23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 © AĞUSTOS 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA SÖYLEŞİ 9. Cumhurbaşkanı Demirel, Başbakan 'ın neyi kastettiğini açıklaması gerektiğini söyledi Erdoğan, Kürt sorununu çıplak bıraktı,giydirmeli MUSTAFABALBAY A NKARA -Dokuzuncu Cumhur- başkanı SükymanDemird. Baş- bakan RecepTayyip Erdoğan'ın "Kürt sorunu" deyınce neyı kastettiğini açıklaması gerektiğini vurgu- ladı. Demirel, "Başbakan hadiseviçıpİak bırakmışür, gh dirmeüdir. Aksi halde baş- kalan içini doİdurur" dedı. Demirel'e Günız Sokak'taki evınde yö- nelttığımız sorular ve yanıtlan şöyle: - Sryasi iktidar Türldye'nin hassas ko- nulanna eğilirken toplumsal dengelerigö- zetmiyor havası veriyor. Örneğin Erdo- ğan'ın Diyarbakır konuşmasL Şimdi Tür- kiye'de herkes kendince Kürt sorununun içini doldurma\a çakşıyor. Siz geuşmeleri nasü yorumluyorsunuz? - Şımdi çok önemlı bır konuya geldik. Bu tabıı çok yanlış anlaşılabılecek, yan- lış yorumlara götürülebilecek demagoji- ye müsaıt bır konu. 80 senelık cumhun- yetin 50 senesınde, 50 senemn de 40 se- nesınde sıyasetın ıçınde olan ınsan olarak bu konuyla çok haşımeşirim. Devlet adam- lannın ve siyaset adamlannın Atatürk da- hil en sık kullandıklan kelune mıllı bır- lik, beraberlik ve bütünlüktür. Bu-lıktelık olayı Türkiye "nin her şeyden önce gelen olayıdır. Bunun zedelendıği ihtımalının veyahut endişesinin veyahut kaygılannın veyahut varsayımlannın tartışıldığı za- manlarda Türkiye'de geçmişte askeri mü- dahaleler oldu. - Bu çok hassas bir değerlendirnıe™ - Yanı Türkıye, bir ımparatorluğun da- ğılmasından sonra kurulan cumhunyetin, imparatorluğun akıbetine uğraması kor- kusunu hep yaşayarak geldı. Bu korku çok kere zihinlerde. Cumhuriyet şimdi beşınci neslini idrak etmiştir. Birınci ne- sildekı korkuyla beşinci nesıldekı korku farklıdır. Endışe, kaygı öyle dıyelım. Aca- ba çöküverir miyiz, dağılıvenr mıyiz? Ni- ye dağılalım, mye çökelım dediğıniz za- man, iyi ya ışte Osmanlı dağıldı çöktü. Bız Osmanlı değilız. Bu başka bu" ış, dediğı- niz yerde şu gelıyor: Türkiye halkının önemli sayılabilecek bir kısmı Balkan fa- ciasını görmüş ailelerin devamıdır. 500 se- ne oturduğumuz Balkanlar'dan 6 ayın içe- risinde çıkıp gelmişizdir. BUNUN UZERINE ATLARLAR - Ki nüfusumuzun 10-15 mflyonluk di- ümi Balkan kökenlL. - Öte yandan Türkiye halkının bir kıs- mı, Türk mılletinı teşkıl eden insanlann bir kısmı da Ruslann Rus çarlığının ku- rulmasuıdan sonra bilhassa 186O'lı yıl- larda Kuzey Kafkasya'ya yöneltmiş bu- lunduklan yayılma siyasetınin netıcesın- de oralardan gelmiş halktır. Bu- kısım halk ise imparatorluk dağıldıktan sonra dün Anadolu'da yaşayan halktır. Bu halkın Arap kökenlısi vardır, Kürt kökenlısı var- du-, çeşitli kökenlileri vardır. Bu halkın meydana getirdiği ulus-devlet cumhunyet- tir. Bir yerde ulus olacak ki, devlet olsun. Şimdi cumhuriyetin kurucusu büyük Ata- türk, cumhuriyeti kuran Anadolu halkına Türk denir, dıyor. Tanfbu. Burada ırk ko- nusu yok. Ondan sonra Türkiye Cumhu- nyeti Anayasası bugünkü anayasa herke- si bağlayan bir dokümandır. 66. madde- sinde Türk devletme vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür, diyor. Şimdi böy- le bu- Türkiye var orta yerde. Yani halkı- D okuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Erdoğan'ın 'Kürt sorunu' deyince neyi kastettiğini açıklaması gerektiğini, aksi halde başkalarının kendilerine göre içini dolduracağını belirterek "Sayın Başbakan'ın Kürt sorunu vardır sözünü giydirmesi lazım. Çıplaktır hadise. Bundan neyi kastettiğini söylemesi lazım. Neyi kastettiğini söy- lemeden çare söylüyor. Çare demokratikleşmedir, diyor. Daha çok demokrasidir, diyor. Daha çok demokrasiden neyi beklediğini söylemesi lazım. Bunları söylediği zaman sa- nıyorum bu tartışma rayına oturur. Söylemediği takdirde herkes şunu mu demek istedi, bunu mu demek istedi diye birtakım varsayımlarla hareket etmektedir" dedi. Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, gazetemizin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay'ın sorularını Güniz Sokak'taki evinde yanıtladı. (Fotoğraflar: KORAY AVCI) run tümünü etnik veya inanç ayncalığına tabi tutmadan, halkının tümünü cumhu- riyetin kurucusu ve vatandaşlık bağlany- la bağlı olan herkesı Türk sayan ülkenin adı Türkiye, devletinin adı Türk Devleti. resmı dil Türkçe ve bu- ünıter devlet. Mil- letinin adı da Türk mılletı. Şundi bunu de- dikten sonra şuraya geleceğim; herhangı bir kişi çıkar, bu Türkiye Cumhuriyetf nin başbakanı da olur, başkası da olur, Türkd- ye'de bir Kürt sorunu vardır, derse, Tür- kiye'de pek çok kışı bunun üzerine atla- yacaktu-. Nitekim öyle de olmuştur. - DışandakJ pek çok kişi de atiayacak- tir™ - Ama evvela Türkiye'deki. Şimdi ne- den Türkiye'dekı bunun üstüne atlayacak- tır? Bu aslmda Türkiye'de biraz evvel ızah ettiğim birliktelik hadisesı var ya, ona olan hassasiyetin neticesidir. Çünkü bu- gün Türkiye'de hangi etnik gruba mensup olursa olsun, hangı uıanca mensup olur- sa olsun, bunu çok önemsiyomm, insan- lar ülkenin her yerinde iç içe yaşamakta- dırlar. Beraberce yaşamaktadırlar, birbir- lenni hıç ama hiç ayırmamaktadu-lar \e bu insanlann bu- kısmının zorluklan var- sa öbürlerinin de vardır, binsinin çocuğu ışsızse öbürününkı de işsızdir. Yani ımtı- yaz veya mahrumiyet tanımamış eşit hak- lara sahip, hak eşitliğine sahip, fırsat eşit- lığıne sahip insanlardu-. Bu üniter devlet- tu". Türkiye Cumhunyetı Devleti'ni ana- yasa devleti yapar o. Ve bana göre Türki- ye'deki huzuru sükûnu sağlayan budur. Şundı acaba buradan uzaklaşıyor muyuz gibi bır endişe meydana gelırse yanı Tür- kiye'de bır Kürt sorunu vardır, deyip bu- nun ne olduğunu söylemezseniz. herkes kendılığınden bir yoruma kalkacaktır. Bundan korkanm ve bu yorum sadece Türkiye'nın Kürtçe konuşan ılçesinde, köyünde, ıluıde yahut bir yerınde bır yer- leşim yerinde değil, bu yorum tzmir'de, Kadıfekale'de, Nazılli'de Cumhuriyet ma- hallesinde, Antalya'da Aksu'da, Sam- sun'da, Bursa'nm varoşlannda ve dünya- dakı en büyük Kürt şehrı olan Istanbul'da 12 milyon nüfusun 1 milyonu Kürt asıl- lıdır, günlük meşgalesi içinde bulunan Doğu kökenlı ben Kürdüm diyen benim vatandaşım acaba nereye varacağtz gıbi endişelere kapılacaktu-. ERDOĞAN NEYİ KASTETTİĞİNİ SOYLEMELİ? - Bunun devamı aynşmaya gider nıi dhorsunuz? - Bunun yanında da dün kendısınden hıç komşusunu ayumayan başka etnik menşeye mensup bu ülikenin güzel va- tandaşlan, o vatandaşlanna bir acayıp bakmaya başlayacaktrr. Bu sizin ıste- mediğımz aynmcılıktu". Yalnız aynmcı- lığı isteyerek yapamazsmız. Istemeye- rek de yaparsınız. Türkiye'run bırlıkte- lığıne zarar verecek olan en büyük ha- dısedır. Şundı ben bu konuda çok ko- nuşmadun, ufak tefek şeyler söyledım ama bugün sana her şeyı söylüyorum, burada Sayın Başbakan'm hükümet baş- karu sevıyesmde bunu söyledığıne gö- re bu Kürt sorunu vardır sözünü gıydır- mesi lazım. Çıplaktır hadise. Bundan ne- yi kastettiğini söylemesi lazım. Neyi kastettiğini söylemeden çare söylüyor. Çare demokratikleşmedir. dıyor. Daha çok demokrasidir, dıyor. Daha çok de- mokrasiden neyı bekledığını söyleme- si lazım. Daha çok demokrası ülkenin bir köşesine lazım da, diğer köşesine la- zım değil rru, onu söylemesi lazım ve bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti bıraz ev^el ızah ettığım şekilde Türk mılletı ve Türk vatandaşı ka\Tamlanna ne gibı yenilikler getirmektedir? Bun- lan söylemesi lazun. Bunlan söylediği zaman sanıyorum bu tartışma rayına oturur. Söylemediği takdirde herkes şu- nu mu demek istedi, bunu mu demek is- tedi diye bırtakım \ arsayımlarla hare- ket etmektedir. 'Sorun Kürt değil.. terör'- Bazı kesimkr de bizce Erdoğan şunu de- mek istedi deyip, ona göre üerfiyon.. - Ama o dahi yanıltıcı. Şimdi bu tartışma- nın bu- rayuıa oturması ıçin, ben onun içuı bekledim zaten, Saym Başba- kan'ın bundan neyi kas- tettiğini ve bu sorunu ne- yi yaparak çözeceğını söylemesi lazım. Bu- günkü sorun geçen 20 sene zarfında Türkı- ye'yi çok rahatsız eden bir sorunun, terör sorunu- nun yenıden uç verme- suıden do- ğan bir olavdır bu. Bugün tartışüan sorun, daha doğrusu Türkıye'nın bugün karşılaştığı olay ne demek istediğini bilme- dığimız bir Kürt sorunundan dolayı değil, ama bir terör sorunundan dolayıdır. Terör 1999'dan 2004'ün ortasına kadar durmuş gibi görünürken, 2004'ün ortasından itıbaren yenıden uç vermiş ve büyük kaygı uyandırmıştır. Evvela bende büyük kaygı uyandırdı. Ben görevimı bitirip cumhurbaşkanlığı- nı devralan Sayuı Cumhurbaşkanı "na ve o günkü Başbakan'a, o günkü Genelkurmay Başkanı'na bi- rer mektup yazdım. 15 Mayıs 2000 yıluıda. Bura- da terör olayının çok önemli bir olay olduğunu \ e bunu ben 1990'dan 2000'e kadar ıçınde yaşadığun ıçin çok içıni bıldiğimi ve görev de\Tederken de\- lette devamlıhğı esas alarak bu yangının yeniden yanmaması lazun geldiği hususundakı kaygılanmı dıle getırdun, aşağı yukan mealen söylüyorum. Şundı ne zaman ki bu yangının yenıden yanması- na doğru birtakun ışaretler sezerım, o zaman söy- lenınm, bu PKK terörü yeniden yükselmemelidir. Yenıden yanguı haline gelmemelidu". Fakat üzün- tüyle söyleyebilirim kı, aşağı yukan 8 ay zarfinda 150 tane asker şehit olmuştur. Öyleyse bence Tür- kiye bu Kürt sorunu denen olayın, ne olduğunu bilmediğimiz Kürt sorunu denen olayın tartışma- suıa dalıp terörle mücadeleyı unutmamahdu". - Öyle bir durumdan söz edebüir mijiz? - Bu sorun ıle terör uiibatlandınlarak terörü de- ğil de bu soruna yönelmek suretıyle terör gölgede kalmamalıdır. Terör ola\ı başlı başına bir olaydır, Türkiye'run hiçbu" sorununa bağlı olarak tartışıla- maz. Evvela bunu kaydetmek isterim. Herkese dıyorum ki, neyı tartışacaksanız tartışm, onda da rezervlerim var, fakat terör sorunu onlara bağlı olarak tartışılmasın. ü EMİREL'DEN HEP MİLLETVEKİLLERİNE: Kan dökenlerden korkuyorsunuz SÜRECEK B aşbakan Süleyman De- mirel. lOKasım 1992 Sahgünü saat 18.00- 19.00 arası Konut'ta, HEP Genel Başkanı Ahmet Türk ve mılletvekıli arkadaşlan Mab- mut U\^anık (Dıyarbakır). Meh- met Emin Se\w (Muşl, Zûbejir Aydar (Sıirt), OrhanDoğanlŞır- nak), Mehmet Sincar (Mardin) ve Selim Sadak'ı (Şunak) kabul etti. Demirel ile milletvekilleri arasında geçen diyaloglar şöyle: TÜRK: Kan doküîüyor. Bu- nun durdurulması için yapabile- ceğjmız bir şey varsa, yapmaya ha- ZUTZ. Bunu konuşmaya geldik. DEMİREL: Bundan memnu- nıyet duydum. Bu sene 500'den fazla vatandaşunızın hayannı kay- bettığını bıliyorsunuz. Çoluk-ço- cuk, kadın-erkek, genç-ihnyar de- meden. bölgedekı uısanlar öldü- rülüyor. Devlet ise bu cinayetle- n durdurmak ıçuı vardn. Devlet, sınınnı. toprağını, halkını koruya- caktır. Devlet bunu yapmaya ça- lışıyor. Devlet. hukukun içinde kalarak halka müşfık ve adaletli davTanarak. huzur ve sükunu te- sise uğraşıyor. 8-9 senedir devam eden bır olaydu". Devlet bu olayı bitirmeye kararlıdır ve mutlaka binrecektir. Yanı, kan dökenlen et- kisiz hale getu"ecektir. Hiç kim- se devlete "Bunu neden japrtDr- sunuz" dıyemez. Devlet olmanuı icabıdu-. E)ünyanın hangı ülkesın- de olsa, devlet. bızım devletm yaptığmı yapacaktır. Sizin yapa- bileceğuıiz çok önemli bir görev \ardu-. Ancak ne kadar serbestsi- niz9 HEP olarak sızi Türkiye. "PKK'nin shasitemsâcisivçuzan- ttsT sayıyor. Bu damgadan kur- tulmanız lazun. Kan dökülmesi- ne karşı olduğunuzu ilan etmeniz lazun. PKK'nın devamı olmadı- ğuıızı söylemeniz lazun. Halka, "Bu adamlara yatakhk yapma- jın!" demenız lazun. Temsilcisi olduğunuz halkm ve illenn bir sorunlan varsa, bunun çözümü- nü, kan dökerek elde etmenin mümkün ohnadığuu söylemeniz lazun. Halkı devlete ısındırmak için yarduncı olmaruz lazım. Ba- kuuz; daha dün akşam Hanı'de askerlik dau-esi basıldı. 12 kışı öldürüldü. Bunu yapanlara birdi- yeceğinız yok mu? Hep susuyor- sunuz. Sanki kan dökülmesini tasvip ediyor veya kan dökenler- den korkuyorsunuz. TÜRK: Bızkandökülmesini ıste- mediğımizi söyledik. Biz gerekirse. PKK'nmkarşısmdadayeralınz. An- cak halka. bir şeyi elde edebileceği- mızi söylememiz lazım. DE\IİREL: Kan dökülmesi başka. "Kürtsorunu" dediğimiz olay başkadu-. Hem, kan dökerek bir şey elde etmenin mümkün ol- mayacağını kabul ediyorsunuz. hem de bu sayede bir şeyler ko- parmarun peşinde gibısüıiz. Kan dökülmesi durmadan hıçbir şey ol- maz. TÜRK: İspanya'da birtakım ge- lişmeler oldu ve kan dökülmesi de geniş çapta durdu. DEMİREL: Devlet. sılahlı ha- rekete taviz vermez. O anlama gelecek hıçbir ışin içinde de ol- maz. "Ne yapabiBriz" diye soru- yorsunuz. Halkı. devlete yaklaş- nrmada yarduncı olmak. görevi- nizdir Devlet adamöldürüyordi- yemezsınız. SE\TR: Halk, PKK'ye söz söyletmiyor. DEMİREL: Yani halk; Bitlıs'in Cevızdalı köyünde 38 kışiyi, Van'uı Çatak yaylasuıda 7 çocuk- lu kaduıı öldürenlen, yol kesip otobüstea mınibüsten adamlan in- dınp kurşunlayanlan tasvip mı ediyor0 Bunu düşünmek istemi- yorum. TLIRK: Devlet de bu çeşit iş- ler yapıyor. DEMİREL: Bunu kabul ede- mem. şayet, bir bıldığiniz varsa, üstüne gıdelım. TÜRK: Evet. Bu hususlan ge- tireceğiz... DEMİREL: Güvenlık kuvvet- leri, dünyanın her tarafinda, birbü- yük olayı bastırmaya yöneldiği vakıt, o görevleri yapan kışinin eği- timinden, yaradılışından, ruh ha- luıden doğabilecek birtakım ho- şa gitmeyen olaylara sebep olabı- lu-ler. Bunu tasvip ediyor deği- lun. Sadece gerçeğı ortaya koyu- yorum. Sadece, hiçbir şikâyetin ol- maması ıçin olayuı durması ve normal nizama dönülmüş olma- sı lazımdır. Buna yarduncı olur- sanız. şikâyetler kalkar. TÜRK: Alanya'da. Fethiye'de bazı olaylar oldu. Bunlardan en- dişe edıyoruz. DEMİREL: Güneydoğu'da şe- hit olan insanlann cenazeleri, ül- kerun diğer köşelerine göndenli- yor. Bunlar orada, büyük bir in- fıal yaratıyor. Bu infiahn, Türk- Kürt aynmına sebep olmaması için beyanlar verdim. çağnlar yap- tun. Cuıayeti ışleyenlerle "'Kür- tüz' dh'enleriavirın'' dedim. Dev- letuı de altından kalkamayacağı bazı olaylarlakarşılaşmaması ıçin fevkalade tetikteyiz. Ülkenin di- ğer kesımlerinde yaşayan bazı Doğu kökenli vatandaşlara yöne- lebilecek husumetten endişe ede- rim. Devlet bu işı olağanüstü hal ile bitiremezse. daha sert tedbir- lere gitmek mecburiyennde kahr. Nihayet. HEP olarak size karşı, Mecüs içinde ve Meclis dışuıda büyük tepkiler doğar. Bu tepkiler halen vardır. Benim grubumda da vardu". Partiniz kapanu". Mese- le oraya kadar vanr. Sizi tehdit edi- yor değuim. Bızi de aşabilecek ba- zı durumlann hasıl olmasuıdan duyduğum endişeyi belirttim. Böl- gedeki sözü geçen insanlara, si- ze. bölge dışındaki muteber kişi- lere: "Bu PKK işinin bir çıkmaz olduğunu" halka anlatmakta gö- rev düşüyor. Türkiye içinde kala- caksanız, Türk Devleti idaresin- de yaşayacaksanız, bu görevleri- nizi yapuı. Devlet, nasıl olsa bu ışı bitirecektu-. Bu ış bittıği za- man, bölgenin ve halkın mutlu- luğu içuı taleplennız olacaksa, bu talepleri yapmaya yüzünüz olsun. Şu anda devleL elinde sılah olan adamla veya onun temsilcisi du- rumunda bulunan adamla. hiçbu- şeyı görüşmez. Sizuı temsilcisi olduğunuz bölge halkı, bizim de vatandaşlarımızdır ve kardeşle- rimizdir. Devlet olarak bız, onla- nn hukukunu çiğniyor değil, o hukuku koruyoruz. Ayncalığa karşıyız. Aynıcıhğı savunuyonız. Sızınle her zaman görüşmeye ha- zınm. Devlete yardıma olmak. ka- nı dökülen halka yarduncı olmak anlamını taşn. Bölgenize gidiniz. "Türkhe'nin bölünmez bütünlü- ğünü. huzurw güveniçerisindeya- şayanbirTürkivc'ninyaraıinı1 ' an- latmaya çalışuuz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle