19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-C2HAZİRAN 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET J l i J v U l l vFİVJJL [email protected] Erdoğan, yatırımlar için destek beklerken Bush, Amerikan şirketlerinin Türkiye'de karşılaştığı zorluklara dikkat çekti Bush'tan CargillricasıAMCARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bsabakan Recep Tayyip Erdoğan'ın A_JED ziyareti, ekonomi alanında da b^Uentiİeri karşılamaktan uzak kaldı. A_ED yönetiminden. yatınmlar için d e s e k bekleyen hükümet, Amerikan şittietlerinin Türkiye'de çeşitli zorhık- laara karşılaştığı eleştirisını aldı. Idinilen bilgilere göre ABD Başka- n ı George Bush, Erdoğan ılegörüşme- siımie Amerikan gıda devı Cargül'in duaramuna işaret etti. Erdoğan'ın pü- rü-zeri gidermeye çalıştıklannı ifade ecicek Amerikan şirketlerinin yatınm- laan için destek istemesine karşılık • Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyareti ekonomi açısından bekleneni vermedi. Motorola'nın da "hayal kınklığrnı" yeniden dile getiren ABD Başkanı Bush, Cargill için kalıcı bir hukuksal çözüm beklediklerini açıkça ifade etti. Bush, tekstilcilerin ümitle beklediği nitelikli sanayi bölgeleri konusunda da ışık yakmadı. Bush. "ABDşiıiıederiyaürııniciııoül- kede yapüan sözteşmelere uyulup mııl- madığına bakar" dedi. ABD kaynaklan, Bush'un bu sözle- riyle özellikle Motorola'nın Türki- ye'de yaşadığı "havalkınkhğma" dik- kat çektiğini belirtiyorlar. Bursa'da mı- sır bazlı nişasta üretmek üzere 90 mil- yon dolar yatınm yapan Cargill ise "tanm arazisine yannnT yaptığı ge- rekçesiyle 4 ayn davayla karşı karşıya bulunuyor. ABD kaynaklan, bu soru- nun çözümü için "kahcı bir hukuksal'' çözüm beklendiğini kaydedıyorlar. ABD kaynaklan, yabancı yatınmlar konusunda diğer beklentilen şöyle sı- ralıyorlar: • Tanm alanında yüksek ithalat vergilerinin düşürülmesi. • ABDTi ilaç şirketlerinin ven ım- tiyazı konusundaki taleplerinin karşı- lanması. \/ Et ithalatı önündeki sınırlamala- nn kaldınlması. \/ Kolalı içecekler sektöründe yatı- nm için vergilerin düşürülmesi. • Yap-işlet-devret ve işletme hakkı devırlerinde sorunlarla karşılaşan ABD'li enerji şirketlerinin sorunlan- nın çözümü. ABD ile **yılan bikâyesi- ne" dönen nitelikli sanayi bölgeleri (NSB) konusunda da Başbakan Erdo- ğan'ın ziyareti sırasında bır ılerleme sağlanamadı. ABD tarafı, NSBTerde daha çok yüksek teknoloji ürünleri ve yazılım alanlanna ağırlık vermek is- terken Türk tarafi tekstil ve konfeksi- yon ürünlerindekı avantajını kullan- mak isrivor. C A R G Î L L ' E RUHSAT VERİLMESI Bursa Barosu tazminat davası açtı •- Baro Çevre Hukuku Komisyonu üytleri Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sıanduklan tazminat davası dilekçesinde, A_BD'li Cargill'in İznik Gölü havzasında yaptırdığı mısır işleme tesisiyle ilgili tüm ida:i kararlann iptal edilmesine karşın uygulanmadığını bildirdi. Işık Tarakçıoğlu 'na göre artık E vitaminli kadın çoraplan, e-mail gönderen tişörîleryapmahyızTürk sanayicisi w akıHı tekstiPe yönelmeli BURSA (Cumhuri- yet) - Bursa Barosu. Başbakan Recep Tayip Ea"doğan, eski Bayın- dırlJc ve Iskân Bakanı Z<eki Ergezen. Bursa Valsı Oğuz Kağan KLöksal, Bursa Büyük- şerhır Belediye Başkanı Hiknet Şahin. Gemlik B<elediye Başkanı IVIehmet Turgut hak- ktnda, Cargill'e ait yar- gm kararlannı uygula- nrnadıklan gerekçesıyle 9 9 bın YTL'lik tazmi- nat davası açtı. Aynı ki- şiler hakkında, yargı kararlannı uygulama- dıklan gerekçesiyle B ursa Cumhunyet Başsavcılığı'na suç du- yurusunda bulunuldu. Baro Çe\Te Hukuku IComisyonu üyeleri adına eski Bursa DSP Millerv ekilı AK Araba- cı tarafından Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunulan tazminat dava- sı dilekçesinde. ABD'- li Cargül'in İznik Gö- lii havzasında yaphrdı- ğı mısır işleme tesisiy- le ilgili tüm idan karar- lann iptal edilmesine karşın uygulanmadığı bildirildi. Danıştay'ın iptal kararlanna karşın yargı kararlanm berta- raf etmek amacıyla mevzi imar planlanrun yeniden değiştirildiği, Cargill'e ruhsat veril- dıği ve ıdarenin yargı kararlannı uygulama- dığı dıle getirildi ve 15 davacı adına kararlan uygulamayan sorum- lulann her birinden 5 bin 5OO'er YTL, top- lam 99 bin YTL mane- vı tazminatın yasal fa- izi. yargılama giderleri ve avukathk ücretleri ile birlikte tüm davalı- lardan müştereken ve müteselsilen tahsılı ta- lep edildi. Bursa Barosu Çevre Hukuku Komisyonu üyeleri Alj Arabacı, Cumhur Özcan, Na- lan Bener, tsmail İşya- pan ve Cankat Taşkın. önceki gün de Bursa Cumhuriyet Başsavcı- sı Abdülkadir llhan'a gazetecilerle birlikte giderek. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan ve diğer görevliler hakkında ceza soruş- turması yapılması için suç duyunısunda bu- lundular. • Çin rekabetine karşı çözüm yollan arayan Türk tekstili için henüz kuluçka dönemini yaşayan "akıllı tekstil" ürünlerine yönelmeyi öneren TÜBİTAK Tekstil Araştırma Bölümü Başkanı Tarakçıoğlu, "Radikal değişikliklerin zamanı geldi" dedi. MURAT GÜLDEREN TÜBİTAK Tekstil Araştırma Merkezı Müdürü Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu. global pazarda ko- talann kalkmasıyla Türk teksti- linin zorlanacağım belirterek "Arük seri ve kaBteB üretimin ya- nında henüz kuluçka döneminde olan akıUı tekstik >önelmeti>iz" dedi. Türk tekstilinin özellikle ucuz Çin mallanna karşı radikal deği- şiklık yapma zamanının geldiğı- ni belirten Tarakçıoğlu, Avrupa ülkelerinin artık konfeksiyonu bırakıp çok fonksiyonlu akıllı tekstil üzerinde yoğunlaştıklan- nı vurguladı. Tarakçıoğlu akıllı tekstilin dünyanın en cazip pazan olduğu- na dikkat çekerek Türkiye'nin de vakıt kaybetmeden bu ürünleri araştınp geliştirmesi gerektığıni kaydetti. Akıllı tekstilin herhangi bir çevresel değışikliği algılama ve buna bır tepki verme özelliğıne sahip ürünler olduğunu dile ge- trren Tarakçıoğlu, akıllı tekstile elektromanyerik dalgalan filtre eden kumaşlan, bacaklan nem- lendirici ve besleyici E vitamin- li bayan çoraplan. selülit önleyi- ci çorap ya da pantolonlan. şifa- lı bıtki özü salgılayan yatak örtü- Prof. Dr. Işık Tarakçıoğlu, geçen yıl Ege İ nrversitesi öğrencileri fle yapoğı radyofrekanslanyoluv la enerji tasarrufu sağlavan makineyi tanıtmışa. lerini, kolormatik özellikli renk uyumu sağlayan perdeleri ve Singapur'da tek başına yaşayan yaşlı ınsanlar için geliştirilen akıllı gömleklen örnek gösterdi. Bu gömleği giyenlerin herhangi bir nedenle yere düşmeleri halin- de gömleğin üzerindeki vericiler sayesinde yakınlanna mail ya da mesaj gönderildiğini kaydeden Tarakçıoğlu, bu işin araştırma ve geliştirmesini tekstilcilerin tek başlanna yapamayacaklanrun al- tını çizerek fizikçiler, elektronik- çiler, biyoteknologlar ve tıpçıla- nn birlikte hareket etmeleri ge- rektiğini ifade etti. Teknik ve akıllı tekstille ilgili Ege Ünh ersıtesfnde bu yıl "çok fonksiyonlu teknik ve akıDı teks- tffler" master programı başladı- ğına da dikkat çeken Tarakçıoğ- lu, bu eğitimleri Polonya ve Por- tekız'den gelmiş bilim adamlan- nın verdiğini kaydetti. Tarakçıoğlu, akıllı tekstil paza- nnın henüz kuluçka döneminde olduğunu ifade ederek "Yakmza- manda dünyanın en cazip pazan haüne gelecek akıllı tekstile Türk üreticileri bir an önce el atıp ken- dini markalaşnrmabdır. Aksi hal- de bu pazann da kaymağını da başkalan yiyecektir" dedi. Bilgı toplumu özellikli ülke- lerde başta silahlı kuvvetler ol- mak üzere güvenlik, sağlık ve iletişim alanlannda çok değişik akıllı tekstil ürünlennin gelışriril- mesi için şu anda yoğun bir şe- kilde Ar-Ge çalışmalan yapıldı- ğımn da altını çizen Tarakçıoğlu, "Dünyadaki akıllı tekstil pazan 2004 yıh itibamia sadece 357 mil- yon dolardır ve bu pazar büyiik- İüğünün 4 yıl içerisinde iki kaüna çıkacağı tahmin edilmektedir" dedi. teknolojisi Akıllı tekstil, bilim ve tekno- lojinin insan yaşamma getir- mekte olduğu en önemli alan- lardan biri. Bütün dünyada ku- maşm. dokunduğu ipliğin çev- resel değışikliği algılayan ve buna tasarlanmış tepkıyi veren bir özellığe kavTişturulması için önemli Ar-Ge çalışmalan yapılıyor. Elektromanyetik dalgalan filtre eden kumaşlar, sürtünmeyi en aza indiren yü- zücü mayolan. bacaklan saran kadın çoraplannm cildi besle- yici özellikler taşıması ya da ışığı ıstenen özellıklerle geçi- ren, zararlı ışınlan filtre eden perdeler bunun en önemli ör- neklerinden. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Korku Toplumu mu? Toplumu korkutarak yönetmek, son yanm yüzyılın geçerli ve egemen yöntemidir. Toplumsal korku yaratmanın yolu, iç ya da dış kaynaklı birdüşman bulmaktan geçer. Kor- kan toplumu baskı altında tutmak çok kolay- laşır. • • • Toplum, Ikinci Dünya Savaşı sonrasından başlayarak, 1990'lara kadar komünizm kor- kusuyla yaşatıldı; dış politikada köklü bir de- ğişiklikle ABD ile çok yakın ilişkiler kuruldu. İç politika ve kurumlar buna göre yapılandı. Son- ra bu korkunun ne kadar içi boş ve anlamsız olduğu görüldüyse de, olan hak ve özgürtük- lere oldu; korkunun karanltğında nice değerli beyinlere kurşun sıkıldı; gençler katledildi; umutlartoprağaverildi;ekonomikgelişmeiçin harcanabilecek kaynaklar yabancılardan silah satın almada kullanıldı. O günlerin yarattığı ortamın ve verdiği kayıp- ların sonuçlan, günümüzün iç ve dış gelişme- lerine yansıyor. Bu nokta bir yana, son aylarda toplumu ye- ni korku bulutlan sanyor. Toplum artan biroran- da dış güçlerden, ülkenin bölünmesini isteye- bilecekler diye kaygı duyuyor. Hükümet ise, ABD başta olmak üzere, dış güçleri bir güven kaynağı sayıyor. Bu talep öylesine açık görü- lüyor ki, hükümet adeta meşruiyetini dışanda anyor. O kadar ki, ülkenin kurumlanyla üç yıla yakın bir süredir savaş veren hükümet, siya- sal yapıyı, ABD yetkililerine şikâyet edebiliyor. Içerde de hükümet korku yaratıyor. Hükü- met, kamusal alanın laikliğini bir türtü içine sin- diremiyor. Eğitim programlannın dinsel bir içe- riğe kavuşturulması girişimi; kaçak eğitim ku- rumlarını cezasız tutma çabası; TÜBlTAK'ı ele geçirme ısrarı; üniversiteleri baskı altına alma uğraşısı; kadrolaşma ve devlet dairelerinde es- tirılen hava; çocuklara ve kadınlara yönelik ayı- nmcı uygulamalar vb. bunun göstergeleridir. Bir toplum için en olumsuz sayılabilecek sü- reç, korku salgınına yakalanmaktır. Çünkü, korku ortamı, hükümetlerin, yalnız hak ve öz- gürlükleri baskı altına almasını kolaylaştırmak- la ve toplumun önünü tıkamakla kalmıyor. Ek olarak, diğer ekonomikve toplumsal sorunla- ra eğilme olanağı da bırakmıyor. Korkuya ka- pılan toplum kendi yaşamsal sorunlarıyla ilgi- lenemiyor; gerçek sorunlanndan uzaklaşıyor; sorunlanna yabancılaşıyor; giderek, hüküme- ti, sorunlannın çözümünden sorumlu tutmuyor. Korkutulan halk, hırsızlığı, yolsuzluğu, hukuk- suzluğu bile yadırgamaz duruma geliyor; du- yarsızlaşıyor; içerde ve dışarda düşman anyor; bulduğu sorumlu düşmanı da yok etmeye ça- lışıyor. Daha da olumsuz ve yıkıct olanı, insan- lar birbirine düşman ediliyor. • • • Toplum, korkudan, yalnız ve ancak kendine güvenle kurtulabilir. Bu konuda ana sorumlu- luk hükümete düşüyor. Oysa bu hükümet gü- veni dışarıda anyor; kimi ısrarlı uygulamalany- la korkuyu besleyen bir özellik gösteriyor. Bu durumda, başta basın-yayın olmak üzere, di- ğer kurum ve kuruluşlann, özellikle de özgür- lükçü bir toplum isteyenlerin, toplumsal korku- lann kaynaklarına ışık tutması gerekiyor. Tersine birtutum, rutubetli yazsıcağı gibi, öz- gürlükleri boğucu birortam hazıriar. Çoktaraf- lı yıkımlara yol açabılecek bir süreç oluşabilir. Toplum bunu hiç hak etmıyor. [email protected] Vabfbank'tan hububat sektörüne kredi ANKARA (AA) - Vakıf- bank Ticari Kredıler Müdü- rü Sebahattin Bulut, hubu- bat sektörüne yönelik kredi desteği kapsamında, banka olarak üreticı. tüccar ve sa- nayıciden 200 milyon dolar civannda bir talep bekle- diklerini bildirdi. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürlüğü ile bazı bankalar arasında bu yıl hububat sektörüne kredi vermek için yapılan kredi desteği anlaşması ko- nusunda bilgı veren Bulut, geçen yıl Ziraat Banka- sı'nın 600 trilyon lira civa- nnda tanm sektörüne kredi kullandırdığını, bu yıl da bu pazann ortalama 1 katril- yon lira olacağının tahmin edildiğini söyledi. Ziraat Bankasf ndan son- ra Türkiye genelınde en ya>gın şubeye sahıp banka- lardan biri olduklannı be- linen Bulut, "Bu, üreticiye ulaşmamız için diğer ban- kalara göre bir a^ntaj, Va- kıftank, Ziraat Bankası'tur. altematifı olabilir" dedi. DÜMA EKONO>IÎStNE BAKIŞ / ERGİN YTLDIZOĞLU LONDRA [email protected] Irak'ta direniş tüm şiddetiyle devam edi- yor. "Terorizme" karşı savaşta "demokrat'ık- leştirme" sürecı grotesk örnekler sergiliyor, küresel silahlanma harcamaları rekor düze- ye yükseüyor, küresel ısınma hızla ilerliyor. ABD'de, Başkan'ın danışmanlan küresel ısın- ma verilerini tahrif ederken zenginlerin çok daha zenginleşmekte olduğunu yazıyor ga- zeteler. Avrupa Bıriiği Anayasası referandu- munda ortaya çıkan durumsa sınıf mücade- lesinin ve ulusal devletin öldüğüne ilişkin ri- vayetlerin asılsız olduğunu bir kez daha ser- giliyor. Diğer bir deyişle küreselleşmeyle yeni bir aşamaya sıçradığı rivayet edilen uygarlığı- mız, eski, bildik biçimleri sergilemeye devam ediyor. ABD ve Irak! ABD yönetimı, Irak'ta yeni hükümet kurul- duktan sonra direnişin giderek yavaşlayaca- ğını ileri sürmüştü. Aksine, bir Financial Ti- mes yorumunda vurgulandığı gibi, mayıs ayındaki gelişmeler, "ABD'nin Bağdat'taki siyasi süreç üzerinde denetimini kaybetme- ye başladığını" gösteriyor. Gerçekten, As- sociated Press'in raporuna göre de mayıs başından haziranın ilkhaftasına kadar geçen dönemde, 80'den fazlası ABD askeri olmak üzere en az 850 kişi çatışmalarda ve bom- balamalarda öldü. Üstelik, Los Angeles Tı- mes'ın aktardığına göre, ABD yönetiminin iddialarının aksine, gittikçe sayıları artan in- tihar saldınlannı gerçekleştirenlerin ezici ço- ğunluğu, ülkeye sızan yabancılar değil, Ba- kuba bölgesindekı ABD güçlerinin komuta- nı General Joseph Taluto'nun sözleriyle "ABD işgaline karşı savaşan dürûst ve iyi Iraklılar" (Gulf News 09/06). Bu arada Bağ- dat'a yönelik şimşek operasyonu "bir kıvıl- cım bıle çıkartamadan sonuçlandı". ABD ordusu Irak'ta kurr a saplanmışken, ülkesinde orduya yeni asker yazmakta giderek daha fazla zorlanırken, Başkan Yardımcı- sı Dick Chaney. Hava Kuvvetleri Akademi- si'nde yaptığı bir konuşmada askeri kutladık- tan sonra, "özgürtüğün düşmanlanna kar- şı"... "gelecekte yaşanacak daha nice savaş- lardan ve zaferierden" söz ediyordu (The VVashington Times 02/06). Chaney, yeni sa- vaşlardan söz ededursun, ABD halkının yüz- de 57'si savaşa karşı. Bu arada geçen haf- ta, The Sun (Baltimore), The Minneapolis Star-Tribune, Chicago Tribune, Seattle Post- Intelligencer gibi yerel (çoğu muhafazakâr) gaze- telerde, ilk kez Irak'tan çekilmek gerektiğine, savaşın fedakârlığa değmediğine ilişkin yorumlar çıkmaya başladı. Stalinistler ve özgürlük savaşçıları Uluslararası Af örgütü'nün yıllık raporu, Chaney'nin övdü- ğü ve yenilerini özlemle bekle- diği zaferlerin üzerine karanlık bir gölge düşürdü. Rapor, ABD yönetiminin terorizme karşı sa- vaşta işkenceyi kurumsallaştır- dığını saptıyor, Irak'taki Ebu Ga- rib ve Küba'daki Guantanamo Körfezi hapishanelerini, Stali- nist Rusya'nın Gulag hapisha- nelerine benzetiyordu. Rapor doğal olarak ABD yönetiminin hışmını üzeri- ne çekti. Nasıl olur da ABD'nin ınsan hakla- rını ihlal ettiği ileri sürülebilir, Stalinızmle ara- sında bir bağlantı kurulabilirdi. Ne ki ABD yönetiminin, "terorızme karşı savaşın", başından beri eski Stalınistlerle çok sıkı bağlan var. ABD, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan gibi cumhuriyetlerin başında- Uygarlığımızdan Örnekler... ki, Stalinist dönemden kalma, diktatörlerle, baskıcı rejimlerle işbirliği yapıyor. Geçen haf- ta kendi ülkesini kana bulayan Etiyopya re- jimi de "terorizme karşı savaşta" ABD'nin değerli müttefikien arasında. Etiyopya rejimin başı Meles Zenavi, siyasi yaşamma Stali- nist-Arnavutlukçu bir örgütte başlamıştı. Ik- tidara geldikten bir süre sonra ABD ile yakın- laşmaya başladı ve neo-liberalizmi benimse- di. Geçen hafta, sokaklarda gösteri yapan halka ateş açan Etiyopya güvenlik güçleri 22 kişiyi öldürüp çok sayıda rejim muhalifini ya- raladı. Bu katliamı kitlesel tutuklamalar izle- di (CNN). Portakal devrimınin lideri Victor Yuşçen- ko da eski bir Stalinist. Yuşçenko yanlısı Kyiv Post gazetesinin aktardığına göre Yuşçenko yönetiminin parlamento üyelerinden Levko Lukyanenko. geçenlerde Kiev'de "Günümüzde uygarlığın en büyük düşmanı Siyonizm'dir" konulu ve Ukrayna'daki Yahudilerin ülke dışına sü- rülmesi yönünde çağrı yapan bir konferansa katılmış (Antivvar, 08/06). Lukyanenko'ya ni- san ayında, bizzat Yuşçenko eliyle Ukrayna Kahramanı nişanı takılmış. Sllaha bir trilyon, yarısı ABD'nin "Terorizme karşı savaş" tür- lü garipliklerie sürerken geçen hafta yayımlanan, Uluslarara- sı Barış Araştırmalan Enstrtü- sü (SIPRI) yıllık raporu, dünya- da silahlanma harcamalarının toplam bir trilyon dolan geçtiği- nı açıkladı. Bu harcamalann ya- rısı, 455 milyon dolarla ABD'ye airti ve ondan sonra gelen 32 devletin toplam harcamalanna eşrtti. Aynı günlerde The New York Times, bir başka ilginç gelişme- ye dikkat çekti. Amerika'da zengınler yalnız zenginleşmek- le kalmıyor, süper zenginler di- ğer zenginleri bile hızla geride bırakıyordu. Nüfusun en zengin yüzde 0.1'inin ortalama geliri, eldeki en son verilere göre, yıl- lık 3 milyon dolan geçiyor. Bun- ların arasında 2004 yılında 1 milyar dolar prim alan ESL yatınm bankasın- dan Edvvard S. Lampert gibileri de var. Bu grubun ulusal gelır içindeki payı 1980'den bu yana yüzde 100 artmış. The New York Ti- mes'agöre, Bush'un, zenginleri kayıran ver- gi reformundan sonra en büyük 400 vergi mükellefinin ödediği vergi, yıllık geliri 50.000- 70.000 dolar gelir dilimindekilerin odediği vergilere eşit hale gelmiş. Aynı günlerde ga- zeteler dünyanın en büyük oto üreticilerinden General Motors'un 25.000 işçiye yol verme- ye hazıriandığını da yazıyordu. Wall Stre- et'teki borsa spekülatörleri de bunun GM hisselerinin değeri açısından olumlu bir adım olduğunu düşünüyordu. ABD'de büyük sermayenin devlet üzerin- deki etkisinin bir başka örneğini de geçen hafta The Guardian açıkladı: Bush, ABD'nin Kyoto Protokolü konusunda tutumunu sap- tarken, dev petrol şirketi ExxonMobil'e (kar- bon dioksit kirienmesinin en önemli sorum- lularından birine) danışmış ve aldığı tavsiye yönünde davranmış. Dahası, geçmişte, petrol endüstrisinin se- ra gazlarının sınırlanmasına karşı yürüttüğü mücadeleyı yönettikten sonra, Bush yöne- timinde Beyaz Saray Çevre Koşullan Ka- Irtesi Konseyi'nin başına atanan Philip A. Cooney adlı "uzman", 2001 - 2003 arasın- da, hükümete tavsiyelerde bulunan bilim in- sanlarının raporiarını, sistemli olarak, küre- sel ısınmanın etkilerini ve kapsamını oldu- ğundan çok daha düşük gösterecek biçim- de tahrif etmiş fThe New York Times 08/06). Bunlar, küreselleşmenin bizleri "vaatedil- miş topraklara" taşıyacak gemi olmadığını gösteren örneklerinden yalnızca bazıları. Ama tüm bunlar içinde galiba en çarpıcı ör- nekler şu sırada Avrupa'dan geliyor. Fran- sa ve Hollanda'da seçmen neo-liberal ana- yasaya sınıfsal bir refleksle ve küreselleşme karşıtı bir zeminde hayır dedikten sonra, şımdi de üye ülkelerden ulusal zeminde tep- kiler yükselmeye başladı. Italya'nın Toska- na bölgesinde bir süper market zinciri Avro yanında yeniden Lira kabul etmeye başla- dıklannı açıklamış, Kuzey Ligasf ndan Ada- let Bakanı Roberto Catelli de partisinin Av- ro'dan çıkma yönünde somut bir önerı ha- zırlamaya başladığını açıkladı (The Times 09/06)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle