Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-19 TEMMUZ 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Yahdettinneyazıkkihaindi...Vahdettin 'in Mustafa KemaVi milli bir mücadele açsın diyeAnadolu 'yayottadığı,para verdiğigibi kulaklara
fısıldanan masallar var, ama biribüe doğru değH BunlarMustafa Kemal karşıûarının uydurduklan masaüardır
• Baştarafi 1. Sayfada
yesi için istanbuTu temsilen Londra'da düzen-
lenen toplanüya gider. Orada Ankara'yı temsil
eden Ismet Paşa da vardır. Ük sözû Tevfik Pa-
şa'ya vermek isterler. tnönü buna lazar. Tevfik
Paşa sözü ahr ve şunu söj ler:" Bugün halkın ıra-
desini Ankara temsil etmektedir. O nedenle îs-
met Paşa'nın konuşması gerekır'. Tevfik Pa-
şa'nın bu sözkrine Istanbul'daki Vahdettin de
ıtirazetai€z.''(Hürriyet, 17.7.2005)
DİNLEDİKLERİNI TARİH SANIYOR
Ecevit çocukluğunda dinlediği şeyleri tarih
sanıyor, tabii şiddetle yanılıyor. Sanınm hay-
li de yorgun, birçok olayı birbirine kanştın-
yor. Çünkü:
Sözünü ettiği toplantı Londra Konferan-
sı'dır. Birinci Inönü Savaşı'ndan sonra 21 Şu-
bat 1921 'de başlar. Bu konferansa, silahını ko-
nuşturmaya başlayan Ankara da çağnlmıştır.
Ankara'yı îsmet Paşa değil, Dışişleri Bakanı
Bekir Sami Bey temsil eder. Gerisi çocukluk
masalının devamı. Bu sırada Batı Cephesi Ko-
mutanı tsmet Paşa, Eskişehir'de ordusunun
başındadır. Sayın Ecevit'e, Londra Konferan-
sı hakkında bilgi edinmek için ilk adım ola-
rak AB Türkgeldi nın Mondros ve Mudanya
Mütarekeleri Tarihi (1948) adlı kitabı okuma-
sını tavsiye ederim. Kitapta Londra Konfe-
ransı görüşmelerinin tutanaklan var.
Sayın Ecevit, Vahdettin için diyorki: "Obir
hain değüdir. Baa hoş olmayan şeyleri mecbu-
ren yapnııştır. Bu arada ülkesi için çok iyi şey-
ler de yapnuşür. Ben Vahdettin için hiçbir za-
man hain demedim. Çünkü ne kadar zor ko-
ŞiıDar atanda padişahhk yapbğını biByorum.
Ulke işgal alündaydı. Ordusu kalmamış. Bu
koşullar alünda bile birçok önemti iş yapü.
KurtuluşSavaşı'na açıktan ohnasa da beürgin
şekilde destek okhT (Hürnyet, Zaman)
Bilimselliğin özü olan gerçeğe uygunluk
gibi zorunlu koşula uymayan Ecevit, Osman-
lı tarihini nasıl yazacak? Bu dağınık zihinle in-
san anılannı bile doğru yazamaz, birçok ola-
yı birbirine kanştınr, ortaya akıl kanştıncı bir
bulamaç çıkar.
Önce birkaç soru:
1. Vahdettin'in "mecburen yapüğı baa hoş
ofanayan şeyler" nelerdir?
2. "Bu arada ülkesi için yapüğı çok iyi şey-
ler" nelerdir?
3. "Kurtuluş Savaşı'na açıktan ofanasa da
betirgin şekflde nasıl destek ohnuştur?"
Içlerinde birçok dâbi ve kahraman bulunan
Osmanlı hanedanının son padişahı Vahdet-
tin'in hain değil, sadece cahil ya da korkak ya
da gafil olmasını doğrusu ben de çok isterdim.
Ama gerçekler (belgeler, tanıklar, olaylar, ol-
gular, Vahdettin'in beyannamesi, anılan) bu
isteği desteklemiyor. Uzun yıllardır yakın ta-
rihimizle ilgileniyorum. Ülkesi için yaptığı
"iyi bir şeye", Kurtuluş Savaşı'na destek ver-
diğini gösteren bir tek olaycığa, bir tek sözü-
ne rastlamadım.
Vahdettin'in M. Kemal'i milli bir mücade-
le açsın diye Anadolu'ya yolladığı, para ver-
diği gibi, yazılan, kulaklara fısıldanan masal-
lar var, ama biri bile doğru değil. Bunlar M.
Kemal karşıtlannın, özellikle halifeci'padi-
şahçı birtakım dincilerin uydurduklan masal-
lardır. Vahdettin, M. Kemal ve Milli Mücade-
le adlı kitabımda, bunlann yalan, yanlış ve
yutturmaca olduğu belgelerle kanıtlanmış, bu
tür gerçek ve akıldışı uydurmalann arkası ke-
silmişti. Ecevit yeniden başlatıyor.
Sayın Ecevit bu üç sorunun yanıtını verme-
İNÖNÜ VAKFI'NDAN BÜLENT ECEVÎT'E TEPKİ:
Ecevit tarihi saptınyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Inönü
Vakfi, eski Başbakan Bülent Ecevit'in
Londra Konferansı ve tsmet Paşa ile ilgili
açıklamalanna tepki gösterdi.
Vakıftan yapılan açıklamada,
Ecevit'in "Şahsen çocukluğum-
dan beri düüediğbn şeyiervar" di-
ye başlayan, Londra Konferansı
ve Îsmet Paşa ile ilgili ifadelerinin,
tamamen gerçekdışı oldugu bildi-
rildi. Açıklamada, Ecevit'in, çıka-
racağı tarih kitabıyla ilgili beyana-
tı üzerine açıklama yapılması ge-
reği duyulduğu belirtilerek şöyle denildi:
"İsmet Paşa, Londra Konferansı'na ka-
ülmamışür. O sırada 1. tnönü Savaşı'ndan
zaferle çıkan Îsmet Paşa eephededir ve 2.
Inönü Savaşı'na hazuianmaktadır. Anka-
ra hükümetini bu konferansta Dışişleri Ba-
kanı Bekir Sami Bey temsil etmıştir."
Eski Başbakan Ecevit, bir röportajında,
Tevfik Paşa ile ilgili açıklamalar-
da bulunurken Tevfik Paşa'nın
Osmanlı'nın tasfiyesi için îstan-
bul'u temsilen Londra'da düzen-
lenen toplantıya gittiğini, burada
îsmet Inönü'nün de bulunduğu-
nu anlatmıştı. Toplantıda, Inö-
nü'nün, ilk sözün Tevfik Paşa'ya
verilmesine kızdığını kaydeden
Ecevit şunlan anlatmıştı: "Tevfik
Paşa sözü ahr ve şunu söyler: 'Bugün hal-
kın iradesini Ankara temsil etmektedir. O
nedenle îsmet Paşa'nın konusması gere-
kir.' Tevfik Paşa'nın bu sözlerine İstan-
bul'daki Vahdettin de niç itiraz etmez."
lidir! Son Osmanlı padişahı Vahdettin, ne ya-
zık ki haindir. Bu acı durumu kanıtlayan bir-
çok belge, tanık ve inceleme var. Mesela Prof.
Dr. SinaAkşm'in Istanbul Hükümetleri ve Mil-
li Mücadele, Vahdettin'in şaşırncı durumunu
saptayan birçok kaynak eserden sadece biri.
BİR YARCIYA VARMAK İÇİN İKİ OLAY
Vahdettin'in tutumunu belirten iki olay akta-
nyorum:
Bin Ankara Dışişleri Bakanı Y. Kemal Ten-
gjrşenk onurlu bir banş aramak için Avrupa'ya
giderken Istanbul'dan geçer. Vahdettin, Y. Ke-
mal Bey'in kâübinin çantasındaki çok gızli 6
belgeyi çalduır, fotoğraflannı çektirir ve bir sa-
ray görevlisi ile tngüiz Yüksek Komiseri Ha-
rold Rumbold'a ulaştınr. (S. R. Sonvei, Dış Po-
litika, 2.c, s.220,388. Kitapta bu şaşırucı olay-
la ilgili bütün yazışmalann künyesi ve fotoko-
pileri var. Aynca Belleten 154/1975)
Bunu biri yapsa yaptığına casusluk denir. Pa-
dişah yapınca acaba ne demeli?
İki: Ecevit'in övdüğü Tevfik Paşa, 25 Mart
1922 akşamı Ingiliz Yüksek Komiseri H. Rum-
bold'u ziyaret eder, Vahdettin'in çok gizli bir
projesini iletir. Projenin özeti şöyle: Boğazlar
bölgesinin yönetimi îngilizlere bırakılacak, In-
giltere isterse kendi askerini, isterse Türk jan-
darmasını kuUanabilecek, gerektiği kadar top-
rak şeridinin yönetimi de Ingiltere'ye devredi-
lecek, böylece tngiltere'nin hilafetin koruyucu-
su ve ortağı oldugu Islam dünyasına gösterilmiş
olacak. Yüksek komiserin sorusu üzerine Tev-
fik Paşa da bu projeyi desteklediğini beürtir.
(B. N. Şimşir, Ingiliz Belgeleriyle Sakarya'dan
Izmir'e, s. 388, vd.) Bir sonuca varmak - biryar-
gıda bulunmak için sanınm bu iki olay yeter!
Yakın tarihimizi yazacak, yakın tarihimiz
hakkında konuşacak olan kımseler derslenne
iyi çahşmalı, her şeyden önce gerçeğe saygılı
olmah. Yoksa yazdıklan da, söylediİderi de ger-
çeğe ihanet olur.
Seçim Kilitleıııneleri
Prof. Dr. ORHAN ŞENER
Kadir Has Üniversitesi
Son günlerde Anayasa
Mahkemesi'nin başkanının
seçimine ilişkin olarak orta-
ya çıkan kilitlenme olayı ül-
kemizde demokrasinin işle-
yişi yönünden olumsuz bir
görünüm ortaya koymakta-
dır. Benzer durum Demirel-
Ecevit çekişmesi yüzünden
Meclis'in 6 ay gibi uzun bir
sürede cumhurbaşkanını
seçemediği zaman da ya-
şanmıştı. Sayısız turlara kar-
şın bir aday üzerinde uzlaş-
maya varılamamsı ise, bir
askeri darbeye neden ola-
rak ekonomik, sosyal ve si-
yasal maliyetler ortaya çı-
karmıştı.
Anayasa Mahkemesi'nin
adil ve etkin seçim yöntem-
lerinin formüle edilmesi ko-
nusundaki sorumluluğu ise,
kilitlenme olayının önemini
daha daarttırmaktadır. Ben-
zer sorunlar geçmiş yıllarda
Meclis başkanı seçimi sıra-
sında yaşanmıştır ve yaşa-
nacaktır.
Bu nedenle sorunu sade-
ce Anayasa Mahkemesi yö-
nünden ele almanın yararı
yoktur. Şöyle ki, milletvekili,
belediye başkanı, cumhur-
başkanı ve Meclis başkanı-
nın seçimlerine ilişkin mev-
cut düzenlemeler adalet ve
etkinlik yönünden tartışılma-
lıdır.
örneğin, kayıtlı seçmen-
lerin yüzde 25'inin oyu ile
Meclis'te 2/3 oranında oyla-
ma gücü (voting power) el-
de etme olanağı veren bir
seçim sistemi demokrasinin
ruhuna aykırı bulunmakta-
dır. Bu olumsuzluk geçmiş
yılarda ANAP hükümeti dö-
neminde yaşandığı gibi gü-
nümüzde de yaşanmakta-
dır. Ne var ki bu çarpık du-
rumu düzeltici hiçbir önlem
alınmadığından vatandaşla-
rın önemli bir bölümü se-
çimlere katılmamaktadır.
Ote yandan seçimler uygu-
lamada stratejik davranışla-
ra, çıkar hesaplarına ve yol-
suzluklara açık bir ortam ya-
rattıkiarından, genelde de
halkın demokrasiye olan gü-
venini sarsmaktadır.
Bu olumsuzlukları önle-
meye yönelik etkinliği ve
adaleti sağlayıcı aşağıdaki
modeli cumhurbaşkanı,
Meclis başkanı, Meclis ko-
misyonu başkanı seçimi için
de önerebiliriz. Kamu ve re-
fah ekonomileri ilkeleri doğ-
rultusunda formüle edilen
çoğulculuk (plurality) ve
nokta (point) oylama yön-
temlerini Anayasa Mahke-
mesi'ndeki kilitlenmeyi ön-
leyecek biçimde aşağıdaki
örneklerle açıklayabiliriz.
Çoğulculuk yöntemine
göre, her bir üyenin 5 adayı
tercih sıralamasına göre bu
kâğıda yazmaları istenir. En
çok tercih edilen adaylann
adının karşısına yazılan 1; 2.
tercih edilenin 2 ve böylece
devam edilerek en az tercih
edilen aday karşısına 5 sa-
yısı yazılır.
Adaylann kazandıklan pu-
anlar toplanarak, toplam
olarak en az puanı alan aday
başkan olarak seçilir. Eski-
den "asgari müşterekte bir-
leşme" dedikleri uzlaşmaya
böylece en etkin ve adil bir
biçimde ulaşılır.
Eğer, iki adayın eşit puan
alarak seçilememe durumu
ortaya çıkarsa, bu durumda
nokta uygulaması "point
voting" kuralı uygulanır. Bu
yöntem öncekine göre daha
da adildir. Çünkü bu oyla-
mada oylan kullananların
sadece tercih sıralamaları
değil, aynca tercihlerinin
ağırlığı (intensity of preferen-
ces) da yansıtılmış olur.
Bu yöntem ise şöyle uy-
gulanır. Her bir adaya top-
lam olarak 30'ar puan veri-
lir. Oylamaya katılanlar ter-
cih stralamalarına paralel bir
biçimde örneğin bir üye 30
puanı şöyle dağıtır: 1 'nci ter-
cih için 10; 2'inci tercih için
8; 3'ncü tercih için 6, 4'ncü
tercih için 4 ve en az tercih
ettiği aday için 2 puan verir.
Bu durumda toplam olarak
en fazla puanı alan aday se-
çilir.
Cumhurbaşkanı, Meclis
başkanı ve Anayasa Mahke-
mesi başkanlığı seçimleri
için önereceğimiz bu yön-
temlerin uygulamaya konul-
ması için herhangi bir yasal
düzenlemeye gerek yoktur.
Çünkü bu iki yöntem de ba-
stt çoğunluk kuralının rasyo-
nalize edilmiş biçimleridir.
Kaldı ki cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde ilk turlar için
öngörülen kaliteli çoğunluk
oranı, seçim yapılamaması
durumunda basit çoğunlu-
ğa indirgenmektedir. Bu bi-
le toplumsal tercihleri yan-
srtmayan bir sonuç elde et-
meyi daha da kolaylaştır-
maktadır. Sonuç olarak et-
kinliği ve adaleti sağlama-
daki üstün nrtelikleri nede-
niyle önerdiğimiz yöntemle-
rin ülkemizde demokrasinin
kalitesmi arttıracağını söyle-
yebiliriz.
HARBl SEMtH POROY
Çizer izin kullanacağından Harbi bir süre yayımlanmayacaktır.
HAYAT EPlK TÎYATROSU MUSTAFA BİLGÎN
semihporoyayahoo.com
hayatepiknmynet.com
OTOBÜSTEKİLER KEMAL VRGESÇ k_urgenc@yahoo.com
ikfife &
/
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 19 Temnuız icwtcnwnuaz-arikan.com
SUPHIZIYA ÖZBEKKAN
SIN/N
1966 'M 8U6ÜU, ÜHLÜ 8ESTECJ SUPHI ZtYA
ÖZSEKKAN ?3 YAŞINDA ÖLDÜ. ÇOK KÜÇÜK
YAŞO4ÇÜ4N BEJÇİ MÜZİKLB İL.6İLENDİĞİ
HAL/>£, ÖĞtZENİM YILLA#f VE ÛAHA
SONRA PA 0/ŞİŞLE& &4/&Wl/£/kl&W
GÖ/ZEVLERİ NED£A//yc£ StBSTEC/UİE
OLPUKÇA GEÇ BAÇUyA&iLMİŞT)..
ŞA/SKJ FO6MUA/M VEJZDİ6İ /LGİNÇ
l/£ SIHÇO6U *K4UCf*XAf>/7LA DİKKATİ
Ç£KMffr/.ANCAK, BUNLAR, NOTA S/LMEDİ-
S/MPCN BAŞKALARI T*RAFINDAN SAPTANAgh-MİŞrİ.
ÇOK SAy/DA /MAKAM/ USrACA t&JU-AMAStt&J SuPHİ
ÖZ&EJCKAN, EUJyE YAKJN ŞARK/ VE /lyg/CA SAŞKA 7Ü#-
Le/spe YAP/TLAK BEsreLEMfşrr. YANDA, ONUN SEV/I&J S/K ŞARKI-
GAZİOSMANR4ŞA 2. AİLE
MAHKEMESI'NDEN
Esas No: 2004/794
Davacı Evdochia Akyüz tarafindan davalı Ali
Akyüz aleyhine açılan şiddetli geçimsizlik ne-
deni ile boşanma davasının yapılmakta olan yar-
gılamasında davalının adresi tespit edilemedi-
ğinden davalıya dava dilekçesi ve duıuşma gü-
nünün ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş
olup;
Etavacı dava dilekçesinde eşi ile arastnda ru-
hen vefikrenanlaşmazlıklar bulunduğunu. evli-
lik birliğinin temelinden sarsıldığmı bildirerek
davalı ile boşanmalanna karar verilmesini talep
ettiği ve duruşmanın 22.07.2005 günü saat
11.50'de yapılmasına karar verildiği
HUMK.'nun 213 ve 509-510. maddeleri gere-
ğince özrü olmaksızın belli gün ve saatte mah-
kemede hazır bulunmadıği takdirde yargılamaya
yokluğunda devam edileceği ve yokluğunda ce-
reyan eden işlemlere itiraz edemeyeceği tebliğ
yerine geçmek üzere Merkez Mh-Ş. Necmenin
Bayhatun Sk-No: 20/1-Gaziosmanpaşa adresin-
de iken meçhul kalan Hasan oğlu 1950 d.lu da-
valı Ali Akyüz'e dilekçesi ve duruşma gününün
tebliği yerine geçmek üzere tebliğ olunur.
29.06.2005 Basın: 33886
ÎTÜ Diplomamı kaybettim.
Hükümsüzdür.
ECE KOÇ
SİLİVRİ tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ
tLAM
20O4992 Tal.
Bir borçtan dola\ı hacizli olup satışına karar verilen aşağıda. miktar ve öoemb nitelikleri belımlen: Silivri ilçe-
sı, Mören köyü Köy içi mevkii 2261 parsel 2 kargir ev, kargir ahır, arsa vasıflı 388 m2 yüzölçümlû taşınmazın
tamamı aşağıdaki koşullarda satılacaktır. lmaı durumu: Söz konusu parseS köy yerieşik alaıu içinde kalmakta
olup, 1 50.000 ölçeklı naznn imar planında T-\KS: 0.25 KAKS: 0.50 ve H: 6.50 m kat yüksekhginde (iki kat) ve
minimum parsel büyüklügü 300 m2 olarak man mevcuttur.
Halihazır durumu ve yeri: Söz konusu taşınmaz Istanbul ili, Silivri ılçesı, Akören Köyü Köy içi mevkii 2261
parselde taın 388 m2 yüzölçümlû tajinmaz yol kenannda bulunmaktadır İçinde 2 adet bına buhmmaktadır. Bına-
lardan betonarme %e çansız olanı nispeten daha yeni olup yaklaşık 120 m2 yüzölçûmündedir. 2 oda, salon ve ban-
yo mevcuttur. Bu binanın yanında yaklaşık 75 m2 miktarü tek katlı bu bina mevcuttur. Bina 2 oda. mutfak ve
banyodan ibaremr. Taşınmazın tamamına büirkişi tarafindan 68.580.00.-YTL. deger takdir edilmiştir.
Saüş şartlan: 1- Birinci sanş, 26.08.2005 günü saat 13.30-13 45 arası Silivri Icra Müdürlügü'nde açık artör-
ma sureüyle yapüacakBr. Bu artarmada tahmin edilen kıynıetm yüzde 60'mı ve ruçhanb alacakhlar varsa alacak-
lan toplamını ve satış masraflannı geçmek şarnyla ihale olunur. Böyle bir bedelle abcı çıkmazsa. en çok arttıranın
taahhüdü baki kalmak şartıyla 05.09. 2005 günü aynı yer ve saatte ildnci artbrmaya çıkanlacaknr. Bu arttınnada
da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok artrjrarun taahhüdü saklı kalmak üzere arffirma ilanında gös-
terilen müddet sonunda en çok artürana ihale edilecektir. Şu kadar kı armrma bedelinin malın tahmin edilen kıy-
metmm \iizde 40ım bulması ve saöş isteyenin alacagına rüçhanı olan alacaklann toplamından fela olması ve
bundan başka paraya çevırme ve paylaşOrma masraflannı geçmesi lazımdn. Böyle fazla bedelle ahcı çıkmazsa
satış lalebi düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin. tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetınde pey akçesi
vera bu miktar kadar milli bir bankanın temınat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış. peşin para ıledir, abcı iste-
dıginde 10 günü geçmemek üzere mehil venlebihr. thale pulu. tapu harç ve masraflan. KDV alıcıya aittir. Tellali-
ye, bnüaniş vergiler ve tapu saüş harcu satış bedelinden ödenecektir 3- lpotek sahibi alacakhlarta diğer ilgılıletm
(•) bu ga\Tİmenkul ûzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrara dair olan ıddialannı dayanağı belgeleri ile on
beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sıcili ile sabit olmadıkça paylaşmadan
hariç bıralalacaklardır. 4- Ihaleye kanbp daha sonra ihale bedelini yaürmamak suretiyle ihalenin feshine sebep
olan tum alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasmdaki farktan ve diğer zararlardan ve ay-
nca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. thale fâıta ve temerrut faizi aynca hükme hacet kalmaksı-
zın daıremızce tahsil olunacak. bu fark. varsa öncelikle teminat bedelinden almacaknr. 5- Şartname, iian tarihjn-
den itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafj verildiğj takdirde isteyen abcıya bir ömegi gönde-
rilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatmı kabul etmiş sayılacaldan, başkaca bilgi
almak isteyenlenn 2004 992 Talimat sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmalan ilan olunur.
08.07.2005'C) Dgililertabirine irtifak hakki sahipleri de dahildir' Basm: 33643
GÖRÜŞ
BEDRI BAYKAM
Adnan Hoca Dünyanın En
BüyiikYazapı*mı,Yoksa
Geçen haftaokumuşsunuzdur. "Harun Vartya'adry-
la yazan Adnan Hoca'nın (Oktar) birbirine temeJden
zıtlık teşkil eden iki kitabının bende yarattığı "algılama
sıkıntısını" aktarmıştım. Benim, aleyhinde sert bir yazı
yazdığım için dava edildiğim kitap "Soykınm Yalanı",
özetle Yahudi soykjnmı diye bir şey olmadığını savu-
nuyor ve bu uydurma hikâyeyi Siyonistlerin dünyaya
yaydığını anlatıyordu. Kitabın yazan olduğunu iddia e-
den Nuri Özbudak isimli biri aleyhime dava açmıştı.
Fakat şimdi elimde olan yeni kitap dediğim gibi yine
Harun Yahya imzalı, adı "Soykınm Vahşeti" ve tam ter-
sine kanıtlanyla Yahudilerin nasıl Nazilertarafindan soy-
kınma uğratıldığını anlatıyoıi Geçen haftayazardan ve-
ya yayıncıstndan yanıt istedim, gelmedi sevgili okurlar.
Çaresizlik içindeyim!
Şimdi "yazar" diyorum ya, bu yeni çıkan ve 180 de-
recelik dönüşle bu sefer Musevileri savunan kitabın ya-
zan "Harun Yahya". Bu "Soykınm Vahşeti" kitabında
Adnan Oktar adını göremedim. Ama özgeçmişinde
1956 Ankara doğumlu ve Mimar Sinan ve Istanbul Üni-
versitesi'nde öğrenim gördüğünü bize hatıriatıyor. Kal-
dı ki "Harun Yahya" ismi geri dönülmez şekilde Oktar'a
bağlandı. Çünkü şeriatçılığı savunan yazarlanyla ünlü
Vakit gazetesinde sürekli yazan biri artık. Orada fotoğ-
raflı makaleleri, "Hanın Yahya" adıylaçıkıyor, makale-
nin altında da "Adnan Oktar'ın Harun Yahya oldugu"
hâlâ bilmeyenlere aktanlıyor.
İyi de, size söylediğim gibi bana davayı 1996'da Ha-
run Yahya'nın kendisi olduğunu iddia eden Nuri özbu-
dak açmıştı. Demek bu adam açıkça adalete yalan
söylemiş! Adli mercileri yanlış bilgiler vererek kandırdı-
ğı yetmiyormuş gibi bir de saçma sapan davalarla ada-
leti meşgul etmiş. Bu işin devtetle ilgili yönleri. Bir de
Adnan Oktar'la ilgili yönler var. Bu adam, yani Özbu-
dak, adalete bu yalanı söylediğinde aynı zamanda Ad-
nan Oktar'ın haklannı gasp etmiş oluyor! Yani ben o da-
vada gerçek Harun Yahya'nın Oktar olduğunu kanıtla-
yarak özbudak'ın foyasını meydana çıkardım. Bunu
Adnan Oktar bilmiyor idiyse, farkında değilse, derhal
bana teşekkür etmeliydi; "Bu Yahudi Soykınmı yalan-
lannı ortaya çıkanp Nazilere iftira attıklannı iddia eden
kitabı ben yazmıştım, bu adam eserime konmaya ça-
lışmış, teşekkür edehm, maskesini düşürdünüz" de-
mesi gerekirdi. AksinL aksini düşünmek bile istemiyo-
rum, çünkü o zaman Türkiye'nin en çok eser üretmiş
yazannın, bu özbudak'la "danışıklı dövüş" içinde ol-
ması lazım ki, buna da gönlüm etvermez.
Neden mi elvermez? Çünkü bakın Oktar'ın nasıl bi-
ri olduğunu size kamuya açık bilgilerden şöyle özet-
leyeyim: "Soykınm Vahşeti"n\r\ sonunda Harun Yah-
ya'nın (Oktar) yazdıöı 189 civannda kitabın kapaklan
var. Üstelik bunlannlngilizceden Endonezcaya, Fran-
sızcadan Rusçaya, Amavutçadan Çinceye, Arapça-
dan Ispanyolcayatercüme edildikleri bilmem kaç dil-
de kapaklan da var. Üstelik ben Yahya'nın yayıncısı
Global Yayıncılık'ın Cağaloğlu'ndaki satış mağaza-
sında bunlann çoğunu gördüm. Gerçek ve kaliteli ter-
cümeler! Oradan satın akjığım "Danvinism'in Insan-
lığa Getirdiği Belalar" kitabının Fransızcasının arka
kapağı Yahya'nın 170'ten fazla kitabı olduğunu söy-
lüyordu. Yahya'nın peygamber, Islamiyet ve mümin-
lerin kardeşliği üzerine yazılar kaleme aldığı Vakit ga-
zetesinde, yayıncısı Global, 19 Mayıs 20051e çıkan
ilanında Yahya'nın "evn'm teorisinin geçersizliğini is-
pat eden toplam 4120 sayfa ve 2 745 renkli resimden
oluşan kitaplanndan" söz ediyordu. 4 Haziran 2005
tarihli ilanda ise, bu sefer aynı konuda Yahya'nın (Ad-
nan Oktar) yayınlan 5 bin 700 sayfa ve 4 bin 65 renk-
li resim olarak tanıtılıyordu! Yani aradan geçen iki haf-
tada ya 1580 toplam sayfalık (ve 1320 ek fotoğraflı)
yeni yayınlar çıkmıştı ya da yayıncı da artık hesabı ki-
tabı toptan kanştırmıştı!
Size Türkiye'nin en büyük yazannı sorsam, kiminiz
Aziz Nesin der, kiminiz Yasar Kemal. Kiminiz Nâzım
Hikmet der, kiminiz belki yeni kuşaktan bir isim? Ben
kendimi "adam" sanırdım! 1957 doğumluyum. 18 ve
19. kitaplarım, ancak bu sonbaharda çıkacak olan
1987'ye kadar hayat hikâyem. Aziz Nesin'in 80 yıllık
ömründe 100 kitabı var. Belki 19. yüzyılda Ahmet Mit-
hat Efendi de 70 kitapfilanyazmıştır. 15 Mayıs 20O5'te
Vakit gazetesi, Oktar'ın, sıkı durun 41 dile tercüme edil-
miş 250 kitabından söz ediyordu! Herhalde bu rakam-
lar karşısında biz küçük fani yazariann hüzünle önümü-
ze bakıp becereksizliğimizi sorgulamamız lazım.
Işte satırlann böyle yağmur gibi dökülüp kitaplaştğı
bir noktada, bu edebi ve bilimsel fırtınanın başyazan
Adnan Oktar Bey'in bu özbudak'la bir gizli alışverişi
olabileceğini düşünmek bile istemiyorum! Çünkü her-
halde o, bu rakamlaria değil Türkiye'nin, dünyanın en
büyük yazan haline geliyor!..
e-mail: bedbay@tnnjiet - Faks: 0212 227 34 65
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1 2 3 4 5 6 7 8
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/Pencere ya da
kapının üst ya-
nında bulunan
ve havalandır-
maya yarayan,
açılır kapanır
bÖlüm. 2/ Incir
ağaçlannda
döllenme>i sağ-
layan küçük si-
nek... Arşının g
sekizde biri
uzunluğundaki ^
ölçiL 3/Büyük tencere...
Sodyum elementinin
simgesi. 4/Tümör... So-
yu tükenmiş bir yaban
aü. 5/ Kişinin öz benli-
ği...Kötülük,fenabk.d/
4
Çocuğun eğitim ve öğ- 5
retimiyle ilgili erkekba- 6 |
kıcı... "Dost, metres"
anlamında argo sözcük. 8 I
II Bütün cıva alaşımla- 9 |
nnın ortak adı. 8/ Suyu, işleme ve dağıtım tesıslenne ı
me... Bizmut elementinin simgesi. 9/ Yaşanmış olayla-
nn anlatıldığı yazı türü... Canlı bir varlığın içinde bulun-
duğu doğal ya da maddi koşullann tümü.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Gitann atası olan telh Ispanyol çalgısı. 2/ "Açıktan
geç, yaklaşma" anlamında kuİlanılan denizcilik teri-
mi... Küçük mağara. 3/Baş... Muhtemel. 4/tpliklerinbo-
yanmak istenmeyen bölümlerinin sanlarak boyaya ba-
tınlması yoluyla uygulanan bir tür boyama teknigi...
Gözleri görmeyen. 5/ "Git, defol" anlamında argo söz-
cük... Telefon sözü. 61 Sahra Çölü'nde yaşayan bir halk.
7/Utanç duyma... Bir Avrupa ülkesinin başkenti. 8/Er-
kek ördek.. Bir şey ödemeden alınan şey. 9/Sözsüz oyua