Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN 2005 SALI
OLAYLAR VE GORUŞLER
ARADABtR
Prof. Dr. NECLA ARAT*
Alacakaranlıktan
Aydınlığa
1997 yılında bir grup aydın, bir araya getip bir bildiri
yayımladılar. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'nın öncülüğünü
üstlendiği bu girişimin yayımladığı DemokratkToplumcu
Çağn'da ülkemizin içinde bulunduğu durum tartışılıyor
ve, "Toplumumuz Cumhunyet tarihinin belkide en önemli
bunahmı ile karşı karşıya bulunmaktadır. Laik-demokratik
Cumhunyet tehdit altındadır. Bu geçici değil, yapısal bir
bunalımdır... Devletin veeğitimin laikyapısı bozulmuştur...
Irkçı-şeriatçı bir ideolojik karışım giderek devletin
kurumlanna egemen kılınmaktadıı* saptaması yaptlıyordu.
Çağnnın son tümcelerinde ise kamuoyuna seslenilip
'Gün, karanlığa karşıgüçlerin örgütlenmesi ve dayantşması
günüdûr. Ülkenin içinde bulunduğu ortamdan endişe
duyan herkesin, konumu ne olursa olsun, mutlaka
yapabileceği birşey vardır" deniliyordu.
Çağnnın betimtediği yapsal bunalım, aradan geçen sekiz
yılda daha da büyüdü. Nitekim, değerli sosyolog Prof.
Dr. Emre Kongar, geçen günlerde ülkemizin gelmiş
olduğu noktayı, o olağanüstü etkileyici köşe yazısında
"Uçurumun Kenannda "diyerek nıteledi. Kongar'agöre,
"Uçurumdan ayaklanmıza kementatan güçler, siyasetle
bihikte medyayı, sermayeyi, hukuku ve eğitimi de ele
geçirmiş durumdaydılar." (Bkz. Cumhunyet, 6 Haziran
2005)
Ne var kı Kongar bu uyan yansından sonra kaleme aldığı
"Karanlığın Diyalektiği"nüe artık karanlığın egemenliğine
karşı aydınhğın muhalefetinin ortaya çıktığını; emekçisi,
sermayedan, yazan çizen, potrtikacısı, sade vatandaşı ıle
başta gençler ve kadınlar olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlannın Atatürk'ün armağanı olan Cumhunyeti
korumak için saf tuttuklannı, b u nedenle umudumuzu
yitirmememız ve karanlığa teslim olmamamız gerektığini
vurguladı. (Bkz. Cumhunyet, 13 Haziran 2005)
Kongar, çok haklıydı. Minerva'nın Baykuşu, gerçekten
de uçuşuna aiacakaranlık bastjrdığında (yani, karanlığın
en koyu olduğu anda) başlardı.
Işte şimdı Demokratık Toplumcu Cağn'dan sekiz yıl
sonra, benzer kaygılan daha yogun bir şekılde duyarak
yola çıkan Yurtsever Hareket. yurdun her tarafından on
binlerce ımza ile desteklenen ama milyonlarca imzaya
ulaşmayı planladığı birkampanyayı başlatmış bulunuyor.
(Bkz. Cumhunyet, 31 Mayıs 2ÖO5 ve Milliyet, 1 Haziran
2005) Yurtsever Hareket, bu kampanyası ile,
• Emperyalizmın polıtikalanna gözü kapalı teslim
olmaya,
• Ulusun ekonomik çıkariannı ve ulusal güvenliğini
Bat'nın çıkarlanna teslim etmeye,
• Laik-demokratik rejimin ve Cumhuriyetin temel
degerlerinin yıpratılmasına,
• Çoğunluk baskısının demokrasi maskesi altında
Türkiye'yi derrokratik-Aydınlanrnaa çizgisinden uzaklaşiınp
dışa bağımlı bir ılımlı Islam ülkesine dönüştürme gnşimıne,
• Yönetmin kendisineyönettlen etestirtlerecjderekartan
tahammülsüzlüğüne büyük bir duyariılıkla karşı çtkıyor.
Yurtsever Hareket, tüm yurttaşlara ve demokrat
vatandaşlara seslenerek bir kez daha "Gün birieşme
gûnüdür" diyor ve "yönetim, yanlış ve ülke için tehlikeli
pditikalanndan vazgeçeneya da ısran halinde, demokratik
yöntemlerie iktıdardan düşürülene dek toplumsa/ uyan
ve karşı koyma hakkını kullanacağını" duyuruyor.
Not: Yurtsever Hareket'in yarıında olmak ısteyen sivil
toplum örgütleri ve sorumlu yurttaşlar, desteklerini 0212
227 34 65 ve 0212 662 74 5 4 No'lu fakslara göodere-
bilirter.
* Kadın Araştırmaları Derneği Bşk.
Balkanlar'ın Anahtar Ulkesinde Seçimler
GÖZde KlhÇ YAŞIN TUSAMBalkan Araştırmaları Masası
Ni
•üfusunun çoğunluğu Müslüman-
lardan oluşan ve Avrupa'nın en yok-
sul ülkelerinden olan Anıavutluk,
3 Temmuz 2005'te yapılacak ola-
ğan parlamento seçimlerine hazır-
lanıyor Doğu Avrupa'da komünıst sısteme en
son veda eden ülke, bugün parlamenter demok-
rasi ileyönetiliyor. Seçimbarajınınyüzde 2.5 ol-
duğu Arnavutluk'ta, anayasa uyannca 140 san-
dalyelik parlamentonun 100 üyesi doğrudan, 40
üyesi de nispi dağılunla -dört yıl için- seçilecek
(m. 64,1,3). 2006'da NATO üyeliği, 2015 'te de
AB üyeliği hedefı olan Arnavutluk için seçim-
lerin demokratik yöntemlerie yapılması şart ko-
şulmuş durumda. Arna\Titluk'un siyası parti ve
koalisyonlan, seçımlerin özgür, adil, demokra-
tik olması ve şeffaflık ilkesine uyulması konu-
sunda bir usul anlaşmasını seçim tarihinin belir-
lenmesindenhemen ikd gün sora 27 Nisan'da im-
zalanuştı. Seçim öncesi dönemde seçim hazır-
lıklannı incelemek isteyen AB yetkililen, sık sık
ülkeyi ziyaret ettiler. Nitekim 2001 seçimlerin-
de olduğu üzere AGtT, oy kullanma merkezle-
rinin açılması, oy kullanımı, oylann sayımı ve so-
nuçlann asılması aşamalannı izlemek üzere
400'ün üzerinde gözlemci gönderdi.
Tosk ve Geg olmak üzeıe iki kabileye aynlan
Arnavutlar, bugünkü Azerbaycan'uı kuzeyinde
yaşıyorken kuzey göç yollannı takip edereİt top-
lu halde Balkanlar'a geldiler. Tosklar, Skumbın
Nehri'nin güneyine, Gegler de kuzeyine yerleş-
ti Pek çok ülkede görülen doğu-batı, kuzey-gü-
ney şeklindeki coğrafya temalı aynlık Amavut-
luk'ta da sonraki siyasi aynmlarda etkıli oldu. Ta-
mamı Müslüman olan Kosova ve Makedonya'da-
ki Arnavutlar da Geg kabilesuıe mensup. Ama-
vutluk'taki ArnavTitlann yüzde 70'i Müslüman,
yüzde 20'siOrtodoks, yüzde 10'udaKatolik.Müs-
lümanlann önemli bir kısmı da Bektaşi.
Osmanlı yeniçerilerinin Arnavutluk toprakla-
rma yerleşmesiyle ülkede yayılan Bektaşılik, "ts-
lamiyeti Arnavntiaştırarak" Arnavut milliyetçi-
lığinin uyanışında ve ülkenin bağımsızhğında
oldukça etkili oldu. Arnavutluk, Balkanlar'daki
Amavutlann ve doğal topraklannın yansuu ki-
mi anlaşmalar nedeniyle ülke sınırlan dışında bı-
rakmak zorunda kalmış bir ülke.
Tüm bölgedeki uyuşmazlık ve çatışmalann
temel sebebının azmlıklar ve birbirinin ıçine geç-
miş halklar olduğu düşünüldüğünde, Arnavut-
luk'un bu çatışmalardan nispeten uzak kalması-
nın sebebi, topraklanndaki azınlık nüfusun önem-
li bir orana ulaşmamasıdır. Arnavutluk nüfusu-
nun yüzde 95'ini Arnavut kökenliler oluştunır-
ken en büyük azınlık grubu olan Yunan asıllılar,
sadece yüzde 2.4 oranında. Diğer azınlık grup-
lanm da Makedon Karadağh, Çingene, Ulah,
Sırp, Eflaklı ve çok az sayıdaki Yahudi ve Erme-
ni topluluklan oluşturuvor.
Demokrasi savaşı
Enver Hoca'nın 1985'te ölümü üzerine yeri-
ne getirilen rejimin ikınci adamı Ramiz ABa dö-
neminde sistemde yumuşama olduysa da Enver
Hoca anlayışı bir süre daha devam ettirildi. Do-
ğu Avrupa'nın komünist rejimlen yıkılmaya baş-
ladığında, Arnavutluk Işçi Partisi de reform sü-
recini başlatmak zorunda kaldı Uygulamadaki
yavaşlık ve sisteme duyulan güvensizlik, on bin-
lerce Arnavut'un -dünyanın şaşkın bakışlan ara-
sında- Tiran'daki Baülı büyükelçiliklere sığınma-
sına ve küçük teknelerie Adriyatik üzennden
ttarya'ya kaçmasına sebep oldu.
tşkodra, Draç. Elbasan, Tiran'da önüne geçi-
lemeyen gösteriler, sokak çatışmalan, reform
çığlıklan Ramiz Alia'yı serbest seçim sözü ver-
mek zorunda bıraktı. îlk demokratik seçimlerde
kaybeden diğer Doğu Avrupa komünist partile-
rinin aksine Arnavutluk Işçi Partisi, oylann yüz-
de 65'inı. Sati Berisha ve Gramoz Paşko liderli-
ğinde kurulmuş olan Demokratik Parti yüzde
30'unu aldı. (31 Mart 1991). Ülkedeki ıktisadi
çöküntü, grevler, gösteriler, gençlerin ülkeden ka-
çışının devam etmesi ve reformlann hâlâ gerçek-
leştirüemiyor olması hükümetinısüfasını ve 1992
seçımlerinizorunlukıldı ABD'ninlşçiPartisi'nin
yenne kurulan Sosyalist Parti'ye karşı serbestpa-
zar ekonomisini savunan Demokratik Parti 'yi
desteklemesi, Demokratik Parti'yi oylann yüz-
de 62'si ile iktidar, lıderi Berisha'yı da cumhur-
başkaru yaptı. Yanm yüzyıl süren komürust sis-
tem artık sona ermişti, komünist parti yasadışı
ilan edilmiş. ülkede reform ve özelleştirme sü-
reci başlamıştı.
Değişimin zor olması, ekonomik sıkıntılann
aşılamaması ve halkm beklentilerinin karşılana-
maması, yeni bir kriz dönemine sebep oldu Sos-
yalist Parti, 97'dekı erken seçimle yönetime gel-
di. Başbakan olan Fatos Nano, 2001 seçimlerini
de kazanarak Sosyalist Parti'nin liderliğini bu-
güne değin sürdürdü.
Tûridye-Arnavufluk iüşkilcri
3 Temmuz'daki seçimlere ilişkin yapılan an-
ketler, eski Cumhurbaşkanı Salı Berisha'run li-
derliğindeki Demokratik Parti'nın seçimleri bi-
rinci bitireceğini öngörüyor. Buna göre, iktıdar-
daki Sosyalist Parti ikincı olurken onu eski Baş-
bakan Dfa- Meta'nın liderliğindeki Bütünleşme-
ci Sosyalistler izliyor.
Yakın tarihe baİaldığında böylesi bir sonuçla
Demokratik Parti'nin ve Berisha'nın tekrar ikti-
dara gelmesiyle Türkiye-Arnavutluk ilişkilerinin
daha da derinleşebileceğini söylemek yanlış ol-
masa gerek. 1980 yılında ımzalanan ticari anlaş-
malarla yeniden başlayan ilişkiler Berisha döne-
minde gelışmişti. Yunanistan'm büyük destek
verdıği Nano'nun döneminde ise özellikle ilk
zamanlarda Yunanistan'm etkisiyle ve Türki-
ye'nin Berishacı olduğu düşünüldüğü için iliş-
kilerin se>Tİ yavaşlamıştı. Balkanlar' ın dengesin-
de ve bölge istikrannda kilit konumda olan Ar-
navutluk'la ilişkilerin en üst se\iyeye çıkanlma-
sı. Türkiye için hem siyasal hem de stratejik açı-
dan oldukça önemli Üstelik. Türkiye ile ışbirli-
ğının arttrnlması, Yunanistan tarafindan sıkıştı-
nlan ve baskı altına alınmak istenen Anıavutluk
açısmdan da arkasma güçlü bir devleti almak
adına önem arz ediyor.
Gerçekten de kendı topraklanndaki Arnavut-
lan ayn bır azınlık olarak kabul etmeyerek on-
lan "Arnavutça konuşan \unanhlar"" olarak ad-
landıran Yunanistan'm. Arna\-utluk'takı Yunan
asıllılann azınlık haklannı bahane ederek kurdu-
ğu siyası baskı ve hatta "Knzev1
Epir" olarak ad-
landırdığı Amavutluk'un güneyi için yarattığı
"Kurtanlamamış Toprak" tragedyası düşünül-
düğünde Ama\utluk \ e Türkiye'nin kader ortak-
lığı yaptığı anlaşılıyor.
Türkiye'nm yeterince aktif olmayan dış poli-
tikası, Yunanistan baskısını iyı ilişkilerle kırma-
ya çalışan Amavutluk'ta ve Makedonya'da -özel-
likle hcan ilişkılerde- Yunanıstan'ı olması gere-
kenin tersine Türkiye'nin önüne çıkarmış du-
rumda. Yoğun tarihsel ve kültürel bağa ek ola-
rak yaşanan kader ortaklığı. hem Amavutluk'la
hem de Makedonya ile ilişkilenn geliştirilmesi-
nı ve ortak taktik belirlenip bunlann sıstemli bir
şekılde takıp edılmesini gerektiriyor.
Amerika'ya Niçin Acıyorum?
•Dr.OsmanGUNEY
nanın ki, Amerika'ya dilerde de dünyanın dibıne
(ABD) acımamak elim- kibrit su>ıı dökmeye çalı-
şan bu canavara, biİirim ki,
birçoğunuz kızar, lanet eder.
Fakat ben gerçekten acı-
yorum bu buçuk milletler
topluluğuna... Onlarister mi
sanırsınız dünyarun başına
den gelmiyor... Hem de
şimdikine değil. ilkin Kızıl-
derililenn, daha sonralan da
Zencilerin soyunu kurutma-
ya çalışan ABD'ye öteden
beri hep acuıuşundır. Şim-
bela olmayı ve de iğrenç bir
manzara sergileme>i...
Bu- kez kapıyı büyük aç-
mışlar, isteseler de küçülte-
miyorİar, aşağıdan alamı-
yorlar... Toraman gerzek to-
suncuklar gibi. istekleri ye-
rine getiriuTieyince kızıyor,
Peugeot Boxer
Tüm arayışların sonu!
PeU,geOt
2 7 . 7 0 0 Y T L (277OO.OOO.OOO T^'denbaşlayanfiyattaria!
vwww peugeot com.tr
• 7.5 mMen 12 m
h
e geniş iç hadm seçendderi • 1060 - 1755 kg ansı ıstap haddi • 10 (t (85 hp), 22 k
( 100 hp). 18 k (127 hp) motor seçenekleri • ABS • SUriıcO hava yısojı • Uakon kumandalı merkezı kilit
PEUGEOT - Bektrildı on cambr • Isttmalı ve eMarildl ftaiı yan aynabr • Güçlendinlrrnş aHa suspansiyon • Immobtlizer
ASSISTANCE ^YOkseUikayariıhMrolkdireksTon-KkravcdahabırçokunOnöiBHc.
{0212)292 2(26 Hemen bır Peugeot bayiıne gelin, Boxer'ın tam sııe göre oldugunu kendi goılerınııle görun Boxer
PEUCEOTT.ynmTOTAL PROFESYONELLERDEN PROFESYONELLERE.
•P«nak«b<4t «MnP««BeıcB<nn'»0CZ0kHOıl5h(>ntartadmCfiMır Kmi bjuannkfcl «deme jMrbn « M»m MçanAfcn tç* lodn laynn
v k a c a ) * Q & t M t k * '
• AÇI İSTANBUL - ALTUNİZADE (0216) 651 60 60 • AKTİF - İRİYIL İSTANBUL - ÜSKÜDAR (0216) 428 93 00 • BERKE İSTANBUL
- YENİKAPI (021 2) 633 60 61 • CAN İSTANBUL - ATAŞEHİR (0216) 469 27 77 • EFE İSTANBUL - BAYRAMPAŞA (0212)
615 07 25 -MEPA İSTANBUL- İKİTELLİ (0212) 698 44 44 . PARLAR İSTANBUL - ŞİŞLİ (0212) 210 16 66 • SONKAR
İSTANBUL - A V C I L A R (0212) 422 34 34 • TEKOTO İSTANBUL - SARIGAZİ (0216) 621 05 00 • YILDIRIM İSTANBUL - ZİVERBEY
(0216) 449 29 94 • GÖREN ÇORLU - TEKİRDAĞ (0282) 685 47 70
kınp döküyorlar... Hani o,
"Fareler ve İnsanlar'dakı.
çok sevdiği faresıni ısteme-
den sıkıp öldüren, geri ze-
kâlı iri kardeş vardı ya. tıp-
kı onun gibi: ammsadınız
mı
17
..
Ah keşke Amerikalılar,
demokrasiyi(?), hür dünya
ideallerini(°), kısacası in-
sanhğı(?) bu kadar sevme-
selerdi(?V.. Busevginindo-
zu arttıkça. bu kaba kuvve-
tin global ilgisi artıyor, ilgi-
si arttıkça yakaladığına sa-
nlıyor, dolamyor, sıkıyor,
soluksuz bırakıp öldürüve-
riyor... Peki buna mecbur
mu, evet mecbur, npkı bir pı-
ton yılanı gibi, gücün ve ih-
tiyaçlann gereğini yapıyor;
çünkü yaşamak için böyle
yapmak zorunda...
Bu şimdi meselenin bir
yanı. Durmadan kamufle
edilen öteki yanına gelince:
Düşünün bir kere, bu dev
yaratık yiyecek, içecek, ge-
zecek. tozacak, ne bileyim
her bir şeyi hem de en iyi-
sindenyapacak... Peki, ney-
le yapacak bütün bunlan?
Şimdi eminim birçoğunuz
vampirlere de aeımaz; kan
içiyorlar diye kızarsınız...
Peki, ne yapsuı zavalh vam-
pirler, hiç düşündünüz mü,
kan emmezlerse ölürler...
Sivrisinekler de öyle değil
mı, onlar da kendi yaşamı-
m sürdünnek zorunda...
tnsanlara kıyakçılık ede-
yim diye, sız hıç sivrisinek-
lik yapmaktan vazgeçen bir
si\Tİsinek gördünüz mü?..
Hem uzun lafa ne gerek var
canım. besin (yaşam) zinci-
ri diye bir şey var, değil mi?..
Yani. büyük balık küçük ba-
hğı yutacak, o kadar...
tşin esas acınılacak yönü
işte bu, balinalann yiyecek
bulamaması; o koskoca be-
denin açhktankıvranıp, bö-
ğürerek ölmesini bir düşü-
nün; zaman zaman karaya
\Tjrup intihar etmelerinin ne-
deni de belki budur, kim bi-
lir...
Mesele işte bu kadar ba-
sit, dev Golyat'abeslensin di-
ye, kendi ellerimizle yiye-
cek sunmak zorundayız;
yoksa dünyajı başımıza yı-
kar... Görüyorsunuz işte,
ABD de böyle, bir huysuz-
landı mı, Allah muhafaza
eyleye... Deprem. su baskı-
nı, tsunami, tayfun ne ki, an-
lık olaylar bunlar. olur ve
geçer gider... ABD öyle mi,
"bir baba hindT mübarek,
maazallah bir bindi mi sır-
tınıza. indirebilene aşk ol-
sun...
Büyük Ortadoğu Projesi
(BOP) ile şimdilerde ne de-
meye getiriyor dersiniz ulu
manitu;
a
Bucoğrafyanın(y»-
ni Islam âkminin) şeküııi ve
ruhunudeğiştireceğim".dı-
yor... Ne yapsın yani yüce
Goryat, baktı ki. bu baldın
çıplak taifesi ne tsrail'e ne
de kendisine nicedir dırlık
düzenlik vermiyor; öyleyse
sorunu kökünden çözmek
gerek.. Yani kısacası, bu
coğraryanın hali ve ruhu işi-
me gelmiyor; yeniden dü-
zenleyeceğim, diyor, başka
birşey demiyor...
Allah AllaaahL Bu sö-
zün gerisinde neler yatmaz
ki dinden, diyanetten tutun
da inançlann, milliyetlenn,
ideallerin, her şeyin değiş-
tirilmesi gerekebilir... Bi-
zim için durum o kadar çet-
refil olmayabilir. zaten hiç-
bir zaman unutamadığımız
o eski Orta Asya çadırlan-
mıza döneriz... Ya zavalh
Araplar neyler ki, iş mi ca-
nım, onlarda zatenhiçbir za-
man gerçekten terk etme-
dikleri Uzza ve Lat'lanna
geri dönerler, olurbiter...
Pekibütünbunlarniçin?...
Tabii ki, yüceler yücesi de-
vimizin rahat etmesi için...
O asla işsiz, meşgalesiz ka-
lamaz... Uçaklaruçmalı, ge-
miler yüzmeli. bombalar,
roketler atılmah ki "nerde
hareket orda bereket* .. Ü-
la ki, o savaş endüstrisi ça-
lışacak; fabrikalarda istih-
dam artacak... Bilmez misi-
niz ki. bisikletin pedalı dur-
madan çevrilmezse devri-
lir... Ee ölenler n'olucak:
onlar da ya Amerika'nın ya
da karşı tarafin zencileri (fe-
kir-fukara, garibantakımı)...
Saddam'la Bush'a hiçbir
şey oluyormu?..
Şu Rus ayısı da tam diz
çökecek zamaru buldu yani.
Eskiden hiç değilse yalan-
cıktan da olsa bunlara kar-
şı durur: bak kanşmam haa!!
diye parmak sallardı... O da
tırsınca. koskoca dünya ol-
du mu sana köpeksiz bir
köy... As, kes, cami bom-
bala, ııza geç, insancıklann
boynunayular tak, çınlçıp-
lak üst üste yığ; yüce gön-
lün neçekerse artık...
Şimdi de\in bakem bana,
bunlan yapamazsa o zap-
tedilemez güç neye yarar?..
Oturmuşlar ahkâm kesiyor-
lar, Amerika şöyle yapmış
da, böyle etmiş...
Allah kimseye zapt edil-
mez güç kuvvet vermesin,
ne kadar zordur durdurması,
nereden bileceksiniz...
Meseleye bir de bu
tarafindan bakınca. ABD'ye
niye acıdığımı umanm şim-
di anlamışsmızdır.. Doğ-
rusu, yüce Zeusyardımcüan
olsun...
PENCERE
Bile Bile Lâdes!..
1979'da Iran'da "Islam Devrimi" gerçekleşin-
ce en solundan en sağına dek hepimiz sevinmiş-
tik...
Diktatör Şah Pehlevi devrilmişti...
Iran komünıstleri bile şıkır şıkır oynuyorlardı...
Aradan çeyrek yüzyıl geçti...
Iran karanlığa battıkça battı..
•
Gazeteler 1979'dan bu yana Iran'da 9 kez cum-
hurbaşkanlığı seçimi yapıldığını yazdılar...
Seçim demokrasinin özü, "olmazsa olmaz" ko-
şulu değil mi?..
Iran dinci devlet modelinde seçeneksizliğin çık-
mazına seçimlerle gömülüyor...
Demokratik seçimi özgür birey yapar; kul ya da
mürit değil.
Iran'da gün saymak, tavlada zar atmak gibidir
Yek-şembe, dü-şembe, se-şembe, çihâr-şembe,
penc-şembe...
Çeyrek yüzyıldır Iran demokrasi tavlasında mol-
layagele atıyordu..
Bu kez molladan da beter Ahmedinecad san-
dıktan çıkınca halk mat oldu.
•
Bir toplum dincilikle kalkınamaz...
Iran'ın Müslümanlığı ekonomiye kâr etmez, mu-
azzam petrol gelirine karşın ülkede işsiz ordusu
büyüyor, yoksullar çoğalıyor, zengin-fakir uçuru-
mu derinleşıyor, halk ise dincilik afyonuyla uyu-
tuluyor...
Mollayı da sollayan yobaz neden sandıktan çık-
tı?..
Kim çıkacaktı?..
Iran'da çeyrek yüzyıldan beri 'eğitim-öğretim';
'akıl-bilim' değil, 'ınanç-din' üzerine!.. Yetişen
genç kuşaklar Aydınlanma'nın A'sından haber-
siz, körkütük Islamcı...
•
Komşuda pışer..
Bize de düşer..
Bugün Türkiye'de sandıktan çıkıp iktidara otu-
ran takıyyeciler en büyük savaşımı eğitim-öğre-
tim üzerine verıyorlar..
Kuran kurslan..
Imam okulları..
Üniversite..
Kıyamet kopuyor..
Neden?..
Çünkü takıyyeciler tasanmlannı uzun süreli bir
stratejiye oturtmuşlardır; aşağıdan yukarıya doğ-
ru sözüm ona demokratik bir yapılanmada Tür-
kiye'yi Iran'a çevirmenin en gerçekçi ve geçerii dü-
zenlemesi adım adım yürütülüyor...
Said-i Nursi'nin müridı Fethullah'ın kadrolan
neden tüm dünyada ve Türkiye'de okullara, eği-
time, öğretıme hız veriyor?..
•
Halk hangi tür eğitimden ve öğretimden geçer-
se öyle biçimlenir...
Avrupa'da halklar laik öğretim süzgecinden
geçtikleri için demokrasi bilincıne aşılandılar...
Türkiye Aydınlanma'ya sırtını döndükçe Iranla-
şacak...
Fethullah biliyor bunu...
Başbakanlık Müsteşan biliyor..
Bile bile lâdes...
y'Cumhuriyet
k^KİTAPLARI
ATATURK
BtR GÜN GELECEK
Oktay Akbal
"Atatfirk uzaklarda deâMir. Geçnıi^ kanşnnş değüdjr.
Bizimle beraberdir. ılerici kuşaklann yanındadır.
Türkiye'yi aydınlığa götoren yolun öncüsüdür.
Atatiirk'ü aıdamahyiz, dnymahyız, tammahyız. Onun
zamanı aşan gfieünden yararlanmalıyız.
Topluraamuzda birtlenbire çoğalan bağnaz kafalara.
çtkarcılara, her şeyi özel yararları için harcayan
çirkin politikaeılara karşı en büyük güvencemiz, en
üsl gücümüz O'dur. Atatürk'tür. KemaHgt devrimin
flkeleridir."1
"Evet. hangi yüâe çıkacakamz, çıkacağn Am&ahir'de
Atatiirk'ün yanına? Nasd yürüyeeekler o Aslanh
Yol'u? Hangi içteniüde, hangi yürekle, hangi inançla,
hangi bağlihkla? EUeri nasıl varacak Alatürk
sözcüğunü yazmaya, dillpri nasd varacak söyiemeye?
T
'
M«k«z : TiiHtocoJı Cod. No: 39/41 Cojolojlu İSTMBUl - Ttl: 0212 514 01 96
Şube : ktikM OHL Zombak Sol 4/1 Tdtsim-ISTMBUL - W : 0212 252 38 81
Ankora : Atoiürk Buivnn Ko: 125 Kat 4 takaddcior ANKAM T«k 0312 419 50 20