18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 2005 ÇARŞAM& 14 JVUJLiJ. U J A kuttur(5 cumhuriyet.com.tr Felsefenin insan haklanna ilgisi gerçek demokrasiye ulaşma yolunda büyük önem taşıyor AydınlanmasüreHikılınmalıARSLAN KAYNARDAĞ -2- Yalnız bunlar değildi yapılanlar, başka et- kinlikler de görülüyordu. Sözünü ettığim felsefe alanında paneller, sempozyumlar düzenlenmeye başlamıştı. Örnek olarak 1990"lı yıllardaki bir sempozyumla iki pa- nelden söz edeceğim: 1997'de Fransa'da Srrasbourg Üniversite- si'nde Prof. SenwTanflü'ye saygı olarak dü- zenlenen sempozyum için konu TürJdye'de Aydınlanma Hareketî seçilmişti. Bu etkin- liğe katılan Türk ve Fransız on beş bilim ada- mı ve felsefecınin bildinleri daha sonra kı- tap olarak yayımlandı (5). Buradaki bildirisinde, Aydınlanmacı eği- timin Türkiye'deki önemini özellıkle vurgu- layan Tanillı, Cumhuriyetin başlıca temel- lerinden olan Oğretim Birtiğj Yasasf ndan ödün venldikçe aydınlanmadan da ödün ve- ribniş olacağuu, vatandaşlar arasmdaki di- yalog olanağınuı azaJacağım söylüyordu. Istanbul 'da bir yayınevı panel düzenledi (6). TarihteveGünümüzde Aydınlanma ko- nusundaki panel, felsefeye olduğu kadar "Doğu fle Batının Kültür tnşldsi" gibi es- kimeyen sorunlara ışık tutması açısından da öğretıci idi. Osmanlı Aydınlanması Üçüncü panel yine Istanbul'daki bir kitap ftıannda yapıldı. Tarihçi ve Türkologlann ka- tıldığı panelde daha çok OsmanlıAydınlan- ması, yani Cumhuriyetten önce bu alanda neler olduğu konuşulup tartışıldı (7). Aydınlanma konusuna özel yer veren kı- taplar, dergiler(8). yazılarçoğalıyordu. On- lardan epeyce alıntı yapılabilir. Bu kısa ya- zıya Prof. Betül Çotuksöken'in iki düşün- cesini almakla yetineceğim: Çotuksöken ilk düşüncesinde, aydınlan- maya özne-nesne bağlamında bakıyor. "în- sanın nesne olmaktan kurtularak özne ola- bilmesi, bilen ve düşünen birey dunımuna gelmesi fle gerçekleşir" diyordu. fkinci dü- şüncesinde "aydınlanmaya karşı postmo- dern çıkışlann değeriolmadığıni" söyiüyor- du ki bu türden zihın bulandırmalann fel- sefede yen bulunmadığına haklı olarak işa- ret etmiş oluyordu (9). Yazımı bitirmeden bir soru sormak istiyo- rum: tnsan haklan aydınlanma felsefesi kap- sanunda ele alınabilir mi? Bu soruya benim vereceğim yanıt "evet" olacaktır. Insan haklan yalnız bizde değil, öteki ülkelerde de hukukun olduğu kadar fel- sefenin ve yine bu anlama gelmek üzere [ydınlanmayı sürekli kılmak için, her türlü bağnazlığın, akıl ve bilim dışı davranışların karşısında olmak, laik ve hümanist eğitimi her zaman işbaşında tuîmak gerektiği unutulmamalıdır. Aydınlanmayı savunmak, onu eksiksiz uygulamak şimdi her zamankinden daha zonmludur. Çünkü sürü olmak va da olmamak sorunudur söz konusu olan. u etik"in de konusudur. Söylemek istediğim şey, aynı zamanda şu anlama gelmektedir: Demokrasi "bir ülkede bütün kurallan ileiştiyorsaaydınlanmailkelerineve işte tam da bu noktada insan haklanna uygunluk göstermek zorundadır." O haklann. başta kişi onurunu, insanın vazgeçilmez e\Tensel değerlerinı ilgilendir- diklen ıçın a>dınlanma felsefesinden uzak kalamayacaklannda kuşku yoktur. Yine böy- le olduğu içindir ki. felsefenin insan hakla- nna gösterdiği ve göstereceği ilgi gerçek demokrasiye ulaşabilme yolunda büyük önem taşımaktadır. Bılıyoruz, Bah insanlığın karşısına sö- mürgecı ve insan hakJanna saygı gösterme- yen vahşi yönleriyle de çıkıyor. Ancak bu- nun en büyük eleştinsıni yapanlaryıne Ba- tılılardır. Aydınlanmacı Türkıyede de em- peryalist sömürgeci Batı az eleştirilmemış- tır. Sonuç olarak şunlan söyleyecegım: Türkiye 1920'lerde yolunu seçerken doğ- ru karar vermiştir. Bu yolda 1940'lara ka- dar eğitim ve kültür alanında ilerlemeler ol- du. 1950'lerde yanlış bir demokrasi anlayı- şı yüzünden geriye dönüşler başladı. 1960 Anayasa Hareketi'nin aydınlanmacı özel- likleriyle gerici girişimleri önlemeye çalış- tığı yadsınamaz. Sonraki yıllarda bu düşünceye gerektiği kadar önem verilememiş; halk dalkavuklu- ğuna, din sömüriicülüğüne, demokrasi kar- şıtı çıkarcılara ödün verme yollanna sapı- larak gerekli dinamizmden uzaklaşılmıştır. Aydınlanmayı sürekli kılmak için, her tür- lü bağnazlığın, akıl ve bilim dışı davranış- lann karşısında olmak, laik ve hümanist eği- timi her zaman işbaşında tutmak gerektiği unutulmamalıdır. Aydınlanmayı sa\aınmak, onu eksiksiz uygulamak şimdi her zaman- kinden daha zorunludur. Çünkü sürü olmak ya da olmamaksorunudur söz konusu olan. Aydınlanmanın öncülerl felsefecller Eğıtimcilere. hukukçulara, bilinçli aydın- lara çok iş düşüyor. En başta da felsefecile- re. Çünkü aydınlanmanın asıl sözcüleri on- lardır. Sözlerime şunu da ekleyeyim: Türk insa- nı bugün, laikliği, dolayısıyla aydınlanmayı seçip uygulayan ilk tslam ülkesinin bireyi olmanın onurunu, aynı zamanda sorumlu- luğunu taşımaktadır. 5) Türkive de Aydınlanma Hareketi, Server TanM'yeSaygt, 199 7 , Istanbul, Adam Y. 6) TarihteveGünümüzde.Aydınlanma. 1997, tstanbul Bupanelde konuşmalar, Küyerel Ya- vınlart arasında 1997deyayımlandı. 7) Bkz. Toplumsal Tarİh Dergisi, 7 Kasım 1999 (TÜYAP ta birpanel; Osmanlı 'da Aydın- lanma.) 8) Örneğin Toplum BilimiDergisinin .Aydın- lanmaÖzeiSaytsmaa (sayı 11) Moses Mendels- sohn, I. Kant, E. Cassier, Michel Foucault, J. Habermas gibi düşünürlerin yazılan bulun- maktadır. (Bağlam Yayınlan, Temmu: 2000) 9) Prof. B. Çotuksöken 'in yazılanmn baş- lıkları şunlar: *Alala FelsefeileAydınlanmaFelsefesi C'ze- rine (Yazının içinde ver aldığı kitap. Felsefeyi Anlamak, Felsefeyle•Anlamak,. Istanbul 1995) •Aydınlanma Uzerine (Yazının içindeyer al- dığı kitap: KavramlaraFelsefeileBakmak, Is- tanbul, 2002) * Felsefe veAydınlanma (Yazının içinde yer aldığı kitap: Felsefe Özne-Söylem, Istanbul, 2002) TAV TÜRKİYE - AVRUPA VAKFI Türkiye Avnıpa Vakfi Tarafindan Oüzenlenen AB Müzakere Sürecinde Türkiye Sağük Hizmederi Sempozyumu 17-18 Haziran 2005 Günü İstanbui / Topkapı Eresin Otel'inde yapdıyor Sempozyum Programı 1. GÜN (17 Haaran 2005 CUMA) AÇELIŞ Ziya Müezanoğlu TAV Yönetım Kurulu Başkanı. Tuna\ tSCE \B Genel Sekreter Yrd. \e AB Çahşmalan Merkezı Dernegı Genel Başkanı. Prof. Dr. Recep Akdağ Sağlık Bakanı 1. Otunım - SAĞLIK VİZYDNUMUZ Moderatör Prof. Dr. Osman Hayran M.Ü. Sağlık Eğıtım Fakültesi Dekanı; Konuşnucılar: Prof. Dr. Cevdet Erdöl TBMM Sağlık. Aıle. Çalışma ve Sosyal Işler Komisyon Başkanı, Kemal Kıiıçdaroğlu CHP Istanbul Milletvekili. Prof.Dr. Sabahattkı Aydın Sağlık Bakanlıgı Müsteşar Yardımcısı, Andrzej Rys Polonya Sağlık Bakan Yardımcısı. Dr. Muharrem UstaÖzel Hastaneler \e Sağlık Kuruluşlan Birlıği Derneği Başkanı 2. Otarum - TÜRKhi: tLAÇ SEKTÖRÜNÜN YAPISI \ T AB MEVZUATTNA UYUAIÇALIŞIVKLARI Moderatör: Büleat Eczacıbaşı llaç Endüstrisı tşverenler Sendıkası Başkanı, Konufmjcıiar: Dr Orhan Gumriikçüoğiu Sağlık Bakanlıgı Müsteşar Yardımcısı, JVfehmet Domaç Türk Eczacılan Bıriığı Başkanı. Ceogiz Celajir Türkiye llaç Sanayi Derneğı Başkanı, Turgut Tokgöz llaç Endüstnsı tşverenler Sendıkası Genel Sekreteri, Alp S«İDdik Pfızer llaçlan Kunımsal llişkıler Dırektörü 3. Oturum- SAĞLK HİZ>lETLERtVDE FİNANSMAN- HİZMET SUNUMU VD KAMUMNROLf Moderalör: Prof Dr. Krdal Akahn Pfızer îlaçlan Medıkal Daruşmanı Konuşmacüar: Tuncay Teksöz Çalışma Bakanlıgı Sosyai Gü\enlik Kurumu Başkanı, Stephcn F»Dard KıdemJı Kurul Üyesı, Centre for the neu Europe / Brüksel- Belçıka. Dr. Vlurat D»amidıTUStAD Sağlık Çalışma Grubu Sağlık Projesınden Sorumlu Üye, Dr Hasan Hüseyin Yıktanni Haeettepe Ünıversitesı 4. Otunım - TIBBİ TEKNOLOJİ VE TÜKETİCİNİIV KORL"VMASI Moderatir: Dr. Hasan Bağcı Sağlık Bakanlıgı Tedavi Hızmetlen Genel Müdür Yrd.: Konuşmaolar: Prof.Dr. Yekta LTgen Boğazıçı Ünı\ersıtesi Bıo-Medikal Enstirüsü Müdûrü. Cumhur Çeken SADER Başkan Yardımcısı, l'ftık Eren Tüketıcı Bıriığı Başkanı, Engin Başaran Tükerici Birliği Başkanı. Salih Gflreş Tepe Teknolojı Genel Mûiûrü 5. Oturum - TCRKrVE SAĞLIK HİZMETLERİ (StandartJarm Bdirienmesi ve Dışa Açıümı) Moderator: Dr.M ITvi Saran Sağlık Bakanlıgı Müsteşar Yardımcısı; Konuşmaalar: HÜSC\TD Çeük Çalışma Bakanlıgı GSS Proje Danışmanı, Dr HasanKuş Özel Hastaneler \ e Sağlık Kuruluşlan Bırlıgı Derneğı. Doç Dr Gaa Zorer Tûrk Hekmlerı Davanışma V'akfı ıkıncı Başkanı. Dr CengizGfil Medlıne \)obıl Sajlık Hızmetlen Genel Müdür Yardımcısı. Ata Selçuk Eczacıbaşı Sağlık Hızmetlen Genel Müdürû 6. Otunın - SAĞLIK SEKTÖRÜNDE İNSAN GÜCÜ ve EĞİTİMİ Moderattr: Dt. Celal Y'ddınm Türk Dış Hekımlen Birlıği Başkanı Konuşıtiicılar: AM 'ierlikaya Sağlık Bakanlıgı Personel Genel Müdürü, Prof.Dr. Oğuz Sövietnezoğlu Gazı ÜnAersıteşı Tıp Fakültesi, Prof. Dr. Ruhi Kayka>og)u Sıenıens /Jcademı Koordınatörü, Dr. Haiuk Ozsan Sağlık Bakanlıgı Eski Müsıeşar Yardımcısı Kapanış Konuşması öya Müerzinoğiu TAV Başkanı Kanüm Srfiflkası Dağrtımı fConuşmakr sırmültane tercüme edilecektır. NOT: K.4TILIM İÇİN KAVTT BAŞVURULARJ HAKKEVDA BİLGİ Tûridje Arupa V*kfi(Tel. 0212 244 51 34 - 244 51 35; Faks: 0212 244 51 36. Web Siteü: w-ft-w.rurkıveavniDavakfi.ore) ÇASOD oyunculuk ödülleri Akatlar Kültür Merkezi'nde verildi Onıır ödülü Filiz Aknı'a ISTANBUL (AA) - Sinema CHunculan Derneği (ÇASOD) 2004 Yıh Ojnnculuk Ödüfleri', törenle sahiplerine verildi. Akatlar Kültür Merkezi 'nde bu yıl 12 'ncisı düzenlenen ödül töreninde, ünlü sinema oyuncusu Filiz Akuî'a 'Emek Ödülü' sunuldu. Filiz Akın'a ödülünü Beşiktaş Belediye Başkanı Ismail Unal verdi. 'En İyi Kadın Oyuncu' ödülünü Demet Akbağ, 'Neredesin Firuze' ve 'VTzontele Tuuba' filmlerindeki rolleriyle aldı. En tyi Erkek Ojııncu' ödülünü Nejat İşler, 'Mustafa Hakkında Her Şey' filmindeki rolüyle kazandı. Çok sayıda sanatçı Katıldı Törende 'Umut Veren Kadın Oyuncu' ödülü Doluna> Sc^sert'e verildi. 'Umut Veren Erkek Oyuncu' ödülüne de Ismail Hakkı Taslak değer görüldü. Taslak'ın ödülünü sanatçı adına yapımcı Serkan Çakareraldı. 'JüriÖzel Odülü'ne değer görülen Ahmet Mekin ise törene katılmadı. Altan Erkekli nın 'Jnadına Yaşamak' adlı oyundan bir bölüm sundugu, Ozcan Deniz'in de şarkılarını seslendirdiği geceye, ÇASOD Başkanı Rutkav Aziz ve yönetım kurulu üyelerinüı yanı sıra çok sayıda sanatçı ve sanatsever katıldı. 51. ULUSLARARASI VENEDİK BİENALİ Kâbeye benzeyen heykeleyasak ROMA(AA)-51. Uluslararası Venedik BienaH kapsamında Alman sanatçı GregorSchneider'in Kâbe'ye benzeyen heykehnin sergilenmesine ızin veriünedi. Kup Venedik 2005' Gregor Schneider'ın 15 metre yükseklikteki, küp şeklinde metal iskeleden oluşan yapıtı, Kâbe'ye benzer bıçimde siyah örtüyle kaplanacak ve meydana yerleştırilecekti. Müslümanlar tarafindan tepkiyle karşı lanabileceği gerekçesiyle, Schneider'in •Küp Venedik 2005' adlı yapıtının San Marco alanında sergilenmesine izin verilmediği belirtildi. Sanatçı Schneıder, yapıtının, Arap dünyasından esinlenen yapılann Avrupa yapılanyla buluştuğu San Marco alanında sergilenmesinin mubteşem olacağını düşündüğünü belirtti. Schneıder, "Ben bu çalışma>ı provokasyon olarak görnıedim: aksine bu, kültüıier arasında derin baglar olduğunu göstermenin bir yolu" dedi. Bienalın basın yetkilisi Alessandra Santerini yerel yetkililerin alanın büyük bölümünün görünfüsünün kapanacağı gerekçesiyle heykelin sergılenmesini istemediklerini, aynca Müslümanlann inançlannın rencide edilmesinden korkulduğunu söyledi. Her yıl 300 bin civannda izleyıci çeken Uluslararası Venedik Bienali, 6 Kasım'a kadar sürecek. DEFNE GÖLGESİ TfRGAY FtŞEKÇİ Vefa Vefa, eski birsözcük ama güzelliğini yitinmemiş. Insanoğlunu insan kılan temel özelliklerden biri- ni, bağlılık duygusunu, sürekliliği, kalıcılığı anlatı- yor. Sevgide, dostlukta, arkadaşlıkta vefalı olabil- mek; düşüncelerine, benimsediğın değerterB bağ- lı kalabilmek, "su gibi aziz" olabilmek, giderek da- ha da az rastlanan bir olgu. Vefasızlıklar içindeki hayattan biraz uzaklaşa- bilmek için KralLear'\ okuma gereksinimi duydum. Vefa, bağlılık, sevgi, özveri, sorumluluk gibi insa- ni duygulan, insan kişiliğini en yüceltici bıçimde işlemiş o büyük yapıtı. Shakespeare Kral Lear'ı nasıl birgereksinim- le yazdı bilmiyorum. Arna bütün öteki oyunlann- da olduğu gibi insan doğasının derinliklerine bak- maktadır bu yapıtında da. özellikle de sevgi ve vefa duygulannın insan ilişkilenndeki yeri, önemi, gösterilme biçimine... Öyküde, Kral Lear, artık yaşlandığını düşüne- rek ülkesini üç kızı arasında pay edecektir. Kızla- rına kendisini ne kadar sevdiklerini sorar İlk iki kı- zı, sevgilerini beylik, basmakalıp cümlelerle dile getirirler. En küçük kızı ise sözcüklerle açıklaya- maz sevgisini. Kral bunun üzerine ülkesini iki kı- zı arasında paylaştınr. Küçük kızı ise kendisini malsız mülksüz kabul eden Burgonya dükü ile ev- lenerek Fransa'ya gider. Ancak zamanla ülkeyi pay- laşan iki kıza babalanna bakmak yük gelmeye baş- lar. Dişlarlaryaşamlanndan babalannı. Zavallı yaş- lı adam, ömriinün son döneminde türlü çileler çektikten sonra gerçek sevgiyi, başta sözcük- lere dökemeyen küçük kızında bulacaktır. An- cak o bunu anlayana kadar vefasızlıklar dün- yası bütün kahramanları yıkıma götürecektir. Elbette yazar, o üstün yeteneğinin önüne böylesi bir konuyu verirken, yaşamında karşı- laştığı kim bilir ne vefasızlıkları da anımsamış- tır. öyle ki, vefasızlıktan yola çıkan yazar, oyu- nun ana temasını geliştirip evrense(leştirerek dün- yanın yozlaşıp çökmesine dönüştürmüştür. Insana özgü temel özelliklerin yok olduğu bir dünya, insanların yaşadığı bir dünya da değil- dirartık. Oradayaşayancanlılarabaşkatanım- lar bulmak gerekir. Sevgi ve dostluk gibi bireysel ilişkilerne den- li vefalı yaklaşımlara gereksinim duyarsa, top- lumsal örgütlenme ve hareketler de aynı oran- da vefa ister. Tarih boyunca nice toplumsal dö- nüşüm ve devrim hareketleri türlü vefasızlıklar nedeniyle içten çökertilip başansız kaldılar. An- cak insanoğlunun bir özelliği de, ne denli ba- şansız olsa da mücadeleden vazgeçmeyişi, di- rengen oluşudur. Bu direnç, insanoğlunu köle- likten bugünkü dünyaya taşıdı. Bugünün insanı hem çevresine, yaşadığımız dünyaya, hem de insan kardeşlerine vefa borç- lu. Okuduğumuz gazeteden yediğimiz ekmeğe, konuştuğumuz telefondan kokladığımız çiçeğe, hepsi emek ürünü. Şu günlerde peş peşe satılığa çıkardığımız ül- kemizin belkemiği dev yatınmlar, Cumhuriyet ku- şaklannın nice özverileriyle kuruldu. Bunca emekle yaratılan şeylerden bir anda vaz- geçivermek... Ne uğruna? turgay^ fisekci.com 'Albüm' ödüllü rock yarışması • ANKARA (AA) - Ankara'nın ilk rock müzık ve beste yanşması 'Rock and Win\ 17-18 Haziran tarihlerinde yapılacak. Türkiye'nin dört bir yanından amatör rock topluluklannın Ankara'da kıyasıya yanşacağı etkinlik için 70 topluluk başvıırdu. Yaptlan değerlendirme sonucu 32 topluluğun finallere kaldığı yanşma sonucunda en iyi 10 beste, karma albümde yer alacak. Piyasaya sürülecek albümde besteleriyle yer alacak topluluklar, profesyonel müzik dünyasına girerek yapıtlannı tüm müzikseverlere ulaştırma fırsatını yakalayacaklar. Ankara Saklıkent Eglence ve Kültür Merkezi'nde yapılacak yanşmanın seçici kurulu, Taner Öngür, Ya\ıız Aydar, Turgut Berkes, Naim Korudağ, Burak Demırsaran, Güven Erkin Erkal, Ege Kayacan ve Hakan Aytun'dan oluşuyor. K Ü L T Ü R # Ç İ Z l K K Â M Î L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle