14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 2005 CUMA HABERLER Mega televizyonunda gösterime giren dizi Yunanistan 'da izlenme rekorları kırıyor Damattabulan yıktı• Yunan Mega televizyonunda Yunanca altyazılı olarak gösterilen Yabancı Damat dizisi, izlenme rekorları kırıyor, eleştirmenlerden tam puan alıyor. Yabancı Damat'la birlikte Türk insanı ve Türklük kavramını daha geniş şekilde algılamaya başlayan Yunan halkı, şimdi artıkyeni Türk dizilerini ister hale geldi MURATtLEM AITNA - Türkiye ile Yunanistan arasındaki si- yasi yumuşama, iki ülke halklannın günlük yaşamını da etkiliyor. Bu çerçevede, geçen günlerde Türkiye'den Yunanistan'a getirilen ve Mega televizyonunda gösterime giren "Yaban- a Damat" dizisi ilk günden bu yana izlenme rekorlan kınyor. En çok izlenen zaman dili- minde (prime time) gösterilmemesine rağmen son bir haftadan bu yana izlenme rekorlan kı- ran dizi, diğer televizyon kanallannı önemli ölçüde etkiledi. Gece saat 23.00'te yayımla- nan, Türker tnanoğlu'nun prodüktörlüğünü yaptığı u Yabancı Damat" dizisi, aynı saatlerde akşam yemekierini yiyen Yunanlann masa ba- şı sohbetlenne de konu oluyor. Yunan televiz- yonlannda son dönemde en yüksek izlenme oranını elde eden Türk dizisi için eleştirmenJe- rin hemen tamamınuı olumlu not vermesi dik- kat çekiyor. ÎLk gün yüzde 32'lik izlenme payı elde eden dizi, 3. ve 4. günler yüzde 37'lik iz- lenme oranı sağladı. Yüzde 9'un üzerinde rey- ting elde eden dizinin hemen tüm karakterleri artık komşuda da tanınıyor. Yunan kamuoyu yıllardır başta politikacılar olmak üzere yazılı ve görsel basnıın yanlış bilgilendirme bombar- dımanına maruz kalıyor ve kafalanndaki "TürkimajT bu çerçevede şeküleniyordu. "Yabancı Damat" dizisinin gelmesiyle birlikte Türk insanı ve Türklük kavramını daha geniş şekilde algılamaya başlayan Yunan halkı, şim- di artık yeni Türk dizilerini ister hale geldi. Dizinin karakterlerini canlandıran sanatçılann rollerini çok iyi ve doğal oynamalanndan kay- naklanan bölgesel lehçeleri dikkatle izleyen Yunanlılar, aynı durumun Yunanistan'daki bazı bölgelerin lehçeleri için de geçerli olduğunu, başta Girit olmak üzere anakaranın iç bölgele- rinde konuşulan lehçenin gerçek Yunan dilin- den olan farklılıklanna dikkat çekiyorlar. Dizideki bazı karakterlerin Yunan halkının kafa yapısı ile örtüştüğü de belirtilen yorum- larda, Ege'nin iki yakasının bu dizi ile biraz daha yakınlaştığı vurgulanıyor. Yunanistan'da 'Aşkın Sınırian' adıyla gösterilen dizide bir Türk kızıyla Yunanlı bir gencin evliliğe giden aşkları ve her iki gencin ailelerinin bu birlikteliğe baştan önyargılarla karşı çıkışlan, mizahi bir üslupla işleniyor. 'îki toplum için dönüm noktası' NENAÇAÜDtS "Ne! Türk'lemievleneceksnr, "Kanımıza Yu- nan kanı mı kanstiracaksın", "Türkler bizi de- nize atü" gibi diyaloglar uzar da uzar çocukla ai- le arasında... Açıkça 'ötekini' sevmeye kalktın mı önce aile reddeder, sonra da bütün akraba- lar... Farklı bir dine mensup olan birine âşık ol- manın faturası canındankanından birparça olan ve aile için nerede ise 'hain' ilan edilen çocuğa kesilir... Gözün kara ise gidersin aşkının peşin- den, yok ailenin sözünden dışan çıkmak istemez- sen o zaman da hayatını kendi ellerinle söndür- müş olursun... Dedik ya, ötekine âşık ohnanm bedeli ağır. Sezon başında Türk televizyonlannda göste- rilen ve büyük beğeni toplayan 'Yabana Da- mat' şimdilerde her akşam saat 23.00'te Yuna- nistan'ın Mega Channel kanalında gösteriliyor. Yunanca altyazıyla gösterilen dizi, Yunan bası- nında geniş yer buldu. Basuıda Türkiye ile Yu- nanistan arasındaki ilişkilere olumlu katkı sağ- ladığı yorumlan yapıldı. YağmurTaylan ve Du- rul Taylan" ın yönettiği dizide Erdal Özyağcılar, SumruYavrucuk,NehirErdoğan,ÖzgûrÇevik, Nataha Doussopoulos, Binnur Kaya ve Zeki Alasya rol alıyor. 'Aşkın Sınırlan' adıyla göste- rilen dizide bir Türk kızıyla Yunanlı bir gencin evliliğe giden aşklan ve her iki gencin aileleri- nin bu birlikteliğe baştan önyargılarla karşı çı- kışlan, mizahi bir üslupla işleniyor. PAPADOPULOS YASAKLAMIS Büyük başan elde eden diziyi yaşama geçi- ren Türker tnanoğlu şunlan söylüyor: "Yaban- cı Damat 1 bayanlar bölümünde cuma günü yüz- de 68'e çıkü. Bu çok büyük bir yüzde, böyte bir yüzdeyişimdiye kadarbiçbirkanalyakalavama- dı Yunan televizyonlannda. 1966 - İ967 ydlann- da Yunanistan'da 'Ayrılık' fılmini çekmiştim. Ondan sonra da bir Üdfflmdaha yaptim. Daha sonra Hülya Koçyiğit'in fümleri büyükpatlama yapü Yunanistan'da. Ertem Eğilmez, ben ve îr- fan Ünal Yunanistan'da buhınan Kosmos FümTe ortak bir şirket kurduk. Yunan Fınos Füm Şir- keti'yle birükte ben Türkiye'ye Yunan filmleri- ni getiriyordum. Cunta döneminde Papadopulos Türk fümkrinin gösterimini ve ülkeye girismi yasaklatmştL 'Yabancı Damat'ı ilk olarak Al- ntanya'tayaşayanbir Türkkmilebir Ahnangen- ci arasında yaşanan bir aşk hikâyesi olarak dü- şünmüştüm. Toplumlar arasuıda Türk - Yunan rekabeti var, bunun dışuıda da sevgi var. Onun için bu tasanyı Türk kızı ile bir Yunan genci ara- sında geçen bir aşk hikâyesine uyaıiamaya karar venmn.BudiziTürk-Yunandiziveanemasıap- smdan bir dönüm noktası olacak." Dizinin se- naristi yazar SulhiDölek, senaryoyu yazarken bir denge kurmaya çalıştığını ve bunu başardığını söylüyor. Dizide Türk kızının annesini oynayan Sumru Yavrucuk ise "Ben sanatta bir çıtamn oiduğunu düşünmüyorum. Türk tavanı budur, Türk in- sanı bundan anlar gibi sözlerle bir çıta behrkmek doğru değiL Görüyorsunuz id yapügmız işe Av- rupa'da da başan kazanabiliyorsunuz. Televiz- yona bakfiğımda gerek senaryo, gerek yapım bakımındanbizimdizigibibu kadarçok özenflen bir yapım görmedim" dedi. Dizisinin Yunanis- tan'da da izlenme rekorlan kırması, Fransız haber ajansı AFP'ye konu oldu. MEB y nin ilköğretim öğrencilerine önerdiği 100 TemelEser listesi tepkilere neden oldu Yaşayan yazarlar 'unutıüdu'AYTULAKAL M illi Eğitim Bakanlığı, ilköğretim öğrencilerine önerilmek üzere oluşturulan '100 Temel Eser' lis- tesinin önümüzdekı günlerde açıklanacağı- nı duyurdu. Listenin hazırhğı bir yılı aşkın bir zamana yayılırken, bu süreç içinde ko- misyonlar oluşturulmuş, sanatçılardan, eği- timcilerden öneriler istenmiş ve görünürde demokratik bir çahşma yapılmıştı. Oysa toplumu harekete geçirecek kadar geniş ta- bana yayılan bu çalışmanuı göstennelik ol- duğu ve dikkate bile ahnmadığı, listeye ya- şayan biçbir sanatçının yapıtunn ahnmama- sı sonucuyla ortaya çıktı. Henüz hayatta olan yazarlann kitaplafmm listeye almmaması, 'po- İemik yaraülmaması' içınmış... Çağdaş bir ülkenin en önemli bakanlığı olan Milli Eği- tim Bakanlığı'nın polemik korkusu içinde olduğunu duymak şaşırtıcı. Sonuç şu ki, ha- yatta olan tüm yazarlar-şairler, olası polemik- İerden duyulan kaygı ya da üzeri örtülü baş- ka nedenler yüzünden, yaşadıklan için ce- zalandınlarak liste dışı bırakıldılar. Biz sanatçüar, devletten destek beklemek- ten, bunun hayalini kurmaktan çoktan vaz- geçmiştik; dileğimiz, yolumuzun kesilme- mesidir ki bu yol da her giden gelenle dara- la darala ancak sürünerek geçilebilecek bir yoldur. Yaşayan sanatçıyı öldüren, ölüleri canlandıran bu liste, kim bilir hangi yayın- cılan sevindirdi. Kim büir kaç kitap baskı- ya hazırlandı bile. Kim bilir kaç yeni yayı- nevi kuruldu, yalnızca bu listedeki kitapla- n yayunlamak için. Gelişen sanatı yok et- menin ve belli bir çağla dondunnannı ku- sursuz planı. Çocuklara 'temei beceri' kazandıracak olan müfredatla '100 Temel Eser' arasında- ki tek bağ, olsa olsa başlıktaki Hemel' söz- cüğüdür. Bu sözcük uyuşumu yüzünden sa- knı sanılmasın ki, çağdaş çocuk edebiyaü- nı yok sayarak, bugünün çocuğunun kışili- ğini beslemek, okuma alışkanlığuıın basa- maklannı hızla aşmasmı sağTamak, Türkçe- yi doğru ve etkili kullanma, yaratıcı ve eleş- tirel düşünme, sorun çözme, araştırma, ka- rar verme gibi becerilerini geliştirmek, top- lumsal gelişimini sağlamak mümkündür. MaviselYENER (Yazar) îlköğreüm çağı çocuğu ıçın .okunmasızorunlu 100 eser'belır- lemek; onlan sınırlamak, kıtaptan sogutmak, okuma keyfmmtohum- lannı atarken hata yapmak anlamı- na gelir. Umuyonım bu yanlışnk- tan çabucakdönülür. 21 yy. çocu- ğu ıçın yazılmış çocuk kıtaplannı bu seçkınin dışındabırakmak dun- i ÇiğdemGÜNDE$(Yazafî 100 Temel Eser listesinın ya- zm dunyamızın yadsınamayacak eser- Jenndenoluştugunuumuyorum An- cak^ çocuklann yaş gruplan dilcka- te alındığında, bu listenin başlangıc fsamasııçinpekdeuygunolmadı- ğı kanısındayım. MEB'nin amacı okumayı sevecek, kendini sevecek bi- nusundakuşkulanmvar! Bilgin ADALI (Yazar) Ben bir yazarım. îyi bir yazar olduğumu , sanıyorum. Çocuklann, kıtaplan- nu ben öldükten sonra okumasını i istemiyorum. Daha kırk yıl yaşa- I mayamyetliymı.Okuyuculanm- ı labuluşabilmek için kırk yıl bek- I leyemem_MiUİEğ^B^ğı g MEB çağındankorkuyor. çağdaş- uktan korkuyor, çağın yazarlanndan ve onlann yazdıklanndan korkuyor. Vallahıbıllahikötübirşeyyazmıyo- ruz Bakanım. Ya çoculdar? Neyse kı çocuklar liste dışına çılonay, sever- ier! Soylemek üstümüze VBZİfedir- Vizgı dışına çıkmca yanmak, yal- NHavYlLMAZp.Göfeviisi) Anneciğim, babacığun, ögretmenim... Sesimi duyuyor mu- sunuz? Ben resim çizmeyı çok se- viyorum, ama sizin renklennızle değil! Ben şiir okumayı Çok sevı- vorum, ama sizin sesimzle değil! S K a r i a n a n Iiste 'geJeneT (sozlu) edebıyatımızm yanında atasozlen, deyımlersözlügügibikay- S W ? r I a ^ beslen ebilir. 100 TuranYÜKSELÇEdftör) MEBçokgüçbirişegirişmiş.He- <e hele yalıuz ölen yazarlarla sınırlı kalınca...Çünkü çocuk edebivarımı- zıngeçmışı çokkısa. Ancak V - " Aşkın GÜNGÖR (Yazar) Belki GeorgeOmdl 1984'ü yazmamış olsaydı 'tektipak- la sahip insanlar' bu denli korkutmazdı bizi. Ama özgür düşüncenin fılizlenmesi gere- ken bir çağda, hele ki farklı seslere bu denli ihtiyaç duyu- lurken çocuklanmızın belli sayıdaki, belli addaki eserler- le yetinmesini beklemek saf- diÜik oluyor. Eğitimcilerin yalondıklan ko- nulann başında çocuklann okumaya yanaşmamalan ya- tıyor. Bu tavn onlara birtakım eserleri zorla dikte ederek aşabileceğimize ihtimal ver- miyorum. Belirlenmiş eser- ler klişe düşünce sistemleri oluşturma tehlikesi doğuraca- ğı gibi, çocukluğun doğasın- da yer alan 'karşı koyma' gü- düsünü de tetikleyecektir. Bu tarz bir yaklaşmıın en iyi bakışla adı i üst& kapah san- sür'dür. Liste dışuıdaki bin- lerce güncel yapıt göz göre göre sansürlenmektedir. Doç. Dr. Selahattin DİLİDÜZGÜN (Akademisyen) Özellikle 90'lı yıllardan bu yana bilimsel gelişmeler ışı- ğnıda önemli gelişmeler gös- teren Türk çocuk edebiyatı ürünleri zengin, çok yönlü ve sanatsal nitelikler kazandı. Geçmişin değerli yazarlannnı yanı sıra günümüz yazarlan- nın kitaplannın da sabit bir liste yerine yalnızca öneri ge- tirerek çocuklara okutulması daha yararlı olacaknr. BIRBAKMA SERVER TANÎLLİ Yalan Söylüyorlar! Son yolcu gemimiz de gitmiş... "Ankara"r\\r\, "lstanbul"un, "Samsun"un arka- sından, son yolcu gemimiz "Karadeniz" de eli- mizden çıkanlmış; üstelik ciddi kazanç sağladığı halde, bu gemi, "bedava denilecek bir fiyata", 4 milyon dolara birine satılmış; alan da, yüzde yüz kârla, 8 milyon dolara Yunanlılara satmış. Ege ve Akdeniz'de bayrak dalgalandıran tek Türk gemi- miz de yok artık. öykünün acısı, 16 Temmuz gün- lü Milliyet'te Hasan Pulur ustamızın hassas kale- minden, içimize daha da işledi... Bu tür haberleri son birkaç yıldır gazetelerde sık sık okuyoruz: Gelir sağladığı halde, devlet teşeb- büsleri, arka arkaya satılıyor. Zararettiğinde, elbet- te elde tutmamalı, özelleştirilmeli; peki kazanç ge- tirdiğinde, devlet girişiminden huylanmak neden? Hükümet, gözleri kapalı bir ezberi okuyor; med- yanın kaşarlanmış kalemlerinde de bir alkış! Nedir, nedendir derken, postadan bir kitap! A. Başer Kafaoğlu ile Yıldız Sertel'in, Kaynak Yayınlan'ndan çıkan yeni eseri: Yalan Söylüyorlar! Alt başlığı da, Güçlü Amerika - Alternatifsiz Piya- sa Yalanlan. • Alanlannda gerçekten uzman olan bu iki aydı- nın önemli saptamaları var. Ve yalanlann üstüne gidip teşhir ediyorlar... Kitapta, önce Sertel, "Büyük ve güçlü demok- ratik Amerika"n\n nasıl -dibi delik- bir "masal"; "Tek süper güç Amerika'dır, ona karşı çıkılmaz" iddiasının da gerçeklerden ne denli uzak olduğu- nu ortaya koyuyor. Dünyamız hızla değişiyor; ye- ni rakipleri var Amerika'nın, gelecek "çok kutup- /u"birdünyanın. Ülke, içeride ve dışanda çıkmaz- lar içinde; terörden yakınıyor, oysa en başta ken- disi terörcü. Tek Irak örneği yetmez mi? "Ameri- kan demokrasisi"r\\r\ içi de boşaltılıyor. Buna ba- kıp "Tek süper güç Amerika'dır, ona karşı çıkıla- maz" diyenler yalan söylüyorlar. Kafaoğlu da, "Ekonomimiz iyi yolda " diyenlerin yalanlannı alıp suratlarına çarpıyor: "Bir bunalım beklemeyelim, çünkü bunaltmın tam içindeyiz" diyor. Nereden belli? Üretim güçlerimiz gittikçe zayıflıyor; köylüden işçiye, memurdan esnafa, ül- ke reel bir gerileme içinde... Birde, ekonomiyi yöneten yeni aktöriervar: "Pa- ra taciheri" bunlar. Emperyalist sömürü bitmemiş, son yıllarda artmıştır: Uluslararası malî senmaye, millîekonomide "direksiyon'u kaldınyor, bu da, "kal- kınmacı devletin ideolojiksonu"öur. Reçetelerya- rarsızdır. Böyle olunca, bir ekonomide devrim de- recesinde değişiklik, IMF'nin denetiminden çık- maktır. öte yandan, Sertel, "Tekyolpiyasa ekonomisi- dir" yalanına da karşı çıkıp, seçenek kalkınma yo- lunu gosteriyor. Bu yolu açanlarbizlerolduk; 1929- 1939 yıllannda, Türkiye'de sanayileşmenin ilk adım- lan atıldı, millî ekonomi korundu ve bir "bağımsız kalkınma örneği" ortaya çıktı. "Asya Kaplanlan" ve "Çin mucize "si de çokşey öğretiyor. Çin, birçığ gibi düştü dünya ekonomisine. Ikin- ci Dünya Savaşı'nın sonunda geri kalmış, yoksul bir ülke iken, bugün bu noktaya nasıl geldi? Bağımsızlığını koruyarak! Böyle gelişti, gelişi- yor. Peki Türkiye, ne yapmalıdır? Sertel, "Borç almadan yaşayamayız" diyenlerin yalanının üstüne gidiyor ve "borç tuzağı"nm arka- sındaki gerçekleri ortaya koyuyor. Bunlan, bir plan ve program içinde gidermek mümkündür. Ne var ki, bütün ekonomi ve kalkınma için plan ve dev- letçilik şarttır. Asya'da önde koşan ülkeler, devlet- çi, güdümlü ekonomilerle hızlı kalkınma sağlayan ülkelerdir. IMF reçeteleri kullanmadılar. Bu yol, Türkiye için olanaksız değildir. Sadece ekonomimiz için değil, bağımsızlığımı- zı, ulusal varlığımızı koruyabilmek için de, bu "dip- siz kuyu"dan çıkmamız şarttır. Bir yanlışı da, Meclis'e girme imkânını bulan "so/"umuz yaptı: AB modeli bir "yenidüzen" kur- ma hevesine kapıldılar. "Serbestpiyasa ekonomi- sinden başka yol yoktur" propagandasına kapı- lıp, devletçiliğe, planlı ekonomiye sırt çevirdiler. Oysa dış borçlanma, özelleşme gibi politikalarla Türk ekonomisi dışa kan kaybetti. Amaç, holding- lerin kânna değil, halkın gönencine öncelik veren bir planlı ekonomi olmalıydı. "Tek yol serbest pi- yasa ekonomisidir" saplantısından kurtulunmalı! Çıkış yolu var, onu bulmak cesaretini gösterme- liyiz. Işte Kafaoğlu ile Sertel'in söyledikleri özetle! Okurlar, bu sese kulak veriniz, hele gençler, siz- ler! VEFAT Baromuzun 4390 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT ALİSAFAÜÇER vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 22.07.2005 Cuma günü (bugün), Ataköy 6. Kasım Camii'nde blmacak öğle namazını müteakip Topkapı Çamlık Mezarlığı'na defiıedilecektir. Merhıuna Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağhğı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI SEVGİYLEANIYORUZ NECATİ ABACI AİLESİ VE DOSTLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle