Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 2005 PAZAR
8 HABERLERİN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edırne
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
B
B
B
B
B
B
Y
>-
31
34
31
32
35
36
38
38
Zonguldak B 27 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
B
PB
PB
PB
B
B
B
B
30
30
28
29
33
34
33
32
Adana B 33
B 36 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
A
A
A
A
PB
PB
32
41
42
40
41
34
30
-J=£
Yurdun kuzey, batı ve
doğu kesımten parçalı,
yer yer çok bulutlu, Do-
ğu Karadenız'ın doğu-
su, Guney Ege ve Batı
Akdenız'ın ıç kesımlen
ıle Kars, Ardahan, Iğdır
ve Ağn çevrelen sağa-
nak ve gok gıırultulu sa-
ğanak yağışlı, dığeryer-
leraz bulutlu veaçıkge-
çecek. Hava sıcaklığı
yurdun kuzeydoğu ke-
sımlennde artacak.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brükse!
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
22
21
21
22
19
20
22
22
Münıh Y 20 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
B
Y
B
B
B
B
28
34
32
34
34
30
32
34
Y 22 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
B
Y
B
B
B
Y
B
B
27
38
27
37
30
32
32
35
B 39
Parçalı bulutlu k
Çok btılutlü Yağmuriu ~\ Sulu kar ı Gok gunjltulu
* w
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
H Baştarafı 1. Sayfada
Gümrük Birliği'ni, Güney Kıbrıs dahil AB'ye
yeni 10 üyeye genişleten protokolü imzalayan
hükümet bir zafer mi kazandı?
Ya da onca uyarıya karşın protokolü imzala-
yan hükümet, Türkiye'ye, Türkıye'nin Kıbrıs da-
vasına, uluslararası arenadaki konumuna neler
l<aybettirdi?
Açıklamalar, ilk bakışta hükümetin Güney Rum
yönetiminin Kıbrıs'ı bütünüyle temsil etmediğini
bir kez daha ilan ederek sözünün arkasında dur-
duğu izlenimini vermek istiyor.
Onümüzdeki günlerde izlenecek gelişmeler
acaba hükümetin izlediği siyaseti haklı çıkaracak
mı, yoksa bugün kamuoyunu tatmin ettiği sanı-
lan siyasetin çeşitli sakıncaları birer ikişer orta-
ya çıkacak mı?
Protokolü imzalarken yayımlanan, Türkiye dı-
şında hiçbir AB üyesini bağlamayan tek taraflı
deklarasyonun; ek protokolü 3 Ekim'den önce
onaylaması zorunlu olan TBMM AKP grubunu
etkilemesi olası.
Protokolü imzaladı, ama deklarasyonda söy-
lendiği, savlandığı gibi Güney Kıbrıs'ı tanımadı,
KKTC politikamızda herhangi bir değişik olma-
dığını ilan etti içeriğindeki irdelemeler hükümet
savunusunun temel taşları olabilir.
Deklarasyon bu kez 1 Mart tezkeresinin red-
dine yardımcı olan AKP grubundaki kimi millet-
vekillerinin ek protokolü onaylamaktan kaçın-
malannı sağlayacak içerikte. Üstelik deklaras-
yonda hükümetin savunularını destekleyecek
başka malzemeler de yok değil, var. örneğin AB
Komisyonu'nun "Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımak
anlamına gelmediğini" doğrulayan açıklaması.
Bunlar madalyonun bir yüzü. Ya öteki yüzün-
de görünenler?..
• • •
Türkiye, Güney Kıbrıs'ı tanımadığını ilan edi-
yor, ama dönem başkanı Ingiltere, hem protoko-
lü imzalamanın tanıma anlamına gelmediğini
söylüyor hem de imzadan sonraki yazılı açıkla-
masında, Güney Kıbrıs'ın AB'nin üyesi olduğu-
nu yineliyor. AB Komisyonu da "deklarasyonun
her kelimesini inceleyeceklehni" açıklıyor.
Ingiltere sert ifadelerden kaçınmamızı salık ve-
rirken; örneğin protokolün uygulanması aşama-
sında Güney Kıbrıs'ın deniz ve hava limanlarımı-
zı kullanamayacağını deklarasyona yazmamızı
önledi. Acaba neden? Bu istek ve sonuç, AB
üyelerini ürkütmemek, Güney Kıbrıs'ın olası sert
tepkisine, örneğin Türkiye'nin 3 Ekim'de müza-
kerelere başlamasını engellemesine karşı birön-
lem mi? Yoksa Gümrük Birliği'nin öteki üyelere
uygulanan yöntemlerini Güney Kıbrıs'a da uygu-
lamanın kapısını açmak mı amaç?
Kuşku yok; Ingiltere, Türkiye'yi koruyan bir
davranış sergilerken daha içerikli, kimi sapta-
maları önleyici bir deklarasyon çıkmasını da en-
gelledi.
Günümüz gelişmelerini çok yakından izleyen,
bugün partilerde fiili siyaset yapan diplomatlar;
örneğin DYP'den Nüzhet Kandemir ve CHP'-
den Onur öymen, "Hükümet, ne kadar itnzanın
tanıma anlamına gelmediğini söylerse söylesin.
Artık Güney Kıbns'ı tanıma sürecine girdik" di-
yorlar. Yani?.. AB zamanı geldiğinde bildiğini
okuyacak!
Ne yaptı Türkiye (bu hükümet)? Dünya tarihin-
de ilk kez, tanımadığı bir ülke ile anlaşma imza-
layan ülke oldu.
RTE'ye, Gül'e göre belki bu da bir devrimdir.
AKP hesabında bir karşıdevrim. Uluslararası hu-
kuka göre tanımadığı bir ülkeyle anlaşma imza-
lanamayacağı kuralını hiçe sayan karşıdevrim!
Türkler tatili bilmiyor• Baştarafı 1. Sayfada
ve sadece kış tatili yapanlann
oranı ise binde 7 düzeyinde...
Kış ve yaz tatilini birlikte yapa-
bilenler ise yüzde 7. Türklerde
yılda bir ve daha fazla yaz tatili
yapabilenler yüzde 47 iken iki
yılda bir tatile çıkabilenlerin
oranı ise yüzde 5.
Tatile gidenlerin tercih ettiği
araçlardan birincisi yüzde 65 ile
otobüs olurken onu yüzde 44 ile
kendi aracı ve yüzde 5.3 ile uçak
takip ediyor. Konaklama konu-
sunda tarilcilerüı yüzde 45'i ak-
raba e\ini tercih ederken otel ve
motel tercih edenler yüzde 28,
pansiyon tercih edenler ise yüz-
de 18 düzeyinde. Yurtdışına çı-
kamayanlann oranı yüzde 90
iken tatil için çıkanlar yüzde 5.2,
iş için çıkanlar yüzde 3.3, hac di-
ni sebeplerden dolayı çıkanlann
oranı ise binde 4... Onümüzdeki
12 ay içinde Almanya'yı ziyaret
etmek isteyenlerin oranı yüzde
6, bunu yüzde 5 ile Fransa, yüz-
de 3 ile Italya izliyor.
Araştırmada, Türklerin tatil
sırasırıdaki alışkanlıklan da ir-
delendi. Buna göre tatilde boş
zamanlannda yürüyüşe çıkmak
yüzde 53 ile en favori ahşkanlık.
Bunu yüzde 41 ile yüzme,
yüzde 39 ile şehir turu yapmak,
yüzde 36 ile alışveriş ve yüzde
31 ile güneşlenmek izliyor (bir
kişi birden fazla şıkkı işaretleye-
YURTTAŞLAR GEÇEN YIL 2.6 MİLYAR DOLAR HARCADI
Yurtdışına en çokticaretiçingidiliyor
OLCAY BÜYÜKTAŞ
Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜR-
SAB) Ar-Ge departmanının Devlet Istatistik
Enstitüsü (DlE) Vatandaş Giriş Anketleri çalış-
masını baz alarak hazırladığı rapora göre, yurt-
taşlar geçen yıl yurtdışına en çok ,
ticaret için çıktı. Akraba ziyaret-
lerinin bile azaldığına dikkat çe-
ken araştırmaya göre kültür gezi-
lerinde de önemli bir azalma söz
konusu.
Söz konusu raporda, yurttaşla-
nn yurtdışına çıkış amaçlanna
bakıldığında 2003 yılında gezi-
eğlence amaçlı yapılan seyahat-
lerin düştüğü, ancak ticari ilişki-
• TÜRSAB'm
raporuna göre
2003'te yüzde 19.4
olan ticari ilişki-
flıar seyahatleri
geçen yıl yüzde
25.21'eyükseldi.
ler ve fuar amaçlı seyahatlerin arttığı görüldü.
Örneğin, 2003'te yüzde 19.4 ticari ilişki-fuar
seyahatleri geçen yıl yüzde 25.2l'e yükseldi.
Rapora göre, gezi-eğlence, kültür, sportif iliş-
kiler, akraba ya da yakınlan ziyaret ve alışve-
riş amaçlı seyahatlerde az ya da çok düşüş ya-
şandı. 2003'te yüzde 25.9'luk bir oranla ilk sı-
rada yer alan akraba ziyaretleri geçen yıl yüz-
de 22.33'e geriledi.Kültür amaçlı yurtdışı se-
yahatlerin ağırhğı bir önceki yılda yüzde 2.1
iken geçen yıl bu oran binde 65 'e düştü. En bü-
yük payı ticaret ve fuar amaçlı ziyaretlerin al-
dığı araştırmaya göre, seminer ve
eğitim amaçlı gezilerde az da ol-
sa yükselişler yaşandı.
Rapora göre, geçen yıl yurtdı-
şma çıkan yurttaşlar bu seyahat-
ler için 2 milyar 615 milyon do-
lar harcadı. Toplam harcamanın
yüzde 97.6'sını oluşturan kişisel
harcamalann dağılımnıa bakıl-
dığrnda en büyük kalemi yüzde
31 'lik payla yeme-içme oluştur-
du. Bunu yüzde 31.4'le kişisel bakım ürünle-
ri, ayakkabı, tütün harcamalan izledi. Konak-
lama için yapılan harcamalann tutarı ise yüz-
de 23.2. Yurtdışına çıkan yurttaşlar içinde üni-
versite ve daha üstü eğitim alanlann payı yüz-
de 28'den yüzde 31 'e çıktı.
bildiği için toplam yüzde 100'ü
geçiyor). Türklerin tatilde seya-
hat acentelerini tercih etme ora-
nı sadece yüzde 7.6... Seyahat
acentesi seçimlerinde yüzde 57
ile "güvenilir olması" en
önemli unsur olarak saptanırken
"fîyatlar" yüzde 54 ile ikinci
sırada belirleyici oluyor.
Ankete yanıt verenler içinde
en çok bilinen tur acentesi yüz-
de 77 ile Asya Tur iken onu yüz-
de 35 ile Anı Turizm, yüzde 29
ile Duru Turizm izlivor. Yine an-
kete göre, bugüne kadar en çok
seyahat edilen tur operatörleri
yüzde 47 ile Asya Tur, yüzde 18
ile Anı Tur, yüzde 12 ile ETS,
yüzde 10 ile Duru Turizm ve
yüzde 9 ile tremtur ve Setur ola-
rak saptandı.
Caddebostan hn ardından Büyükçekmece'deMMenekşe Plajı da bugün açılvyor
İstanbullular, plajlanna kavuşuyor
Istanbul Haber Servisi -
Marmara Denizi'ndeki kirlili-
ğin azalmasıyla birlikte yeni-
den düzenlenen tarihi Cadde-
bostan Plajı'ndan sonra Büyük-
çekmece'deki Menekşe Plajı da
bugün hizmete açılacak. Bakır-
köy'deki Florya Plajı'nın ise
2006 yılında yurttaşlann kulla-
nımma sunulrnası planlanıyor.
Kadıköy'de 1950'li yıllann
en gözde plajlanndan olan Cad-
debostan Plajı'nı hizmete açan
Kadıköy Belediye Başkanı Se-
lami Öztürk, 40 yıl sonra açı-
lan ilk plajla Kadıköy'de deniz
hayatını da yeniden başlarmış
olduklannı belirterek başta Ka-
dıköylüler ohnak üzere Istan-
bullulan yeniden deniz ve kum-
la buluşturmaktan son derece
mutlu olduklannı kaydetti. Öz-
türk, Kadıköy'deki diğerplajla-
n da sırayla hizmete açarak de-
niz özlemini bitirecekleri sözü-
nü verdi.
Kirlilikten dolayı denize gi-
rilemeyen Menekşe Plajı çevre
yatrnmlanyla temizlenerek
tekrar Istanbullulann kullanı-
mına açılıyor. Bugün açılacak
olan plaj için kumsal yeniden
düzenlendi ve 5 bin metreküp-
lük yeni kum serildi. Büyükşe-
hir Beledıyesi, Atatürk Deniz
Köşkü-Güneş Moteller önünü
kapsayan sahada yer alan Flor-
ya Plajı'nın yeniden düzenlen-
mesi için de 15 bin metreküp
yeni kum serdi.
Kadıköy Belediye Başkanı Öztürk, 40 yıl sonra açılan Caddebostan
Plajıyla Kadıköy'de deniz hayatını yeniden başlattıklarını söyledi.
AL GÖZÜM SEYREYLE /IŞIL ÖZGENTÜRK
Erotizm ÜzerineDersNotlan
Uzun zamandır dünyaya bir hal
oldu. Cinsellik ve özellikle de ço-
cuk pornosu hiç bu kadar harcıâlem
bir biçimde, edepsizce yaygınlaşıp
bir virüs gibi ortalığı sarmamıştı.
Her yıl bir milyon oğlan ve kız ço-
cuğunun fuhuş sektörüne girdiğini
öğrendiğimden beri tüylerim diken
diken. Nereye gidiyoruz? Cinsellik
var oluşumuzun bir nedeniyken ne-
den böylesine ucuzluyor? Bütün bu
sorulann yanıtını, ünlü Fransız ka-
dın yazar (erotik kitaplanyla ünlü-
dür) Anais Nin'in bir mektubunda
buldum.
Kırklı yıllarda . Anais Nin ile
Henry Miller, pek bir parasız kal-
mışlar ve kendilerine sayfa başına
para ödeyen bir adam için erotik öy-
küler yazarak hayatlanru kazanmış-
lar. Kendine Koleksiyoncu dedirten
bu müşteri, yani poraografi kolek-
siyoncusu, üsluba fılan değer ver-
miyor, "şiirselliği atlamalannı"
ve onlardan geri kalan hiçbir şey
kendisini ilgilendirmediğinden yal-
nızca seks üzerinde yoğunlaşması-
nı istiyormuş. Sonunda Anais N-
in'in canına tak demiş ve aç kalma-
yı göze alarak adama unutamayaca-
ğı bir ders vermiş. Şöyle bir mek-
tup yazmış: "Sevgili Koleksiyon-
cu... Sizden nefret ediyoruz. Seks,
apaçık, alışıldık, abartılı oldu-
ğunda, mekanik bir saplantı ha-
lini aldığında, rüm giicünü ve bü-
yüsünü yitirir. Bir can sıkıntısına
dönüşür.
Seksi, duygularla, isteklerle, ar-
zolarla, şehvetle, fantezilerle,
kaprislerle. kişisel esinlenmeler-
le, rengini, tadını, ritmini ve yo-
ğnnluğunu değiştiren derin iiiş-
kilerle karıştırmama yanılgısını
herkesten fazla siz öğrettiniz bize.
Cinsel etkinliği. onu harekete
geçiren bir yakıt olan özeUikleri,
yani düşünsel, düşsel, romantik
ve duygusal yanlannı dışanda bı-
rakarak mikroskop altında ince-
lemekle neler kaybettiğinizi bile-
mezsiniz. Sekse şaşırtıcı dokusu-
nu, o narin dönüşümlerini, uyan-
cı öğelerini kazandıranlar da on-
lardır. Siz duygusal dünyanızı
adamakıllı küçültüyor, onu sol-
duruyor. açlıktan öldürüyor, ona
kan kaybettiriyorsunuz.
Siz cinsel yaşantınızı, aşkın şeh-
vet duygusuna şınnga ettiği tüm
o heyecan ve serûvenlerle beslene-
bilseydiniz. dünyanın en iktidar-
lı adamı olurdunuz. Cinsel ikti-
darın kaynağı merakrır, tutku-
dur. Siz o minicik alevinizin hava-
sız kalarak sönmekte olduğunu
görüyorsunuz. Tekdüzelik seks
için bir ölümdür. Duygular olma-
dan, buluş yeteneği ve yatkınlık
olmadan yatakta hiçbir sürpriz
olmaz. Seksin, gözyaşlanyla, kah-
kahalarla, sözcüklerle, vaatlerle,
kavgalarla, öfkelerle. hasetlerle,
korkunun tüm bileşkenleriyle,
yurtdışına yolculuklarla, yeni
yüzlerle, romanlarla, öykülerle,
düşlerle, fantezilerle, müzikle,
dansla, uyuşrunıcu ve şarapla ka-
nşması gerekir.
Siz, farklı ve benzersiz harika-
larla oluşan bir haremin tadını çı-
karabilecekken, cinsel organını-
zın ucundald periskop yüzünden
neler kaybettiğinizi biliyor musu-
nuz? Birbirinin eşi iki saç yoktur,
ama siz, sözcüklerimizi saçı ta-
nımlamak için harcamamıza izin
vermiyorsunuz; birbirinin eşi iki
koku da olamaz, ama bu konular-
da derinleşmek istesek, yaygara-
yı kopanyorsunuz Şiirselliği atla-
yın' diye.Aynı dokuda iki ten yok-
tur; ışık, ısı ya da gölgeler asla ay-
nı olamaz; hareketler hiçbir za-
man aynı değildir; çünkü bir sev-
gili, gerçek aşkın heyecanına ka-
pıldığında. aşk biliminin yü/y ılla-
ra dayanan dizgisini uygulayabi-
lir. O ne çeşitliliktir, o ne yaş fark-
hlığıdır. olgunluk ve masunüyet-
te, azgınhk ve sanarta o ne çeşit-
liliktir.
Saatlerle oturup sizin nasü bi-
ri olduğunuzu merak edip dur-
duk. Duygulannızdan ipeği. ışığı.
rengi, kjşiliği, mizacı esirgediyse-
niz, artık tümüyle sararıp solmuş
olmalısınız. Seks ırmağına dökü-
lerek onu besleyen dereler benze-
ri, küçük küçük onca duygu var-
dır. Yalnızca cinsellikle yüreğin
birlikte atması yaratabilir o coş-
kııyu."
Evet, dünya neleri unuttu ki sara-
np soluyor.
Aşk can çekişiyor, öyle diyorlar.
isilozgenturk@superonline.com
M\RETSCHMER:ASKERLER TÜRKİYE'DE ÇOKETKÎN
AB'nin sorunu ordu
ADANA (AA) - Avrupa Komisyonu
Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyü-
kelçi Hansjörg Kretschmer, "Türki-
ye'de hâlâ askerin yönetimde çok et-
İdn olduğunu" savıınarak "bu duru-
mun uyum sürecindeki engeller ara-
sında yer aldığını" öne sürdü.
^yum sûrecinde engel'
Adana Sanayici ve Işadamlan Derne-
ği'nden (ADSİAD) yapılan yazıh açık-
lamada, konuklan olarak 28 Tem-
muz'da Adana'ya gelen
Kretschmer'in Seyhan
Oteli'nde işadamlanyla
basına kapalı yemekli
toplantıya katıldığı belir-
tildi. Yapılan açıklamada,
Kretschmer'in toplantı-
da, Türk Silahlı Ku^etle-
ri "nin ülke yönetimindeki
pozisyonunun Türki-
ye'ninAB üyelik sürecin-
de sorun teşkil ettiğini
söylediği ifade edildi.
Kretschmer'in, AB ül-
kelerindeki asker-sivil
ilişkileri ile Türkiye'deki
işleyişin farklı olduğunu anlattığı belir-
tilerek "Türkiye'de hâlâ asker yöne-
timde çok etkin. Bu durum uyum sü-
recindeki engeller arasında yer alı-
yor" dediği kaydedildi.
Duvara asmakla olmuyor
Uyum sûrecinde belirtilen "AB di-
rektiflerini alıp Türkçeye çe\irme-
nin üyelik yolunda atılmış adım ola-
mayacağını" belirten Kretschmer'in
"Örneğin AB'de mezbahanelerle il-
gili düzenlemenin hükümlerini alıp
• Adanalı
işadamlanyla basma
kapalı toplantıda bir
araya gelen
Kretschmer'in,
"Türkiye'de askerin
yönetimde etkin
olmasmın uyum
sürecindeki engeller
arasında yer aldığını
söylediği"
kaydedildi.
duvara asmak yetmiyor. Burası ger-
çekten o kriterleri taşıyan özellikte
mi? Hijyen mi? Önemli olan uygu-
lama.Türkiye uyum yasalarını çıka-
rıyor ama uvgulamaları da görmek
gerekiyor" dediği kaydedildi.
'Üyelik 2014 sonrası'
Türkiye'de uyum yasalan çıkmış ol-
sa bile din, düşünce, konuşma ve yaz-
ma özgürlüğünde uygulamada ciddi
sıkmtılann sürdüğünü öne süren
Kretschmer'in Türki-
ye'nin tam üyeliğinin
2014'ten önce mümkün
olamayacağmı ifade et-
tiği bildirildi.
Bir işadammın "Tür-
kiye sizce ne kadar Av-
rupalı" şeklindeki soru-
sunu Büyükelçi Kretsch-
mer'in, "Nereden bak-
tığınıza bağlı. İstan-
bul'un, tzmir'in belirli
yerlerindense evet Av-
rupalı. Adana 'nın şim-
di bulunduğumuz ye-
rinden bakınca da evet.
Ama Adana'da da AB kriterlerin-
den çok uzak yaşam mücadelesi ve-
rilen bölgeler var" şeklinde yanıtla-
dığı bildirildi.
ADSlAD Başkanı ve Türk Girişim
ve İş Dünyası Konfederasyonu
(TÜRKKONFED) Yönetim Kurulu
Üyesi Süleyman Onatça 'nın da yüzü-
nü Batı'ya dönenAtatürk Türkiyesi 'nin
sadece "AB istiyor" diye düzenleme-
ler yapmayacağını, halkımn müreffeh
yaşamı için gerekli reformlara devam
etmesi gerektiğini söylediği bildirildi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
nin diline çevirmek gerekirse şöyle diyebiliriz:
Kul-Time!
SSK hastanelerini de bünyesine aJan bakanlık, dok-
torlara, sürekli göreve hazır, hertüriü tutumu kabul et-
mesi gereken kişiler gözüyle bakıyor. Bazen bakanlı-
ğın bir kurumunda yaşanan olaylar tüm gidişi özetle-
meye yetebilir. Bu bağlamda Dışkapı Hastanesi'ni ma-
saya yatıralım, bakalım masadan kalkabilecek mi!
SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devrinin tar-
tışıldığı yılbaşı sûrecinde Dışkapı'nın 15 başhekim yar-
dımcısı vardı. Devir tartışıldı-gerçekleşti; bakanlık,
hastaneleri yeniden düzenleyeceğini açıkladı, atama-
görevden alma dalgası duruldu ve Dışkapı Hastane-
si'nin başhekim yardımcısı sayısı 32 oldu.
Sağlık Bakanı bu ve benzeri durumlara bakıp şu de-
meci verdi:
Hastanelerde şişkinlik var!
• • •
Işin perde arkası şuydu:
Bakanlığın kadrolaşma operatörleri önce hastane-
de görev yapmasını istedikleri kişileri yerieştirdiler.
Sonra "Şişkinlik var" demeci verildi. Böylece kamu-
oyu, "Bir hastanede 32 başhekimyardımcısı olurmu?
Devlet bu yüzden batıyor. Yansını atmalı" düşüncesi-
ne getirildi.
Atılması gerekenler kimler?
Bu da soru mu canım, tabii ki AKP hükümetinden
önce bu göreve getirilmiş olanlar.
Hastanenin başhekimliğine getirilen Prof. Dr. Me-
tin Aydın ilk olarak şu sözlü genelgeyi yayımladı:
"Tûm başhekim yardımcılan istifasını versin. Istifa-
sını verenle çalışmayı değerlendireceğim. Vermeyenin
gereğini yapacağım."
Türkçesi şu:
Istifanızı verirseniz başhekim sizin için iyi şeyler dü-
şünecek. Belki de görevde kalacaksınız... Vermezse-
niz, başhekim size verip veriştirecek.
• • •
Gelişmeler aynen Türkçeye çevirdiğimiz gibi ya-
şandı. İstifasını vermeyen başhekim yardımcılannın
bazılannın odası boşaltıldı. Hiçbirine iş verilmedi, sa-
dece "nöbet" verildi. Aslında bu statüdeki kişilere
nöbet yoktu ama, gerekti!
Başhekim Aydın'ın tüm yöneticilerden bir istemi da-
ha oldu. Dedi ki:
"Herkes benim kullandığım cep telefonu şebekesi-
ne geçsin. Bu yolla daha ucuza haberleşeceğiz."
Oldu olacak başhekim, doktorlan aynı mahalleye
toplasın, akşamlan da hopariörie haberieşsin, beda-
vaya gelir.
Istifa dilekçesi vermedikleri için iş verilmeyen dok-
toriar kendilerine bir de ad takmışlar:
Bankamatik doktorlan!
Bütün bunlan Başkekim Aydın'a sormak istedik.
Arkadaşlanmıza verdiği yanıt şu oldu:
"Ben devlet memuruyum, konuşamam!"
Anlaşılan başhekim her şeyi yapmaya yetkili ama,
yaptıklanna açıklık getirmeye yetkili değil!
Zaten demokrasiyi de böyle anlamıyor muyuz?
Istediğini yap, hesabını verme!
ankcum(â cumhuriyet.com.tr
Gözaftındakl Türkler serbest
Tolisin bir an bizi
vuracağını sandım'
LONDRA (AA) - Ingiltere'nin başkenti
Londra'da polis tarafından gözaltına alınan 4
Türk serbest bırakıldı. Gözaltına alınanTürk-
lerden tbrahim Yalçın'dan haber alınamaz-
ken, Hidayet Derya dava açacağını, fslam Tat
da en kısa sürede Türkiye'ye dönmek istediği-
ni söyledi. Londra'run Tooting Brod\vay sem-
tinde geçen perşembe günü düzenlenen ope-
rasyonda gözaltına ahnan Hidayet Derya, Is-
lam Tat, Ibrahim Yalçın ve Banş Başeğmez,
terör saldınlanyla herhangi bir bağlantılan
saptanmadığından önceki akşam serbest bıra-
kıldılar. Derya, Tat ve Başeğmez sabah işe dö-
nerken Yalçın'dan haber alınamadı. Gözaltına
alınan Türklerin çalıştığı lokantannı sahibi
Kıbnslı Ahmet Ali, Yalçın'ın iltica talebi yü-
zünden bazı sorunlar yaşadığını, bu nedenle
alıkonulmuş olabileceğini söyledi. Hidayet
Derya, gözaltına alındıklan anı anlatırken
"Bir an bizi vuracaklar sandım, bu bir nevi
vahşetti" dedi. Polisin kendilerine neredeyse
terörist muamelesi yaptığını, söyleyen Derya,
kendilerine sorgu boyunca, bazı sakallı ve As-
yalı kişilerin fotoğraflan gösterilerek "Bomba
yapmayı biliyor musun, Ingiltere'ye ne
zaman geldin ve kimleri tanıyorsun" gibi
sorular sorulduğunu ifade etti.
Plütondan 1.5 kat büyük
Güneş Sistemi'nde
10. gezegen keşfedildi
LOS ANGELES (AA) - Güneş Siste-
mi'nde, yeni bir gezegen keşfedildiği bildiril-
di. Yetkililer, Pasedena kenfindeki, Kaliforniya
Teknoloji Enstitüsü'nde görevli gökbilimci
Micheal Brown tarafından bulunduktan sonra
2003UB313 olarak adlandınlan yeni gezege-
nin, Güneş"ten 14.5 milyar kilometre uzakta
ve Plüton gezegeninin 1.5 katı büyüklüğünde
olduğunu belirttiler. Güneş Sistemi'nde keşfe-
dilen 10. gezegenin, Güneş'in yörüngesindeki
bilinen en uzak gök cismi olduğunu kaydeden
Brown, gezegenin yörüngesinin, Güneş Siste-
mi'ndeki diğer gezegenlerin yörüngesel düz-
lemine 45 derece eğik konumda olmasının,
gezegenin bugüne kadar keşfedilememesinin
başlıca nedeni olduğunu vurguladı.