19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 TEMMUZ 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK 1970'lerin Ecevit'i ile 2000'lerin Ecevit'i karşılaştınldığında farklı bir kişilik ortaya çıkıyor GeçmişinitekzipedenliderMftASEİLKMJR Sıyasi literatüriimüze birçok vecize kazandırrruş olan Süieyman DemireTıru "Dün dündiir bugün bugündür" sözü bunlardan en ünlüsüdür. Demirel bu sö- zü, bugünüyle çelişen eski konuşma- lan anımsatıhnca söylemişti. Şimdi de eskı DSP Genel Başkanı Bülent Ece- vit, geçmişiyle ters düşen açıklamalar yaparak eskı siyasi rakibi Demirel'in sözlerini adeta teyid ediyor. Başbakanlığı sırasında tarikatlar için "iyi huytu kötü huyhT, Fethullah Gü- len içın de "Laikliğeaykmbir yöniinü göremedim" dıyen Ecevit, bu açıkla- malanyla dinci kesimi bıle şaşırtırken Vahdettin'le ilgili sözleri Atatûrkçü kesimde büyük tepkilere yolaçtı. Bü- lent Ecevit, 1990'lıyıllannsonlanndan itibaren 70'lerin Ecevıt'iyle ters dü- şen eylem ve söylemleri sergilemeye başladı. Bülent Ecevit, DSP'nin yeni kurul- duğu günlerde solculara mesafeli yak- laşırken dinci kesime sıcak mesajlar ve- rerek herkesi şaşırttı. Ecevit konusun- da asıl şaşkınlık ise Başbakanlığı dö- neminde yaptığı açıklamalar nedeniy- le yaşandı. Tahkim Yasası'na karşı çıkanlan "BuıüarrenkfitvveBoğazKöprüsü'ne de karşmhlar" dıyerek eleştiren Ece- vit, geçmişte Boğaz Köpriisü'ne kar- şı çıkanlann başında geldiğini unutu- vermişti. Boğaz Köprüsü'nün yapımı sırasında CHP Genel Sekreteri olan Bülent Ecevit, birçok konuşmasında Boğaz Köprüsü'nün yapımına karşı çıkmış ve iktidara geldiklerinde erte- leyeceklerini söylemişti. Aynca 1995 yılında enerji alanında tahkimi olanaklı kılacak ve yasa ile yap-işlet-devret projelerini ımtiyaz kapsamına alacak yasanın iptali için Mümtaz Soysal'ın açtığı davalara im- za verdığını de unutmuştu. safla hosoörü. sola tepkJ DSP'nin kuruluş aşamasında kendi- sı tarafından belırlenen sözcüleri, ba- sına verdikleri demeçlerde "DSP'nin SODEPveHP'den dahasolda bir par- ti olacakür" demelerine karşın parri kurulduktan sonra gerek Bülent ge- rekse partinin kurucu Genel Başkanı RahşanEcevit, SODEP-HP birleşme- sinden doğan SHP için "SHP'de aşın solcularvar" açıklamalannı her firsat- ta dile getirmişlerdi. DSP kurulduktan sonra sağ görüş- lülere hoşgörüyle yaklaşılırken sol kimliğiyle tanınanlara karşı adeta du- var örülmüştü. Solda birleşme çağn- lanna karşı "Bizimsolanlaşjryımızfark- lı,onlarsosyaldemokratbiz isedemok- ratiksokuyuz. Sosyaldemokratparö- ler Marksist kökenlidir." diyen Ece- • Bülent Ecevit'in 'Vahdettin hain değildi' açıklaması Vahdettin'le birlikte kendi geçmişini de tartışmaya açtı. Aslında Ecevit, 199O'lı yılların sonlanndan itibaren 70'lerin Ecevıt'iyle ters düşen eylem ve söylemleri sergilemeye başlamıştı. 1970'h" yıDarda 'Topraklşteyenindir solgamyla, köytülerin toprak işgallerine onay veren ve kendisini sosyalist olaraktanımlayan Ecevit, 1980'den sonra kurduğu DSP'de solculara itibar göstermiyor ve 'kendflerinin' Marksist bir kökenden gehnedjlderini açıkhyordu. 70lerin Ecevit'i: • "îktıdara geldiğimizde Boğaz Köprüsü 'nün yapımı- nı erteleyeceğiz " • "Bana sosyalistdiye hitap ederseniz teşekkürederim " t/ "Milli Güvenliğimiz içinyabancı petrol şirketleri mil- lileştirilmeli" ^ "Toprak işgali devrimci bir eylemdir" i/ "Su kullananın toprak işleyenindir" t/ " Demirel'in artık Türkiye'ye hayn olmaz" 2000'lerin Ecevit'i • "Geçmişte Boğaz Köprusü ne karşı çıkanlar bugün de Tahkim Yasası 'na karşı çıkıyorlar " • "DSP katı devletçilikten kendini korumuştur" i/ "Takıyye giderek içtenliğe dönüşebıhr." • "Sayın Fethullah Giilen 'de laiklikle bağdaşmayan biryön görmedim " \/ "lyi huylu tarikatlar da vardır " •"Vahdettin vatan haini değildi" vit'in, 1970'lerde söylediği sözleri Marksistlerin görüşleriyle birebir ör- tüşüyordu. Ecevit, CHP Genel Sekre- terliği sırasında 9 Ocak 1970 tarihin- de Berlin'de Türk öğrencileriyle soh- bet ederken bir soruya şu yanıtı veri- yordu: "Bana CHP ne kadar solda di- yorsunuz. CHP, CHP'dir. Aına siz ba- na sosyalistdersenizteşekkürederim." Ecevit, 6 Temmuz 1970'te CHP Ku- rultayı'nın 3. gününde kürsüden açık- ça toprak işgalini savunmuştu: "Çeşit- ü yeıîerde köylüler toprak işgali yapü- lar. Bu köytüİerin eylemi devrimci bir eylem değfl de nedir? Gerici, çapulcu bir eylem midir? Masa başı sosyalist- leri devrim stratejisi hazuîarken yer yer köylülertoprak reformunagirişmiş- tir. Ben de o eyleme devrimci eytem di- yeceğinL'' Ecevit, bukonudahızını alamayarak 18 Temmuz 1970'te Söke'de köylüle- re şöyle sesleniyordu: "Yüreğimizden, kafamızdan gelen seseuyup'Su kulla- nanın toprak ışleyenın olmalıdır' diye haykmyoruz.'' 5 Ağustos 1970 günü de Finike'nin Elmalı köyünde aynı konuya değini- yordu: "Eğer'Toprak işleyenindir' sö- zü 1970 yıhnda hâlâ tarüşılıyorsa« bu, utanüacakbir şeydir." EceNİt'in o dönemdeki açıklamala- rı katı bir devletçilik anlayışını yansı- tıyordu. 14 Şubat 1971'de de «Miffi güvenliğimiziçinyabancıpetrolşirket- lerimiflfleştirilmeli" açıklamasındabu- lunan Ecevit'in bu dileği az daha gerçekleşiyordu. Türkiye Cumhuriye- ti Başbakanı su°aöyla ABD'ye kredi an- laşması yapma umuduyla gıttiği sıra- da Enerji Bakanı Deniz Baykal, Ataş Rafinerisi'ni millileştirmeye kalktı. Ecevit, bundan birkaç yıl önce, bu girişimin yanhşhğını dile getirerek Baykal'ın kendisini ABD'de güç du- rumda bıraktığını açıkladı. 4 Mayıs 1970'te, Demirel'in artık Türkiye'ye yaran dokunamayacagını açıklayan Ecevit, Başbakanlığı sıra- sında Süleyman Demirel'i Cumhur- başkanlığı İcoltuğuna oturtmak için ko- alisyon ortaklanyla çatışmayı bile gö- ze aldı. Bülent Ecevit'in örgüt anlayışı da 70'lerdeki örgüt anlayışmdan hayli farklıydı. 7 Mayıs 1972 kurultayında konuşan Ecevit'in örgüt konusundakı düşünceleri şöyleydi: "Bu parti de- nrokrasinmvebeffihukukkurallannjjı işlediği bir tüzel kişilik mi olacakbr, yoksa kanunlannişlediğibir özelmülk mü? Delegelerin içinden bu kurulta- \ın sloganı olarak 'örgüt örgüt' seskri yüksebniştir.Bu kunıltayCHP'de ger- çek gücün örgüt olduğunu göstermiş- tir. Böylebir partide yönetimin başma seçüenler büyük yanhşhklar yapmaz- lar. Çünkü örgürün demokratik dene- rimi her an üzerlerindedir." Ancak DSP kurulduktan sonra 1987 yılında yapılan ara seçimler nedeniy- le doğal lider sıfatıyla Istanbul örgü- tünün Vatan Caddesi'ndeki mitingıne katılan Ecevit, "Bazı köşe yazarian DSFdeörgtt(>anadığınısöviü\orlar.De- ğertivatandaşlanmsiziburay-a örgüt mi topladı" diyerek örgütü yok saymıştı. DSP Genel Başkanı olduktan sonra da sık sık örgütleri görevden almış, kon- gereleri ancak yargının uyansı üzeri- ne yapmış, 2001 Nisan'ındayapılanbü- yük kurultayda Sema Pişldnsüt'e söz- hakkı verilmemesinı ve Pişkinsüt'ün oğlununtartaklanmasını tribünden ız- lemişti. Tarikatlara yestl ı;ık Bülent Ecevit, 1970'lerde gerek MSP gerekse AP'yı dini siyasete alet et- mekle suçlamış, tarikatbağlanülan ne- deniyle eleştirmişti. Ancak aynı Ece- vit, 199O'lı yıllann ikınci yansından iti- baren laiklik konusunda farklı görüş- leri dile getirmeye başladı. Tarikatla- n "iyi huylu kötü huylu tarikatlar'' di- ye ayınrken Fethullahçılar'ı ıyı huylu tarikatlar lıstesinde gördüğünden bu tarikatın mündı olan Gaffar Yakm ve OğuzAygün'ü partisinden milletveki- li yaparak Meclis'e taşıdı. Başbakanlığı sırasında tarikat lide- ri Esad Çoşan'm Süleymaniye Ca- mii'nin bahçesine gömülmesi için ka- rarname çıkaran Başbakan Ecevit, es- ki ülkücü yeni Islamcı Namık Kemal Zeybek'i kendisine danışman yaptı. 1995 yılında Fethullah Gülen'le gö- rüşen Ecevit, bu konudaki görüşlerini soran gazetecilere, *SaymGülen'dela- iklikk bağdaşmayan bir yön görme- dim" dedi. Başbakanlıkta kendisine Fethullah Gülen'le ilgili brifing veril- dikten sonra da "Görüşlerim değişnıe- di" diyerek şunlan söyledı: "Takıyye giderek içtenliğe dönüşebiar. Bu tür dinseltopluluklan,laikdemokratikre- jimiyıkmakiçinuğraşverenkrfebir cep- heye itmevetim." Aktif siyaseti bu-akmasının ardın- dan Fethullah Gülen'in gazetelere ilan vererek övdügü Ecevnt'ten sonra geçen yılın başında da Rahşan Ecevit, mıs- yoner faaliyetleriyle ilgili olarak "Din elden gidiyor" açıklamasıyla kamu- oyunu şaşırtmıştı. Son olarak Vahdettin'le ilgili açık- lamalan tartışılan Ecevit'in bundan sonraki açıklamalan meraklabekle- niyor. ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet@ cumhuriyet.com.tr BBC'nin internet sitesinde yer alan habere göre zaten çokuluslu büyük şirketlerin kısmi denetimin- de olan internete yeni bir sermaye grubu giriyor. Haber kötü, çünkü bu sermaye grubu Murdoch. Dünyanın önde gelen medya patronlarından Ru- pert Murdoch'un şirketi News Cor- poration, internet pazarına el atıyor. News Corporation, lntermix Me- dia'yı 580 milyon dolara satın aldı. lntermix Media, Amerika Birleşik Devletleri'nde en çok ziyaret edilen internet siteleri klasmanında beşin- ci sırada bulunan Myspace.com'un da sahibi. Rupert Murdoch, lntermix Me- dia'nın, sahibi olduğu FOX TV'nin internet sitelerine ziyaretçi akını sağlayacağını söylüyor. FOX TV ge- çen hafta yeni bir internet birimi Eyvah... Haber Kötü oluşturmuştu. Murdoch da, gazetelerinin, inter- netteki rekabette yeterince yer ala- mamasından şikâyetçi olduğunu açıklamıştı. Amerika Birleşik Devletleri'nde internet reklamcılığı sektörü bu yıl yaklaşık yüzde 15 oranında büyü- yor. Myspace.com kullanıcıları ise bu siteyi kız ya da erkek arkadaş bul- ma amacıyla da kullanıyor. New York Eyalet Savcısı bu yıl başında lntermix Media'yı, müşterileri alda- tıcı faliyetlerde bulunmakla suçla- mıştı. lntermix Media, yanlış herhangi bir şey yapmadığını vurgulasa da, sorunun dostane çözümü için 7 milyon 900 dolar ödemeyi kabul etmişti. Aslında internet haberciliği 199O'lı yıllarda başladığında Rupert Mur- doch bu teknolojiye mesafeli yak- laşmıştı. Murdoch o yıllarda bu tek- nolojinin yazılı başında sınırlı oran- da kullanılacağını öngörmüş ve bir tehlike olarak görmemişti. "Bugüne kadar oturduk ve sa- dece gelişmeieri izledik" diyen Mur- doch, internet haberciliğindeki ge- lişmeye oldukça geç tepki verebil- diklerini dile getiriyor. Murdoch'un medya imparatorlu- ğuna ilişkin kabaca bazı bilgiler şöy- le: Yıllık cirosu 20 milyar doların üzerinde, 9 uydu televizyon şebe- kesi var, 100 kablolu kanalı bulunu- yor, 175 gazete, 40 matbaa, 40 te- levizyon istasyonu, 1 film stüdyo- su var. Murdoch medyası Ameri- ka'da 280 milyon, Asya'da 300 mil- yon insana, kablolu kanallarla 300 milyon eve, dergilerle 28 milyon in- sana, toplam izleyici olarak 4.7 mil- yar kişiye, yani dünya nüfusunun yaklaşık dörtte üçüne ulaşıyor. ABD'de yayın yapan haber kanalı Fox televizyonu ve New York Post gazetesi, Murdoch'a ait. Mur- doch'un Ingiltere ve başka ülkeler- de de gazete ve televizyonları bu- lunuyor. Medyaya yatınm yaptıktan son- ra dünya nüfusunun dörtte üçüne ulaşabilen bu sermaye şimdi inter- nete el atıyor. Alternatif haber grup- lannın yegâne yaşama şansı buldu- ğu internet özünde sınırsız özgür- lükleri barındırması sayesinde bu- güne kadar var oldu. Bu özgürlük ortamı büyük şirket- lerden kişisel kullanıcalara kadar herkese hemen aynı fırsatları sun- du. Kimi zaman yalan ve yönlendi- rici haberlerin bulunduğundan ya- kındık, kimi zaman kurulan sanal dostluklann yapaylığından şikâyet ettik. Ama çoğunlukla haberleşme- mizi, güvendiğimiz kaynakları hep internette aradık. Şimdi dünyanın medya devi ve- ya tekeli adına her ne derseniz de- yin bir çöpçatan sitesiyle internete el atıyor. Akla takılan soru şu: Aca- ba Murdoch burada da medya ala- nında olduğu gibi bir anda büyüye- rek tekel olacak mı, yoksa sadece sanal aşklarımızı düzenlemekle mi yetinecek? DÜZYAZI ORHA1N BİRGtT PKK Zaman Kazanmak İstiyor Ingiliz dergisi "The Economist"e göre Ame- rika'nın Kuzey Irak'ta üslenmiş olan PKK te- röristlerini bölgeden silip atması için "yakla- şık 10 bin askergerekiyor kibu, Amerika'nın Sünni isyancılaria savaşırken kolay kolay sağ- layabileceği bir rakam değil"d\r. Economist, Türkiye'nin Kürt sorununu tek başına çöz- mek zorunda olduğunu da söylüyor. Ancak sa- dece ABD'nin değil, Avrupa ülkelerinden de gölge etmeyin başka ihsan istemem derce- sine anlaşılmaz bir vurdumduymazlık gören Türkiye'ye yönelik gerçek niyetlerine tek ke- lime işle olsun değinilmiyor. Bir yandan, sa- dece askeri çözümün bir şey olmadığından söz edilirken öte yandan "ülkede yaşayan yaklaşık 14 milyon Kürt vatandaşına daha önce görülmemiş özgûhükler tanıma imkâ- nı vermişti. Kürteylemciler, Diyarbakır'da fe- deralizme destek için imza topluyorlar ki bu bir zamanlar hapse girmelerine neden olur- du"deniliyor. Cumartesi günkü Hürriyet'te Yalçın Do- ğan "Hakkâri, Şırnak ve Van yöresinde ya- şayan yurttaşlanmız, Irak'taki seçim önce- sinde, Irak'ın da nüfusuna kaydediliyor. PKK bölgede çoğu yurttaşımıza Irak kimliği dağı- tıyor. Sözde çifte vatandaşlık hakkı için" di- yordu. Doğan'a göre, Türkiye-lrak sınır böl- gesine doğru bir nüfus kayması var. Tüm bu oluşumlar "Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti ku- rulacak, oradakidevlet Türkiye'dekiKürtler- le birleşecek" inancı doğrultusunda gerçek- leştiriliyor. Teröristleri eğitenler kim? Yalçın Doğan'la sık sık bir araya gelir ve söyleşiriz. Yakın zamanlara kadar, özellikle eski HADEP'lilerin bir bölümünün iyi niyetle- rinden söz ederdi. Bu nedenle de kendisiyle tartışırdım da. Dün, cumartesi günkü yazısı için aradım Yalçın'ı. Bir zamanlar savunduğu ve yeni bir parti kurarak ülkeye barış ortamı ge- tireceğini söylediği kişilerden umudunu kes- miş. Nedeni, Imrah'dan aldıklan emirlerin dı- şına çıkamadığına o da inanıyor çünkü. Gü- neydoğu'da görev yapan yetkililerie uzun ko- nuşmalar yapmış. Teröristlerin modern ve profesyonel orduların yöntemiyle eylemlerini yürüttüğünü söylüyor. Sözünü ettiğim yazısın- da Barzani'nin PKK'ye verdiği destegi de ir- deliyordu. O görüşünü, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'nin gözdağı taşıyan açıklama- lanyla birleştirdiğiniz zaman ABD ve kimi NA- TO ülkeleri ile hazırlanmış ortak plan giderek daha da önem kazanmıyor mu? Müttefiklerimiz Türkiye'yi oyalamaktadır. Güneydoğu'daki teröre yönelik stratejik des- tekleri artık açıktan yapılmaktadır. Bölgede- ki sabotajlarda sıcak çatışmalardan kaçın- masına dikkat edilen terör çetelerine verilen son model C4'ler, sözde bağımsız Irak dev- letinin aslında peşmergelerin kontrolünde bu- lunan sınırından girmektedir. Peşmerge kara- kollannda PKK çeteleri de görev yapmakta ve bu girişleri düzenlemektedirler. Öcalan'ın demokratik konfederalizm adı altında açıkladığı ve bölgedeki tüm Kürtleri de içine almayı amaçlayan federasyon düşünce- si, aslında terör çetesine o patlayıcılar da da- hil silah ve gereçleri veren ve eğiten ülkelerin reçetesi olarak Güneydoğu'daki vatandaşla- rımıza, önünde sonunda gerçekleşecek tek çözüm olarak sunulmaktadır. Iktidar, bu gelişmeieri elbette hepimizden da- ha çok yakından ve ayrıntısı ile biliyor. Buna karşın, anlaşılmaz bir aymazlık içinde, soru- nun çözümünü güvenlik güçlerimize, o da ar- dı ardına çıkarttığı AB yasalarının, el kol bağ- layan direktiflerinin kalıplarını çizerek ihale et- tiğinidüşünerekTBMM'yibiletoplayarakso- runa el atmak istemiyor! Belki de böyle bir el atışın Türkiye'ye AB yolunu tıkayabileceği korkusu içinde AKP iktidarı. Bölgede ekonomik bir hamle hazırlamıyor. Economist dergisi sözünü ettiğim son sayı- sında, bu durumun bölgede yüksek işsizliğe neden olduğunu, çocuk suçlarında ve fuhuş- ta artışa yol açtığını söylüyor! Bu tablo herkesten çok teröristlerin işine ya- nyor. Çünkü bataklık büyüdükçe mikropların üremesi de çoğalıyor. PKK, Türkiye'nin sözde müttefiklerinin ken- disine ezberlettiği yeni stratejisine uyuyor. Zamana oynuyor. Faks: 0 212 677 08 21 [email protected] VEFAT Vakfımızın kurucu ve eski Yönetim Kurulu Üyesi Sayın TURGUT ÜNLÜ'nün sevgili annesi MÜYESSER Ü]VLÜ aramızdan aynlmış bulunuyor. 68'liler olarak acısını paylaşır, kendisine, ailesine ve yakınlanna başsağlığı dileriz. 68'lüerBirUğiVakfı Yönetim Kurulu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle