17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 2005 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmır Manisa Aydın Denizli Y Y Y Y Y Y Y PB 32 31 33 29 28 32 32 34 Sinop PB 30 Sarnsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB PB PB PB A A PB 31 31 31 36 35 35 34 Zonguldak Y 31 Antalya PB 32 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A A A B 34 32 40 39 38 38 34 30 PB 29 Yurdun kuzey ve ba- tı kesımlen parçalı ve çok bulutlu, Marma- ra'nın batısı, kıyı ve Ku- zey Ege ıle akşam saat- lennde Marmara'nın do- ğusu ve Batı Karade- nız'ın batısı sağanak ve gok gurultulu sağanak yağışlı dığer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yertefde azalacak dığer yerterde artacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 12 22 18 20 17 19 24 19 Münih Y 21 Zürih Berlın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y PB A PB Y Y B Y 18 26 39 24 25 23 31 30 Y 20 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahıre PB A PB B B B B A 27 40 29 37 35 33 30 36 A 38 ı bulutlu Sıslı - Bulutlu k ÇoK bulutlu Yağmuriu Sulu kar > Gök gürutttilü G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada günah olduğu fetvasım" verince, ilçenin AKP'li be- lediye başkanı umumi tuvaletlerdeki pisuarları kal- dınmış. Tartışma, din âlimlerinin yorumları, AKP Genel Merkezi'nin el atmasıyla büyüdü, alevlendi. Allah'a şükretsinler; AB Komisyonu'nun aklına gelmedı. Ya Kopenhag ölçütlerinin yanı sıra toplu- mun yaşam biçimini, Batı'nın yaşam biçimine ve standartlarına ters gelecek kimi kriterleri de incele- meye alsa ve saptadığı sonuçlara göre üyelik mü- zakerelerine başlanacağını öne sürmüş olsaydı? Buyrun cenaze namazına! Düşünebiliyor musu- nuz; Diyanet Işleri Başkanlığı pisuara işemenin gü- nah olmadığını saptayan açıklamalaryaptı. Ama na- sıl? "Mahremyerterin başkalan tarafından görülme- sine engel olmak kaydı ile" pisuarın kullanılmasına yeşil ışık yaktı, yıkılmalarını engelledi. "Ayakta idraryapılması konusunda Hazret-i Pey- gamber'den birbirinden farklı rivayetler olduğuna" değindikten sonra... "bu rivayetler değertendirildi- ğinde" diye başlayan Diyanet Işleri açıklamasında- ki "necasetten (pislikten) sakınmak ve setr-i avrete (yani mahrem yerierini başkasına göstermeden) pi- suara izin verildiğini" AB üyesi ülkelere nasıl anla- tacağız? Pisuar olayı şu fıkrayı anımsatıyor: Ikinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden hemen sonrakı seçim- de iktidara gelen ve kimi tesisleri devletleştirmeye başlayan Işçi Partisi Başkanı ve Başbakan Clement Attlee ıle savaşı kazanan Winston Churchill tuva- lette karşılaşmışlar. Churchill'in pisuarda yana dö- nerek ihtiyacını giderdiğini gören Attlee merakla sor- muş: "Winston neden öyle yan durmuş işini görû- yorsun?" Churchill yanıtlamış: "Benimkiniaçıktagö- rünce devletleştirirsin diye!" • • • Daha önce Verheugen, son olarak AB'nin Anka- ra Temsilcisı Kretschmer; -tabii varoşlar dışında kalan- kent olarak (bir ölçüde) Istanbul, Ankara ve Izmir'i Batı standartlarına uyum gösteren iller diye tanımladı... Anadolu'nun, hele Doğu Anadolu'nun geri kalmışlığın özelliklerini taşıdığını öne sürdüler. Yanıt verdik mi? Gerçeği yadsımak zor! Türkiye öyle örnekler veriyor ki AB'ye... Istanbul gibi bir kentte belediyenin halka açtığı plajlarda don- larıyla denize giren erkeklerin yanı sıra Haber Türk'te izledik; kadınlar elbiseleriyle denize girip çıkıyorlar. Gündüz gözüyle kışkırtıcı olmasın diye örtünen ka- dın, suda yapışan giysileriyle, vücudunu, kocaman sarkmış memelerini, çirkin yağlı kalçalarını sergili- yor. Donla denize girenleri, kıyilarda tencere kaynatan, göbeğini kaşıyarak geğiren erkeklerin sergiledıği il- kel manzarayı eleştırenleri, (örneğin Mine Kınkka- nat'ı) laiklığe sonradan dönen bir yazar, faşistlikle suçladı. Bu yüzyılda, yok erkekte haşema (hakiki şeriat mayosu), yok kadını mayo yerine baştan sona ör- ten kapanma modası... pisuar tartışması... ülkeyi AB'ye taşıyabilir mi? Bu iktidar, toplumu çağdaşlığa eğiteceğine halkı geriye, içindeki ilkelliği sergilemeyeteşvikediyorve sonuç; dinsel açıdan pisuar tartışması ve erkeğin donla, kadının giysileriyle denize girmeözgürlüğü... Bakmayın bu konulardaki yaklaşımlarına. Bu ik- tidara göre, "demokrasiçoğunluksa... don.. (giysiy- le denize girmek) ezici çoğunluk!" Göğüs Göğüse Aspendos Savaşları • Baştarafı 2. Sayfada çok yaman çıkar, protokol sıralannın gözlerine kestir- dikleri en uçlanna oturarak adeta yapışırlar. Spatulayla bile onlan kazımak olası değıldir. Bazı günler bu protokol basamaklanmn başlanna parlak san pirinç- ten başlıklar koyarlar. Za- man zaman aralarına kır- mızı kurdeleler gererek bir kordon oluştururlar. Ertesi oyunda, gelen bir eleştiri sonucu kurdeleler sökülür. Sırf pirinç başlıklar kalır. Bazen onlar da kaldırılır. Yukan çıkan insanlann ta- kılıp tangır tungur aşağıla- ra yuvarladıklan bu pirinç başlıklar, bir hurdacının kendilerini aşırarak satma- sı için yüreklerinden dualar eder gibi gelir bana... Iki bin yıl önce mimar Zenon tarafindan yapılmış olan bu gizemli tiyatronun eski basamaklannı paylaş- mak da sanattır. Bir basa- mak. oturmak; alundakı ayaklan koymak için inşa edilmiş olmasına karşın, insanlann bir bölümü gelip ayaklaruuzın üstûne otur- makta direnirler. Başka bi- rileri de arkanızda oturan- lann ayak uçlanna oturarak ayaklarını ya omuzlannıza koymakta ya da burnunu- zun ucunda sallamakta hiç sakınca görmezler. Değişik milletlerden olan bu insan- larla birkaç dilde ağız dala- şı yapmak zorunda kalırsı- nız. Bu yılki yabancılar çok yaman çıktı. Önümde otu- ran hanımlann ayaklannın üstüne oturduklan yetmi- yormuş gibi bir de kadınca- ğızlann ayaklarını çimdik- lemişler. Pes doğrusu mu diyorsunuz?! Haksız sayıl- mazsınız. Bir de bütün bu eziyetlere sanat uğruna kat- lanıldığını düşünürseniz on iki yıldan beri gerçekleşti- rilen bu festivalin sevenle- ri için ne ifade ettiği daha iyi anlaşılacaktır kanıstn- dayım. tnsanlar kavga dövüş yerleşmeye çalışırken, en son dakikada gelmek gibi bir âdetleri olan protokoi erkânı orkestra yerini alır- ken görûnür. Bütün tiyatro- nun gözü gelenlere dikil- miştir. Halılı minderli sıra- lan, her zaman şık giyimli hanımlarla kibar beyler doldunnaz. Yedi, sekiz, on yaşlannda çocuklar ve an- neleri, ablalarınca da dol- durulabilir. En önemli ko- nuklar geldikten sonra tut- tuklan merdiven başlannı terk eden özel korumalara bu kez de protokol sıralan- nı dolduran çoluk çocugu göstererek bunlar mıydı VIP konuklarmız diye so- rular yöneltilse de genç adamlar duymamaya çalı- şarak kapı girişlerindeki ikinci görev yerlerine gi- derler. Aspendos antik ti- yatrosunun iki bin yıl önce- ki izleyicileri de aynı bizler gibi bu basamaklan kapı- şırlardı diye düşünmeden edenıem. Opera, bale, ti- yatro, konser izlemek için olsun kapışmalanmız. Uy- garlıktır diyelim! Antal- ya'ya hanl hanl sembol aranıyor. Uluslararası Ope- ra ve Bale Festivali'nden daha iyisi can sağlığı. Aşa- ğı yukan tüm dünya insan- lan göğüs göğüse vuruşa- rak eski pütürlü sıcak taşla- rın üstünde kendılerine bir oturumluk yer elde etmeye çalışıyorlar. Bunu sayma- yız. Kucaklanmızı açtık, önümüzdeki yıl da bekliyo- ruz. Biz konuksever mille- tiz. Yeniden buluşahm... GDO'lu ürüne yasal dayanak • Baştarafı 1. Sayfada Bakanlığı'nca hazırlanan Ulu- sal Biyogüvenlik Yasa Tasla- ğı'na göre, tıbbi ürünler dışında- ki GDO'lu ürünJer Biyogüven- lik Kurumu'nun izniyle ithal edilerek pisayaya sürülebilecek. Insan ve hayvan tedavisinde kul- lanılan antibiyotiklere dirençli- lik genlerini ıçeren GDO'ların üretimi yasak olacak, bu ürünler 31 Aralık 2008'e kadar ise tüke- tilebilecek. Ziraat Mühendisle- ri Odası Başkanı Gökhan Gü- naydın, bu ürünlerin üretim ve tüketiminin yasaklanması ge- rektiğini söyledi. GDO'lu ürünlerin alerji, kan- ser, insan bünyesinde antibiyoti- ğe dayanıklı mikroorganizmala- nn oluşumu, besin kalitesinde bozulma, toprak ve su kirliligi- ne neden olduğu yönünde tüm dünyada tartışmalar sürüyor. ABD başta olmak üzere bir- çok ülkede GDO'lu mısır, soya, pamuk ve domates üretimi yapı- lırken bazı AB ülkeleri başta ol- mak üzere birçok ülke. bu ürün- lerin üretimi ve rüketimini ya- saklıyor. GDO'lu ürünler, biskü- vi, kraker ve bebek maması baş- ta olmak üzere 900'e yakın gıda- nın hammaddesinde bulunuyor. Bu ürünlerle bilimsel tartış- malar sürerken Tarım ve Köyiş- leri Bakanlığı tarafindan hazırla- nan taslak ile GDO'lu ürünlerin Türkiye'de tüketimi ve üretimi- ne yasal dayanak getiriliyor. Tas- lak, şu düzenlemeleri öngörü- yor: • Tanm ve Köyişleri Bakanlı- ğı'na bağlı Biyogüvenlik Kuru- mu oluşturulacak. Tıbbi ürünler dışuıdaİd GDO 'lu ürünler. kuru- mun izniyle ithal edilebilecek. Bu ürünlere izin verilmesinde "insan, hayvan, bitki ve çevre sağlığı ile güvenliğinin tebdit edilmemesi, tükericinin seçme özgürlüğünün ortadan kaldı- nlmaması, çevrenin materyal dengesinin ve ekosistem işleyi- şinin bozolmasına neden olun- maması, GDO'nun kendisinin veya özelliklerinin çevreye ya- yılmaması, yerel çeşitlerin de devanılılığının tebükeye düşü- rülmemesi" ilkeleri göz önün- de bulundurulacak. • GDO'lu ürünlerle ilgili "G- OO ve ürünlerinin kullanım amacı, sahip olduğu özellikler, ayırıcı kimlik bilgileri, bîlinen ve bilimsel isimleri, transfer edilen genin alındığı organiz- ma, alıcı ve verici organizma- nın orijin ülkesi, transfer yön- teminin genel tanımı, acil du- rumlarda uygulanacak olan yöntem ile planlarının özeti, risk değeriendinnesinin özeti" dışındaki bazı bilgiler gizli tutu- labilecek. • GDO'lu ürünlerin, bebek mamalannda ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanımı, bu tür ürünleri içeren bebek mamalan- nın ithalatı ve ülke içinde dağı- tımı yasak olacak. • însan ve hayvan tedavisinde kullanılan antibiyotiklere di- rençlilik genlerini içeren G- DO'lu ürünlenn üretimi yasak- lanacak, bu ürünlerin tüketimi ise 31 Aralık 2008'e kadar ser- best olacak. ZMO Başkanı Günaydın, ço- kuluslu şirketlerin etkin işbirliği ile hazırlanan taslağuı yasakla- ma yerine GDOTu tohumlarm ekimi de dahil obnak üzere ade- ta serbestleştirmenin hukuki ze- mininin hazırlandığını söyledi. Türkiye'nin dünyadaİci G- DO'lu ürün üretiminin yüzde 99'unu oluşturan soya, mısır, kolza ve pamukta kendine yeter bir ülke olma kapasitesine sahip olduğunu vurgulayan Gökhan Günaydın, "GDO'lu ürünlerin bu ülkeye girişi, üretimi ve iş- lenmesi yasaklanmalıdır. G- DO'ya hayır demek, bu ülke- de yaşayan herkesin görevidir. Bu görev bilinç ve kararülık- la yerine getirilmelidir" dedı. USAK^IN ANKETt Terorun nedeni Bush' ANKARA (ANKA) - Türk halkı terörün yayılma- sında Usame bin Ladin'i üçüncü sorumlu olarak görü- yor. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (US- AK) tarafindan yapılan anke- te göre, Türk halkının büyük bir bölümü, küresel terörün en önemli nedeni olarak AB- D'nin Ortadoğu politikalan- nı görüriiyor. USAK tarafin- dan 2 bin 500 kişi ile yapılan anketin sonuçlaruıa göre, ka- tılımcılann yüzde 91 'i Usa- me bin Ladin'i "terörist" olarak görürken "kahra- man" olarak görenlerin ora- nı yüzde 1. Katıhmcılann yüzde 57'si El Kaide'yi "Te- rör yapıyor", yüzde 34'ü ise "Müslümanlara zarar veri- yor" diye değerlendiriyor. Ankete katılanlann yüzde 4'ü El Kaide'nin cihat yaptığuu, yüzde 5'i de El Kaide'nin öz- gürlük mücadelesi verdiğini düşünüyor. Ankete göre Türk halla, küresel terörün yayıl- masında en önemli isim ola- rakABD Başkanı George W. Bush'u ve Israil Başbakam Ariel Şaron'u görüyor. ALMANYA 'İslami ükokuV kapanıyov îzmir'de GüneyKıbrıs bayrağı krizi Türldye'nin, Gümrük Birliği Ek Protokolü'nü imzalamasıyla ortaya çıkan Giiney Kıbns Rum Kesimi'ni "tanıma tartışmalan" tzmir'de "bayrak krizi" yarattı. Türkiye'nin tanımadığıııı açıkladığı Rum Kesimi'nin bayrağı UNTVERSIADE nedeniyle tzmir'in işlek caddelerinde dalgalandı. Organizasyonun 147 katılımcı ülkesine ait bayraklann arasında yer alan Güney Kıbns bayrağı, daha sonra gelen tepkiler üzerine ba\ rak şeridinden çıkarıldı. (EMRE DOKER) FRANKFURT (Cumhuri- yet Bürosu) - Almanya'da şeri- atçı terör tehdidi, "İslami bir arka plana sahip" okullardaki öğrenimin kesilmesi yolunda kararlan hızlandu-dı. Münih'te 23 yıldır faaliyet f.österdiği belirtilen bir Alman- slam ilkokuluna devlet desteği- nin çekilmesi ve öğrenim için de ruhsat veriünemesi kararlaştınl- dı. Bavyera Eyalet Içişleri Baka- m Günter Beckstein, söz konu- su okulun taşıyıcısı konumun- daki derneğin göstermelik bir dernek olduğunu ve ardında Al- manya Islam Toplumu (Isla- mische Gesellschaft in Deutsch- land-IGD) bulunduğunu ileri sürdü. Eyaletten yapılan açıkla- mada, bünyesinde bir de çocuk yuvası bulunan "İslami ilkoku- la" şimdiye kadar yapılan mali yardımın kesileceği bildirildi. Açıklamada, okulun ardındaki derneğin Ahnanya Islam Toplu- mu'na bağlı olduğu belirtilerek Ahnanya Islam Toplumu'nun da Mısır'daki "Müslüman Kar- deşler" örgütününAhnanya şu- besi olduğu savunuldu. Halen çoğunluğunun anadili Arapça olan 100'e yakın öğrencinin eği- tiIdiğiAhnan-îslamokulu, 1982 yılmda IGD taraftndan kuruldu. Şeriatçı kesimlerle bağlantısı bulunduğu kuşkusu nedeniyle sürekli zorluklar çıkanlan "İsla- mi okulun" 2003'ten bu yana her yıl yeniden izin aldığı, eya- letin de okula personel ve öğre- nim giderleri için yüzde 80 ile yüzde 100 arasında değişen oranlardaki desteğini çekmeye hazırlandığı belirlendi. GUNDEM MLSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Hakkını yemeyelim. Bu mantığın en az yarısını başardı. Tüccarlık bir ölçüde alışverişse, işin Ve- riş" kısmı tamam ama, "alış" kısmı eksik. Orada başka şeyler görünüyor. Kazık falan gibi yani! AB'nin dönem başkanı Ingilizlerin, atasözü ha- line getirdikleri bir deyişleri var: Ingiltere'nin hiçbir zaman ezeli dostlan ya da düşmanlan olmamıştır, her zaman ulusal çıkaria- n olmuştur! Erdoğan, bir liderle çok görüşmeyi çok iş yap- mak ve Türkiye'nin o ülke ile ilişkilerini çok ileri gö- türmek olarak düşünüyor. Erdoğan, bir konuda taviz verip aferin alınca karşılığında çok şey alacağını düşünüyor. Erdoğan, ulusal bir konuda önceki devlet adam- larının yaptıklarının tersini yaptığında bunu devrim sanıyor! • • • Oysa gerçek öyle değil... Bunun somut örnek- lerini yaşıyoruz. Başbakan, Alman meslektaşı Schröder'le bir zamanlar dosttu. Alman Parla- mentosu'ndan bu dostluğun meyvesi olarak ekşi bir Ermeni karan çıkınca "Ben siyasetin omurga- lısını severim" deyip dostluk çubuklarını savaş kı- lıçlarına çevirdi. Şimdi Fransa Cumhurbaşkanı Chirac'a bozuk! Fransa Başbakanı'ndan sonra Cumhurbaşkanı da Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlamak için Kıbrıs'ı tanıması gerektiğini söyleyince Erdoğan hayal kırıklığına uğradığını ilan erti. Başbakan'a göre, Chirac AB Anayasası referandumu sırasın- da Türkiye'nin yanında yürekli bir tavır koymuştu ama, şimdi farklı davranıyordu. Asıl dost Italya Başbakam sağdıç Berlusco- ni'den bugünlerde hiç haber yok. En azından Er- doğan'ı arayıp ticari moral veremez miydi? Yunanistan Başbakam Karamanlis de Türkiye ziyaretini son anda erteledi. O da yüreksiz mi çık- tı ne! Omurgalı siyaset, yürekli çıkış, ciğerii duruş der- ken Başbakan siyaseti kasap dükkânına çevire- cek! • • • Uluslararası ticarette, affedersiniz siyasette ve- rilen kayıplar bir insanın organlanndan birini kay- betmesi gibıdir. Kolay kolay geri alamaz ve onun eksikliğini başka bir organla kapatamaz. Işte Kıbns böyle bir şey. Dileriz Erdoğan, son hayal kınklıklarını çok iyi de- ğerlendirir. Kalbiyle değil, beyniyle düşünür. Ortadaki ticari tablo şu: Başbakan'a verilen çekler karşılıksız çıkıyor! Başbakan'ın hesabına yatırılan paraların teda- vülden kalkmış olduğu anlaşılıyor. Başbakan'a imzalatılan boş senetlerin en üst rakamlardan doldurularak işleme konmaya baş- ladığı görülüyor. Başbakan'a verilen ihracat-ithalat rakamlarının hayali olduğu ortaya çıkıyor. Avrupa'dan Türkiye'ye doğru yol alan gemilerin içinin boş olduğu, ama dolu gösterildiği, bu ge- milerin Türkiye'den Avrupa'ya dolu gitmek istedi- ği dikkati çekiyor! özetle, diplomasi ticaretse... Erdoğan iflasta! ankcurrua cumhuriyet.com.tr ChavezrABD terörist devlet CARACAS (AA) - Venezüella Devlet Baş- kanı Hugo Chavez, ABD'yi terörist devlet olmakla suçladı. AB- D'nin Kolombıyalı mi- litanlara yardım etmek ve Güney Amerika'da istikrarsızlık yaratmak- la suçladığı Chavez, id- dialara verdiği yanıtta. "Onlar bizi, silahlan kendi ordumuz için değil gerillalar için al- makla suçluyor. On- lar terörist devlet, an- cak bizi terörist ol- makla suçluyorlar" dedi. Hugo Chavez, "Venezüella petrol ge- lirlerini demokratik komşulannın istikra- rının bozulması için kullanıyor" diyen Washington yönetimi- nin bu iddialannı kanıt- laması gerektiğini de söyledi. Amerikan Dışişleri, Venezüella'yı Güney Amerika'daki çeşitli yasadışı grup ve örgüt- lere yardım etmekle suçlamıştı. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. FATMA ÜMMAN Akciğer kanserinde erken taıu kolaylaştı tstanbul Haber Servisi - Akciğer kanserine yakalanan kişilerin yüzde 90'uıı sigara içen kişilerin oluşturdu- ğunu belirten Alman Hastanesi Göğüs Hastalıklan Departmanı Direktörü Prof. Dr. Mustafa Yaman, son yıllar- da akciğer kanserine yakalanma oranı- mn kadınlarda yüzde yüz arttığına dik- kat çekti. Dünyayla eşzamanlı olarak Türki- ye'de hizmete sunulan "Superdimen- sion Bronchus" adlı akciğer kanse- rinde erken tanıyı kolaylaştıran cihaz, Alman Hastanesi'nde düzenlenen sempozyumla tanıtıldı. Sempozyumda konuşan Prof. Dr. Yaman, söz konusu cihazuı en önemli özelliğinin bronkoskopi cihazmm ula- şamadığı yerlere ulaşmak olduğunu ifade erti. Yaman, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Cihaz, akciğere nefes boru- su yoluyla ulaşıyor. Bronkoskopi ci- hazının ulaşamadığı yere cihazın ucundaki 1.8 mm'lik parçayla ula- şarak örnek doku alabiliyor. Böyle- likle erken tanı şansımız artacaktır." Kalblnlzl Koruyun TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cad. No: 8 Şişli/Istanbul Tel: (212) 212 07 07 (pbx) (10 hat) Faks: (212) 212 68 35 VEFAT Mersin Ziraat Odası Başkanı Salim Ongun ve Şefika Ongun'un oğulları, Mustafa, Selçuk Ongun ve Ayşe Toksoy'un kardeşi, Hüseyin Toksoy ve Firdevs Ongun'un kayınbiraderi, Mersin Yalınayak eşrafından ÜBÜLENT ONCUN vefat etmiştir. Merhumun cenazesi 6 Ağustos Cumartesi günü Muğdat Camii'nde kılınacak ikindi namazını müteakiben Yalınayak beldesindeki Aile Mezarlığı'na defnedilecektir. Allah rahmet eylesin. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle