15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Danıştay’dan akaryakıt cezalarına onay ? 13. Daire, EPDK’nin akaryakıt şirketlerine verdiği 1.7 milyar YTL ’lik cezaların yürütmesinin durdurulması talebini geri çevirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 13. Dairesi, Siyam, Delta, Agpaş, Altınbaş, Opet ve Turkuaz petrol şirketlerine Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) verdiği idari para cezasına ilişkin kararın yürütmesinin durdurulması istemlerini reddetti. Danıştay, Opet, Bölünmez (M Oil) ve Can Aslan (Euroil) petrol şirketlerine verilen cezaların yürütmesinin durdurulması istemini ise kısmen kabul etti. Edinilen bilgilere göre, EPDK’nin, 28 akaryakıt dağıtım şirketine kestiği yaklaşık 1.7 milyar YTL ’lik idari para cezası kararlarının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan davalardan 9’u daha sonuçlandı. Önceden tamamlanan Aytemiz ile birlikte 10 şirketin davaları sonuçlanmış oldu. Daire, EPDK’nin Opet’e verdiği 165 milyon 40 bin 260 YTL ’lik cezanın 2 milyon 143 bin 380 YTL ’lik kısmının yürütmesini, Opet’in 3 bayisinin ikmal yapıldığı tarihte lisansları bulunduğu için; Bölünmez şirketinin 49 milyon 297 bin 740 YTL ’lik cezasının 2 milyon 143 bin 380 YTL ’lik kısmının yürütmesini 2 bayinin lisansları bulunduğu, bir bayinin cezası da mükerrer olduğu için; Can Aslan şirketine verilen 30 milyon 721 bin 780 YTL ’lik para cezasının 714 bin 460 YTL ’lik kısmının yürütmesini ise bir bayinin lisanslı olduğu belirlendiği için durdurdu. Tüm davacı şirketlerin, bu kararlara itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek. Danıştay 13. Dairesi’nde, POAŞ’ın da aralarında bulunduğu diğer dağıtım şirketlerinin açtıkları davalar henüz karara bağlanmadı. Bir Şey Yapmalı 12 Eylül’ün silindir gibi ezip geçtiği sol örgütlenmeler, ilk anlamlı birlikteliklerini gerçekleştirdikleri 1 Mayıs etkinliklerinde ‘‘Bir şey yapmalı’’ sözcüklerinin yinelendiği müzikle alana girmeyi çok sevmişlerdi. Bir anlamda, yeniden toparlanma, örgütlenme arayışları için birkaç yıllık dönemin en etkin, en geçerli birleştirici sloganı oldu. Sanırım 12 Eylül sürecinde en ağır bedeli ödeyen sendikal hareketin DİSK için özel bir kimlik, moral değer anlamı da vardı. Küresel saldırıyla 12 Eylül’ün ülkemiz toplumsal yaşamı üzerindeki yıllar içinde daha belirginleşen etkileri, dünyanın da paralelinde, sol arayışları en azından uzunca bir süreç için umut olmaktan çıkardı. Eski sol kimlikli örgütlenmelerin, bireylerin bir bölümü ideolojik boyutta küreselleşmeye teslim olmayı seçti. Değişim kavramını kutsayarak gelişmenin yolunu, zengin kuzeyin trenine en arka vagondan da olsa atlamak olarak gördüler. Elini verenin kolunu kaptırması örneği, AB’nin ülke çıkarlarıyla yüzde yüz çatışan dayatmalarına boyun eğmek yetmedi; ABD’nin BOP projesine teslimiyet, halkla barışma adı altında ılımlı siyasal iktidarla işbirliğine gidildi. Küresel ideolojinin dünya ölçeğinde yarattığı kavram karmaşası, insan haklarının evrensel ölçütleriyle demokrasinin tanımlanmasına kadar yaşamın her alanında özgürleşmeayırımcılık sınırlarını altüst etti. Bilimsel teknolojik devrim çağında, ideolojilerin yerine konulmak istenen, ırklar ve dinler eksenindeki ayırımcılıklar üzerinden oynanan oyunların boyutları, dünya ölçeğinde olduğu gibi ülkemizde de yeni cepheleşmeleri, çatışmaları gündeme getirdi. Batı demokrasileri için bile yoksullaşma, yoksunlaşma, sosyal devlet, insan hakları, gerçek demokrasi ekseninde sapma bağlantılı yaşanan, geçerli olan ‘‘ötekilerbiz’’ eksenindeki cepheleşmeler, yoksul güney dünyasında akıl almaz, bu çağda olabilirliği düşünülemeyecek boyutlarda vahşi, kanlı çatışmaları yarattı. ABD öncülüğünde emperyalizmin çıkarları adına gerçekleştirilen işgaller, Irak bataklığında her gün yüzlere ulaşan insanın, ŞiiSünni, şimdilik daha az sayıda Kürt, en azı Amerikalı, insanın, en ilkel, kuralsız yöntemlerle birbirlerini öldürmelerine yol açmakta. Kaçınılmaz bu ülkenin çoğunluk eski sol örgütlenmeleri, aydınlarında, kendilerinin, ülkenin, giderek daha boyutlu tehditlerle yüz yüze olduğu kaygısı ön plana çıkmakta. Ülkenin, Cumhuriyet ve laikliğin tehdit altında olduğu algılaması güçlendikçe, olur olmaz yerlerde, 10. Yıl Marşı’nı okuma, onun verdiği havaya özlemle buluşma refleksi yaşanmakta. Gündemi, kaynağı çok farklı meydan buluşmalarında ise tehdit algılamasının artması bağlantılı ‘‘Türkiye laiktir, laik kalacak’’ sloganı öne çıkmakta. ??? Hafta sonunun gündemindeki haberlere sadece bir göz atmak bile tabandaki tehdit algılamasının tırmanış nedenlerini, boyutlarını, cephe ittifakını isteyen dipten gelen dalgayı görmezlikten gelinmez kılıyor. Ecevit’in cenaze töreninde örgütlenmelerin yönlendirmesi olmaksızın, tabanda buluşan kitleler, solda birlik arayışlarını, geleneksel sol ideolojik kimlik çizgisinden çok, tehdit algılamasının öne çıkardığı geniş yelpazede ‘‘Cumhuriyet, laikliliğin, ülke bütünlüğü, çıkarlarının Atatürk devrimlerinin korunması..’’ gibi bir eksende sıcak gündeme taşımış bulunuyor. Ilımlı İslam kimlikli AKP, Başbakan Erdoğan’ın birinci ağızdan laikliğin savunuculuğu açıklamalarıyla iktidarın son icraatlarının çelişkisi, toplumdaki tehdit algılamasını daha bir büyüten içerik taşıyor. Hele de eğitim şurasından çıkan, eğitim birliği, laiklik, Atatürk devrimleri ile yüzde yüz çatışmalı, imam hatip gündemli; dine dayalı bilincin, bilgi ve akıl üstüne çıkarılması ilkesi, tabandaki kaygıları büyütme içerikli. Irak’tan gelen son mezhep çatışmalı kanlı haberler, ABD kaynaklı, ABD’nin Türkiye’deki ılımlı siyasal iktidar projesi, BOP projesine teslimiyet. ABDABAKP siyasal ittifakının içeriği, sacayağı ilişkileri.. Solda geniş cepheli, gündemli birlik arayışı özlemini, olamaması olasılığına karşı öfkeli sorgulamayı da büyütüyor. Dipten gelen dalga, bu kez sol ideoloji adına olmaktan çok, TC’yi, Cumhuriyet, devrimlerin kazanımları.. içerikli ayakta, güçlü tutmaya yönelik, ‘‘bir şey yapmalı’’ arayışlarında buluşturuyor. Ne yazık ki, bu dipten gelen dalgayı görmezlikten gelemeyen siyaset, liderler, şimdilik söylemde birleşmeden öte bir eğilimi ortaya koyacak, ciddi adımlar atmaktan uzaktalar. Besbelli kitleleri; istemlerini kesin bir dille anlatacak, siyaseti yönlendirecek, çok daha etkin, caydırıcı, eylemler yapmak üzere, yeni görevler bekliyor. [email protected] TÜSİAD: Elektrikte sorun kapıda Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Enerji Çalışma Grubu’nun raporuna göre, 2007’den itibaren başta sanayi olmak üzere elektrik enerjisi temininde sorunlar ortaya çıkacak. TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile düzenlediği ‘’Enerji Piyasalarının Liberalleşmesi’’ konulu konferansa bir çerçeve belge sundu. Çerçeve belgesine göre enerjide, kamu ve özel sektöre ait yatırımların yeterli düzeyde gerçekleşmemiş olmasına bağlı olarak, sistem yedekleri arz güvenliğini tehdit edecek şekilde azalmış durumda. Türkiye 2009’dan itibaren oluşacak elektrik ihtiyacını karşılayamayacak. Türkiye’nin, enerji piyasalarının serbestleştirilmesi konusunda konulan hedeflerden uzak kaldığı ve Yüksek Planlama Kurulu tarafından kabul edilen Özelleştirme Stratejisi Belgesi’nin de hayata geçirilmesinde büyük gecikmeler yaşandığı kaydedilen çerçeve belgesine göre, Türkiye’nin olası enerji darboğazına ve arz güvenliğinin sağlanmasına yönelik tedbirler alması gerekiyor. Öte yandan , BP Türkiye Başkanı Tahir Uysal, elektrik piyasasında gerekli özelleştirmelerin yapılması gerektiğini belirterek, ‘’Bir şey yapılmadığı takdirde, Türkiye’de 20082009 döneminde elektrik dar boğazı olacaktır’’ dedi. Uysal, 2020’a kadar Türkiye’de 130 milyar dolar harcanmak zorunda olduğunu belirtti. Zorlu, Trakya’da yeni gaz buldu Ekonomi Servisi Zorlu Enerji’nin, Trakya’da yeni bir doğalgaz kaynağı bulduğu bildirildi. Zorlu Holding’den yapılan açıklamada, holdinge bağlı Zorlu Enerji Şirketler Grubu bünyesindeki Zorlu PetroGas AŞ’nin Amity Oil ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) ortak ruhsatlı sahası olan Reisdere1 kuyusunda 1.003 metre derinliğinde yeni doğalgaz kaynağı bulduğu kaydedildi. Zorlu PetroGas AŞ’nin Reisdere1 kuyusunun sondajına 31 Ekim’de başladığı ve 1 No’lu Marmara petrol bölgesinde Lüleburgaz ilçesi Karaağaç beldesi civarında yer alan kuyuda yapılan keşifte günlük üretim 100 bin metreküpten fazla olacak. Amity’nin operatörlüğünü yaptığı Göçerler ve Adatepe gaz sahalarında yapılan çalışmalar sonucunda, üretim bir yıl içinde 200 bin metreküpten 800 bin metreküpe çıkarıldı. Yeni bulunan Reisdere sahası şu anda bir kuyudan üretimle toplam üretime 100 bin metreküplük katkıda bulunacak. Açıklamada, rezerv tespit çalışmalarının devam ettiği, şu anda eldeki bilgiler doğrultusunda Reisdere sahasında üretilebilir gaz rezervinin 100150 milyon metreküp civarında olacağının hesaplandığı, yeni keşifle, önceden gaz keşfi yapılmış ve üretime alınması beklenen Doğu Adatepe4, Batı Velimeşe1 kuyuları ile AmityTPAO ortaklığının toplam günlük üretiminin 1 milyon metreküpü geçeceği ifade edildi. Çukurova, petrol çalışmalarını hızlandırdı Çukurova Grubu şirketlerinden Genel Enerji ve Addax Petroleum tarafından ortaklaşa kurulan Taq Taq Operating Company’nin (TTOPCO) Kuzey Irak’taki ilk kuyusu TT04’ün test sonuçları açıklandı. Kerkük’ün 60 km kuzeydoğusunda yer alan Taq Taq Petrol Sahası’nda yeni açılan TT04 kuyusunun günlük toplam petrol üretim potansiyeli 29 bin 790 varil olarak belirlendi. Elde edilen test sonuçlarına göre gelecek yıl Taq Taq sahasından petrol ihracatına başlanması bekleniyor. Taq Taq sahasında 25 Şubat 2003’ten beri faaliyetlerini sürdüren Genel Enerji Üst Yöneticisi Mehmet Sepil, “İlk kez özel bir Türk petrol şirketi, böylesine önemli bir petrol sahasını geliştirmektedir. İnanıyoruz ki Genel Enerji bu proje ile birlikte, uluslararası pazarda, dünya çapında bir petrol arama ve üretim şirketi olma hedefine kısa zamanda ulaşacaktır” dedi. Addax Petroleum Başkanı Jean Claude Gandur ise “Taq Taq sahası; rezerv açısından önemli bir petrol sahası olup, test sonuçları bölgenin henüz keşfedilmemiş petrol potansiyelinin de habercisidir” diye konuştu. TT04; Genel Enerji ve Addax Petroleum’un üç kuyuluk sondaj programının ilk kuyusu olup, ikinci tespit ve geliştirme kuyusu olan TT05’in sondajı ise halen devam ediyor. İZMİR LİMANI Uşak teşvikle şantiyeye döndü ? Teşvik sonrası 89 yatırımcıya arsa tahsisi yapılan, 21 sanayicinin ise yatırım faaliyetlerine başladığı ilde şu ana kadar 100 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirildi. MURAT GÜLDEREN Teklif tarihi ertelendi Ekonomi Servisi Özelleştirilmesinden yaklaşık 1 milyar dolar gelir beklenen İzmir Limanı ihalesine Danıştay geçit vermiyor. İlk olarak son teklif verme tarihi 7 Nisan 2006 olarak belirlenen ihale için öncelikle Danıştay’ın 755 milyon dolarlık Mersin Limanı ihale sonucuna görüş vermesi gerekiyor. İzmir Limanı için son teklif başvuru tarihi 30 Kasım 2007’ye ertelendi. Hangi firmaların İzmir Limanı ihalesine girebileceğinin kesinlik kazanması gerekiyor, çünkü Rekabet Kurumu aynı grubun iki limana sahip olmasına onay vermiyor. UŞAK 5084 sayılı Teşvik Yasası’yla yabancı yatırımcıların dikkatini çeken Uşak Organize Sanayi Bölgesi’nde (UOSB) Belçika merkezli halı üreticisi Balta Grup’tan sonra şimdi de Çinli bir cam üreticisinin yatırım kararı aldığı, önümüzdeki aylarda da faaliyete geçeceği belirtiliyor. Toplam 100 bin metrekarelik bir alanda “güneş enerjisi sistemleri için seçici yüzeyli özel cam” imalatı yapacak olan Çinlilerin toplam 150 milyon dolarlık yatırım yapması öngörülüyor. Türkiye’nin battaniye ve gazlı bez merkezi olarak da bilinen ilde yılda 18 milyon adet battaniye üretimi yapılıyor. 441 hektarlık bir alana kurulu olan UOSB’de toplam 314 firma yer alırken 9 bin 900 kişiye de istihdam sağla nıyor. Alınan teşvik sonrası bölgedeki faaliyetlere ilişkin düzenlenen basın gezisinde konuşan UOSB Yönetim Kurulu Başkanı Hazim Sesli, OSB’nin her türlü altyapısının modern ihtiyaçlara hizmet verecek şekilde yenilendiğini belirterek, “Amacımız Türkiye’nin en iyi OSB’lerinden biri olup, dünyada UOSB’yi tanınır bir marka haline getirerek üreticilerimizin mallarını pazar sıkıntısı olmadan satabilmesini sağlamak” dedi. Sesli, Gediz Nehri’nin en büyük kirleticilerinden olan UOSB için yapımına 2005 yılında başlanan arıtma tesisinin de önümüzdeki aylarda faaliyete geçeceğini ifade ederek, 2.5 milyon Avro’luk yatırımla kurulan tesisin günde 12 bin metreküp atık su arıtacağını dile getirdi. Türkiye’deki battaniye ihtiyacının yüzde 95’ini sağlayan Uşak’ta yıllık 1 milyon 500 bin adet üretimle Sesli Battaniyeleri ilk sırada yer alıyor. Sesli Battaniyeleri’nin sahibi Hazim Sesli, başta Güney Afrika ülkeleri olmak üzere toplam 50 ülkeye ihracat yaptıklarını belirtti. Yatırımlar artıyor UOSB’de faaliyet gösteren firmalar üretimlerinin büyük kısmını yurtdışınada ihraç ediyor. Bölgedeki yatırımlar her geçen gün yenileri ekleniyor. Hitit Seramik: 1989 tarihinde kurulan Hitit Seramik 450 bin metrekare kapalı alanda kaplama malzemesi üretimi yapıyor. Türkiye’nin yüzde 20’lik seramik ihtiyacı karşılayan Hitit Seramik başta Avrupa ülkeleri olmak üzere Kanada’ya da ihracat yapıyor. Sesli Tekstil: Yıllık 1 milyon 500 bin adet battaniye üretimi yapan Sesli, 50’nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyor. 2004 yılında Hazel Kimya olarak bebek bezi üretimi de yapan firma 2007 yılında da elektrik üretim faaliyetlerine geçecek. Murat Bey Gıda: 15 milyon YTL ’lik yatırımla 10 bin metrekarelik bir alan alan üzerinde peynir üretimi yapan firma 200 kişiye BankPozitif İsraillilerin oldu ? Ekonomi Servisi İsrail merkezli Bank Hapoalim B.M. Bank, Pozitif Kredi ve Kalkınma Bankası A.Ş’nin (BankPozitif) yüzde 57.55’ini aldı. BankPozitif’ten yapılan açıklamada, satın alma işleminin Hapoalim’e ait olan TarshishHapoalim Holdings and Investments Ltd’nin BankPozitif’in artırılan sermaye paylarına katılmasıyla gerçekleştiği belirtildi. BankPozitif’in sermaye artış işlemlerinin 17 Kasım 2006 tarihinde tamamlanmasıyla toplam öz kaynağının 233 milyon YTL seviyesine yükseldiği ifade edilen açıklamada, satın alma işlemleriyle ilgili satış sözleşmesi kapsamında ilave bir sermaye artışı yapılarak toplam öz kaynağın yaklaşık 170 milyon dolar civarına yükselmesinin beklendiği kaydedildi. istihdam sağlıyor. 2007’de yapacakları ilave tesisle günlük 500 ton süt üretecek olan Murta Bey Gıda, işçi sayısını da iki katına çıkarmayı hedefliyor. H İ N T L İ M U T L U , J A P O N M U T S U Z T Ü R K A İ L E YA P I S I B E L İ R L E N E C E K Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Türk aile yapısını araştırıyor. Aile Araştırma Kurumu ile işbirliği yapan TÜİK, düzey 1 seviyesinde yani 12 bölgede, yaklaşık 30 bin aileden aldığı bilgilerle, Türkiye’de ailenin yapısını ortaya koyacak. Konuya ilişkin alan araştırması tamamlanırken, analiz çalışmaları sürüyor. Araştırmada ailelere, evlenme tercihlerinden boşanma nedenlerine, komşu ziyaretlerinden evlat edinmeye kadar geniş bir yelpazede sorular yöneltildi. Ailelere, anne ve baba ile ilişkilerin nasıl olduğu, yaşlılara bakılıp bakılmadığı, birbirleri arasında hediye verip vermedikleri soruldu. Araştırma kapsamında evlenirken karşı cinste aranan şartlar sorulurken, ideal evlilik yaşı ve çocuk sayısına ilişkin görüşler de alındı. E K İ N C İ L E R ’ D E N D E P R E M E K A R Ş I YAT I R I M Ekinciler Holding şirketlerinden Ekinciler DemirÇelik, EkSismik Deprem Çeliği üretimini büyütüyor. Ekinciler Demir ve Çelik Sanayi AŞ Genel Müdürü Çetin Kaya, 2004 yılından bu yana Avrupa’nın birçok ülkesine ihraç edilen EkSismikDeprem Çeliği için iç pazardaki talebin artmasını beklediklerini belirterek 2006 sonuna kadar ihracatlarının 270 milyon dolara çıkacağını söyledi. 2006 yılı sonunda 360 milyon dolar ciro hedeflediklerini anlatan Kaya, “EkSismikDeprem Çeliği, binanın hem depreme dayanmasını hem de esneklik kazanmasını sağlıyor. Bir inşaatın sağlam olması için çok demir kullanmak gerekir diye düşünülür. Bir inşaatın sağlamlığı doğru statik bir projelendirmeyle olur. Sismik deprem çeliği kullanıldığı zaman çok fazla miktarda demir kullanmanıza gerek yoktur. Gerektiği kadar kullanmanız yeterli olacak” dedi. Gelişmiş ülkelerin gençliği, gelişmekte olan ülkelerin gençliğine göre daha mutsuz. MTVNI adlı kuruluşun gerçekleştirdiği dünya çapındaki kamuoyu araştırmasına göre, Hintliler dünyadaki en mutlu gençlere sahip. Japonlar ise en mutsuzlar. Reuters’in haberine göre 14 ülkede 5 bin 400 gençle konuşularak yapılan araştırma, İngiltere ve ABD gibi gelişmiş ülkelerde gençlerin sadece yüzde 30’undan azının hayatından memnun olduğunu ortaya koydu. Japonya’da hayatından memnun olan gençlerin oranı yüzde 8. Gelişmiş ülkelerde mutsuzluğun ana sebepleri, işsizlik kaygısı, başarı baskısı ve geleceğe iyimser bakamamak olarak sıralanıyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise 1634 yaş arasındakilerin çoğunluğu geleceğe iyimser bakıyor. Çin’de gelecekten umutlu olan gençlerin oranı yüzde 84. Arjantin ve Güney Afrika’da ise mutlu olduklarını söyleyenlerin oranı yüzde 75. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle