Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA
BüyükTaarruzplanı tartışılırken karşı çıkanlara Başkomutan Mustafa Kemal dedi ki:
Bütünsorumlulukbana aitBüyük Taarruz Öncesi Orduların Durumu
Tûrk Ordusu
Yunan Ordusu
Insan
208 000
^225 000
I.
Tüfek
92 792
90.000
Mt.Haflf
2 025
3.139
Mt Ağır
839
1.280
'M
Top
323
418
n
R
akamlar, Türk Ordusu ile Yunan Ordu-
su'nun birbirine yakın güçlere sahıp oldu-
ğunu göstenr. Askeri kurama göre, bır or-
dunun taarruz (saldın) yapabılmesi içın,
karşısuıdakı düşman güçlennden ıkı hatta
üç kat iistün güçlere sahıp olması gerekmekte-
dır. Bu nedenle, Türk güçlennın bu- saldın ha-
rekâtı yapacağını luç kımse düşünmüyordu.
Zaten sorumlu komutanlardan çoğu Yakup
Şevld ve Ali fhsan paşalar saldrnyı kabul etmi-
yorlardı. Bu ve diğer başka disipün nedenleriy-
le l'inci Ordu Komutanı Alı îhsan Paşa göre-
vinden alınmış, yenne Nurettin Paşa atanmışü.
Örneğın, bütün askeri planlann tartışıldığı
Akşehır toplannsında (27 '28 Temmuz 1928) bü-
tün komutanlar hazır bulunuyordu.
Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak hanta-
nın başında planı açıkladı. Şöyle konuştu- "Ay-
lardır üzerinde çalışılan planın esası, silahça ve
sayıca bizden üstün olduğunu büdiğimizdüşma-
nı, bir darbede çökertmektir. Bunu ancak bir
baskınla sağla> abiliri/. Bunun için kuvvetimizin
büyük kısmııu. tam bir gizlilik içinde, Af) on'un
güneyinde toplayacağız.
Afyon ile40 km. bansındaki Çiğfltepe araa asd
taarruzeephesidir.Bu cepheyedüşmandan üçkat
daha fazla kuvvet kmdıracağız. 2. Ordu, karşı-
suıdald düşman kuvvetieriıu ovalarken, birinci
ve dördüncü kolordulanmız düşman ccphesini
yararak, süvari kolordusu ile birükte Sincanh
OvasTnainecekler.BöylecedüşmanınIzmir'leber
türlü bağlantısını kesmiş olacağız. Bu düşmanı
çevirip imha ettikten sonra kalan parçalan ko-
layca yakalar ve yeneriz." (C. Erüîan Kurtuhış
Savaşımızın Taribi Gerçek Yayınlan, 1971, s.
201, T. Özakman, ŞuÇügm Türkler, Bilgi, 2005,
s. 581-582) Bu plan sade, çok etkıli ama o de-
rece riskliydi.
BİZ DE CEPHANE İKMALİNİ
DÜŞMANDAN YAPARIZ'
2 'nci Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa, yaş-
ça hepsınden büyüktü, bu plana karşı olduğu
bıhnıyordu.
Yakup Şevkı Paşa, "Bendüşüncekrünitsmet
Paşa'ya daha önce hcm yazmış hem de söylemiş-
tim_" dedı. "_ şimdi. izin verirseniz, kısaca tek-
rarlamak isthorum. Yüz bine yakın insaıu, Af-
yon'un kuzeyinden güneyine kaydıracaksınız ve
düşman bunu sezmeyecek. Buna imkân yok!
Baskm niteüği kayboktuğu zaman da, bu planın
anlamı ve değeri kalmaz. Ben bir taburun yeri-
ni oynanyorum, düşman uçağı ertesi sabah bu
değişikhgi saptiyor."
îsmet Paşa, "Düşmanın anli*"""*"^ için her
öniemi alacağız, merak eüneyin" dedı.
Yakup Şevkı Paşa ıçerledr "GörürüzJ'
Yüzü çatık devam ettı: "._ Naldiye koDanmız
dayetersiz, yürüyen orduya cephaneyetiştirebU-
meİeri mümkün degüV
M Kemal Paşa gülerek, "Biz de eephane ik-
malini düşmandan yapanzPaşam" dedı Yakup
Şevkı Paşa'nın yumuşamaya hıç nıyetı yoktu:
"_ Afyon tahkimannı da incetettim. Biz burayı
ö\ le bir günde, ild günde yaramayız. Hayal gör-
meyelim. A\ ağı çanklı askerle, o sarp. vahşi ara-
zide, düşman mevzilerinin ve direnek merkezle-
rinin karşısında çakılıp kahnz. O zaman ne ola-
cak? Düşmanuı ihtiyat kolordusu yetişip savaşa
kanlacak. Böyle olunca cepheyi yarmaya gücü-
müz yetmez. Aynca düşman savaş sanaü gereğL
Afyon' un kuzeyinden Akşehir \ önüne doğruta-
arruza geçerse bizi iyice güneye atar. Konya yö-
nü açık kahr. Ordu, dava, belİd de memleket el-
den çıkar."
M. Kemal Paşa, yuzünün çızgılen hpırmadan.
"Peki, ne yapmanna tavsiye edersiniz?" diye
sordu: "lygun bir yerde cepheden taarruz ede-
riz. Düşmanla eşit şekilde savaşınz. Geri çeküır-
setaldpederiz. Çekflmeyezorlayamadığınıız yer-
de durur,tekrar hazırianır. \eniden taarruz ede-
riz. Böylece tek davanağmıı/ oian orduyu tehü-
keye atmamış oluruz."
"Bu tarz birsavaşla kesin sonuçahnabflir mi?"
"Annamaz ama yenilsek bile ordu elde kahr."
Yakup Şevkı Paşa Harbıye'de bır süre strate-
jı öğretmenliğı yapmıştı. Bu yüzden hoca dıye
anılır, düşüncelerıne saygı göstenlırdi. Ama ko-
EN UZUN
14GÜN
KURTULUŞA
GÎDENY0L
(26Ağustos-9Eylül)
-. Aiev COŞKUN
Mustafa Kemal, Büyük
Taarruz'u, Afyon
Kocatepe'den yönetiyor.
(Dürbünde, sonraları
orgeneralliğe yükselen
Şahap Gürler).
nuştukça cesaretıni kaybetmiş olduğu, düşünce-
lennin eskıdiği anlaşıhyordu.
Ismet Paşa söz aldı: "Uğraşa uğraşa, ancakbir
yüda, düşmanla az çok denk bir hale gelebüdik.
Bunumemleketinimkânlannı sonuna kadar zor-
la>arak elde edebildik. Bir daha bu gücü yarata-
maviz. Bu >üzden bu sefer kesin sonuç almak, sa-
>aşıbitirmekzorundayız. Bununiçin de,tehüke-
sine rağmen, bu planın ııygntjinmasm^^n başka
çare göremhorum."
Başkomutan, "Ben de" dedi.
Genelkurmay Başkanı Fevzı Paşa da kesin
konuştu: "Ben de başka çare göremiyonım."
Yakup Şevkı Paşa gen çekilmedı. bu- kez da-
ha ıtıraz etti: "Yapmayın. Türk milletinin bütün
van bundan ibaret Askeri, topu, tüfeği, cepha-
nesi işte bu kadar. Şimdi siz onu bir nokta>a yı-
ğaraktehlikejçatryorsunuz.BunarazıgelemenL''
M. Kemal'rn sesi keskinleşri: "Vanmız bun-
dan ibaretse,kesin sonucu bununla ahnakzorun-
dayız."
HEPIMIZI MECLIS ÖNÜNDE ASARLAR'
Yakup Şevkı Paşa araya gırdı: "Bunakarar ve-
renkr taribe karşı, büyük vebal ahmda kahrlar.
Adama vatan haini derler. Hepimizi -Vlechs'in
önünde asariar."
Mustafa Kemal kesin yargısını söyledi: "Kork-
mayuı Paşam. Taribe ve mülete karşı bütün so-
rumluluk bana afttir."
Hava çok genhnışti. Ismet Paşa ayağa kalktı,
M. Kemal Paşa'ya döndü: "Paşam! Arkadaşı-
nuz, izniniz üzerine düşüncekrini serbestçe arz
etti. Yoksa, Başkomutanunu oiarak vereceğiniz
her emri npkı kendi düşünce ve inancımız gibi
canla başla yerine getireceğimizden emin olabi-
ürsiniz."
Gözler Yakup Şevki Paşa'ya döndü. Paşa,
önüne bakarak. agır ağır "Dünya savaşuıdaki ta-
ühsizfikler benim nesUmi gatiba biraz fazla ihti-
yath yaptL." dıye mınldandı, ".. kaygılanmı ko-
rumakla birükte Başkomutan'ın vereceği emir-
lere tereddütsüz uyacagmı tabüdir."
Gergnılik azalmışh. Ismet Paşa yerine orurdu.
M. Kemal Paşa, "Teşekkür ederim_" dedi,"_ öy-
leyse şimdi planın aynntılanna geçi\oruz."
(T. Özakman, Şu Çdgm Türkler, s. 583-584)
Bu taraşmalar, kımse>ı yermek ıçın değil, Bü-
yük Taarruz'a gıderken nasıl sıkrntılardan geçıl-
diğini anlatmak için veribnişttir.
B Ü Y Ü K T A A R R U Z PLANININ A N A İLKELERİ
T
ekrar tekrar düşünülerek düzenlenen
Türk taarruz planının esası şudur:
Düşman güneyden kuşatılarak düş-
manm dış cephesi yanlacak, îzmır'le ılışkısi
kesılecek ve genye çekılmesıne olanak
tanınmadan yok edılecek. Plamn başansı
üç önemlı koşulun yenne getınbnesme
bağlıydı:
1. Baskın taktiği - gizlilik
Türklerın asıl kuvvetlerle nereden ve ne za-
man saldıracağı asla bılınmemeliydı. Hazır-
lıklardan düşman güçlen haberdar olmama-
lıydı. Türk ku^etlenrnn maksadnıı sezme-
melıydı. Bunun ıçın kesin bir gizlilik gerek-
liydi. Düşmanı yanıltmak şarth.
2. Kuvvetli bir ağırlık merkezi ve çok
hızlı hareket
Asıl taarruz bölgesı dar tutulacak ve bu böl-
geye tam ve güçlü bu kuvvet, yığuıak oiarak
toplanacaktı. Ilk taarruz buradan şıddetle ya-
pılacak ve düşman güçlerimn toparlanması-
na fırsat verılmeden cephe hızla yanlacaktı.
3. Düşmanı diğer cephelerde tesptt
etmek ve oyalamak
Asıl cephede anı ve baskın saldınsı sürerken
diğer cephelerde düşman taciz edılecek,
onun asıl cepheye kuvvet kaydrrması engel-
lenecekti. Asıl saldrnyı, Birinci Ordu yapa-
caktı. Afyon'un güneyi ile Ahır Dağı ara-
sındaki 40 km. dar bır alan, asıl taarruz ve
yarma bölgesi oiarak saptanmıştı. Bu böl-
geden baskın şeklinde saldınlacak, düşman
kv<
•"«•^-5- 17
IJi-KOıRj o
Hamurköy
12
O
Akça$ehır
30 Ağustos
cephesi yanlacak, düşman güçlen demiryo-
lundan uzaklaştınlıp kuzeye doğnı atılacak-
tı. Kuzeye doğru itılen düşman güçlen kuşa-
tılıp imha edilecektı. Bu görev için, ordu
kuv\etlerinin çoğunluğu altı kolordunun
dördü \e Ağrr Topçu Alayı, Bınncı Ordu
emrine verilmişti. Bütün güçlerin toplamı 12
piyade ve 4 süvan tümeninden oluşuyordu
ki, bu da cephedekı tüm asken silahlı gücün
üçte ikisıne denk gelıyordu. Bu plan başan
ile uygulandı. Mustafa Kemal Nutuk'ta ay-
nen şöyle der: "Her evres ile düşünühnüş,
haznianmış yönetihniş ve utkuyia sonuçlan-
dmlmış, olan bu savaşlar, Türk Ordusu'nun,
Türk subaylarmın ve komutanlarmın yüksek
güçlerini ve vigitrikleriru tarihte bir daha sap-
tayan uhı bir amtür. Bu anıt Türk liusu'nun
özgürtük ve bağunsızhk düşüncesinin öhım-
süz amüdır. Bu sonucu yaratan bir uhısun
çocuğu, bir ordunun Başkomutanı olduğum
için, sevincim ve mutiuJuğum sonsuzdur."
(Söylev, Cumhuriyet Kitaplan, s. 329)
28 Ağustos
'Sözümü tutamadım, arttkyaşayamam'
B
aşkomutan Mustafa Kemal. Genel-
kurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve
Cephe Komutanı tsmet tnönü 26
Ağustos sabaha karşı saat 03.30'da
Kocatepe'nin yanındaki çadurlı ordu-
gâhta hazırdılar.
Bu kesımde gizlice getirilmiş 200 top var-
dı ve topçu ateşi başladı.
Böyle dehşet verici bir ateş belki de daha
önce hiç görülmemıştı. Saat 09.00'da 23.
tümen çok önemli konumdakı Belente-
pe'yi ele geçirdi. Aym saatlerde Yarbay
Satih Omurtak'ın komutasmdakı 61. tü-
men Kazuçuran mevkımı ele geçirdi. Sü-
vari tümerümız ılerliyordu ve Yunan cep-
hesmin gensme sızmak üzereydı. Öğleden
sonra savaşm hızı azahnıştı. Kocatepe'deki
karargâhta hava gergindi. Daha Yunan
cephesi yanlamamıştı. Başkomutan gözü-
nü krrpmadan savaşı izliyordu. Bu srrurlı
alanda 60 bin asker can pazannda boğuş-
maktaydı. Çiğiltepe karşısmdaki durum
ciddiyet arz edıyordu. Bu tepe karşısmdaki
57. tümen bir türlü ilerleyememişti. Kuşat-
ma kolu, ateş yememek için, hayli açıktan
dolaşmca, etkisiz kalmıştı. M. Kemal Paşa
bu tümenin komutanı Albay ReşatBe>'i
severdı, çok başanh hizmetler görmüştü.
Teşvik etmek için telefon ettı.
"Reşat Bey hâlâ hedefinize ulaşmadmız.
Bir sorun mu var?"
"Yanm saat sonra ulaşacağız efendim. Söz
venyonun.
"Peki, size güveniyo-
rum."
Yanm saat dolalı
hayli ohnuştu. Çi-
ğiltepe düşmemişti.
M. Kemal Paşa Re-
şat Bey'le konuş-
mak istedi.
Telefona emir suba-
yı Üsteğmen Boz-
kurt Kaplangı çıktı.
"Reşat Bey i istemiştim."
Bozkurt Bey zorlukla, "Reşat Bey az önce
intihar etti efendim" dedı. M
~^ize bir açık-
lama bırakmış.- Peki, okuyorum: Yanm
saat içinde size o mevzii almak için söz ver-
diğim halde sözümü tutamamış olduğum-
dan dolayı yaşayamam.'' Üsteğmen, Baş-
komutan'm teselli edici sözlerini ağ-
layarak drnledı. (Özakman, Şu Çılgın
Türkler s. 611-623).
Acaba dünya tarihinde Albay Reşat Çiğil-
tepe'nin yaptığını yapan kaç tane yurt-
sever vardır. îşte bu vatan, kendisini vatana
adayan, başkomutanma sonsuz bağlı şehit
Albay Reşat Çiğiltepe gibi kahraman yurt-
severlerin kendilerini vatana adamalanyla
kurtuldu.
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
SÜRECEK
Almanya'da Seçimler,
Türkler ve Türkiye
Almanya'da yaşayan Türkleri ve Türkiye'yi ya-
kından ilgilendiren erken genel seçimlere 18 gün
kaldı. Bu seçimler Türkiye'yi AB üyeliği; Türk kö-
kenli seçmenleri ise gittikçe kötüleşen yaşam ve
çalışma koşulları açısından ilgilendiriyor. Peki, se-
çime katılan ve parlamentoya girme şansları olan
partiler bu iki konuda ne diyorlar? Her şeyden ön-
ce göçmenlerin durumunda bir iyıleşme beklenti-
si içinde olmadığımızı belirterek söze girelim. Çün-
kü iktidara en yakın duranlar, durumu daha da kö-
tüleştırecek olan muhafazakârlardır.
Ikinci hükümet dönemini, çalışanlann ve emek-
lilerin aleyhine politikalan nedeniyletamamlayama-
yan Sosyal Demokrat Parti-SPD, tek başına ya da
Yeşiller'le biriikte hükümet olma olanağını yitirdi.
Yine de Türklerin oylannı bu partiye vereceklerini
söyleyenler var. Türkiye Araştırmalar Merkezi, Türk-
lerin hâlâ SPD'den umut kesmediği kanısında.
Ama Türkler, oylarını bu kez SPD-Yeşiller yanın-
da, Sol Parti'ye de verecekler. Siyasal partiler için-
de 11 kişıyle listelerinde en fazla Türkiye kökenli
adaya yer veren partı, göçmenlerin henüz dene-
mediği Sol Parti'dir. Onu epeyce gerıden, çok ge-
riden SPD ve Yeşiller izliyor.
• * •
Alman partilennin Türkiye'nin AB üyeliği konu-
suna yaklaşımlarında görünürde bir fark bulun-
muyor. Fark, nüanslardadır. Hıristiyan Birlik parti-
leri (CDU-CSU), Türkiye'ye ayrıcalıklı üyelik öne-
riyorlar. Onların niyeti, Türkiye'yi militer bir güç ve
dış politikada destek ülke oiarak korumaktır. Bir-
liğın karar organlannda ıse ıstemiyoriar. SPD ve Ye-
şiller, Türkiye'ye gülümsüyorlar ama asıl söyledik-
leri, sonu belirsiz müzakere ve tıpkı Merkel gibi,
hatta ondan daha açık, Avrupa'nın güvenliği açı-
sından Türkiye'nin vazgeçilmez olduğudur.
Sol Parti'nin bu konuda net bırtutumu henüz yok.
Parti programında şu satırlar yer alıyor: "Avrupa
Birliği sıvil kalsın, NATO dağıtılsın, Avrupalı ve
uluslararası bırgüvenlik sistemi onun yerine geç-
sin." PDS, "Avrupalı ve uluslararası güvenlik sis-
fem/"nin ne olduğunu henüz netleştirmedi. Sol
Partı-PDS listesinden seçimlere katılan ve seçim-
lerden sonra PDS ile bırleşmesi öngörülen, Seçim
Alternatifi-lş ve Sosyal Adalet Partısi WASG ise
AB'nin bır dönemeçte olduğunu, sosyal bir Avru-
pa yenne militer ve neoliberal bir Avrupa'nın ön-
görüldüğünü düşünüyor. Partinin sözcüsü Murat
Çakır, AB'nin Türkiye'ye ilgisinin, çekirdek Avru-
pa'nın, militer bir süper güç olma heves ve niyet-
leriyle bağlı olduğunu söylüyor ve Türkiye'nin üye-
liğine ıtırazlannı bu noktada yoğunlaştırıyor.
• • •
Seçimlerden sonra nasıl bir Almanya karşımıza
çıkacak? Görünen, büyük bır sürprız olmazsa,
CDU-CSU'nun, liberal FDP'nin desteğiyle, hükü-
met olabilecek bir çoğunluğu yakalayabileceğidir.
Ikinci sırada yer alacak SPD, Yeşiller'le kurduğu
koalisyonu sürdürme olanağını yitirmiştir. Bu se-
çimlerin asıl galibı ise barajı 3-4 puan aşacağı tah-
min edilen Sol Partı-PDS olacaktır. Sol Parti'nin za-
feri, yalnızca pariamentoda grup kurmasından de-
ğil, doğu eyaletlerinde yüzde 29-30 dolayında bir
oyla, birinci ya da ikınci parti olmasından kaynak-
lanacaktır. Oyle bir parlamento ile karşılaşacağız
ki, partiler sıralamasındaki yeri ne olursa olsun Sol
Parti, Doğu Almanya'nın güçlü partisi oiarak Alman
parlamentosunda etkin bır yer alacaktır. Bu da, Al-
manya'da geleneksel polıtikanın ezberinin bozul-
ması anlamına gelecektir.
e-posta: guray.oz a cumhuriyet.com.tr
YUNAN KOMUTAN TRİKOPİS:
Her yanımızda
süngüler parlıyor
Y
unan Ordulan Komutam General Tn-
kupıs'uı amlarmda Büyük Sa%aş şöyle
anlatır: "Savaş pek şiddetii başladı.
Düşman topçusu uzun bir vürüyüş kolu hahn-
deki ordu ve kolordu bağh büüklerine müthiş
kayıp verdirijordu. thtivat tamamen eridiğin-
den, değişik birliklerden ve ağıriıklardan bir
ihtiyat kunümasıru emrettim. Güne> den gele-
rek kuzev ve baü istikametinde bizi kuşatmak
üzere düşman kollarmm (23'üncü Türk Tü-
meni) ilerlediğini görünce elde prv~ade olmadı-
ğmdan, bulunduğum yerin yakınında emir
bekleyen dağ topçusunun mev/a>e girmesini ve
düşmanı ateşle gerhe atmasım emrettim. Saat
17.00'ye doğru Karamunıs adındaki bh" teğ-
men gelerek, Arpa Gediğini savıman Efzun
Alavı Komutam Albay Plastras'ın Dumlupı-
nar'm kuzeybaüsındald sırtlarda bulunduğu-
na dair bir rapor getinti. Fa-
kat muharebenin cereyam st-
rasında düşman bizi güney-
den kuşatarak Banaz doğ-
rultusunda ilerii\or ve çekil-
me hattımızı kesecek gibi gö-
rünüyordu—"
"Tümenlere, geceje kadar
bütün mevzikrin savunul-
masmı ve gecelejin evvelki
emir gereğince 12'nci Tü-
men, ağırhklar, koDar, bağh
birüklerle. 9'uncu ve 13'üncü tümenlerin sıra-
sryla Kızıltaş \adisi-Sümenler-Banaz yoluyla
yürüyüşe deAam olunmasuu emrettim.''
Trikopıs, anılarmda şöyle devam edıyon
"O zamana kadar toplanmızı az çok kullana-
rak geri çekiliyorduk. Fakat sırtunız Kızütaş
\amacına da>aûldıktan sonra kıpırdama>a
mecaümiz kalmadı. Arük toplar da işleyemez
bir hak düştü. Nihayet öyle oldu ki, tüfeklerin
bile kuUaruhnadığı bir kötü vazh'etle karşı
karşrya kaldık. İşte o zaman karşumzda sün-
güler panldanıa>a başladı. Arkamız, önünıüz,
her yannnız süngü... Böylece iş bitmiştL. Anmı
bile bulamryordum. Ormanlar içine yaya
oiarak yürümeye başladık." (1. Artuç. Zaferin
AyakSesleri: Cılt: 2, Kastaş, s. 109)