Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 EYT.ÛL 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET
JliJvvliN \_J1Y1X ekonomi@cumhuriyet.com.tr
Almanlann en köklü markası Grundig'i satın aldıktan sonra ayağa kaldıran Koç Grubu, Berlin'de liderliğini ilan etti
ÜçboyutluTV'de zaferBeko'nun
Türk şirketi Beko. Berlin'de açılan 45.
Uluslararası Elektronik Fuan'nda, yeni
markası Grundig'le dünyanın en büyük
elektronik şirketlerinin geliştirmek için
yanştıklan canlı yaymlan 3 boyutlu
gösterebilen televizyonun tanıtımını yapıyor.
Yeni teknoloji ile gözlük kullanmadan üç
boyutlu görüntü alınabilecek. Verici sorunu
çözüldükten sonra en erken 2007'de piyasaya
çıkacak yeni TV'lerin fiyatı da uygun olacak.
Beko ve Grundig standlan. sergilenen yeni
teknoloji ile Almanlann gözdesi oldu.
FATMAKOŞAR
BERLİN - Artık bir uluslararası
marka haline gelen Türk şirketi Be-
ko, Almanya" nın başkenti Berlin'de
açılan ve 7 Eylüre kadar sürecek
olan 45. Uluslararası Elektronik Fu-
an'nda (IFA), bir süre önce bünye-
sine kattığı Gnındig şirketi ile tekno-
lojidekı zaferinı ilan etti. Beko, sek-
tördeki en büyük yemhk sayılan can-
lı yayınlan 3 boyutlu gösterebilen te-
levizyonun tanıtımmı yapmaya baş-
ladı. Dünyamn en büyük şirketlen-
nin bir an önce gelıştırmek için ya-
nşnklan yeni teknolojinin, en erken
2007 yılından itıbaren piyasaya çıka-
nlabileceği belirtiliyor. Bu arada
Gnındig markası ile üretilen üç bo-
yutlu televiz^yonlann sergilendığı
250O metrekarelik Gnındig standına
Almanlar da fcüyük ılgi gösterdı.
IFA'da yer alan Beko AŞ standm-
da düzenlenen basın toplantısında
Koç Holding Dayanıklı Tüketım ve
Inşaat Grubvm Başkanı Bülent Bul-
gurlu, Beko Elektronik Genel Mü-
dürü YağEEyüboğju \e dığer üst dü-
zey yöneticiler, Beko \e Beko'nun
geçen yıl satın aldığı Gnındig' in he-
defleri konusıonda açıklamalarda bu-
lundular.
Verilen bilgilere göre Ar-Ge'si
A\
r
usturyah 3 D firması tarafından
gerçekleştiril en bu yeni ürünle can-
lı yayınlar 3 D gözlüğü olmadan iz-
lenebilecek. Birçok şirketın üzerin-
de çalıştığı bu teknolojide çok ıleri-
de olduklanrıı belirten Beko Genel
Müdürii Eyüfc>oğlu, geleceğin tekno-
lojisi olarak tsnımlanan yeni televız-
yon konusun<ia şunlan söyledr
*Bu tekvizyon büyûk olasılıkla en
erken 2007 yıhndan itibaren piyasa-
ya çıkacak. ÇTünkü bunun için sade-
YOĞUN SÎPARİŞ ALDILAR - Toplam 1650 metrekarelik Beko standında özeUikle LCD televizyonlanndan
oluşturulan 'LCD VVaH' (LCD duvan). Koç Holding Dayanıkh Tüketim %e İnşaat Grubu Başkanı Bülent Bulgurlu
(solda) ve Beko Elektronik Genel Müdürü Yağa Eyüboğlu. IF.Vda yoğun şekilde sipariş aldıklannı açıkladılar.
ce televizyonlann değil, yayın istas-
yonlannın da yeni teknoloji)e uygun
hale getirilmesi gerekiyor. Bununla
gözlük olmadan 3 boyutlu canlı tele-
\izyon yayını seyretmek mümkün
olabilecek. Aynca fiyaüar da uygun
olacak."
Beko'nun IFA'da sergilediğı ürün-
ler arasındayeni özellıklerle donatıl-
mış tüplü televizyonlann yanı sıra
plazma, LCD, HDTV ve IDTV'lenn
ön planda tutulduğunu ifade eden
Eyüboğlu, dıjıtal yayıncılıkta da li-
derlık hedefini sürdürmeyi amaçla-
dıklannı bildirdi.
Koç Holding Dayanıklı Tüketım ve
Inşaat Grubu Başkanı Bülent Bulgur-
lu da kuruluşun Çin, Rusya ve Hindis-
tan gibı büyük pazarlardakı hedefle-
ri ile ilgili bilgiler verdi. Bulgurlu,
Koç Holding Dayanıklı Tüketim ve înşaat
Grubu Başkanı Bülent Bulgurlu, Rusya'da
9-10 milyon dolarlık yatınmla gelecek yılm
ortasmda TV üretimine başlayacaklannı,
Hindistan'da da Ar-Ge merkezi kurma
hazırlıklan olduğunu açıkladı.
Ge merkezi kurmayı planladıklarmı
söyledi.
Bulgurlu, 'bakir' bir pazar olarak
nitelendirdiği Rusya'da Arçelik arazi-
si üzerinde inşaatına başlanan tesisin
gelecek yıl faaliyete geçeceğini açık-
ladı.
Beylikdüzü'ndeki Beko fabrikasın-
dan 500 bin adetlik tüplü televizyon
üretim kapasitesüıi Rusya'ya taşıya-
caklannı dile getiren Bulgurlu, 7 mil-
yon adetlik TV pazan olan Rusya'da
ilk aşamada 500 bin adetle başlayacak
üretimin 1 milyon adede çıkanlması-
nın planlandığinı, Koç Holding olarak
Rusya pazannı iyi bildiklerini, aynca
Rusya'dan BDT ülkelerine ıhracatpo-
tansiyelinin çok yüksek olduğunu be-
lırtti.
Çin'in yanı sıra Kuzey Afhka ve
renkli televizyona yeni yeni geçilen
Hindistan'ın hedefpazarİar olduğunu
belirten Genel Müdür Eyüboğlu ise
yılda halen 15 milyon adet siyah be-
yaz televizyonun satıldığı bir pazar
olan Hindistan'a Türkiye'deki kapa-
sıtenin bir kısmmı kaydıracaklannı
açıkladı.
Bulgurlu ve Eyüboğlu'nun verdiği
bilgilere göre, Beko Elektronik geçen
yıll. 1 milyar Avro ciro yaptı. Bu ra-
kamın 750 milyon Avro'su ihracattan
sağlandı. Bu ihracat rakamının yüzde
95 'ten fazlası Avrupa ülkelerine satış-
tan kaynaklandı.
Geçen yıl 275 bin ziyaretçüıin gez-
diği IFA 2005'e bu yıl 40 ülkeden
1.050 şirket katıhyor. Şirketler fuar
boyunca yaklaşık 2.4 milyar Avro de-
ğerınde sipariş bekliyorlar.
Beko'nun bu fuardan beklediği si-
pariş ise 110 milyon Avro civannda.
Bunlan izleyen takıp sipanşleri ile
birlikte bu rakamın 150 milyon Av-
ro'ya çıkması bekleniyor.
Rusya'da 9-10 milyon dolarlık yatı-
nmla gelecek yılm ortasında TV üre-
timine başlayacaklannı ve Hindis-
tan'da da Ar-Ge merkezi kurma hazır-
lıklan olduğunu açıkladı. Bulgurlu,
Koç Dayanıklı Tüketim Grubu'nun 5
yılda Çin'e 100 milyon Avro'luk sa-
tış hedefledıklenni belirtırken Hın-
dıstan'ı da hem yerel bir ortakla üre-
tim yapmayı hem de ülkedekı yazılım
olanaklanndan favdalanarak bir Ar-
HAFTALÎK YAYIML ANACAK
Makro Ekonomi
gazetesi bugün
piyasada
Ekonomi Servisi -
Ekonomi
yayvncıhğı yeni bir
gazete kazarach. 24
sayfahk Makro
Ekonomi gazetesi
bugün piyasaya
çıktı. Haftalık
gazete, pazartesı
günleri yayımlanacak ve yurt çapında
önemli bayiilerde bulunabilecek.
İlk sayısı "V1M Masaüstü" ekıyle
birlikte piyasaya çıkan gazetenin fiyatı
1 YTL. Makxo Ekonomi'ye Yahya
Ankan, Ömer Benokan, Kamil
Duman. Nazif Ekzen, Akın E\Ten,
thsan Feyzit>eyoğlu, Vecdi Seviğ,
Servet Taşdelen ve Bülent Soylan
yazılanyla katkıda bulunacaklar.
ASO'nun 'Sektör Analiz Toplantılan', üretimin önündeki problemleri ortaya koydu
Ankarah sanayicinin 5 sorunuANKARA (AA) - Ankara Sana-
yı Odası (ASO), 3-5 Haziran 2005
tarihleri arasında Kızılcaha-
mam'da düzenledıği "Sektör Ana-
Bzi ToplanülarTnın sonuçlannı
ıçeren bir rapor hazırladı. Rapor-
da, Ankara sanayısindeki sorun-
lar 5 anabaşhk altında toplandı.
I
Bürokrasi. mevzuat: Bü-
rokrasi, mevzuat \e kamu
pohtıkalan başlığı altında
gruplandınlan sonınlann
önemli bir kısmının vergi
oranlan ve vergi mevzuatına ilış-
kin olduğu belirtılen raporda,
özellıkle vergi mevzuatının kar-
maşıkhğı konusunda sıkıntılar ya-
şandığına değinildi
Vergi mevzuatı ile ilgili bir dı-
ğer sorunun ise zaman zaman çı-
kanlan vergi ve sigortaaflan vebu
aflann yarattığı adaletsizlik oldu-
ğuna dikkat çekilen raporda. bu
tür uygulamalann yükümlülükle-
nnı zamanında yenne getıren sa-
nayıcinın bir anlamda cezalandı-
nlması anlamı taşıdığına dikkat
çekıldı.
2
Finansman, üretim ve
pazariama: Raporda, sana-
yıcilerin en önem verdikle-
ri sorunlardan bınnın kali-
te altyapısına ilişkin oldu-
ğu, küresel rekabette \ e hatta iç pi-
yasadaki rekabette de bırçok sek-
törde üretilen urünlerde behrli bel-
gelere sahıp olmanın artık bir zo-
runluluk olduğuna dikkat çekıldi.
Bu tür belgelendirme yapmaya
yetküi bir Türk şirketinin bulun-
mamasının bu alandaki önemli so-
runlardan bınsi olduğuna işaret
edilen raporda, Türkiye'deki bir
diğer sorunun ise yeterli sermaye
birikiminin sağlanmaması olduğu
belirtildı.
3
Haksız rekabet-.Türki-
ye'nin en önemli sorunla-
nndan binnin kayıt dışı eko-
nomi olduğu ifade edilen ra-
porda. günümüz koşullann-
da işletmelenn kâr marjlannın ol-
dukça düştüğü. faaliyet dışı gelır-
lennin ise yok denecek sevıyelere
indığine işaret edıldı. Böyle buor-
tamda kaliteh mal üreten, kayıt
içinde çalışan ışletmeler ne kadar
verimli çalışırlarsa çalışsınlar, ka-
liteden ödün veren, kayıt dışı çalı-
şan ışletmeler kadar fiyatlanyla oy-
nayamadıklanna dikkat çekilen ra-
porda. tüketicilenn daha kalitesiz,
ama uygun fiyattan satılan ithal
mallara yöneldiği belirtildı.
4
Işverene ilişkin sorunlar:
Raporda sana>ıcilenn eğıtim
eksıklığı konusuna da deği-
nıldı. Bu eksıkliğın bazen ül-
ke kavnaklannın heba edil-
mesine neden olduğu, bazen de kı-
sa vadelı duşünen, aldığı kararlann
sonuçlannı muhakeme edemeyen
sanayicilerin hem ülke sanayisine
hem de sektöründe faaliyet göste-
ren diğer Fırmalara zarar verdiğine
voırgu yapılan raporda, iş sahipleri
ve yöneticilerine yöneticilik eği-
timlerin, odalann ve ilgili kuruluş-
lann desteği ile arttınlması gerek-
tiği belirtildi.
5
İnsan kaynaklan: Türki-
ye'nin en önemli avantajı-
nın, dınamik ve genç nüfu-
su olduğu kaydedilen ra-
porda, ancak bu özelliğin,
iyi yönetilmemesi halınde bir soru-
na dönüşeceğine işaret edildi. Mes-
leki liselere devamın teşvik edil-
mesi ıstenen raporda, bunun sana-
yideki eğitimli işçi sorununun ken-
diliğinden çözülmesıne katkıda bu-
lunacağı kaydedildı.
ANKARAPAZARI
\AKUP KEPENEK
İşveren
Taşeronlaşıyor'sa!
Işverenlerin taşeronlaşmakta olduğu görüşü, sol çev-
relerden değıl, ülkenin en buyük işveren örgütü olan
TOBB'nın Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'ndan geldi. Ülke-
mizin ışverenlennin, giderek, kendi işlerini değil, yabancı
sermaye sahiplerinin verdiği işi yapan bir özellik kazan-
makta olduğunun bundan daha doğru bir açıklaması ve
buna bağlı uyarısı yapılamazdı. Girişimci; adı üstünde,
kendı işinı yapandır.
Eğer bir ülkenin işverenı, başka ülkelerin işvereninin ta-
şeronu oluyorsa, o ülkede bir toplumsal sınıfın yok oluş
süreci yaşanıyor demektır. Bu, önemsenmesi değil, çok
çok önemsenmesi gereken bir süreçtir. Çünkü ülke, üre-
tim sürecınin en önemli etmenlerinden birinden yoksun
kalmaktadır.
Böyle bir gidiş, ülkenin üretim olanaklannın genişleme-
si bıçimınde özetlenebilecek olan sermaye bırikımı, büyü-
meve gelışme süreçlerinin durağanlaşmasını, giderek ge-
rilemesıni de birlikte getirir. Üretim olanaklannın genişle-
mesı, geniş kapsamlıdır; yalnızca bına, rnakine ve araç-
gereç sağlanmasıyla yeni işyerleri açılmasını içermez. Bun-
dan daha önemli olarak, çalısanlann üretken n'rteliğinBn
eğıtim ve ışbaşında deneyim ile güçlenmesini; işin öTgüt-
lenmesinı; bınkimın kurumlaşmasını veteknolojikyenilik-
len de ıçenr. İşveren taşeroniaşmaa; bütün bu konularda
da taşeronlaşmayı kaçınılmaz kılar. Bunun eski adı sömür-
geleşmeydi; yeni adı da küresetleşme oluyor.
• • •
Son haftalarda, "solcuiar" ya da "devletçiler" değil, ül-
ke sanayiinin önde sözcüleri hükümete çok önemli uya-
nlar yapıyor; uyantannı arttınyor ve yoğunlaştınyor.
Sanayıcıler, ana başlıklanyia "ZtrıaJ g/rdı kullanımtnın art-
masının yeriı gırdi üreten sanayı kuruluşlannı kapanma
noktasına getirdiğini; bir sanayı toruma planı yapı/rnaa
gerektiğini; gûmrüklerde daha sıkı denetimle sanayi gir-
di dışalımınm enge/lenmes/ gerektiğini" vurguluyorlar
(Dünya, 19 Ağustos).
Yillardır, bu ülkenin sanayıleşmesmi gereklı gören kişi ve
kuruluşlaria birlikte, yaptığımız uyanlann, bu kez, doğru-
dan doğruya, Tanıl Küçük-lstanbul; Nejat Koçer-Gazi-
antep; Tamer Keskin-Ege Bölgesi ve Umit Özgümûş-
Adana gıbi sanayileşmenin görelı olarak önde olduğu it-
lerin oda başkanlanndan gelmesi, sanayının bir kınlma
noktasi yaşamakta olduğunu kanıtlıyor. Çeyrek yüzyıldır
uygulanmaktaolan "dtşa açılma" politikasının olumsuz so-
nuçlan yaşanıyor, sanayici, "Bıçak kemiğe dayandı" diye
çığlık atıyor. Doğrusu, sanayide çok ağır biryapısal sıkın-
tı yaşanıyor. Sanayiciler, aslındaTOBB Başkanı'nı doğru-
luyor, bir uzun dönemli gelişme bakışının yokluğunun bir
sonucu olarak, ülke sanayisı ağır bir yara alıyor.
• • •
Sanayiciler, çözüm olarak da, uygulanmakta olan para
ve kur polrtikalannın değiştinlmesini, faizlerin düşürülme-
sini, YTL'nin yabancı paralar karşısında değerinin düşü-
rülmesini belırtiyorlar.
Belırtilmesı gerekır kı bu tür parasal ilaçlar, yalnızca gü-
nü kurtann ağnyı keser; ancak nedenleri çok daha derin
olan hastalığı iyileştırmez. Sanayı için kalıcı çözüm, hiç za-
man kaybetmeden, teknolojıkyenilığe dayalı, kapsamlı ve
uzun dönemli bir ekonomık gelişme programının oluştu-
rulmasıdır. Bu gerekliliğin artıkyaşamsal olduğunun anla-
şılması zorunludur.
Fıkrayı bilırsimz. Temel mezar taşına şu satıriann yazıl-
masını istemiş:
"Hastayım dedum, hastayım dedum, Inanmadiniz; ba-
kin ne oidi?"
Yıllardır yazıp söylediklerimizi bugünterde sanayiciler
söylüyor iyi de buna inanıp inanmamak, yalnc hükümete
mi kalryor? Bu toplumun üretim olanaklannın geliştirilme-
sini isteyen kesimlerinin sesi neden çıkmıyor? İşçi sınrfının
örgütleıi olan sendikalar nerede? Sermaye, sendikalanyok
etmiş olmasın? Yoksa onlar da mı taşeronlaştı?
yakupkepenek06@hotmail.com
NBnszBMmaKURLJuy
(M
1 ».BDDolan
1 \vustral\aDolan
1 Danımarka Kronu
1 Euro
1 lagılız Sterhnı
! lsMçre Frangı
1 îs>e\ Kronu
1 Kanada Dolan
1 kıneuDman
1 N'orveç Kronu
1 Sud Art> Rjvalı
luOJapon Yeni
1 Yeni israıl Sekelı
DflVİZ
H%
13325
10184
0 22429
I6"28
24484
1 0823
ö 17900
1 1248
4 5255
0 21434
035636
12141
13389
10251
0 22539
16809
2.4612
10893
018086
11299
4 5851
021579
0 35700
122.22
s
EFEITİF
M
13316
1.0137
022413
1.6716
24467
10807
017881
11206
44576
0 21419
0.35369
12096
0.28912
um1.3409
1.0313
0.22591
1.6834
24649
10909
018128
1.1342
4.6539
0.21629
0.35968
1J268
030394
DÜNYA. EKONOMİSÎNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
ergin.yildizogluagmail.com
Son günlercJe, Bush yönetiminin, Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan'a bakı-
şında olumlu yönde bir değışıklığın oldu-
ğuna ilişkin haberlere bakarak "Nasıl ya-
ni?" diye dü^ünüyordum. Başbakan'ın
VVall Street Journal'daki yazısını okuyun-
ca cevabımı t>uldum. Bu yazı hükümetin,
Bush yönetim inin Irak politikasını kayıtsız
şartsız desteWedi^|ini beyan ediyor.
Bu beyanatın. ABD halkının giderek
Bush yöneti;minin Irak politikasından
uzaklaştığı, s-avaş karşıtı muhalefetin or-
talama vatandaşın desteğini almaya, bü-
yük medyada yankı bulmaya başladığı,
Irak-vietnam karşılaştırmalannın yoğun-
laştığı, savaşan malıyetinden, çıkış strate-
jisinin yokluğ»undan şıkâyet edildiğı, Fu-
kuyama'nın Bush hukümetınin dış politi-
kasını Irak bağlamında şiddetle eleştirdi-
ği (The New York Times, 31/08) bir dö-
nemde yapılrnış olmasıysa aynca ilgınç.
Adeta batan çjemıye binmekte ısrar eden
"hevesli bir ^olcu" var karşımızda. Hadi
hayırlısı...
Sadakat b-cyanı glbi bir ;ey
Başbakan, VVSJ'deki (Dışişleri'nin üslu-
bundan ziyacde Bush yönetiminin söyle-
mini anımsatan) yazısına, "yeni Irak ide-
aline bağlı olduğumuzu* açıklayarak baş-
lıyor. Diğer bi«~ de^nşle "yeni Irak'ın" mima-
n ABD'nin p«-ojesinı tümüyle benimsiyo-
ruz. Başbakain, Irak'ın toprak bütünlüğün-
den yana olcrluğjmijzu vurguluyor. Ama
ya ABD'nin "Irak ideali" içinde, Irak'ın par-
çalanma olasılığı da varsa... öyle ya, ABD
yönetiminde egemen neo-con ekip için-
de birçok (örneğin American Enterprise
Instituteten John Yo'nun Los Angeles
Tımes'daki, ABD'nin Irak'ı bir arada tut-
mak için boşuna para harcadığını, kan
döktüğünü ileri sürdüğü yazısındaki gibi),
israilli dış politika uzmanı, Irak'ın parça-
lanmasının kaçınılmaz olduğunu söylemi-
yor mu?
Başbakan'ın yazısında, Irak'taki direni-
şe hiç değinilmiyor. ABD politikasına kar-
şı çıkanlannın "terohzm". "teröristler" kav-
ramlanyla kapsanmış olmasıysa çok dü-
şündürücü. Başbakan'ın "Türkiye, ana
müttefikiABD'nin Irak konusundaki endi-
şelehni anlıyor. Biz ABD'nin Irak'ta de-
mokrasi ve istikrar yönündeki çaba/arını
destekliyorvz" sözleri de Türkiye'nin
ABD'ye verdiği özel önemi, bağlıiığı vur-
guluyor. Bu arada Başbakan, Iraklı subay-
lan (nerede?) eğittiğimizi de anımsatıyor.
Başbakan yazısıyla, ABD'nin Irak'a de-
mokrasi ve istikrar getirmekte olduğuna
ilişkin, Bush yönetiminden başka dünya-
da hiç kimsenin kabul etmediği, ABD mu-
hafazakâr kesimlerinde bile inandıncılığı
kalmayan, Fukuyama'nın hatalı bir dış po-
litika olarak gördüğü bir tezi benimsediği-
nı belirtmiş oluyor. "Bütün zorluklara rağ-
men siyasi geçiş süreci yolunda gıdiyor.
Diyalog ve uzlaşı kültürü tedricen yerleşi-
yor. Irak, seçilmiş bir geçiş hükümetine
sahip. Iraklılararasında siyasi süreç veye-
Nasıl Yani?
mden yapılanma-
nın eşzamanlı ola-
rak ılerletılmesi
konusunda da
geniş bir fıkirbirli-
ği mevcut" sapta-
malarıysa insanın
aklına bilimkurgu
romanlannı getiri-
yor.
Başbakan bun-
dan sonra yazısı-
na, adeta bu sa-
dakate karşı Irak
pastasından pay
ister gibi. yapabi-
leceğimiz katkılan anlatarak devam ediyor
ve Irak'ın biriiğinin stratejik bir zorunluluk
olduğunu vurgulayarak bitiriyor. Ya bu stra-
tejik (uzun dönerrıde yaşamsal) zorunluluk
yerine gelmezse durumdan nasıl bir görev
çıkacak acaba?
Yeni Irak ideali
Başbakan dahayazısının ilk paragrafın-
da "son ikiyılda Irak'ta herşeyin drama-
tik birşekilde değiştiğini... Irak toplumu-
nun tûm kesimlerinin güvenlik, istikrar ve
nezih bir gelecek için mücadele verdiği-
ni" vurgulayarak ilginç bir saptamada bu-
lunuyor. Saptama ilgınç, çünkü Irak'ın iş-
gal atında ol-
duğunu, bir
türlü bastırı-
lamayan bir
direnişin var-
lığını, ülkenin
ekonomik
altyapısınm
imha edildi-
ğini.kimitah-
minlere göre
100 bin Iraklı
sivilin öldü-
ğünü, ölme-
ye devam et-
tiğini gör-
mezden geliyor. Ben de acaba Başba-
kan'la aynı gezegende mı yaşıyoruz diye
düşünmeden edemiyorum.
Geçen iki yıl içınde Irak acımasızca ta-
lan edildi, edilmeye de devam ediyor. Da-
ha bırkaç hafta önce Seattle Times'daya-
yımlanan kapsamlı bir araştııma, ışgalle
birlikte Irak'ın müzelerınin nasıl soyulduğu-
nu, hâlâ soyulmaya devam edildiğini, bu
konuda yetkılılerın hıçbir şey yapmadığını
yazıyordu.
Araştırma kurumu Foreign Policy İn Fo-
cus'un akademisyenlerinden Antonia
Juhasz'ın 14 Ağustos'ta Los Angeles Ti-
mes'dayayımlanan bir araştırması da bü-
yük ABD şirketlerinin daha şimdiden
Irak'a girerek bir ekonomik bağımsızlık
olanağını ortadan kaldıracak biçimde var-
lıklannı ele geçirmeye başladığını aynntı-
lı bir biçimde aktanyordu. Irak'ın yeniden
inşası süreci de tam anlamıyla bir talana
dönüşmüş durumda. Bremmer döne-
minde 150 ABD şirketine toplam 50 mil-
yar dolarlık (Irak GSMH'sinin iki katı) iha-
le verilmiş. Bunun 11 milyan Cheney'nin
şirketi Hall\burton'a gitmiş. Yeni anayasa
Irak'ı, petrol kaynaklan da dahil tümüyle
satışa açıyor. ingiltere İşçi Partisi eski ba-
kanlanndan Michael Meacher de 12
Ağustos tarihli The Times gazetesindeki
yorumunda Irak'ta özelleştiımelerle ilgili
ne kadar üzgün olduğunu, ülkenin ABD
çokuluslu şirketlerinin eline geçmekte ol-
duğunu yazıyordu.
Geçen ay The New York Times ve
Knight Ridder'da yayımlanan iki araştır-
ma, iki yıldır Irak'ta yaşanan sürecin ka-
ranlık yüzlerine ışık tuttu. NYTde Daniel
Bergner, "Diğer Ordu" başlıklı aynntılı
araştırmasında, Irak'ta ABD kaynaklı 80-
100 arast özel güvenlik ve hizmet şirketi-
nin, en az 25 bin kiralık askerin (bir baş-
ka araştırma 50 bin diyordu), 50-60 bin de
"silahsız" sivil görevlinin bulunduğunu ak-
tardıktan sonra, işin ilginç yanı, bu oluşu-
ma kimin izin verdiğinin, kimin bu kiralık
askerlerin ve sivillerin etkinliğini denetle-
diğinin belli olmadığını belirtiyordu. Bu ki-
ralık askerlerden ABD ve Avrupalı otanlar
günde 400-700 dolar ücret alıyorlarmış.
Şili gibi azgelişmiş ülkelerden gelenlerse
40-170 dolar {!). Knight Ridder'daki araş-
tırma ise Pentagon'un Irak'la ilgili silah
ihalelerinde en az 1 milyar doların hesa-
bının verilemediğini, paranın kayıp oldu-
ğunu aktanyor.
Vietnam Savaşı'nı yaşamış, halen Na-
tional Geographic'te çalışan emektar ga-
zeteci Levvis Simons'ın Washington
Post'ta iki savaşı karşılaştınrken aktardı-
ğına göre 1962-64 döneminde Vıet-
nam'da 392 Amerikan askeri ölmüş. Irak
savaşında iki yılda ölen askerlerin sayısı
1800'ü geçti. Vietnam Savaşı ABD'ye sa-
bit fıyatlarla 600 milyar dolara mal olmuş.
Eğer Irak savaşı altı yılda biterse maliyeti
700 milyan bulacak, kimi uzmanlar 1 tril-
yondan söz ediyorlar. Reuters'a göre,
Irak'ın ortalama aylık maliyeti çoktan Vi-
etnam Savaşı'nın aylık maliyetini aşmış.
Bu ortamda, Vietnam gazisi, bol madal-
yalı Senatör Hagel, Irak'ı Vıetnam'aben-
zetirken kamuoyu yoklamalan Amerikan
halkının Bush yönetimine, savaşın gerek-
liliğine güveninin azaldığını gösteriyor.
Irak'ta ölen askerlerden birinin annesi
Cindy Sheehan'ın savaşa karşı kampan-
yaya katılması, sıradan Amerikalılann
kampanyaya ilgisini arttırmış. Bir Was-
hington Post/ABC anketine göre halkın
yüzde 53'ü Sheehan'ın yaptıklannı des-
tekliyormuş.
Işte Başbakan Erdoğan böyle bir kon-
jonktürde ABD'ye sadakat beyanında bu-
lunuyor. Acaba neden? Gündemde ne vaı
dersiniz? t