25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA BüyükTaarruzplanı tartışılırken karşı çıkanlara Başkomutan Mustafa Kemal dedi ki: Bütünsorumlulukbana aitBüyük Taarruz Öncesi Orduların Durumu Tûrk Ordusu Yunan Ordusu Insan 208 000 ^225 000 I. Tüfek 92 792 90.000 Mt.Haflf 2 025 3.139 Mt Ağır 839 1.280 'M Top 323 418 n R akamlar, Türk Ordusu ile Yunan Ordu- su'nun birbirine yakın güçlere sahıp oldu- ğunu göstenr. Askeri kurama göre, bır or- dunun taarruz (saldın) yapabılmesi içın, karşısuıdakı düşman güçlennden ıkı hatta üç kat iistün güçlere sahıp olması gerekmekte- dır. Bu nedenle, Türk güçlennın bu- saldın ha- rekâtı yapacağını luç kımse düşünmüyordu. Zaten sorumlu komutanlardan çoğu Yakup Şevld ve Ali fhsan paşalar saldrnyı kabul etmi- yorlardı. Bu ve diğer başka disipün nedenleriy- le l'inci Ordu Komutanı Alı îhsan Paşa göre- vinden alınmış, yenne Nurettin Paşa atanmışü. Örneğın, bütün askeri planlann tartışıldığı Akşehır toplannsında (27 '28 Temmuz 1928) bü- tün komutanlar hazır bulunuyordu. Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak hanta- nın başında planı açıkladı. Şöyle konuştu- "Ay- lardır üzerinde çalışılan planın esası, silahça ve sayıca bizden üstün olduğunu büdiğimizdüşma- nı, bir darbede çökertmektir. Bunu ancak bir baskınla sağla> abiliri/. Bunun için kuvvetimizin büyük kısmııu. tam bir gizlilik içinde, Af) on'un güneyinde toplayacağız. Afyon ile40 km. bansındaki Çiğfltepe araa asd taarruzeephesidir.Bu cepheyedüşmandan üçkat daha fazla kuvvet kmdıracağız. 2. Ordu, karşı- suıdald düşman kuvvetieriıu ovalarken, birinci ve dördüncü kolordulanmız düşman ccphesini yararak, süvari kolordusu ile birükte Sincanh OvasTnainecekler.BöylecedüşmanınIzmir'leber türlü bağlantısını kesmiş olacağız. Bu düşmanı çevirip imha ettikten sonra kalan parçalan ko- layca yakalar ve yeneriz." (C. Erüîan Kurtuhış Savaşımızın Taribi Gerçek Yayınlan, 1971, s. 201, T. Özakman, ŞuÇügm Türkler, Bilgi, 2005, s. 581-582) Bu plan sade, çok etkıli ama o de- rece riskliydi. BİZ DE CEPHANE İKMALİNİ DÜŞMANDAN YAPARIZ' 2 'nci Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa, yaş- ça hepsınden büyüktü, bu plana karşı olduğu bıhnıyordu. Yakup Şevkı Paşa, "Bendüşüncekrünitsmet Paşa'ya daha önce hcm yazmış hem de söylemiş- tim_" dedı. "_ şimdi. izin verirseniz, kısaca tek- rarlamak isthorum. Yüz bine yakın insaıu, Af- yon'un kuzeyinden güneyine kaydıracaksınız ve düşman bunu sezmeyecek. Buna imkân yok! Baskm niteüği kayboktuğu zaman da, bu planın anlamı ve değeri kalmaz. Ben bir taburun yeri- ni oynanyorum, düşman uçağı ertesi sabah bu değişikhgi saptiyor." îsmet Paşa, "Düşmanın anli*"""*"^ için her öniemi alacağız, merak eüneyin" dedı. Yakup Şevkı Paşa ıçerledr "GörürüzJ' Yüzü çatık devam ettı: "._ Naldiye koDanmız dayetersiz, yürüyen orduya cephaneyetiştirebU- meİeri mümkün degüV M Kemal Paşa gülerek, "Biz de eephane ik- malini düşmandan yapanzPaşam" dedı Yakup Şevkı Paşa'nın yumuşamaya hıç nıyetı yoktu: "_ Afyon tahkimannı da incetettim. Biz burayı ö\ le bir günde, ild günde yaramayız. Hayal gör- meyelim. A\ ağı çanklı askerle, o sarp. vahşi ara- zide, düşman mevzilerinin ve direnek merkezle- rinin karşısında çakılıp kahnz. O zaman ne ola- cak? Düşmanuı ihtiyat kolordusu yetişip savaşa kanlacak. Böyle olunca cepheyi yarmaya gücü- müz yetmez. Aynca düşman savaş sanaü gereğL Afyon' un kuzeyinden Akşehir \ önüne doğruta- arruza geçerse bizi iyice güneye atar. Konya yö- nü açık kahr. Ordu, dava, belİd de memleket el- den çıkar." M. Kemal Paşa, yuzünün çızgılen hpırmadan. "Peki, ne yapmanna tavsiye edersiniz?" diye sordu: "lygun bir yerde cepheden taarruz ede- riz. Düşmanla eşit şekilde savaşınz. Geri çeküır- setaldpederiz. Çekflmeyezorlayamadığınıız yer- de durur,tekrar hazırianır. \eniden taarruz ede- riz. Böylece tek davanağmıı/ oian orduyu tehü- keye atmamış oluruz." "Bu tarz birsavaşla kesin sonuçahnabflir mi?" "Annamaz ama yenilsek bile ordu elde kahr." Yakup Şevkı Paşa Harbıye'de bır süre strate- jı öğretmenliğı yapmıştı. Bu yüzden hoca dıye anılır, düşüncelerıne saygı göstenlırdi. Ama ko- EN UZUN 14GÜN KURTULUŞA GÎDENY0L (26Ağustos-9Eylül) -. Aiev COŞKUN Mustafa Kemal, Büyük Taarruz'u, Afyon Kocatepe'den yönetiyor. (Dürbünde, sonraları orgeneralliğe yükselen Şahap Gürler). nuştukça cesaretıni kaybetmiş olduğu, düşünce- lennin eskıdiği anlaşıhyordu. Ismet Paşa söz aldı: "Uğraşa uğraşa, ancakbir yüda, düşmanla az çok denk bir hale gelebüdik. Bunumemleketinimkânlannı sonuna kadar zor- la>arak elde edebildik. Bir daha bu gücü yarata- maviz. Bu >üzden bu sefer kesin sonuç almak, sa- >aşıbitirmekzorundayız. Bununiçin de,tehüke- sine rağmen, bu planın ııygntjinmasm^^n başka çare göremhorum." Başkomutan, "Ben de" dedi. Genelkurmay Başkanı Fevzı Paşa da kesin konuştu: "Ben de başka çare göremiyonım." Yakup Şevkı Paşa gen çekilmedı. bu- kez da- ha ıtıraz etti: "Yapmayın. Türk milletinin bütün van bundan ibaret Askeri, topu, tüfeği, cepha- nesi işte bu kadar. Şimdi siz onu bir nokta>a yı- ğaraktehlikejçatryorsunuz.BunarazıgelemenL'' M. Kemal'rn sesi keskinleşri: "Vanmız bun- dan ibaretse,kesin sonucu bununla ahnakzorun- dayız." HEPIMIZI MECLIS ÖNÜNDE ASARLAR' Yakup Şevkı Paşa araya gırdı: "Bunakarar ve- renkr taribe karşı, büyük vebal ahmda kahrlar. Adama vatan haini derler. Hepimizi -Vlechs'in önünde asariar." Mustafa Kemal kesin yargısını söyledi: "Kork- mayuı Paşam. Taribe ve mülete karşı bütün so- rumluluk bana afttir." Hava çok genhnışti. Ismet Paşa ayağa kalktı, M. Kemal Paşa'ya döndü: "Paşam! Arkadaşı- nuz, izniniz üzerine düşüncekrini serbestçe arz etti. Yoksa, Başkomutanunu oiarak vereceğiniz her emri npkı kendi düşünce ve inancımız gibi canla başla yerine getireceğimizden emin olabi- ürsiniz." Gözler Yakup Şevki Paşa'ya döndü. Paşa, önüne bakarak. agır ağır "Dünya savaşuıdaki ta- ühsizfikler benim nesUmi gatiba biraz fazla ihti- yath yaptL." dıye mınldandı, ".. kaygılanmı ko- rumakla birükte Başkomutan'ın vereceği emir- lere tereddütsüz uyacagmı tabüdir." Gergnılik azalmışh. Ismet Paşa yerine orurdu. M. Kemal Paşa, "Teşekkür ederim_" dedi,"_ öy- leyse şimdi planın aynntılanna geçi\oruz." (T. Özakman, Şu Çdgm Türkler, s. 583-584) Bu taraşmalar, kımse>ı yermek ıçın değil, Bü- yük Taarruz'a gıderken nasıl sıkrntılardan geçıl- diğini anlatmak için veribnişttir. B Ü Y Ü K T A A R R U Z PLANININ A N A İLKELERİ T ekrar tekrar düşünülerek düzenlenen Türk taarruz planının esası şudur: Düşman güneyden kuşatılarak düş- manm dış cephesi yanlacak, îzmır'le ılışkısi kesılecek ve genye çekılmesıne olanak tanınmadan yok edılecek. Plamn başansı üç önemlı koşulun yenne getınbnesme bağlıydı: 1. Baskın taktiği - gizlilik Türklerın asıl kuvvetlerle nereden ve ne za- man saldıracağı asla bılınmemeliydı. Hazır- lıklardan düşman güçlen haberdar olmama- lıydı. Türk ku^etlenrnn maksadnıı sezme- melıydı. Bunun ıçın kesin bir gizlilik gerek- liydi. Düşmanı yanıltmak şarth. 2. Kuvvetli bir ağırlık merkezi ve çok hızlı hareket Asıl taarruz bölgesı dar tutulacak ve bu böl- geye tam ve güçlü bu kuvvet, yığuıak oiarak toplanacaktı. Ilk taarruz buradan şıddetle ya- pılacak ve düşman güçlerimn toparlanması- na fırsat verılmeden cephe hızla yanlacaktı. 3. Düşmanı diğer cephelerde tesptt etmek ve oyalamak Asıl cephede anı ve baskın saldınsı sürerken diğer cephelerde düşman taciz edılecek, onun asıl cepheye kuvvet kaydrrması engel- lenecekti. Asıl saldrnyı, Birinci Ordu yapa- caktı. Afyon'un güneyi ile Ahır Dağı ara- sındaki 40 km. dar bır alan, asıl taarruz ve yarma bölgesi oiarak saptanmıştı. Bu böl- geden baskın şeklinde saldınlacak, düşman kv< •"«•^-5- 17 IJi-KOıRj o Hamurköy 12 O Akça$ehır 30 Ağustos cephesi yanlacak, düşman güçlen demiryo- lundan uzaklaştınlıp kuzeye doğnı atılacak- tı. Kuzeye doğru itılen düşman güçlen kuşa- tılıp imha edilecektı. Bu görev için, ordu kuv\etlerinin çoğunluğu altı kolordunun dördü \e Ağrr Topçu Alayı, Bınncı Ordu emrine verilmişti. Bütün güçlerin toplamı 12 piyade ve 4 süvan tümeninden oluşuyordu ki, bu da cephedekı tüm asken silahlı gücün üçte ikisıne denk gelıyordu. Bu plan başan ile uygulandı. Mustafa Kemal Nutuk'ta ay- nen şöyle der: "Her evres ile düşünühnüş, haznianmış yönetihniş ve utkuyia sonuçlan- dmlmış, olan bu savaşlar, Türk Ordusu'nun, Türk subaylarmın ve komutanlarmın yüksek güçlerini ve vigitrikleriru tarihte bir daha sap- tayan uhı bir amtür. Bu anıt Türk liusu'nun özgürtük ve bağunsızhk düşüncesinin öhım- süz amüdır. Bu sonucu yaratan bir uhısun çocuğu, bir ordunun Başkomutanı olduğum için, sevincim ve mutiuJuğum sonsuzdur." (Söylev, Cumhuriyet Kitaplan, s. 329) 28 Ağustos 'Sözümü tutamadım, arttkyaşayamam' B aşkomutan Mustafa Kemal. Genel- kurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Cephe Komutanı tsmet tnönü 26 Ağustos sabaha karşı saat 03.30'da Kocatepe'nin yanındaki çadurlı ordu- gâhta hazırdılar. Bu kesımde gizlice getirilmiş 200 top var- dı ve topçu ateşi başladı. Böyle dehşet verici bir ateş belki de daha önce hiç görülmemıştı. Saat 09.00'da 23. tümen çok önemli konumdakı Belente- pe'yi ele geçirdi. Aym saatlerde Yarbay Satih Omurtak'ın komutasmdakı 61. tü- men Kazuçuran mevkımı ele geçirdi. Sü- vari tümerümız ılerliyordu ve Yunan cep- hesmin gensme sızmak üzereydı. Öğleden sonra savaşm hızı azahnıştı. Kocatepe'deki karargâhta hava gergindi. Daha Yunan cephesi yanlamamıştı. Başkomutan gözü- nü krrpmadan savaşı izliyordu. Bu srrurlı alanda 60 bin asker can pazannda boğuş- maktaydı. Çiğiltepe karşısmdaki durum ciddiyet arz edıyordu. Bu tepe karşısmdaki 57. tümen bir türlü ilerleyememişti. Kuşat- ma kolu, ateş yememek için, hayli açıktan dolaşmca, etkisiz kalmıştı. M. Kemal Paşa bu tümenin komutanı Albay ReşatBe>'i severdı, çok başanh hizmetler görmüştü. Teşvik etmek için telefon ettı. "Reşat Bey hâlâ hedefinize ulaşmadmız. Bir sorun mu var?" "Yanm saat sonra ulaşacağız efendim. Söz venyonun. "Peki, size güveniyo- rum." Yanm saat dolalı hayli ohnuştu. Çi- ğiltepe düşmemişti. M. Kemal Paşa Re- şat Bey'le konuş- mak istedi. Telefona emir suba- yı Üsteğmen Boz- kurt Kaplangı çıktı. "Reşat Bey i istemiştim." Bozkurt Bey zorlukla, "Reşat Bey az önce intihar etti efendim" dedı. M ~^ize bir açık- lama bırakmış.- Peki, okuyorum: Yanm saat içinde size o mevzii almak için söz ver- diğim halde sözümü tutamamış olduğum- dan dolayı yaşayamam.'' Üsteğmen, Baş- komutan'm teselli edici sözlerini ağ- layarak drnledı. (Özakman, Şu Çılgın Türkler s. 611-623). Acaba dünya tarihinde Albay Reşat Çiğil- tepe'nin yaptığını yapan kaç tane yurt- sever vardır. îşte bu vatan, kendisini vatana adayan, başkomutanma sonsuz bağlı şehit Albay Reşat Çiğiltepe gibi kahraman yurt- severlerin kendilerini vatana adamalanyla kurtuldu. AVRUPA'DAN GURAY OZ SÜRECEK Almanya'da Seçimler, Türkler ve Türkiye Almanya'da yaşayan Türkleri ve Türkiye'yi ya- kından ilgilendiren erken genel seçimlere 18 gün kaldı. Bu seçimler Türkiye'yi AB üyeliği; Türk kö- kenli seçmenleri ise gittikçe kötüleşen yaşam ve çalışma koşulları açısından ilgilendiriyor. Peki, se- çime katılan ve parlamentoya girme şansları olan partiler bu iki konuda ne diyorlar? Her şeyden ön- ce göçmenlerin durumunda bir iyıleşme beklenti- si içinde olmadığımızı belirterek söze girelim. Çün- kü iktidara en yakın duranlar, durumu daha da kö- tüleştırecek olan muhafazakârlardır. Ikinci hükümet dönemini, çalışanlann ve emek- lilerin aleyhine politikalan nedeniyletamamlayama- yan Sosyal Demokrat Parti-SPD, tek başına ya da Yeşiller'le biriikte hükümet olma olanağını yitirdi. Yine de Türklerin oylannı bu partiye vereceklerini söyleyenler var. Türkiye Araştırmalar Merkezi, Türk- lerin hâlâ SPD'den umut kesmediği kanısında. Ama Türkler, oylarını bu kez SPD-Yeşiller yanın- da, Sol Parti'ye de verecekler. Siyasal partiler için- de 11 kişıyle listelerinde en fazla Türkiye kökenli adaya yer veren partı, göçmenlerin henüz dene- mediği Sol Parti'dir. Onu epeyce gerıden, çok ge- riden SPD ve Yeşiller izliyor. • * • Alman partilennin Türkiye'nin AB üyeliği konu- suna yaklaşımlarında görünürde bir fark bulun- muyor. Fark, nüanslardadır. Hıristiyan Birlik parti- leri (CDU-CSU), Türkiye'ye ayrıcalıklı üyelik öne- riyorlar. Onların niyeti, Türkiye'yi militer bir güç ve dış politikada destek ülke oiarak korumaktır. Bir- liğın karar organlannda ıse ıstemiyoriar. SPD ve Ye- şiller, Türkiye'ye gülümsüyorlar ama asıl söyledik- leri, sonu belirsiz müzakere ve tıpkı Merkel gibi, hatta ondan daha açık, Avrupa'nın güvenliği açı- sından Türkiye'nin vazgeçilmez olduğudur. Sol Parti'nin bu konuda net bırtutumu henüz yok. Parti programında şu satırlar yer alıyor: "Avrupa Birliği sıvil kalsın, NATO dağıtılsın, Avrupalı ve uluslararası bırgüvenlik sistemi onun yerine geç- sin." PDS, "Avrupalı ve uluslararası güvenlik sis- fem/"nin ne olduğunu henüz netleştirmedi. Sol Partı-PDS listesinden seçimlere katılan ve seçim- lerden sonra PDS ile bırleşmesi öngörülen, Seçim Alternatifi-lş ve Sosyal Adalet Partısi WASG ise AB'nin bır dönemeçte olduğunu, sosyal bir Avru- pa yenne militer ve neoliberal bir Avrupa'nın ön- görüldüğünü düşünüyor. Partinin sözcüsü Murat Çakır, AB'nin Türkiye'ye ilgisinin, çekirdek Avru- pa'nın, militer bir süper güç olma heves ve niyet- leriyle bağlı olduğunu söylüyor ve Türkiye'nin üye- liğine ıtırazlannı bu noktada yoğunlaştırıyor. • • • Seçimlerden sonra nasıl bir Almanya karşımıza çıkacak? Görünen, büyük bır sürprız olmazsa, CDU-CSU'nun, liberal FDP'nin desteğiyle, hükü- met olabilecek bir çoğunluğu yakalayabileceğidir. Ikinci sırada yer alacak SPD, Yeşiller'le kurduğu koalisyonu sürdürme olanağını yitirmiştir. Bu se- çimlerin asıl galibı ise barajı 3-4 puan aşacağı tah- min edilen Sol Partı-PDS olacaktır. Sol Parti'nin za- feri, yalnızca pariamentoda grup kurmasından de- ğil, doğu eyaletlerinde yüzde 29-30 dolayında bir oyla, birinci ya da ikınci parti olmasından kaynak- lanacaktır. Oyle bir parlamento ile karşılaşacağız ki, partiler sıralamasındaki yeri ne olursa olsun Sol Parti, Doğu Almanya'nın güçlü partisi oiarak Alman parlamentosunda etkin bır yer alacaktır. Bu da, Al- manya'da geleneksel polıtikanın ezberinin bozul- ması anlamına gelecektir. e-posta: guray.oz a cumhuriyet.com.tr YUNAN KOMUTAN TRİKOPİS: Her yanımızda süngüler parlıyor Y unan Ordulan Komutam General Tn- kupıs'uı amlarmda Büyük Sa%aş şöyle anlatır: "Savaş pek şiddetii başladı. Düşman topçusu uzun bir vürüyüş kolu hahn- deki ordu ve kolordu bağh büüklerine müthiş kayıp verdirijordu. thtivat tamamen eridiğin- den, değişik birliklerden ve ağıriıklardan bir ihtiyat kunümasıru emrettim. Güne> den gele- rek kuzev ve baü istikametinde bizi kuşatmak üzere düşman kollarmm (23'üncü Türk Tü- meni) ilerlediğini görünce elde prv~ade olmadı- ğmdan, bulunduğum yerin yakınında emir bekleyen dağ topçusunun mev/a>e girmesini ve düşmanı ateşle gerhe atmasım emrettim. Saat 17.00'ye doğru Karamunıs adındaki bh" teğ- men gelerek, Arpa Gediğini savıman Efzun Alavı Komutam Albay Plastras'ın Dumlupı- nar'm kuzeybaüsındald sırtlarda bulunduğu- na dair bir rapor getinti. Fa- kat muharebenin cereyam st- rasında düşman bizi güney- den kuşatarak Banaz doğ- rultusunda ilerii\or ve çekil- me hattımızı kesecek gibi gö- rünüyordu—" "Tümenlere, geceje kadar bütün mevzikrin savunul- masmı ve gecelejin evvelki emir gereğince 12'nci Tü- men, ağırhklar, koDar, bağh birüklerle. 9'uncu ve 13'üncü tümenlerin sıra- sryla Kızıltaş \adisi-Sümenler-Banaz yoluyla yürüyüşe deAam olunmasuu emrettim.'' Trikopıs, anılarmda şöyle devam edıyon "O zamana kadar toplanmızı az çok kullana- rak geri çekiliyorduk. Fakat sırtunız Kızütaş \amacına da>aûldıktan sonra kıpırdama>a mecaümiz kalmadı. Arük toplar da işleyemez bir hak düştü. Nihayet öyle oldu ki, tüfeklerin bile kuUaruhnadığı bir kötü vazh'etle karşı karşrya kaldık. İşte o zaman karşumzda sün- güler panldanıa>a başladı. Arkamız, önünıüz, her yannnız süngü... Böylece iş bitmiştL. Anmı bile bulamryordum. Ormanlar içine yaya oiarak yürümeye başladık." (1. Artuç. Zaferin AyakSesleri: Cılt: 2, Kastaş, s. 109)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle