23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 AĞUSTOS 2005 CUMARTESİ HABERLER DUNYADABUGUN ALt SİRMEN Kuşaülntışlıktan Beter Çarşamba gecesi geç saatte Kanal Türk'ün 5. Boyut programında, Şükrü Elekdağ, Ercan Çitlioğlu, Meral Akşener ile birlikte Merdan Yanardağ'ın konuğuydum, konuşmacı olarak. Yanardağ, söyleşiyi açarken şu soruyu sordu: - Ne oluyor, Türkiye kuşatılıyor mu? Yanıtı kendi içinde olan yerinde bir soruydu. Yanardağ Türkiye'nin kuşatma altında olduğu- n u görüyordu. Nasıl görmesindi ki!.. Yıllarca kırmızı çizgi olarak ilan ettiğiniz, kom- şunuz Irak'ın bütünlüğü ortadan kalkmış, dinsel etnik temelli bir üçlü bölünmeye yönelmişti ülke. Kuzey Irak'ta, Türkmenleri yok edıp Kerkük'e de sahıp olmaya çalışan, "Büyük Kürdistan"\n çekir- deği olma yolunda bir Kürt devleti fiilen kurulmuş durumda; bunun yakın gelecekte resmı bağımsız devlete dönüşmesı için arıayasaya hüküm koyul- ması konusunda anlaşmaya varılmakta. Buna karşılık Türkiye'ye "Sen bu işe karış- ma!" denmekte, "stratejik ortağımız!" ABD, Türk askerlerinin başına çuval geçirmekte, tepki gösterilmemekte. Kandil Dağı'nda konuşlanmış PKK yurda sız- makta, buna karşılık hiçbir şey yapılamamakta. Batı kendine yönelik terörü kınarken, bize yö- nelik olana değişik gözle bakmakta, kendisi ön- lem alırken, bizim önlem almamızı, demokrasi adına kabul edilmez bulrnakta. Buna kuşatılmışlık denmez de ne denir? • • • Milli dava olarak ilan edilen Kıbrıs'ta, Annan Planı referanduma götürülmekte, Türkler kabul etmekte, ama Rumlar reddettikleri halde, Rum- lar'ın istediği doğrultuda bir çözüm fiilen yaşa- ma geçmekte, üstelik bu da yetmezmiş gibi Türkiye'den, KKTC'nin reddi ve yok olması so- nucunu doğuracak şekilde, Kıbns Rum Yöneti- mi'ni resmi devlet olarak tanıması istenmekte. Türkiye'nin 1995 Gümrük Birliği Anlaşması'nı yeni 10 uyeye de teşmil edecek biçimde ek pro- tokolü imzalaması istenmekte, Türkiye bunu ka- bul ederken "Ama bu, Kıbns'ı tanımamız anla- mına gelmez" diye bir açıklama yapınca da, "Sen Kıbns'ı tanıdığını açıkça ilan etmezsen 3 Ekim'de üyelik müzakereleri başlamaz" den- mekte. 3 Ekim'de başlayacak olan müzakerelerde ise sana tam üyelik verilmeyebileceği (yapılan açık- lamaları da göz önünde bulundurunca bunu 'verilmeyeceği' olarak okuyabilirsiniz rahatça) belirtilmekte, üyeliğin asli unsuru olan serbest dolaşımın sana tanınmayacağı, yapısal reformlar için daha önce başka üyelerin yarartandığı süb- vansiyonlardan yararlanamayacağı, tarım ala- nında da aynı uygulamanın yapılacağı söylen- mekte, ama senden olur olmaz siyasal talepler- de de bulunulmakta. Buna kuşatılmışlık denmez de ne denir?.. • • • Ama bütün bunlardan daha beter olanı, Türki- ye'deki yönetimi eline geçirmiş olanlann bu ku- şatılmışlık karşısındaki teslimiyetçi tavırları, al- ternatifsiz politikalandır. Sen böyie olunca, elin oğlu neden kuşatmasın ki ülkeni?... Türkiye "Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgâ- nna" politikası uygulayan bir iktidann yöneti- minde, hiçbir alternatif politikası olmadan sü- rüklenip durmakta. Bu durumdan da daha vahim olanı ise; büyük medyaya egemen olduğu için kamuoyunun ha- tırı sayılır bir bölümünü de peşinden sürükleyen Avrupa budalası Avsalak lobinin, bu kuşatılmışlı- , ğı kurtuluş, her bozgunu zafer olarak sunması- dır. 1995'te Gümrük Birliği imzalanırken, eleştiren- leri AB düşmanı ilan eden, bu imza ile AB'nin yolunun açıldığını söyleyen onlar değiller miydi? Kıbrıs'ta Annan Planı'nın kabulünü öğütleyen ve KKTC'nin bu yolla kuşatılmışlıktan kurtulaca- ğını söyleyip buna karşı çıkanlan tutucu şoven ilan eden onlar değil miydi? 17 Aralık'ı bir zafer olarak ilan eden, 18 Aralık 2004'te zafer çığlıklan ve manşetleri atanlar on- lar değiller miydi? Ek protokolün imzalanması ile müzakerelerin önündeki son engelin de kalkacağını, bunun da Kıbns'ı tanımak demek olmadığını söyleyip, "Bu protokolü imzalamayın!" diyenlere, bozguncu diye karşı çıkanlar onlar değiller miydi? Görüyorsunuz, Türkiye kuşatılmıştır.. ama ku- şatılmışlıktan da daha beteri, şu anda egemen olan teslimiyetçi ve kuşatılmışlığı selamet gibi gösteren tavırdır. Işimiz çok ama çok zor dostlar... asirmenfg cumhuriyet.com.tr TÜZÜK ÎPTALÎ ÎSTENÎYOR Ağar muhalifleri savcılığa başvurdu ANKARA (ANKA) - DYP'de, kongre ve tü- zük iptali için genel mer- kezle mahkemelik olan muhalefet, bu sefer Yar- gıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı'na başvurdu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıhğı'na yapılan başvuruda "anayasa ve yasaya aykuı siyasipar- ti tüzük hükümlerinin uygun hale getirilmesi- nisağlayan kamusalyet- kmin kuHanılmasr is- tendi. Siyasi Partiler Ya- sası'nın, olağanüstütop- lantılann büyük kong- re üyelerinin en az beş- te birinin yazıh istemi üzerine yapılmasını ön- gördüğüne dikkat çeki- lenbaşvuruda, bunakar- şın DYP tüzüğünün, de- lege tam sayısınına en az üçte ildsinin", "no- teronayh" ımzasını ön- gördüğü anımsatıldı. Başvuruda, "Delege a7inhgma tanman ya«ıal olağanüstü toplanti re- jimi, parti tüzüğünde hakkın kııllanınimı im- kânsız kılacak şekilde ağniaşünlmış ve zorlaş- Jınlmıştır'' denildi. Anayasanın parti tü- zükleri bağlamında Yar- gıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı'nın yasaya ay- kın tüzük hükümlerini inceleme ve düzelttirme yetkisi verdiği, başvuru- da anımsatıldı. CHP'nin Erdoğan başta olmak üzere 80 milletvekiline yargı yolu açan önerisine AKP yanaşmıyor Dokunulmazlıkta uzlasma zorEMİNE KAPLAN ANKARA-CHP'nin dokunulmaz- lığın kaldınhnası önerisine yıllardır karşı çıkan AKP, bu konuda geri adım atmaya hazırlanıyor. Ancak iki parti- nin, düzenlemenin içeriği konusunda uzlaşmalan zor görünüyor. AKP'nin CHP'nin kürsü dışında dokunulmaz- lığuı tamamen kaldınlması önerisini kabul etmesi durumunda Başbakan RecepTayyip Erdoğan ve kurrnay kad- rosunun da yer aldığı 80 milletveki- line yargı yolu açılmış olacak. AKP'nin böyle bir durumu göze alamayacağı- na dikkat çekilirken, daha suıırlı bir düzenlemeyi gündeme getirmesi bek- leniyor. AKP, CHP'nin anayasa değişikliği- ne destek vermesi için milletvekili dokunulmazlığının sınırlandınlması- • AKP, dokunulmazlıklar konusunda sınırlı bir düzenleme yapmak istiyor. CHP ise kürsü dokunulmazlığı dışında milletvekili dokunulmazlıklannın tamamen kaldınlması gerektiği görüşünü savunuyor. nı da anayasa paketine almaya hazır- lanıyor. AKP'nin nasıl bir öneriyle geleceği belirsizliğini korurken, iki parti arasuıda uzlaşma zor görünü- yor. TBMM Anayasa Komisyonu Baş- kanı Burhan Kuzu, bu konuda seçe- nekli bir çalışma yaptı. Bu seçenek- lerarasında milletvekili dokunulmaz- lığının trafik, seçim yasaklanna mu- halefet gibi suçlarda ya da zimmet, ir- tikap, ihaleye fesat kanşurmak gibi mil- letvekili seçümeye engel suçlarda kal- dırılması yer alıyor. Ancak bu öneriler, CHP'nin istedi- ği düzenlemeyle uyum sağlamıyor. CHP, kürsü dışında mılletvekılı doku- nulmazlığının tamamen kaldınlma- sını istiyor. CHP'ninbir süre önce im- zaya açmasına karşın yeterli imza top- lanamadığı için gündeme getirileme- yen önensinde şu düzenleme öngörü- lüyor: "TBMM üyeleri, MecHs çahşmala- n sırasında oy ve sözlerinden, TBMM'deileri sürdülderidüşünceler- den, bunlan MecHs dışında tekraıia- mak ve açığa vurmaktan sorumlu tu- tuJamazlar. Seçimden önce veya son- ra bir suç işlediği öne sürülen millet- vekili, Yargıtay 'da sorgulanır ve yar- gdamr.Ancakağırcezayıgerektirensu- çüstü haDeri dışında tutulamaz ve tu- tuklanamaz. Bir milletvekili hakkında anavasa- nın 76. maddesi kapsamı dışında ka- lan seçimden önceveya sonra verilmiş olan ve millervekili sıfaünın düşmesi- ni gerektirmeyen bir ceza hükmünün yerine getirilmesi millervekili sıfaünın sona ermesine bırakıhr. Anayasanın 76. maddesinde düzenlenen millerve- kili seçümeye engel bir suçtan dolayı mahkûmiyerin kesinleşmesi halinde iseTBMMGenelKııruhıkaranohnak- sızmvedönem sonu bekknmeden üye- lik sıfaü sona ermiş sayılırve hükmün infazma başlanıhr." AKP'nin bu önenye Başbakan Tay- yip Erdoğan ve kurmay kadrosunun da yer aldığı 80 milletvekiline yargı yolunun açılmasına olanak sağlama- sı nedeniyle sıcak bakması beklen- miyor. Bu önerinin yaşama geçiril- mesi durumunda mahkeme yolu açı- lacak bazı bakan ve milletvekilleri şöyle: Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişle- ri Bakanı AbduDah Gül, Maliye Ba- kanı Kemal Unakıtan, lçışlen Baka- nı Abdulkadir Aksu. Sa\ıınma Baka- nı Vecdi Gönül, Çe\Te ve Orman Ba- kanı Osman Pepe, Tanm ve Köyişle- ri Bakanı MehdiEker. Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fı- rat Grup Başkanvekili SaduDah Er- gin, TBMM Başkanvekili NevzatPak- dfl, Mehmet San, Soner Aksoy, Nev- zat Doğan, Nihat Ergün, Muzaffer Baştopçu, Mustafa Eğkeoğlu, tbra- him Köşdere, Hüsnü Ordu, Hanefî Mahçiçek, Muzaffer Külcü, Asım Ay- kan, Ahnıet Koca, Orhan Yıldız. AKPÜYESÎ AİHM'de 'odoylık9 hakkını artyor ANKARA (ANKA)- AKP'nin 2003 yıhndaki birinci olağan kongresin- de, tüzükte istenen koşul- lan taşımasına rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı genel başkan adayı olmasına *fi- flen* izinverilmeyen AKP üyesi Mustafa Reşit Bur- kan, Avrupa Insan Hak- lan Mahkemesi'ne (AlHM) başvurdu. AKP üyesi Burkan, Er- doğan'ın Başbakan ola- rak tek genel başkan ada- yı olduğu 2003 yılı ekim aymdaki ilk büyük kong- rede genel başkan adayı olacağını açıklamıştı. Bur- kan'ın adaylığına, tüzük- te genel başkan adaylığı için istenen koşullan ta- şunasma karşın parti yö- netiminin Erdoğan'ın tek aday olması karan doğrul- tusunda fiilen izin veril- memişti. Burkan'ın aday- lık baş\r urusunun kabul edihnemesinin yanı sıra kongrenin yapıldığı AS- Kl Spor Salonu'na gır- mesi de engellenmişti. Burkan, AÎHM'ye yap- tığı kongreyı iptal başvu- rusunda, AKP tüzüğünün 69/1. maddesının "parti- ye üye olan herkesin par- tinin tümorganlannaada\' olabileceğüıi" öngördü- ğünü belirtti. Burkan, rü- züğün verdiği bu hakkın parti ve kongre divan yö- netimi tarafindan engel- lendiğini belirterek kong- renin iptalini istedi. Burkan, tüzükte diğer partilerden farklı olarak "sade parti üyelerine ge- nel başkan adayı olabtt- me" hakkının o sırada Er- doğan'uı parti kurucusu, yöneticisi ve millervekili olmasını engelleyen ya- saklannı aşmak amacıy- la tanmdığını da vurgu- ladı. TunceK'de şehh olan Gükr'in laz kardeşi Esma Güler, kardeşini fotoğrannıöperek uğurladL (Fotoğraf: AA) Şehit cenazesindeErdoğany a öfke ADANA (Cumhuriyet Bûrosu)-Tunceli Geyiksuyu Bölgesi'ne yapılan taktik motorlu intikal esnasında Anafatma bölgesinde terör örgütü PKK'yle girilen ça- tışmada şehit düşen Piyade Komando Onbaşı Idris Güler'in (21) cenaze töreninde, şehidin annesi Hani- fe ve kız kardeşi Esra Güler gözyaşlanna boğulurken ahlan sloganlarla PKK'ye ve teröre lanet yağdı. Sabancı Merkez Camii'nde düzenlenen cenaze tö- renine, Vali Cahit Kıraç, 6. Kolordu Komutanı Kor- general Ayhan Taş, Büyükşehir Belediye Başkanı Ay- taçDurak, Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Ab- dülkadir Eryümaz ile siyasi parti temsilcileri, askeri ve mülki arkan ile çok sayıda yurttaş katıldı.Yurttaş- lar "Kanrolsun PKK" ve "ŞehiÜer ölmez vatan bö- lünmez" sloganlanyla PKK'yi ve terörü lanetledi. Şehit erbaş Güler'in yakını Bekir Kahramano, terör örgütüne tepkisim "Başbakan nerede? Ayduılar ne- rede? Bizim askerlerimiz devleti korurken, şehit olur- ken birileri vatanı saöyor" sözleriyle dile getirdı. Öte yandan, çatışmada yaralanan piyade er Hüse- yin Yanık da (21) tedavi gördüğü Fırat Üniversitesi Tıp Merkezi'nde yapılan tüm müdahalelere karşın şe- hit oldu. Şehit asker Yanık'ın cenazesı Sinop'a gön- derilecek. EĞLENCE VE KONSER YOK AKP'de kutlama programı Demokratikleşme Manifestosu Şehit cenazeleri nedeniyle )- hükümete yönelik tepki AKP'nin 4. kuruluş yıldönümü programını değiştirmesine neden oldu. Yann yapılacak kutlama töreninde Erdoğan'ın, parti yöneticilerinin "Demokratikleşme Manifestosu" olarak adlandırdığı bir metni de açıklaması bekleniyor. A.NK4RA (Cumhuri- yet Bürosu) -AKP, 4. ku- ruluş yıldönümünü sade bir tören ve folklor gös- terıleriyle kutlayacak. Parti yönetimınin daha önce planladığı konser, şehit cenazeleri konusun- da hükümete yönelen tep- ki nedeniyle iptal edildi. 14 Ağustos2001 tari- hinde kurulan AKP, ya- nn 4. kuruluş yıldönü- münü kutlayacak. Yur- dun çeşitli yerlerinde şe- hit cenazelerinin kaldı- nldığı günlerde Başba- kan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın Ekinlik Adasın'- da tatil yapmasma yöne- lik eleştiriler nedeniyle kutlama programı değiş- Sayıştay'ın üniversite raporunu AKP il başkanının açıklaması tepki çekti: EğUimde siyasaDaşma çabası ANKARA (CıanhurtyetBüro- su) - Sayıştay'ın, Inönü Üniver- sitesi'nde yaptığı denetleme so- nucunda hazırladığı raporun AKP il başkanına ulaşması tepki top- ladı. "Sayıştayraporu AKP Ubaş- kanının eûnde ne geziyor?'' di- yen CHP Denizlı Milletvekili Mustafa Gazalcı. henüz sabitlen- miş bir suç olmamasına karşm, raporun kamuoyuna açıklanma- sının yasalara aykın olduğuna dikkat çektı. Inönü Üniversitesi Prof. Dr. Fatih Hflmioğlu da ra- porun AKP il başkanına veril- mesinin çok önceden planlandı- ğını bildirdi. Rektör Hihnioğlu, üniversite- lere yönelik saldınlann sistemli bir hale getirildiğini belirterek, tnönü Üniversitesi hakkında ha- zırlanan raporun AKP il başka- mnın eline geçmesi ile ilgili ola- rak şu açıklamayı yaptı: "Universite yönetimi olarak, bizi sindirmeyeçahşan gruplann baskısı aJündayiz. Sayıştay rapo- sonucunda hazniayacağı rapor- muş. Sayıştay denetçilerinin Ma- latya'yı terkettiğinin ertesi günü, hazuianan raporu basma açık- ladL Bunun, üniversiteye yönelik bilinçh've sistemlibir saldmoldu- ğu çok açık." CHP Denizli Mil- • CHP'lı milletvekili Gazalcı, Inönü Üniversitesi hakkında hazırlanan raporun Malatya AKP il başkanının eline geçmesinin 'AKP hükümetinin eğitimde siyasallaşmaya yönelik adımlanndan biri' olduğunu söyledi. runu basın aracıbğıyla kamuoyu- na açıklayan AKP il örgütü baş- kanı. yaklaşık 2 aydır İnönü Üni- versitesi hakkında bir rapor ha- zııiadığını söylüyordu. Bahsetti- ği rapor, Sayıştay'uı denetleme letvekıli Gazalcı da, üniversite- lere yönelik ardı ardma gelen sal- dınlann bir "rasüanü" ohnadı- ğını belirterek şunlan söyledi: "Önce Samsun, sonra Van, ar- dından Malatva. Bütün bu iller- deki üniversitelere yönelik saldı- nlar üniversite özerküğine sahip çıkan, laik ve bilinısel eğitinıi sa- vunan rektörlere karşı yürütül- mektedir. AKP, kendi ikümini devleün tüm kurumlannda ol- duğu gibi özerk ünhersitelerde deyaratmakistiyor. Buna direnen büim kuruluşlanna ve üniversi- telere karşı da huıç dolu. hukuk dışı saldınlarda bulunuyor." Sayıştay gibi "bağmısız", "özerk* ve 'İarafeE" çahşması ge- reken bir kuruma ait raporların AKP il başkanına ulaşmasınm,. hükümetin niyetini açıkça gös- terdiğini vurgulayan Gazalcı, bu- nun, cumhuriyet değerlerine kar- şı yürütülen politikanın bir par- çası olduğunu dile getirdi. tirildi. Başbakan'm ka- tılımıyla Mogan Gö- lü'nde yann yapılması planlanan Mustafa Ke- ser konseri iptal edildi. Hiçbir sanatçının sahne almayacağı kutlamalar- da, AKP'nin ampul sem- bolündeki 7 okla simge- lenen Türkiye'nin yedi bölgesinden yedi folklor ekibi gösteri sunacak. Tö- rende hükümet icraatı- nın anlatıldığı sineviz- yon gösterisi sunulacak. Erdoğan'ın bu tören- de yapacağı konuşmada parti yöneticilerinin "De- mokratikleşme Manifes- tosu" olarak adlandırdı- ğı bir metni de açıklama- sı bekleniyor. Alınan bil- giye göre Erdoğan, 4. yı- lında AKP'nin siyaset- teki konumu, yeni siya- set anlayışı ve hükümet icraatmı anlattıktan son- ra gelecek döneme Uişkin hedeflerini başlıklar ha- linde su^layacak. Erdo- ğan'ın manifestosunda Avrupa Birliği süreciyle ilgili gelişmeler, demok- ratikleşme adımlan, eko- nomik gelişmeler ve te- rör konulannda mesajlar olacak. Başbakan buhe- deflerinde gelecek 2 yı- la ilişkin vaatlerde bulu- narak "Erken seçim yok" mesajı verecek. "Milyonlann partisi 4 yaşmda" sloganıyla il teş- kilatlannda gerçekleşti- rilecek kutlamalarda "eğ- lence ve abartıh gösteri- ye" yer venlmemesı için teşkilat yöneticileri uya- nldı. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Ulu Cami, Diyarbakır'ın simgele- rinden biri. Başbakan konuşmasının ardından bu tarihi camıde cuma na- mazını kılmaya gidince bizler de ya- zılarımızı yazmak üzere masaların başına geçtik. Günlerdir bu "sorun"la yatıp kalkı- yoruz. "Bu sorun" dediğim Kürt so- runu. Suriçi Diyarbakır'daki Başba- kan'm konvoyu nedeniyle oluşan yoğun trafik yüzünden otobüsten in- dik, otele doğru yürüdük. "Oral Abi" diye seslendi bir genç. Döndüm, "Abi sorunun adı daha net konul- sun" dedi. "Konuldu ya!" dedim. "Tam ol- madı" diye cevap verdi. Bazı Diyar- bakırlılar ise sarılıp öpüyorlardı. "Al- lah sizden razı olsun, lütfen bu giri- şimi sürdürün" diyorlardı. Çarşam- ba günü Başbakan'la yaptığımız gö- rüşmeden çok mutlu olmuşlardı. • • • Başbakan'm Dıyarbakır'da nasıl karşılanacağı, neler söyleyeceği me- rakla bekleniyordu. Şimdi tam bu konuşmanın ve karşılamanın ardın- Başbakan Namazda... Bizler Masa Başında dan otelde izlenimlerimizi yazma im- kânını değerlendiriyomz. Başba- kan'm karşılanması canlı ve kalaba- hkdeğildi. Toplu Konut Idaresi'nin tapu töre- ni için hazırladığı meydanda da en fazla bin kişilik bir kalabalık toplan- mıştı. Yani açıkçası Diyarbakırlılar Başbakan'ı izlemeye fazla rağbet et- memişlerdi. Havaalanından gelip şehrin için- den geçerken de sessiz ve durgun bir topluluk konvoyu izliyordu. Yer yer gençler arasında Kürtlerin zafer işaretini yapanlara da rastlanıyordu. Sonuç olarak, gergin olmayan barış- çı bir ortamda, az sayıda Diyarbakır- lının izlediği bir geziden söz edebili- riz. Bunda HADEP'in ne kadar rolü olmuştu, kestirmek zordu... • • • Merakla beklenen ikinci konu ise Başbakan'm konuşmasıydı. İlk kez çarşamba günü bizlerle buluşması sırasında ifade ettiği "Kürt sorunu" sözcükleri artık Başbakan'm kullan- dığı bir ifade haline gelmişti. Ancak bu kez konuşmasında, "Kürt sorunu benim de sorunumdur" diyerek da- ha yumuşak bir tanımı tercih etti. Aynca "tek vatan", "tek millet", "tek bayrak" gibi vurgularla bu yeni açılı- mına tepki gösterenlere de mesajlar vermeye çalıştı. Demokrasi vurgusunu süfdürdü. Deniz Baykal'ın bir gün önce yaptı- ğı eleştirel konuşmaya "Bizim ay- dınlarla buluşmamız büyük takdir topladı. Bunu hazmedemeyenler ol- du. Düşünceye saygısı olmayanlar, düşünce özgürlüğünden söz ede- mezler" diyerek cevap verdi. • • • Konuşmasının bir bölümünde ise bizim, görüşme sırasında "Topluma Kazandırma Yasası" diye ifade etti- ğimiz dağdakilere bir çözüm bulun- ması konusunda şunlan ifade etti: "Terör belasından kurtulmak iste- yenler için devlet her türlü yardımı yapmaya hazırdır." Gezinin bir başka merakla bekle- nen kısmı ise Diyarbakır Büyükşe- hir Belediye Başkanı Osman Bay- demir'le görüşmenin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğiydi. Baydemir, havaalanına geldi. Başbakan'la el sıkıştı, kısa bir konuşma yaptılar. Ardından tören alanına geldi. Daha sonra da heyetle birlikte gezisini sürdürdü. DEHAP'lılar, Başbakan'm belediyeyi ziyaret etmemesinden mutlu değillerdi. Bunu ifade ediyor- lardı. Osman Baydemir, çarşamba günkü Başbakan'm "aydınlarla" görüşmedeki açıklamalarından mutlu olduklarını bir kez daha dile getirdi. Şehrin beş yerine "Hoş gel- diniz Başbakanımız" diye pankart- lar astıklarını vurguluyordu. Başbakan'm konuşması sırasın- da "Kürt sorunu benim de soru- numdur" dediği an Baydemir elin- deki kalemi, kâğıdı bırakıp alkışla- maya başladı. *•• Son 4-5 günün nihai adımı Diyar- bakır gezisiydi. Bu gezı çarşamba görüşmesi nedeniyle daha da ilgi çekici hale gelmişti. AKP kurmaylan 2 gün öncesine kadar çok gergindi- ler. Hatta, çarşamba günü bizlerle yapılan görüşme öncesi bu gerginli- ğin daha da fazla olduğu anlaşılıyor- du. Çarşamba günkü uzun görüşme Diyarbakır'da da tansiyonun düş- mesini sağlamıştı. Bu nedenle gezi, beklendiği gibi sakin bir hava içinde geçti. Şimdi yeni adımların atılması ve bu olumlu başlangıcın sürdürül- mesi gerekiyor. • • • Bundan sonra ne olacak? Işte asıl sorun burada... PKK, eylemlerini sürdürecek mi? Sürdürmesi halinde Kürtler bu eylemlere karşı nasıl bir tepki gösterecek? Türkiye, demok- rasiyi ve özgürlükleri koruyarak şid- det eylemleriyle nasıl baş edebile- cek? Soru işaretleriyle dolu da olsa, umutlu yeni bir döneme başlıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle