Katalog

22 TEMMUZ 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Istanbul'da başlatılan toplu konut projelerinin yoksullann ev hayalini karşılamayacağı belirtiliyor TOKİ'ninprojeleri tartışmalı• Mimarlar Odası îstanbul Büyükkent Şube Başkanı Eyüp Muhçu, TOKÎ'nin, değerli arsalan komik rakamlarla ihale ederek kamuyu zarara uğrattığını öne sürdü. TOKÎ yetkilileri ise uyguladıklan sistemin hem kamuya kaynak yarattığını hem de kaçak yapılaşmayı engellediğini iddia ediyor. GÖKÇE UYGUN Geçmişte yaptığı konutlarla tartış- malara konu olan Başbakanlık Toplu Konut Idaresi Başkanlığı'nın (TOKÎ) çalışma sistemi mimarlar tarafindan eleştiıiliyor. TOKt ile birlikte toplu ko- nut projesi yürüten îstanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, yurttaşlann "kira öder gibi ev sahibi olacaklannı" müjdelemesine karşın; Mimarlar Odası îstanbul Büyükkent Şube Başkanı Eyüp Muhçu, "TO- Kt'nin kamusal görevini yerine getir- mediğr ve *bu konutlann İstanbul'un kentse) değerlerini \? toplumsal daya- ntşmasını yok edeceğT göruşünde. Eyüp Muhçu, TOKİ'nin, değerh arsa- lan komik rakamlarla ihale ederek ka- muyu zarara uğrattığını belirterek, ya- pılan konutlann da düşük gelirlilere de- ğil, zenginlere yönelık olduğunu söy- ledi. Muhçu, "Dünya Bankasıve IMFnin direktifleridoğrultusundaEmlakBan- Lcuz fiyatla ev sahibi ohnak isteyen yurrtaşlar TOKİ ve ÎBB'nin toplu konut projesine büyfik iigi göstermişti. kası'nın yerine kurulan TOKÎ'nin yü- dızlaşünldığı bir süreç yaşandı. Bazı kampanya ve sistemierie kamu ve top- lu konut alanlannın yabancı şirkedere sunulma koşuUan haartanryor" dedi. Yoksullar yararlanamaz TOKİ'nin, geri ödemeleri güvence altına almak amacıyla Halkah ve tki- telli de yapacağı konutlar için başvuru- da belirli bir maaşı öngördüğünü, do- layısıyla yoksul kesimin bundan yarar- lanmasının mümkün olmadığını anla- tan Muhçu, olası bir ekonomik kriz ha- linde başvuru yapan yurttaşlann borç- lannı ödemeyeceklerini, bu kişilerin evlerine el konulması halinde de toplu konutlann "hayalet evter" haline gele- ceğini vurguladı. TOKİ'nin konut ya- pımındakı eksikliklehni anlatan Muh- çu, şöyle devam etti: "TOKİ'nin ko- nutlan yapıhrken toplumsal dayaıuş- ma gözâıth edfliyor. istanbul'un tarihi dokusuna uygun ofanayan binalar inşa edüiyor. insanlar getip verteşiyor ama aralannda komşuluk oûnuyor. Kentin değerieri, küresel şirketlerin insanna terkediüyor. Yapı Denetim Yasası'nın geçerli ohnaması gibi nedenlerk de bu yapdar nitetiksiz oluyon" Projeyle ılgıli sorulanmızı yanıtla- yan TOKİ yetkilileri ise idarenin "ar- sa sanşı hasüat paylaşımı modeu" uy- gulamalanyla hem kamunun elindeki arazilerin en iyi şekilde değerlendiril- diği, hem de idareye ve devlete kaynak sağlandığı iddiasında bulundu. Yetki- lıler, "Hasılat paytaşım projeleri, TO- Kİ'nin değeıü arsalar üzerinde istekü- ler ve basın huzurunda açık ihale yöo- temiyle gerçekleştiribnekte, dflvetiye yöntemiyle yapdmamaktadır. Bunda- İd amaç, idarenin etindekiarsalan eko- nomik açından en kâriı şekilde değer- lendirmek, kamuya maksimum getir kazandınnakve kaçakyapuaşmayıön- leyerek, planh yeni yerteşim aianlan oluşturmaknr"görüşünü dile getirdi. KAMPANYA BİLCİLERİ Halkah'da orta geür grubu için 440, Ödtelli'de alt gelir grubu için 678 konut yapüacak. Büyüklükleri 75 ve 90 metrekare arasmda değişen, bedelleri de 37-57 bin YTL arasmda olan konutlara 120 ya da 180 ay taksitle sahip olunabüecek. Bin YTL'lik başvuru bedeünin olduğu evler için 29 Temmuz'a kadar İBB'ye başvurulabilecek. Alt gelir grubundaki konutlann kurası 26 Ağustos'ta, orta gelir grubundakilerin kurası ise 28 Ağustos'ta çekilecek. Konut seçim ve sözleşme imzalama işlemleri de 3 Ekim-30 Kasun 2005 tarihlen arasında yapılacak. Konutlann yapımına 2 ay içinde başlanması ve 1 yıl sonra teslim edilmesi planlanıyor. Başvuru için T.C. vatandaşı olmak, Îstanbul sınırlan içerisinde en az 5 yıldır ikamet ediyor olmak, TOKl'den konut satin almamış olmak ve konut kredisi kullanmamış olmak, ayhk geürin en fazla net 450 YTL. olması gibi şartlar aranıyor. Meslek Alışkanlığı MERİÇ VELtDEDEOĞLU Başbakan R. T. Erdoğan'ın ayaküstü -ya da oturarak- ver- diği kimi kısademeçler, konuş- malannın içine yerieştirdiği ki- mi vurgulamalar, doğal olarak, dikkate alınıyor. Son günlerde yaptığı bu tür söylemlerden çamuria, balçık- ta yoğrulmuş olanı bir kenara bırakıp, kadınlann giyim-kuşa- mına, Kuran'ın okunmasına özgülenmiş olanları, basında değerlendirilmelerine karşın yi- ne de bir kez daha ele alalım di- yoruz. Kadınlann giysisi ile ilgili bu tür açıklamaların camilerde imam- larca, özellikle de cuma günle- rindeki konuşmalannda yer ve- rildiği bilinen bir gerçektir. Cami imamlan bu konuşma- lannda ele aldıklan türiü konu- lar arasına, kadınlann giyimini, tesettürü genel sözcüklerie de olsa sıkıştınverirler; belki şim- dılerde hızını alamayanlar, tıp- kı Başbakan gibi açık yakala- ra, görünen göbeklere de de- ğiniyorlardır; cuma hutbeleri- nin mikrofonla cami dışına ve- rildiğinden bu tür konuşmalan duymak her zaman olası. Kadınlann giysilerinin yakası bundan iki yüz yıt önce de gün- deme getirilmişti; Halrfe Surtan III. Selim, kadınlann "hadden ziyade yaka giyip" ortalarda dolaşmalarını ünlü bir ferma- nında dile getirmişti. Üçüncü Selim kadınlann ya- kalanna değinmeyi durup du- rurken yapmamıştı; Osmanlı ül- kesinde durum biraz kanşıktı, sıkıntılıydı; Sultan ilgiyi kadınla- nn üstüne çekip ne denli "din"\ koruduğunu göstererek dikkat- leri dağıtmak istiyor, kısaca ka- dın kullarını kullanıyordu. İki yüz yıl sonra, 21. yüzyılda laik Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı da aynı söylemi ay- nı anlamda, aynı doğruttuda kullanıyor, her ne kadar kendi- si "halife" ya da "padişah" de- ğilse de unutmamalı ki o da bir imam-hatip... Başbakan'ın öteki söylemi Kuran'ın okunmasıyla ilgili; AKP'nin kaçak Kuran kursları- nın açılmasını adeta kolaylaş- tıran düzenlemesine yapılan karşı koymalara yanıt verirken: "Tom Miks, Teksas okumak serbest, Kuran niye yasak" de- mişti Başbakan; bunun üzeri- ne Kuran'ı okumanın hiçbir za- man yasaklanmadığı kendisine antmsatılmış, aynca kurslarda Arapça yapılan öğrenimin an- lamsızlığı, kimi köşe yazariann- ca aynntılı bir biçimde anlatıl- mıştı. Yazılıp bildirildiğine göre Ku- ran'ı Peygamber kırk yaşında dile getirmeye başlamış ve söylerken o an yazılmadığı için çevresinde bulunanlarca "hifz" edilmiş, bunu yapanlara da "hafız" denilmiş; yani ezberie- mek zorunlu bir işlev olmuş; daha sonralan da elle yazılan Kuran'lar yetişmeyince hafız- lar bu görevi üstlenip yürüt- müşler(1). Ne var ki bu insanlar ezberle- diklerini küçücük çocuklarına da ezberletmeye kalkışmazlar, dolayısıyla Peygamber döne- minde ünlenen minik hafızlar- dan pek söz edilmez; ayrıca Peygamber'in söyledikleri do- layısıyla ezberlenenler büyükle- ri, yetişkinleri ilgilendiren, onla- rın anlayabileceği konulardır. Zaten bilindiği gibi Kuran yal- nızca erkek kula seslenir; kadı- na ve çocuğa sesleniş yoktur denebilir kadınlara bildirilmek istenenler dolaylı olarak iletil- miştir; çocuğa yönelik sesleniş de hemen hemen bir iki deği- niden öteye geçmez. Aynca anlatılanlann bir bö- lümünün de erişkinler tarafin- dan anlaşılabilmesi için bile, bir açıklamaya bir yoruma ge- rek olduğu Kuran'da açıkça belirtilir. Yalnızca şu kadarcığının". Na- • sıl evlenip aynlacağı, boşan- mada "hü/te"nin nasıl gerçek- leştirileceği, kadınlann nasıl bir "taria" gibi kullanılacağı, nasıl dövüleceği, aybaşı durumlan- nın nasıl değerlendirileceği, suçlulann cehennemde ne tür bir ateşte nastl yaktlacağı v.ö. yedi-sekizyaşlanndaki çocuk- lara Arapça veya Türkçe oku- tulup ezberletilmesinin akılla bir ilgisi olabilir mi? Laiklik devrimi geçirmiş bir ülkede ve 21. yüzyılda bu den- li akıldışılığa yer verilmesi, an- cak laiKlik karşıtı güçlerin ikti- dara geçmesiyle gerçekleşe- bilirdi; AKP iktidan ile bu, yaşa- ma geçirilmiş oluyor. 1)Ö.N. Bilmen, Hukukı Isla- miyye ve Istılahatı Fıkhıyye, Ist. 1949. KÎM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK [email protected] HAYAT EPtK TtYATROSU MVSTAFA [email protected] sevgılı arkûdasımız NECATt ABACTyı ölümünün 1. yılında özlemle amyoruz OTOBÜSTEKtLER KEMALURGENÇ [email protected] TARÎHTE BUGÜN MÜMTAZARJKAN 22 Temmuz ımncmumtas-arOtan.com BAKIRKÖY1. tCRAMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN TAŞENIRIN AÇIK AKTTIRMAİLANI 2005 5 Tal Bir borçtan dolayı hacızb bulunan \e aşağıda cıns. rruktar \e kıymetlen vazılı mal- lar satışa çıkanlmıştır Bınncı arttırma 10 08 2005 gûnu saaı 12 40-12 50 arasında aşa- gıda >azıiı adreste \apılacak ve o gun kı\Tnetının >"üzde 60'ına ısteklı bulunmadığı 15 08 2005 günû aynı \erde a\TU saatler arasmda ıkıncı arttırma yapılacagı, şu kadar kı arttırma bedelınıiı malın tahrran edılen kıvTnetının v'üzde 40'ıra bulması ve satış ıs- teyenın alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olmasının ve bundan bâşka parava çevırme \e pa>laşnrma masraflanru geçmesının şart olduğu mahcuzun satış bedelı üzennden alınacak KDV'nın alıcıva aıt olacağı \e satış şartnamesının ıcra dosyasmdan görûlebılecegı. masrafi v enldıgı takdırde şartnamenın bir omegının ıste- yene göndenlebıleceğı. fazla bılgı almak ısteyenlenn yukanda vazılı dosya numarası ile mûdûriûgümûze baş\r urmalan ılan olunur Satış yen Oruç Reıs Mah Şehıt Alı Ka- rahan Cad. No 1 Emruyet Otopark-Esenler S. No: 1 Lira: 18.000.00 YTL Adet: 1 Cinsi (Mahijeti \e önemli nitelikleri): 34 BK 8678 plakalı Hyundaı marka, be- yaz renk h 100 f C tıpı 2004 model Kamyonet anahtar mevcut. ruhsat yok, teyp mev- cut sol ön lamba çevTesı kınk. muhtelıf yerlerde çızıkler mevcut. arkası branda ile ka- palı kamyonet Basın 34568 REYÛ KRALI Z/EGFELD IS&i'PE BU6ÛN,ÜULÛ AHIEJİIKAU KEVÜ VAPUACt v£ «7- NETtCİSİ FLOgEUZ ZJEGPeU>(Z(&*£iy) 63 YAŞINDA ÖL- OÛ. CMCA6O MLUJK KOLEJ/ KURUCUSUNUH OĞtM OLAN 2JeSFBU>, EĞL£NCE PÜNYASrYLA ILK K£Z 1833 YILINPA CHICAGO OÜMYA FUAHl'MDA ÇALIŞAKAZ. 7X- NtŞMIÇTt. gUNU IZLEYE.N YtUAK, OAHA SOHRA £V- L£NEC£Ğt AklNA HEL0 'İN YE/Z ALDtĞl MÜ£ıtU-İ OANSU GÖSTE&LER t>Ü2£NL£Mݧ K4ZANW6t SApi- Rl ONU 8ÜYÜK YAPIİHLAGA YÖNLENDİKMİŞTt. ZJB£F£1~D, KU&DUĞU *Z/E&fi&i£> Foi-Ues"AOU OEV REVÜSÛrLB OIA6ANÜSTÜ ŞOVLAR. It^teMfÇ, SU KO- NUDA SEKUET SAYtLACAK PARALAK ^ EN İYİ BESTECİLEK., SÖZ VE tvtİZAH KOME0YEML££ WF SON PEOECB LA tSKENDERUN SULH HUKUK HÂKİMLİĞl SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN Sayı 20O5 5 Davalılar l- Nadıye Turhal, 2- Seha Paşa - adreslen meçhul lskenderun Sulh Hukuk Mahkemesı'nın 29 12 2004 tanh ve 2004,380-1459 E K- sayılı karan>la satılarak ortaklığın gıdenlmesıne karar venlen tskenderun Aşkarbeyü mevkı- ınde kaın 2204 parsel ile 2791 parsel 3 kat 30 nolu bagımsız bolum ve 4 kat 39 nolu bagımsız böhimün 23 06 2005 tanhınde yapüan kıvmet takdın sonunda 2204 parsele 20000/00-YTL ve2791 parsel3 kat 30 nohı bagımsız bölüme 19 500 00 -YTL ve4 kat 39 nolu bagımsız bolüme 20 000 00 -YTL deger bıçılmısör Adresuuz meçhul olduğundan ve lskenderun Sulh Hukuk Mahkemesı'nde görülen ortaklığın gıdenlmesı davasında adınıza teblıgatlar ılanen yapıldığından takdın bymet tuta- nagında tebhgatının ılanen yapılmasına karar venlmısör Işbu takdın kıymet teblıgannın gazetede neşır tanhınden ıtibaren (15) gim ıçınde sanş memurluğumuzun 2005 5 sayılı dosyasına tskenderun Sulh Hukuk Mahkemesı nezdınde ınraz yapılmadıgı takdırde kıymetın kesınleşmış sayılacağı ve bu kıvmet üzenodeo tasınmazın satışa çıkanlacagı teHıgaı venne kaım olmak üzere ılan olunur 11 07 2005 Basın 33993 GÖRÜŞ ALPASLAN BERKTAY ve Kölelik., Geçen günlerde çok ilginç olaylar yaşandı. 6- 8 Temmuz arasında Iskoçya'da G-8'lertoplan- dı. Zenginler yoksullara yardımı görüşecekler- di! Onlara karşı 2-3 Temmuz'da Live-8, onun hemen ardından Afrika Birtiği, 2 gün sonra G- 8.. Onun tam ortasında, 7'sinde de Londra'da patlamalar.. Dünyanın 10 ayn kentinde düzenlenen, yüz binlerin katıldığı konserierde, 38 Afrika ülkesi- nin Dünya Bankası'na ve IMF'ye olan 293 mil- yar dolar borcunun silinmesi, Atrika'da her gün 50 bin kişinin yoksulluktan, hastalıklardan öl- mesinin önlenmesi isteniyor, G-8'lerin bugün- kü durumdan utanmalan gerektiği bildiriliyor- du. Onun hemen arkasından Afrika Biriiği toplan- dı. Köle deyince ilk akla gelenler, kara derili, ka- ra talihli, toklar kulübünde üzerierinden yalan- larla kara mizah yapılan Kara Afrikalılar.. Hari- tası da, düz çizgilerie kutu kutu çizilmiş. Han- gisi hangi Avrupalının hayat sahası.. Yağma Ha- san'ın böreği... Yetmedi, ABD Dışişleri Bakanı Rice, GOKAP ile bu haritanın daha da değişti- rileceğini, 2 ülkenin bundan nasibini alacağını bildirdi! Afrika'da her 5 saniyede 1 çocuk aç- lıktan ölüyor. G-8'ler ise tokluktan şikâyetçi... Obeziteden en çok yakınanlan da, ABD.. Aca- ba kim kimin lokmasını yiyor? Batı'nın toklan, Afrika'nın yoksulluğuyla mücadele edecek! Na- sıl etsek de, Afrika'nın yoksullanna yardım et- sek? Gölge etme, elini üstümden çek, başka ihsan istemem derler mi? ABD, Bağdat'ı yerle bir ediyor. Anında Batılı şirketler arasında bir yarıştır baştıyor. "Biz yık- tık, bizyapacağız!" Başta Amerikalılar, sonra In- gilizler, Fransızlar.. En başta da ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin eski şirketi Halli- burton.. Çırpınıyoıiar. Acaba hangimiz daha çok yardım yapacak.. Yıkarken kâr, yaparken kâr.. Doğrusu, bu "insani yardım "lardan iyi pa- ra vurdular! Nitekim ABD uçaklan Bağdat'ı da insani bir biçimde bombalamamış mıydı, bir bombanın yanında bir paket yiyecek atarak.. Ya IMF? Saldınya icazet verirken "Hafıf şiddette bir savaş uygun olur!" dememiş miydi? Ya Bush? G-8 zirvesinde hanl hanl insani yardımı düşünürken Londra'da bombalar patlayınca, onun kadar insanlıktan söz eden olmadı. Hiç soran var mı: Sen Irak'ta, Afganistan'da ne an- yorsun? Bin Ladin'i, Saddam'ı ortaya çıkaran kim? Ortadoğu'yu kanştıran kim? Yurdunu sa- vunan Iraklıya terörist deyip bir masum melek oluveriyor G-8 zirvesinde Bush. Emperyalizm, başta da ABD, karşıtını kendi- si yaratıyor; doğanın diyalektiği bu.. "Baldınçıp- lak Fellah" dedikleri, ulusal onura ve bilince ulaşıp yaman birer yurtsever oluveriyor. O Ka- ra Afrika'nın -Lumumba'lanyla, Bin Bella'lany- la, Bumedyen'leriyle, Nkrumah'lanyla, Nâ- sır'lanyla- yüzaklan ortaya çıkıyor. Son yardım beklentileri arasında, Afrika Biriiği zirvesinde, "Sadaka istemiyoruz! Yalvarmayın! Dilenme- yin!" sesleri yükseliyor. Köleliğe, köle ruhlulu- ğahayırdemekbu.. Birbirieriyle daha iyi savaş- sınlar, öldürsünler diye G-8'lerin sunduğu "Bir silaha bir lokma" önerisini, o aç ve yoksul du- rumlanna karşın, suratlannafıriatmakbu. Dün- kü köleler efendilerine karşı uyanıyor. Kendine güven var bu seste. O "güven", önce bu topraklarda duyuldu. Kı- zılay'da da anıtı dikildi, altına da "Türk, övün, çalış, güven!" yazıldı (1934'te.. yapılışını da, yazılışını da gördüm, oradaydık). Mücadele, "Bizi yutmak isteyen emperyalizme ve bizi mahvetmek isteyen kapitalizme karşı, Şark'ın mazlum milletlehadına" idi. Aynı emperyalizm, aynı kapitalizm, bugün "G-8'ter" olmuş, o maz- lumlann tepesinde.. O anıtta "ABD'ye güven, kuyruğundan aynlma! Şark'ın ezilenlerini sen de ez!" yazılmadı. Bu Cumhuriyet'in harcında "Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hüri" insanlar var, özgüriük var, köle eğitiminden gelenlerin köle- lik ruhu yok. Köle kafalılar köleliği hort- latamayacaklar!.. B U L M A C A SEDATYAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 SOLDANSAĞA: 1/ Uzman. 2/ Mezopotam- ya'da kurul- muşenbüyük 3 sitelerden bi- ri... Hastalık- tan kurtulma, iyileşme. 3/ Uyma, boyun eğme... Eski Mısır'da gü- neş tannsı. 4/ Güneyden es- en rüzgâr... "Ya bis- ter-i kemhada ya vi- rânede can ver / Çün — ü gedâ hâke bera- bergirecektir"(Ziya 4 Paşa). 5//Sosyoloji- de bir kabilenin bö- lûndüğü iki ya da da- ha çok parçadan her 8 biri...Uzaklıkişareti. 9 6/Camlı taraça. 7/Tanntanımaz... "Buakşam gün batarken gel/Sakuı geç kalma — gel" (Ahrnet Ra- sim). 8/ Bir devletin başka bir devlete yaptığı bil- diri... Kaynağımitolojikçağlaradayanankirişlibir çalgı. 9/Bir tür spor ceket. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Daha çok parmaklarda olan ve direnlere kadar işleyen dolama. 2/Ekvator bölgesinde bir takım- yıldız... Kızıl tüylü birkuş. 3/ Düşmanlık. 4/Diş etlerinin iltihaplanması... Evrensel ahcı olan kan grubu. 5/Batı Anadolu'da ünlü bir antikkent... Bir nota. 6/ Lezzet... Tanma elverişli toprak parçası. 7/ "Behiç — " : Çizerimiz... Deniz suyunun don- masıyla kutup bölgelerinde oluşan buz alanı. 8/ Sarhoş ya da külhanbeyi bagırması... Küçük akar- su. 9/ Bir adı da Formoza olan Asya ülkesi.