Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎAYFA CUMHURİYET 13 EYLÜL 2005 SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
EVET / HAYIR
3KTAY AKBAL
Inday'ın 'Aydın'ı
Engüzel, endoğru "aydın" tanımını MelihCev-
Jet Anday yapmış... 21 Mayıs 1995'te... "Melih
Zevdet Anday kimi aydın sayar? Aydının donanı-
nı ve tavn nasıl olmalı" sorusunu şu sözlerle ya-
ııtlamış:
"Benim anladığıma göre aydın dogmaları tak-
nayan adam demektir, kendisine öğretileni tak-
rtayan... Bu da, özgür kafa demektir. Aydın sa-
iece bir bilgi birikimine sahip olan değildir, kafa-
n özgüriüğe bırakmak demektir/'
Bir süredir "aydın" sözü, tartışması gazete sü-
•unlannı, TV efcranlannı doldurmakta!.. Aydınlar
gitti, Başbakaı*rVa görüştü. Aydınlar gitti Lozan'da
Tieydan okudu. Aydın gücü, aydın birtikteliği, ay-
dın düşüncesı, aydın bağımsızlığı^ydın kafası,
aydın özgürtüğü!.. r
.
Geçengün, "Aydınsözünden çokürkerim"de-
miştim. Tartışılması zor bir kişi sayılıyor aydın! De-
diği tartışılmaz, karşısına çıkanı konuşması, bilgi-
si, tutumuyla susturur! Böyle bir güç!.. Nedeni de,
lyice okumuş yazmış, birçok okullar bitirmiş, dil-
ler öğrenmış olması. Sen onun karşısında suspus
olacaksın, olmalısın!..
Melih Cevdet biraydındı elbet. Hem de "Ben ay-
dınım" demeyen gerçek bir aydın... öncedüşün-
ce özgürtüğüne sahip, bu özgürlüğü hep savun-
muş bir şair, bir yazar, bir düşünürL Işte nice ki-
tap, niceyazı...
Insana saygılı olan, kafası özgür bir ınsan ay-
dın olmaya ayak atmış, demektir. Sonra kendisi-
ni aşması gerekir. Kendisıni aşmak ne demek? Ken-
disine öğretilenlen aşmak demektir.."
Anday'ın tanımına uyan bırkaç aydın adı saya-
bilirseniz, ne mutlu size. önce bir düşünmeli, biz-
de aydınlar belli kulüplenn, belli akımlann savunu-
culan olmaktan ileri gidebilmişter mi? Kendi dar ben-
liklerini aşabilmişler mi? Zor karşısında yanlış ya-
salar, iktidariar karşısında, önemli çıkariar karşısın-
da özgüriüklerini koruyabilmışler mi?
Melih Cevdet Anday'ı yitirelı yıllar geçtı. Zaman
hep geçer! Ama kımılerine hıç dokunmaz. Okuruz
yazdığını, onu aramızda buluruz. Sanki dün aynl-
mışız, yann buluşacağız! Kırk mı, elli mi, Anday'ı
tanıyalı, seveli, söyleşilerinden yararlanalı, tartış-
malanndan, öfkesinden, dostluğundan...
Şu günlerde yaşasa ne derdi günümüzün baş ko-
nusu aydının sorununa? Aydınlarımızın bildiriler
yayımlamasına, gidip hükümetle ortak buluşma-
larına, böylesıne darmadağınık olmalanna, birbir-
lerine ters düşmelerine, kimılennın çıkar peşinde
koşmalanna; ülkenin çıkmazdan çıkmaza ıtıldiğı şu
günlerde bir aydınlık, birgüven, bir umut yaratma-
malanna!..
"Uyuyamayacaksın I Memleketinin hali I Senı
seslerie uyandıracak I Oturup yazacaksın I Çün-
kü sen artık o sen değilsin I Durmadan seslerala-
cak I Sesler vereceksin I Düzelmeden memleke-
tin hali I Gözüne uyku gıremez ki I Uyuyamaya-
caksın I Bir sis çanı gibi gecenin içinde I Ta gün
ışıyıncaya kadar IVakur metin sade I Çalacaksın."
Işte, Sevgili Melih Cevdet Anday'ın, sizin, benim,
özleminı çektiğimiz, beklediğımiz, istedığimiz ay-
dın!..
Cumhuriyet
K İ T A P L A R I
ANILAR
"Bir Cumhuriyet Kızı'
Müşerref Hekimoğlu
"Anılar" gazetecıhğe adanmış bir yaşamın ıçınden gerçelder,
Gazetecılıği "meslek" olarak dü^unenlere "j-o/ harilası"
Türktyv'nin 1950sonraM yaşadiğı "değiıimin"yönü venıtelığı
hakkmda açıklayıcı tespıtler. Hepsı>le bırlikte aynı zamanda.
"BİT Cumhuriyet Kızının Anıları"
Anısı Önünde saygı ve san karanfıllerle efiıhyonsz
N«zifEKZEN
M«lnı . Tsrtocoğı Cod No 39/41 Coğoioglu İSTAHSUL - Tıi 0212 514 01 H
^ıtn : Ishidol Csd Zımbıılc Sok. 4/1 Tokum-ISTANBUl - Tel 0212 2S2 33 I I
. »Wwt W«on Hc 125 Kor 4 lakonlıkkır-AKKARA T»i. D312 419 50 20
Liselerin 4 Yıla Çıkanlması Çözüm mü?
Bugün ülkemizde 79 çeşit lise var. Her lise ayn nitelikte eğitim uyguluyor.
Aynı türde olsa bile yoksul bölgelerde çeşitli eksiklikleri olan liselerin nitelikleri
düşüktür. Genel liselerin oranırun yaklaşık yüzde 65, meslek liselerinin oranının
ise yüzde 35 olduğunu, bunun tersi olması gerektiğini de unutmayalım.
MllStafaGAZALCI/femz/ıA/v. TBMMMtl Eğ Kom Üy.
• • nümüzdeki öğretim yılından
O
başlayarak liseler dört yıla çıka-
nldı. tlk bakışta bu karar olum-
lu gibi geliyor insana... Çocuk-
lanmızın daha uzun süre eğıtil-
mesi iyi bir şey, ama konuya yakından ba-
kıldığında Milli Eğitim Bakanhğı'nın (MEB)
son yıllardakı birçok uygulaması gibi bu
kararın da altyapısı yok. Yetennce tartışılıp
hazırlığı yapümamış. Işin kolayına kaçılmış.
Her şeyden önce 4 yıla göre yeterlı ders-
lik, öğretmen, ders araç-gereci var mı, ders
programlan buna göre hazırlandı mı? Bu ka-
rarla birlikte çocuklanmız daha nitelıkli bir
eğitim alabilecekler mi? Yoksa bundan ön-
ce olduğu gibi çogu okulda ikilı öğretim, ka-
labalık sınıflar, öğretmen, ders araç-gereç
eksikliği sürüp gidecek mi?
12 yıllık zorunlu eğitime geçilmeden tek
başına liselerin dört yıla çıkanlması, eğirim-
de fırsat ve olanak eşitliğini bozmuştur. Bi-
lindiği gibi lise zorunlu eğitim arasında de-
ğildir. Çocuklann büyük bir bölümü ılköğ-
retimden sonra çeşitli nedenlerle liseye gi-
demez. Örneğin milli eğitim kayıtlanna gö-
re 2004 yılında 1 milyon 136 bın 448 çocuk
ilköğretimi bitirmiş bunun 973 bın 475'i li-
selere kaydolmuşrur. Önceki yıllann verile-
rinden yola çıkarak bu sayının yaklaşık 200
bininın mezun olmadan okuldan aynlacağı-
nı dabelırtmek gerek. Aynca liseye gıdeme-
yen çocuklann büyük bir bölümünü kız ve
yoksul aile çocuklan oluşturmaktadır.
Bu yıl Ortaöğretim Kurumlan Öğrencı
Seçme ve Yerleştirme Sınavına (OKS) gı-
ren 703 bin 534 adaydan 192 bin 62 aday
asıl olarak, 39 bin 455 öğrenci de görüşme
(mülakat) hakkı kazanmıştır. Yatılı bir lise-
yi kazanamayan yoksul aile çocuklannın
bir bölümü ise belki de hiçbır liseye kaydı-
nı yaptıramayacaktır. 2005 yılı ÖSS sonuç-
lanna göre 1 milyon 613 bin 436 adaydan
yalnız 378 bin 730 kışı önlisans ve lısans
programlanna yerleşmeye hak kazanmıştır.
Bunun da 171 bin 326"sı önlisans, 229 bın
264'ü açık öğretim, geri kalanlar ancak 4
yıllık fakültelere girebilmıştır. Lise son sı-
nıftan başvuran 691 bin 893 adayın 193 bin
164'ü yani yüzde 29.9'u üniversitelere gi-
rebılmış. 1900 okul binncisiaçıktakalmış-
tır. Bu sonucu 21 Ağustos 2005 tarihli ki-
mi gazeteler "Genel liselerin iflasT. "1900
okul birincisi açıkta" başlığı altında ver-
miştir.
Bugun ülkemizde 79 çeşit lise var. Her li-
se ayn nitelikte eğitim uyguluyor. Aynı tür-
de olsa bile yoksul bölgelerde çeşitli eksik-
likleri olan liselenn nitelikleri düşüktür. Ge-
nel lıselenn oranının yaklaşık yüzde 65.
meslek lıselennin oranının ise yüzde 35 ol-
duğunu. bunun tersı olması gerektiğini de
unutmayalım.
Aynca köylerde lise yoktur. Okumak is-
teyen çocuklann ılçe ya da il merkezine gıt-
mesı gerekir. Aılesinin ekonomik durumu
iyı değilse ıstese de çocuk ilçe ve il merke-
zine gıdemez. Kalacak yer, beslenme. baş-
ka gıderleri karşılamak kolay değildir.
1999 yılındayapılan 16. Milli Eğitim Şû-
rası'nda (MEŞ) ortaöğretımın yeniden ya-
pılanması, zorunlu eğitımin 12 yıla çıkanl-
ması karan alınmıştı. MEB bu karan yıllar-
dır uygulamamaktadır. 12 yıl zorunlu eği-
tim karan alınmadan liselenn tek başına
dört yıla çıkanlması ılköğretımden sonra çe-
şitli nedenlerle eğitim dışında kalan çocuk-
lara haksızlıktır. Anayasamızda belırtılen
sosyal devlet anlayışına aykındır.
Yapılması gereken ortaöğrenmi bir bütün
olarak düşünmek, meslekı teknık eğitime
ağırlık vererek lise çeşitliliğinı azaltmak,
ıkıye hatta teke ındırmek, çok programlı li-
selen arttırmaktır. Okul öncesınden ılk ıkı
yılı da katarak lise eğitiminı zorunlu eğiti-
me almaktır.
MEB niçın 12 yıllık zorunlu eğitim ka-
ran almıyor. Kaynak yetersızlığmden mi?
Pek sanmıyoruz... 8 yıllık kesıntısiz zorun-
lu eğitimın kaynağı nasıl yasası hazırlanır-
ken yaratıldıysa 12 yıllık zorunlu eğıtimin
de kaynağı bir biçimde yaratılırdı. Bızce
asıl neden öğretim bırlıği konusudur.
AKP 8 yıldır kör topal işleyen kesintisiz
8 yıllık zorunlu eğitimin bırlığini bir türlü
ıçine sındıremedi. Kuran kurslanyla. kad-
rolaşmayla, başka uygulamalarla ilköğretı-
mın bütünlüğünü bozdu.
Hele yaz aylannda yasa, kural hiç tanın-
mıyor. İlköğretımin her sınıfındaki çocuk-
lar, özellikle kız çocuklan bütün camilerde
Kuran kursuna gidiyor. Devlet Bakanı Sa-
yın Mehmet Aydın'ın bir soru önergemıze
verdiği yanıta göre bütün camılerde, yaz
Kuran kursu açılırken 4344 Kuran kursun-
da sürekli eğitim yapılmaktadır.
12 yıllık zorunlu eğitim karan alınırsa
programlannın dörtte biri dinsel eğitim olan
ımam hatip lıselennin (ÎHL) durumu gün-
deme gelecek. Ortaöğretim yeniden kesin-
tisiz olarak yapılandınhrsa dinsel eğitim
verilen programlar kendiliğinden kalkacak.
îmam-hatiplik mesleği de yükseköğretıme
yükseltilecek. Sorun çözülecek Ama amaç
imam ve hatıp yetiştümekten çok. ülkenın
eğitim yapısını dınselleştirme. öğretim bır-
liğrnı bozmak oluncabir türlü çözüm bulu-
namıyor.
Iktıdann 12 yıllık zorunlu eğitime dıren-
mesinın nedenlerinden biri de Kuran kurs-
lanna ilginın azalacağından çekinmesıdir.
Normal olarak Kuran kurslanna ilköğreti-
mi bitırdikten sonra gidılmektedir. Nasıl 8
yıllık kesintisiz ılköğretım yasası çıktıktan
sonra liselere kayıt kendiliğinden arttı, Ku-
ran kurslanna ılgı azaldıysa, 12 yıllık zo-
runlu eğıtım yasalaştığında da çocuk, aile-
sinın etkisinden büyük ölçüde kurtulacak,
gerçekten ıstıyorsa Kuran kurslanna kendi
ıradesiyle gıdecektır.
ÇYDD Genel Başkanı Sayın Türkan Say-
lan 13.8.2005 tanhinde Cumhunyet'te ya-
yımlanan "Sen Kızsın_ Okucan da N'olu-
cak(!)" adlı güzel. duygulu yazısının bır ye-
nnde şöyle diyor'
"Kız-erkek aynmı yapıhnadan her çocu-
ğun, en doğal insan hakkı olan eğitim hak-
kından ve eğrtünde nrsat eşitliğinden yarar-
lanması için, kim olursak olahm çaba gös-
termeli, okuUaşmamış hiçbir çocuk, okula
gönderibnemiş tek kız kalma>ana dek birer
seferberfik neferi gibi alışmahyız!" Sayuı
Saylan gerçekten çok haklı. Hepimız bütün
çocuklanmızın laik ve bılımsel eğitünden
geçırilmesi için canla başla çalışmalıyız.
Ama herkesten önce bu iş, ortamı yarat-
mak, seferberlik yapmak Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın, hükümetın ışidır.
Bakanlığın aldığı kararlar. 4 yıllık lise
uygulamasında olduğu gıbı fırsat ve olanak
eşıtliğine aykın olursa okullaşma oranı yük-
selir mi?
12 yıllık zorunlu eğitime geçilmeden tek
başına liselenn 4 yıla çıkanlması ortaöğre-
tımde, ünıversıtelerde yaşanan nıtelik soru-
nuna çözüm getırmeyecektir.
Beyoğlu'ndaki Ekonomik Fırsatlar
Evren ÖZUS - Vedia DÖKMECİ
-1. stanbul'da, 1980'lerden sonra
I ulaşım ve Uetişim teknolojile-
X rinin gelişmesi, ekonomik ye-
niden yapüanma ve dolayısıyla
globalleşme, şehirmerkezininye-
niden yapılanmasuıda etkili ol-
muştur(Dökmedvd, 1993). Bu
süreçte, 1985'te Beyoğlu Güzel-
leştirme ve Koruma Derneği'nın
kurubnası ve 1986'da Beyoğlu
Koruma Planı'nın yapılması
önemli rol oynamış ve Beyoğlu
öncü ilçe olmuştur 1988'deTar-
labaşı Caddesı'nrn genışletılme-
siyle trafık sorununun çözülme-
si ve 1990'da Istiklal Caddesı'nin
yayalaştınlması, binalann resto-
rasyonunu hızlandırmıştır. 2003 'te
metro bağlanhsrrun sağlanması
ve 2004"te "FVanaz Sokağı'' gi-
bi genış çaplı restorasyon çahş-
malan Beyoğlu'nun fiziksel, sos-
yal ve ekonomik canlanmasını
doruğa çıkarmıştır. Öyle ki, Be-
yoğlu'nun yan sokaklanndan bi-
rinde, 7 yıl önce 100 bin dolara
sahn alınan bir bina, 100 bin do-
larlık bir restorasyon mahyetin-
den sonra bugün 1.5 milyon do-
lara müşteri bulabilmektedir. Söz
konusu değer artışı. dünya çapın-
da dikkat çekebüecek bir gehşme-
yi götermektedir. Bu başanya ula-
şılmasında, alınan önlemlerin ya-
nı sıra Beyoğlu'nun son derece
zenginbırtanhı dokuya, Boğaz'a
ve Halıç'e bakan geniş manzara-
h yamaçlara sahip olması, doğal
ve kültürel zengınliklen de büyük
rol oynamıştır.
Bu gelişme sonucunda. bölge-
de yoğunluk gösteren düşük ge-
lır gruplannın yenni orta v e \iik-
sek gelir gruplan almaya başla-
mıştır. Beyoğlu, özellikle sanat-
çüann, akademisyenlerin, mimar
ve yazarların çoğunlukla rağbet
ettiklen bu- semt halıne gelmıştır.
Bu gizil gücü (potansiyelı) ile
ulusal ve uluslararası yatınmcıla-
nn ilgisinı çekmektedır. Böylece
bir zamanlar Istanbul'un en zen-
gin semtlerinden biri olan Beyoğ-
lu, eskisi kadar olmasa da, sosyo-
ekonomik bakımdan kalkınma
yolundadu-. Her geçen gün artan
konut fıyatlan ile dikkat çeken
Beyoğlu'nda binalann ve çevTe-
sel özelliklerinin fıyat üzerinde ne
denli etkılı olduğunun araştınl-
ması önem taşımaktadır. Bu kap-
samda, Beyoğlu konut alanlann-
dan, içinde bulunduklan kentsel
süreç, ekonomik yapı. sosyo-kül-
türel yapı. mekânsal özellikler.
taşınmaz (gayrimenkul) pazan-
nın eğilimleri ve çalışmanın me-
kânsal bütünlüğü kriterlen göz
önüne alınarak, Boğaz'a bakan
yamaçlarda konumlanan tanhı
konut alanında inceleme yapıl-
mıştu". Analizlerde, konutun \e
konutun bulunduğu bınanın yapı-
sal özellikleri, binanrn bulundu-
ğu komşuluk bırirninin özelükle-
n. çevresel özellikler, bölgedekı
binalann yaşadığı işlevsel (fonk-
siyonel) değışim ve çevrede ya-
pılan yendeme çalışmalanna ilış-
kın etmenleri kapsayan değişken
gruplar ıncelenmıştir.
Anahzler sonucunda, Beyoğlu
tarihi konut alanlannda, konut sa-
tış fıyatlannda etkili rol oynayan
etmenlenn etki sırasına göre; gö-
rünüm (manzara) genışliği, bina
yapı tıpi, bınadakı boş daire sa-
yısı, sanayi tesislenne uzaklık,
buıa kat sayısı ve ısı izolasyonu-
nun varlığı olduğu belirlenmiş-
tir. Analizlerde dönüşüm süreci-
ni ifade eden değişkenlerin, ko-
nut fıyatı üzerindekı olası marji-
nal etkılerinin, öbür değişkenle-
rin ve özellikle yapısal değişken-
lerin baskısı altuıda kaldıgı göz-
lenmiştir (Özus, 2005).
Istanbul'un önemli tarihi ko-
nut alanlanndan biri olan Beyoğ-
lu'na ilişkin elde edilen bulgular,
taşmmaz sektörü aktörlerine, ye-
ni yarınmlann yer seçimi karar-
lannda, yatınm tipinin belirlen-
mesinde ve değerleme çalışmala-
rında, pazann mevcut durumunu
göz önüne alarak satış fiyatının
belirlenmesı aşamasında yön gös-
terebılu
1
. Sahip olduğu tüm gızü
güçler (potansiyeller) ile, konut ya-
tınmınnı tüm kullanımlanna va-
nıt \erebılen Beyoğlu'na ilişkin
elde edilen bilgiler. özellikle ta-
şınmaz sektöründe yer alan şırket-
lerin ve dönüşüm süreci yaşanan
bölgelerdekı yetkı organlannın
karar verme sürecinde etkili ola-
bıhr.
Beyoğlu" nda yaşanan dönüşüm
sürecinin başansı, Istanbul'un sa-
hip olduğu öbür eşsız güzelhkte-
ki tarihi semtlerin gelişme güçle-
ri açısından çok ıyı bır öraektir.
19. yüzyıldakı modernizasyon
denemelerinın Be>
r
oğlu'ndakıba-
şansuıdan sonra öbür ilçelerdeki
uygulamalannın başanya ulaştı-
ğını unutmamak gerekir (Dök-
meci ve Çırao, 1990). Ancak bu
gelişmelerin Beyoğlu'nda oldu-
ğu gibi sosyal, fiziksel ve işlev-
sel (fonksiyonel) açılardan sağhk-
h yapılacak koruma ve canlan-
dırma projelerine dayandınhna-
sı zorunludur.
Kaynaklar:
Dökmeci, V ve Çıraa, H, 1990
Tarihsel Gelişim Sürecinde Beyoğ-
lu, Türkrye Turing ve Otomobıl Ku-
rumu Yayınları, Istanbul.
Dökmeci, V, Dûlgeroğlu, Y. ve
Berköz, L, 1993. îstanbul ŞehirMer-
kezi Transformasyonu ve Büro Bina-
lan, Lıteratür Yayınları, îstanbul
Özus, E, 2005 Dönuşıım Yaşanan
Tarihi Alanlarda Konut Fiyatlanm
Etkileyen Faktörlerın Analizi- Be-
yoğlu Örneği, Doktora Tezi, İTÜ,
Fen Bilımleri Enstıtüsü, îstanbul.
PENCERE
Saaattnrnnm.
Apartımana kapıcı alınacaktı, ikinci katın sahibi
Hüsamettin e yetki verilmişti, birisi başvurdu..
Bizimki ardı ardına sormaya başladı:
- Adın ne?
- Kaç yaşındasın?
- Askerliğını yaptın mı?
- Eğitim durumun?
- Evli misin?
- Daha önce nerelerde çalıştın?
- Sağlık durumun?
- Sabıkan var mı?
Hüsamettin Bey'in ahret sorulan bitmiyordu...
Şakadeğıl, bu işın sonundasorumlulukyatıyor,
apartımanı emanet ettiğın adamı tanıyıp bilecek-
sin!..
•
Herkesin bildiği gibı bu işler artık kurallara bağ-
lanmıştır; ama, belge melge, sıcil micil, tanık ma-
nık, torpil morpil de yetmez; kimi hangi göreve yer-
leştıriyorsun, neyi kime emanet ediyorsun, ülke-
nin temel kurumunu yetkisıne, tapusuna, egemen-
liğine, sorumluluğuna havale ettığin kişınin sabı-
ka kaydı nedir?..
Sokaktan önüme ilk çıkan sıradan, umarsız, ıl-
gisiz, avare kılıklı bırini çevirdim, sordum:
- Telekom ne?
Alnı buruştu, gözlen kısıldı, kekeledi:
- Vallahı, dedı, 'tele' deyınce aklıma telgraf, te-
lefon, telsiz gibi şeyler geliyor; 'kom' deyince iyi
çıkaramıyorum, ama sanınm komünıkasyon di-
yorlar, telli telsiz, sesli sessiz, haber maber, istih-
barat mistihbarat her şey bu çuvalın içine giriyor-
muş...
Dedim kı:
- Üstüne bastın, kaldır ayağını!.
•
AKP Hükümeti 'Telekom'u Oger'e satmış...
Oger kım?..
Cumhuriyet'te manşetten cumartesi, pazar gün-
len verilen ıki uzun 'haberyorum'öa Oger'in -ya
da Ogerler'in- kimler olduğu gözler önüne dökül-
dü...
'Oger Telekom'u kuran Refık el Hariri'de yok
yok!.. Suudi Arabıstan vatandaşlığından tut 'yeşil
sermaye' tezgâhı sayesinde, Lübnan Başbakan-
lığına dek ne istersen var!.. Bir yandan petrol pi-
yasasında fînk atarken öte yandan Ortadoğu sa-
vaşlannda yıkılan binalann yapımında ihale kap-
mak ıçın inşaat şırketien kuruyor, kısa ömründe dün-
yanın en zengınlen listesine yazılırken şeriat poli-
tikasıyla hemhal oluyor, 160 milyon Kuran bastı-
rarak Suud Kralı'na yaranıyor, Fransa ve Amerika
ile al takke ver külâh gemisını yürütuyor, medya-
dan bankacılığa dek tezgâhını kuruyor, her taraf-
ta saray üstüne saray yapıyor, AKP ile Recep Tay-
yip ve Gül üzerinden ilişkılerini bağlıyor, Islamcılık
Hariri'nın iş hayatında temel siyaseti oluşturuyor...
Manfetlen köşeye sığmayacak kalabalık soru
işaretlennin politikacısı ve patronu bu serüvenin
sonunda öldürülüyor...
•
Peki, AKP kimin malını kıme satıyor?..
Telekom'u yeşıl şenat sermayesine haraç me-
zat havale edenlerin amaçlan ya da kasıtlan ne-
dir?.. Soluklarımızı, sırlanmızı, gizli istıhbaratımızı
şeriatçılara mı açıyoruz?..
Hepimiz ya kafayı yedik..
Ya körieştık..
Seımayenin egemenlığını yeşılleştirme sıyase-
tını güdenler, başan kazandıkian gün, Islamcılığı
devlet düzenıne dönüştürecekler...
Kim bu gidişe dur dıyecek?..
MERİÇ İCR\ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
TAŞINIRIN AÇIK AKTIRMAİLANI
DosşaNo :O02 55Tal
Bır borçtan dola\ı hacızlı \e aşağıda cıns, mıktar ve kıy-
metlen yazılı malİar satışa çıkanlmıştır. (Mahcuz malın
1/2 hıssesı satılacaktır )
Bırincı anırma 05 10.2005 tarihınde saat 10 00-10 30'da
Menç Hükümet Konaği karşısındakı ERK benzın ıstasyo-
nunda yapılacak \e o günü kıymetlenn
o
'o60"ına ısteklı bu-
lunmadığı takdırde 10 10.2005 günü aynı >er ve saatte 2.
artırma >apılarak satılacağı. şu kadar kı artırma bedelınin
malın tahmın edilen kıymetının û
o40'ını bulmasının \e sa-
tış isteyenm alacağına rüçhanı olan alacaklının toplamın-
dan fazla olmasının \e bundan başka parava çevırme ve
pajiann paylaştırma masraflannı geçmesının şart olduğu.
mahcuzun satış bedelı ılzennden KDV'nın alıcıya aıt ola-
cağı \e satış şartnamesımn ıcra dosyasında görulebıleceğı.
masrafı venldığı takdırde şartnamenm bır ömegının ısteye-
ne göndenlebıleceğı. fazla bılgı almak ıstevenlerin yTikân-
da yazılı dos>a numarasıyla müdûrlüğümüze baş\xırmalan
ncaolunur 01 09 2005
Muhammen taymeti (lira): 75.000,00 YTL
Adedı: 1/2 hıssesı
Cınsı (Mahıyeti ve önemli nıteliklen): Laverda marka,
1996 model, 23.03 200? tescil tarihli, 22.08.02.145 plaka
savılı tıpi L 624. rengı: kırmızı. motor no' 2P709. şası
no: 5E50327 olan 168~HP motor gücunde 1000\20 lastik
ebatlannda, 4 lastik tekerlı ön tarafında ayçıçeğı tablası ıle
bırlikte, faal bıçerdo\er Basm 42392
II
m
fîGaranti
iıi
gyJul somtn» kadar, Bonus CmtfUt ö t « d ^ iatattyo«<kın 7% X U âmm mt sonrakı 75 Y ryakıt ditmmm 10 YTL'si b«dav