14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 EYT.ÛL 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET JliJvvliN \_J1Y1X ekonomi@cumhuriyet.com.tr Almanlann en köklü markası Grundig'i satın aldıktan sonra ayağa kaldıran Koç Grubu, Berlin'de liderliğini ilan etti ÜçboyutluTV'de zaferBeko'nun Türk şirketi Beko. Berlin'de açılan 45. Uluslararası Elektronik Fuan'nda, yeni markası Grundig'le dünyanın en büyük elektronik şirketlerinin geliştirmek için yanştıklan canlı yaymlan 3 boyutlu gösterebilen televizyonun tanıtımını yapıyor. Yeni teknoloji ile gözlük kullanmadan üç boyutlu görüntü alınabilecek. Verici sorunu çözüldükten sonra en erken 2007'de piyasaya çıkacak yeni TV'lerin fiyatı da uygun olacak. Beko ve Grundig standlan. sergilenen yeni teknoloji ile Almanlann gözdesi oldu. FATMAKOŞAR BERLİN - Artık bir uluslararası marka haline gelen Türk şirketi Be- ko, Almanya" nın başkenti Berlin'de açılan ve 7 Eylüre kadar sürecek olan 45. Uluslararası Elektronik Fu- an'nda (IFA), bir süre önce bünye- sine kattığı Gnındig şirketi ile tekno- lojidekı zaferinı ilan etti. Beko, sek- tördeki en büyük yemhk sayılan can- lı yayınlan 3 boyutlu gösterebilen te- levizyonun tanıtımmı yapmaya baş- ladı. Dünyamn en büyük şirketlen- nin bir an önce gelıştırmek için ya- nşnklan yeni teknolojinin, en erken 2007 yılından itıbaren piyasaya çıka- nlabileceği belirtiliyor. Bu arada Gnındig markası ile üretilen üç bo- yutlu televiz^yonlann sergilendığı 250O metrekarelik Gnındig standına Almanlar da fcüyük ılgi gösterdı. IFA'da yer alan Beko AŞ standm- da düzenlenen basın toplantısında Koç Holding Dayanıklı Tüketım ve Inşaat Grubvm Başkanı Bülent Bul- gurlu, Beko Elektronik Genel Mü- dürü YağEEyüboğju \e dığer üst dü- zey yöneticiler, Beko \e Beko'nun geçen yıl satın aldığı Gnındig' in he- defleri konusıonda açıklamalarda bu- lundular. Verilen bilgilere göre Ar-Ge'si A\ r usturyah 3 D firması tarafından gerçekleştiril en bu yeni ürünle can- lı yayınlar 3 D gözlüğü olmadan iz- lenebilecek. Birçok şirketın üzerin- de çalıştığı bu teknolojide çok ıleri- de olduklanrıı belirten Beko Genel Müdürii Eyüfc>oğlu, geleceğin tekno- lojisi olarak tsnımlanan yeni televız- yon konusun<ia şunlan söyledr *Bu tekvizyon büyûk olasılıkla en erken 2007 yıhndan itibaren piyasa- ya çıkacak. ÇTünkü bunun için sade- YOĞUN SÎPARİŞ ALDILAR - Toplam 1650 metrekarelik Beko standında özeUikle LCD televizyonlanndan oluşturulan 'LCD VVaH' (LCD duvan). Koç Holding Dayanıkh Tüketim %e İnşaat Grubu Başkanı Bülent Bulgurlu (solda) ve Beko Elektronik Genel Müdürü Yağa Eyüboğlu. IF.Vda yoğun şekilde sipariş aldıklannı açıkladılar. ce televizyonlann değil, yayın istas- yonlannın da yeni teknoloji)e uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bununla gözlük olmadan 3 boyutlu canlı tele- \izyon yayını seyretmek mümkün olabilecek. Aynca fiyaüar da uygun olacak." Beko'nun IFA'da sergilediğı ürün- ler arasındayeni özellıklerle donatıl- mış tüplü televizyonlann yanı sıra plazma, LCD, HDTV ve IDTV'lenn ön planda tutulduğunu ifade eden Eyüboğlu, dıjıtal yayıncılıkta da li- derlık hedefini sürdürmeyi amaçla- dıklannı bildirdi. Koç Holding Dayanıklı Tüketım ve Inşaat Grubu Başkanı Bülent Bulgur- lu da kuruluşun Çin, Rusya ve Hindis- tan gibı büyük pazarlardakı hedefle- ri ile ilgili bilgiler verdi. Bulgurlu, Koç Holding Dayanıklı Tüketim ve înşaat Grubu Başkanı Bülent Bulgurlu, Rusya'da 9-10 milyon dolarlık yatınmla gelecek yılm ortasmda TV üretimine başlayacaklannı, Hindistan'da da Ar-Ge merkezi kurma hazırlıklan olduğunu açıkladı. Ge merkezi kurmayı planladıklarmı söyledi. Bulgurlu, 'bakir' bir pazar olarak nitelendirdiği Rusya'da Arçelik arazi- si üzerinde inşaatına başlanan tesisin gelecek yıl faaliyete geçeceğini açık- ladı. Beylikdüzü'ndeki Beko fabrikasın- dan 500 bin adetlik tüplü televizyon üretim kapasitesüıi Rusya'ya taşıya- caklannı dile getiren Bulgurlu, 7 mil- yon adetlik TV pazan olan Rusya'da ilk aşamada 500 bin adetle başlayacak üretimin 1 milyon adede çıkanlması- nın planlandığinı, Koç Holding olarak Rusya pazannı iyi bildiklerini, aynca Rusya'dan BDT ülkelerine ıhracatpo- tansiyelinin çok yüksek olduğunu be- lırtti. Çin'in yanı sıra Kuzey Afhka ve renkli televizyona yeni yeni geçilen Hindistan'ın hedefpazarİar olduğunu belirten Genel Müdür Eyüboğlu ise yılda halen 15 milyon adet siyah be- yaz televizyonun satıldığı bir pazar olan Hindistan'a Türkiye'deki kapa- sıtenin bir kısmmı kaydıracaklannı açıkladı. Bulgurlu ve Eyüboğlu'nun verdiği bilgilere göre, Beko Elektronik geçen yıll. 1 milyar Avro ciro yaptı. Bu ra- kamın 750 milyon Avro'su ihracattan sağlandı. Bu ihracat rakamının yüzde 95 'ten fazlası Avrupa ülkelerine satış- tan kaynaklandı. Geçen yıl 275 bin ziyaretçüıin gez- diği IFA 2005'e bu yıl 40 ülkeden 1.050 şirket katıhyor. Şirketler fuar boyunca yaklaşık 2.4 milyar Avro de- ğerınde sipariş bekliyorlar. Beko'nun bu fuardan beklediği si- pariş ise 110 milyon Avro civannda. Bunlan izleyen takıp sipanşleri ile birlikte bu rakamın 150 milyon Av- ro'ya çıkması bekleniyor. Rusya'da 9-10 milyon dolarlık yatı- nmla gelecek yılm ortasında TV üre- timine başlayacaklannı ve Hindis- tan'da da Ar-Ge merkezi kurma hazır- lıklan olduğunu açıkladı. Bulgurlu, Koç Dayanıklı Tüketim Grubu'nun 5 yılda Çin'e 100 milyon Avro'luk sa- tış hedefledıklenni belirtırken Hın- dıstan'ı da hem yerel bir ortakla üre- tim yapmayı hem de ülkedekı yazılım olanaklanndan favdalanarak bir Ar- HAFTALÎK YAYIML ANACAK Makro Ekonomi gazetesi bugün piyasada Ekonomi Servisi - Ekonomi yayvncıhğı yeni bir gazete kazarach. 24 sayfahk Makro Ekonomi gazetesi bugün piyasaya çıktı. Haftalık gazete, pazartesı günleri yayımlanacak ve yurt çapında önemli bayiilerde bulunabilecek. İlk sayısı "V1M Masaüstü" ekıyle birlikte piyasaya çıkan gazetenin fiyatı 1 YTL. Makxo Ekonomi'ye Yahya Ankan, Ömer Benokan, Kamil Duman. Nazif Ekzen, Akın E\Ten, thsan Feyzit>eyoğlu, Vecdi Seviğ, Servet Taşdelen ve Bülent Soylan yazılanyla katkıda bulunacaklar. ASO'nun 'Sektör Analiz Toplantılan', üretimin önündeki problemleri ortaya koydu Ankarah sanayicinin 5 sorunuANKARA (AA) - Ankara Sana- yı Odası (ASO), 3-5 Haziran 2005 tarihleri arasında Kızılcaha- mam'da düzenledıği "Sektör Ana- Bzi ToplanülarTnın sonuçlannı ıçeren bir rapor hazırladı. Rapor- da, Ankara sanayısindeki sorun- lar 5 anabaşhk altında toplandı. I Bürokrasi. mevzuat: Bü- rokrasi, mevzuat \e kamu pohtıkalan başlığı altında gruplandınlan sonınlann önemli bir kısmının vergi oranlan ve vergi mevzuatına ilış- kin olduğu belirtılen raporda, özellıkle vergi mevzuatının kar- maşıkhğı konusunda sıkıntılar ya- şandığına değinildi Vergi mevzuatı ile ilgili bir dı- ğer sorunun ise zaman zaman çı- kanlan vergi ve sigortaaflan vebu aflann yarattığı adaletsizlik oldu- ğuna dikkat çekilen raporda. bu tür uygulamalann yükümlülükle- nnı zamanında yenne getıren sa- nayıcinın bir anlamda cezalandı- nlması anlamı taşıdığına dikkat çekıldı. 2 Finansman, üretim ve pazariama: Raporda, sana- yıcilerin en önem verdikle- ri sorunlardan bınnın kali- te altyapısına ilişkin oldu- ğu, küresel rekabette \ e hatta iç pi- yasadaki rekabette de bırçok sek- törde üretilen urünlerde behrli bel- gelere sahıp olmanın artık bir zo- runluluk olduğuna dikkat çekıldi. Bu tür belgelendirme yapmaya yetküi bir Türk şirketinin bulun- mamasının bu alandaki önemli so- runlardan bınsi olduğuna işaret edilen raporda, Türkiye'deki bir diğer sorunun ise yeterli sermaye birikiminin sağlanmaması olduğu belirtildı. 3 Haksız rekabet-.Türki- ye'nin en önemli sorunla- nndan binnin kayıt dışı eko- nomi olduğu ifade edilen ra- porda. günümüz koşullann- da işletmelenn kâr marjlannın ol- dukça düştüğü. faaliyet dışı gelır- lennin ise yok denecek sevıyelere indığine işaret edıldı. Böyle buor- tamda kaliteh mal üreten, kayıt içinde çalışan ışletmeler ne kadar verimli çalışırlarsa çalışsınlar, ka- liteden ödün veren, kayıt dışı çalı- şan ışletmeler kadar fiyatlanyla oy- nayamadıklanna dikkat çekilen ra- porda. tüketicilenn daha kalitesiz, ama uygun fiyattan satılan ithal mallara yöneldiği belirtildı. 4 Işverene ilişkin sorunlar: Raporda sana>ıcilenn eğıtim eksıklığı konusuna da deği- nıldı. Bu eksıkliğın bazen ül- ke kavnaklannın heba edil- mesine neden olduğu, bazen de kı- sa vadelı duşünen, aldığı kararlann sonuçlannı muhakeme edemeyen sanayicilerin hem ülke sanayisine hem de sektöründe faaliyet göste- ren diğer Fırmalara zarar verdiğine voırgu yapılan raporda, iş sahipleri ve yöneticilerine yöneticilik eği- timlerin, odalann ve ilgili kuruluş- lann desteği ile arttınlması gerek- tiği belirtildi. 5 İnsan kaynaklan: Türki- ye'nin en önemli avantajı- nın, dınamik ve genç nüfu- su olduğu kaydedilen ra- porda, ancak bu özelliğin, iyi yönetilmemesi halınde bir soru- na dönüşeceğine işaret edildi. Mes- leki liselere devamın teşvik edil- mesi ıstenen raporda, bunun sana- yideki eğitimli işçi sorununun ken- diliğinden çözülmesıne katkıda bu- lunacağı kaydedildı. ANKARAPAZARI \AKUP KEPENEK İşveren Taşeronlaşıyor'sa! Işverenlerin taşeronlaşmakta olduğu görüşü, sol çev- relerden değıl, ülkenin en buyük işveren örgütü olan TOBB'nın Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'ndan geldi. Ülke- mizin ışverenlennin, giderek, kendi işlerini değil, yabancı sermaye sahiplerinin verdiği işi yapan bir özellik kazan- makta olduğunun bundan daha doğru bir açıklaması ve buna bağlı uyarısı yapılamazdı. Girişimci; adı üstünde, kendı işinı yapandır. Eğer bir ülkenin işverenı, başka ülkelerin işvereninin ta- şeronu oluyorsa, o ülkede bir toplumsal sınıfın yok oluş süreci yaşanıyor demektır. Bu, önemsenmesi değil, çok çok önemsenmesi gereken bir süreçtir. Çünkü ülke, üre- tim sürecınin en önemli etmenlerinden birinden yoksun kalmaktadır. Böyle bir gidiş, ülkenin üretim olanaklannın genişleme- si bıçimınde özetlenebilecek olan sermaye bırikımı, büyü- meve gelışme süreçlerinin durağanlaşmasını, giderek ge- rilemesıni de birlikte getirir. Üretim olanaklannın genişle- mesı, geniş kapsamlıdır; yalnızca bına, rnakine ve araç- gereç sağlanmasıyla yeni işyerleri açılmasını içermez. Bun- dan daha önemli olarak, çalısanlann üretken n'rteliğinBn eğıtim ve ışbaşında deneyim ile güçlenmesini; işin öTgüt- lenmesinı; bınkimın kurumlaşmasını veteknolojikyenilik- len de ıçenr. İşveren taşeroniaşmaa; bütün bu konularda da taşeronlaşmayı kaçınılmaz kılar. Bunun eski adı sömür- geleşmeydi; yeni adı da küresetleşme oluyor. • • • Son haftalarda, "solcuiar" ya da "devletçiler" değil, ül- ke sanayiinin önde sözcüleri hükümete çok önemli uya- nlar yapıyor; uyantannı arttınyor ve yoğunlaştınyor. Sanayıcıler, ana başlıklanyia "ZtrıaJ g/rdı kullanımtnın art- masının yeriı gırdi üreten sanayı kuruluşlannı kapanma noktasına getirdiğini; bir sanayı toruma planı yapı/rnaa gerektiğini; gûmrüklerde daha sıkı denetimle sanayi gir- di dışalımınm enge/lenmes/ gerektiğini" vurguluyorlar (Dünya, 19 Ağustos). Yillardır, bu ülkenin sanayıleşmesmi gereklı gören kişi ve kuruluşlaria birlikte, yaptığımız uyanlann, bu kez, doğru- dan doğruya, Tanıl Küçük-lstanbul; Nejat Koçer-Gazi- antep; Tamer Keskin-Ege Bölgesi ve Umit Özgümûş- Adana gıbi sanayileşmenin görelı olarak önde olduğu it- lerin oda başkanlanndan gelmesi, sanayının bir kınlma noktasi yaşamakta olduğunu kanıtlıyor. Çeyrek yüzyıldır uygulanmaktaolan "dtşa açılma" politikasının olumsuz so- nuçlan yaşanıyor, sanayici, "Bıçak kemiğe dayandı" diye çığlık atıyor. Doğrusu, sanayide çok ağır biryapısal sıkın- tı yaşanıyor. Sanayiciler, aslındaTOBB Başkanı'nı doğru- luyor, bir uzun dönemli gelişme bakışının yokluğunun bir sonucu olarak, ülke sanayisı ağır bir yara alıyor. • • • Sanayiciler, çözüm olarak da, uygulanmakta olan para ve kur polrtikalannın değiştinlmesini, faizlerin düşürülme- sini, YTL'nin yabancı paralar karşısında değerinin düşü- rülmesini belırtiyorlar. Belırtilmesı gerekır kı bu tür parasal ilaçlar, yalnızca gü- nü kurtann ağnyı keser; ancak nedenleri çok daha derin olan hastalığı iyileştırmez. Sanayı için kalıcı çözüm, hiç za- man kaybetmeden, teknolojıkyenilığe dayalı, kapsamlı ve uzun dönemli bir ekonomık gelişme programının oluştu- rulmasıdır. Bu gerekliliğin artıkyaşamsal olduğunun anla- şılması zorunludur. Fıkrayı bilırsimz. Temel mezar taşına şu satıriann yazıl- masını istemiş: "Hastayım dedum, hastayım dedum, Inanmadiniz; ba- kin ne oidi?" Yıllardır yazıp söylediklerimizi bugünterde sanayiciler söylüyor iyi de buna inanıp inanmamak, yalnc hükümete mi kalryor? Bu toplumun üretim olanaklannın geliştirilme- sini isteyen kesimlerinin sesi neden çıkmıyor? İşçi sınrfının örgütleıi olan sendikalar nerede? Sermaye, sendikalanyok etmiş olmasın? Yoksa onlar da mı taşeronlaştı? yakupkepenek06@hotmail.com NBnszBMmaKURLJuy (M 1 ».BDDolan 1 \vustral\aDolan 1 Danımarka Kronu 1 Euro 1 lagılız Sterhnı ! lsMçre Frangı 1 îs>e\ Kronu 1 Kanada Dolan 1 kıneuDman 1 N'orveç Kronu 1 Sud Art> Rjvalı luOJapon Yeni 1 Yeni israıl Sekelı DflVİZ H% 13325 10184 0 22429 I6"28 24484 1 0823 ö 17900 1 1248 4 5255 0 21434 035636 12141 13389 10251 0 22539 16809 2.4612 10893 018086 11299 4 5851 021579 0 35700 122.22 s EFEITİF M 13316 1.0137 022413 1.6716 24467 10807 017881 11206 44576 0 21419 0.35369 12096 0.28912 um1.3409 1.0313 0.22591 1.6834 24649 10909 018128 1.1342 4.6539 0.21629 0.35968 1J268 030394 DÜNYA. EKONOMİSÎNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA ergin.yildizogluagmail.com Son günlercJe, Bush yönetiminin, Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan'a bakı- şında olumlu yönde bir değışıklığın oldu- ğuna ilişkin haberlere bakarak "Nasıl ya- ni?" diye dü^ünüyordum. Başbakan'ın VVall Street Journal'daki yazısını okuyun- ca cevabımı t>uldum. Bu yazı hükümetin, Bush yönetim inin Irak politikasını kayıtsız şartsız desteWedi^|ini beyan ediyor. Bu beyanatın. ABD halkının giderek Bush yöneti;minin Irak politikasından uzaklaştığı, s-avaş karşıtı muhalefetin or- talama vatandaşın desteğini almaya, bü- yük medyada yankı bulmaya başladığı, Irak-vietnam karşılaştırmalannın yoğun- laştığı, savaşan malıyetinden, çıkış strate- jisinin yokluğ»undan şıkâyet edildiğı, Fu- kuyama'nın Bush hukümetınin dış politi- kasını Irak bağlamında şiddetle eleştirdi- ği (The New York Times, 31/08) bir dö- nemde yapılrnış olmasıysa aynca ilgınç. Adeta batan çjemıye binmekte ısrar eden "hevesli bir ^olcu" var karşımızda. Hadi hayırlısı... Sadakat b-cyanı glbi bir ;ey Başbakan, VVSJ'deki (Dışişleri'nin üslu- bundan ziyacde Bush yönetiminin söyle- mini anımsatan) yazısına, "yeni Irak ide- aline bağlı olduğumuzu* açıklayarak baş- lıyor. Diğer bi«~ de^nşle "yeni Irak'ın" mima- n ABD'nin p«-ojesinı tümüyle benimsiyo- ruz. Başbakain, Irak'ın toprak bütünlüğün- den yana olcrluğjmijzu vurguluyor. Ama ya ABD'nin "Irak ideali" içinde, Irak'ın par- çalanma olasılığı da varsa... öyle ya, ABD yönetiminde egemen neo-con ekip için- de birçok (örneğin American Enterprise Instituteten John Yo'nun Los Angeles Tımes'daki, ABD'nin Irak'ı bir arada tut- mak için boşuna para harcadığını, kan döktüğünü ileri sürdüğü yazısındaki gibi), israilli dış politika uzmanı, Irak'ın parça- lanmasının kaçınılmaz olduğunu söylemi- yor mu? Başbakan'ın yazısında, Irak'taki direni- şe hiç değinilmiyor. ABD politikasına kar- şı çıkanlannın "terohzm". "teröristler" kav- ramlanyla kapsanmış olmasıysa çok dü- şündürücü. Başbakan'ın "Türkiye, ana müttefikiABD'nin Irak konusundaki endi- şelehni anlıyor. Biz ABD'nin Irak'ta de- mokrasi ve istikrar yönündeki çaba/arını destekliyorvz" sözleri de Türkiye'nin ABD'ye verdiği özel önemi, bağlıiığı vur- guluyor. Bu arada Başbakan, Iraklı subay- lan (nerede?) eğittiğimizi de anımsatıyor. Başbakan yazısıyla, ABD'nin Irak'a de- mokrasi ve istikrar getirmekte olduğuna ilişkin, Bush yönetiminden başka dünya- da hiç kimsenin kabul etmediği, ABD mu- hafazakâr kesimlerinde bile inandıncılığı kalmayan, Fukuyama'nın hatalı bir dış po- litika olarak gördüğü bir tezi benimsediği- nı belirtmiş oluyor. "Bütün zorluklara rağ- men siyasi geçiş süreci yolunda gıdiyor. Diyalog ve uzlaşı kültürü tedricen yerleşi- yor. Irak, seçilmiş bir geçiş hükümetine sahip. Iraklılararasında siyasi süreç veye- Nasıl Yani? mden yapılanma- nın eşzamanlı ola- rak ılerletılmesi konusunda da geniş bir fıkirbirli- ği mevcut" sapta- malarıysa insanın aklına bilimkurgu romanlannı getiri- yor. Başbakan bun- dan sonra yazısı- na, adeta bu sa- dakate karşı Irak pastasından pay ister gibi. yapabi- leceğimiz katkılan anlatarak devam ediyor ve Irak'ın biriiğinin stratejik bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak bitiriyor. Ya bu stra- tejik (uzun dönerrıde yaşamsal) zorunluluk yerine gelmezse durumdan nasıl bir görev çıkacak acaba? Yeni Irak ideali Başbakan dahayazısının ilk paragrafın- da "son ikiyılda Irak'ta herşeyin drama- tik birşekilde değiştiğini... Irak toplumu- nun tûm kesimlerinin güvenlik, istikrar ve nezih bir gelecek için mücadele verdiği- ni" vurgulayarak ilginç bir saptamada bu- lunuyor. Saptama ilgınç, çünkü Irak'ın iş- gal atında ol- duğunu, bir türlü bastırı- lamayan bir direnişin var- lığını, ülkenin ekonomik altyapısınm imha edildi- ğini.kimitah- minlere göre 100 bin Iraklı sivilin öldü- ğünü, ölme- ye devam et- tiğini gör- mezden geliyor. Ben de acaba Başba- kan'la aynı gezegende mı yaşıyoruz diye düşünmeden edemiyorum. Geçen iki yıl içınde Irak acımasızca ta- lan edildi, edilmeye de devam ediyor. Da- ha bırkaç hafta önce Seattle Times'daya- yımlanan kapsamlı bir araştııma, ışgalle birlikte Irak'ın müzelerınin nasıl soyulduğu- nu, hâlâ soyulmaya devam edildiğini, bu konuda yetkılılerın hıçbir şey yapmadığını yazıyordu. Araştırma kurumu Foreign Policy İn Fo- cus'un akademisyenlerinden Antonia Juhasz'ın 14 Ağustos'ta Los Angeles Ti- mes'dayayımlanan bir araştırması da bü- yük ABD şirketlerinin daha şimdiden Irak'a girerek bir ekonomik bağımsızlık olanağını ortadan kaldıracak biçimde var- lıklannı ele geçirmeye başladığını aynntı- lı bir biçimde aktanyordu. Irak'ın yeniden inşası süreci de tam anlamıyla bir talana dönüşmüş durumda. Bremmer döne- minde 150 ABD şirketine toplam 50 mil- yar dolarlık (Irak GSMH'sinin iki katı) iha- le verilmiş. Bunun 11 milyan Cheney'nin şirketi Hall\burton'a gitmiş. Yeni anayasa Irak'ı, petrol kaynaklan da dahil tümüyle satışa açıyor. ingiltere İşçi Partisi eski ba- kanlanndan Michael Meacher de 12 Ağustos tarihli The Times gazetesindeki yorumunda Irak'ta özelleştiımelerle ilgili ne kadar üzgün olduğunu, ülkenin ABD çokuluslu şirketlerinin eline geçmekte ol- duğunu yazıyordu. Geçen ay The New York Times ve Knight Ridder'da yayımlanan iki araştır- ma, iki yıldır Irak'ta yaşanan sürecin ka- ranlık yüzlerine ışık tuttu. NYTde Daniel Bergner, "Diğer Ordu" başlıklı aynntılı araştırmasında, Irak'ta ABD kaynaklı 80- 100 arast özel güvenlik ve hizmet şirketi- nin, en az 25 bin kiralık askerin (bir baş- ka araştırma 50 bin diyordu), 50-60 bin de "silahsız" sivil görevlinin bulunduğunu ak- tardıktan sonra, işin ilginç yanı, bu oluşu- ma kimin izin verdiğinin, kimin bu kiralık askerlerin ve sivillerin etkinliğini denetle- diğinin belli olmadığını belirtiyordu. Bu ki- ralık askerlerden ABD ve Avrupalı otanlar günde 400-700 dolar ücret alıyorlarmış. Şili gibi azgelişmiş ülkelerden gelenlerse 40-170 dolar {!). Knight Ridder'daki araş- tırma ise Pentagon'un Irak'la ilgili silah ihalelerinde en az 1 milyar doların hesa- bının verilemediğini, paranın kayıp oldu- ğunu aktanyor. Vietnam Savaşı'nı yaşamış, halen Na- tional Geographic'te çalışan emektar ga- zeteci Levvis Simons'ın Washington Post'ta iki savaşı karşılaştınrken aktardı- ğına göre 1962-64 döneminde Vıet- nam'da 392 Amerikan askeri ölmüş. Irak savaşında iki yılda ölen askerlerin sayısı 1800'ü geçti. Vietnam Savaşı ABD'ye sa- bit fıyatlarla 600 milyar dolara mal olmuş. Eğer Irak savaşı altı yılda biterse maliyeti 700 milyan bulacak, kimi uzmanlar 1 tril- yondan söz ediyorlar. Reuters'a göre, Irak'ın ortalama aylık maliyeti çoktan Vi- etnam Savaşı'nın aylık maliyetini aşmış. Bu ortamda, Vietnam gazisi, bol madal- yalı Senatör Hagel, Irak'ı Vıetnam'aben- zetirken kamuoyu yoklamalan Amerikan halkının Bush yönetimine, savaşın gerek- liliğine güveninin azaldığını gösteriyor. Irak'ta ölen askerlerden birinin annesi Cindy Sheehan'ın savaşa karşı kampan- yaya katılması, sıradan Amerikalılann kampanyaya ilgisini arttırmış. Bir Was- hington Post/ABC anketine göre halkın yüzde 53'ü Sheehan'ın yaptıklannı des- tekliyormuş. Işte Başbakan Erdoğan böyle bir kon- jonktürde ABD'ye sadakat beyanında bu- lunuyor. Acaba neden? Gündemde ne vaı dersiniz? t
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle