Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET
TJ İX t 9 WI t IVII ekonomi@cumhuriyet.com.tr
Financial Times: Modaya yetişmek isteyen İngiliz giyim şirketleri yatınmlannı kaydınyor
Tekstilderota Türkiye• Perakendeci milyarder
Philip Green, FT'ye verdiği
demeçte, aralık ayından bu
yana Çin'den kopmaya ve
pazara daha yakın olan
Türkiye ve Doğu Avrupa'yla
çalışmaya başladıklannı
kaydetti. Green, Çin'in,
pazann ihtiyaçlanna
yeterince hızlı
cevap veremediğini
jfade etti.
LONDRA (ANKA) - Financıal
Times (FT), modanın hızına
yetişmek isteyen İngiliz giyim
şirketlerinin Çin'den Türkiye"ye
doğru kaymaya başladıklannı
ifade etti. FT dünyada moda
alanında oldukça hızlı bir
biçimde yaşanan yeniliklere aynı
hızda cevap vermek isteyen
ingiliz giyim şirketlerinin,
yatınmlannı Çin'den Türkiye'ye,
Hindistan'dan Doğu Avrupa'ya
kaydırmaya başlamasına neden
olduğunu belirtti. Perakendeci
milyarder Philip Green, gazeteye
yaptığı açıklamada, aralık
ayından bu yana Çin'den
kopmaya başladıklannı ve pazara
daha yakın olan Türkiye ve Doğu
A\Tupa'yla çalışmaya
başladıklannı kaydetti. Çinde
kalitenin çok yüksek, fiyatlann
da çok düşük olduğunu söyleyen
Green, ancak Çin'in, pazann
ihtiyaçlanna yeterince hızlı cevap
veremediğini ifade etti. AT
Kearney şirketine göre de fiyatlar
söz konusu olduğunda Çin
tartışmasız lider. Şirkete göre bir
bluzun maliyeti Çin'de 6.50
sterlinken aynı bluz Doğu
Avrupa'da 7 sterline, Türkiye'de 8
sterline ve Ingiltere'de 10 sterline
mal oluyor. Ancak taleplere hızlı
yanıt vermek söz konusu
olduğunda liderlik Türkiye'ye
geçiyor. Bir sipariş, Çin'den
denizyolu ile 22 günde
Ingiltere'ye ulaşırken siparişin
Türkiyeden gehnesi haünde bu
süre 5 güne kadar düşüyor.
FT, taleplerine hızla yanıt
almanın yanı sıra
perakendecilerin Avrupa'ya daha
yakın olmak istedikleri için de
Türkiye'ye kaydıklannı belirtti.
New Look şirketinin Uluslararası
Pazarlama Müdürü Cari McPhall
da Türkiye ve Doğu Avrupa'nın
kaynak olarak kullamlmasının
ticari çıkarlanna uygun olduğunu
söyledi.
OLUMSUZ SONUÇLAR TARTIŞILIRKEN YENÎ OLANAKLAR ARAŞTIRILIYOR
Çînlflerden işbirliği önerîsi var
Ekonomi Servisi - tstanbul
Tekstıl ve Hammaddelen Ih-
racatçılan Bırlığı (ITHIB)
Başkanı tsmail Güüe Çin-Tür-
kiye ışbırlığinın aslında "filile
tavşanınişbiriiğine'" benzetıle-
bileceğini ifade ederek, "Bu
işbirliğini hayata geçirmek as-
lında zor. Ama kesin olan bir
şey var, Türkiye'den Çin'e bir
rakip olarak değil de ülke ola-
rak baküğınızda bir cazibesi
söz konusu. Bu cazibeti yönü-
nü kullanan Türkfirnıalanda
mevcut" dıye konuştu.
Gülle, AA'ya verdiği de-
meçte, Çinli yetkilıler ve he-
yetlerle özellikle kota olayın-
dan sonra işbirliği olanaklan
üzerine daha sık görüştükle-
nni anlatarak, şunlan
ŞAHİN: ORTAKLIKTAN KAÇIŞ YOK
Şahinler Holding Yönetim Kurulu
Başkam Kemal Şahin, geniş bir tedarik
organizasyonu kurduklan Çin'den
hammadde alıp fabrikalannda
ürettiklerini veya başkalanna sattıklannı,
Türkiye'de üretemedikleri ürünleri alıp
Karstadt gibi Avrupa'nın büyük
mağazalanna pazarladıklanru söyledi.
Çin'in yanı sıra Özbekistan, Bangladeş,
Hindistan ve Mısır'da gelecekte fabrika
kurmayı düşündüklerini
belirten Şahin, şöyle devam etti: "Kota
konusundan sonra Çin'de biraz daha
frene basmak lazım. Çin'in Avrupa'ya
rahat mal satması biraz zortaşü. Türkiye
ve tekstil sektörû için bu büyük bir
avantaj. Yine de şunu unutmamak lazım;
Çin bütün gücüyle geliyor. Türldye'yi
güçlü tutabilmek için Çin gibi daha
rekabetçi ülkelerle işbüüği yapmak
zorundayız, Çin ile işbüüğinden kaçış yok.
Kaçarsak daha çok kaybederiz."
kaydetti: "Global dünyada or-
taklıklar ve işbirükleri yapma-
dığınız sürece, korktuğunuz ve
çekindiğiniz sürece hiçbir şey
yapamazsınız. Görüşmeleri-
mizde ÇinlOerin de burada bir
yannm yapıp deger yaratarak
Avrupa'ya mal satmasının söz
konusu ohıp olmayacağını ko-
nuşuyoruz. Çinliler bize işbir-
liği yapahm, burada şirketier
oluşturakm. Siz gelin Çin ve
Çin'in etranndakiülkelere mal
saün. Biz de Türkiye'ye getip
Türkiye'nin lojistiğhu kuDana-
rak Avrupa'ya mal satahm yö-
nünde önerflerde bulunuyor-
lar. Görüşmelerdeki zemin ve
senaryo bunun üzerine kurulu.
Bu iş bir denge meselesi Bu
denge kurulursa neden olma-
sm?"
Ismail Gülle, Çin ile Türki-
ye arasındaki ticaret hacminin
bire beş oranında Türkiye
aleyhine olduğuna dikkat çe-
kerek, "Ancak işbirlikleriyle
ohışan yapryla Çin'e olan tka-
retimiz ve ihracanmızı artOra-
bffiriz" dedi. APS Tekstil Yö-
netim Kurulu Başkanı Osman
Benzeş de dünyanın her tarafı-
nın alternatif bir pazar olduğu-
nu, Çin'in de bu kapsamda de-
ğerlendirihnesi gerektiğini
vurguladı.
Perakende
devleri
geliyor
Ekonomi Servisi - Dün-
ya devlerinin başkanlan
Perakende Günleri 2005
kapsamında yer alan 5.
Uluslararası Istanbul Pe-
rakende Konferansı'na
katılmak üzere Türki-
ye'ye gelecekler. Soysal
Danışmanlık tarafından,
23-24 Kasım 2005 tarih-
leri arasında gerçekleştiri-
lecek konferansa katıla-
caklar arasında, Versace
imparatorluğunun tepe-
sinde bulunan Versace
Yönetim Kurulu Başkam
Dr. Santo Versace, Arc-
hetype Discoveries Worl-
wide'ın kurucusu Dr.
Çlotaire Rapaille, Metro
Group Furure Store Proje
Başkanı Dr. Gerd Wolf-
ram, IKEA Dünya Başka-
nı Hans Skalin bulunuyor.
Lütfi Kırdar Kongre ve
Sergi Sarayı'nda gerçek-
leştirilecek olan Peraken-
de Günleri, 5. Uluslarara-
sı Istanbul Perakende
Konferansı, Istanbul Pe-
rakende Fuan 2005 ve
2005 Perakende Güneşi
ödüllerinden oluşuyor.
Seramik
sektörii
buluşuyor
Ekonomi Servisi - Se-
ramik ve cam sektörii.
Seramiktek 2005'te bu-
luşuyor. ASDF Fuarcılık
tarafından Türk Seramik
Derneği'nin desteğiyle
düzenlenen Türkiye'de
kendi alanında tek orga-
nizasyon olan Seramik-
tek 2005 5. Uluslararası
Seramik, Cam ve Tekno-
lojileri Fuan, yann. Is-
tanbul Dünya Ticaret
Merkezi-Yeşilköy'de açı-
lıyor. Yeni teknolojilerin
ve ürünlerin sergilenece-
ği Seramiktek 2005, Av-
rupa'daki üç büyük fuar-
dan biri olma özelliğini
taşıyor.
Seramiktek 2005, 1
Eylül saat 11.00'de, Türk
Seramik Federasyonu
Yönetim Kurulu Başka-
nı Adnan Polafın yapa-
cağı resmi açılışın ardın-
dan kapılanm açacak.
Ucuz Çin ürünleri, üretimde Avrupa ikincisi olan sektörün tahtını sallamaya başladı
Ayakkabı alarmveriyor• Türkiye Ayakkabı
Sanayicileri Derneği
Başkanı Ali Murat Kızıltaş,
küçük işletmecilerden
oluşan yaklaşık 400 bin
kişinin istihdam edildiği
ayakkabı sektörünün yok
olma tehlikesiyle karşı
karşıya kaldığını söyledi.
ÖZGÜLÖZYOL
ALPERYAKUT
Türkiye Ayakkabı Sanayici-
leri Derneği (ASD) Başkanı
AB Murat Kızıltaş. ucuz, kali-
tesiz Çin mallan nedeniyle kü-
çük işletmecilerden oluşan
yaklaşık 400 bin kişinin istih-
dam edildiği Türk ayakkabı
sektörünün yok olma tehlike-
siyle karşı karşıya kaldığını be-
lirterek "Sektör üretim ve ihra-
catta yüzde 70'e varan oranlar-
da küçüldü" dedı.
Kızıltaş, Çin mallannın Türk
ayakkabı sektörii üretimini
durma noktasına getirdiği uya-
nsında bulundu.
Sektörle ılgili sorulanmızı
yanıtlayan Ali Murat Kızıltaş,
ayakkabı üretim kapasitesi açı-
sından Avrupa'da Italya'dan
sonra 2. sırada yer alan Türki-
ye'nin sektördeki öncü konu-
munu kaybetme aşamasına
geldiğini anlattı. Kızıltaş,
"Sektör, büyük oranda gele-
Çin maOanna uygulanan kota 1 Ocak 2005te kaldırüdı. ancak uygulama, sektörde sorun yarato.
neksel üretim yapmasına kar-
şm İspanya ve Portekiz gibi bü-
yük ayakkabı üreticisi ülkeler-
İerekabetedebilecek dunımda.
Yılda 500 mityon çift ayakkabı
üreten sektör, piyasalarda Çin
etkisinin artmaya başladığı
2003 yılında 215 nülyon çift
ayakkabı üretirken 2004 yıhn-
da ise bu rakam 175 mihon çif-
te kadar düştü. Sektör üretim
ve ihracatta yüzde 70'e varan
oranlarda küçüldü" dedi.
Kızıltaş, 2005 yılının ilk dört
aymda Çin'den yapılan ayak-
kabı ithalatının çift başına yüz-
de 700 artış sağlamasmın
Çin'in piyasalara hâkimiyeti-
nin göstergesi olduğunu belirt-
ti. Çin üretimı ayakkabılann
yerel ürün fiyatlanndan yüzde
28 daha ucuz olarak piyasaya
gırdığinın altını çizen Kızıltaş,
şöyle devam etti:
"Bu durum, yerel piyasalar-
da üretimin sürekli azalmasına
ve sağlıklı üretimin, yerini, it-
haL, düşük katiteti, insan sağfa-
ğmı hiçe sayan ucuz ürünlere
bu-akmasına neden ohıyor. Üre-
tici konumdaki pek çok ayak-
kabı firnıası da arük ucuz Çin
mallan ithal etmeye başlach. Pi-
yasa dengesini sağlamak ama-
cıyla Çin mallanna uygulanan
köta 1 Ocak 2005'te kaldınldı,
ancakuygulama,ayakkabısek-
töründe denge değil sorun ya-
ratü. Bu durum sadece ayak-
kabı sektörünü değil, tekstüden
oyuncaksanayisine dekpekçok
sektörii olumsuz etkürvor."
ÜRETİMDE
ÇİN LİOER
I ünyada yıllık %
ayakkabı
üretimi 12 milyar 500
milyon çift. Çin'in yıllık
ayakkabı üretimi ise 6
milyar 500 milyon çift.
Dünya ayakkabı
sektöründe Çin, __ J^ _
yüzde 50'nin
üzerindeki payıyla en büyük
üretici ve ihracatçı
konumunda. 2004 yılunn ilk
yansında Türkiye, Çin'den 2
milyar 947 milyon dolarlık
ithalat yapmışken, Çın'e
yapmış olduğu ihracat oram
265 milyon dolar. Ticaret açığı
ise 2.7 milyar dolar.
ASD'nin de içinde yer aldı-
ğı Avrupa Ayakkabı Sanayii
Konfederasyonu'nun (ÇEÇ),
Avrupa Birliği (AB) Komisyo-
nu'na, Çin, Hindistan ve Viet-
nam gibi ülkelerden yapılan it-
halatlar için önlemler alınması
yönünde şikâyette bulundukla-
nnı belirten Kızıltaş, "Italya,
Ispanya ve Portekiz gibi ayak-
kabıüretiminde Bder sayılan ül-
kekrbile Çin'in etkisiyie her yıl
pazarlaruun yüzde 20'sini kay-
bedrvorT>
dedi.
KASANIZA
ıl BEREKET
EKOPOLflİK
ERİNÇ YELDAN
Neoliberal Küreselleşme ve
Küresel Gelirin Dağılımı
Değerli okurtarım, Kuzey Ege'nin serin sulannda
geçen bir yaz tatilinin ardından gene beraberiz. Biz-
ler tatilde iken Dünya Bankası araştırmacılannın ça-
lışmalannın yer aldığı World Bank Economic Review
dergisinin son sayısında Branko Milanovic imzalı bir
değertendirmeyayımlandı. (i) Küreselleşmenin azge-
lişmiş ülkelerdeki kişisel gelir dağılımı ile ilişkisini eko-
nometrik yöntemlerle irdeleyen bu çalışmanın sonuç-
lannı bu köşede sizlerle paylaşmak arzusundayım.
Söz konusu çalışmayı, özellikle uluslararası iktisat ve
kalkınma iktisadı konulannda araştırmalar yapan genç
meslektaşlara da hararetle öneriyorum.
Milanovic, sözü geçen makalesinde öncelikle bu-
güne değin küresel ölçekte gelir dağıhmındaki eğilim-
leri incelemiş olan çalışmaların sonuçlarını özetle-
mekte; ardından da kendi geliştirdiği ekonometrik bir
model yardımıyla neoliberal küreselleşme kıskacına
sokulan azgelişmiş ülkelerdeki kişisel gelir dağılımı-
nın seyrini irdelemektedir. Makalede geçmiş araştır-
maların bulguları iki ana gruba ayrılmaktadır. Bir yan-
da Harvard Üniversitesi'nden Robert Barro, Birleş-
miş Milletler Üniversitesi'nden Andrea Comia gibi ik-
tisatçılann başını çektiği grupta, küreselleşmenin yok-
sul ülkelerdeki gelir dağılımını olumsuz olarak etkile-
diği ve bu ülkelerde yoksullann reel gelirierinde de ge-
rilemeye yol açtığı vurgulanmaktadır. öte yanda ne-
oliberal iktisatçılar arasında yer alan David Dollar ve
Aart Kray ise küreselleşme ile gelir dağılımı arasın-
da ıstatıstıksel teknikler ile desteklenebilecek herhan-
gi bir ilişkinin olmadığı sonucuna ulaşmışlardır. Her iki
grup çalışmada da küreselleşme, "dış ticaretin payı-
nın milli gelir içinde artması" olarak yorumlanmakta-
dır.
Dolayısıyla Milanovic'in bize ulaştırdığı literatürta-
ramasının ana bulgusu çarpıcıdır: İktisat yazınında
küreselleşmenin, küresel düzeyde gelir dağılımında
iyileştirmeye yol açtığı şeklinde bir bulguya henüz
ulaşılamamıştır. Küreselleşme ve gelir dağılımı ilişki-
sini inceleyen neoliberal kökenli iktisatçılar dahi, en
iyi şartlar altında bile, bu iki değişken arasında hiçbir
ilişkinin bulunamayacağını savunur durumda kalmak-
tadır. Buna karşın, birçok çalışmanın bulgulannda kü-
reselleşmenin yoksullar üzerindeki etkileri olumsuz-
dur.
• • •
Milanovic'in kendi araştırmasının bulgularına göre
ise (dış ticaretin milli gelir içindeki payı olarak değer-
lendirilen) küreselleşmenin gelir dağılımına etkileri, ül-
kelerin gelişmişlik düzeyine göre farklılık göstermek-
tedir. Azgelişmiş ülkelerde bu ilişki olumsuzdur. Yani,
küreselleşme oranı arttıkça azgelişmiş ülkelerin yok-
sullan daha da yoksullaşmakta, zengin ve fakir ara-
sındaki uçurum daha da derinleşmektedir. öte yan-
dan bugünün sanayileşmiş gelir düzeyi yüksek olan
ülkelerinde, küreselleşme ile gelir dağılımı arasında
olumlu bir ilişki gözlenmektedir. Dolayısıyla, neolibe-
ral küreselleşme projesinin küresel gelir dağılımı üze-
rine etkileri azgelişmiş ülkelerde olumsuz, gelişmiş ül-
kelerde ise olumludur. Milanovic'in bulgularına göre
iki ülke grubu arasındaki söz konusu farklılaşma 8000
dolar düzeyi civarında gerçekleşmektedir.
özet olarak, Milanovic'in çalışması neoliberal kü-
reselleşme projesinin azgelişmiş ülkelerde yoksulla-
n daha yoksul kılarken, gelişmiş ülkelerde de zengin-
liği arttıran bir süreç içerdiğini vurgulamakta; dolayı-
sıyla kapitalizmin temel eşitsizlik yasasının küresel
düzeyde nasıl işlemekte olduğunu ampirik olarak göz-
ler önüne sermektedir.
(i) Branko Milanovic (2005) "Can We Discem the
Effect of Globalization on Income Distribution?"
VVorid Bank Economic Review, cilt 19, no 1, sf.21 -44.
Rekabet, bHgisayam ucudattı
• NEW YORK (AA) - Başlıca bılgısayar
fırmalan arasındaki amansız rekabet, masaüstü
bilgisayar fiyatlannda büyük düşüşlere yol
açarken, en son geliştırilen ve tüm özelliklere
sahip bilgisayarlann fıyatı ABD'de 300 dolara
kadar düştü. Önemli bilgisayar üreticilerinden
Dell, fiyatlannı 299 dolara kadar çekerken,
piyasaya sürdüğü nispeten daha pahalı
bilgisayarlarla tanrnan Apple'ın bile fiyatlan 500
dolara kadar düşürdüğü ifade ediliyor.
Izlediği rekabet stratejisinin Dell için sadece bu
yılın ikinci çeyreğinde sebep olduğu gelir kaybının
300 milyon dolan bulduğu belirtilirken, buna
rağmen bilgisayar üreticilerinin pazar paylanm
arttırmak amacıyla fıyat düşürmeye devam
edecekleri kaydediliyor.
İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU / ÖZLEM YÜZAK
Dosyanın başlığı: Hindistan'ı yeniden ya-
ratmak.
NewScientist dergisine bundan birkaç
ay önce kapak olan dosya, bir ülkenin bil-
gi toplumu olma yolunda hızla attığı adım-
ları ve bunu ekonomisi ile başarılı bir şe-
kilde bütünleştirmek için izlediği yollan
anlatıyor. Saptanan ulusal politika doğ-
rultusunda belirlenen öncelikler, bilimi ve
endüstriyi bir araya getirerek ülkenin re-
fahını arttırmak için oluşturulan konseyler,
üniversitelerin kalitesini arttırmak için so-
mut arayışlar... Oralarda, çok uzaklarda,
Hindistan halkı için yeni bir düşünce biçi-
mi geliştiriliyor, taşlar sabırla döşenerek.
Şüphesiz daha kat edecekleri çok yol var.
Yoksulluk, gelir dağılımındaki eşitsizlik hâ-
lâ dizboyu. Ancak her şey planlı ve emin
adımlarla ilerleniyor...
Okudukça içim darahyor. 'Değişen für-
/öye"sloganı ile kendi ülkemdeyapılmak is-
tenenler ve bugün gelinen nokta çörekleni-
yor iç huzursuzluğumun orta yerine. Evet,
benim ülkemde de insanlann düşünce ya-
pılan değiştirilmeye çalışılıyor. Kaçak Kuran
Bir Ulkeyi Yeniden Yaratmak... Ama nasıl?
kursları ile, aşılanan Atatürk düşmanlığı
ile... TÜBlTAK'a, Devlet Tiyatrolan'na mü-
dahale edilerek bilimsel düşüncenin, sa-
natsal gelişimin içine gericilik tohumlan eki-
liyor. Parasız devlet üniversiteleri eritilerek
iahiş ücretli' vakıf üniversiteleri güçlendi-
riliyor. Üstelik eğitimin kali-
tesiniyükseltmekadına hiç-
bir şey yapılmadan, Kâbu-
sa dönen, üstelik eşitsizliği
daha da besleyen sınav sis-
temlerine dokunulmuyor.
Yeni genç işsizler, yeni
umutsuzlar orduları yaratı-
larak...
Hindistan'da devlet tara-
fından oluşturulan Ulusal
Kimya laboratuvan bünyesindeki Iş Geliş-
tirme Grubu, yeni fikirierin üretilmesi için
mükemmel bir ortam. Üstelik kurulan bir
mekanizma sayesinde bilim insanlarının,
geliştird^kleri düşüncelerinin patentlerini
hızla alarak bu alanda küresel rekabette
öne geçmeleri sağlanıyor. Yeni Milenyum
Hindistan Teknoloji Liderliği Inisyatifi, hükü-
metin en önemli uygulamalanndan biri. Bu
oluşum sayesinde üniversitelerin, kamu la-
boratuvariarının ve özel sektör firmalannın
ortak projelerine deva-
sa paralar akıtılıyor.
Şüphesiz pek çok
ülke gibi Hindistan ve
Türkiye'de de işsizlik
önemli bir sorun. Bü-
yüyen ancak istihdam
yaratmayan bir ekono-
mi üzerine kurulu Tür-
kiye'de hükümetin iş-
sizliğe memem olarak
sunduğu öneri paketi "KOBl'lerin yeni işe
alacaklan 'beyaz yakalı' personel başına
puan toplayarak sıfır faizli kredi almalan".
Bu kapsamda 100 trilyon liranın Vakıfbank'a
şimdiden yatırıldığı belirtiliyor ve 50 bin iş-
size istihdam sağlanacağı öngörülüyor.
Hindistan'a geri dönelim ve bilişim en-
düstrisinin Hindistan ekonomisine katkısına
şöyle bir göz atalım. 1999 yılında GSYH'ye
katkısı yüzde 1.3 iken geçen yıl yüzde 3'e
yükseldi. Tabii bu durum hükümetin aldığı
diğer karariara da etkili oldu. "Ben ilaç sa-
nayimigeliştireceğim"karan Hindistan'ı kı-
sa sürede biyotek ve jenerik ilaçlarda dün-
ya devleri ile yanşır hale getirdi.
Türkiye'deki "istihdamı bile şirketlere pa-
ra teklifederekarttırma" mantığı ile Hindıs-
tan'daki "bilimle sanayiyi harmanlayarak"
hem küresel rekabette öne geçme hem de
yeni iş alanlan yaratma mantığını kıyasla-
mak mümkün mü?
Hindistan'da bilgi toplumu devrimi ya-
şanırken 2005 yılının Türkiye'sinde gence-
cik üniversite öğrencileri düğünlerde ha-
vaya sıkılan kurşunlarla yaşamlannı kay-
bediyortar... Bundan 82 yıl önce tüm dün-
yaya parmak ısırtacak şekilde gerçek
devrimlere imza atabilmiş bir ulusun bu-
gün içinde bulunduğu durum, ne yazık ki
şuyukarıdaki tablo...
FİSKOBİRLİK:
Uretici rahat olsun
AHMETŞEFİK
TRABZON - FlSKOBÎRLÎK Genel
Müdür Vekili Nihat Yümaz, piyasalar-
da fındık üreticisini paniğe sevk edecek
aldatmacalar olduğunu belirterek üreti-
cinin bu kandırmacalara kulak asma-
ması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, FlSKOBlRLlK'in son dere-
ce güçlü bir şekilde üreticisinin arkasın-
da durduğunu, taban fiyat garantisiyle
ekim aymdan itibaren fiyattaki yüksel-
meye bağlı olarak artış yapacaklanm
açıkladı. Fındığım muhafaza edemeyen
üreticinin emanete fındık verebileceği-
ni bildiren Yılmaz, "Dünyadaki nndık
ahcılan şu anda aşagı yııkan sıfîr stokse-
viyesinde sezona girdL Bu ilkkez oluyor.
Fındığm en önemli alternatifı bademde
ise büyük bir rekolte düşüklüğü söz ko-
nusu" dedi.