20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM 2006 CUMARTESİ 8 DİZİ CHP bugünkü yönetim kadrosundan kurtulduğu gün bütün bu arayışlar son bulacaktır, diyen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül: Bütünleşmek için engeller kalkmalı İ Ş Ç İ PA R T İ S İ G E N E L B A Ş K A N I D O Ğ U P E R İ N Ç E K : Solda birleşme hedef ve program birliği ile olur TARKAN TEMUR “Türkiye’nin ihtiyacı Cumhuriyet Halk Partisi’ne alternatif yaratmak değil, Türkiye’yi daha iyi yönetecek ve Cumhuriyetin temel hedefi olan çağdaş uygarlık seviyesine taşıyacak olan toplumsal siyasi iradeyi oluşturmaktır.’’ Cumhuriyet Halk Partisinin dürüst, aydınlığa açık bir örgütü vardır, tabanı vardır. Cumhuriyet Halk Partisi kimsenin özel mülkiyetinde değildir. Cumhuriyet Halk Partisi halkın malıdır. Cumhuriyetin örgütlü siyasal gücüdür. Ancak işgal altındadır. Kurtarılacak yerlerin en başında Cumhuriyet Halk Partisi var diyen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. Sayın Sarıgül, sizce ‘solda bütünleşme’ gerçekleşir mi? Bu arayışlar bir sonuca varabilir mi? Solda bütünleşme gerçekleşir mi, sorusu yeni bir soru değil. Bunu yıllardır hepimiz birbirimize soruyoruz. Bugüne kadar sayısız girişim hatırlıyorum. Soldan söz ederken bir ekonomik ve sosyal dünya görüşünden, bir üretim ve paylaşım metodundan söz ediyor olmalıyız. Oysa bugün dünyanın ve ülkenin sosyoekonomik sorunları bu tariflerin ötesinde seyrediyor. Yeni dünya projelerinden, yeni haritalardan söz ediliyor. Ben her sözümün başında ‘‘ulusal birlik’’ diyorum ve bunu olağanüstü önemsiyorum. Büyük sorunları çözmenin en temel şartı ulusal mutabakattır. Sorunların içinde boğulmamak için ortak değerlerimizi ve çıkarlarımızı ortaya koyup ulusal mutabakatı sağlamak en temel koşuldur. Çünkü her şeyden önce yönetimine talip olduğunuz bir ülkeniz ve yönetilmeyi sizden bekleyen ve size güvenen bir ulusunuz olmalıdır. deyse tamamı geçmişte Cumhuriyet Halk Partili ya da halen Cumhuriyet Halk Partili. Bu tablo bile çok şey anlatıyor. Bu biraz önce söylediğim Cumhuriyetin temel taşı olan Cumhuriyet Halk Partisi’nden koparılan insanlar. Hiçbiri kendi isteği ile dışarıda değil. İtildikleri için, dışlandıkları için, siyaset üretme fırsatı verilmediği için, mecbur bırakıldıkları için farklı yerlerdeler. Ancak Türkiye’nin ihtiyacı Cumhuriyet Halk Partisi’ne alternatif yaratmak değil, Türkiye’yi daha iyi yönetecek ve Cumhuriyetin temel hedefi olan çağdaş uygarlık seviyesine taşıyacak olan toplumsal siyasi iradeyi oluşturmaktır. Ben onun içindir ki; anlaşılır biçimde ifade edebilmek için ‘‘Parti genel başkanı değil, başbakan olmak istiyorum’’ dedim. Ben onun içindir ki; Cumhuriyet Halk Partisi bayrağını da, ulusal bayrağımızı da en yükseğe çıkarmak istiyorum dedim. Amacımız Mustafa Kemal’in partisini yepyeni çağdaş, dünyayı ve ülkeyi anlayan ve kavrayan bir anlayışla iktidara taşımaktır. Sizin temel hedefiniz CHP; öyle anlaşılıyor Bakınız ne zaman bu ülkede bir sıkıntı yaşansa herkes sorumlusunu Cumhuriyet Halk Partisi’nde arar. Cumhuriyet Halk Partisi Cumhuriyetin temel taşıdır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin oy potansiyeli bu değildir. Bugünkü oy potansiyeli mevcut yöneticilerine rağmen alınan oydur. Bugün herkesin fikir birliği ettiği siyasal konu muhalefetin olmadığıdır. Muhalefet görevi bile başka kurumlara havale edilmiş ve o kurumların arkasına sığınılır olmuştur. Bu durum o kurumlara zarar veriyor, en hassas olduğumuz kurumlar bu nedenle yıpranıyor. Son olarak söylemek istediğim şudur... Ben sol terminolojiler ile meşgul değilim. Yaptığınız hizmet kime yarıyor, kim yararlanıyor ona bakarım. Gittiğim, davet edildiğim yerlerde benden sevgisini esirgemeyen binlerce insan bu ülkenin tuzu kuru insanları değil. İşte onlar benim halkım. Çoğu Cumhuriyet Halk Partisi’ne ne yazık ki oy vermiyor. Buna karşılık benim Cumhuriyet Halk Partili olduğumu biliyorlar ve sevgi gösteriyorlar. İşte onları bir araya getirdiğimiz, güvenini kazandığımız ve siyasete ortak ettiğimiz gün Türkiye’yi hiç kimse tutamaz. İşte benim solum bu... Solda bütünleşme bu... Şu halde yeni bir parti kurmayı düşünmüyorsunuz. Parti kurmak kolay, yarın kalkar kurarız. Ben kolay işleri sevmiyorum. Zor olanı yüklenmek ve başarmak gibi bir sorumluluğumuz var. Biz tekrar, tekrar bölünmeyi değil de, bütünleşmeyi arıyorsak, ilk önce bu bütünleşmenin önündeki engelleri hep birlikte kaldırmalıyız. B İ T T İ İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, solda bütünleşmenin partilerin birleşmesi ile değil, “hedef ve programın” ortak belirlenmesiyle yapılabileceğini söyledi. Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi konumu, “tam bağımsızlık anlayışının Atatürk’ten bugüne, ilk kez, bir özlem olmaktan çıktığı dönem” olarak niteleyen Perinçek, İşçi Partisi’nin bu tehlikeyi görerek, “Milli Hükümet Programı” hazırladığını vurguladı. Soldaki ittifakı oluştururken “Nasıl bütünleşeceğiz” sorusunun değil, “Hangi program ve tarihsel misyonda birleşilecek” sorusunun sorulması gerektiğini belirten Perinçek, “Bu programı, Türkiye’nin önündeki sorunlar belirlemiştir. Rotamız, Kemalist devrimi ta mamlama rotasıdır” diye konuştu. Solun gelecek için sağlıklı bir birleşme sağlaması için değil, “solun seçimde oy alması” için çaba harcandığını belirten Perinçek, “Kim çok oy alacaksa orada top lanalım önerisi anlamsızdır. Geçmişte CHPDSPSHP’nin yaptığı gibi ABDAB denetiminde iktidar olma olanağı artık geçersizdir” diye konuştu. Sol siyasetin birlik oluşturamamasını iki önemli nedene bağlayan Perinçek şöyle konuştu: “Siyasetin önemli aktörleri bugün ‘Kuvayı Milliye’, ‘Müdafaai Hukuk’, ‘Millici’, ‘Atatürkçü’, ‘Kemalist’, ‘Vatansever’ adları altında dernekçilik yapıyor. Dernekçiliği olağandışı bir tavırla aşmak zorunyadız. Partisizlik illetinden kurtulmalıyız. İkincisi ise farklı partilere bölünmüşlüğü yine devrimci tarzda aşmak zorundayız Devrimci tarz, öncelikle emperyalizmin denetiminden kopmaktır. O zaman birleşmenin önündeki engelleri kaldırarak birleşmek kaçınılmaz olur. Türkiye devriminin kökeninde birlikte olan milliyetçileri, halkçıları ve sosyalistleri, emperyalist tehdide karşı öncü partide birleştirmeden Türkiye’nin ufku açılmaz. Birleşmenin yatağı, Türk devrimidir.” ÖDP GENEL BAŞKANI KOZANOĞLU: EMEP GENEL BAŞKANI TÜZEL: SPY ve Seçim Yasası değişmeli ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu ise sol ittifakın ancak Siyasi Partiler ve Seçim Yasası’nın değişmesi ile olanaklı olacağını belirterek bu şartların sağlanmadığı bir ittifak arayışının ÖDP için anlam taşımadığını belirtti. En son İtalya ve İsveç’te yapılan parlamento seçimlerinde her partinin gücü oranında temsil edilmesinin önünü açan, seçmenin programını ve adaylarını benimsediği partiye oy attığı, ama oyların bir sepette toplandığı bir sistem uygulandığını belirten Kozanoğlu, “12 Eylül askeri rejiminin koyduğu yüzde 10 barajıyla, siyasi partilere seçim ittifakının yolunu kapatan bir yasayla seçime gidilmesi halinde solda birliktelik umutları yine 5 yıl sonraki bir bahara kalacaktır” diye konuştu. AKP’nin, seçmenlerin yaklaşık dörtte birinin, oy kullananların ise üçte birinin oyuyla tek başına iktidar olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizen Kozanoğlu, “Ne yazık ki CHP yüzde 10 barajının arkasına sığınmaya devam etmekte, Seçim Yasası’nın değişmesi için kılını kıpırdatmamakta, benzer bir AKP zaferinin vebalinin boynunda olacağını bilmezden gelmektedir” dedi. Sol ittifakı için birtakım şartlarda tartışmasız bir uzlaşı gerektiğini dile getiren Kozanoğlu, ÖDP için sol ittifakın vazgeçilmez şartlarını şöyle açıkladı: “Birincisi; yurttaşın yaşam standartlarını iyice gerileten, kamunun eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi sosyal sorumluluklarını büyük ölçüde piyasa güçlerine teslim eden neoliberal politikalara, IMF programına net tavır alınmalıdır. İkincisi; daha demokratik, daha özgürlükçü, insan haklarına saygılı bir Türkiye anlayışı benimsenmeli; silahlı kuvvetlere asli görevleri dışında misyon biçmeyen, Kürt sorununun demokratik çözümünden yana tutum koyan, zaman zaman yükselen milliyetçi, şoven dalgaya karşı duran bir hat izlenmelidir. Dinsel gericiliğe karşı mücadele, kadınların hak ve talepleri de zaten bu özgürlükçü anlayışın bir gereğidir. Üçüncüsü; ABD’nin Irak ve Afganistan, işgali, Ortadoğu’daki emperyalist emelleri mahkum edilmeli, bölge halklarıyla dostluk ve iyi komşuluk ilişkileri temelinde ilişki kurulması taahhüt altına alınmalıdır. Dördüncüsü; kapitalizmin kâr hırsının ekolojik dengeyi bozması karşısında insan doğa dengesini gözeten, gelecek kuşaklara sorumluluklarımızı hatırlayan bir çizgi benimsenmelidir.” Hangi anlayışta bir araya geleceğiz? Emek Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel, AKP ve diğer sağ partiler karşısında sol olarak bilinen partilerin güç birliğinin CHP merkezli ve DSPSHP katılımlı olmasının anlaşılır olduğunu belirterek “Ancak, bu birlikteliğin merkezinde yer alması beklenen CHP ve Baykal’ın bir süredir ‘ulusal’ motiflerle sağa da çağrı yapmış olması, sağsol nitelendirmelerini tartışılır hale getiriyor” dedi. Sol ittifakın “uzlaşma” ve “taviz” getirmesinin açık olduğunun altını çizen Tüzel, CHP ve sosyal demokrat kimlikleriyle diğer partilerin uzlaşı ve anlayış tutumunu ne ölçüde gösterebilir olduğunun tartışmalı olduğuna dikkat çekti. Geçmişteki sol ittifak süreçlerinin hayli sancılı geçtiğini anımsatan ve Türkiye’nin “sol ittifak” tecrübesinin olduğunu belirten Tüzel, “Ülke ve halkımız için temel ihtiyaç, emperyalist kuşatma ve sermaye saldırıları karşısında bağımsızlık, demokrasi ve halkların kardeşliği anlayışıyla bir birlik politikası sergileyecek bir gücün oluşturulmasıdır. Dolayısıyla sadece sağ partiler karşısında adı sol olan partilerin buluşmasından çok, hangi anlayış ve platformda bir güç birliğine gidiliyor olması önemlidir” diye konuştu. EMEP olarak bu ittifakta yer almalarının temel ölçütünün “hangi anlayış ve hangi platformda bir araya gelineceği” noktasında olduğunu vurgulayan Tüzel, şöyle konuştu: “Halkımızın sorunlarının çözümü için temel diyebileceğimiz belli başlı meselelerde en geniş emekçi yığınların taleplerine yanıt verebilmeliyiz. Nedir bunlar? Öncelikle halkı işsizlik, yoksulluk la karşı karşıya bırakan, büyük sermaye güçlerinin belirlediği ve yararlandığı ekonomik programların karşısına halkçı bir ekonomik program ve tedbirler koymak. İkincisi; halkın bölünmesinde yıllardır kullanılmış ve istismar edilmiş olan din ve devlet ilişkileri meselesidir. Gerçek bir laiklik anlayışıyla; din ve inanç ilişkilerinin her türlü devlet düzenlemesinden ve örgütlenmesinden uzak, inanç ve vicdan özgürlüğüne tam bir müdahalesizlik anlayışıyla, mezhepler arası ayırımcılığa karşı çıkarak, istismara son verilmesidir. Ülkenin en temel meselelerinden olan Kürt sorununun çözümünde sorunu terör sorunu olarak görmeyip, demokratik yaklaşımlar göstermek. Bu üç temel meselede uzlaşı ve anlayış birliğiyle yan yana gelecek her türlü güç birliğine partimiz en geniş uzlaşıyı göstermekten çekinmeyecektir.” Peki, bu koşullarda Cumhuriyet Halk Partisi dışında bir oluşumdan söz edebilir miyiz? İşte temel sorun burada. Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili şikâyetlerimi ortaya koyarken Cumhuriyet Halk Partisi’nden değil, genel yönetim zafiyetinden söz ediyorum. Ben ülkemin, ulusumun geleceğinden söz ediyorum, kendime ya da birilerine koltuk aramıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi, Deniz Baykal ve arkadaşlarından ibaret değildir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin dürüst, aydınlığa açık, Mustafa Kemal’in mirasına sadık bir örgütü vardır, tabanı vardır. Cumhuriyet Halk Partisi bu yönetim kadrosundan kurtulduğu gün bugünkü arayışlar son bulacaktır. Soldaki bütünleşme arayışlarına ne diyorsunuz? Ben bu çabaların hepsini değerli buluyorum, dikkatle ve özenle izliyorum. En azından uzun süredir ne yazık ki tartışılmayan, yeni dünya ve ülke sorunlarının tartışıldığı halkı kayıran, emeği gözeten insanların bir araya gelebildiği platformlar oluştu. Bu toplantılara iyi niyetlerle katılan bu değerli insanlarımız, siyaset üretmek, ülke sorunlarına çözüm bulmak ve halkımızdan görev talep etme arzusundalar. Ve bu çabayı gösteren insanların nere ÜMRANİYE 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜNDEN TAŞINMAZ MALIN AÇIK ARTIRMA YOLU İLE SATIŞ İLANI ESAS NO: 2006 / 1556 SATIŞI İSTENEN TAŞINMAZ MALIN EVSAFI Ümraniye ilçesi Çekmeköy köyü, ova mevkii 4/1 pafta, 22 ada, 4 parsel, 12449m2 miktarlı, arsa cinsinde 2/588 arsa paylı 6. blok 4. kat 38 nolu daire TAŞINMAZIN İMAR DURUMU Satış konusu taşınmaz, Çekmeköy Belediyesi sınırlan dahilindeki 4/1 pafta, 22 ada, 4 parsel, 12449m2 miktarlı, arsa cinsinde taşınmaz, Hamidiye Mahallesi, Ulubatlı Hasan Caddesine cepheli, Gül 91 yapı kooperatifi olarak isimlendirilmiş bloklar halindeki binalı parselin bulunduğu yerdir. Çekmeköy Belediye Başkanlığının 06.03.2006 tarih, 383 sayılı yazılarında, pafta 4/1, ada 22 parsel (4) deki taşınmazla alakalı, imar durumu bilgilerine göre; 06.03.2006 tasdik tarihli ve 1/1000 ölçekli Çekmeköy İmar Planında, E / Emsal / Katsayı) = 0.50, H max ( yükseklik) = 15.50 m. İrtifalı konut alanında olduğu belirtilmektedir. Parsel üzerinde, 1987 yılında inşaat ruhsatı almış olan ve 2001 yılından itibaren iskan edilmeye başlanılan, bir zemin kat, 4 normal kattan müteşekkil toplam 5 katlı, mimarlık hizmetlerine esas III. Sınıf, B gurubu yapılardan olan betonarme karkas sistemde, bloklar halinde 9 adet bina vardır. Site düzeni içerisinde projelendirilen alanda, bahçe sınır duvarları, iç avlu yolları yapılmış durumdadır. Blokların zemin katların bazılarında ortak kullanım alanları vardır. Bahse konu, 6. blok, parsel alanının batı kenarına cephelidir. 4. kat ( 38 ) numaralı mesken olarak tasarlanmış bağımsız bölüm, 3 oda, salon, mutfak, banyo, tuvalet ve balkon mahallerinden müteşekkil ve yaklaşık 110m2 inşaat alanlıdır. Kaloriferli, müstakil ısınma türündeki bağımsız bölümün inşasında standart olduğu kabul edilen malzemeler kullanılmıştır. Belediye Alt yapı hizmetlerinin bulunduğu ve ulaşım imkanı olumlu özellikte olan bölgedeki parseldir. TAŞINMAZIN MUAMMEN BEDELİ 80.000,00YTL. ŞARTLARI: 1. Satış 13/11/2006 günü 14.00 14.15 ye kadar Ümraniye 2. İcra Müdürlüğü’nde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60 ını ve rüçhanı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur böyle bir bedelle alıcı çıkmaz ise en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 23/11/2006 günü aynı saat ve yerde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse, gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadarki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40 ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin % 20 si nispetinde pey akçesi ( T. Lirası veya devlet tahvili dışındaki döviz kabul edilmeyecektir.) veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek kaydıyla süre verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç !/2’ si ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususu ile faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün (15) içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi taktirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp da sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedelle son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak bu fark, varsa öncelikle teminattan alınacaktır. 5 şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi edinmek isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları satış ilanı tebliği edilmeyen alakadarlara İİK 127. maddesine tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. 28.9.2006 (*) İlgililer tabirine kat irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (Basın: 48455) ESAS NO: 1996/982 / KARAR NO: 1997/817 Davacı Mehmet Aydınlık (Vekili Av. Abdullah Tel) tarafından davalı Sultan Aydınlık aleyhine açılan BOŞANMA davasının yapılan yargılaması sonunda verilen kararda özetle; Davanın KABULÜ ile, 1 Adıyaman İli, Yenipınar Mahallesi Cilt No: 005/02, Sayfa No: 73, Kütük Sıra No: 90’da nüfusa kayıtlı Abdulkadir ve Hanife’den olma 03.03.1948 D.lu Mehmet AYDINLIK ile, aynı yer nüfusuna kayıtlı Hüseyin ve Fidan’dan olma 01.01.1954 D.lu Sultan AYDINLIK’m M.K’nun 134. maddesi uyarınca Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle BOŞANMALARINA, 2 Tarafların reşit olmayan müşterek çocukları Erdal ile Funda’nın velayetinin davacı babaya tevdiine, 3 Velayet kendisine tevdi edilmeyen davalı anne Sultan Aydınlık ile müşterek çocuklar Erdal ve Funda’ nın; tarafların aynı yerde bulunmaları halinde her ayın ilk Cumartesi günleri ve dini bayramların 2’nci günleri sabah saat 09.00’dan akşam saat 17.00’ye kadar, ayrı yerlerde bulunmaları halinde her yıl Temmuz ayının başından sonuna kadar görüştürülmelerine, davalı anne ile müşterek çocuklar arasında bu şekilde şahsi münasebet tesisine, Karar verilmiş olup, davalı Sultan AYDINLIK’ m tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemediğinden mahkememizin kararı kendisine ilanen tebliğ olunur. Basın: 41749 ADIYAMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle