12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MART 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Yeni Başbakan ve Dışişleri Bakanı ilk ziyaretlerini Türkiye’ye gerçekleştirmeyi planlıyor BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI İsrail Ankara’dan davet bekliyor MAHMUT GÜRER Picasso ve Kokoreççi 26 Mart Pazar, güneşli bir hava. Aynı zamanda Emirgân’daki Sabancı Müzesi’nde aylardır süren Picasso sergisinin son günü. Uzun bir kuyruk İstinye’ye doğru kaldırımları doldurmuş. Müzenin görkemli bahçe kapısının önünden geçenler keskin bir kokoreç kokusu ile haşır neşir olmak zorundalar. Sevenin içini çekeceği, sevmeyenin burnunu kapatarak geçeceği bir keskinlikte. Seyyar satıcının arabasından çıkan duman sakin bir Boğaz sabahında Emirgân önlerinde seyreden kömürlü Boğaz vapurunu hatırlatırcasına havada hafif hafif dalgalanıyor. Kokusunu alamayan, dumanın görüntüsünden bile anlar bunun kokoreç dumanı olduğunu. Müze bahçesinin önündeki kalabalık kuyruk bir yandan Picasso ıstırabı çekercesine saatlerini tüketirken kokoreççiyle de beraber olmak ve bu dumanı koklamak zorundalar. Bana göre uyumlu bir çift, Picasso ve kokoreççi. Picasso’nun yaşamını biraz bilenler, onun İspanyol İç Savaşı’ndaki duygularını tadanlar Boğaz’ın kokoreççisiyle örtüşebileceğini çok iyi anlarlar. Sanat dergilerinden çok sosyete sütunlarında İstanbul pazarlaması yapılan Picasso’nun bizim kokoreççiyle zıtlığını düşünmek hataların en büyüğü olur. Eserlerinde faşist Franco’ya karşı yıllar yılı direnen ve sosyalistlerin yanında yer alan bu insan Boğaz’ın kokoreççisini nasıl sevmez ki... İstanbul’da Picasso’nun sanatından çok ambalajı pazarlandı. İnsanlar, ‘Kurtlar Vadisi Irak’a gider gibi Picasso’ya gittiler. Yoksa resim sevdikleri için değil. Gazeteler, televizyonlar, radyolar her gün ondan söz ettiği için gidip kuyrukta beklediler. Yurtdışına gidenlerimizin acaba binde kaçı gidip de bir Picasso sergisini para ve zaman ayırarak dolaşmıştır? Binde biri mi, on binde biri mi? Evet, sosyetik ve medyatik coşkun pazarlamalar sonucu kuyruğa giren yüz binler Picasso sergisinin karşısındaki kokoreççiye şaşırmış olabilirler. Eğer Picasso, o pazar günü civarda olsa hiç şaşırmazdı. O daha çok kuyrukta bekleyenlere şaşırırdı. Pazarlaması çok iyi yapılan bir ürünü görmeye geldikleri için. Picasso kokoreççiye şaşırmazdı; hiç ilgi duymadıkları halde sırf medyada pompalandığı için gelen yüz binlere şaşırırdı. İnsanların nasıl yönlendirildiğini gördüğü için belki de üzülürdü, hayıflanırdı. ANKARA İsrail, seçimlerin ardından son dönemde gerilen ilişkilerin düzelmesi için yeni Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın ilk olarak Türkiye’yi ziyaret etmesi konusunda ilke kararı aldı. Diplomatlar İsrail’in Ankara’dan bu konuda davet beklediğini söyledi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, İsrail’de hasta Başbakan Ariel Şaron’un yeni partisi Kadima’nın kazandığı seçimlerin ardından koalisyonla ilgili belirsizliğin sürmesine karşın ülke dış politikasında bazı değişikliklere gidilecek.Çok parçalı bir koalisyon hükümeti kurulma ? Seçimlerin ardından bir koalisyon hükümeti kurulması beklenen İsrail’de henüz kabine belirlenmeden Başbakan ve Dışişleri Bakanı’nın ilk ziyaretlerini Türkiye’ye gerçekleştirmesi isteniyor. Üst düzey İsrailli diplomatlar bunun için Ankara’dan davet beklediklerini söylediler. sı beklenirken, Kadima’nın özellikle dışişleri, savunma ve maliye bakanlıklarını koalisyon ortaklarına vermesi hükümeti kurabilmesi için tek şans olarak görülüyor. şişleri Bakanı’nın ilk yurtdışı ziyaretinin Türkiye’ye yapılacak şekilde planlandığı ifade ediliyor. İsrail’li yetkililer Türkiye’nin iki devlet kurulması konusunda da rol alabileceği ve doğru mesajlar verebileceğine inanılması gerektiğini vurguluyorlar. Yetkililer, Hamas’ın belirli kriterlere uyması durumunda Türkiye’nin de desteğiyle Filistin’le diyaloğa başlamaya hazır olduklarını belirtiyorlar. Kadima’nın zaferini değerlendiren yetkililer, bu sonucun Türkiye’yle olan ilişkileri daha da olumlu hale getireceğine inandıklarını bildirdiler. ‘Fırsat verin’ Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada da, yeni kurulan Filistin Ulusal Yönetimi hükümetinin 28 Mart’ta Filistin Yasama Konseyi’nde güvenoyu aldığı anımsatılarak, ‘‘Yeni hükümetin Filistin halkına hayırlı olmasını diliyoruz’’ denil Türkiye rol alabilir İsrail’in, Filistin sorununun iki taraf ile ilişkileri olan Türkiye’nin de katıldığı bir plan dahilinde çözülmesini istediği kaydediliyor. Bu nedenle yeni hükümetin Başbakan ve Dı di. Bakanlık, Filistin hükümetinin gündemde bulunan acil konulara yapıcı bir anlayışla eğilmesini, bölgede şiddet eylemlerinin kan ve gözyaşının sona ermesini ümit ettiklerini belirtti. Açıklamada şunlar kaydedildi: ‘‘Bu aşamada uluslararası toplum önyargısız bir yaklaşım benimseyerek, yeni Filistin hükümetine yükümlülüklerini yerine getirmesi için fırsat vermelidir. Türkiye, Filistin’de başlayan bu yeni dönemde reform ve yeniden yapılanma çabalarına ivme verecek ve barış sürecinin canlandırılması için gerekli koşulları sağlayacak bir ortam oluşturulmasını içtenlikle temenni etmektedir. Ülkemiz bu yönde üzerine düşen katkıları yapacaktır.’’ Orhan Peker de kimmiş? Bir gün önce Etiler’deki Atatürk Kültür Merkezi’ni ziyaret ettim. Orhan Peker’in resim sergisi vardı. Eserlerini bir saat boyunca rahat rahat seyrettim. Salon bomboştu. Bir saat boyunca 1015 dolayında insana rastladım, hem de bir cumartesi günü, 25 Mart 2006’da... Orhan Peker çok ünlü bir ressamımızdır, bilenler bilir. Ama salon bomboştu, üzüldüm. Picasso ve Orhan Peker; birinde meraktan giden medyatik yüz binler; diğerinde yalnız meraklısının gittiği bir ressam. Bu iki örnek insanımızın medya tarafından nasıl sürüklendiğinin ve adeta “bir sürü haline nasıl sokulduğunun” resmidir. Bu arada birkaç ay öncesinde Picasso sergisini görmeye gittiğimde resimler kadar çevremdekileri de izledim. Gazetelerin, televizyonların, duvar ilanlarının insanımızı nasıl sürüklediğini gördüm. Picasso’nun resimleri yerine reklamı çok iyi yapılan şey Medrano Sirki bile olsa durum değişmezdi. aynı kalabalık yine giderdi. Gidenlerin yüzde biri keşke, onun politik yaşamını da biraz bilseydi... Onun büyüklüğündeki derinlikleri binde birimiz daha iyi anlardık, o bile yeterdi. Gidenlerin çoğu arkadaşlarına, “Picasso’ya gittiğini söylemek için” gitmişlerdi. Picasso kim bilir ne kadar üzülmüştür. O belki de, giriş kapısının karşısında mekân tutmuş kokoreççiyi tercih ederdi. Kokoreççi Picasso’yu görmeye gitmedi. Gitseydi de bir şey anlamazdı zaten. En azından dürüst davranmıştı. Bana göre Picasso kokoreççiyi tercih ederdi. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali 7 Temmuz raporunda polis aklandı ? LONDRA (AA) İngiliz yayın kuruluşu BBC, Avam Kamarası’nın 7 Temmuz saldırılarını araştırmakla görevli komisyonunun hazırladığı, ancak henüz kamuoyuna açıklanmayan raporda, istihbarat ve güvenlik güçlerinin kusur ve ihmali bulunmadığının belirtildiğini öne sürdü. Avam Kamarası İstihbarat ve Güvenlik Komisyonu tarafından yapılan soruşturmanın sonucunda, bu güvenlik kurumlarından hiçbirinin ihmali bulunmadığına karar verildiğini iddia eden BBC, raporda sadece bombacıların liderinin polis tarafından fark edildiği halde neden daha derinlemesine soruşturulmadığı noktasına dikkat çekildiği bildirdi. Kaçırılan ABD’li gazeteci serbest ? Dış Haberler Servisi Irak’ta rehin alınan 28 yaşındaki ABD’li gazeteci Jill Carroll serbest bırakıldı. Yarbay Falih El Muhammedevi, Carroll’un Emiriye’de serbest bırakıldığını ve Amerikalılara teslim edildiğini belirtti. Christian Science Monitor için çalışan serbest gazeteci Carroll, 7 Ocak’ta Irak’ta röportaj için gittiği, önde gelen bir Sünni politikacının bürosu yakınında kaçırılmıştı. Bağdat’ta bir arabadan ateş açan silahlı kişiler özel polis birliğinde görevli bir polisi öldürürken Basra’da silahlı kişilerin açtığı ateşte bir kadın avukat taksiden inerken öldürüldü. Felluce ve Bağdat’ta 2 ABD askeri öldü. Batasuna lideri kefaletle bırakılacak ? MADRİD (AA) İspanya’da yasadışı Batasuna partisinin lideri Arnaldo Otegi, sorgulandığı ulusal mahkeme tarafından 250 bin Avro kefalet ödeyinceye kadar cezaevine gönderildi. Savcılık, ETA üyesi 2 mahkumun ölümünü protesto etmek için 9 Mart’ta Bask ve Navarra bölgelerinde düzenlenen gösterilerde meydana gelen 108 şiddet olayının sorumlusu olmakla suçlanan Otegi’nin serbest kalabilmesi için kefalet talep etti. Savcılık, geçen haftalarda aynı suçtan sorgulanan Batasuna üyesi 2 kişi için kesin hapis cezası istemişti. Otegi, mahkemede, ETA’nın 24 Mart’ta yürürlüğe giren kalıcı ateşkesinin ardından, ‘‘Sorunları çözmek için gerçek bir fırsata sahibiz’’ dedi. CUMHURİYET 11 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle