25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP’nin iktidarda olduğu son üç yılda dini içerikli programlara 846 bin YTL harcandı 5 TRT kendini dine verdi FIRAT KOZOK Unakıtan ‘içine atıyor’!!! ANKARA TRT’de, AKP iktidarı ile birlikte en çok televizyon izlenen saatlere alınan ve bazılarında adeta ‘‘şeriat propagandası yapılan’’ dini yayınlara binlerce YTL para harcanıyor. Kurum, 2004 yılında yapılan 208 bölüm dini program için 257 bin, 2005’te yapılan 276 program için de 362 bin YTL bütçe kullandı. Bu programlar için 3 yılda toplam 846 bin YTL harcandı. Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın, CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek’in TRT’de yayımlanan dini programlara ilişkin soru önergesine verdiği yanıtlar, kurumun bu programlara binlerce YTL harca ? Programlarında ‘şeriat propagandası’ yapan tıp doktoru Senai Demirci başta olmak üzere kurum personeli olmayan kişilere dini program hazırlatan TRT yönetimi, bu kişilere binlerce YTL para ödüyor. dığını ortaya koydu. Buna göre kurum bütçesinden 2004 yılında yapılan 208 bölüm dini program için 1 milyon 271 bin 35 YTL, 2005’te de 276 program için 1 milyon 33 YTL bütçe ayrıldı. Programlar için bu bütçelerin toplam 619 bin 772 YTL ’si kullanıldı. Dini programlar için 20022005 yılları arasında 2 milyon 603 bin 653 YTL bütçe öngören kurum, bunun 846 bin 297 YTL ’sini harcadı. mayan kişilere de yaptıkları dini programlar için binlerce YTL ödendiğini gözler önüne serdi. Buna göre asıl mesleği tıp doktorluğu olan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kayışdağı Poliklinikleri Başhekimliği görevini yürüten Dr. Senai Demirci, 20042005 yıllarında kurum için 80 bölüm program hazırladı. Demirci, bu hizmetleri karşılığında kurumdan 35 bin 800 YTL aldı. Yine asıl görevi TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Müdür Yardımcılığı olan Dr. Muhammet Bozdağ, 8 Ekim 2004’ten itibaren kuruma program yapmaya başladı. Bozdağ’a bugüne kadar çalışmaları nedeniyle toplam 20 bin 300 YTL ödendi. Kurum için 12 Ocak 2004’ten sonra hazırlanan dini programlar ve sunucularına ödenen ücretler şöyle: ? Ali Bardakoğlu ile Baş Başa (Sunucu Mesut Erişen, aldığı brüt ücret 250 YTL31 Aralık 2004’e kadar yayımlandı.) ? Yolcu (Sunucu Dr. Senai Demirci, aldığı brüt ücret 500 YTL) ? Hayat ve Din (Sunucusu Engin Noyan, brüt ücreti 500 YTL) ? Sonsuzluk Yolcusu (Su Doktordan dini yayın Atalay’ın yanıtları, kurumun kendi kadrosunda yer al G ÖZLER AKP GRUBUNDA TBMM’de gensoru haftası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda 15 Şubat günü CHP’nin, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında verdiği gensoru önergesi görüşülecek. Görüşmeler öncesinde gözler AKP grubuna çevrilirken oylamada fire beklentisinin yüksek olmadığı kaydedildi. TBMM Genel Kurulu bu hafta yoğun bir tempoyla çalışacak. 15.0023.00 saatleri arasında çalışacak olan genel kurulda yarın prim affı tasarısı görüşmelerine devam edilecek. SSK ve BağKur prim alacaklarının yeniden yapılandırılmasını öngören tasarı, borçların 60 ayda ödenmesini düzenliyor. Genel kurulda 15 Şubat Çarşamba günü CHP milletvekillerinin, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında verdikleri gensoru önergesinin ön görüşmeleri yapılacak. Unakıtan hakkındaki gensoru önergesi, ‘‘Galataport ihalesi ve mal bildirimibanka hesapları konularında görevini kötüye kullandığı, ihaleye fesat karıştırdığı, ticari sır ve bankacılık sırrı kurallarını ihlal ettiği, kişi ve kurumlara yönelik olarak iftirada bulunduğu, suç uydurduğu, kamu gücü ve yetkisini, siyasi ve kişisel sebeplerle sorumsuz bir şekilde kötüye kullandığı, bu suretle kamuyu zarara uğrattığı ve yanlış bilgilendirdiği’’ gerekçesiyle verildi. Bu önergenin görüşmeleri sonrasında yapılacak oylamada iktidar partisi içinde bir fire olup olmayacağı merakla bekleniyor. AKP grubundan bazı milletvekillerinin oylamaya katılmayarak tepkilerini dile getirebileceği kaydedildi. Hakkâri merkez ile Yüksekova ve Şemdinli ilçelerinde meydana gelen olaylarla ilgili kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, 14 Şubat Salı günü toplanacak. Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş’ın kurtuluş günü etkinliklerine katıldı. nucusu Dr. Muhammet Bozdağ, aldığı brüt ücret 400 YTL.) ? Diyanet Saati (Ücret ödenmiyor.) ? Düşünce İklimi (Sunucu Prof. Dr. Mim Kemal Öke, brüt ücreti 250 YTL sunuculuk, 250 YTL danışmanlık. Öke, Kasım 2005’te program sunuculuğunu bıraktı.) Kurumun özel günlerle ilgili dini programlarına ödenen ücretler ise şöyle: ? Sahur Programı (Sunucu Prof. Dr. Mim Kemal Öke, aldığı brüt ücret 500 YTL.) ? Ramazan Sevinci (Sunucu Dr. Senai Demirci, aldığı brüt ücret 500 YTL.) ? Kandiller. ? Hac 2004 (Toplam 9 bölüm, yurtiçi 5 bölüm stüdyo, yurtdışı 4 bölüm. Sunucu Dr. Senai Demirci, aldığı brüt ücret yurtiçi 5 bölüm x 250 YTL, yurtdışı 4 bölüm 250 x 1000 YTL) ? Şebi Arus 2004. CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun en çalışkan üyelerinden biri. Ayrıntılar üzerindeki dikkati, sorgulayıcı yaklaşımı ile kabine üyelerini, bürokratları sıkıştırıyor. Hamzaçebi son dönemde birkaç kez çeşitli vesilelerle denizcilik sektörüne ÖTV’siz akaryakıt uygulamasını gündeme getirdi. Hamzaçebi, ‘‘2004 ve 2005 yılında yaklaşık olarak 500 milyar YTL’lik bir vergiden vazgeçmiş hükümet. ÖTV’siz akaryakıt veriyor denizcilik sektörüne. Gelişigüzel indirim yapılmaz. Bir indirim yapıyorsunuz, yani, denizcilik sektörünün cebine biraz para koyalım değildi bunun anlamı. Neydi bunun anlamı; yük taşımacılığında büyük bir artış sağlayacaktık. Ama yük taşımacılığında azalış var’’ dedi. Hamzaçebi, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’la bir karşılaşmasında yine bu konuyu gündeme getirdi: ‘‘Yatların çok büyük bir kısmı şirket adına kayıtlı. Bütün o yatlar, ÖTV’siz akaryakıt alıyor; yani, bizim verdiğimiz 500 trilyonun ne kadarının o yatlar tarafından kullanıldığını ben merak ediyorum. Bu uygulamayı hükümet gözden geçirmelidir. Kaç kez bu konuyu gündeme getirdik, siz ne yapıyorsunuz?’’ Unakıtan, bu sözler üzerine önce derin bir ‘‘Ahhh’’ çekti ve arkasından ekledi: ‘‘Sayın Hamzaçebi, ben sizin söylediklerinizi hep içime atıyorum.’’ 35 bin YTL ’lik propaganda 2 yılda yaptığı programlar için TRT’den 35 bin 800 YTL alan Dr. Senai Demirci, programlarında kullandığı ‘‘şeriatçı söylemleriyle’’ gündeme gelmişti. Demirci’nin, TRT 1’de her hafta çarşamba günü yayımlanan ‘‘Yolcu’’ adlı programının bir bölümünde ‘‘Kişisel ya da toplumsal bazda başımıza gelen bela ve musibetler birer hatırlatmadır’’ denilmişti. Programda, Kurban Bayramı’nı ‘‘Bizi rabbimizden uzaklaştıran şeyleri, ona yakınlaşma adına kurban etme zamanı’’ diye tanımlayan Demirci, şu konuşmaları yapmıştı: ‘‘(...) İsmail’in Hz. İbrahim’e sevgili olduğu kadar bize sevgili olan şeyler de vardır. Bunlar, bizim Rabbimize olan sohbetimizi engelliyor, geciktiriyor. Bunlardan hangileri ya da hangisi ise bizim İsmail’imiz işte odur. Biz onu ya da onları kurban etmeliyiz. Allah sevgisinden bizi uzaklaştıran herhangi bir sevgi, İsmail’imiz oluyor. (...) Tıpkı biz İbrahim’in İsmail’e bıçak çekmesi gibi eğer söz vermişsek o sevgi adına, Rabbimize yakınlaşacağız. Sanki, sırattan geçmeye benziyor. Her an düşebilirsiniz, her an kaybedebilirsiniz, ama her an da geçebilirsiniz.’’ Vekilin istifası, vatandaşı mağdur eder mi? Avukat Hıdır Tanrıverdi, geçen günlerde Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne bir dava açtı. Tanrıverdi’nin davacı olduğu kişiler, CHP’den istifa edip, başka partilere transfer olan ya da bağımsız kalan milletvekilleri. Tanrıverdi, CHP’ye oy vermiş bir seçmen olarak, milletvekillerinin partilerinden ayrılarak kendisini ‘‘mağdur ettiği’’ görüşünde. Bunu da dava dilekçesine şöyle yansıtmış: ‘‘Vatandaşın serbestçe dilediği siyasi partiye girip ve ayrılması anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’nda öngörülmüştür. Oysa bu husus, seçilenlerla ilgili olarak muallaktır. Siyasi parti adayları onu destekleyen seçmenlerden aldıkları yeterli oy ile seçilir ve milletvekili sıfatını alır. Milletvekili seçildikten sonra mevcut siyasi parti zırhı içinde bağlı bir duruma gelir. Artık temsilci durumundadır. Anayasanın madde 68 hükmü dışına çıkmış olup, sadece bir parti üyesi veya taraftarı değillerdir. Parti değiştirme, dilediği siyasi partiyi seçme hakkı, seçim öncesi döneme ait bir hak olup, seçim sonrası temsilci hüviyetine büründüklerinden dilediği gibi parti değiştirmesi söz konusu olamaz.’’ Bu davanın sonucunun Türk siyasi yaşamı ve demokratik parlamenter rejim açısından son derece önemli olduğuna işaret eden Tanrıverdi, vekillerden 1 YTL’lik ‘‘manevi’’, 5 YTL’lik de ‘‘maddi’’ tazminat istiyor. Dokunulmazlık zırhı, milletvekillerinin hemen yargılanmasını engelliyor. Ama Tanrıverdi kararlı: ‘‘Ne olursa olsun, bu davayı sonuna kadar takip edeceğim. Yargıdan bir sonuç çıkmazsa bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacağım, ama asla peşini bırakmayacağım!’’ Başbakan, istediği muhalefeti tarif etti SERMET ÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin yapıcı fikirler üretmediğini savunarak ‘‘Armudun sapı ile üzümün çöpü ile gündemde yer tutmak mümkün değil’’ diye konuştu. Mersin’de önceki gün protesto gösterileriyle karşılanan Erdoğan, geceyi Kahramanmaraş’ta geçirdi. Partisinin il teşkilatınca düzenlenen toplantıya katılan Erdoğan, muhalefetin bütün mesaisini hükümeti yıkmak için harcadığını belirterek şunları söyledi: ‘‘Muhalefet milletin gözünde yükselmek istiyorsa ‘şu doğru şu yanlış’ der veyahutda ‘şu yanlışın yerine şunu yapın’ der. ‘Siz niye böyle yapıyorsunuz’ diye sorduğumuz zaman ‘Biz muhalefetiz, biz yapmak zorundayız’ diyorlar. Kulislerde de arkadaşlarımızla konuştuklarında da ‘Biz de konuştuklarımıza inanmıyoruz ama ama muhalefet yapmak zorundayız, başka çaremiz yok’ diyorlar. Türkiye bugünlere böyle geldi. Armudun sapı ile üzümün çöpü ile gündemde yer tutmak mümkün değil.’’ Telekom genel müdürü genel kuruldan çıkarıldı Yıldırım, ‘‘Şimdi, bak, Ulaştırma Bakanı sabote etme Binali Yıldırım, TBMM konuşmamı Sayın Koç. Genel Kurulu’nda Sen, şimdi, laf atmada yüzde 55 hissesi şampiyonsun zaten; özelleştirilen Türk bu, kayıtlarda belli... Telekom 400’ün üzerinde personelinden kamu sataşmanız olmuş. Bu, kurumlarına geçmek sizin çok aktif için tanınan 6 aylık olduğunuzu gösteriyor’’ süreyi 5 yıla çıkaran dedi. yasanın Koç, Yıldırım’ı ‘‘aktiflik’’ görüşmelerinde konusundaki muhalefeti, saptamasında ‘‘çalışanların haklarını yanıltmadı. Koç, TBMM korudukları’’ Genel Kurulu’nda konusunda ikna Binali Yıldırım bürokrat sıralarında etmekte zorlandı. CHP oturan Türk Telekom Grup Başkanvekili Genel Müdürü Mehmet Ekinalan’ın, Haluk Koç, Yıldırım’a ‘‘ Kimin artık ‘‘kamu değil, özel sektör hakkını koruyorsunuz şimdi Sayın temsilcisi’’ olduğunu, dolayısıyla Bakan, çalışanların mı; yoksa, genel kurul çalışmalarına Oger’in mi?’’ diye laf attı. Yıldırım, katılamayacağını söyleyerek derhal ‘‘Ben kimin hakkını koruduğumu salondan çıkarılmasını istedi. teker teker açıklıyorum’’ diye karşılık Yıldırım’ın itirazlarına karşın verirken, Koç, ‘‘Burada çok açık bir Ekinalan, genel kurul salonunu terk şekilde Oger’in hakkı korunuyor, etmek zorunda kaldı. çalışanların değil’’ diye itiraz etti. Nükleer enerji adımı Kahramanmaraş’ın düşman işgalinden kurtuluş yıldönümü dolayısıyla Trabzon Caddesi’nde dün düzenlenen törene katılan Erdoğan, daha sonra yapımı tamamlanan AfşinElbistan B Termik Santralı ve baca gazı kükürt arıtma tesislerinin açılışını gerçekleştirdi. Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için çalıştıklarını kaydeden Erdoğan, ‘‘Bir taraftan hidroelektrik santralları yapmanın, diğer taraftan da nükleer enerji ile Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamanın gayreti içindeyiz. Önümüzdeki aylarda bunların da adımını atacağız’’ dedi. DSP lideri, Baykal ve Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı için gizli pazarlık yaptıklarını öne sürdü ‘Erdoğan Köşk’e çıkarsa indiririz’ ADANA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, CHP lideri Deniz Baykal’ı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi için Erdoğan’la gizli pazarlık yapmakla suçladı. Sezer, ‘‘Tayyip Bey, cumhurbaşkanı olmak istiyor. Allah korusun’’ dedi. Yüreğir Serinevler Kapalı Spor Salonu’nda dün partililere seslenen Sezer, Erdoğan’ı başbakanlık koltuğuna getirenin de Baykal olduğunu söyledi. CHP liderinin böylece Erdoğan’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki yolsuzluk dosyalarından yargılanmasına engel olacak dokunulmazlık zırhına kavuşturduğunu savundu. CHP’nin desteği ile Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin hakka ve etiğe uymayacağını belirten Sezer, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘‘Başbakan Erdoğan bu biçimde milletin, Cumhuriyetin bütünlüğünün, ulusal birliğinin temsilcisi olan cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtmaya kalkarsa, bu yasal olsa da hakça olmaz; cumhurluğu birliği temsil etmez. İktidara geldiğimiz zaman indiririz onları oradan.’’ Malvarlığı tartışmalarına da değinen Sezer, Erdoğan ile Baykal arasında kayıkçı kavgası yapıldığını savundu. Sezer, şunları söyledi: ‘‘Baykal ile Erdoğan Meclis’te kayıkçı kavgası yapıyorlar. Başbakan’ın malı mülkü ortada. Bunları iktidara gelince Yüce Divan’da ortaya çıkaracak olan demokratik soldur. Ama Sayın Erdoğan başbakan olduğunda ‘ en tüccar siyasetçiyim, çok iyi pazarlık yaparım’ demişti. Ve tüccar olduğu ortaya çıktı, malı mülkü artıyor. Ülkenin ekonomisine bakınca, ülkenin dış politikasına bakılınca, bu ülkenin başbakanı tüccar siyasetçiliği müflis, batık tüccar siyasete dönüştü. Kendi malı artıyor. Türkiye batıyor. Bu ülkenin batmasına göz yummayacağız.’’ Türkülerle malvarlığı tartışması Siyaset, geçen haftayı ‘‘malvarlığı’’ tartışmalarıyla geçirdi. Erdoğan, her konuşmasında malvarlığını açıklamaya çağıran CHP lideri Deniz Baykal’a bir türkü ile yanıt verdi: ‘‘Makaram sarı bağlar, kız söyler gelin ağlar.’’ Baykal da, altta kalmadı, Mahsuni’nin bir türküsüyle karşılık verdi: ‘‘Yoksulun sırtına vuran vurana, bunu gören yürek nasıl dayana, yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, bilmem söylesem mi söylemesem mi?’’ CHP’li Hüseyin Bayındır, Erdoğan’ın, muhalefetin baskısına dayanamayıp malvarlığını açıkladığı gün TBMM Genel Kurulu’nda, emeklilere vergi iadesi yerine ek ödeme yapılmasına ilişkin yasa tasarısı görüşülürken kürsüye çıktı ve bu türkü atışmasına katıldı. ‘‘Bu türkü kervanına bir eşlik de ben yapmak istiyorum’’ diyen Bayındır, ‘‘Bu türkü çok anlamlı, bu türküyü iyi anlamak gerekir’’ dedi ve Selda’nın 1970’li yıllarda çok tutulan bir türküsünü anımsattı: ‘‘Ne demek efendim bey ve amele, fakir soymak yakışır mı kemâle, rüşveti hak bilip her dakka hile, yapıp yapıp inkâr edenlere yuh olsun.’’ Bayındır, bu anımsatmanın ardından AKP’li milletvekillerine dönerek ekledi: ‘‘Elbette, yuh olsun diyorum bu işi yapanlara, soyanlara, soyup da kaçanlara.’’ İçli, DSP’den istifa etti Tayfun İçli. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DSP Genel Sekreteri Tayfun İçli, ‘‘parti yönetiminde oluşan derin anlayış farklılığını’’ gerekçe göstererek genel sekreterlikten istifa etti. Ecevitler’in aktif siyasetten çekilmesinden sonra parti yönetimini devralan ekip arasında çatlak ortaya çıktı. Ecevitler’in isteği üzerine genel başkanlığı üstlenen Zeki Sezer ile genel sekreter olan İçli arasında uzun süredir yaşanan görüş ayrılıkları İçli’yi kopma noktasına getirdi. İçli genel sekreterlikten istifa ederken ‘‘Parti yönetiminde oluşan derin anlayış farklılığı genel sekreterlik görevini sürdürebilmemi olanaksız hale getirmiştir. Gizlenemez hale gelen bu olumsuz durumun sürdürülmesi partimize de zarar verebileceği için istifa ediyorum’’ dedi. Parti meclisi üyeliğinin sürdüğünü ve partiden istifa etmeyeceğini bildiren İçli, ‘‘İnanmadığım bir yönetim anlayışı vardı. Genel başkan ve yönetimle sorunlarımız vardı. Bu sorunlar çözülmedi, sorunların parçası haline gelmek istemedim’’ açıklamasını yaptı. İçli, istifa kararını Ecevitler’e bildirmediğini belirtti. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan tbmmcum@ttnet.net.tr CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle