Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 HAZİRAN 2005 ÇARŞAMBA
+
CUMHURİYET SAYFA
SOZ OKURUN
Fikret Dağlıoğlu
posta@cumhuriyet.com.tr
F a x : 0 2 1 2 5 1 3 9 0 9 8
Başbakan'ın ayakkabısı ve yine sorular
Sayın Bekir Coşkun çok ûzülmüş, Baş-
bakan'ın ayakkabısını satın alamamış
dıye; ve eklemiş... "Bir tekhle ben yetinir-
dkn; djğerini de Emin'e (Çölaşan) hediye
e<terdim"demiş (onun da gözü kalmasın di-
ye hertıalde)..ancak Sayın Coşkunsöylemi-
yer kıbizdebilelim: Kimdirbu Başbakan "ın
ayakkabısını alan erdemli insan, evinin ya da
cSikkânının neresıne koyacaktır, koyduğu ye-
ne de bu "Sayın Başbakanımtzuı şu tarihler
arasmda eskitmek lütfunda bulundugu ayak-
feubıdır" diye bir yazı koyacak mıdır?
Ama haklı; bu yenı TCY'ye hatta eskisi-
rae göre de mahzurlu olabilirdı. Öyle ya, Sa-
yın Coşkun "Has Bahçenin GüDeri"ni yaz-
cflığı zaman bu ülkede "hukuk" vardı ama bir
Kirlü yayımlanmasına izin verilmedi; kim
taıafindan? Türkiye Cumhuriyetinin bağım-
sız yargısı tarafından. Hukuk devletinin ol-
mazsa olmaz kurallanndan biri 'Kuvvetler
aynlığı ilkesi'dir.
Yani 12 Eylül'ün Anayasası dahi bu hük-
me dokunamıyor; yani Cumhurbaşkanı bile
"yargıya" kanşamıyor!.. Peki o zaman Sa-
yın Coşkun'a soruyorum: Peki size niye ka-
rıştılar? Yahut o günlerin anısına bugün,
Semra-Turgut çiftinin ayakkabılannı satın
alma imkânınız olsaydı -belki de daha indi-
rimli olur- alır mıydınız?..
Gazetecilerimizden biri daha yerinde du-
ramamış: Sayuı Selahattin Duman soruyor,
diyor ki: "Bu ülkede kendini kadm hissede-
ne 'en iyi erkek sanatçı', kendisinin erkekol-
duğu devletçe tescil edilmiş ve hatta 'belki'
askeriiği bile yapünlmamış kişiye de 'en iyi
kadın sanatçı' ödiUü verifiyor". Bitmedi...
"Daha anne olmayan bir sanatçunıza da 'yı-
lın en iyi annesi' ödülüveriHvor''. Nasıl olu-
yor bu sayın Duman?.. Ya da size ne oluyor?..
Eee?.. Yalakalığın sonu yok... Başbakan ka-
nsı diye "Yıhnen iyi kalpKkadını( yahut) an-
nesi diye ödül veren şu kalpçüer (bunlar kalp
hastalıklan uzmanı oluyorîar) -ki ödül ver-
dikleri bu hanımın çocuklannnı babası şim-
di Yüce Divan'da yargüaıuyor- bu ödülü Sa-
yın Bayan Erdoğan'a ne zaman verecekler?..
Aslında böylesine girişimler başladı bile...
Çünkü bir gazetede, iş kaduılan derneği gi-
bi bir örgüt Emine Hanun için çok iyi şey-
ler söylüyor, hatta "önümüzü açıyor" gibi-
sinden laflar ediyor; ama daha bilmiyoruz...
Yaşayıp göreceğiz...
Şimdi sormaya yine devam edelim... Peki
bu arkadaşlann bu önünü açanlar niye daima
"günümüzün" başbakan hanımı vs. oluyor?
Diğer, geçmiş, "lady"lere ne oldu?..
Peki biraz da politika yapalun: Bizim R
T. Erdoğan, Kasım 2002 seçimleri sonrası
hangi sıfat ve kimlikle ABD Başkanı Bush
ile görüştü? Soran var mı? Yok...
Peki, şu meşhur Siirt seçimleri (her şeyin
yolu yapılmış olarak) niye tekrarlandı ve Sa-
yın Erdoğan milletvekili seçildi?.. Kimse so-
ruyor mu? Yine yok!..
Durun; en güzel soru... Sayuı Deniz Bay-
kal, CHP Genel Başkanı, -şu sıralarda papa-
razzilere konu olan meşhur üyesini sorma-
yacağım- "Gel partinin başına geç, öyle ko-
nuş" diyerek Erdoğan'ı niye Meclis'e davet
etti?..
Sorular bitmez; ama ne yazık ki yine
muhatapyok!..
Prof. Dr. Sebatî ÖZDEMİR
Nadir Nadfmn adı öliimsüzlesti
Rumlarla olan dostluğun devam
ettirilmesi amacıyla "Kayaköy
ESosthık ve Banş FestivaH" düzenleniyor.
Flestival kapsamında, mübadele
dıöaemirıde Yunanistan'a göç etmiş
amlelerin 2. ve 3. kuşak çocuklan da köye
g elerek etkinlildere katılacak.
Türkiyenin kültür miraslanndan biri,
gazetemiz kunıcusu Yunus Nadi'nin oğlu
N«adir Nadi'nin doğum yeri
ICayaköyü'nde bu yıl ikincisi
g-erçekleştirilecek festival, 1 -4 Eylül
tanhlerinde yapılacak. Kayaköy'de
Muhtan Erdoğan Kaya, köyde doğmuş
btüyüklerin de amlannı yaşatarak sınırlı da
oilsa kültür harmanı yaratmaya
çalıştıklannı belirterek "Kaya Köyü
djoğumlu Nadir Nadi'nin adinı Kaya-
GMüdeniz yoluna vererek yaşatmaya
çahşük" dedi. Festival Sekreteri Işık
Taban da, mübadele döneminde köyden
g«öç etmiş ailelerin 2. ve 3. kuşak
çocuklarının katılacağını belirterek
"Kuyubaşı'ndan Aşağı Kiüse'ye kadar
b^rtikte halk yürüyüşü yapdacak.
Vürüyüşün ardından da kilise bahçesinde
b»ir kokteyl gerçekleştirilecek'' dedi.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da
festivalde, resim sergileri, konserler ve
folklor göstenlennın yapılacağın belirten
T~aban. "200-300 yühk bir mekân olan
Kuyubaşı'nda, festivak kaülan
yazarlanmızia sohbetler gerçekleştirilecek.
Son gün \ apüacak konserde de aralannda
S-oner Olgun'un da bulundugu
sauıatçuanmız esetierini seslendirecek"
d iye konuştu.
Eğitim
sorgulanmalı
(, A ynasıiştirkişininlafabakılınaz' özde-
JL\. yışı eğitimde bulunduğumuz ve geli-
n«en yeri en güzel şekılde anlatmaktadır.
Köy Enstitüleri'nin kapatılması Türk eğitı-
minin yükselme devrinin sona erdiği tarihtir.
Yapılan büyük yanlış. ülkenin aydınlık gele-
ceğini karartmıştır. Aydınlanmayı geciktirmiş-
tir. İş için, yaparak, yaşayarak öğrenme, sorgu-
lama, araştırma, okuma alışkanlığıru kazandır-
ma. üreten bırey... Köy Enstitüleri'nin kapatıl-
ması ile sona erdirilmiştir. Okul, çocuğu kendi-
ne ve topluma yararlı birey yapmak savı ile or-
taya çıkar. Aile ve çe\Teden daha başanh olaca-
ğını savlayarak. Matematik, fizik, kimya, biyo-
loji vb. gibi deneysel ve diğer sosyal bilimler-
le... Öğrencilik yıllarunızda "Bütün bihmlerin
ajıası felsefedir" diye öğrendik. Ne yazık ki,
okullarda düşünce ve sorgulamaya yönelik önem-
li ders olan felsefe, eğitimde gereği kadar yer al-
mamaktadır. Okunduğu okullarda ıçerik olarak
güdükleştirilmiştir. Düşünen, sorgulayankişi is-
tenmediğindendir. Aynca matematik, fızik, kim-
ya. biyolojı. tarih ve sosyoloji gibi dersler de ar-
tık eğitim amaçlı dersler olmaktan çıkanldı.
Biyolojide evrim teorisi özellikle gözlerden
uzaklaştınldı. Neden? Niçin? Nasıl? Acaba doğ-
ru mu... irdelemesi yok. Bütün amaç, ünK'ersi-
te sınavına yönelik testlerdeki başan. Öğrenci-
ler at yanşı örneğine benzetildi.
Ülkede medyumlar, >aldız fallanna bakan
kurumlar, kafalardakı başörtüsü yorgan çarşa-
fi. yeri süpüren süpürge etekli, kara çarsaflı ge-
zinen genç kızlanmız var. Bu anlayış ve yaşam
biçimine körü körüne uyan genç kızlanmız ve
üniversite bitirmiş gençlerimiz var ise eğitimin
başansı sorgulanmalıdrr. Doğru veya yanlış yol-
da mıyız?Eğitim kurumlan. kadın haİdannı, ai-
le içi demokrasiyi, okuma alışkanlığını. sorgu-
layarak düşünmeyi öğretmiş midir?
Özellikle lise ve üniversitelerimizin eğitimin-
deki başan derecesi sorgulanmalıdır.
Gericiler eğitimin önemini aydınlardan daha
iyı kavramışlardır. Osmanlı döneminde, devşir-
me yöntemiyle gençlerin uygulanan eğitimle
yeniçeri yapıldığı bilinir Nasıl bir Hıristiyan
cocuğu Hnistiyan ülkesine asker olarak saldır-
tlu-9
Eğitimle1
Uygar toplum olmak ıçin iyiniyet yetmez.
Eğitim gerekir.
FahriERDEM
MAKRE
PE^sıo^ & 4PART
ELEŞTİRİLER
• TAHAMMÜLSÜZLÜKİLE
ELEŞTtRÎNtN FARKI
Bazı okurlar Attilâ tlhan'a
tahammülsüzlüğünü, "Gazetenin son
sayfasındaki sa>ın yazar:" olarak ifade ediyor.
Bir kere bu yazanmızın adı Attilâ tlhan.
Düşünsel zenginliğinden, gazetemizdeki
yazılarıyla yararlanıyoruz. "Söz Okurun"
köşesinin sorumlulan ise bu yazıyı "eleştiri"
olarak göriip yayunlıyor. Söz konusu yazıda
eleştiri ve görüş yok. Şikâyet \ar. Attilâ llhan
sevgili okurumuzun hoşuna girmeyen şeyler
yazmış. Okurun görüşlerine saygı duymakla
birlikte tahammülsüz yaklaşım göstermesi
hoş bulmadık. Halbuki yazarlanmızm varlığı
gazetemizi zenginleştiriyor. Attilâ llhan'ın
geçmişimizle ilgili süreçleri ele ahş tarzı bizi
neden ürkütüyor. Kımi okurlar ezberlenmiş
belli kalıpsal düşüncelerle geçmişimize
bakmaya devam edebilirler. Saygı duyanz.
Tartışmz. Ama Attilâ llhan'da, hepimizin
öğrenecek birçok şey bulacağım
düşünmeliyiz.
"Söz Okurun" sayfa sorumlulannın bihnesi
gereken bir şey de, gazetemizin yazarlanna
yönelik şikâyetler veya tahammülsüzlüklerin
bu sayfayı sevimsizleştirebileceğidir.
Görüşlerine katıhnasak da tüm yazarlanmız
bizim zenginliğimizdir.
Volkan ÜSTÜNER
• SAYIN EMRE KONGAR,
Huntington ın Batı'nın kötü yönü
olarak aldığı laiklik, aslında
Anglosakson ülkelerde Atatürk'ün
Türkiye'de kurduğu laiklik kadar
aydınlık yüzlü ve insanlan banş
içinde yaşatacak düzeyde değil. Ben
Amerika Birleşik Devletleri'nde ve
Ingiltere'de onar yıldır yaşıyorum ve
gördüğüm kadanyla ikisi de tam
olarak laik ülkeler değil. Çok küçük
bir ömek, ABD para birirninin
üstünde "Tann'ya Güvenerek" yazar.
Ingiltere'de daha iki gün önce imtihan
denetleyicisi olarak din dersi bitirme
imtihanına girdim, şaşu"dım; zaten
Kraliçe hem devlet başkanı hem
kilisenin başı ve Anglikan Kilisesi'nin
mallan bır nevi devlet mah. Bırakın
Huntington'ın zırvalannı, Ingiltere'de
farkuıda ohnadan son yıllarda
Atatürk'ün 80 yıl önce yaptıklannı
yapmaya çalışıyorlar: Eğitim Birliği,
Yurttaşlık Dersleri ve Kadın Haklan.
Nereden bilecekler, Türkiye
Cumhuriyeti'nin ilk basılan pul
serisinin bile Kadın Haklan
savunuculan olduğunu.
Mustafa MERSİNOĞLU
f
• MERHABA,
Bazı insanlann, özellikle de daha sık
karşılaşıldığı için yazarlann, kendilerinden
bahsederken "biz" demesini çok itici
bulurum. Cumhuriyet'te ne mutlu ki böyle bir
yazar yok. Peki ama Cumhuriyet'te yazar
olup da kendi köşelerindeki başlıklarda
isimlerini Dr. ile başlatarak yazdırtanlara ne
demeli? Bana bu da çok itici geliyor. Laf
aramızda kalsın, ben isminden önce unvanını
yazan hiç kimseyi o-ku-mu-yo-rum. Beni
yazann Dr. mu, Em. A. mı olduğu
ilgilendirmiyor ki! Neden yazma gereksinimi
duyuyorlar unvanlannı?
Eğer tahmin edemeyeceğun bir nedeni
varsa aydınlatabilirseniz çok se^inirim.
Gürkan DEMİRCAN
• "CIİMHURÎYET DENKTAŞ'A KARŞI
\D?" başlıklı, Sayuı Kaya Çetin'nin eleştin
yazısını eski bir okur olarak destekliyorum.
Ulu önderimiz Atatürk'ün başlatmış olduğu
Aydınlanma devriminin gerçek
savunuculanndan biri olan gazetemizde, bazı
günleT acaba farklı bir gazete mi okuyorum
diye düşündüğüm oluyor. Diğer gazetelerden
çok farklı olduğu için Cumhuriyet'i
okuyorum. Bu farklıhğın ortadan
kaldınlmamasun gazetemizden istiyorum.
HalukTRAK
tatürk'ün emane-
laik Cumhuri-
yet'in içerden ve dışar-
dan kuşarıldığı bu kritik günlerde bir vatan-
daş olarak sol partilere sesleniyorum: Lüt-
fen birbirinizi yemeyi bırakarak bizlere ku-
lak veriniz.
Bugünkü iktidar; seçim sisteminin aziz-
liği ve önceki iktidann beceriksizliği saye-
sinde aldığı oy oranına nazaran hak etme-
diği bir çoğunlukla Meclis'te yer ahnakta-
du". Sizlerin ezeli zaafinız olan bölünmele-
re bağlı olarak iktidara alternatif olmak ko-
nusunda yeterli güveni verememeniz bizle-
rin umudunu tüketirken iktidann cüretini
arttırmaktadır. Ivedilikle bir lider (mevcut
Cumhuriyet, sayfalanm CUMOK'lara açıyor. "Söz
Okurun " sayfamızda yayın ilkelerimize uygun tüm
haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilere yer
vereceğiz. CÜMOK'lar bu gazetenin gerçek
sahibidirler; ülke yayın yaşamına yepyeni katkılarda
bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin yerel ve
genel sorunlarınıyansıtmakta önemli işler
üstleneceklerine inanıyoruz.
Sol partilere çağn
veya yenı) etrafinda güçbirliği oluşturarak,
sivil toplum kuruluşlannın işbirliği ve des-
teği ile;
^ Sağlıklı bir Seçim ve Partiler Yasası,
•Dokunuhnazlıklann kaldmlarak
TBMM nin saygnılığuıın arttınlması,
• Ulusal çıkarlara aykın özelleştirmele-
rin durdurulması gibi konularda bizlerin
isteklerine tercüman olunuz. Hukukun ve
ülke çıkarlannın en önemli güvencesi olan
Sayın Cumhurbaşkanrnuı 2 yıl sonra gö-
rev süresüıin bitiminde seçimin yeni parla-
mento ile yapılması için her türlü demok-
ratik yolu işletiniz.
Tüm bu çalışmalarda
iktidar tarafından dikka-
te alınmamanız halinde millervekilliğinden
"tophı istifa" etmek erdemini gösterip tari-
he geçiniz.
Toplumun dörtte üçünün. Cumhurbaşka-
m. Silahlı Kuv-vetler, yüksek yargı organla-
n ve üniversitelerin aik Türkiye Cumhuri-
yeti'nin yaşatılması konusundaki hassasi-
yetinin muhalefet görevinizi kolaylaştıncı
desteğini arkaruzda hissederek sorumlulu-
ğunuzun gereğini yapmanızı özlem ve
ümitle bekliyoruz.
Reşit ÇAĞIN
ADD ve ÇYDD'nin varoluşlarını hızlandıracak
iletişim ağının "Söz Okurun " sayfasında
gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu
aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz.
posta@cumhuriyet. com. tr
Mektup Adresi: Türkocağı Cad. 39/41
Cağaloğlu/İSTANBUL
Faks: 0212 513 90 98
gııcu
Sendikalar, kanarya sevenkr derneği ve-
ya çevre güzeHeşürme demekkri değü-
dir; güçlerini, kendilerini hedefalan kurum ve
kuruluşlaruı kapısına siyah çelenk bırakmak
şeldindeki medyatik şovlarla göstermezler. On-
lann arkalannda, temsil ettikkri emekçilerin
üretimden gelen güçleri vardır. Bu güce daya-
narakemekçüderin hak ve çıkariarnu, tophı gö-
rüşme masalannda savunuıiar ve söke söke
ahrlar (almahlar).
Geçenlerde EVIF Başkan Yardımcısı Anne
Kruger,"Türkiye 'de asgan ücretyüksektir" de-
dL Bir sendikanuzın saym başkanı ve birkaç ar-
kadaşı tepkilerini LMF temsikinğinin önüne
siyah çelenk bırakarak gösterdL Bu eylem bi-
çimi, hiçbir yapbnm gücü olma> an STÖ'lerin
kamuoyunu etkilemek için kuliandığı ana ey-
lem biçimidir. Sendikalar ise tepkilerini, bu tür
sö\iemlerin e\ leme dönüşmesi halinde eDerin-
debulunan karşı koymayöntemlerinikuBana-
rak gösterirler ve eğer güçlü isekr bu söylenen-
lerin hiçbir kıymeti harbiyesi olmaz, söyleyen
söykdigi ile kahr.
Bu nedenle, bence, sendikalar, parça parça
medyatik şoviardan zhade kendi aralannda-
ki ilişkileri getiştirmenin, dayanışmanın, işçile-
ri sendikalara çekebitanenin, daha da önemB-
si partileşmenin yoDaruu aramabdniar. Bunu
başarabilmenin önkoşulu da güçbüüği ederek
ülke koşuBanna uy^un,ortalamabiryaşamstan-
dardını sağlayacak haklan işçiler aduıa görüş-
me masalannda saglayabilmektir. Eğer bunu
sağiayacak gücünüzve kararhtağnuzyoksa, her
önüne gelenin söylediği sözkrden, verdiği be-
yanlardan ödünüz kopar ve med>atik şovlan
tepki göstermek, sendikacıhk yapmak sanırsı-
nız, ki; bunu da kimse önemsemez.
YusufKİMENÇE
Milliyetçilik
yadaulusçuluk
Türkiye yıllar boyuyapay kamplaşma-
larla zaman kaybetti. Sağ-sol kamp-
laşması Türk-Kürt bölücülüğü, Alevi-Sünni ay-
nmcılığı içleri doldurulmamış derinliksiz ay-
nmlaşmalara yol açtı.
Ben dikkatinizi, vatanseverler arasında *ya-
ratılmaya
1
çahşılan milliyetçi-ulusçu aynm-
laşmasına çekmek istiyorum.
Muhafazakâr ve kendini daha çok sağda ta-
nımlayanlar milliyetçilik kavramuıı kullanu--
ken, sol eğilimli vatanseverler ulusçuluk kav-
rarrunı kullanmayı tercih ediyorlar. Aynı has-
sasiyetlere sahip olan ulusçular ve milliyetçi-
ler; yani vatanseverler, parçalanamaz denen ato-
mun parçalanması gibi bölünmeye çahşılıyor.
Ve bence vatanseverlerin parçalanması yani et-
kinsizleştirilmesi, atomun parçalanması (atom
bombası) kadar vahim bir durum.
Ben bu iki kavramın birlikte kullanıhnasm-
dan yanayım. Yani ulusçuyum diyen bir va-
tansever aym zamanda milliyetçiliyim de de-
melidir. Gene milliyetçi bir vatansever de ulus-
çuyum demekten çekinmemelidir.
Sannım bu, psikolojik savaşın bir parçası.
lnsanlar milliyetçilik mi, ulusçuluk mu, Ata-
türkçülük mü, Kemalizm mi.. derken bir bak-
mışız ki kavramlann içi boşalmış, içeriği dü-
şüneceğimize şekillerle uğraşıyoruz.
Son Söz: Ayinesi iştir kişinin, lafa bakıl-
maz.
Miraç YAZICI
Laildiğin
teıııhıatıldııı?..
evletBakanıve Başbakan YardnncısıAl-
düllatif Şener, AKP grup toplanûsında
"Bu ülkede laikliğin teminatı AKP'dir"açık-
lamasını >"apmışür. Bütün çeüşküere rağmen te-
minat tenünatnr gözüyle şoyle bir bakalun;
• Devtetin geteceğini değil de gelecek seçuni
düşünen ve bu amaçla devierjn bütün kurumla-
nna tarikatçı zihnrv'ederi yeriestirerek.
• Ülkemizin saygın bilim otoritesi olan TÜ-
BlTAK'ı siyasi emellere araç edip, bilimi siya-
setin emrine vererek,
• Ülkenin tüm eğitim-öğretim kurumlannı,
tarikatçı zihnryetin arka bahçesi yapmaya kal-
kışarak,
^ Anayasa Mahkemesi'ni kapannm zihni-
yetiyle anayasada yer alan laiklik ilkesini istis-
mar ederek,
• Bu ülkenin iktidar partisi olarak kendi
projelerini uygulamakta ısrar edip toplumun
başka seslerine kulak bkayarak-.
Bu ülkede arbk laikliğin teminab böyle mi ve-
riByor? Peki laik bir dünya görüşüne sahip ol-
mayan ve laik yaşamayan insaniar nasıl oluyor
da laiklik hakkmda tenünat verebihyor? Yoksa
bu teminadar ileride Anadolu insannu TaBban
karşısında diz mi çöktürecek? Bu böyle giderse
ABDbnilerin€halife^teminaünı\«recekmi aca-
ba?-
AhmetTOSUN