edecek aklıselim sahibi müdahaleler gerekiyor. ??? Yasal Kürt siyasetçileri de teröre teslim olmak yerine, daha kitlesel bir karşı çıkış içine girmek zorundalar. Yalnızca hükümeti ve güvenlik güçlerini eleştirerek bu sorun çözülemez. PKK’nin şiddetten, şiddet tahrikinden vazgeçmesi için ciddi bir Kürt iradesine gerek olduğu artık görülmelidir. Toplu ve cesur çıkışlara ihtiyaç duyuluyor. Tek tek karşı çıkanlar susturuldu. Yok edildi. Şimdi, her iki tarafın çözüm isteyenleri, şiddete karşı ortak bir tutum geliştirmek zorundalar. Hemen şimdi... Tehlike çanları çalıyor. CUMHURİYET 04 CMYK