17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 ARALIK 2006 CUMA 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Bağdat’ta raporun Irak’ın değil, ABD’nin sorunlarını çözmeye yönelik olduğu görüşü hâkim AKP’nin yeni Kıbrıs önerisi ‘Abir füzesi’ internette ? Dış Haberler Servisi Iraklı direnişçiler tarafından internet üzerinden dağıtılan video görüntülerinde direnişçiler, bir füzeyi nasıl yaptıklarını adım adım gösteriyor. Görüntülerde iki kişi bir tornakaynak atölyesinde parçaları birleştiriyor. Direnişçiler önce füzenin ateşleme mekanizmasını boş bir arazide deniyor. Daha sonra kalan parçaları tamamlayan direnişçiler, füzeyi griye boyuyor, üzerine martta Amerikan askerlerince tecavüz edilip öldürülen 14 yaşındaki Abir Kasım Hamza el Cenabi’ye atfen “Abir” yazıyor. Görüntünün son kısmında, direnişçiler yaptıkları füzeyi ateşliyor. İşgalcinin hiç mi suçu yok? Dış Haberler Servisi ABD’deki Irak Çalışma Grubu’nun hazırladığı ve Washington’ın Irak politikasındaki hatalarla, bundan sonra izleyeceği polikalara dair ipuçları içeren rapora, Irak işgal hükümeti yetkilileri sert tepki gösterdi. Raporda, ABD Başkanı George Bush’un, Irak hükümetinin, ülkenin güvenliğini sağlamak için gerekli bazı koşulları yerine getirmemesi durumunda, ekonomik ve askeri yardımı kesme tehdidinde bulunması tavsiye ediliyordu. Bağdat yönetimi yetkilileri, ülkedeki ABD askerlerinin sayısının azaltılmasını da öngören rapordaki önerilerin yaşama geçirilmesi durumunda baskı altındaki hükümetin daha da zayıflayabileceği uyarısında bulundular. Başbakan Nuri el Maliki’nin üst düzey danışmanlarından Besim Rida, Washington’ı Irak hükümetini desteklemeye devam etmesi konusunda uyardı. ‘ABD sözünü tutmamış olur’ ABD’nin Irak hükümetinden desteğini çekmesi durumunda sözünü tutmamış olacağını iddia eden Rida, “İlerlemek için onların desteğine ihtiyacımız var’’ diye konuştu. Washington Post gazetesine yaptığı açıklamada, “Rapor Irak’ın değil, Amerika’nın sorunlarını çözmeyi amaçlıyor’’ yorumunu yapan ön de gelen Sünni milletvekili Ayad el Sammari, ABD’yi işgal hükümetini ortada bırakmakla suçladı. Irak’taki durumun içinden çıkılmaz hale gelmesini ABD’nin hatalarına bağlayan Sammari, “Şimdi de, ‘Bırakalım Iraklılar kendi sorunlarını kendileri çözsünler’ diyorlar’’ şeklinde konuştu. Sünni milletvekili, Bush yönetiminin Irak’a demokrasi getirme sözünü tutması gerektiğini vurguladı. Benzer bir eleştiri meclisin Kürt üyesi Mahmud Osman tarafından da dile getirildi. “ABD kendini Irak’ta işgalci güç olarak tanımlıyor ve Cenevre Sözleşmesi’ne göre işgalciler işgal ettikleri ülkeden sorumludur’’ diye konuşan Osman, ABD’nin çekilme girişimlerini “haksızlık’’ olarak değerlendirdi. Raporun Irak’taki farklı etnik ve dini gruplar arasındaki karmaşık ilişkileri ve hassas dengeleri dikkate almaması, eleştirilen bir başka nokta. Iraklı siyasetçiler raporda dile getirilen polis gücünün Savunma Bakanlığı’na bağlanması önerisini gerçekçi ve uygulanabilir bulmadıklarını açıkladılar. Kabinenin haberi yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin Kıbrıs’a ilişkin limanlar ve havaalanları konusunda AB’ye yaptığı öneri, kabinenin bazı üyeleri için de sürpriz oldu. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik yeni Kıbrıs önerisini basından öğrendiğini belirtirken, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ise “Bu konuda bizim görüşümüz belli. Herhangi bir şekilde Türkiye’nin bir liman açması söz konusu değil” diye konuştu. Türkiye’nin AB’ye yeni Kıbrıs önerisi kabinenin bazı üyeleri için de sürpriz oldu. Hükümet, AB ile ilgili gelişmeleri hafta başındaki Bakanlar Kurulu’nda da değerlendirdi. Ancak bazı kabine üyeleri böyle bir açılımın yapılacağından haberdar olmadıklarını söylediler. ‘Gerçekçi değil’ Şii örgütlerin denetimindeki İçişleri Bakanlığı’na bağlı polis kuvvetlerinin, Sünnilerin hâkim olduğu Savunma Bakanlığı ve orduyla denge oluşturduğunu belirten Iraklı yetkililer, Şii ve Sünni Araplar arasında süregiden gerginlik göz önünde bulundurulduğunda, rapordaki önerinin hayata geçirilemeyeceğini belirtiyorlar. Başbakan El Maliki’ye yakın milletvekillerinden Hasan Suneyd, “Kimse bu talebi yerine getirmeyecek. Gerçekçi değil’’ şeklinde konuştu. Irak birliklerinin içine ABD ordusundan askeri danışmanların yerleştirilmesi ise geçen haftalarda Irak hükümetinden desteğini çeken Şii lider Mukteda el Sadr tarafından reddedildi. Sadr’a bağlı milletvekili Nasır el Rubai, “Danışman istemiyoruz. Ordumuzu ve güvenlik güçlerimizi silahlandıracak olanaklara sahibiz. Amerikalılar bugün Irak’tan çekildikleri takdirde, ertesi gün Irak’ın dört bir yanında güvenlik sağlanacaktır’’ diye görüş bildirdi. Kayıplar artıyor Kırgızistan’dan ABD’ye nota ? Dış Haberler Servisi Kırgızistan’da, bir ABD üssüne girmek isteyen Kırgız vatandaşı, bir Amerikan askeri tarafından öldürüldü. Kırgızistan, 42 yaşındaki tanker sürücüsü Aleksander İvanov’un Manas Havaalanı’ndaki Gansi Hava Üssü’nün girişinde öldürülmesi üzerine Washington’a nota verdi. Dışişleri Bakanı Alikbek Cekşenkulov da acil soruşturma açılmasını talep etti. AP ajansı, İvanov’un güvenlik kontrolünden geçerken elinde bir bıçak bulunduğu ve bunun da güvenlik tarafından tehdit unsuru olarak algılanması nedeniyle vurulduğunu yazdı. Bazı haber kaynakları, İvanov’un tankerle üsse zorla girmek istediğini öne sürdü. Bir günde 10 ABD askeri öldürüldü Dış Haberler Servisi Irak’taki işgal karşıtı direnişçilerin saldırılarında önceki gün 10 ABD askeri öldürülürken, bir askerin de çatışma dışı nedenlerle öldüğü belirtildi. 10 askerin yaşamına mal olan saldırılardan üçünün el yapımı bombalarla gerçekleştirildiği bildiriliyor. Pentagon yetkilileri saldırılar hakkında ayrıntılı bilgi vermekten kaçınırken, saldırılardan birinin Ramadi’de gerçekleştirildiği bildirildi. Önceki günkü kayıplarla birlikte bu ay Irak’ta ölen Amerikan askeri sayısı 31’e yükseldi. Irak’ta geçen ay 69, ekim ayında ise 105 Amerikan askeri öldü. Savaşın başladığı Mart 2003’ten beri Irak’ta ölen Amerikan askerlerinin sayısı ise 2 bin 919’a ulaştı. rak’ta farklı gruplar rapora tepki gösterdi. El Sadr yanlıları Irak birliklerinin içine ABD ordusundan askeri danışmanların yerleştirilmesine, Şii lider El Hakim de rapordaki komşu Sünni Arap ülkelerinin Irak konusunda görev üstlenmeleri önerisine karşı çıktı. Meclisin Kürt üyesi Osman, çekilme girişimini “haksızlık” olarak niteledi. I Çelik: Basından öğrendim Bakan Çelik, dün katıldığı bir törende sorular üzerine, “AB ile görüşmelerde her şey bitti” gibi felaket senaryolarını çok anlamlı bulmadığını belirterek “İnce işler ve detaylar zaman ister. Herkesin sinirlerini bu işe ayarlaması lazım” dedi. Bir gazetecinin “Durumdan ne zaman haberiniz oldu” sorusu üzerine Çelik, “Olur olmaz oldu” diye yanıt verdi. Bir başka soru üzerine Milli Eğitim Bakanı Çelik, haberi basından öğrendiğini belirterek “Tüm hükümet üyelerinin bir anda haberi olması gereken konular var. Bu konularda bilgilendiriliyoruz, ama bunu basından öğrendim” dedi. Tüzmen: Türkiye liman açmaz Bakan Tüzmen de İstanbul’da bir fuar açılışında konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Herhangi bir şekilde Türkiye’nin bir liman açması söz konusu değil” dedi. Tüzmen, “Bu konuda bizim görüşümüz belli. Herhangi bir şekilde Türkiye’nin bir liman açması söz konusu değil. Kaldı ki havalimanları olsun, deniz limanları olsun ölçekleri çok farklı. Türkiye’deki limanlarla arasında dağlar kadar fark var” diye konuştu. Raporda yenilik yok Ülkenin en etkili Şii liderlerinden biri olan ve İran’a yakınlığıyla öne çıkan Irak İslam Devrimi Yüksek Konseyi lideri Abdülaziz el Hakim, rapordaki komşu Sünni Arap ülkelerinin Irak konusunda görev üstlenmeleri önerisine karşı çıktı. Tüm bu eleştirilere karşın raporun geneli hakkında olumsuz görüş bildirmekten kaçınan Irak hükümeti, ABD’nin gerekli koşullar sağlandığında çekilmesinden memnuniyet duyacağını söyledi. Egemenliğin Irak hükümetine devrinin baştan beri öngörüldüğünü belirten yetkililer, bu anlamda raporun bir yenilik içermediğini öne sürdüler. İran ve Suriye’nin Irak üzerindeki etkisine gönderme yapan ve ABD’nin bu ülkelerle diyalog kurmasının önemine dikkat çeken rapora Tahran ve Şam’dan da yanıt geldi. Raporu nesnel ve tarafsız bulduğunu açıklayan Suriye, Irak’ın güvenliği ve istikrarı için komşu ülkelere rol verilmesinden memnun olduğunu belirtti. Rapora temkinli yaklaşan İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ise, “ABD’nin Irak’tan çekilmek için İran’la ya da bölgedeki diğer ülkelerle görüşmesine gerek yok’’ dedi. Mutteki buna karşın, “Amerikan yönetiminin Irak politikasının en azından bazı kısımlarının yanlış olduğunun’’ anlaşılmasından memnun olduğunu söyledi. AKP’li vekil eleştirdi Bağdat’ta arabaya yerleştirilen bomba bir kişinin ölümüne yol açtı. (Fotoğraflar: REUTERS / AP) Dülger: İyi ki Rumlar reddetti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP milletvekili ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger, TBMM Dışişleri Komisyonu’nun toplantısında Türkiye’nin yeni Kıbrıs önerisini değerlendirdi. Dülger, önerinin Rum yönetimi tarafından reddedildiğinin anımsatılması üzerine, “İyi ki Rumlar bu öneriyi reddetmişler, memnun oldum’’ dedi. Dülger bunun yanı sıra kendilerine öneriyle ilgili olarak bilgi verilmediğini vurgularken, “Rum kesiminin Kıbrıs’ın meşru temsilcisi olarak tanınabileceği” uyarısını yaptı. Türkiye’nin böyle tanımlandığı rapor Sünni blok arayışını yansıtıyor Ürdün’de füze saldırısına idam ? AMMAN (AA) Ürdün’de bir askeri mahkeme, Ağustos 2005’te Akabe Körfezi’ndeki 2 Amerikan savaş gemisine füze attıkları gerekçesiyle 3 Suriyeli ve 1 Iraklıyı ölüm cezasına çarptırdı. Akabe’nin dış mahallelerindeki bir depodan atılan füzelerden birinin bir askeri hastanenin dışına düşmesi sonucu bir Ürdünlü asker ölmüştü. Büyük Sünni Müslüman ülke! ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkanlığını, eski ABD dışişleri bakanlarından James Baker’ın yaptığı Irak Çalışma Grubu’nun hazırladığı rapor, Washington yönetiminin Ortadoğu’da Şii kuşağına karşı Sünni blok arayışında olduğunu ve Türkiye’yi de bu Sünni blok içinde gördüğünü ortaya koydu. Raporda Türkiye, “Irak’ın sınırında büyük bir Sünni Müslüman ülke” olarak gösterildi. Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz’in geçen aylarda yaptığı Türkiye ziyareti de, Ortadoğu’da Sünni blok arayışı olarak yorumlanmıştı. Raporda Irak’ta şiddetin sadece askeri önlemlerle ortadan kaldırılamayacağı vurgulandı ancak ABD’nin bugüne kadar uyguladığı ve Irak’ta dini ve etnik ayrımcılığı güçlendiren politikalarına son verilmesi istenmedi. Raporda 2008 yılı Nisan ayına kadar ABD askerlerinin çekilmesine yönelik takvim istenirken ABD’nin Irak’ta yeni üsler kurma yönündeki planları, Washington’ın Irak’tan tamamen çekilmeyeceğini ortaya koydu. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin Tahran’a ziyareti sırasında, dini lider Ali Hamaney, “Irak’tan bütün yabancı güçler çekilmeli” demişti. Tahran yönetiminin bu yaklaşımına karşın, ABD’nin bütün askerlerini çekmeden, İran ile nasıl diyalog kurulacağı havada kaldı. Rapor, Irak’ın üçe bölünmemesini önerdi. Ancak, ABD’nin de onay vermiş olduğu Irak Anayasası ve ülkedeki siyasi dengeler, federasyon adı altında Irak’ı fiilen üç parçaya ayırdı. Kerkük’le ilgili kaygılar örtüşüyor Irak Çalışma Grubu raporunda, 2007 yılı sonundan önce Kerkük’ün geleceğiyle ilgili referandum düzenlenmesinin bölgeyi şiddete boğabileceğinin kaydedilmesi, bu yaklaşımın Türkiye’nin Kerkük ile ilgili kaygılarıyla örtüştüğünü ortaya koydu. Öneriler arasında Kerkük’ün geleceği için, “herkesin kabul edebileceği bir anlaşmaya yardım edilmesi” de yer aldı. ‘Fiili olarak tanımış oluruz’ Mehmet Dülger, “Liman açıldığı zaman, fiili olarak o limana gelecek adam, kâğıdını getirecek, kâğıda itibar ederek damga atılacak. Onu fiili olarak tanıyor durumuna geçiyorsunuz. Buna dikkat etmek lazım. Ercan açılıyorsa, o da oraya geldiği zaman KKTC’yi tanımış oluyor. Burada hukuki bir husus var. Yeni bir şey’’ diye konuştu. Açılan dava üzerine 27 yıl önce gerçeği teslim etmişti AİHM kararına göre Rumlar tazminatı KKTC’den isteyecek Yunan Temyiz Mahkemesi: Barış Harekâtı yasal ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB’nin, Kıbrıs konusunu önkoşul olarak Türkiye’nin önüne koyduğu ve limanlarını Rum Kesimi’ne açması yönünde baskılarını artırdığı bir dönemde, Yunanistan Temyiz Mahkemesi’nin 27 yıl önce “Türk Ordusu’nun Kıbrıs’a müdahalesi yasaldır” kararı aldığı ve dönemin Başbakanı Konstantin Karamanlis’in kararı “Yunanistan’ın aleyhine kullanılabilir” kaygısıyla kamuoyundan sakladığı ortaya çıktı. Yunanistan Temyiz Mahkemesi’nin 21 Mart 1979’da aldığı ve Türk askerinin Kıbrıs’ta işgalci olmadığını, Türk Ordusu’nun adaya müdahalesinin uluslararası hukuka uygun olduğunu öngören 2658/79 sayılı kararına giden süreç şöyle işledi: Bir Yunan vatandaşı, 1976’da Atina’da yerel mahkemeye başvurup 22 Temmuz 1974’te, yani Birinci Barış Harekâtı’nın ikinci gününde, içinde oğlunun bulunduğu Yunan Delta nakliye uçağının Rum askerlerinin açtığı ateş ile düşürüldüğünü belirterek, ölen oğlu için Yunan hükümetinden tazminat istedi. 1978’de Atina mahkemesi, “Davacı davasında haklıdır. Hazineden tazminat alması gerek” kararı verdi. Ancak, Ekonomi Bakanlığı, temyize gitti. Yunanistan Temyiz Mahkemesi, 21 Mart 1979’da, yerel mahkemenin kararını daha da güçlendirdi. Kararda şöyle denildi: “Yunanistan, Türkiye ve İngiltere, Kıbrıs’ın herhangi bir devlet ile birleşmesini ya da bölünmesini önlemek için, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni garanti altına alıp taahhütte bulunmuşlardır. Türkiye 20 Temmuz 1974’te hukuki hakkını kullanarak Kıbrıs’a müdahalede bulunmuştur.” Temyiz Mahkemesi’nin bu kararı ile Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesinin de 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası ve Garanti Anlaşması’nın 4. maddesi uyarınca uluslararası hukuk açısından meşru olduğu da kabul edilmiş oldu. Bu kararın, Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında zarar gören bütün Rumlara Yunanistan hükümeti aleyhinde dava açma hakkı verdiği de hukukçular tarafından dile getiriliyor. Mal Tazmin Komisyonu iç hukuk yolu kabul edildi Dış Haberler Servisi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Rumların mülkiyet başvuruları için oluşturulan Mal Tazmin Komisyonu’nu iç hukuk yolu olarak kabul etti. Karar, AİHM’nin KKTC’yi Türkiye’nin “egemenlik bölgesi” olarak görmesi yönündeki içtihadını değiştirmiyor ancak diplomatik kaynaklar kararı Ankara için “önemli bir hukuk zaferi” olarak niteledi. AİHM, dün Rum Mira Ksinedes Arestis davasıyla ilgili olarak, KKTC Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkin iç hukuk mekanizmalarında aradığı koşulları karşıladığını belirten bir karar aldı. AİHM’nin, Loizidu davasının ardından Kıbrıs’taki mülkiyet sorununun kilit davalarından Arestis davasına ilişkin ikinci kararında, TMK ile Arestis arasında dostane çözüm sağlanamaması nedeniyle tazminata hükmedildi. Kararda, TMK’nin önerisi esas alınarak maddi tazminat miktarı 800 bin Avro olarak belirlendi. TMK’nin önerdiği 446 bin Kıbrıs Lirası’na tekabül eden tazminatın 220 bini Arestis’in mülküne, 246 bini ise mülkünü 1974’ten bu yana kullanamayışından kaynaklanan zarara karşılık olduğu belirtildi. Karar, taraflardan biri Büyük Daire’ye başvurmadığı takdirde, 7 Mart 2007’de kesinleşecek. Kararda, Tazmin Komisyonu’nun AİHM’nin KsenidesArestis davasında daha önce Mart 2005 ve Aralık 2005’te gösterdiği yol çerçevesinde işlerlik kazandığı vurgulanıyor. Kararın AİHM gündemindeki 1400’den fazla Rum başvurusunun geleceğini etkilemesi bekleniyor. Mahkeme kaynakları, normal şartlarda mahkemenin bundan sonra, gündeminde kabul edilebilir ilan edilmemiş Rum başvurularını Tazmin Komisyonu’na sevk etmesi gerektiğini söylüyorlar. Kabul edilebilir ve azınlıkta olan Rum başvurularının ise AİHM tarafından karara bağlanması bekleniyor. Karara rağmen, Rum vatandaşlarına, Tazmin Komisyonu’yla anlaşmaya varamamaları halinde AİHM kapısı açık bulunuyor. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle