23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 EYLÜL 2005 SAU 14 JVULiî. U J A kulturfacumhuriyet.com.tr SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL DT 'boz/yap'agelirmi?Cumhuriyet ilkeleri doğrul- tusunda belirlenen tiyatro an- layışının 'öz'ü şudur: Öncelik- le, Türk insanının ve toplu- munun kültür ve duyarlık zen- ginliği iletiyatrosugelişmiş ül- kelerin birikimini ve ulaştığı yazarlık/sahneleme/oyuncu- luk aşamalannı buluşturan bir sanat... Tiyatronun, dünya üs- tünde bir ulus olarak varolu- şumuzun vazgeçilmez bir bo- yutu olduğu bilincini yansıtan bir anlayıştır bu. Genç Cumhuriyet devleti, kültür ve sanat politikasını net- likle belirlemiş ve öngörülen oluşumlar adına hızlı bir alt- yapı kurmuştur: Türk Dil Ku- rumu, Türk Tarih Kurumu, Türk küitürünü araştırma gö- revini yüklenen Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi, Halkev- leri, Ankara Devlet Konser- vatuvan, Devlet Tiyatrosu... Altmışıncı yılına yaklaşan DT, kuruluşundan bu yana sürdürdüğü etkinliklerle, olumlu bir gelişim çizgisi sür- dürmüş bir kurum olarak be- lirmektedir: "OkulhT sanat- çılann yaptığı profesyonel ti- yatronun üst düzeye ulaştığı, tiyatro hizmetinin zaman için- de 10'u aşkın ilde 30 dolayın- da sahnede ve turneler yoluy- la tüm illerde ve bir dolu il- çede sürekli olarak verildiği, pek çok oyun yazanmızın ye- tişmesini sağlamış, bir başka deyişle, tiyatromuzun nıtelık ve nicelik açısından gelişme- sine birinci elden katkıda bu- lunmuş bir kurum... Konuya böyle yaklaşıldı- ğında, Türkiye Cumhuriyeti devletinin önemli bir kül- tür'sanat görevini yerine ge- tirdiği görülmektedir. Nüfu- sunun 72 miryona ulaştığı be- lirlenmiş -her açıdan eğitil- mesi gerekli miryonlarca genç kuşak insanından sorumlu- bir ülkede, devletin bu göre- vi yapmayı sürdürmesinden yana olanlardanım. Ekono- mik ve toplumsal gelişimi çok daha iyi düzeyde olan ülkeler- de de devlet, tiyatroya sahip çıkmaktadır. 'Devletin tiyatro- su' olur. Operası da, balesi de, orkestrası da, halk dans- lan topluluğu da... Tıpkı eği- Devlet Tiyatrolan bağlamında yaşanan olumsuz gelişmeler, bir yandan, bu köklü sanat kurumunun 'özerk' bir yapılanma içine girmesi gerektiğine işaret ederken, bir yandan da 'özelleştirme' ya da 'sahnelerin yerel yönetimlere bağlanması' gibi konulan bir kez daha gündeme getirmiştir. Bu ikinci tür girişimler DT'yi 'eritme' ya da 'yok etme' seferberliği anlamına gelmektedir. tim ve sağlık kurumlan oldu- ğu gibi... DT'ye seçenek var mı? Kaldı ki Devlet Tiyatrola- n'na seçenek oluşturabilecek 'özel tiyatrolar', içinde bulun- duğumuz toplumsal-ekonomik koşullar içinde varlıklannı yal- nızca megakent Istanbul'da. zorlukla sürdürebilmektedir. Bir başka seçenek olarak dü- şünülebilecek belediye tiyat- rolanna gelince... Yerel yöne- timler bu konuda çoktan sınıf- ta kalmıştır. Bugün ülke düze- yinde adı bilinen belediye tiyat- rolannın sayısı bir elin par- maklannı geçmediği gibi, bin- bir emekle kurulmuş olanlar da kimi zaman yerel yönetime egemen olan siyasal görüşle ters düşmekte, en kurumlaş- mış olanlan bile zaman zaman kriz yaşamaktadır. tyi ki Dev- let Tiyatrolan vardır. Yoksa başkent Ankara'da bile her ge- ce perdelenni açan tiyatro bul- mak zorlaşırdı. Ancak, genç Cumhuriyet devletinin belirlediği kültür politikası doğrultusunda ku- rulmuş olan Devlet Tiyatrola- n, zaman içinde 'özerk' bir ku- rum olarak yapılandınlmak yerine, bir bakanlıkyapısı içi- ne yerleştirilince, 'devlet'in kültür polıtikasının yerini 'si- yasal erk'in (iktidardakı siya- sal partinin) kültür politikası ya da kültür politikasızlığı al- mıştır. DT'nin yaşadığı her 'kriz'de 'özerklik' tartışmala- nnın gündeme gelmesinin ne- deni bu yanlış yapılanmadır. Çok paKili rejime geçişten bu yana, siyasal erk tiyatroyu çoğunlukla yalnızca kentlere yaraşan 'zararsız bir eğlence- Kk' olarak kendı haline bırak- mış, etkinliklerin egemen si-, yasal görüşe aykın düştüğü durumlarda ıse 'haddini bilme- yen' tiyatro yönetıcileri gö- revden alınmıştır. Bu neden- le, çeşıtli siyasal baskı dö- nemlennde kurum yöneticile- rine, seyirciyi güldürüp ferah- latacak oyunlar sahnelenme- si öğütlenmiş, toplumcu ti- yatro yapan özel toplulukla- nn doğru bir zamanlamayla sunduğu Brecht, Nâzım Hik- met, Aziz Nesin, Sermet Ça- ğan, Vasıf Öngören gibi kımi yazarlann oyunlan DT'de an- cak yıllar sonra sahneye çı- kartılabilmiştır. Devlet Tiyatrolan'nın bu- günkü 'hantallaşmış' yapısı da. bölge tıyatrolannın kurul- ması içüı Muhsin Ertuğrul'un yapmış olduğu girişımin, 19601ı yıllarda Meclis'te tar- tışılma aşamasına getirilmiş- ken, hiçbir zaman gündeme ahnmayışının bir sonucudur. Clke çapında bir eğitim-kül- tür-sanat seferberlığini amaç- layan Köy Enstitüleri ve Hal- kevleri'nin 1950'lerde kapa- tılmasından sonra, halkla tiyat- royu buluşturmanın bir başka yolu olarak düşünülen bölge tiyatrolan tasansımn Mec- lis'in gündemine alınmayışı sonucunda, Anadolu'da sah- ne açma görevi DT tarafın- dan üstlenilmiştir. Ertuğrurun 'bölge tiyatrosu' kavramıyla amaçladığı, yörel yetenekle- rin yetişmesini ve yöreye ti- yatro hizmeti vermesini sağ- layacak bir kunımlaşmaydı. DT'nin bugün yaptığı bölge tiyatrosu hizmeti'Ertuğrul' un öngördüğünden farkh olmak- la birlikte 'seyird' yetiştirme açısından önemlidir. 'Hantallaşma'dan kim sorumlu? Açıkça görülüyor, tiyatromu- zun hem 'vitrin'i hem de ülke boyutunda tiyatro 'havari'si ola- rak yaklaşık altmış yıldır hiç aksatmadan perde açan Devlet Tiyatrolan'nın nicel gelişimini sağlıklı bir altyapı üstüne yer- leştirmek için ortaya konan hiç- bir çaba sonuçlandınlmamış- tır. (Oysa zaman içinde bir do- lu yasa tasansı hazırlanmıştır.) Artık 'hantaDaştığı' için eleşti- rilen yapısından sorumlu olan, sanki gerekli yasal düzenleme- leri zamanında yapmayan 'si- yasal erk' değilmiş gibi kurum, yıllardır 'özeHeştinne' ve/ya da Anadolu'daki 'sahne'lerin ye- rel yönetimlere bağlanması gi- bi yollarla 'küçültülmek', da- ha doğrusu 'parçalanmak' is- tenmektedir. 'Özel tiyatro'la- nn yaşadığı zorluklar ve yerel yönetimlerin tiyatro hizmeti vermede yıllardır çoğunlukla 'yaya kalmış' olduklan gerçe- ği anımsandığında, bu tür giri- şimlere DT'yi 'eritme' ya da 'yok etme' seferberliği olarak da bakılabilir. Devlet Tiyatrolan'nın 'özdkş- tirilmesi' ya da 'yerel yönetim- lere bağlanması', 'devlet'in yıl- lar içinde kurumlaştırdığımn 'siyaset' elıyle yıkıhnası anla- mına gelir. Tiyatro sanatı gi- bi, malzemesi 'zoryetiştirileıı insan' olan bir alan için Sahim' bir oluşum sayıhnalıdır... ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ'NDEN DUYURU 2005-ÖSYS EK YERLEŞTİRME 1. 2005 öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) sonuçlanna göre 2005-2006 öğ- retim yılı için yükseköğretim programlanna ek yerleştirme işlemleri öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nce (ÖSYM) yapılacaktır. 2. 2005-ÖSYS yükseköğretim programları ek yerleştirme kontenjanla- rına başvurabilmek için (a) 2005-ÖSS'ye başvurmuş olmak, (b) li- sans (Tablo-4) ve yüksek meslekokulları (Tablo-3A, Tablo-3B) prog- ramları için 2005-ÖSYS'de, başvurulan önlisans ve açıköğretim programlan için öngörülen ÖSS puan türünde 160.000 veya daha fazla ÖSS puanına; başvurulan lisans programları için ise, öngörülen puan türünde 185.000 veya daha fazla OSS puanına sahip olmak, (c) 2005-ÖSYS merkezi yerleştirme sonunda açıköğretimin konten- jansız programları dışında hiçbir yüksek öğretim programına yerleş- memiş olmak, (d) ek yerleştirmede Tablo-4, Tablo-3A ve Tablo- 3B'den tercih edilen yükseköğretim programının 2005-ÖSYS mer- kezi yerleştirme sonunda oluşan en küçük puanına eşit veya daha yüksek bir Y-ÖSS puanına sahip olmak gerekmektedir. 3. 2005-ÖSYS'de sadece sınavsız geçiş için başvuran adaylardan açı- köğretimin kontenjansız programlan hariç bir yükseköğretim progra- mına yerleşmemiş olanlar, 2005-ÖSYS ek yerleştirmeye aynı za- manda başvuracaklar ve tercihlerini aynı Ek Yerleştirme Başvurma Formu üzerinde göstereceklerdir. Bu adayların kendi alanlannda ter- cih edebilecekleri programlar sadece Tablo-3A'da yer almaktadır. 4. Tablo-3A, Tablo-3B, Tablo-4 ve ek yerleştirme kurallanna ilişkin bilgi- ler 2005-ÖSYS Ek Yerleştirme Kılavuzu'nda yer alacaktır. 5. Lise mezunları ek yerleştirme için Tablo-3A'da yer alan önlisans programlannı da tercihleri arasında gösterebilecekleri ve ilgili yasa gefeğince meslek lisesi mezunlanna öncelik tanınmak koşulu ile yer- leştirilebileceklerdir. 6. 2005 yılında özel yetenek sınavı ile öğrenci alan yükseköğretim programlanna kesin kayıt yaptırmış olanlar da 2005-ÖSYS ek yer- leştirmeye başvurabilirler. 7. Yükseköğretim programları ek yerleştirme kontenjanlarına başvur- mak isteyen adaylar, 4.00 YTL (4.000.000 TL) karşılığında 2005- ÖSYS Yükseköğretim Programlarına Ek Yerleştirme Kılavuzu ve Başvurma Formu'nu 3-7 Ekim 2005 tarihlerinde ÖSYM Sınav Mer- kezi Yöneticiliğinden alacaklardır. Adaylar, kılavuzda belirtilen esas- lara uygun olarak dolduracakları Başvurma Formu ile 8.00 YTL (8.000.000 TL) ek yerleştirme ücretinin ilgili bankaya yatırıldığını gös- teren banka dekontunu bu süre içinde ÖSYM Sınav Merkezi Yöneti- ciliği'ne teslim edeceklerdir. Adaylann bu ücreti yatırmak için banka- ya sadece TC Kimlik Numaralarını vermeleri yeterli olacaktır. Posta ile Merkezimize gönderilen Başvurma Formları işleme alınmayacak- tır. 8. 2005-2006 öğretim yılında ek yerleştirme kontenjanlarına merkezi yerleştirme işlemleri, 20O5-ÖSS Öğrenci Seçme Sınavı Kılavuzu, 2005-ÖSYS Yükseköğretim Kurumlan ve Kontenjanları Kılavuzu ile 2005-ÖSYS Yükseköğretim Programlarına Ek Yerleştirme Kılavu- zunda belirtilen esaslara göre yapılacaktır. ÖSYM BAŞKANLIĞI Israillde düzenlenen ilk engelliler sanat festivali yann başlayacak Yüzde 100 saııat brail'de EMRE ERDEM 28 Eylül-1 Ekım tanhleri arasında tsrail'in Tel Avıv kentinde yapılacak Yüzde 100 Art Fes- tivali, bu ülkede düzenlenen ilk engelliler sanat festivali. Dans, müzik, resim, sinema, tiyatro alanında emek veren engelli sanatçılann tek bir dilde, sanatlanyla konuşacağı bir festival. Otuzu aşkın ülkenin katılacağı etkinliğin en kalabalık topluluğu Türkiye Özürlüler Derneği Başkanı FariıkOztimur'un başkanlığındaki Türk delegasyonu. Festhale Türkiye'den katılanlar arasında yer alan modern dansın seçkın adı Gülüm Pekcaa Adam Ben- jamin ile bırükte engellilerle bir modern dans gösterisi MuammerKetencoğhı gerçekleştirecek. Muammer Ketencoğlu Top- luluğu Balkan ve Klezmer müzıklenyle sesle- nirken Diyarbakır Işitme Engelhler Folklor Ekibi yöresel danslardan örnekler sunacak. Engelli sanatçılann çalışmalannı sunacağı fes- tivalde atölye çalışmalan ve açık oturumlann yanı sıra engelli yönetmenlerin kısa filmleri de yanşacak. fik Israil Engelli Sinemacılar Festi- valı'nde gösterime girecek filmler. festivalin kapanış gecesinde ödüllendirilecek. tsrail Kül- tür Ataşesi Batia Keinan festivale Türidye'nin yoğun katıhmından dolayı çok memnun olduğunu, bu- nun ıkı ülke arasındaki dostluğu pekiştireceğini, sanatın ve kültürün insanlan kaynaştıracağını söylüyor. ILK GÖSTERİM BUGÜN 19.30'DA Tbren 9 Ekim'de 'YakınAda Uzak Ada Burgazada' Kültür Servisi - Nedim Ha- zar'ın senaryosunu yazıp yönet- tiği 'Yakın Ada Uzak Ada Bur- gazada' adh belgeselin ilk gös- terirni bugün saat 19.30'da Bil- gi ÜnK'ersitesı Dolapdere Yerleş- kesi'nde yapılacak. 30 Eylül'de saat 20.30'da da NTV'degöste- rilecek olan belgeselin müzikle- ri Motion Trio, Zoe Tiganouria ve SabahatAkkirazunzalı. Bel- geselde tiyatro sanatçısı Cüne\t Türel ve tilbe Saran gibi oyun- culann yanı sıra Emilios Eden. Akkiraz, Ermeni asıllı tiyatrocu Bercuhi Berber\-an gibi sanatçı- lar da rol alıyor. Cüneyt Türel 1974'te kazandığı bursla gittiği Londra'da, Kıbnslı Rumlann iş- lettigi bir otele yerleşirken görev- li kendısine gerçekten otelde ka- hnak isteyip ıstemediğini sorar. Dönem, Kıbns harekâtı döne- midir. Türk pasaportlu ınsanla- ra otelde pek sıcak bakılmamak- tadır. Bir süre sonra kapısı çah- nır. Türel "kim o", diye sorar. Mükemmel birTürkçeyle. "Ben Emilios Yorgos Eden'im, Bur- gazh bir Rumum" diye yanıtlar kapının arkasındaki ses. Eden ile Türel'in arasındaki 30 yılı aşkın dostluk böyle başlar. Daha son- ra yollar aynlır. Birbırlerinin izi- ni kaybeden iki dost, 1 -2 yıl ön- ce karşılaşır. Türel, eşi Tilbe Sa- ran'dan dolayı artık Burgazada- lı, babası SaitFaik'in yakın dos- tu ve doktoru olan Emilios ise Ati- na'da saygın bir ressam ve şair ol- muştur. Film bu dostluğu ve 60'lı yıllardan başlayarak Rumlann yerine Burgazada'ya yerleşen 20 ayn etnik ve dini topluluk arasın- daki yaşamı anlatıyor. Troya Medya'nın yapımını üstlendiği belgeselin gösterimi ücretsiz ola- cak. (0 211662 04 68) 'Cevdet Kudret EdebiyatÖdülü' Günhan Kuşkanat'ın Kültür Servisi - Şiir, roman, öykü, de- neme-inceleme-araştırma ve tiyatro dallannda her yıl dönüşümlü olarak verilen Cevdet Kudret Edebiyat Ödü- lü'nün bu yılki sahibi belli oldu. Sa- dık Aslankara, Nursel Duruel, Konur Ertop, Fe\za Hepçffingirler ve Osman Şahin'den oluşan 'Öyidi' dalı seçici kurulu. 2005 Cevdet Kudret Edebiyat Ödülü'nü, 'KışLeylekleri' adlı kitabı ile Günhan Kuşkanat'a verdi. Seçici kurul, kitabı ödüle değer görme ge- rekçelerini şöyle açıkladı: "Ozgün bir duyoş ve algı dünyasmuı, insana, insan üişkilerine. havata, \arotaışa iliş- kin sarsıcı sorgulamalarm üriinü olan öyküler, oturmuş biçemi ve ustahkh kurgusuyla ödüle değer görülmüşrür." 9 Ekim'de TÜYAP Kitap Fuan'nda yapılacak olan ödül törenini Ayda Aksel sunacak. Törende Nursel Duru- el'in yöneteceği, Murat Belge, Murat Gülsov ve Ayfer Tünç'un konuşmacı olarak katılacaklan 'Savaş ve Edebi- ^ YAH ODASI SELEVI tLERl 4B<îm1910 Behçet Necatigil'in saptayımıyla, "YeniŞi- ir"\ hazırlayan Cahrt Sıtkı Tarancı 4 Ekim 1910 tarihinde Diyarbakır'da doğmuş. Cahit Sıtkı ismiyle ilk kez bir radyo progra- mındatanıştığımı hatırlıyorum. Dahası, bu ha- tırlayış benim için gün günden alevli, özlemli bir hatırlayış. Ortaokulabaşlamıştım. Istanbul'un güzel bir akşamıydı. Dolmuşta. Radyo açık. Spiker, Ca- hrt Srtkı'nın babasına yazdığı bir mektubu oku- yor. Şairliğin meslekten sayılamayacağına üzül- müş babaya, oğul, içindeki sesi ve derin ar- zuyu durduramadığını, şiiryazmadan yaşaya- mayacağını söylüyordu. Çarpılıp kalmıştım. Işte ben de hemen yann böyle bir mektup yazacak; öyküler, romanlar yazmak isteğimi açıkça duyuracaktım! Sanki başım dönüyordu. Sanki çıkış yolunu bulmuş- tum! Bir mektup her şeyi çözümleyecekti... Sonra, muhakkak ki, "Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder", dizesi. Benden önceki kuşağı da enikonu etkilemiş. Handiyse hergünkü haya- tımıza karışmış bir dize. Cahit Sıtkı'nın şiiri bence hep hayal kırıklığı- nın şiiri gibi yaşadı. Aslında aylak olmak iste- yen kişinin şiiri; ne var ki, aylaklık, Anadolu Ajansı mütercimliğinde, Toprak Mahsulleri Ofi- si çalışanlığında daima ezik düşüyor. Birtakım takım elbiseli, kravatlı, belki siyah kolluklu me- murun arasında görür gibiyim şairi. Ziya Osman Saba da o içli şiirinde öyle gör- memiş midir? Aylak gezenin, düşünce ve duyguda bilen- mişliğine, bireyin kıstırılmışlığı, o, soğuk ve resmi toplumun birömek insanlan karışır. Şiir, hülyasında isyankâr, yaşayıştnda derli toplu bir insanın sözleri olup çıkar. Akşam vakti, Ab- bas'tan çilingir sofrası ama, sabah aynı sıkı- düzen... Yirmi altı yaşındayken söylenmiş şu unutul- maz dize, bıkkınlığı ve yorgunluğu, hep o ay- lak yaşayış isteğiyle iç içe dile getiriyor: "Alıştığımız bir şeydi yaşamak." Kim bilir kaç kez ben de kendi kendime tek- rarlayıp durdum, dizeye sığındım... Ziya Osman Saba'ya yazılmış, bütün bir şi- ir sanatın ı kaleme getiren Ziya'ya Mektuplar*ı sık sık karıştırdım ve sayfalar arasındaki yol- culuğumdan hep hoşnut kaldım. Mektuplar, hele Saba'nın baştaki "Cahit'le Günlerimiz" yazısı, şiire duyulmuş büyük bir sadakati bugün de söylüyor. Ders kitaplanmı- zın daracık kalıplarından kurtulduğumuzda, bu eser ve baştaki anı yazısı, genç insanlara okutulsa, bütün bir şiir, edebiyat sevgisi öyle sanıyorum ki kendiliğinden doğar... "Yolculuk sanırsın Issız deniz gibi." Bu iki dize de benimle hep birlikteydi. Git- mek, boyuna gitmek isteği. Sonra da bunun bir sanı olduğunu anlamak... Ama, Cahit Sıtkı'nın en sevdiğim dizesini "Son Yaz Akşamı" öyküme saklamıştım: "Aşk, dostluk!.. Hepsi dökülüryapraklari" Ne vardı bu dizede, öylesine iç yakan, öyle- sine yitirilmiş. "Son YazAkşamı "ndan sonra da benimle ya- şadı. Durup dururken, ya da, dönüp baktığım- da geçmişe, denizlerin uğultusuna karışmış. Fazladan okuryazar geçinenlerimiz, Cahit Sıtkı dendi mi, dudak bükerler. Necatigil'in Ye- ni Şiir'i hazırlayan imza olarak onu anması her nedense unutulur. Cahit Sıtkı beylik şiirleryaz- dı demeye getirilir. Baudelaire işin içine ka- rıştırılır. Şiirlerindeki virgüllerden, noktalardan, noktalı virgüllerden gizli bir istihzayla söz açıl- dığına da tanık oldum. Yaşasaydı, doksan beş yaşında olacaktı. Fakat şiiri gerçekten sevdirmek istiyorsanız, hâlâ onun eserinden başlayabiliriz... Öneriler: Kitap I Merhaba Anadolu, Halikarnas Balık- çısı, Bilgi Yayınevi, 1980. Verdi'nin 'Requiem'i • Kültür Servisi - Dokuz Eylül Üniversitesi Senfoni Orkestrası (DESO) ve Alman Konser Korosu 8 Ekim günü saat 21.00'de Efes Antik Tiyatro'da bir konser verecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ve Kardeş Kentler Kuşadası-Marl Belediyeleri işbirliği ile 'Kuşadası Özürlüler ve Özürlü Dostu Kent Projesi' yaranna Kuşadası Lions Kulübü tarafindan düzenlenen dinletide Giuseppe Verdi'nin 'Requiem'i seslendirilecek. Armin Klaes'in şef olarak katılacağı konserin solistleri Aytül Büyüksaraç (soprano), Tevfik Rodos (bas), Şebnem Algın (mezzosoprano), Şenol Talmlı (tenor). K00P-C ZONGULDAK'TA Kültür gezüerine yeniden başb>onız. 30 Evlûi. 1-2 Ekım 2005 günlennde •VENİCE-ZONGLLDAK gezısınde buJuşalun 2 gece 3 gundüz kjşı başına 125 -YTL Gezi tztencesi 30 Ejlül Cuma afcşamı Yemce de akşam >emeğı \e evlerde konaklanıa, 1 Ebm. sabah kah\alnsı \e sabah sohbetı. Öğİen. Zonguldak'a gıdış. serbe&t ogle yemeğı ve kent gezısı, (Gokgöl Mağarası. FıKos Anük K.entı. Maden Ocaklan Galen gezılen ı 2 Ekım, sabah kah%alîısı. Zonguldak keot ıçı geztsu serbest öğle yemeğı. Saat 13.00 PANEL ÖZELLEŞTtRME VT TÜRKİ^'YE ETKÎLERİ Onırum Vönelıcısı Sönraez TARGAN" Açıh} Konuşması Erol SAR1AL ıZonguidak ^DD Şube Bş.) Konuşmacılar CHP Zonguldak MılleHekılı. KİT Konus>onu Üyesı Harun AKTS CHP Zonguldak Milletvekılı N«dir SARAÇ DSP Ankara Eskı MıllefteLıh Tayfun İÇLİ Cumhun>etGazelesı Yazan Prof Dr Tflrkel MlNtBAŞ Gencl Maden-U Sendıkası Genel Başkanı. Turk-lş Genel Teşkılatlandınna Sekrelen-Çeti» .\LTUN Yer Genel Maden tşçılen Sendıkasu Şemsı Denızer fConferaos Saloou HareketSaatı 30 E>lül. Cuma Saat 13 00 încırlı Çarşı (Bo>Tier) Magazası önü Saat 13 30 Takaım AKM (önü) Saat 14 00 Kadıkö> E^lendırme Daıresı >anı Daha genı> bılgı ıçm lütfen aşagıdakı numaralan aravınız Tel: (0212) 514 18 08 -~<W 0532 325 85 90 e-posta: koop_c(& yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle