Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 2005 PAZAR
HABERLER
DUMADABUGUN
ALİ SİRMEN -
Piroman İtfaiyeciye
Neden Şaşıyoruz ki?
Sevgıli,
Sisler, puslar içinde bir ormanda kış sabahı...
Orada burada öbek öbek ateşler yanmış... Yır-
tık pırtık elbiseler, partallar içinde insanlar, çer-
cien çöpten yapılmış barınakları içindeler ya da
fcimileri bir şeyler mırıldanarak gezinmekteler...
Ormanayeni sığınmışolan yabancıya, uzun sü-
redir orada olan biri etrafı gezdirmektedir. Adam
ezberini yineleyerek gezinenlerden bir şey anla-
maz. Ev sahibi konumunda olanı açıklar:
- Bunlann her biri bir eserdir. Şu gördüğün, Sha-
kespeare'ın "Hamlet'\ bu Machiavelli'nin "Hü-
kümdar"\...
Az ötede can çekişmekte olan bir adam, bir
delikanlının kulağına zorlukla bir şeyler fısılda-
rnaktadır.
Yaşlı ev sahibi konuğuna anlatır:
- Bu ihtiyarda Dante'nin cehennemidir, ölme-
den önce son dizeleri ezberletiyor genç ada-
ma...
Yalnıztüketime dönük, tekdüze insanlar yarat-
mayı amaçlamış, baskıcı bir iktidarın egemen ol-
duğu, bu yüzden kitabın başdüşman olarak gö-
rüldüğü, televizyon suftasındaki bir dünyadan ka-
çıp ormana sığınan insanlann, uygarlığın teme-
li kitapları korumak için, her birinin bir tanesini
ezberlediği ormanda yaşanmaktadır bu sahne...
• • •
Ray Bradbury'nin eşsiz bilimkurgu eserinin
başkahramanıdır, ormana sığınmış kişi. Ve o bir
itfaiyecidir.
Bu garıp ülkede itfaiyeciler, rejimin başmusi-
bet olarak gördüğü kitapları yakmak görevini
üstlenmişlerdir...
Ray Bradbury'nin bu enfes bilimkurgu roma-
nı "Fahrenheit 451 "i Fransız Yeni Dalga sinema-
cılarının önde gelenlerinden François Truffaut
1966 yılında filme çekti, başrolünü de gözde
oyunculanndan Oscar Verner'e oynattı.
Filmin en ilginç sahnelerinden biri de, görevi
geregi yakmak zorunda olduğu kitapları gizlice
okumaktutkusuna kapılan kahramanımızın, ya-
kalanınca, itfaiye komutanı önünde ifade verir-
ken bayılmasıdır.
Truffaut, daha sonra yaptığı bir söyleşide şöy-
le diyordu:
- Ne zaman güç bir durumda kalsam, şimdi
bayılsam da kurtulsam duygusunu duyardım.
Burada da o duyguyu anlatmaya çalıştım.
Sonra da şöyle sürdürüyordu açıklamasını:
- Bunu daha önce "Yumuşak fen"de dene-
mek istemiştim. Ama orada kahraman, mariz, za-
yrf, nahif bir tipti, mesajım tam anlaşılmayacak-
tı.
Ray Bradbury'nin yapıtı, görünüşte kötümser
olduğu kadar, özünde insanın gözlerini yaşarta-
cak derecede iyimserdir. öyle ya! Insanoğlu,
kendi değerlerinin özünü yaratan kitapların yok
edilmesine karşı, kendisi, etten, kandan, candan,
yürüyen bir kitaba dönüşecek kadar özüne bağ-
lı kalmayı becerebiliyor sonunda...
•••
önceki gün, Fransız kanalı TV 5'i izlerken kah-
kahayı patlatıp,
- Işte Fahrenheit 451, dedim.
Fransa'nın Var bölgesinde, 2 yılda 7 orman yan-
gınınayol açan, Jean Yves Gauthier adında pi-
roman (ateş ve yangın çıkarma tutkunu) bir itfa-
iyeciymiş meğer.
llk bakışta insanın köpegi ısırması gibi şaşırtı-
cı bir haber.
Oysa biraz daha düşününce, itfaiyecinin ateş
ile nefret ilişkisinin birden tutkuya dönüşmesin-
deki diyalektik gelişme açısından bunda şaşa-
cak bir yan olmadığını görüyorsun.
Kaldı ki, dünyamızdagariplikleröylesinealmış
başını gitmiş ki, artık hiçbir şeye şaşırmak müm-
kün değil.
Işlevi sorunları çözmek olması gereken politi-
kacının, bizzat sorun yarattığı, amacı aydınlat-
ma olan eğitimin karanlığı egemen kılmaya yö-
neldiği, güvenliğin şakinin eline terk edildiği, çul-
suzun zengini daha zengin, yoksulu daha yok-
sul kılan bir düzenin savunuculuğuna soyundu-
ğu, teslimiyetin bağımsızlık sanıldığı, hamakata
zekâ diye övgü düzüldüğü, hazine-i hassanın hır-
sızların haslarına teslim edildiği, uyanık olması
gerekenlerin uyurgezer dolaştığı bir dünyada pi-
roman bir itfaiyeciye neden şaşırıyoruz ki?..
Ama Sevgili, bu tür görüntülerle karşılaşınca,
umarım sen de Bradbury'nin kitabının o gözya-
şartıcı iyimserlikte ve yiğitlikteki son orman sah-
nesini anımsarsın.
O zaman, insandan hiçbir koşulda umut ke-
silmeyeceğini daha iyi anlarsın.
asirmen@ cumhuriyet.com.tr
AKP'LÎ YALÇINBAYIR'DAN ÇAĞRI:
Dokunulmazlik
oylaması açıkyapüsın
ANKARA (ANKA)-
AKPBursaMilletveki-
li Ertuğrul Yalçınbayır,
anayasa değişikliği oy-
lamaları gizli olduğu
için, milletvekili doku-
nulmazlığının sınırlan-
dınlmasının
TBMM"den yine geç-
meyeceğını söyledi. Yal-
çınbayır, bu nedenle ye-
ni anayasa değişikliği
teklifınde gızli oylama-
nın kaldınlması ve do-
kunulmazlıklann sınır-
landırılması için açık
o) lamaya gidılmesı çağ-
nsında bulundu.
Yalçınbayır, anayasa
değişikliği yapılırken
önce anayasanın nasıl
değiştirileceğini düzen-
leven 175. maddenin de-
ğiştirilmesi gerektiğini
söyledi. Yalçınbayır,
TBMM'de anayasa yap-
ma işinin milletvekılle-
rine ait olduğunu, par-
tilerin işi olmadığını
anımsatarak "Anayasa
gizli oyla yapılryor. Par-
tiler bunu daha sonra
açıklayıp siyasi malze-
nıe yapıyor. Anayasa
yapma sürecini demok-
ratik katılımı sağlaya-
cak bir düzeyeoturtmak
lazım. Bir anayasa deği-
şiküğinde 550 miDetve-
kitinin 500'ü evet diyor,
ancak buna rağmen
Cumhurbaşkanı'nın bu
ana\asa değişikliğini re-
feranduma götürmeyet-
kisi var. Bunu da değiş-
tirmek gerekiyor" dedı.
Ankara Ticaret Odası, AKP hükümetinin 1000 günlük performansını hazırladığı raporla değeriendirdi
6
Bir arpa boyu yol alamachk"ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Ankara Ticaret Odası (ÂTO), AKP
hükümetinin 1000 günlük perfor-
mansını, hazırladığı raporla değer-
iendirdi. Ekonomik kınlganhğın sür-
düğü, iç ve dış borç stokunun 113
milyar dolarlık artışla rekor düzeye
ulaştığı kaydedilen raporda, "Tür-
krye'nin bir arpa boyu yol alamad*-
ğT vurgulandı. 2002 yılında 31 bin
214 dolar olan kişi başına düşen borç
miktan da 1433 dolar artışla 4 bin
647'yeyükseldi.
ATO, "59. Hükümetin 1000 Günü"
adlı raporunu dün kamuoyuna açık-
ladı. Raporda, borçlardan işsizliğe
kadar çok sayıda parametre dikka-
te ahnarak hükümetin performansı
değerlendirildi. Raporda. bütçe di-
• "Ekonomik kınlganlık derinlemesine sürüyor. Iç-dış borç stoku 114 milyar dolar arttı"
denilen raporu açıklayan ATO Başkanı Sinan Aygün "1000 günde 1001 gece masallan
dinledik. Bir arpa boyu yol alamadık. Krizin tohumlan yine yeşillendi. Araba devrilir mi
diye her an yüreğimiz ağzımızda" değerlendirmesini yaptı.
siplini, faiz dışı fazla, enflasyon gi-
bi konularda alınan mesafelere kar-
şın ekonomideki kırılganhğın de-
rinlemesine devam ettiği, bunun
önemlı nedeninin de aşın borç yü-
kü, dış ticaret açığı, cari açık, sıcak
para olduğu ifade edildi.
En büyük korku işsizlik
Raporda yurttaşların en büyük
korkusunu işsizlik oluşturuyor. Ra-
pora göre, 2002 yılında 130.2 mil-
yar dolar olan dış borç, 2005 yılı
Mart ayı itibanyla 160 milyar dola-
ra çıkarken 2002 yılı sonunda 91.7
milyar dolar olan iç borç stoku ise
2005 yılında 175 milyar dolara yük-
selmiş durumda.
Raporda. 2002-2004 yılları ara-
sında yüzde 16'lık büyümeye kar-
şılık istihdam artışı yaratılamadığı
kaydedilirken bu dönemde Türki-
ye ekonomisinin çözüm bekleyen en
önemli sorunu olarak işsizliğin,
oransal olarak yüzde 10 seviyesine
sabitlenerek adeta kronikleştiğine
vurgu yapıldı.
2001 yılında 10 milyar dolar olan
dış ticaret açığı, 2002'de yüzde 54,
2003 'te yüzde 43, 2004'te ise yüz-
de 56 artarak 34.4 milyar dolara yük-
seldi. Dış ticaret açığının kontrol al-
tına ahnmaması halinde Türkiye
ekonomisinin kalp atışlannın dü-
zenli olmasının mümkün olmadığı
savına yer verilen raporda, önceki bir-
çok krizin nedenını oluşturan dış ti-
caret açığında son ıkı yıldtr çalan
tehlike çanlannın, ıstıkrarlı ekono-
KAÇAKÇILIKDAVASI
Duruşmayeni
cıdliyılda
• Gebze'deki akaryakıt kaçakçılığı davası
yeni adli yılda görülecek. Taşdelen ve
Kurucu'nun da aralannda bulunduğu 30 kişi
'çete' suçundan yargılanacak
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Gebze'deki
akaryakıt kaçakçılığı da-
vasının sanıklan İbrahinı
BOgehan Taşdelen, Esat
Kurucu ile bürokratlar ve
eskı Ulaştırma Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı Ke-
nıal Albayrak'ın davası
yeni adlı yılda görülecek.
Cumhuriyet'in günde-
me getirdiğı ve yaklaş,ık
8 trilyon liralık akarya-
kıt kaçakçılığı davası
Gebze AğırCeza Mahke-
mesi'nde yeni adli yılda
görülecek. Davanın sa-
nıklanndan Esat Kurucu
ile tbrahim Bilgehan Taş-
delen'in paravan olarak
kullandıklan ZRG Grup
Dış Ticaret AŞ, yurda ge-
tirdiği gazyağını, Özel
Tüketim Vergisi ödeme-
mek için ÖTV'si çok dü-
şük olan safrasol olarak
gösterdi. Ancak getirilen
ürünün gazyağı olduğu-
nun belirlenmesi üzerine
şirketten ÖTV istendi.
Bunun üzerine şirket,
"nürazhı kişUeri" kulla-
narak sorununu Gümrük
Müsteşarlığı ve Maliye
Bakanlığı'nda çözmeye
yöneldi. Emniyet güçle-
rinin yürüttüğü operas-
yon sonucunda, son yıl-
lann en büyük akaryakıt
kaçakçıhğı ve ardındaki
kirli ilişkiler ağı gün ışı-
ğına çıkanldı.
Olaya eski Ulaştırma
Bakanlığı Müsteşar Yar-
dımcısı ve AKP'nin ku-
ruculanndan Kemal Al-
bayrak'uı da adı kanştı.
Kemal Albayrak, "dev-
let memurlanna intisap
iddiasryla menfaat temin
etmek* suçlamasıyla yar-
gılanıyor.
Şirket ortaklan tbra-
him Bilgehan Taşdelen,
Esat Kurucu, ZRG fir-
masının ihracat sorum-
lusu Didem Çevikus ile
Ozan Derva'nın da bu-
lunduğu 24 sanık, "cü-
rüm işlemek amacıvla te-
şekkül oluşturmak. res-
mi evrakta sahtecffik" suç-
lamasıyla hâkim karşısı-
na çıkacak. Aynı dosya
kapsamında, Gebze'deki
5 gümrük amiri ile memu-
ru ise "görevi kötüye kıd-
buunak" suçundan yargı-
lanacak. ıbrahim Bilge-
han Taşdelen ve Esat Ku-
rucu'nun da aralarında
bulunduğu 17 kişi ise *te-
şekküJ halinde kaçakçı-
hk suçundan" mahkeme-
ye çıkacak.
Dava dosyasuıa, sanık-
lann "abi" dediğı "etkm"
bir kişinin kaçakçılıkla
suçlananlardan özel as-
keri istihbarat örgütü kur-
masını istediği iddiası
yansıdı. Söz konusu örgü-
tün "tüm yetkilerle dona-
ülmış ve ülkeye zarar ve-
ren birimlerle ilgili birta-
kım bilgüer toplaması"
için oluşturulması plan-
landı. Sanıklann bir ba-
kanın kendilerinden oğ-
luna ticareti öğretmesini
istediği iddiası da dosya-
da yer aldı. Kaçakçılıkla
suçlananlann devletin bir-
çok ihalesi ile yakından
ilgilendikleri saptanırken
ihalelerin bazı şirketlere
verilmesi durumunda ah-
nacakkomisyonun pazar-
lıklannı yaptıklan da an-
laşıldı. Kaçakçılıkla suç-
lananlann Milli Güvenlik
Kurulu'nda konuşulan ve
gizli tutulan görüşmele-
ri de bir bakan aracüığıy-
la öğrendikleri iddiası
dosyaya yansımıştı.
CHP Genel Başkan
Yardımcısı Mustafa Öz-
yûrek ve CHP Genel Sek-
reter Yardımcısı Oğuz
Oyan, yeni yasama yıluı-
da konuyu TBMM gün-
demine taşıyacaklannı
bildirdi.
DÎSK'ten
boykot
çagnsı
Türkiye De\Tİmci Işçi
Sendikalan
Konfederasyonu (DİSK).
Banşa Rock Festrvali
sanatçı \e gönüllüleri,
Coca-C ola'nın dağıtunını
üstlenen taşeron firnıa
tarafindan işten çıkanlan
işçilere destek \ermek için
protesto gösterisi yaptı.
Coca-Cola'nın dağıtmunı
üstknen taşeron flrma
tarafindan işten çıkanlan
işçiler, "Işçi kıyımına
ortak olma, kola içme".
"19Ma\ısl919'da
empervalistleri \atandan
atmak için Kurtuluş
SaAaşını başlatük, 19
Mayıs 20O5'te emperyalist
Coca-Coia, işçüeri sokağa
atö" yazıh döviz ve
pankartlarla dün saat
1130 sıralannda Taksim
Gezi Parkı önünde
toplandüar. Burada bir
konuşma yapan DİSK
Genel Başkanı ÇelebL
Coca Cola ürünlerini
boykot çağnsı yapo,
(SERVET ALÇINKAYA)
mi önünde derin çatlaklara neden
olduğu ıddıasında bulunuldu.
Rapora göre. 2004 yılı rakamla-
rma göre cari işlemler açığı. hem
mutlak değer hem de milli gelire
oranıyla ekonomideki bir başka fay
hattını oluşturuyor. 2002 yılında 1.5
milyar dolar düzeyinde olan cari
açık, 2003 yılında 8 milyar dolara,
2004 yılında ise 15.5 milyar dolara
yükselmiş durumda. Can açığın mil-
li gelire oranı da yüzde 5.2'ye ulaş-
mış bulunuyor. Ekonominin yavaş-
lama bekJentısıne dönük can açık-
ta azalma beklentısı ise hayal ol-
maktan öteye gidemıyor.
Türkiye'ye son yıllarda ve özellik-
le 2003 yılından bu yana yurtdışın-
dan önemli mıktarda spekülatif fi-
nansal kaynak geldığı
görüşüne yer verilen ra-
porda, haziran sonu iti-
banyla yabancılann sıcak
para hacminın 40.3 mil-
yar dolan bulduğu kay-
dedildi. Bütçede yarınm-
lara aynlan kaynaklann
düştüğü belırtılen rapor-
da. 2004 yılında mıllı ge-
lınn sadece vüzde 1.8 "ını
yatınma ayırabılen Tür-
kiye 'nin, yüzde 2.4 olan
2001 yılı rakamının bile
gerısınde yatınm yaptı-
ğı vurgulandı.
Rize Belediye Başkanı çalışma banşmı bozmakla suçlandı
Işçiye 'sendika' baskısıRtZE (Cumhuriyet) - Beledi-
ye-Iş Sendikası Genel Sekreteri
Nihat Ayçiçek, Rize Belediye-
si'nde çalışma banşına, sendikal
hak ve özgürlüklere darbe indi-
rilmek istendiğini belirtti. Ayçi-
çek, "Rize Belediye Başkanı Ha-
lil Bakırcı'nın yönlendirmesi, ba-
zı belediye çahşanlannın organi-
zasyonu ile üyelerimiz Hiznıet-İş
Sendikası'na üye
edilmek istennıek-
tedir" dedi.
Sendikalann iş-
verenlerin kontro-
lünde ve güdü-
münde olamayacagrnı belirten
Ayçiçek şunlan söyledi:
"Sendikalar shasal partilerin
veya berhangi bir srvasi yapının
kontrolünde ve denetiminde, on-
lann kolu, dalı ve şubeleri gibi
davTananıazlar. Butür yaklaşun-
lar evrensel sendikal ilkelere ay-
km davranışlardır. Hizmet-İş Sen-
dikası'nın her zaman olduğu gi-
bi yapmak istediği, işçinin hakk>-
m aravan, gücünü her zaman ça-
hşanlardan alan Belediye-İş Sen-
dikası'nı siyasi baski, tehdit, ya-
lan, vaat ve rüş.\etle yok etme ça-
basıdır. Gücünü çalışanlardan
değil de işverenlerden ve iktklar-
lardan alan işverenlerin etekleri-
ne sanlarak basla tehdit ve şan-
tajla örgüdeme yapan bir anlâytş,
olsa oba san sendikacıhk ve kö-
Belediye-Iş Sendikası, belediye başkanının
yönlendirmesi ile üyelerinin Hizmet-Iş
Sendikası'na üye edilmek istendiğini savundu.
leleştinne anlayışıdrr.''
Belediye-lş'in 1984 yılından
bu yana Rize Belediyesi'nde ça-
lışan işçilerin anayasal ve yasal
haklannı kullanarak özgür ira-
deleri ile seçtikleri sendika ol-
duğunu belirden Ayçiçek şöyle
devam etti:
"Rize Belediyesi'nde çalışma
banşına, sendikal hak ve özgür-
lüklere darbe indirilmek isten-
mektedir. İşyerierinde dikensiz
gül bahçesi yararmak için Hiz-
met-İş Sendikası'nın uzmam gi-
bi çahşan belediye başkanlanna
ve işveren vekillerine bir çift sö-
zümüz var: Çekin bu insanlann
üzerinden efinizL Sendika değiş-
ririp değiştirmeme hürriyeti işçi-
lerimizeverflmiş bir anayasal hak-
ür. Bırakm bu haklannı kendile-
ri özgürce kullan-
sınlar. Bu halk sizi,
çaüşanlan tehdit
edin. baskı uygula-
ym, işçileri şantajla
_____ sendika değiştinne-
yezoıiayın diye seçmedi. Bu halk
sizi, bulunduğunuz şehre hiznıet
vermeniz için seçti. Üyelerimize
baskı) aparak sendika değiştirme-
yezorla\ anlan bir kezdaha uyar-
nıak istiyoruz. Türkiye Cumhu-
riyeti bir hukuk devletidir. Ana-
yasanm 51. maddesinin amir hük-
mü açıkür. Hiç kimse bir sendi-
ka>a üye ohnaya ya da üyelikten
avrümaya zorlanamaz."
Vergj mükeUefi
azaldı...
Raporun en çarpıcı bö-
lümünü ise vergı mükel-
lefı sayısmdakı gerıle-
meye ılışkin rakamlar
oluşturdu. 2001 yılında
8 mılyon 369 bin olan
vergı mükellefi sayısı.
2005 yılı Temmuz sonu
itibanyla 7 mılyon 950
bine gerıledı. Özellıkle
KDV ve Gelır Vergisi
mükelleflerinde hızlı ge-
nleme yaşandı.
Raporda, protestolu se-
netler ve karşılıksız çek-
lerdekı artış, esnaf ve tüc-
cann düştüğü zor duru-
mu gözler önüne serili-
yor. Rapora göre, 2002
yılında 498 bin 748 adet
olan protestolu senet sa-
yısı, 2004 yılı sonu itiba-
nyla 589 bin 892'ye yük-
seldı. Geçen yılın ilk al-
tı ayında 632 trilyon 733
milyar lira olan protesto-
lu senet tutan, bu yılın ilk
altı ayında 1 katrilyon
148 trilyon liraya yük-
seldı.
Turist artü, gseör
düştü
Raporda, Türkiye'ye
gelen turist sayısının art-
masuıa karşın turizm ge-
lirlerinin düştüğü belir-
tildi. Turist sayısında ge-
çen yıl yüzde 26 artış ol-
masına karşrn turizm ge-
liri yüzde 20'de kaldı.
Turist başına harcama da
yılbaşında 718 dolarken
haziranda 618'e geriledi.
Krizuyansı
ATO Başkanı Sinan
Aygün, "1000 günde 1001
gece masallan dinledik.
Bir arpa boyu yol alama-
dık. Krizin tohumlan yi-
ne yeşillendi. Araba dev-
rilir mi diye her an yüre-
ğimiz ağzuıuzda" değer-
lendirmesini yaptı.
LR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Diyarbakır dönüşünde Başba-
kan Tayyip Erdoğan'la bundan
sonrasını konuştuk. Bir kararlılık
içinde olduğu ve çözüm için adım-
lar atmaya niyetli olduğu izlenimi
edindim. "Kürt sorunu" gibi çet-
refil, çok taraflı bir sorun karşısın-
da nasıl çözümler üretilebilir? Her
şeyden önce siyasi iradenin ka-
rarlılığı gerekir. Çünkü bu tür zor ko-
nularda engel ve risk çoktur.
Tayyip Erdoğan'ın, Kürt sorunu
demokrasi sorunudur" tanımla-
ması sonrasında ortaya çıkan tar-
tışmalar, işin ne kadar karmaşık
olduğunu gözler önüne seriyor. Ba-
zı çevrelerin, neredeyse sorunun
adının konulmasıyla birlikte aya-
ğa kalktıklarına tanık oluyoruz.
• • •
Milliyetçilik, her zaman prim ya-
pan bir malzemedir. "Kürt soru-
nu" milliyetçilerin eskisinden da-
ha güçlü konuşmaları için bir ze-
min yaratıyor. Bu eğilimin AKP için-
de de etkili olduğu bir gerçek. Çok
Hükümet Ne Yapabilir?
geniş bir çevre milliyetçi tepkiler et-
rafında birieşip hükümetin yapabi-
leceği atılımlara engel olabilir.
Şurası da bir gerçek ki, bu so-
runun varlığı ve çözümsüz olarak
kalması, siyaset yapma ve hükü-
met etme olanağını zaafa uğratı-
yor. Bu sorunu görmezden gelmek
ya da yalnızca askerin çözebilece-
ği bir asayiş sorunu olarak gör-
mek, sorunun daha da kangrenleş-
mesine zemin hazırlıyor.
• • •
Hükümet açısından cesarete ve
sorunun doğru teşhisi için siyasi ka-
rarlılığa ihtiyaç var. Başbakan'ın
çarşamba günü bizlerle yaptığı
toplantı sırasında söyledikleri, ar-
dından Diyarbakır gezisi önemli bir
yönelişi ifade ediyordu.
önceki gün Diyarbakır'da gördük
ki, işler zor. Diyarbakır'da Başba-
kan'ın sessizlikle karşılanması, he-
nüz karşı tarafın sorunun çözümü
için hazır olmadığını, en azından ne
yapacağı konusunda kararlı olma-
dığını ortaya koydu.
PKK eylemlerini sürdürecek mi,
sürdürmeyecek mi? PKK eylemle-
rini sürdürürse Kürtlerin bu eylem-
ler karşısındaki tutumu ne olacak?
Istanbul'dan bakınca PKK'nin ar-
kasında halk desteği kalmadığı
şeklinde saptamalar yapılabiliyor.
Ancak Diyarbakır'a gelindiğinde
görülüyor ki bu saptamalar bölge-
nin gerçeğini yansıtmıyor.
• • •
Hükümetin sivil çözümde ısraret-
mesi ve sorunu demokrasi soru-
nu olarak görüp adımlar atması
çok tayin edici. Tabii buna Kürtle-
rin de katılması ve demokratikleş-
menin destekçisi haline gelmeleri
gerekiyor.
Sorunu şiddeti yükselterek çö-
zebileceğini düşünenlerin aslında
bu sorunun çözülmesini isteme-
diklerini görmek gerekiyor. Çünkü
silahları konuşturanlar, siyasetin
ve sivillerin konuşması halinde dev-
re dışı kalmak korkusunu yaşıyor-
lar.
• • •
Kürtler kendi kimlik taleplerini,
siyasi ve ekonomik taleplerini sivil
alanda etkili bir şekilde ifade ede-
cek örgütlü güce sahipler. Barışçı
yöntemlerle demokratik mücade-
lelerinetoplumun ilgi ve desteğini
sağlayabilirler. Tabii ki bırçok en-
gelle karşılaşıp başlarına dertler
de gelebilir. Ancak sivil alan baş-
ka güçlerin yönlendirmesine daha
kapalı bir alandır.
Hükümet de, sorunu askerlere
havale ederek işin içinden sıyrıla-
bilir. Sivil ve barışçı yöntemlerle bu
işin çözülebileceğini savunmak zor,
ama mümkündür. Barışçı çözüm-
de ısrar aynı zamanda giderek si-
yaset yapma biçimini de olgun-
laştıracak ve şiddete başvuranla-
rın işini zorlaştıracaktır.
• • •
Hükümet ilk hamleyi yaptı. Sıra
Kürtlerin şimdiye kadar "barışçı
çözüm" önerilerinin içini doldur-
maları ve şiddetin bir çıkış yolu ol-
madığını görüp sivil taleplerinden
ısrarcı olmalarıdır.
Hükümet, demokratikleşme ve
refah paketlerine ilişkin yeni pro-
jeler geliştirmelidir. Kürt kimliğinin
önündeki engelleri ortadan kaldır-
mak, bugüne kadar görmezden
gelinen demokratik istekleri teker
teker ele alıp çözmek amacıyla bir
dizi eylem planı oluşturmalıdır.
• • •
Çok karmaşık ancak çözüm için
de oldukça elverişli bir döneme
girdik. Bütün mesele. bu konuda
kararlı olmakta ve engelleri aşa-
cak iradeyi göstermekte.